Çocuğuyla birlikte ABD askerlerine esir düşen baba oğlunu böyle yatıştırmaya çalışıyor. Irak, 2003
http://i.hizliresim.com/W0GqME.png
Irak savaşının sembol fotoğraflarından...:(
Printable View
Çocuğuyla birlikte ABD askerlerine esir düşen baba oğlunu böyle yatıştırmaya çalışıyor. Irak, 2003
http://i.hizliresim.com/W0GqME.png
Irak savaşının sembol fotoğraflarından...:(
Kudüs yakınında Zeytin Dağı ve Scopus Dağı yamaçlarında Avustralya süvari birliklerinin kampı (1918)
http://i.hizliresim.com/YDOQzD.jpg
Cassius Marcellus Clay (Muhammed Ali) 12 yaşında
http://i.hizliresim.com/ZZOXGz.jpg
1964 Genç Cassius Clay (Muhammed Ali), ünlü boksör Sonny Liston'ı mağlup ettikten sonra Dünya Ağır siklet şampiyonu oldu.
Ertesi gün İslam dinine geçti ve Muhammed Ali adını aldı
http://i.hizliresim.com/5gGaZM.jpg
Konya - Atatürk Anıtı - 1926
http://i.hizliresim.com/QapLDA.jpg
Konya Atatürk anıtı Heinrich Krippel tarafından 1926 yılında yapılmış
Eskişehir - 1903
http://i.hizliresim.com/kbX947.jpg
Sivas Ermeni Cenazesi - 1910
http://i.hizliresim.com/ldbqJl.jpg
Devrim, Türkiye'de tasarlanan ve üretilen ilk otomobil.
1961 yılında, dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'in talimatıyla, Eskişehir Demiryolu Fabrikasında, 129 günde üretildi
http://i.hizliresim.com/P0Odbd.jpg
http://i.hizliresim.com/r3J4ba.jpg
http://i.hizliresim.com/7qyJGL.jpg
Devrim Arabasının hikayesi
Projede yer alan mühendislere göre "Devrim Arabası", azmin ve birbirine inanan insanların neleri gerçekleştirebileceğini gösteren bir başarı hikayesiydi. Bu hikayede yer alan 23 mühendisten bugün hayatta sadece 3 kişi kaldı. Bunlardan biri olan yüksek makine mühendisi Kemalettin Vardar, geçmişte yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
"Devrim Arabası" projesine, TCDD'nin Eskişehir'deki fabrikasında çalışan genç bir mühendis iken katıldığını ifade eden Vardar, üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala kızgın olduğunu söyledi.
Araba yolda kaldığı için dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın bile projeye sahip çıkmadığını aktaran Vardar, "Türkiye her şeyin en güzelini yapabilecek potansiyele sahip. Ancak 'Bizden bir şey çıkmaz, bir şeyler üretemeyiz' anlayışı nedeniyle neticeye ulaştıramıyoruz" dedi.
Ürettikleri otomobille ilgili tüm belge, bilgi ve planları 6 kalın klasör halinde evinde sakladığını söyleyen Vardar, "Eskişehir'de TCDD'nin 32 üniteden oluşan bir fabrikası vardı. Dönemin askeri yönetimi, tam yerli bir otomobil yapılmasına karar vermişti. Ancak bunun nerede yapılacağını onlar dahi bilmiyordu. 1961 yılında TCDD Eskişehir fabrikasının başında bir askeri yetkili vardı. O, bu işe talip oldu ve yerli otomobil yapımına dahil olduk" diye konuştu.
54 yıl önce yapılan otomobil hala çalışıyor
Evinde itinayla sakladığı ve koruduğu "Devrim Arabası"nın üretim aşamasındaki resimlerini göstererek anlatımını sürdüren Vardar, "Bu otomobiller özenle üretildi. Bu konuda insanımızın yanıltılmasına hiç tahammülüm yok. Devrim Arabası yüzünden ben bir ömür boyu kavga ettim. Bunu anlatabilmek için çok uğraş verdim. Bir arabanın üretimindeki safahatının, A'dan Z'ye kadar her şeyinin gösterilmesi gerekiyor. 'Yerli araba üretilmez' demiyorum. Bugüne kadar üretmemiş olmamızın nedeni de sürekli birbirimizin ayaklarına kurşun sıkmamızdır. Yapılmış bir otomobil vardı. 54 yıl önce yapılmış otomobil hala çalışıyor. O araba Eskişehir fabrikasında hala duruyor. Üstelik yüzde 100 yerlidir. Türkiye'de bir tane benzeri daha olmadı. Kimseden lisans almadan ve hiçbir firmaya ödeme yapmadan Türk mühendisleri araba yaptı" ifadelerini kullandı.
Cemal Gürsel dahil herkes bize sırtını döndü
Vardar, Devrim Arabasına sahip çıkılmamasına hala isyan ediyor. Aracın yolda kalmasının sebebini sorma ve nedenlerini araştırma konusunda kimsenin geri dönüp bakmak istemediğini dile getiren Vardar, şunları kaydetti:
"Başta Cemal Gürsel olmak üzere herkes sırtını döndü ve kaçtı. Devrim Arabası projesinde çalışan ancak daha sonra bakan (Rıfat Serdaroğlu) olan birisi anılarını anlatırken çok acıklı cümleler kurdu zamanında. O bakan, 'Eğer ben Devrim Arabası projesinde çalıştığımı söyleseydim, Süleyman Demirel, beni kabineden atardı' dedi. İnsanlar senelerce 'Devrim Arabası projesinde çalıştım' demeye korktu. Öylesine bir hücum ettiler ki neredeyse bizi vatan haini ilan edeceklerdi. Sebebi de bir milyon 400 bin Türk Lirası'nın bu projeye harcanmış olmasıydı."
Korkutma ve yanıltma
Bir grup mühendisin 129 günde tamamı yerli 4 otomobil ürettiğine dikkati çeken Vardar, "Türkiye otomobil üretebilir. 'Yapılmasın' demiyorum. Ama adam gibi yapmalıdırlar. Bir ülkenin otomobil yapması, yöneticileri için prestij projesidir. Niye kendimizi sınırlandırıyoruz? Türk tekniği, mühendisi ve kafasının bir otomobil yapamayacağını dillendirmek, bir korkutmanın, yönlendirmenin ve yanıltmanın sonucudur. Bu bir yanlış nesil yetiştirmenin sonucudur. Yapamayacağını savunan başbakan ve cumhurbaşkanı bile gördüm. Ancak bu görüşte olanlar fena halde yanılıyorlar. Basit bir otomobil üretiminden bahsediyoruz. Peki neden 430 tane elektrikli dizel lokomotif üretiminden kimse bahsetmiyor."
"Senelerce haftada bir lokomotif üretti bu memleket" diyen Vardar, "Bir lokomotifin teknik ve mali yükü, ortada dolaşan 100 otomobilden daha fazladır. Ama Eskişehir'deki fabrikada lokomotif de üretildi. Hiç dillendirilmedi. Çünkü onun hiç sansasyonel tarafı yok. Araba üretiminde pençelerini yukarı kaldırıp bekleyen bir sürü akbaba var. Lokomotif üretiminde Türkiye çok iyiydi. Sonra 4 kişi gidip Yugoslavya'dan lokomotif kiraladı. Bu ülkedeki kapasite çok şeyi yapmaya yeterlidir. Ama bunu doğru ve istismar etmeden kullanmak önemlidir. O fabrikada çeşitli tiplerde üretilen lokomotif sayısı 778'dir. 1971-1984 yılları arasında ise aynı tip 410 lokomotif üretildi" değerlendirmesinde bulundu.
"Bunu yapmış bir fabrikada üretim niye durdurulur?" diye soran Vardar, cevabını da dönemin yetkilileriyle yaşadığı bir anısını anlatarak şu sözlerle verdi:
"Biz kendi kendimizi kötülemekten, zavallı gibi göstermekten başka bir şey yapmıyoruz. 'Amerikalılar, Japonlar var' diyerek işi yabancılara havale ediyoruz. Bu lokomotifi üretirken anam ağlamıştı. Çünkü o zaman bu fabrikanın müdürüydüm. Lokomotif üretip rayların üzerine çıkardığımız bir dönemde Ankara'da bir toplantıya çağrıldım. Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı, ki sonra başbakan ve cumhurbaşkanı oldu. Önümüze bir kağıt koydu. Beş bin beygirlik lokomotif üretemeyeceğimizi, dolayısıyla ithal etmemiz gerektiğini söyleyerek önümüze konulan kağıdı imzalamamızı istedi. Ben de üretebileceğimizi ifade ederek itiraz ettim. 'Bu da kim?' dedi. Fabrika müdürü olduğumu söylediler. Bunun üzerine 'Bunu niye çağırdınız. Tabii ki karşı çıkacak' diyerek çıktı gitti. Bu fabrikada üretim yapılırken 4 bin 700 işçi çalışıyordu. Şimdi 700 işçiye iş bulamıyoruz."
Yerli yani Türk malı arabanın tarifinin yapılması gerektiğine dikkati çeken Vardar, sözlerini şöyle tamamladı:
"Birtakım firmaların parça ve dizaynlarıyla, bir şeyleri apartarak bir toplama yapmakla yerli üretim yapılamaz. Bu şekilde araç üreten sanayi sitelerinde yüzlerce kişi var. Yerli demek, hiçbir yabancı lisansa ihtiyaç duymaksızın bir imalatı gerçekleştirmektir. Başka bir yabancının projesi üzerinde yapılacak üretim yerli olmaz."