-
Ask Hikayesi (Love Story, 1970) filminin Jennifer Cavelleri / Jenny karakterine hayat veren Amerikali model ve aktris Elizabeth Alice 'Ali' MacGraw'in dogum gunu (1 Nisan 1939)
https://2.bp.blogspot.com/-mtXtWXb5S...Untitled-1.jpg
https://ophelinhap.files.wordpress.c...ory4.gif?w=547
Jennifer Cavelleri: You look stupid and rich. / Zengin ve aptal gorunuyorsun.
Oliver Barrett IV: Actually I'm smart and poor. / Ya akilli ve fakirsem?
Jennifer Cavelleri: Uh-uh, I'm smart and poor. / Akilli ve fakir olan benim.
Oliver Barrett IV: What makes you so smart? / Seni akilli yapan ne?
Jennifer Cavelleri: I wouldn't go for coffee with you. / Senle kahve icmeye gelmiyorum. Onun icin.
Oliver Barrett IV: Yeah well I wouldn't ask you. / Ya ben hic senle kahve icmeyi teklif etmezsem?
Jennifer Cavelleri: Well, that's what makes you stupid. / Iste bunun icin aptalsin.
-
Errol Flynn ve Olivia de Havilland'in basrollerini paylastigi western Kahramanlar Diyari (Dodge City - Gli avventurieri) 1 Nisan 1939'da Dodge City, Kansas'ta gosterime girdi.
https://m.media-amazon.com/images/M/...yMjg@._V1_.jpg
-
Macaristan dogumlu, Amerikan vatandasi roman ve oyun yazari Ferenc Molnár’in dogum yildonumu (1 Nisan 1952)
"Gozlerine ucsuz bucaksiz gibi gorunen arsa ve yaninda kerestelerle dolu arazi tatli bahar gunesinin altinda piril pirildi. Burayi, bu kucuk toprak parcasini sevdikleri, gerekirse onu savunmaya hazir olduklari cocuklarin gozlerinden okunuyordu. Yurtseverligin bir turuydu bu. 'Yasasin Arsa' diye bagirirken aslinda 'Yasasin Vatan' diye bagiriyor gibiydiler. Gozlere yansiyan bu piriltiydi, kalpleri dolduran bu sevgiydi." Pal Sokagi Cocuklari
https://pbs.twimg.com/media/C7l8PoVUwAITrN4.jpg
"Intanto guardavano il loro regno, meraviglioso nella luce chiara del giorno, con le cataste illuminate dal caldo sole di primavera. Si sarebbe potuto leggere nei loro occhi che, se fosse stato necessario, lo avrebbero difeso fino all'ultimo sangue. Gridavano "viva il nostro campo" con lo stesso vigore e convincimento che avrebbero impiegato per gridare "viva la nostra patria". In effetti quello era bene una specie di amor di patria."
-
Italyan roman ve deneme yazari, gazeteci Sandro Veronesi’nin dogum gunu (1 Nisan 1959)
“Gianni Orzan, otuz yedi yasinda, Trieste’de yasayan, karisi ve ogluyla sakin bir hayat suren basarili bir yazardir. Bir gun kendisine verilecek bir edebiyat odulunu almak uzere tasrada bir sehre gider.Odulu aldigi gun ani bir kararla, odul cekini cocugu hasta olan bir kadina verir. Orzan, Trieste’ye dondugunde de bu jestinin anlamini cozmeye ugrasirken, endise verici biriyle karsilasir. Bu, calinti bir arabayi suren silahli bir taksi soforudur. Adam Orzan’a ogluyla ilgili sorular sorar, dahasi oglu hakkinda ayrintili bilgi sahibi oldugunu da hissettirir. Panige kapilan Orzan taksiden atlar ve esi ile oglunu Trieste’den uzaklastirir. Tekrar geri donen Gianni Orzan, gorunuse gore aralarinda pek baglanti olmayan butun bu olaylarin esrarini cozmeye girisir. Bu arada yine ayni taksi soforuyle karsilasir ve sasirtici bir dizi gercegi ogrenir.”
https://circololetturecorsare.files....el-passato.jpg
“Gianni Orzan č uno scrittore di libri per bambini, ha una moglie, un figlio di otto anni, vive a Trieste. La sua č una vita tranquilla. Da circa una settimana č morto suo padre, un generale dell’esercito col quale non ha mai avuto un buon rapporto, né durante l’infanzia, né nell’etŕ adulto (periodo nel quale si aggiungono le divergenze politiche: Gianni č di sinistra e parla del padre come di un fascista). Una sera lo scrittore č avvicinato da uno strano tipo, Gianni Bogliasco, il quale pare conoscere molti particolari della sua vita. Bogliasco dice anche di essere un amico del padre, ma soprattutto racconta una storia che per Gianni Orzan č assurda: suo padre sarebbe stato una spia del Kgb e non un vero fascista, un ufficiale dell’esercito russo che al termine del secondo conflitto mondiale avrebbe ucciso un militare italiano prigioniero prendendone il posto. La vita dello scrittore č poi ulteriormente messa alla prova dalla moglie Anna che con una lettera gli confessa d’averlo tradito.”
-
Portekizli roman yazari, universite ogretim uyesi ve gazeteci José Rodrigues dos Santos'un dogum gunu (1 Nisan 1964)
"Bilinen en eski gizleme sifreleri eski caglara dayanir. Mesaj bir kolenin tiras edilmis kafasina yazilirdi. Mesaji yazan, kolenin saclarinin uzamasini bekler, sonra da onu yollardi. Mesaji tasiyan kisi dusmanin arasindan herhangi bir problem olmadan gecerdi cunku kimse sacinin altinda bir mesaj olacagini dusunmezdi." Tanri'nin Formulu
https://pictures.abebooks.com/isbn/9788496940598-uk.jpg
"El sistema de ocultación más viejo que se conoce es uno que se utilizó en la Antigüedad, cuando se escribía el mensaje en la cabeza rapada de un mensajero, en general un esclavo. Los autores del mensaje dejaban que el pelo del mensajero creciese y sólo entonces le ordenaban ir al encuentro del destinatario. El mensajero pasaba fácilmente junto a los enemigos, que no se enteraban de que había un mensaje escrito bajo el pelo."
"Demeter kizi Persephone’yi bulmak icin dokuz gun dolasti. Zeus’un dokuz gece sevismesinden dokuz muz dogdu. Insanin dogmasi icin dokuz ay gerekli. Tek sayilarin sonuncusu, sonun ve baslangicin habercisi, zinciri kapayan sayi, dokuz." Kodeks 632
https://imagessl0.casadellibro.com/a...8496940130.jpg
"Deméter recorrió el mundo en nueve días en busca de su hija Perséfone. Las nueve musas nacieron de Zeus como consecuencia de las nueve noches de amor. Son necesarios nueve meses para que nazca un ser humano. Por ser el último de los números primarios, el nueve anuncia a la vez."
-
Irlandali yazar, oyun yazari ve hiciv ustasi (Brian O'Nolan) Flann O'Brien’in olum yildonumu (1 Nisan 1966)
“Bir kitabin tek bir baslangici ve tek bir sonu olmasi hemfikir oldugum bir sey degildi. Iyi bir kitabin birbirinden tamamen farkli ve sadece yazarin ongorusunde birbiriyle iliskili uc ayri baslangici ve hatta tam da bu sebepten yuz farkli sonu olabilirdi.”
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“One beginning and one ending for a book was a thing I did not agree with. A good book may have three openings entirely dissimilar and inter-related only in the prescience of the author, or for that matter one hundred times as many endings.”
"Cocuklar icinde buyudukleri kotu cevrenin etkisiyle kirleniyor ve ********lere, suclulara ve gaddar insanlara donusuyorlardi. Kotuluk, ona gore, bilinen butun illetlerin en bulasici olaniydi. Bir hirsizi durust insanlarin arasina koy, er ya da gec adamcagizin saatini yurutuverirler.”
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“They grew up to be polluted by their foul environment and transformed — was not the word a feeble one! — into bawds and crimmals and harpies. Evil, it seemed to him, was the most contagious of all known diseases. Put a thief among honest men and they will eventually relieve him of his watch.”
-
Louis de Funčs, Yves Montand ve Alice Sapritch'in basrollerini paylastigi komedi Buyuk Soytari (La folie des grandeurs- Delusions of Grandeur) 1 Nisan 1972'de Bati Almanya'da vizyona girdi.
https://bigreblog.files.wordpress.co.../a31.gif?w=620
http://img.over-blog-kiwi.com/0/79/3...20grandeur.gif
-
Alman ressam, heykeltiras, grafik sanatcisi ve sair Maximilian Maria Ernst'in olum yildonumu (1 Nisan 1976)
The Elephant Celebes, 1921
https://www.canvastar.com/Uploads/Ur...tablo-7257.jpg
The Robing of the Bride, 1940
https://www.arthipo.com/image/cache/...-1000x1000.jpg