Sardı korkular....
Dr. Nuri SEVGEN
İstiklal Marşımıza büyük şairin neden "Korkma..!" diye başladığını hiç düşündünüz mü?
Ya da korkunun diğer tüm motivasyonlardan daha güçlü bir yapısı olduğunu hiç düşündünüz mü?
Daniel Kahneman, psikoloji ve matematik dallarında alt yapısı olan Davranışsal Finans alanındaki en önemli referanslardandır. Araştırmalarının temeline inildiğinde yatırımlarda en büyük güdünün korku olduğuna vurgusu dikkat çeker. Öyle ki; hızlı kazanç ile yaşanan duygusal coşkunun asla kayıp ile yaşanan duygusal çöküntü ile eşit olamayacağını belirtir. Buna da çok basit bir örnek vermek gerekirse; 5 TL ile aldığınız bir piyango biletine 5000 TL çıkınca yaşanan duygusal coşkunun hemen o parayı harcama odaklı olduğunu gösterirken, beklenmedik %10'luk bir zararın yaratacağı duygusal çöküntünün kazanç ile yaşanan sevinçten daha güçlü olduğudur. Hatta işi daha dramatik hal ile anlatmak gerekirse; Kahneman'ın anlatmak istediği, bir yakınınızın doğumu ile oluşan sevincin asla bir yakını kaybetmenin yaratacağı duygusal çöküntüden üstün olamayacağıdır.
Yani, korkularımız içerisinde en yoğunu "kaybetme korkusu"dur. Yakınımızı, hayatımızı ya da varlığımızı kaybetme korkusu daima kazancın getireceği motivasyondan çok daha güçlüdür. İşte bu nedenledir ki insanlık tarihinde, hapis cezası ile özgürlüğü kaybetmek, iyi vatandaş olmayı motive ederken, cehennem korkusu da iyi bir dindar olmayı daima motive eden güç olmuştur.
"Neler anlatıyorsun, piyasa ile bunların ne alakası var?" demeyin. Zira piyasalardaki "korku" oynaklığın ana sebebidir. İşte bu nedenle VIX endeksi daima takip edilir ve bu endekse "korku endeksi" denir. VIX, S&P500 endeksindeki hisse senetleri üzerine yazılmış opsiyonların volatilitesinin ölçülmesi ile oluşturulmuştur. VIX endeksi bir volatilite endeksidir. Volatilite de "standart sapma"nın uluslararası literatürdeki adıdır.
Peki nedir bu standart sapma?
Kaba bir anlatımla; standart bir hareket bandından sapma olasılığıdır.
Bir kaç gün öncesine kadar bahse konu bu endeks 23 yılın en düşük seviyesine ulaşarak %9 seviyelerine kadar geriledi. Bu durum standart fiyat hareket bandından sapma olasılığının %9 civarında olduğu şeklinde yorumlanabilir. Yani yatırımcılar fiyatlarda büyük dalgalanma beklemediklerinden opsiyonlara büyük talep göstermedikleri de bu anlamdan çıkarılabilir. Zira eğer fiyatların sert bir dalgalanmaya gireceği beklentisine girilirse ilk yapılan "korkunun" getirdiği etki ile opsiyonlar alarak riskten korunma güdüsü olacaktır. Bu durumda opsiyonlara doğru oluşan bu talep opsiyon fiyatlarını (prim fiyatlarını) ve bu fiyatı belirleyen volatilitenin yükselmesine neden olacaktır. Yükselen bu değer VIX endeksini yükselteceğinden dolayı piyasadaki korkunun ölçülmesi sağlanmış olacaktır. İşte bu nedenle VIX endeksine "korku endeksi" denmektedir.
Dün ABD borsalarında Trump etkisi ile başlayan negatif fiyatlama, geleceğe dair korkuların yeniden hortlaması ile VIX endeksinin önceki güne göre %40 civarında yükselmesine ve %10 seviyelerinden %14 seviyelerine gelmesine neden olmuştur.
Demek ki Kahneman haklıymış. Korku motive edici bir güç olarak özellikle korkunun en düşük olduğu yerde ortaya çıkarsa reaksiyonun daha da büyük verilmesine neden olurmuş. Yoksa Trump ile ilgili olan haberler sadece birer tetik etkisi görmüştür. Gerisini bilinç altımız halletmiştir.
İktisata giriş kitaplarından hatırladığımız arz-talep etkisi piyasayı belirleyen en önemli kavramdır. Arzın artışı fiyatların daha aşağıda oluşmasına neden olurken talebin arzı yenmesi tam tersi bir etkiye neden olur. Piyasanın etkin bir fiyatlama yaptığını belirleyecek olan da bu arz-talep dengesi oluşurken bu etkiye katılımın ne kadar yüksek olduğunu gösteren işlem hacmidir. Hacim yüksekse piyasada oluşan fiyatın daha etkin olduğunu kabul ederiz.
Şimdi gelelim bu korkunun piyasalara olan etkisine. Daha iki gün önce piyasa, "mayısta sat ve git (sell in may and go away)" etkisinin bu mayısta olmayacağını düşünüyordu. Dün Trump etkisi ile olanlar bu etkinin yeniden akıllara kazınmasına neden olmuşa benziyor. Bu etkinin çabuk mu atlatılacağı ya da bir miktar daha etkileyip etkilemeyeceğini belirleyecek olan ise dün yaş*****n ve bu sabah süren satışların etkisinin ne kadar yüksek bir katılım ile olduğudur. İşte bu nedenle bugünlerde odaklanacağımız gerçek işlem hacimleri olmalıdır.