-
24 Subat 2008’de duzenlenen 80. Akademi Odul toreninde Coen Biraderlerin yonettigi Ihtiyarlara Yer Yok (No Country for Old Men, 2007) filmi En Iyi Film; Marion Cotillard, Kaldirim Sercesi (La mōme - La Vie en Rose) filmi ile En Iyi Aktris; Daniel Day-Lewis, Kan Dokulecek (There Will Be Blood) filmi ile En Iyi Aktor Odulunu kazandilar.
https://images-na.ssl-images-amazon....1MQ@@._V1_.jpg
https://the-hollywood-gossip-res.clo...scars-2008.jpg
http://photos.laineygossip.com/artic...feb13%2003.jpg
-
24 Subat 2013’de duzenlenen 85. Akademi Odul toreninde Ben Affleck’in yonettigi Operasyon: Argo (Argo, 2012) filmi En Iyi Film; Jennifer Lawrence, Umut Isigim (Silver Linings Playbook) filmi ile En Iyi Aktris; Daniel Day-Lewis, Lincoln filmi ile En Iyi Aktor Odulunu kazandilar.
https://images-na.ssl-images-amazon...._SX675_AL_.jpg
http://www.muzikbuldum.com/wp-conten...scars+2013.jpg
http://classiq.me/wp-content/uploads...wis-oscars.jpg
-
“Dorduncu sinifa gecme vakti geldiginde okul Jobs’la Ferrentino’nun siniflarini ayirmanin en iyisi olduguna karar verdi. Yeni ogretmen “Teddy” lakabiyla bilinen, Imogene Hill adli, cabuk sinirlenen bir kadindi ve Jobs’in soyledigine gore “hayatimin azizelerinden biri oldu.” Kadin onu iki hafta izledikten sonra en iyi yontemin ona rusvet vermek olduguna karar verdi. “Bir gun okuldan sonra bana icinde matematik problemleri bulunan bir kitap verdi, bunu eve goturup cozmeni istiyorum dedi. ‘Manyak misin?’ diye dusundum. Sonra dunya kadar kocaman gorunen su dev lollipoplardan birini cikardi. Ve dedi ki, ‘problemlerin cogunu dogru cozersen sana hem bunu verecegim, hem de bes dolar.’ “Kitabi ona iki gunde geri verdim.” Birkac ay sonra Jobs’in artik rusvete ihtiyaci kalmadi. “Ogrenmek ve ogretmenimi memnun etmek istiyordum sadece.”
Kadin buna karsilik ona mercek asindirmak ve fotograf makinesi yapmak gibi isler icin hobi setleri verdi. “Bana en cok sey ogreten ogretmen oydu ve o olmasa hapse duserdim eminim.” Kadinin yaklasimi, Jobs’in ozel oldugu kanisini bir kez daha guclendirdi. “Siniżfimda sadece benimle ilgileniyordu. Bende bir sey gormustu.”
https://images-na.ssl-images-amazon....1VStYnDGrL.jpg
“When it came time for him to go into fourth grade, the school decided it was best to put Jobs and Ferrentino into separate classes. The teacher for the advanced class was a spunky woman named Imogene Hill, known as “Teddy,” and she became, Jobs said, “one of the saints of my life.” After watching him for a couple of weeks, she figured that the best way to handle him was to bribe him. “After school one day, she gave me this workbook with math problems in it, and she said, ‘I want you to take it home and do this.’ And I thought, ‘Are you nuts?’ And then she pulled out one of these giant lollipops that seemed as big as the world. And she said, ‘When you’re done with it, if you get it mostly right, I will give you this and five dollars.’ And I handed it back within two days.” After a few months, he no longer required the bribes. “I just wanted to learn and to please her.”
She reciprocated by getting him a hobby kit for grinding a lens and making a camera. “I learned more from her than any other teacher, and if it hadn’t been for her I’m sure I would have gone to jail.” It reinforced, once again, the idea that he was special. “In my class, it was just me she cared about. She saw something in me.”
-
Momentum Pictures, Mark Steven Johnson, starring Travis Fimmel, Forest Whitaker, William Fichtner ve Rachael Taylor'in rol aldigi Finding Steve McQueen'in fragmanini yayinladi.
https://pbs.twimg.com/media/D0Kc4boUUAAHwNg.jpg
https://youtu.be/54EKpwoy6Tg?t=7
-
Iki Efendinin Usagi, Kahvehane ve Don Juan gibi oyunlarin yazari Italyan Carlo Goldoni'nin dogum yildonumu (25 Subat 1707)
https://4.bp.blogspot.com/-_aynWGOiW...oni%2Bpens.jpg
"Dunya, guzel bir kitaptir. Ama okumayana faydasi azdir."
https://upload.wikimedia.org/wikiped...oldoni.tif.jpg
"Kadin bir yanlis yapmaya gorsun, tefe koyarlar hemen. Ama erkek soz konusu oldu mu, herkes sus pus olur. Bizi cekistirirler. Size ise her hakki tanirlar. Nicin biliyor musunuz? Yasalari erkekler yapiyor da onun icin. Eger kadinlar yapmis olsaydi, her sey tersine donerdi. Elimde olsa, karisini aldatan her erkegin eline bir dal tutustururudum. Dort bir yan ormana donerdi o zaman." Iki Efendinin Usagi
http://www.virginiaparker.net/travel.../04/flirty.jpg
"Le donne hanno la fama di essere infedeli, e gli uomini commettono le infedeltą a pił non posso. Delle donne si parla, e degli uomini non si dice nulla. Noi siamo criticate, e a voi altri si passa tutto. Sapete perché? Perché le leggi le hanno fatte gli uomini; che se le avessero fatte le donne, si sentirebbe tutto il contrario. S'io comandassi, vorrei che tutti gli uomini infedeli portassero un ramo d'albero in mano, e so che tutte le cittą diventerebbero boschi." Il Servitore di Due Padroni
-
Fransiz empresyonist ressam Pierre-Auguste Renoir'in dogum yildonumu(25 Subat 1841)
La Colazione dei Canottieri (Luncheon of the Boating Party, 1881)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...rt_Project.jpg
https://www.youtube.com/watch?v=1__UcKsVFM4
-
Italyan ressam Giuseppe De Nittis'in dogum yildonumu (25 Subat 1846)
Colazione in giardino (Breakfast in the garden,1883-84)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...n_giardino.jpg
-
Irlandali sair, yazar ve besteci Thomas Moore'un olum yildonumu (25 Subat 1852)
https://www.poemhunter.com/i/poem_im...-of-summer.jpg
Iste yazin son guludur bu,
Uzakta yapayalniz acilip duran;
Sevdigi butun dostlari
Cekip gitmis coktan;
Ne akrani bir cicek,
Ne de bir tomurcuk kalmis,
Renklerinden kan verecegi
Ya da karsilikli dertlesecegi!
Senden gecemem ey garibim benim!
Razi degilim solmana;
Bak sevgililer uyuyor iste,
Var git sende uyu onlarla.
Uyu ki bende usulca
Yapraklarini sereyim dosege,
Akranlarinin hic kokusuz ve
Olgun yattigi o yere.
Ta ki ardindan ben de geleyim,
Dostluklarim bozulup dagildiginda,
Ve askin billur kasesinden
Inciler sacilip dagildiginda!
Ve uēup gittiginde sevgililer ah!
Kim, ama kim kalacak
Bu corak dunyada?
-
Avusturyali filozof, egitimci, yazar ve antropozofitin kurucusu Rudolf (Joseph Lorenz) Steiner’in dogum yildonumu (25 Subat 1861)
"Hayat tarzimizin butun ozellikleri, ahlaki ideallerimiz tarafindan belirlenir. Bu idealler, hayattaki vazifelerimizle ilgili fikirlerimizden olusurlar. Baska bir anlatimla idealler, davranislarimizla elde etmek istedigimiz hususlarin icimizdeki fikirleridir." Gercek ve Bilim
https://www.rsarchive.org/Covers/ga003_cov.jpg
"Unsere Lebensführung ist ihrem ganzen Charakter nach bestimmt durch unsere sittlichen Ideale. Diese sind die Ideen, die wir von unseren Aufgaben im Leben haben, oder mit anderen Worten, die wir uns von dem machen, was wir durch unser Handeln vollbringen sollen."
“Icsel, spirituel sureclerin tanimlanmalari fizik dunyasindaki olaylarin tanimlanmalarindan cok daha yanlis anlasilmaya aciktir. Bu tur yanlis anlamalar kolay ortaya cikar cunku ruhun yasami surekli hareket halindedir ve bizler ruh hayatinin fizik dunyadaki hayattan cok farkli oldugunu unuturuz.” Yuce Alemleri Bilmek
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"In einem viel höheren Maße als an die Schilderung der Tatsachen der physischen Welt können sich an diejenige innerer geistiger Vorgänge Missverständnisse knüpfen. Das Bewegliche des Seelenlebens, die Notwendigkeit, diesem Leben gegenüber nie aus dem Bewusstsein verlieren, wie verschieden es ist von allem Leben in der physischen Welt, und vieles andere, machen solche Missverständnisse möglich."
-
Ilk kagit banknot, 25 Subat 1862'de Baskan Abraham Lincoln tarafindan basina tanitildi.
https://www.onthisday.com/images/pho...dollar-600.jpg
-
20. yuzyil'in en onemli Italyan filozoflarindan ve estetik tarihinin en onemli dusunurlerinden Benedetto Croce’nin dogum yildonumu (25 Subat 1866)
https://www.tpi.it/app/uploads/2019/...etto-Croce.png
https://www.frasi-celebri.net/images...14ac0fe553.jpg
“Sanat soz konusu oldugunda, en yalin bicimde soyle yanitlayabilirim hemen: Sanat bir gorus ya da sezistir. Sanatci bir imge ya da resim uretir. Sanattan tat alan biriyse yuzunu sanatcinin ona gosterdigi yone cevirir ve kendisi icin acilmis olan delikten bakarak, kendinde sanatcinin imgesini olusturur.”
-
-
Turk roman ve kisa oyku yazari, sair ve gazeteci Sabahattin Ali'nin dogum yil donumu (25 Subat 1907)
“Almanya'ya nicin geldigimi unutmus gibiydim. Sabunculuk meselesini babamdan mektup aldikca hatirliyor, henuz lisan ogrenmekle mesgul oldugumu, yakinda bu neviden bir muesseseye muracaat edecegimi yazarak hem onu, hem kendimi avutuyordum. Gunlerim birbirine tipki tipkisina benzeyerek geciyordu. Butun sehri, hayvanat bahcesini, muzeleri dolasmistim. Bu milyonluk sehrin birkac ay icinde tukenivermesi bana adeta yeis veriyordu. Kendi kendime: 'Iste Avrupa! Ne var burada sanki?' diyor ve esas itibariyle dunyanin pek SIKICI olduguna hukmediyordum. Ekseriya ogleden sonralari buyuk caddelerde, kalabaligin icinde dolasir, yuzlerinde cok muhim isler yapmis insanlara mahsus bir ciddilikle evlerine donen veya bir erkegin koluna asilarak baygin gozleriyle etrafa tebessum sacan kadinlari ve yuruyuslerinde hala asker adimlarini muhafaza eden erkekleri seyrederdim.”
https://images-na.ssl-images-amazon....1n8EyQT4pL.jpg
“I almost forgot why I had come to Germany. Whenever I got a letter from my father the soap business came back to mind, and I would assuage him and myself by claiming that I was still learning the language, and that I would be applying to an establishment of that sort very soon My days passed, one identical to the next. I had seen the entire city, the zoo, and the museums. It almost brought me to despair to think that I had consumed this city of millions within a few months. I told myself: 'Europe! So what?' and I concluded that the world was essentially a very boring place. Often, I wandered the broad thoroughfares among the crowds, and I watched the women casting smiles with their languorous eyes while pulling on their men’s arms: women returning home with the earnestness common only among those who accomplish important things; men who still maintained their proper soldier’s gait.”
“Dibinde bir ejderhanin yasadigi bilinen kuyuya inecek bir kahraman bulmak, muhakkak ki, dibinde ne oldugu hic bilinmeyen bir kuyuya inmek cesaretini gosterecek bir insan bulmaktan daha kolaydir.”
https://img.ibs.it/images/9788897924173_0_0_1409_80.jpg
"Č di sicuro pił semplice che ci sia un eroe disposto a calarsi in un pozzo dentro cui tutti sanno che vive un drago, piuttosto che trovare un uomo che mostri il coraggio di scendere in un pozzo le cui profonditą celano un mistero.“
-
Ingiliz roman yazari, sair ve besteci (John Burgess Wilson) Anthony Burgess'in dogum yildonumu (25 Subat 1917)
http://www.azquotes.com/public/pictu...ess-498641.jpg
"Genclik bitmeliydi, ah evet. Ama genclik, hayvanmis gibi olmaktir zaten sadece. Hayir, sadece hayvanmis gibi olmak degil de hani su sokaklarda satildigini dikizledigimiz minik oyuncaklardan biri olmak gibidir, teneke ve ici zemberekli ve ustunde kurma dolu olan ve girr girr girr diye kurunca gitmeye baslayan, yuruyen filan minik heriflerden biri olmak gibidir, ey kardeslerim. Ama dosdogru gider ve bir seylere carpar bam bam ve yaptiklarini, elinde olmadan yapar. Genc olmak, bu minik makinelerden biri olmak gibidir." Otomatik Portakal
-
Amerikali korku romanlari yazari John Saul’un dogum gunu (25 Subat 1942)
10 yżldżr -bes yasindayken St. Ignatius'a basladigindan beri- rahibelerin ofkesinden korkarak yasamisti. Cezalarindan korkmayi ilk olarak arkasinda oturan bir arkadasina ciklet uzattigi icin Rahibe Katherine parmaklarina cetvelle vurdugu zaman ogrenmisti. Eli, gunun geri kalani boyunca kanamisti ama Rahibe Katherine revire gidip bi yara bandi yapistirmasżna bile izin vermemisti. "Carmiha gerilmisken Isa bile bir yara bandi istemediyse, sanirim sen elinde kucuk bir kesikle dayanabilirsin Luke." demisti. Sinif, Isa ile ilgili konusmasina gulmustu ama Rahibe tek bir bakisiyla ogrencileri susturmustu.” Seytanin Sag Eli
https://images-na.ssl-images-amazon....1hqV20lRJL.jpg
“For ten years—ever since he'd started at St. Ignatius, when he was five years old—he'd lived in fear of the wrath of the sisters. He'd first learned to fear their swift brand of retribution when Sister Katherine rapped his knuckles with a ruler for passing a piece of chewing gum back to one of his friends. His hand had bled for the rest of the day, but Sister Katherine wouldn't even let him go put a Band-Aid on it. "If Jesus didn't ask for Band-Aids on the Cross, I think you can stand a little cut on your knuckles, Luke," she'd told him. The rest of the class giggled at the way she talked about Jesus on the Cross, but a single look from the nun silenced them.”
-
-
Trinidad ve Tobago asilli Iingiliz yazar Sir Vidiadhar Surajprasad Naipaul'un dogum yildonumu (25 Subat 1945)
"Isadami ona alip on ikiye satabilen kisidir. Oteki ona alir, on sekize yukseldigini gorur ama hic bir sey yapmaz.Yirmiye yukselmesini bekler. Ikiye dustugunde tekrar ona cikmasini bekler. Zamanla ona cikar. Ama hayatinin dortte birini harcamis olur. Parasinin ona verdigi tek sey azicik matematiksel heyecandir." V. S. Naipaul, Nehrin Donemeci
https://notevenpast.org/wp-content/uploads/Cover.jpg
"A businessman is someone who buys at ten and is happy to get out at twelve. The other kind of man buys at ten, sees it rise to eighteen and does nothing. He is waiting for it to get to twenty.When it drops to ten again he waits for it to get back to eighteen. When it drops to two he waits for it to get back to ten. Well, it gets back there. But he has wasted a quarter of his life. And all he's got out of his money is a little mathematical excitement."
-
Fransiz yazar, ogretmen ve cevirmen Marc Sautet'nin dogum yildonumu (25 Subat 1947)
"Birine onu her zaman icin sevecegine ya da nefret edecegine ya da ona sonsuza dek sadik kalacagina dair soz veren bir kiži, kendi gucunun sinirlarinda olmayan bir seyi vaat eder." Yeni Baslayanlar Icin Nietzsche
https://ec56229aec51f1baff1d-185c306.../000785973.jpg
"Celui qui promet ą quelqu'un de l'aimer ou de le haļr toujours ou de lui źtre toujours fidčle promet ce qui n'est pas en son pouvoir."
-
Lubnan asilli Franszi yazar Amin Maalouf'un dogum gunu (25 Subat 1949)
"Eger onundeki kapilar bir daha yuzune kapanacak olursa, hayatinin sona ermedigini dusun. Sona eren sey yalnizca hayatlarinin birincisidir ve digeri baslamak uzere sabirsizlanmaktadir. O zaman bir gemiye bin, seni bekleyen bir kent mutlaka vardir".
https://pictures.abebooks.com/isbn/9782253138914-uk.jpg
"Si ą nouveau les portes se fermaient devant toi, dis-toi bien que ce n'est pas ta vie qui s'achčve, mais seulement la premičre de tes vies, et qu'une autre est impatiente de commencer. Embarque-toi alors sur un navire, une ville t'attend."
"-Dusunduklerimi ifade etmek icin yaslanmayi mi beklemem gerek?
-Her dusundugunu ifade edebilecegin gun, senin torunlarinin torunlari bile ihtiyarlamis olacak. Simdi sir ve korku devrindeyiz, Iki yuzun olmali, birini kalabaliga gostermeli, otekini kendine ve Yaratici'na saklamalisin. Gozlerini, kulaklarini ve dilini korumak istiyorsan, gozlerin, kulaklaron ve bir dilin oldugunu unut."
https://deshautsetdebats.files.wordp...amarcande1.jpg
"- Me faudra-t-il attendre d’źtre vieux pour exprimer ce que je pense?
- Le jour oł tu pourras exprimer tout ce que tu penses, les descendants de tes descendants auront eu le temps de vieillir. Nous sommes ą l’āge du secret et de la peur, tu dois avoir deux visages, montrer l’un ą la foule, l’autre ą toi-mźme et ą ton créateur. Si tu veux garder tes yeux, tes oreilles et ta langue, oublie que tu as des yeux, des oreilles et une langue."
-
Amerikali rock grubu Alice Cooper, 6.studyo albumu Billion Dollar Babies’i 25 Subat 1973’de Warner Bros. Records etiketiyle piyasaya surdu.
http://images.45cat.com/alice-cooper...ner-bros-2.jpg
https://img00.deviantart.net/7d33/i/...ks-d36sfzy.jpg
-
-
Ingiliz progressive rock sarkicisi ve soz yazari Peter Gabriel, kendi ismiyle cikardigi cilis albumunu 25 Subat 1977'de Charisma (Ingiltere) ve Atco (Amerika & Kanada) etiketleriyle pžyasaya surdu.
https://pbs.twimg.com/media/D0PFKgYWoAAzems.jpg
-
Amerikali sair, deneme yazari ve egitimci Robert Hayden'in olum yildonumu (25 Subat 1980)
https://www.poemhunter.com/i/poem_im...er-sundays.jpg
Pazarlari da erken kalkardi babam
kusanirdi giysilerini o mavi kara sogukta,
sonra sizlayan catlak ellerle
hafta ici gunlerinin havasinda zahmetle
yigilmis atesleri harlardi. Kimse tesekkur etmedi ona.
Uyanżp duyardim soguk ufalanislari, parcalanislari.
Odalar sicakken, cagiridi,
ve yavasca dogrulur giyinirdim,
korkarak evin suregen ofkelerinden,
sogugu kapi disari etmisle
ve de guzel pabuclarżmi boyamis olanla
aldirmadan konusarak.
Ne biliyordum, ne biliyordum ki
askin sadeligi ve yalniz burolar hakkinda?
-
-
20.yuzyilin en seckin ve en radikal oyun yazari Amerikali Tennessee Williams'in (Thomas Lanier Williams) olum yildonumu (25 Subat 1983)
"Oyun, anilar uzerinedir. Bu yuzden de, los, duygusal ve gercek disidir. Anilarda her sey sanki muzikseldir. Bu da, kulislerden gelen keman seslerini aciklar. Ben oyunun sunucusuyum, hem de bir oyuncusu. [...] Oyunda bir de besinci karakter var; kendisi sominenin uzerinde asili olan ve gerceginden daha buyuk bu fotografinin disinda, oyunda asla gorunmez. Bizi yillar once terk eden babamizdir bu kisi. Telefoncuydu, ama uzak diyarlara asikti, calistigi telefon firmasindan ayrilip, isik delisi bu sehirden sivisip gitti... Ondan aldigimiz en son haber, Meksika'nin Pasifik kiyilarinda Mazatlan'dan gonderilen adressiz bir kartpostaldi ve uzerinde sadece iki kelime yaziliydi, "Merhaba... Hosca kalin!"¯ Sanirim oyunun geriye kalani kolayca anlasilabilir..."Sirca Kumes
http://blog.paperblanks.com/wp-conte...ms-580x333.jpg
"The play is memory. Being a memory play, it is dimly lighted, it is sentimental, it is not realistic. In memory everything seems to happen to music. That explains the fiddle in the wings. I am the narrator of the play, and also a character in it.[...] There is a fifth character in the play who doesn't appear except in this larger-than-life photograph over the mantel. This is our father who left us a long time ago. He was a telephone man who fell in love with long distances; he gave up his job with the telephone company and skipped the light fantastic out of town.... The last we heard of him was a picture postcard from Mazatlan, on the Pacific coast of Mexico, containing a message of two words, "¯Hello"- ¯Good-bye!"¯ and an address. I think the rest of the play will explain itself..."The Glass Menagerie
-
25 Subat 1986’da duzenlenen 28. Grammy Odul Toreninde, Micheal Jackson ve Lionel Richie tarafindan yazilan We Are The World sarkisi Yilin Sarkisi Grammy Odulunu kazandi.
https://jazzinphoto.files.wordpress....nel-richie.jpg
https://www.youtube.com/watch?v=WbachP6QhGk
-
Amerikali heavy metal grubu Pantera, 6.studyo albumu Vulgar Display of Power’i 25 Subat 1992’de Atco Records etiketiyle piyasaya surdu.
https://media.giphy.com/media/4fMwZP3UMxcDC/source.gif
-
-
Madonna’nin Take a Bow sarkisi 25 Subat 1995’de listelerin zirvesine oturdu ve 8 Nisan 1995’e kadar suren 7 hafta boyunca orada kaldi.
https://img.discogs.com/0dBiZghfXp7t...54466.jpeg.jpg
https://www.billboard.com/files/styl...lboard-650.jpg
-
-
25 Subat 2007’de duzenlenen 79. Akademi Odul Toreninde, Martin Scorsese’nin yonettigi Kostebek (The Departed, 2006) En Iyi Film; Helen Mirren, Kralice (The Queen, 2006) filmi ile En Iyi Aktris; Forest Whitaker, Iskocya'nin Son Krali (The Last King of Scotland, 2006) filmi ile En Iyi Aktor odulunu kazandilar
https://images-na.ssl-images-amazon....4NjY3._V1_.jpg
https://media.gettyimages.com/photos...re-id832804014
https://i.pinimg.com/736x/cf/d7/38/c...ack-actors.jpg
-
“Farkli insanlar digerleri gibi degildir fakat farkli olmak utanilacak bir sey degildir. Cunku diger insanlar boyle harikulade insanlar degillerdir. Onlar binin yuz katidir. Sen bir’likteki ‘bir’sin. Onlar dünyanin her karisindalar — Sen yalnizca buradasin — Onlar cali cirpi kadar alisildiklar — Ama sen — Sen mavi gullersin!” Tennessee Williams, Sirca Kumes
http://www.sothebys.com/content/dam/...9131_7898B.jpg
“The different people are not like other people, but being different is nothing to be ashamed of. Because other people are not such wonderful people. They're one hundred times one thousand. You're one times one! They walk all over the earth. You just stay here. They're common as — weeds, but — you — well, you're — Blue Roses!”
-
“Biliyorum benimle dalga gectin. Biliyorum beni yerlerde surundurmekten keyif aldin. Nereye kadar sabredecegimi gormek istiyorsun.Cevirdigin dolaplarda oturu gogsune bir hancer saplasam,yuregini paramparca etsem ve erkeklere cilve yapan,onlarla dalga gecen kadinlarin onune atsam yeridir. Ama bu beni daha da perisan eder. Kacip gidecegim senden.Cilvelerine,gozyaslarina,oyunlarina lanet olsun.Bana kadinlarin erkekler uzerindeki o igrenc iktidarinin tadini tattirdin.Bunun bedelini odedim.Sorun sadece onun hakkindan gelmek degil,onu kucumsemek. Ama en iyisi kacip gitmek.” Carlo Goldoni, Lokantaci Kadin
http://www.mondadoristore.it/img/La-...=Carlo+Goldoni
“So che tu m'ingannasti, so che trionfi dentro di te medesima d'avermi avvilito, e vedo sin dove vuoi cimentare la mia tolleranza. Meriteresti che io pagassi gli inganni tuoi con un pugnale nel seno; meriteresti ch'io ti strappassi il cuore, e lo recassi in mostra alle femmine lusinghiere, alle femmine ingannatrici. Ma ciņ sarebbe un doppiamente avvilirmi. Fuggo dagli occhi tuoi: maledico le tue lusinghe, le tue lagrime, le tue finzioni; tu mi hai fatto conoscere qual infausto potere abbia sopra di noi il tuo sesso, e mi hai fatto a costo mio imparare, che per vincerlo non basta, no, disprezzarlo, ma ci conviene fuggirlo.”
-
“Ey citirlarin en guzeli dilber, kalbimi ayaklarinin dibine filan atiyorum cigne diye. Elimde bir gul olsa sana verirdim. Simdi yagmur yagsa ve yerler bok gibi camur icinde olsa, narin ayaklarina bok pusur bulasmasin diye giysilerimi yere sererdim. ‘Bütün bunlari soylerken hastaligin geri cekildišini filan hissedebiliyordum, ey kardeslerim.Żzin ver de,’ diye ciyakladim, ‘sana tapayim ve bu pis dunyada yardimcin ve koruyucun filan olayim.’ Sonra aklima uygun bir laf gelince dedim ki: ‘Izin ver gercek sovalyen olayim,’ sonra da egilerek selam vermeye filan basladim. Sonra kendimi cidden salak gibi hissettim, cunku bu citir da Sanju tiyatrodaymisiz gibi seyircileri egilerek selamlayip dans ede ede gitti, isiklar yaninca millet alkisladi. Seyircilerin arasindaki bazi moruk lavuklar bu citiri gozleriyle yiyorlardi, pis ve seytani bir sehvete filan kapilmislardi, ey kardeslerim.” Anthony Burgess, Otomatik Portakal
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“O most beautiful and beauteous of devotchkas, I throw like my heart at your feet for you to like trample all ovei If I had a rose I would give it to you. If it was all rainy and cally now on the ground you could have my platties to walk on so as not to cover your dainty nogas with filth and cal.' And as I was saying all this, O my brothers, I could feel the sickness like slinking back Xet me,’ I creeched out, Worship you and be like your helper and protector from the wicked like world ’ Then I thought of the right slovo and felt better for it, saying. "Let me be like your true knight,’ and down I went again on the old knees, bowing and like scraping. And then I felt real shooty and dim, it having been like an act again, for this devotchka smiled and bowed to the audience and like danced off, the lights coming up to a bit of applause And the glazzies of some of these starry vecks in the audience were like popping out at this young devotchka with dirty and like unholy desire, O my brothers.”
-
-
BBC, His Dark Materials'in fragmanini yayinladi.
https://youtu.be/FZrMUK3lb1s?t=2
-
Netflix, De Niro ve Al Pacinolu Martin Scorsese fikmi The Irishman'den teaser yayinladi.
https://youtu.be/plkb0excY6A?t=1
-
Ingiliz oyun yazari, sair ve cevirmen Christopher Marlowe’un dogum yildonumu (26 Subat 1564)
Katlanamayacagimi bildiginiz icin sikintilara,
kendimi asacak, havaya isi toz
olacak kadar deli mi saniyorsunuz beni ?
Hayir, yasayacagim, nefret etmiyorum yasamimdan.
Madem bogulmam ya da yuzmem icin
bir okyanusa biraktiniz beni,
kendi yolumu bulayim istiyorsunuz,
butun duyularimi canlandirip uyandiracagim kendimi.
https://images.gr-assets.com/books/1...681l/27803.jpg
And, knowing me impatient in distress,
Think me so mad as I will hang myself,
That I may vanish o'er the earth in air,
And leave no memory that e'er I was?
No, I will live; nor loathe I this my life:
And, since you leave me in the ocean thus
To sink or swim, and put me to my shifts,
I'll rouse my senses, and awake myself.
-
Italyan astronom, matemeatikci Galileo Galilei, Kardinal Bellarmine tarafindan 26 Subat 1616'da Dunya'nin Gunes'in etrafinda dondugu gorusunu ogretmek ve savunmaktan men edildi.
https://pbs.twimg.com/media/D0VjiwhWkAE3tpx.jpg
-
Fransiz sair, roman ve oyun yazari Victor Hugo'nun dogum yildonumu (26 Subat 1802)
https://andreasinicatti.files.wordpr...ictor-hugo.jpg
"Denizden daha buyuk bir goruntu vardir, bu da gokyuzudur; gokyuzunden daha buyuk bir goruntu vardir o da insan ruhunun icidir." Sefiller / I miserabili
“Bu Fantine'in hikayesi nedir? Bu, toplumun bir esir satin almasindan ibarettir! Acaba bu esir kimin icin satin aliniyor? Sefalet icin. Bu sefalet ki aclik, sogukluk, terk edilmislik ve yoksulluktan ibarettir.Bu ne yuva yikan, bu ne gonul yakan bir alisveristir.Bir lokma ekmek parcasi icin bir ruh, bir vucut heder olup gider.” Sefiller
http://alessandria.bookrepublic.it/a...52036897/cover
“Cos’č la storia di Fantine? Č la storia di una societą che compra una schiava. Da cosa la compra? Dalla miseria. Dalla fame, dal freddo dall’isolamento, dallo squallore, dall’abbandono. Doloroso mercato! Un’anima per un pezzo di pane: la miseria offre, la societą accetta.”
https://www.coppadicitazioni.it/citazioni/13772.jpg
“Muzik, soylenemeyen ve hakkinda sessiz kalmanin imkansiz oldugu seyleri ifade eder."