Yapılmadı gereken bunun tam tersidir yani bedelsize gitmek yerine sermaye azaltımına gitmektir. Size ters veya mantıksız gelebilir ama yapılması gereken budur.
Printable View
Yapılmadı gereken bunun tam tersidir yani bedelsize gitmek yerine sermaye azaltımına gitmektir. Size ters veya mantıksız gelebilir ama yapılması gereken budur.
İşin teknik yönüne bakalım, önce sermaye artırımı:
Sermaye şirketleri, faaliyetlerinin reel olarak büyümesi sonucu gereken fon ihtiyacının giderilmesi veya yeni yatırımların finansmanı amacıyla sermayelerini artırma cihetine giderler. Bu şirketler vergisel düzenlemelerin sağlamış olduğu avantajlar, enflasyonist dönemlerden olumsuz şekilde etkilenen sermayelerinin güncellenmesi ihtiyacı başta olmak üzere çeşitli nedenlerle de sermaye artırımına gidebilirler.
Öte yandan, ekonomik ve ticari aktivitenin bir sonucu olarak sermaye şirketleri muhtelif nedenlerle sermayelerini azaltabilirler. En yaygın nedenler şirketlerin içinde bulundukları ekonomik ve finansal durum sebebiyle bir kısım sermayelerinin atıl kalması, geçmiş yıl zararlarının sermaye azaltımı suretiyle itfa edilerek bilanço ve mali tabloların daha sağlıklı hale getirilmesi veya sermayeye ilave esnasında vergilendirilmeyen bazı kaynakların sermaye azaltımı yoluyla işletmeden çekilmek istenmesidir.
Ama bankalar için durum değişiktir çünkü bankalar için önemli olan özsermayedir, sermaye değildir, nitekim sermayenin payı özsermayenin çok ufak bir yüzdesidir. Mesela İşbankasının 2022 3Ç itibariyle konsolide özsermayesi yani defter değeri 158.5 milyar TL dir. 2 ay sonra 2023 1Ç itibariyle bu değer 220 milyar TL civarında olacak. 10 milyar TL olan sermaye bunun %5 i bile etmiyor. Sermayede %20 lik yani 2 milyar TL lik bir azaltmaya gitmek özsermayede %1 den daha az bir azaltıma tekabül eder yani son derece önemsizdir ama bunun kurumsal yapıda muhteşem olumlu etkileri olur.
Neden? Önce şu 2 veriyi kaale alalım: Açıklanan karlara, bankanın iş potansiyeline, geçmiş performansına baktığımızda bankanın piyasa değerinin kelepirden farksız olduğunu yani hissenin ederinin çok altından işlem gördüğüne şahit oluyoruz. Piyasada müthiş bir çarpıklık, fiyatlamada bariz bir distorsiyon var. İkincisi, özsermayedeki müthiş artıştan dolayı kısmi atıl olma durumu söz konusudur (ekonomik kriz ortamında kime ne kadar kredi verebilirsiniz?). Bunları avantaja çevirip dolaylı veya dolaysız yolla halka açık kısımdaki 3.35 milyar hisseden 2 milyarını geri alımlara toplayıp imha etmek en iiyi yoldur yani %20 sermaye azaltımına gidip sermayeyi 10 milyardan 8 milyara düşürmek. Hisse fiyatının kelepir seviyede olması bunun ana nedeni ve katalizörüdür.
Böyle yapıldığında ana hissedarların bankadaki hisse payı, hisse başına düşen net kar, temettü (bunların hepsi) %25 gibi ciddi bir oranda artar. Küçük büyük tüm hissedarlar bundan olumlu etkilenir. Halka açık olan kısım 3 35 milyar lottan (%33.5) 1. 35 milyar lota (%16.9) a düşer. Böyle bir tahtada manipülasyon yapmak da sıkar, tahtadaki kumarbazlar köşeye sıkışır, hisse gerçek ederine doğru yol alır.
İSCTR gibi derin ve likit tahtalarda şu 5 ayrı kumarbaz grubu yer alır:
Algolar (robotlar)
Günlükçüler
Arbitrajcılar
Açıkçılar
Kendi hesabına günlük veya azami T+2 bazında işlem yapan aracı kurumlar
İSCTR gibi likit hisselerin gün içinde anormal marjlar çekmesinin yani aşırı volatilitenin esas nedeni yukarıda saydığım 5 ayrı grubun kendi aralarında tutuştuğu savaştır. Görüldüğü üzere bunlar arasında yatırımcı sınıfına dahil biri yok. Bu 5 ayrı grup birbirlerinin cebindeki parayı almak için kendi aralarında her gün savaşıp duruyor. Sonuçta da hisseler anormal günlük marjlar çizdiği gibi hiç gelmemesi gereken seviyelere geliyorlar. Eğer burası bir yatırım ortamı olsaydı ne aşırı günlük marjlar oluşturdu ne de hisseler gelmemeleri gereken (her 2 yönde de) seviyelere gelirdi.