Alfred Hitchcock'in Trendeki Yabancilar'i (Strangers on a Train - L'altro uomo), 3 Temmuz 1951 tarihinde vizyona girdi.
http://www.nerdophiles.com/wp-conten...on-a-train.gif
Printable View
Alfred Hitchcock'in Trendeki Yabancilar'i (Strangers on a Train - L'altro uomo), 3 Temmuz 1951 tarihinde vizyona girdi.
http://www.nerdophiles.com/wp-conten...on-a-train.gif
80'ler muziginin unutulmaz parcasi "Self Control"u hayatimiza kazandiran Laura Ann Branigan'in dogum yildonumu (3 Temmuz 1952)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...a_Branigan.jpg
https://youtu.be/miGUnKWcYeo
Amerikali ressam Reginald Marsh’in dogum yildonumu (3 Temmuz 1954)
Sorting the Mail, 1936 (Mural in the William Jefferson Clinton Federal Building
https://upload.wikimedia.org/wikiped...os-Marsh-1.jpg
Unloading the Mail, 1936 (Mural in the William Jefferson Clinton Federal Building)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...os-Marsh-2.jpg
Ingiliz aktor, komedyen, eski sarkici ve yazar Charles Murray Higson’in dogum gunu (3 Temmuz 1958)
“Yetiskinler hakkinda sunu bilmen gerek; onlarin bazilari gucludur, bazilari hizli kosar, bazilari da digerlerine gore daha zekidir. Ama gucluler yavas, hizlilar aptal, zekilerse dayaniksiz olur. / The thing about grown-ups is, some of them are strong, some of them can run fast and some of them are clever, but the strong ones are slow, the fast ones are stupid and the smart ones are weak.”
https://prodimage.images-bn.com/pima..._s1200x630.jpg
“Iki milyar uc yuz altmis bes milyon iki yuz bin saniye.....Yani kabaca. Bir insan omru. Tabii sansliysaniz eger..... / Two billion three hundred and sixty-five million and two hundred thousand seconds…Roughly. In a lifetime. If you're lucky.”
https://productimages.hepsiburada.ne...9417729074.jpg
"Sabah uyandiginda onunde kocaman bir hayat var. Gorulecek bir suru yer, yapilacak bir suru sey ve —bom. Oldun. Geri donus yok. / You wake up one morning with your whole life ahead of you. So many things to see and do, and then — bang! You're dead. There's nothing.”
3 Akademi Odulu adayligi bulunan ve 3 Golden Globe Odullu Amerikali Aktor (Thomas Cruise Mapother) Tom Cruise'un dogum gunu (3 Temmuz 1962)
https://pbs.twimg.com/media/DDz_Iq5XoAACNEi.jpg
https://media.giphy.com/media/xT4uQy...Cca4/giphy.gif
https://media.giphy.com/media/3o6EhQ...g3ug/giphy.gif
https://www.youtube.com/watch?v=b9LZHiooqsM
Cesur ve Guzel (The Bold and the Beautiful) dizisinin Dr. Taylor Hayes karakteri, Amerikali eski model, yazar ve aktris Hunter Tylo'nun dogum gunu (3 Temmuz 1962)
https://vignette.wikia.nocookie.net/...20180826005112
https://dingo.care2.com/pictures/pet...25257-wide.jpg
Bir cok odullu Cikolata romaninin Ingiliz yazari Joanne Michèle Sylvie Harris'in dogum gunu (3 Temmuz 1964)
"Karnaval ruzgariyla birlikte geldik. Subat ayina gore ilik bir ruzgar, kizartilan kreplerle sosislerin ve hemen oracikta, yolun kiyisinda bir elektrikli ocakta pisirilen, agizda dagilir turden, tatli kurabiyelerin sicak, yaglimtirak kokusuyla yuklu bir ruzgar; savurdugu konfetiler, yakalardan ve kol yenlerinden iceri doluyor, zehir zemberek kisa aptal bir panzehir gibi, yol kenarlarindan akan sulara karisiyordu. Daracik ana cadde boyunca dizili kalabaligi bir heyecandir almis, pesinden surukledigi kurdeleleri ve kagit suslemeleriyle, karnaval arabasini gorebilmek icin, boyunlar uzatiliyor. Anouk da, gozleri faltasi gibi acilmis, bir elinde sari bir balon, otekinde bir oyuncak borazan, bir alisveris sepeti ve dertli, kahverengi bir kopegin arasindan seyrediyor. Daha once de karnaval gormustuk biz, onunla ben; gecen yil Paris’te, tam iki yuz elli tane suslenmis arabanin gecisni, New York’ta yuz seksen arabalik bir toren alayini, Viyana’da iki duzine bandonun yuruyusunu, uzun ayakliklarinin ustunde palyacolari, kocaman, kagit basliklarini sallayarak yuruyen ‘Koca Kafalari’, piril piril bastonlari evirip ceviren havaya atip tutan bando sefi kizi. Ne var ki, alti yasindayken, dunyanin kendine ozgu bir pariltisi vardir. Yaldizli ipek kumasla ve peri masallarindan sahnelerle ustunkoru suslenmis tahtadan bir araba. Bir kalkanin ustunde bir ejderha kafasi, yunden peruk takmis bir Rapunzel. ince kagittan kuyruguyla bir denizkizi, yaldizli parlak kartondan bir pasta ev, kapisinda sessiz bir cocuklar topluluguna, inanilmaz yesil tirnakli parmaklarini sallayan bir cadi. Alti yasindayken, bir yil sonra ulasilmaz oluverecek incelikleri algilamak olasidir. O kartonun, suslerin, plastigin ardindaki o gercek cadiyi, o gercek buyuyu henuz gorebilir. Anouk basini kaldirip bakiyor, cok, cok yukseklerden bakildiginda dunyanin alacagi o maviyesil renkli gozleri piril piril." Cikolata
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"We came on the wind of the carnival. A warm wind for February, laden with the hot greasy scents of frying pancakes and sausages and powdery-sweet waffles cooked on the hotplate right there by the roadside, with the confetti sleeting down collars and cuffs and rolling in the gutters like an idiot antidote to winter. There is a febrile excitement in the crowds which line the narrow street, necks craning to catch sight of the crepe-covered char with its trailing ribbons and paper rosettes. Anouk watches, eyes wide, a yellow balloon in one hand and a toy trumpet in the other, from between a shopping-basket and a sad brown dog. We have seen. carnivals before, she and I; a procession of two hundred and fifty of the decorated chars in Paris last Mardi Gras, a hundred and eighty in New York, two dozen marching bands in Vienna, clowns on 'stilts, the Grosses Têtes with their lolling papier-mache heads, drum majorettes with batons spinning and sparkling. But at six the world retains a special lustre. A wooden cart, hastily decorated with gilt and crepe and scenes from fairy tales. A dragon's head on a shield, Rapunzel in a woollen wig, a mermaid with a Cellophane tail, a gingerbread house all icing and gilded cardboard, a witch in the doorway, waggling extravagant green fingernails at a group of silent children ... At six it is possible to perceive subtleties which a year later are already out of reach. Behind the papier-mâché, the icing, the plastic, she can still see the real witch, the real magic. She looks up at me, her eyes, which are the blue-green of the Earth seen from a great height, shining."
“Tuhaf bir sevgiliydi. Mesafeli, dikkatli, dalgin ve en tutkulu aninda bir karabasan kadar sessizdi. Kadinlar onu son derece cekici bulurlardi. Ne varki onlarin yakinlasma cabalarina karsin ilgisiz kalirdi. Ama bunun nedeni bana karsi duydugu sadakat degildi. O yalnizca bir paltosu varken ikincisini satin alma zahmetine katlanmayacak erkeklerdendi o kadar.” Kutsal Yalanlar
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“He was a strange lover. Aloof, cautious, abstracted, as silent in passion as an incubus. Women found him attractive, but he seemed mostly indifferent to their advances. This was not from any loyalty to me. He was simply a man who, already having one coat, sees no reason to go to the trouble of buying another.”
Amerikali sarkici, soz yazari, besteci ve sair James Douglas 'Jim' Morrison'in olum yildonumu (3 Temmuz 1971)
https://pbs.twimg.com/media/DDz_IeQXYAEiSpG.jpg
https://68.media.tumblr.com/04fd38b0...yin0o1_500.jpg
Bilincaltina kaymadan once
Sevindir beni bir opucukle.
Sonsuzda parlayan bir sans
Bir opucuk, bir baska opucukle.
Gunler parildayan, aciyla dolu
Zarif yagmuruna ilistir beni.
Cok cilgin pesinde kostugun zaman
Karsilasacagiz, karsilasacagiz yine.
Ah, ozgurluk yalanlarin nerde soyle
Caddeler ki hic olmeyen alanlardir.
Nedenlerden yana ulastir beni.
Sen agladikca, cirpinirdim ben de.
Binlerce genc kizla dolu kristal gemi,
Binlerce titreme milyonlarca yol zamani
harcamak icin dondugumuzde,
Bir satir yazarim ben de.