AMC, The Walking Dead'in sezon finalinden bir promo yayinladi.
https://youtu.be/T1-ScGLDETM?t=1
Printable View
AMC, The Walking Dead'in sezon finalinden bir promo yayinladi.
https://youtu.be/T1-ScGLDETM?t=1
Netflix'in Turkiye yapimi ikinci orijinal dizisi Atiye'nin cekimlerine baslandi.
https://i.sozcu.com.tr/wp-content/up...1551170405.jpg
https://deadline.com/2019/03/the-gif...ey-1202581836/
The CW, Supergirl'un 4.sezon 17. bolmunden bir promo yayinladi.
https://youtu.be/byEUgGQT0zo?t=1
Yonetmen Todd Phillips, Jokerin setinden Joaquin Phoenix'in goruntusunu kendi resmi instagram hesabindan paylasti.
https://cdn.empireonline.com/jpg/70/...oker-insta.jpg
Iranli spiritualist yazar ve mistik sair (Mansűr el-Hallâc) Hallac-i Mansur'un olum yildonumu (MS 26 Mart 922)
https://i.pinimg.com/originals/6d/30...90821ee815.jpg
“Cehennem, aci cektigimiz yer degil, aci cektigimizi kimsenin duymadigi yerdir. / L'inferno non č il luogo dove soffriamo, č il luogo dove nessuno sente le nostre sofferenze" Hallac-i Mansur
"Kalp gozuyle gordum Rabbimi sordum.
'Kimsin Sen?' Yanit Verdi: 'Ben, Senim... (Enel Hakk)'
Dahil olmamissin hic 'nerede' sozue,
Hic ilgin olmamis 'nerede' ile senin,
Supheler, vesveseler dogrudan nasiplenmemis,
Bu yuzden bilemezler zatin nerededir Ey Efendi!
Sen, butun 'nerede'leri / her yeri kusatmissin,
Sen neredesin? 'Neredesiz' kadar uzakta
'Yok olus' benimle birlikte yok oldu.
Yok oldum da boylece ulastim sana!
https://indigodergisi.com/wp-content...mansur-ask.jpg
Ho visto il mio Signore con l'occhio del mio cuore,
Gli ho chiesto: «Chi sei?», m'ha detto: 'Tu!'.
Il Tuo «dove» non appartiene al 'dove',
ché in Te nessun 'dove' esiste.
Né c'č un'immagine da immaginare
che ci faccia scoprir dove Tu sei.
Tu sei Colui che contiene ogni «dove»
fino al 'non-dove': e dove mai sei Tu?
Nel mio estinguermi s'estingue l'estinzione
e nella mia estinzione T'ho trovato
172 yil once bugun, Buyuk besteci Ludwig van Beethoven, sahneyi terk etti. (Olum yildonumu, 26 Mart 1827)
https://pbs.twimg.com/media/C7xPRm5XkAAuCIB.jpg
"Muzik, her bilgelik ve felsefeden daha yuksek esin verir."
https://pbs.twimg.com/media/C70oa2-VwAA2alh.jpg
"Hicbir zaman san sohret icin yazmayi dusunmedim. Kalbimde ne varsa ortaya cikmak zorunda; iste bunun icin yaziyorum ben."ť
https://www.youtube.com/watch?v=LKbkpokQ-hE
Amerikali sosyalist yazar Edward Bellamy’nin dogum yildonumu (26 Mart 1850)
“Tartistigimiz sorun hak etme sorunu. Bu ahlaki bir sorun, uretimin miktari sorunu ise maddi bir sorun. Ahlaki bir sorunu maddi bir olcuyle saptamaya calismak ilginc bir mantik yurutme olurdu. Hak etme sorununa temel olan, gosterilen cabanin miktaridir. Elinden gelen cabayi gosteren herkes esit caba gostermis demektir. Bir kisinin yetenekleri ise, kisi ne denli ustun olursa olsun, ancak onun gorevinin olcusunu saptar. Elinden gelenin tumunu ortaya koymayan ustun yetenekli bir kisi, elinden gelen tum cabayi gosteren, az yetenekli birinden daha cok is yapmis olsa bile, daha az sey hak etmiţ olur ve insan kardeslerine borclu kalarak olur.” Gecmise Bakis
https://3.bp.blogspot.com/-1St3782hT...g-backward.jpg
"But the amount of the resulting product has nothing whatever to do with the question, which is one of desert. Desert is a moral question, and the amount of the product a material quantity. It would be an extraordinary sort of logic which should try to determine a moral question by a material standard. The amount of the effort alone is pertinent to the question of desert. All men who do their best, do the same. A man's endowments, however godlike, merely fix the measure of his duty. The man of great endowments who does not do all he might, though he may do more than a man of small endowments who does his best, is deemed a less deserving worker than the latter, and dies a debtor to his fellows."
Ingiliz bilgin ve sair A. E. Housman’in dogum yildonumu (26 Mart 1859)
https://image2.slideserve.com/3763272/slide5-n.jpg
Tam yirmi bir yasimda isittim
Akilli bir adamin dedigini:
‘Tacini, tahtini, malini mulkunu ver de
Fakat sakla beynini kendine
Incilerini dagit, elmaslarini
Fakat duslerinden vazgecme.’
Ne yazik ki yirmi bir yasinda
Kavak yelleri eser insanin basinda.
Tam yirmi bir yasimda
Bilgenin yine dedigini isittim
‘Gogsunun altinda carpan kalp
Bosuna verilmemeli
Niceleri ic cekerek bunu odedi
Pismanlikla satarak yureklerini.'
Bugün tam yirmi iki yasindayim
Ah, bu sozlerin dogrulugunun simdi farkindayim
Pulitzer ve Bollingen Odullu, Kongre Altin Madalyali Amerikali sair Robert Frost'un dogum yildonumu (26 Mart 1874)
https://pbs.twimg.com/media/D2lyfABWsAE3oe2.jpg
https://www.poemhunter.com/i/poem_im...d-can-stay.jpg
Doganin ilk yesili altindir,
En zor renk tonu onun elde tutmak icin.
Onun onceki yapragi bir cicektir;
Fakat yalniz oyle kalir bir saat icin.
Sonra coker yaprak yapragin dibine.
Cennet boyle batti kedere,
Safak boyle soker gune.
Altin hicbir sey kalmaz geriye.
https://slideplayer.com/slide/418119...bert+Frost.jpg
Sari bir ormanda ikiye ayrildi yolum,
ikisinden birden gidemedigim ve yazýk ki
tek yolcu oldugum icin uzgun, uzun uzun
baktim gorene kadar birinci yolun
otlar calilar arasýnda kivrildigi yeri;
sonra oburune gittim, o kadar iyiydi o da,
ve belki cimenlik oldugu, asinmak istediginden
gidilmeye daha cok hakki vardi; oysa
oradan gelip gecenler iki yolu da
es olcude asindirmisti hemen hemen...
Amerika'nin ilk unlu sairi Walter (Walt) Whitman'in olum yildonumu (26 Mart 1892)
Dilim, kanimin her atomu, bu topraktan olusma, bu havadan,
Burada dogmuţ ana babalardan dogma, onlarýn da ana babalari
burada dogmuţ, onlarin da, onlarin da,
Ben, otuz yedi yasimda bugun, saglik icinde basliyorum,
Olunceye kadar durmama umuduyla.
Inanclar, mezhepler ara verdi,
Geri cekilip oylece kaldilar, ama hic unutulmayacaklar,
Ben hem iyinin, hem kotunun limaniyim, ne pahasina olursa
olsun izin veriyorum konusmaya,
Denetlenmeyen doga, ozgun enerjisiyle
http://etc.usf.edu/clipart/18200/182...n_18240_md.gif
My tongue, every atom of my blood, form'd from this soil, this air,
Born here of parents born here from parents the same, and their parents the same,
I, now thirty-seven years old in perfect health begin,
Hoping to cease not till death.
Creeds and schools in abeyance,
Retiring back a while sufficed at what they are, but never forgotten,
I harbor for good or bad, I permit to speak at every hazard,
Nature without check with original energy.
Fransiz yazar Gaston Leroux'nun yazdigi Le Fantôme de l'Opéra'nin ilk baskisininin ilk bolumunun ilk sayfasi, kitap olarak 26 Mart 1910 tarihinde basildi.
"Opera'daki Hayalet gercekten vardi. Uzun sure inanildigi gibi, opera sanatcilarinin hayallerinin bir urunu, menajerlerin ortaya attigi bir hurafe ya da genc balerinlerin, onlarin annelerinin, yer gostericilerin, vestiyer gorevlilerinin veya odacilarin kolay etkilenen ve mantiksiz beyinlerinin mantiksiz uydurmasi degildi. Evet, kanli canli vardi, tam bir hayalet gibi gorunse de, aslinda sadece hayalet gorunumunun altinda gizleniyordu."
http://camillesourget.com/wp-content...roux_titre.jpg
"Le Fantôme de l'Opéra a existé. Ce ne fut point, comme on l'a cru longtemps, une inspiration d'artistes, une superstition de directeurs, la création falote des cervelles excitées de ces demoiselles du corps de ballet, de leurs mčres, des ouvreuses, des employés du vestiaire et de la concierge. Oui, il a existé, en chair et en os, bien qu'il se donnât toutes les apparences d'un vrai fantôme, c'est-ŕ-dire d'une ombre."
Amerikali bir mitolojist ve yazar Joseph Campbell’in dogum yildonumu (26 Mart 1904)
“Yuce bir dagin ustunde durdum ve devasa bir adam ve bir de cuce gordum; ve bir gok gurultusu duyar gibi oldum ve duymak icin yaklastim ; benimle konustu ve dedi ki: 'ben senim ve sen bensin, ve nerede olursan ol oradayim. Her seyde yayilmisim , ve ne zaman istersen, sen toplarsin Beni; ve Beni toplayarak Kendini toplarsin.' ” Kahramanin Sonsuz Yolculugu
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"I stood on a loftly mountain and saw a gigantic man and another a dwarf; and I heard as it were a voice of thunder, and drew nigh for to hear; and He spake unto me and said: 'I am thou, and thou art I; and wheresoever thou mayest be I am there. In all am I scattered, and whensoever thou wiliest, thou gatherest Me; and gathering Me, thou gatherest Thyself.' "
“Sonucta kaderin cocugu uzun bir belirsizlik donemiyle yuzlesmek zorundadir.Bu asiri tehlike , engel ya da utanc donemidir. Ice, kendi derinliklerine ya da disa, bilinmeyene firlatilir; ne olursa olsun dokundugu kesfedilmemis bir karanliktir. Ve bu, beklenmedik, zararli olduklari kadar merhametli varliklarin alanidir: bir melek belirir, yardimsever bir hayvan, bir balikci, bir avci, kocakari ya da koylu. Hayvanlar arasinda , Siegfried gibi asagida yasam agacinin koklerini koruyan gnome'lar arasinda ya da hatta kucuk bir odada bir basina yetismis olan genc dunya ciragi , olculmus ve adlandirilmis olan alanin hemen otesinde duran tohum halindeki guclerin dersini ogrenir.”
https://moly.hu/system/covers/big/co...jpg?1395470501
“In sum: the child of destiny has to face a long period of obscurity. This is a time of extreme danger, impediment, or disgrace. He is thrown inward to his own depths or outward to the un- known; either way, what he touches is a darkness unexplored. And this is a zone of unsuspected presences, benign as well as malignant: an angel appears, a helpful animal, a fisherman, a hunter, crone, or peasant. Fostered in the animal school, or, like Siegfried, below ground among the gnomes that nourish the roots of the tree of life, or again, alone in some little room (the story has been told a thousand ways), the young world-apprentice learns the lesson of the seed powers, which reside just beyond the sphere of the measured and the named.”
Amerikali oyun yazari ve yazar Tennessee (Thomas Lanier) Williams’in dogum yildonumu (26 Mart 1911)
https://pbs.twimg.com/media/C71Z7LeXUAAGJ6O.jpg
"Bir sair olarak benim simgelere karsi bir zaafim oldugundan, bu karakteri de bir simge gibi kullaniyorum; cok gec kalan ve bizim hayatta pesinden kostugumuz beklentilerimizi simgeler o.
Oyunda bir de besinci karakter var; kendisi sominenin uzerinde asili olan ve gerceginden daha buyuk bu fotografinin disinda, oyunda asla gorunmez. Bizi yillar once terk eden babamizdir bu kisi. Telefoncuydu, ama uzak diyarlara asikti, calistigi telefon firmasindan ayrilip, isik delisi bu sehirden sivisip gitti...Ondan aldigimiz en son haber, Meksika'nin Pasifik kiyilarinda Mazatlan'dan gonderilen adressiz bir kartpostaldi ve uzerinde sadece iki kelime yaziliydi-
Merhaba - Hosca kalin!
Sanirim oyunun geriye kalani kolayca anlasilabilir."ť Sirca Hayvan Koleksiyonu
http://www.sothebys.com/content/dam/...9131_7898B.jpg
"I have a poet's weakness for symbols, I am using this character also as a symbol; he is the long-delayed but always expected something that we live for. There is a fifth character in the play who doesn't appear except in this larger-than-life-size photograph over the mantel.
This is our father who left us a long time ago.He was a telephone man who fell in love with long distances; he gave up his job with the telephone company and skipped the light fantastic out of town. . . .The last we heard of him was a picture postcard from Mazatlan, on the Pacific coast of Mexico, containing a message of two words -
'Hello - Good-bye!' and no address.
I think the rest of the play will explain itself.
Ingiliz roman yazari ve elestirmen Virginia Woolf, ilk romani Disa Yolculuk'u (The Voyage Out), 26 Mart 1915'te Londra'da yayinci Duckworth Overlook araciligiyla yayinladi.
"Sanatcilarla birlikteyken, resim*lerle, muzikle, guzel olan her seyle, kendine ait kucuk bir dunyaya kapanmanin keyiflerini cok yođun hissederim; sonra sokaklara ciktigimda yoksul, ac, kirli kucuk suratiyla karsilastigim ilk cocuk, soyle dedirtir bana: ‘Hayir, kendimi kapata*mam - kendime ait bir dunyada yasamayacagim."
https://pbs.twimg.com/media/D2l0R9aWkAE4c4R.jpg
"When I'm with artists I feel so intensely the delights of shutting oneself up in a little world of one's own, with pictures and music and everything beautiful, and then I go out into the streets and the first child I meet with its poor, hungry, dirty little face makes me turn round and say, 'No, I can't shut myself up--I won't live in a world of my own."
Baba (Il Padrino -The Godfather) filminde, Michael Corleone tarafindan once bogazindan sonra basindan vurularak oldurulen New York polis teskilati emniyet muduru Yuzbasi Mark McCluskey karakterini canlandiran Amerikali aktor, model ve yazar Sterling (Walter) Hayden'in dogum yildonumu (26 Mart 1916)
https://pbs.twimg.com/media/D2kSl0RWoAEKPEa.jpg
https://media2.giphy.com/media/l4FGD...evi8/giphy.gif
Dunyanin simdiye kadarki en unlu aktrisi olarak anilan, tum zamanlarin en iyi oyuncularindan biri olarak kabul edilen ve Kutsal Sarah (La Divine Sarah) diye anilan Fransiz sahne oyuncusu Sarah Bernhardt'in olum yildonumu (26 Mart 1923)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...ix_Nadar_2.jpg
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._of_France.jpg
Amerikali sair Gregory Corso’nun dogum yildonumu (26 Mart 1930)
https://media.poetryfoundation.org/m...h=1200&fit=max
Cocukkent, Nisankent
Kapi araliklarina comelmis melekler,
Sairler, saclari dizelerle kemirilmis, buyuk Baudelaire
Artaud, Rimbaud, Apollinaire,
Gecekente bakiyor -
Rehberler ve kapicilar
Huzun ve Montparnasse olumu andiran Notre Dame
Gecenin cemberine bakiyor, aile kubbesi,
Hugo ve Zola birlikteler mezarda
Arlequin'in olum tuzagi
Seine'in ugursuz camuru,
Eiffel asagi bakiyor - goruyor Apokalipsin tirmanan karincasini
New York'suz kent
Yitik ve olu Almanlar kenti
Savas Ananin bebek yuvasi.
http://lopezbooks.com/static/images/kl/026720.jpg
Childcity, Aprilcity,
Spirits of angels crouched in doorways,
Poets, worms in hair, beautiful Baudelaire,
Artaud, Rimbaud, Apollinaire,
Look to the nightcity –
Informers and concierges,
Montparnassian woe, deathical Notre Dame,
To the nightcircle look, dome heirloomed,
Hugo and Zola together entombed,
Harlequin deathtrap,
Seine generates ominous mud,
Eiffel looks down -- sees the Apocalyptical ant crawl,
New Yorkless city,
City of Germans dead and gone,
Dollhouse of Mama War.
Star Trek'in Spock'u, Amerikali aktor, yonetmen, muzisyen ve forograf sanatcisi Leonard Simon Nimoy'in dogum yildonumu (26 Mart 1931)
https://images.mentalfloss.com/sites...ic/spock_0.jpg
Italyan yonetmen Tinto (Giovanni ‘Tintoretto’) Brass’in dogum gunu (26 Mart 1933)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...9_%2830%29.jpg
http://www4.pictures.gi.zimbio.com/R...5UH-LCS_nx.jpg
Minnettar ispanak ciftcileri, 26 Mart 1937'de Texas, Crystal City'de Temel Reis (Popeye The Sailor Man) heykelinin acilisini yaptilari
https://pbs.twimg.com/media/C71WAysXwAA7UlU.jpg
Amerikali aktor James (Edmund) Caan’in dogum gunu (26 Mart 1940)
https://c1.staticflickr.com/2/1896/4...b3b001fa_b.jpg
https://media.giphy.com/media/3oKIPn...NqJW/giphy.gif
https://media.giphy.com/media/B1Uv4IMM8BEcw/giphy.gif
https://media.giphy.com/media/fZlMKLiPlcDAs/giphy.gif
Amerikali sair, roman yazari ve ogretmen Erica Jong’in dogum gunu (26 Mart 1942)
“Bir kartal yemek istedigi yabani tavsani izlemek icin yuksek bir kayanin uzerine tunemis. Gizlendigi yerden kartali goren okcu hedefi almis ve onu olumcul bir sekilde yaralamis. Kartal kalbine giren oka bakmis ve oktaki tuylerin kendilerininkiyle donatilmis oldugunu gormus. ‘Kendi kanatlarim da ki tuylerle donatilmis bir okla yok olmak zorunda olmam beni iki kat uzdu’ diye soylenmis, insanlar kendilerini daima kendi oklariyla deler gecerler.”
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"An eagle perched on a high rock, watching the movements of a hare he wanted to eat. An archer, who saw the eagle from a hidden place, took an accurate aim and wounded the eagle mortally. The eagle gave one look at the arrow that had entered his heart and saw in that single glance that its feathers had been furnished by himself. It is a double grief to me,' he exclaimed, 'that I should perish by an arrow feathered from my own wings.' So much for men and their promises. They forever skewer themselves with their own arrows."
http://www.azquotes.com/picture-quot...-15-3-0350.jpg
“Yaninda aptal bir kadin olan bir suru zeki adam gorursunuz ama yaninda aptal bir adam olan zeki kadin kolay kolay goremezsiniz.”
Amerikali rock grubu Aerosmith'in solisti ve vokalisti Steven Tyler'in dogum gunu (26 Mart 1948)
https://pbs.twimg.com/media/C70wo2mXwAA4mDo.jpg
Alman, roman, senaryo ve radyo oyunu yazari Patrick Suskind'in dogum gunu (26 Mart 1949)
"On sekizinci yuzyilda Fransa'da, dahi ve igrenc kisiler yonunden hic de yoksul olmayan bu donemin en dahi ve en igrenc kisilerinden biri sayilmasi gereken bir adam yasadi. Adi Jean Baptiste Grenouille. Eger bu ad bugun unutulmussa, bu kesinlikle Grenouille'un kendini begenmislik , insan saymazlik , ahlaksizlik , kisaca Allahsizlik bakimindan unlu ve karanlik adamlarla boy olcusemeyeceginden degil , dehasi ve tek hirsi tarihte iz birakmamis Bir alanla kisitli kaldigi icindir : o, varla yok arasi kokular dunyasi." Koku
https://i0.wp.com/www.thebooksmuggle...9/perfume1.jpg
"Im achtzehnten Jahrhundert lebte in Frankreich ein Mann, der zu den genialsten und abscheulichsten Gestalten dieser an genialen und abscheulichen Gestalten nicht armen Epoche gehörte. Er hieß Jean-Baptiste Grenouille, und wenn sein Name im Gegensatz zu den Namen anderer genialer Scheusale, heute in Vergessenheit geraten ist, so sicher nicht deshalb, weil Grenouille diesen berühmteren Finstermännern an Selbstüberhebung, Menschenverachtung, Immoralität, kurz an Gottlosigkeit nachgestanden hätte, sondern weil sich sein Genie und sein einziger Ehrgeiz auf ein Gebiet beschränkte, welches in der Geschichte keine Spuren hinterläßt: auf das flüchtige Reich der Gerüche."
"Bizi aptallastiran ve kabalastirma potansiyeli olan sey nasil olur da en buyuk mutluluk olarak hissedilip tanimlanir? Ask nihayetinde bir hastalik midir, en guzel hastalik degil de en korkunc hastalik midir? Yoksa etkisinin yararli mi zararli mi olacagi, dozajina gore degisen bir zehir midir ask? Sokrates, kos yardimimiza!" Ask ve Olum Uzerine
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"Wie kann, was uns verdummt und potentiell verroht, als höchstes Glück empfunden und bezeichnet werden? Ist die Liebe am Ende doch nur eine Krankheit, und zwar nicht die schönste, sondern die fürchterlichste, die es gibt? Oder ist sie ein Gift, bei dem die Dosis darüber entscheidet, ob es segensreich oder verheerend wirkt? Hilf, Sokrates, hilf!"
2 Emmy Odulu sahibi Amerikali aktor Martin Short’un dogum gunu (26 Mart 1950)
https://media.giphy.com/media/l3vR6s...q94A/giphy.gif
https://24.media.tumblr.com/c4f22368...db29o1_500.gif
Amerikali fantezi roman yazari Thomas Archibald Barron'in dogum gunu (26 Mart 1952)
"Ilik bir hava akimi yanagimi oksadi. 'Bana bu gece yardim etmeseydin Emrys Merlin, sanirim olebilirdim.”
Ben de sesimi bir fisiltiya donusturererek sordum. 'Ruzgar gercekten olebilir mi?”
'Oh evet, Emrys Merlin, olebilir.' Bir kez daha yanagimi okţadý. 'Ruzgar da insan gibi, yalnizliktan olebilir."
”Artik yalniz degilsin.”
”Sen de artik yalnýz degilsin, Emrys Merlin. Sen de."
https://images.penguinrandomhouse.co.../9780807209608
"A warm breath of air caressed my cheek. 'If you hadn't helped me this night, Emrys Merlin, I believe I would have died.'
My voice too a whisper, I asked, 'Can the wind really die?'
'Oh yes, Emrys Merlin, it can.” Once again she brushed my cheek. 'The wind, like a person, can die from loneliness.'
'You are not alone now.'
'Nor are you Emrys Merlin. Nor are you.' "
26 Mart 1958’de duzenlenen 30. Akademi Odul toreninde, Kwai Koprusu (The Bridge on the River Kwai, 1957. Yon: David Lean) En Iyi Film; Joanne Woodward, Uc Ruhlu Kadin (The Three Faces of Eve, 1957) filmi ile En Iyi Kadin Oyuncu; Alec Guinness, Kwai Koprusu filmi ile En Iyi Erkek Oyuncu Odulunu aldilar.
https://m.media-amazon.com/images/M/...0,1000_AL_.jpg
https://akns-images.eonline.com/eol_...s.ls.21415.jpg
http://www.filmreference.com/images/sjff_03_img1117.jpg
Amerikali roman yazari ve senarist Raymond Chandler’in olum yildonumu (26 Mart 1959)
“Bir kere oldukten sonra nerede yattigin ne fark ederdi? Ha pis bir bataklikta ha yuksek bir tepede mermer bir kaidenin altinda? Oluydun, buyuk uykuyu uyuyordun, boyle seyler seni uzemezdi artik. Petrol de su da birdi insana, ruzgar da hava da. Sadece buyuk uykuyu uyurdun, nasil oldugun ya da nerede can verdigin belasina aldiris etmeden. Bense, ben bu belanin parcasiydim simdi.” Buyuk Uyku,
https://2headstogether.files.wordpre...hebigsleep.jpg
“What did it matter where you lay once you were dead? In a dirty sump or in a marble tower on top of a high hill? You were dead, you were sleeping the big sleep, you were not bothered by things like that. Oil and water were the same as wind and air to you. You just slept the big sleep, not caring about the nastiness of how you died or where you fell. Me, I was part of the nastiness now. “
Ilk Dans, Ilk Ask (Dirty Dancing , 1987. Yon: Emile Ardolino) filminin Frances ‘Baby’ Houseman’i Amerikali aktris Jennifer Grey’in dogum gunu (26 Mart 1960)
http://big.assets.huffingtonpost.com...stdancingg.gif
https://media2.giphy.com/media/hVlO1...K0/200.webp#19
Olumunden 12 yil sonra Pulitzer Odulu'nu kazanan Amerikali roman yazari John Kennedy Toole’un olum yildonumu (26 Mart 1969)
" ‘Bu kent cagdas dunyanin ahlaksizlik baskentiyken polisin beni rahatsiz etmekten baska isi yok mu?’ Ignatius magazanin onundeki kalabaliga dogru bagirarak konusmustu. ‘Bu kent kumarbazlari, fahiseleri, teshircileri, alkolikleri, escinseller, uyusturucu bagimlilari, tapinmacilari, sapiklari, acik sacik film oynaticilari, dolandiricilari, yasli ******lari, kamuya acik yerleri kirletenleri ve sevici kadinlariyla unludur; hepsi de verdikleri rudvetlerle gayet guzel korunurlar. Zamaniniz varsa sizinle suc sorunun uzerinde derinlesmek isterim, ama sakin beni rahatsiz etme hatasina dusmeyin.’ " Aliklar Birligi
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“Is it the part of the police department to harass me when this city is a flagrant vice capital of the civilized world?" Ignatius bellowed over the crowd in front of the store. "This city is famous for its gamblers, prostitutes, exhibitionists, alcoholics, sodomites, drug addicts, fetishists, onanists, pornographers, frauds, jades, litterbugs, and lesbians, all of whom are only too well protected by graft. If you have a moment, I shall endeavor to discuss the crime problems with you, but don't make the mistake of bothering me.”
Meksikali yazar Bruno Traven'in olum yildonumu (26 Mart 1969)
"—Dinlemeyin su papazbasini—dedi Santiago homurtuyla gulerek. Bugun beynine su yurumus onun. Daha kendine gelememis. Onun icin konusuyor bilir bilmez. Yarin daha da aptallasacak. Ne dediysem ben, oyledir tastamam. Bes alti gun once Montellano'larin en genci buraya ulasti Monteria'sinin topraklari sulara bogulmus. Belki oralarý ancak ocak ayinda kuruyacak ya da daha gec bir zamanda. Yitirdiklerinin uc kati verim saglayarak buradan cikaracaklar. Acacio bu uc kisinin en zalimidir. Yilin baslarinda seksen kisi, oyle gitmisti Monteria'sina. Hepsi de Finca'lardan gelme saglikli kisilerdi . Aralarinda bir duzine kadin ve yirmi kadar cocuk vardi. Monteria'sindan ayrilip, yola ciktiginda bu seksen kisiden kaci kalmisti. Cogu kirbactan ya da asilmaktan olmustu. Bazýisini yuksek ates goturdu, on tanesi bataklikta boguldu. Dordu kacti ve bataklik ormanda yokoldular. Bir ikisini yilanlar isirip oldurdu. Dort kisi kaplanlara ve aslanlara yem oldu. Ikisi, asiliyken kaplanlarin agzina dustu. Asilan ve parmagini dahi kimildatamayan biri, ne yapabilir kaplana karsi , ha?" Isyan
https://corteyquedablog.files.wordpr...8_012014-f.jpg
"—No le hagan caso —interrumpe Santiago con risa burlona—; esta mańana le cayó un tronco en la cabeza y todavía no sabe lo que dice. Por eso habla a tontas y a locas. Además, mańana se sentirá peor; pero lo que yo voy a decirles es la mera verdad. Hace cinco o seis días que llegó aquí el más joven de los Montellano. Su distrito está inundado y no secará antes de enero; eso quiere decir que su montería no les dará ni una brizna de caoba y que lo que no saquen de allá tendrán que sacarlo de aquí. Don Acacio es el peor de los tres. La última primavera se llevó a su montería ochenta hombres, indios fuertes y sanos, acompańados de una docena de mujeres y de unos veinte nińos.żSaben ustedes cuán-tos le quedaban ahora que dejó la montería? ˇVeintitrés! Todos los otros murieron. La mayor parte a causa de los malos tratos, después de haber sido golpeados o colgados. A los otros se los llevaron las calenturas. Diez se sumieron en los pantanos, cuatro se huyeron y uno reventó en la selva. Otros fueron devorados por las fieras o mordidos de serpiente cuando se hallaban colgados. Porque, żquién puede defenderse de un tigre estando colgado?"
Yalan Ruzgari (The Young & the Restless - Febbre d'amore) dizisi, 26 Mart 1973'de CBS kanalinda yayinlanmaya basladi.
https://static.next-episode.net/tv-s...e-restless.jpg
https://static.tvgcdn.net/feed/1/754...4_768x1024.jpg
Dans dunyasinin tapinaklarinda dans eden, Italya'nin ilk baleti Roberto Bolle'nin dogum gunu (26 Mart 1975)
https://68.media.tumblr.com/745c1600...7lvro1_500.gif
https://lh3.googleusercontent.com/-B...le%2Bc5465.gif
Fransiz edebi teorisyen, filozof, dilbilimci, elestirmen ve isaret bilimci Roland Barthes’in olum yildonumu (26 Mart 1980)
"Yasamimda milyonlarca bedenle karsilasirim; bu milyonlarca bedenden ancak birkac yuzunu arzularim; ama bu birkac yuzden yalnizca birini severim. Asik oldugum oteki bana arzumun ozgurlugunu gosterir.Bu secim - oylesine titizdir ki yalnizca Tek'i alikoyar-, soylediklerine gore, cozumsel gecisimle ask gecisimi arasindaki ayrimi olusturur; beriki evrenseldir, oteki ozgul. Binlerce Imge arasinda arzuma uygun Imge'yi bulabilmem icin, nice rastlantilar, nice sasirtici rastlasimlar (belki de arastirmalar) gerekmistir. Cozumunu hicbir zaman bilemeyecegim bir buyuk bilmecedir bu: Neden sunu arzuluyorum? Neden onu surekli olarak, kendimden gecerek arzuluyorum? Butunuyle o mu (bir golge, bir bicim, bir hava mi) arzuladigim? Yoksa bu bedenin yalnizca bir parcasi mi? Peki, bu durumda, bu sevilen bedende, benim icin 'fetis' iccagrisi tasiyan ne? Hangi parca, hangi rastlanti? Belki de inanilmaz olcude ufak bir sey. Bir tirnagin kesilis bicimi, azicik egrilemesine kirilmis bir dis, sacin bir kivrimi, konusurken, sigara icerken, bir parmaklari acma bicimi mi? Bedenin butun bu kivrimlari konusunda, onlarin tapilasi oldugunu soyleme istegi duyuyorum. Tapilasi demek: onun tek olmasi bakimindan, arzum budur demektir. Bununla birlikte, arzumun ozgullugunu ne denli cok duyarsam, o denli az adlandirabilirim onu: hedef kesinlestikce isim titrer; arzunun yerindeligi olsa olsa sozcugun uygunsuzluguna yol acar. Bu dil basarisizligindan tek bir iz kalir geriye: 'tapilasi' sozu." Bir Ask Soyleminden Parcalar
https://pbs.twimg.com/media/DF0dpj-XUAA1iY1.jpg
"Nella mia vita, io incontro milioni di corpi; di questi miloni io posso desiderarne delle centinaia; ma di queste centinaia, io ne amo uno solo. L'altro di cui io sono innamorato mi designa la specialitŕ del mio desiderio. Per trovare l'Immagine che, tra migliaia, si confŕ al mio desiderio, ci sono volute molte combinazioni, molte sorprendenti coincidenze (e forse molte ricerche). E' un enigma che io non riuscirň mai a risolvere: perchč mai desidero il Tale? Perchč lo desidero persistentemente, languidamente? E' tutto lui che desidero (una sagoma, una forma, un'aria)? O č solamente una parte di quel corpo? E, in tal caso, che cos'č che, in quel corpo amato, ha per me il valore del feticcio? Quale porzione, per quanto esigua sia, quale sua caratteristica? Il taglio di un'unghia, un dente leggermente rotto di sbieco, una ciocca di capelli, un certo modo di muovere le dita mentre parla, mentre fuma? Di tutte queste caratteristiche del corpo, ho voglia di dire che sono adorabili. Adorabile vuol dire: questo č il mio desiderio, in quanto esso č unico: 'E' questo! E' esattamente questo (che io amo)!'. Tuttavia piů provo la specialitŕ del mio desiderio, meno sono in grado di precisarla; alla precisione di ciň che voglio dire corrisponde uno sfocamento del nome; il proprio del desiderio non puň che produrre un improprio dell'enunciato. Di questo fallimento linguistico, resta soltanto una traccia: la parola adorabile."
Amerikali heavy metal grubu Van Halen, 3.studyo albumu Women and Children First’u 26 Mart 1980’de Warner Bros. Records etiketiyle piyasaya surdu.
http://www.vhnd.com/wp-content/uploa...First_VHND.jpg
https://img.cdandlp.com/2012/11/imgL/115758417.jpg
Ingiliz aktris Keira (Christina) Knightley’in dogum gunu (26 Mart 1985)
http://2.bp.blogspot.com/-QBPmqog2l1...tley-part1.jpg
https://media.giphy.com/media/AnRIoC8PkAi40/giphy.gif
https://media.giphy.com/media/ocKat49amke4g/giphy.gif
26 Mart 1990’da duzenlenen 62. Akademi Odul toreninde, Bayan Daisy ve Soforu (Driving Miss Daisy, 1989. Yon: Bruce Beresford) En Iyi Film; Jessica Tandy, yine ayni film ile En Iyi Kadin Oyuncu; Daniel Day-Lewis, Sol Ayagim (My Left Foot: The Story of Christy Brown, 1989) filmi ile En Iyi Erkek Oyuncu Odulunu aldilar.
Ayni Odul toreninde Japon yonetmen Akira Kurosawa, Akademi Yasam Boyu Basari Odulu aldi.
https://ia.media-imdb.com/images/M/M...6,1000_AL_.jpg
https://media.gettyimages.com/photos...cture-id797903
https://images-na.ssl-images-amazon....3,1000_AL_.jpg
https://media.gettyimages.com/photos...3EsATuCTIcfZw=
26 Mart 2000’de duzenlenen 72. Akademi Odul toreninde, Amerikan Guzeli (American Beauty, 1999. Yon: Sam Mendes) En Iyi Film; Hilary Swank, Erkekler Aglamaz (Boys Don't Cry, 1999) filmi ile En Iyi Kadin Oyuncu; Kevin Spacey, Amerikan Guzeli filmi ile En Iyi Erkek Oyuncu Odulunu aldilar.
https://ia.media-imdb.com/images/M/M...2OTU@._V1_.jpg
https://media.gettyimages.com/photos...cture-id816651
Isvecli sair, psikolog ve cevirmen Tomas Transtromer'in olum yildonumu (26 Mart 2015)
Isigi sonduruyorlar ve lambanin beyaz golgesi
bir sure daha isiyor tumuyle yok olmadan once, karanlik dolu
bir bardakta cozunen bir tabletmiscesine. Sonrasi altalta ustuste.
Otelin duvarlari yukseldikce yukseliyor karanlik gokyuzune.
Ask hareketleri dindi artik, uyuyorlar
ama en sakli dusunceleri bulusuyor simdi
tipki bir okul cocugunun islak resim kagidinda bulusup
birbirinin icine akan renkler gibi.
Simdi sessiz ve karanlik. Ama sehir de onlara iyice yanasti bu
gece. Isiksiz pencereleriyle. Evler de giderek yakinlasti.
O izdihamin ortasinda iyice sokuluyorlar birbirlerine, bekliyorlar,
en ufak ifadeden yoksun yuzleriyle baslarina ususecek o kalabaligi.
https://jeffschwaner.files.wordpress...s-hass238a.jpg
They switch off the light and its white shade
glimmers for a moment before dissolving
like a tablet in a glass of darkness. Then up.
The hotel walls rise into the black sky.
The movements of love have settled, and they sleep
but their most secret thoughts meet as when
two colors meet and flow into each other
on the wet paper of a schoolboy’s painting.
It is dark and silent. But the town has pulled closer
tonight. With quenched windows. The houses have approached.
They stand close up in a throng, waiting,
a crowd whose faces have no expressions.
https://pbs.twimg.com/media/C3lYmwnWQAASkoa.jpg
Tek insanin sarkisini soyluyorum, herkesten ayri, basit bir insan,
Gene de Demokratik kelimesini, yiginlar kelimesini kullaniyorum.
Tepeden tirnaga butun vucudun sarkisini soyluyorum,
Ne yalniz yuz, ne de yalniz beyin degerlidir ilham perisi icin,
ben vucut butunuyle cok daha degerlidir diyorum,
Erkeklerin yani sira kadinlarin sarkisini soyluyorum.
Duygu, heyecan, kuvvet yuklu hayatin,
Neseli, en hur hareketler icin, tanrisal yasalara uyarak yaratilmis
Modern Insanin sarkisini soyluyorum.
Walt Whitman