Dolarda Yükseliş Kaçınılmaz XV

Alıntı:

---

Originally Posted by boschyatirim

O kadarda değil. Bir kerede olsa mikmeden bırakmazlar.Hani ben ikinci tecavüzden nasil kaçınırız onun hayallerini kuruyordum.

---

"Tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bak" derler ama bu duruma uyar mı bilemedim:)

Alıntı:

---

Originally Posted by ressam

1999 yılında Sinop merkez aile sağlığı binasına çocuğu aşıya götürmüştüm. Saat 09:45 idi. Koridorda 3 vatandaş idik. Kimseler yoktu. Odaların kapısını tek tek açarak görevli aradığımda ; Toplantı odası yazan büyük odada uzun bir masada 8 çalışan ( 3 bayan dr. ) kahvaltı ediyorlardı. Afiyet olsun dedim ve kapıyı çekerek çıktım. 5 dk. sonra bayan dr. odasına geçti. Ayağında birbirinden farklı eski ayakkabısı olan köylü kadının kucağındaki 2 yaşlarındaki çocuk sürekli ağlıyordu. Ateşi varmış ve çok öksürüyordu. Doktorun odasına giderek köylü kadına yardımcı olmalarını yarım saattir beklediğini söylediğimde bana türlü türlü hakaretlerle karşılık verdi. Köylü kadınla aramda ilişki bile kurmaya kalktı. Neyse ki eşim yanımdaydı.

Hiç cevap vermedim. Köylü kadını aracıma alarak , sağlık müdürüne götürdüm. Orada şikayet dilekçesini de yazdım. Sonra hastanede çocuğunun tedavisini yaptırdık. 2 gün sonra valilikte bir toplantı da bir proje tartışılırken sağlık müdürü sivri sivri konuşmaya başladığında durumu vali beye insanların içinde aktardım. 1 ay içinde sağlık müdürü ve bayan doktor sürgün edildi. Bazen olayları yerel yaşayanlardan dinlemek lazım. Halk yaşadığına inanır.

---

Alıntı:

---

Originally Posted by ayhan53

O röportajda ki doktor dövme özgürlüğünü savunan sensin sanırım

---

yurt paydaşı ressam'ın yazısına verilen yanıttaki varsayımsal çıkarım, toplumdaki düşünsel lincin örneklerinden olmuş.

aslında aradığımız teistik ahlaki doğaüstücülük özelliklerine sahip insan da değil yani. Elini vicdanına koy tabiri bile yeterlidir.

Alıntı:

---

Originally Posted by TRENDHOUND

Buna Takiyye yani "göründüğün gibi olmamak, olduğun gibi görünmemek" deniyor. Mevl*****n dediğinin tam tersidir ve İslamda caizdir. Bununla ilgili sahih yani doğruluğundan şüphe duyulmayan bir sürü hadis var. Peygamber bizzat kendisi söylemiş, savaşta her türlü hile serbesttir demiş. Tüm dünya İslamı kabul edene kadar savaş ortamında bulunulduğu kabul edildiğine göre her türlü yalan mevcut ortamda caizdir. Müslim ve Buharinin sahih hadislerini okumayı seven bir Ateist olarak benim vardığım sonuç işte budur.

---

Alıntı:

---

Originally Posted by TRENDHOUND

Buna Takiyye yani "göründüğün gibi olmamak, olduğun gibi görünmemek" deniyor. Mevl*****n dediğinin tam tersidir ve İslamda caizdir. Bununla ilgili sahih yani doğruluğundan şüphe duyulmayan bir sürü hadis var. Peygamber bizzat kendisi söylemiş, savaşta her türlü hile serbesttir demiş. Tüm dünya İslamı kabul edene kadar savaş ortamında bulunulduğu kabul edildiğine göre her türlü yalan mevcut ortamda caizdir. Müslim ve Buharinin sahih hadislerini okumayı seven bir Ateist olarak benim vardığım sonuç işte budur.

---

Siz inancsiz oldugunuza emin misiniz ?

Durmadan (kapattirdiginiz kendi basliginizda da yaptiniz aynisini) islama ortulu veya acik sekilde saldiriyorsunuz.

Simdi de Hz. Peygamber(selam olsun ona) in bir hadisini ele alarak aklinizca "İslam zaten hileyi emrediyor herkes musluman oluncaya kadar" diyorsunuz.

Siz zir cahilin onde gidenisiniz. Okumayi seven kisi olarak bulamadiniz mi? O hadis ne zaman hangi sartlar altinda soylenmis ?

Buyuk cihad ne kucuk cihad ne ? Nefis mucadelesi ne ?

Daha once de muslumanlara "kitabiniz oku diyor - siz okumuyorsunuz" diyordunuz.


Ateist birisi dinlere saldirmaz, hatta dinlerle isi olmaz. Sizin musluman olmadiginiz kesin ancak mert olun islama ve muslumanlara asil inancinizi belli ederek saldirin.


Yonetime de helal olsun. burada din muhabbeti yapilsa adami banlarsiniz ama dine saldiri olunca gormezden gelirsiniz.

Erdoğan, milli geliri 8 yıl üst üste küçülterek Türkiye'yi en büyük 20 ekonomi arasından çıkarmayı başaran ilk lider olmanın özgüveniyle konuştu...

http://www.zaytung.com/fotohaberdetay.asp?newsid=400575

Alıntı:

---

Originally Posted by ressam

1999 yılında Sinop merkez aile sağlığı binasına çocuğu aşıya götürmüştüm. Saat 09:45 idi. Koridorda 3 vatandaş idik. Kimseler yoktu. Odaların kapısını tek tek açarak görevli aradığımda ; Toplantı odası yazan büyük odada uzun bir masada 8 çalışan ( 3 bayan dr. ) kahvaltı ediyorlardı. Afiyet olsun dedim ve kapıyı çekerek çıktım. 5 dk. sonra bayan dr. odasına geçti. Ayağında birbirinden farklı eski ayakkabısı olan köylü kadının kucağındaki 2 yaşlarındaki çocuk sürekli ağlıyordu. Ateşi varmış ve çok öksürüyordu. Doktorun odasına giderek köylü kadına yardımcı olmalarını yarım saattir beklediğini söylediğimde bana türlü türlü hakaretlerle karşılık verdi. Köylü kadınla aramda ilişki bile kurmaya kalktı. Neyse ki eşim yanımdaydı.

Hiç cevap vermedim. Köylü kadını aracıma alarak , sağlık müdürüne götürdüm. Orada şikayet dilekçesini de yazdım. Sonra hastanede çocuğunun tedavisini yaptırdık. 2 gün sonra valilikte bir toplantı da bir proje tartışılırken sağlık müdürü sivri sivri konuşmaya başladığında durumu vali beye insanların içinde aktardım. 1 ay içinde sağlık müdürü ve bayan doktor sürgün edildi. Bazen olayları yerel yaşayanlardan dinlemek lazım. Halk yaşadığına inanır.

---

Yıllar önce annem Beşiktaşı meşhur dispanerinde dişini çektirdi. Dişçi hanım dişi çekmiş ama dış kokunu içeride bırakıp annemi göndermiş. Annem 2 gun sonra acılar içinde tekrar götürdüm dişçiye. Bagiris, cagiris durum anlaşılınca dişçi hanım annemin dışının kokunu çıkardı ve bize dönüp, şimdi gidin nereye şikayet ederseniz edin dedi. Erkek olsa ağzını burnunu kırardım ama kadın işte. Dovsen dövülüyor, sovsen sovulmuyor.

Olurmu sn.Ayhan 53 , ben doktora şiddeti bırakın tüm varlıklara şiddete karşıyım. Benim anlatmak istediğim ana fikri anlamadınız sanırım. Eğer insanlardan normal şartlarda kötülük beklemiyorsanız siz de kötülük yapmayacaksınız.

Çoğu görevlinin cahilce savunduğu ilk şey '' ne yapalım hergün yüzlerce insana laf anlatmak kolay mı, bizde insanız '' evet tam da konu sizde insansınız ! O halde bu görevin icabını yerine getireceksiniz ki karşılığında aldığınız ücreti hak edesiniz. Bir diğer görevli de kendi görevini aynı ciddiyetle yapacak..... O zaman çalışma barışı, toplumsal huzur olur.

Benim hem yeğenim hem oğlum Tıp öğrencisi. Yakın akrabamdan da çalışan 5 doktor var. İnanın geçen kendi oğluma '' ben sana hasta olarak gelsem ve sen bu söylediğini bana söylesen her türlü cezayı göze alır seni tekmelerim '' dedim. Çocukları daha fakültede hasta düşmanı , paragöz yetiştiriyorlar. Hasta resmen müşteri olarak görülüyor. Sistem öyle veya böyle olsa da gerçek tabipler, insanlığı seven, hastasının çıkarlarını düşünen insanlar olmalı. Sonuçta uzun vadede de olsa kendileri kazanacaktır.

Benim yakınlarıma göre en kötü huyum ; her şeye burnumu sokmammış. Sana ne sen mi düzelteceksin dünyayı diyorlar. Ne yapayım , ben de böyleyim. Gördüğüm her yanlış ve usulsüzlüğe hukuksal olarak müdahale etmeye çalışıyorum. Bazen hakkını korumaya çalıştıklarım tarafından satılsam bile......

Bütçe açıkları , işçi memur emekli maaş zamlarını Kostantiniyye de yaşayanlar ödeyecek anlaşıldı...

Maaşallah Kostantiniyye hem önden hem arkadan geçirdiler...

Neyse hakkımızda hayırlısı