-
Alman – Amerikali ressam Emanuel Gottlieb Leutze’nin olum yildonumu (18 Temmuz 1868)
Columbus before the Queen, 1843
https://upload.wikimedia.org/wikiped...en%2C_1843.jpg
Westward the Course of Empire Takes Its Way, 1861
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._-_Capitol.jpg
-
Futurizm akiminin basta gelen ressam ve heykeltraslarindan Italyan Giacomo Balla'nin dogum yildonumu (18 Temmuz 1871)
Lampada ad Arco (Street Light, 1909-1911)
https://pbs.twimg.com/media/DE__lltXYAEN7Ms.jpg
Dinamismo di un cane al guinzaglio (Dynamism of a Dog on a Leash,1912)
https://pbs.twimg.com/media/DE_6yhIXUAAzA-U.jpg
-
Rus asilli Fransiz avukat ve yazar (Natalia Cherniak) Nathalie Sarraute’un dogum yildonumu (18 Temmuz 1900)
"Tum duygularim yok oldu... Kafamin ici bos... Kalbim bos... Insanlar da esyalar da benim icin anlamsiz... Her eylemi yapabilecegimi biliyorum, ama yaparken ne aci ne de zevk duyuyorum... Hicbir seyden hoslanmiyorum, hicbir þeyden nefret etmiyorum... Canli bir heykelim; basima ne gelirse gelsin, herhangi bir heyecan ya da duygu duymam olanaksiz..."
https://i.idefix.com/cache/600x600-0...00599716-1.jpg
“Tous mes sentiments ontdisparus…ma tête est vide…mon cœur est vide…les personnes, les choses, tout m’est indifférent…je peux fairetous les spectacles, mais en les faisant, je n’ai plus ni joie ni tristesse… Rien ne me tente, rien ne me plaît… jesuis une statue vivante, quoi qu’il me passe, il m’est impossible d’avoir, pour rien, quelque sensation ousentiment…”
“Ve konusuyorlardi, biteviye konusuyorlardi, ayni seyleri tekrar ede ede, evirip cevirerek, tekrardan evirip cevirerek, bir bu yonden, sonra obur yonden, hep yogurarak, ayni seyleri yogura yogura, kendi hayatlarindan elde ettikleri (‘hayat’ diyorlardi buna, ve bu konu onlarin alaniydi), bu kisir ve nankor konuyu parmaklari arasinda yuvarlaya yuvarlaya, yogura yogura, cekip uzatarak, ve yuvarlaya yuvarlaya, ta ki hayat, nihayet, parmaklari arasinda ufacik, sekilsiz bir sey, boz renkli kucuk, yuvarlak bir top olmaktan ileri gecemesin.” Yonelisler
https://www.laprocure.com/cache/couv...2707321466.jpg
“Et elle parlaient, parlaient toujours, répétant les mêmes choses, les retournant, puis les retournant encore, d’un côté puis de l’autre, les pétrissant, les pétrissant, roulant sans cesse entre leurs doigts cette matière ingrate et pauvre qu’elles avaient extraite de leur vie (ce qu’elles appelaient ‘la vie’, leur domaine), la pétrissant, l’étirant, la roulant jusqu’à ce qu’elle ne forme plus entre leurs doigts qu’un petit tas, une petite boulette grise.”
-
Italyan ressam Federico Spoltore’in dogum yildonumu (18 Temmuz 1902)
Ritratto di tre fanciulli con cane, XX secolo
https://www.artnet.com/WebServices/i...i-con-cane.jpg
La gita sul fiume, XX secolo
https://www.artnet.com/WebServices/i...-sul-fiume.jpg
-
Amerikali roman ve kisa oyku yazari Mary Jessamyn West'in dogum yildonumu (18 Temmuz 1902)
https://writerswrite.co.za/wp-conten...samyn-West.jpg
"Yazmak oyle zor bir is ki, yazarlar yeryuzunde cehennemi tattiklarindan, sonrasinda butun cezalardan muaf tutulacaklar."
https://media.allauthor.com/images/q...-as-much-a.jpg
"Gecmis de gelecek gibi hayal gucumuz tarafindan ciddi bir sekilde islenmeye devam eder."
-
Buyuk Buhran doneminde yazdigi tiyatro oyunlariyla unlenen Amerikali oyun yazari Clifford Odets’in dogum yildonumu (18 Temmuz 1906)
https://img.timeinc.net/time/magazin...381205_400.jpg
MOE: Disarida kar yagiyor, kizlar.
MYRON: Artik gecmis gunlerdeki gibi kar yok. Tum dunyanin degistigini dusunuyorum.Tam gozlerimizin onunde. Neredeyse hic kimse, gaz lambasi kullandigimiz ve ...
MOE: Sistem bu, kýzlar.
MYRON: Buyuk bir kar firtinasi oldugunda, kucuk bir cocuktum. O zaman, hic durmadan uc gun boyunca yagdi. Evet, at arabalari durdu. Olum sessizligi sehrin uzerine coktu ve kucuk bebeklerin hic sutu yoktu. O yil pek cok insanin oldugunu soylerler.
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
MOE: It's snowing out, girls.
MYRON: There's no more big snows like in the old days. I thinkthe whole world's changing. I see it, right under our very eyes. No one hardly remembers any more when we used to have gaslight and all the dishes had little fishes oh them.
MOE: It’s the system, girls.
MYRON: I was a little boy when it happened—the Great Blizzard. It snowed three days without a stop that time. Yes, and the horse cars stopped. A slience of death was on the city and little babies got no milk…they say a lot of people dead that year.
-
Nelson Mandela'nin dogum yildonumu (18 Temmuz 1918)
https://pbs.twimg.com/media/D_v3dV2W4AEs_87.jpg
"Dunyayi degistirmek icin kullanabileceginiz en guclu silah egitimdir.”
https://1zl13gzmcsu3l9yq032yyf51-wpe...-or-learn..jpg
"Hicbir zaman kaybetmem. Ya kazanirim ya da ogrenirim."
http://www.medicitalia.it/public/upl...iflettox_2.png
"Bagimsiz zihinleri olan dostlari severim, zira sizin sorunlari butun acilardan gormenizi saglarlar."
-
Amerikali fizikci, tarihci ve bilim felsefecisi Thomas Samuel Kuhn'un dogum yildonumu (18 Temmuz 1922)
"Rakip siyasi kurumlar arasinda yapilan secim gibi, rakip paradigmalar arasindaki de aslinda birbirine tamamen zit toplumsal yasam tarzlari arasinda yapilacak bir tercihtir. Boyle oldugu icin de, soz konusu tercih yalnizca olagan bilime ozgu deger yargilari tarafindan belirlenemez. Cunku bu degerler zaten uzerinde mucadele yapilan paradigmaya baglidir. Paradigmalar, paradigma secimi uzerine bir tartismaya girdikleri zaman, ister istemez dongusel bir rol oynarlar. Her kesim, kendi paradigmasini savunmak icin yine kendi paradigmasini kullanmak durumundadir." Bilimsel Devrimlerin Yapisi
https://kbimages1-a.akamaihd.net/058...evolutions.jpg
"Like the choice between competing political institutions, that between competing paradigms proves to be a choice between incompatible modes of community life. Because it has that character, the choice is not and cannot be determined merely by the evaluative procedures characteristic of normal science, for these depend in part upon a particular paradigm, and that paradigm is at issue. When paradigms enter, as they must, into a debate about paradigm choice, their role is necessarily circular. Each group uses its own paradigm to argue in that paradigm’s defence."