Paul McCartney, No More Lonely Nights'i 24 Eylul 1984 tarihinde yayinladi.
https://upload.wikimedia.org/wikiped.../NMLN_1984.jpg
Printable View
Paul McCartney, No More Lonely Nights'i 24 Eylul 1984 tarihinde yayinladi.
https://upload.wikimedia.org/wikiped.../NMLN_1984.jpg
Amerikali rock grubu Nirvana, 2.studyo albumu Nevermind'i 24 Eylul 1991 tarihinde piyasaya surdu.
http://31.media.tumblr.com/tumblr_m8...x9uno1_500.gif
Cocuk kitaplariyla taninan Amerikali yazar, sair ve karikaturcu Dr. Seuss'un (Theodore Geisel) olum yil donumu (24 Eylul 1991)
http://kusi.images.worldnow.com/images/10014349_G.jpg
https://pbs.twimg.com/media/C56IT2uWMAAoZIn.jpg
"Kafanin icinde beyinin var, ayakkabinin icinde de ayaklarin! Kendini, hangi yonu secersen oraya goturebilirsin."
https://www.coppadicitazioni.it/citazioni/98517.jpg
Fransiz roman, oyun ve senaryo yazari Francoise Sagan'in (Francoise Quoirez) olum yil donumu (24 Eylul 2004)
https://pbs.twimg.com/media/DCys3_dXcAInyrX.jpg
"Icimde garip bir huzun var. Bu agir, olaganustu duyguya uzuntu veremiyorum. Onceleri cok cekici gelirdi bana bu uzuntu sozcugu; ama simdi onun bencillikten baska bir sey olmadigini anliyorum; anliyorum ve utaniyorum.Cok kez sikinti, pismanlik, hatta vicdan azabi duydugum oldu; bugunse beni her seyden ayiran yumusak, sinir bozucu bir duygu, ipek bir ag gibi sariyor." Merhaba Huzun
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"A Strange melancholy pervades me to which I hesitate to give the grave and beautiful name of sorrow. The idea of sorrow has always appealed to me but now I am almost ashamed of its complete egoism. I have known boredom, regret, and occasionally remorse, but never sorrow. Today it envelops me like a silken web, enervating and soft, and sets me apart from everybody else."
David Fincher'in yonettigi, Jesse Eisenberg, Andrew Garfield, Justin Timberlake'in oynadigi biyografi-drama The Social Network (Sosyal Ag) filmi 24 Eylul 2010 tarihinde vizyona girdi.
https://images-na.ssl-images-amazon....4,1000_AL_.jpg
https://media.giphy.com/media/GAeH0yZbyggdq/200.gif
https://campusriot.com/wp-content/up...id-Fincher.gif
"Dunya bir sahne, bizler tum kadin ve erkekler yalnizca oyunculariz. Biri cikar, oteki girer ve her biri kendine dusen yasamda bircok rol oynar. Insan yedi donemi yedi perde eder. Ilk perde bebektir, dadisinin kollarinda zirlayan, ciyak ciyak aglayan, her an kusan bir bebek. Sonra sizlanan bir okul cocugu gelir. Eline cantasi, parildayan sabah suratiyla, salyangoz gibi surune surune gonulsuzce okula giden cocuk. Daha sonra sira askta. Baca gibi ceker, sevdiginin kaslarina siirler duzer. Ardindan panter sakalli, onur duskunu, tuhaf yeminler eden, kavgada hizli ve cabuk, san sohret denen o sabun kopugunu topun agzinda bile aramaktan cekinmeyen asker gelir. Derken sira yargictadir. Besili tavuklarla beslenmis, yusyuvarlak gobegiyle, hasin bakislari, gorevine uygun sakaliyla, ardi ardina bilgece deyisler siralayip, beylik ornekler vermeye merakli yargic da rolunu oynar bitirir. Altinci donemde sira siska, terlikli, pimpirik ihtiyar gelir. Gozlukleri burnunda, yanaklari sarkmis, gencliginden kalma iyi korunmus pantolonu, bir deri bir kemik kalmis bacaklarinda bollasmistir artik. O tok sesi yeniden tiz cocuk sesine donmustur, islik sesi gibi cikar agzindan. Tuhafliklarla dolu bu tarihsel oyunun son perdesi ikinci cocukluk ve busbutun unutkanliktir. Ne dis kalmistir artik ne goz ne tat ne de baska birsey." William Shakespeare, Size Nasil Geliyorsa (Nasil Hosunuza Giderse veya Begendiginiz Gibi)
https://lh4.ggpht.com/jdUeU4HXbuPCjK...QbOQ6dawg=h900
"All the world's a stage, and all the men and women merely players; they have their exits and their entrances, and one man in his time plays many parts, his acts being seven ages. At first the infant, mewling and puking in the nurse's arms; and then the whining schoolboy, with his satchel and shining morning face, creeping like snail, unwillingly to school. And then the lover, sighing like furnace, with a woeful ballad made to his mistress' eyebrow. Then a soldier, full of strange oaths, and bearded like the pard, jealous in honor, sudden and quick in quarrel, seeking the bubble reputation.Even in the cannon's mouth. And then the justice, In fair round belly with good capon lined, with eyes severe and beard of formal cut, full of wise saws and modern instances; and so he plays his part. The sixth age shifts Into the lean and slippered pantaloon, with spectacles on nose and pouch on side; his youthful hose, well saved, a world too wide, for his shrunk shank; and his big manly voice, turning again toward childish treble, pipes and whistles in his sound. Last scene of all, that ends this strange eventful history, ıs second childishness and mere oblivion, sans teeth, sans eyes, sans taste, sans everything."
"Istanbul'dan sonra baska denizler sevdim. Okyanuslar, ilkbaharin ilk gunlerinde yurumeye gittigim Ostia kiyisindaki kumsallar ve Akdeniz'in kokularini tasiyan kayalik Puglia denizi. Gunbatiminda yuzlerce yillik zeytinlerle ya da camlarla sonlanan kumsallar. Katlanip kaldirilmis sezlonglar, tirmiklanmis ve duzeltilmis kumlar. Her sey ertesi gun icin hazirlanmis. Gunun sonlandigi ve dunyanin son bir isiltiyla aydinlandigi anda var olan o isik." Ferzan Ozpetek, Istanbul Kirmizisi
http://2.bp.blogspot.com/-MB2hNNhOtM...2Bistanbul.jpg
"Dopo Istanbul ho amato molti mari. Gli oceani, e la spiaggia lunga di Ostia, dove andare a camminare nelle prime giornate di primavera; e il mare pugliese, mare di scoglio e dei profumi del Mediterraneo. Le spiagge al tramonto, al limitare con le pinete o con gli ulivi millenari. Le sedie a sdraio chiuse e ripiegate, la sabbia rastrellata e di nuovo liscia. Tutto pronto per il giorno dopo. Quella luce speciale che c'è quando la giornata finisce, e il mondo si illumina di un ultimo bagliore."