Originally Posted by
british
YUNAN ADALARINDAKİ TÜRK TATİLCİLERE 15 UYARI:
1. Ücretli otopark yoktur. Gişe, değnekçi, otoparkçı aramayın.
2. Mekanların önünde vale servisi yoktur. Yadırgamayın. Aracınızı kendi imkanlarınızla da park edebileceğinizi göreceksiniz.
3. Adalarda araçlar o kadar eskidir ki kendi araçlarınızı ancak diğer "Türkiye plakalı" araçlarla kıyaslayabilirsiniz. Yunan plakalı bir Mercedes aramayın. Varsa bile en iyi ihtimalle 80'li yıllardandır. Rahat olun.
4. Restoranlarda kalabalık ailelerin servis alması uzun sürebilir, çünkü genelde aile işletmesi oldukları için personel aile bireyleri sayısı ile sınırlıdır. Bizdeki gibi dağdaki çobanı sezonluk garson olarak çalıştırmıyorlar. Dolayısıyla ter kokan garson da yoktur. Ama servis ağır ilerler.
5. Garsonlara siparişi verdiğinizde küçük bir deftere not alırlar. Bizim garsonlar gibi 18 kalem siparişi akıllarında tutma yetenekleri yoktur. Bunun avantajı ise gerçekten sipariş ettiğiniz yemekleri yersiniz, garsonun kafasına göre getirdiklerini değil.
6. "Neyiniz var? Ne tavsiye edersiniz?" gibi soruları pek sevmiyorlar çünkü İngilizceleri çok yetersiz. Ama gün geçtikçe Türkçe bilen garson sayısı artıyor. Yani yakın bir gelecekte "Getir evladım bi şiiler işte", "ortaya bi şiiler yaptırıver canım", "geçen gün verdiklerin iyiydi onlardan getir koçum" gibi deyimleri Türkçe olarak söylediğimizde suratımıza anlamsız anlamsız bakmayacaklar.
7. Garsona siparişi verdikten sonra servis uzun sürse de o siparişi tekrar tekrar hatırlatmanızın hiç bir faydası yoktur. "Unuttu herif" gibi bir kaygı duymanıza da gerek yoktur. O yemek sizin istediğiniz zamanda değil, aşçı hazırladığı zaman masanıza gelecektir. Boşuna bi tarafınızı yırtmayın. Garsonlardan da ters bakışlar gelmesin. Aman haa.
8. Hesabı uzaktan isterken Türkiye'de yaptığımız kalemle bir şeyler yazıyormuş taklidi hareketi yapmayın. Kesinlikle anlamıyorlar ve garip garip bakıyorlar.
9. Yunanlı esnaf veya personelden Türkleri "gerçekten" sevmelerini beklemeyin. Ama bu durumu size yansıtmayacak kadar profesyonel ve saygılı olduklarını göreceksiniz. Turisti taciz etmek, kazıklamak, el şakası yapmak gibi alışkanlıklar da oralarda yok. Bunları özlediyseniz tatilinizin bitmesini ve ülkemize geri dönmeyi bekleyin.
10. Beachlerde giriş ücreti yok. Varsa da bizdeki fiyatların onda biri gibi rakamlar. Şaşırmayın.
11. Yatlara jetski ile gyros, musakka veya saganaki servisi yok. Yat personelinizi gönderip aldırmak zorundasınız.
12. Beachlerde şezlonglara yer kapma amaçlı koyduğunuz havlu, deniz gözlüğü, bikini üstü gibi rezervasyon araçlarına gerek olmadığına çok kısa bir zaman sonra kendiniz uyanacaksınız.
13. Uzanıp yattığınız koylarda bir anda otuzsekiz adet gezi teknesinin gelmesini ve bangır bangır müzik çalmalarını bekleyeceksiniz ama böyle bir şey olmayacak. Sahilde deve güreşi, birdirbir, uzuneşek gibi oyunlar da yok. Bu yüzden biraz sıkılabilirsiniz.
14. Adaların çoğunda restoranda hesap ile birlikte "müesseseden" tatlı ikramı geliyor. Bu genel bir konukseverlik olayı. Herkese veriliyor. Bizim kara gözlerimiz, sempatik yüzümüz veya kişi başı ödediğimiz deli bir rakam olan 17.- euro hesaptan dolayı değil.
15. Otellerde animatör terörü yok, eğlenmiş gibi yapmaya zorlanmak yok, kahvaltı hariç talan edilecek büfeler yok, herşeydahil yok. "Konsept" farklı.
alıntı