-
Amerikali yazar (eski bir pez*v*nk Iceberg Slim’in (Robert Beck - Robert Lee Maupin - Robert Moppins, Jr.) dogum yildonumu (4 Agustos 1918)
“Beyaz adamin zenci kadinlara neden gittiklerini biliyor musun, Caylak? Cunku cezalandirilmaya ihtiyaci var, cunku cezalandirilmaya bayilir, cunku hasta. Ellerinde para ile dolanan sarlatandir o. Kendini ne sanarsa sansin gagasini ve kamisini o igrenc kokan kara kiclara sokmadan edemez.
Pisligin icinde yuvarlanip kendini pisletir. Zavalli sapigin mutlulugu cektigi acidadir. Kendini lekeledigini sanir. Sonra da beyaz dunyaya doner. Boylece kendinin Tanri, zencilerin de ahirlarda tutulmasi gereken igrenc hayvanlar olduguna inanmaya devam eder.
Asil acikli olan hastaliginin farkinda bile olmayisidir. Caylak, baska yerde bulamazsin bu bilgileri. Ilk zenci pez*v*nklerle ilgili olarak anlattiklarim pez*v*nklikten gurur duymana yetmeli.”
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“You know, Greenie, why he's gotta come to 'em? The silly sick bastard is like a whore that needs and loves punishment. He's a joke with scratch in his mitt. As great as he thinks he is, he can't keep his beak and swipe outta the stink of a black ass.
He wallows and stains himself. The poor freak’s joy is in his suffering. The chump believes he’s done something dirty to himself. He slips back into his white world. He goes on conning himself he’s God and Niggers are wild filthy animals he has to keep in the stockades.
The sad thing is, he don't even know he's sick in the skull. Greenie, I'm pulling your coat from the bottom to the top. That rundown on the first Nigger pimps will make you proud to be a pimp.”
-
Fransiz roman yazari ve edebi kose yazari Michel Déon'un dogum yildonumu (4 Agustos 1919)
"Is hukuku okumak uzere Fransa'dan Amerika'ya dogru bir transatlantikle yola cikan bir Fransiz delikanli: Arthur. Ellili yillar. Yoksul kirsal kesimden gelen oglunun toplum icinde yukarilara tirmanmasi icin yanip tutusan annesi, onun zenginler ve ayricaliklilar kulubune katilmasini dort gozle beklemektedir. Oglunun basarili bir ogrenim yasami oldugunu dusleyerek, mutluluk icinde olur. Ne var ki, onun duygusal basarisizliklarindan haberi olmaz. Oysa bu basarisizliklar, Arthur'un egitimde gosterdigi basarilari golgede birakacaktir. Brezilyali Augusta ile olan iliskisi, altindan kalkamadigi bir bozgun olur. Elisabeth'ten aldigi dersin actigi yara yirmi yilda kapanacaktir. Gizli tutulmus asklarin oykusu, bir yanlis anlasilmalar dizisinden baska bir sey olamaz. Augusta, Elisabeth ve Arthur de bu yazgidan kurtulamazlar. Ne var ki, alinan bu yaralarin yirmi yil icinde deneyim kazanilarak iyilestirilmesi insani sonunda mutlu kilmaya yeter." Zenginlerin Sofrasi
https://i.gr-assets.com/images/S/com...5l/7149620.jpg
"Arthur Morgan est un jeune Français des années cinquante, qui débarque aux États-Unis pour y étudier naïvement le droit des affaires. Sa mère, veuve de guerre qui brûle d'ambition pour lui, veut que, d'un milieu désargenté, il passe dans ce qu'elle appelle la cour des grands. Avant de disparaître et de laisser à son fils un cuisant remords, elle aura la joyeuse illusion de sa réussite, sans être témoin de ses échecs sentimentaux. Jusqu'à ce qu'il les surmonte, ces échecs réduiront la réussite d'Arthur à la très vaine victoire d'un froid calculateur. La rencontre avec Augusta, la Brésilienne, est une de ces défaites dont on ne se relève qu'en portant un masque. La leçon donnée par Elizabeth mettra vingt ans à cicatriser. C'était un malentendu. L'histoire des amours discrètes ou célèbres n'a jamais été qu'une suite de malentendus. Augusta, Elizabeth et Arthur n'échappent pas à cette fatalité dont un homme guéri par l'expérience est heureux de triompher fût-ce vingt ans après."
https://www.picclickimg.com/d/l400/p...isirs-D003.jpg
-
Italyan ressam Vittore Grubicy de Dragon'un olum yildonumu (4 Agustos 1920)
Portrait Study Emilio Longoni, 19th century
https://media.mutualart.com/Images/2...8f7230d87.Jpeg
Mare di nebbia (Sea of Mist), 1885
https://upload.wikimedia.org/wikiped...ea_of_mist.jpg
-
-
Turk sair Turgut Uyar’in dogum yildonumu (4 Agustos 1927)
Yalanli dolanli alcak dogruca yasanmamis bir
bir gozsuz kulaksiz elsiz ayaksiz guduk bir gun
butun yitiklerim karalarim ustuste ustuste butun karisikligim
gelip gectigim macera su kadar binler yillik
su kadar binler yillik karalarim karisikligim ustuste
usul usul insan insan olum olum ustuste
su kadar gunes su kadar su su kadar su yilani su kadar duzen
ben sebepliyim denizlere aylara kavgalara umursuzluga
bir maviyi durup dururken birine benzetiyorum
bir baligin agzini aniyorum durup dururken
serinliyorum
ben uc yer tasarlamistim ucu de sana bana uygun
biri gunebakanlarda biri otuz yasta birini sorma
birini sorma gun gelir ben soylerim
daha usta olurum daha yigit o zaman soylerim
bu kirgin karanligi bir isitalim ilkin
yeniden sehirler kuralim simdikilerine benzeyen
bastan baslayalim susamlara ekmeklere denizasirilarina
sevmelere
gidip donelim
belki bir yerde bir tohumda bir durumda belki
belki o ses o yudum o yumusak dosekler yesil yesiller
ben tas cekerim yilmam camur kararim yol doserim
bakarsin goneniriz gidip donelim
ben yilmam tas cekerim camur kararim ben
senin de gurul gurul saclarin var nasil olsa.
https://d.neoldu.com/news/64598.jpg
A day of falsehood and fraud, a day foul and fully lived
A day eyeless earless handless footless dis****ted and dumpy
All my losses and glooms massed together and all my chaos
And the adventures I lived through for so many millenia
My glooms and my chaos of millenia massed together
Massed together by a slow process man for man death for death
So many suns, so many sea-snakes and so many systems
I am entitled to sea and moons and to skirmish and despair
For no reason suddenly I liken blue to someone
I recall and revoke the mouth of fish for no reason
That's how I cool off
I had planned on three places all three suitable for you and me
One among the sunflowers one thirty years old don't ask about the third
Don't ask me about the third someday I will tell you myself
If I can muster courage and tact I'll probably tell you
But first let's shed light on this heart-broken darkness
Let's build new cities just like the ones we have
Let's start anew with sesame and bread and overseas and love affairs
Let us go and return
Perhaps at some place in a seed or in a state perhaps
Perhaps that sound or that gulp or soft couches or the greenest green
I could haul rocks invincibly or shovel mud or pave a road
You never can tell maybe we shall find happiness let us go and return
I shall not shirk I shall haul rocks and shovel mud
What's more you have tumultuous rumbling hair anyway
-
Italyan ressam Angelo Caputo'nun dogum yildonumu (4 Agustos 1927)
Contadini, anni '80 del XX sec.
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._cm._40x60.jpg
Armonia in rosso, 1988
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._cm._50x70.jpg
-
Amerikali sair, roman yazari ve editor James Oppenheim’in olum yildonumu (4 Agustos 1932)
https://api.poets.org/sites/default/...?itok=KLVADg2N
https://mypoeticside.com/wp-content/...f8938fc9fd.png
Yuruyoruz yuruyoruz, gunun aydinliginda
Donuk fabrika bacalarina, yoksul mutfaklara
Carpiyor sesimiz ve birden parlayan
Bir isik gibi ulasiyor insanlara 'Ekmek ve gul! Ekmek ve gul! '
Yuruyoruz yuruyoruz, erkekler icin de yuruyoruz
Cunku hala bizim ogullarimizdir onlar ve biz hala analik ederiz onlara
En zorlu is, en agir emek ve calismak dogustan mezara dek
Ve boyle surup gitsin istemiyoruz yasamak icin ekmek ruhumuz icin gul istiyoruz!
Yuruyoruz yuruyoruz kol kola saflarimizda olup gitmis arkadaslarimiz
ve turkumuzde onlarin kederli 'Ekmek! ' cigliklari cunku bir kole gibi calistirildi onlar
Sanattan, guzellikten, sevgiden yoksun Biz de bugun hala onlarin ozlemini haykiriyoruz
is ve ekmek istiyoruz ama gul de istiyoruz
Yuruyoruz yuruyoruz,, yan yana, guzel gunler adina
Kadiniz, insaniz, insanligi ayaga kaldiriyoruz paydos bundan boyle kolelige, aylakliga
Herkes calissin, bolusulsun kardesce, yasamin sunduklari iste bunun icin yukseliyor yureklerimizden
Bu ekmek ve gul turkuleri ve yineliyoruz hep bir agizdan 'Ekmek ve gul! Ekmek ve gul! '
-