Sanat Mozaik

Annapurna Pictures, Bruce Willis, Vincent D'Onofrio ve Elisabeth Shue'nun oynadigi aksiyon-drama Death Wish'in posterini yayinladi.

https://pbs.twimg.com/media/DK4RCqJUEAAFGSU.jpg

Allegiance Theater, Dakota Fanning, Toni Collette ve Alice Eve'in oynadigi komedi Please Stand By'in posterini yayinladi.

https://pbs.twimg.com/media/DK4I6DsV4AANsjL.jpg

Fars kokenli Islam ve tasavvuf sairi, Mevlana Celaleddin Rumi’nin dogum yil donumu (30 Eylul 1207)

https://poetyca.files.wordpress.com/...pg?w=700&h=525

"Sesini degil, sozunu yukselt; cicekleri buyuten yagmurdur, gok gurlemesi degil." Mevlana

https://www.poemhunter.com/i/poem_im...st-house-2.jpg

Insan kismi bir misafirhane,
Her sabah yeni birisi gelir.

Bir sevinc, bir bunalim, bir zalimlik,
Aniden farkina varmak birseyin,
Hepsi beklenmedik misafir.

Hepsini karsilayip eyle!
Evini vahsetle supurup,
Butun mobilyalarini bosaltan
Bir kederler kalabaligi bile gelse.

Her geleni alninin akiyla misafir et.
Olur ki yeni bir zevk getirmek icin
Bosalttilar evini.

Karanlik dusunce, utanc ve garez,
Hepsini gulerek karsila kapida
Ve buyur et iceri.

Minnettar ol her gelene
Kim gelirse gelsin.
Cunku bunlarin her birisi
Ote taraftan bir kilavuz
Olarak gonderildi.

Daniel Defoe’ya gore Robinson Crusoe’nun gemisi 30 Eylul 1659’da batti.

“30 Eylul 1659, Ben, zavalli, bahtsiz Robinson Crusoe, acik denizde, korkunc bir firtinada batan gemiden Umutsuzluk Adasi adini verdigim bu kasvetli, talihsiz adaya suruklendim. Gemidekilerin hepsi oldu, ben de az kalsin oluyordum.

Gunun kalan kismini dustugum bu berbat duruma uzulup SIKILMAKLA gecirdim. Ne yiyecek bir seyim, evim, giyecegim, silahim ne de siginacak bir yerim vardi. Hiçbir kurtulus umudum yoktu.Beni bekleyen tek sey olumdu. Ya yirtici hayvanlara yem olacak, ya vahsiler tarafindan oldurulecek , ya da acliktan olecektim. Karanlik basinca, vahsi hayvan korkusundan bir agacta uyudum.Butun gece yagmur yagmasina ragmen deliksiz bir uyku cektim.”

https://images.macmillan.com/folio-a...1466805347.jpg

“September 30, 1659.—I, poor terrible and very unhappy Robinson Crusoe, being shipwrecked during a terrible storm soon going to happen, came on shore on this sad/bad, unfortunate island, which I called "The Island of Feelings that there is no hope"; all the rest of the ship's company being drowned, and myself almost dead.

All the rest of the day I spent in sickening myself at the sad/bad facts or conditions (that surround someone) I was brought to—that is, I had neither food, house, clothes, weapon, nor place to fly to; and in feelings that there is no hope of any relief, saw nothing but death before me—either that I should be ate/destroyed by wild animals, murdered by violent people, or starved to death for lack of food. At the approach of night I slept in a tree, for fear of wild creatures; but slept soundly, though it rained all night.”

Librettosunu Emanuel Schikaneder'in yazdigi ve Wolfgang Amadeus Mozart tarafindan bestelenen Die Zauberflote (Sihirli Flut - Il Flauto Magico - The Magic Flute) operasi promiyerini 30 Eylul 1791 tarihinde Viyana, Theater auf der Wieden’de yapti.

http://media.gettyimages.com/photos/...re-id122227019

http://www.targatocn.it/fileadmin/ar...uto-magico.jpg

Nobel Edebiyat Odullu Belcikali yazar Maurice Maeterlinck, Mavi Kus (L'uccellino azzurro) romanini 30 Eylul 1908 tarihinde Moskova’da yayinladi.

http://www.mondadoristore.it/img/L-u...ce+Maeterlinck

http://manybooks.net/original_covers...t058bird10.jpg

Amerikali yazar Truman Capote’nin dogum yil donumu (30 Eylul 1924)

"Bir yaprak, bir avuc tohum...Ilk once bunlarla baslayin.Sevmek nedir biraz ogrenin.Once bir yapragi, yagmurun yagisini sevin, sonra da o bir tek yapragin size neler ogrettigini, yagmurun icinizde neler yarattigini duyup anlayabilecek bir insani sevin. Kolay bir is degil, biliyorum.Belki bir omur boyunca surer. Benim de oyle oldu ya zaten, ama gene de istedigime erisemedim, sadece istedigimin ne kadar gercek oldugunu biliyorum: tabiatin bir hayatlar butunu oldugu gibi, sevmenin de bir sevmeler butunu oldugunu anladim." Cimen Turkusu

https://images.gr-assets.com/books/1463128370l/9924.jpg

“We are speaking of love. A leaf, a handful of seed - begin with these, learn a little what it is to love. First a leaf, a fall of rain, then someone to receive what a leaf has taught you, what a fall of rain has ripened. No easy process, understand; it could take a lifetime, it has mine, and still I've never mastered it - I only know how true it is; that love is a chain of love, as nature is a chain of life.”


“Holly’nin bir kedisi, bir de gitari vardi. Gunesin parlak oldugu gunlerde sacini yikar, sarman kedisiyle birlikte yangin merdivenine oturur saclarini kuruturken bas parmagiyla gitarinin tellerine dokunurdu. Muzigi her duyusumda sessizce penceremin kenarina gider dururdum. Ergenlik cagindaki bir oglan cocugunun kesik, boguk tenli sesiyle sarki soylerdi.Onu en cok mutlu kilan da bu olmaliydı ki saci kuruduktan, gunes battiktan, karanlikta pencerelerde isiklar gorundukten sonra bile bu sarkiyi soylemeyi surdururdu.” Tiffany'de Kahvalti

http://1.bp.blogspot.com/-E5RoSKlB4L...n%2Bcapote.jpg

“Also, she had a cat and she played the guitar. On days when the sun was strong, she would wash her hair, and together with the cat, a red tiger-striped tom, sit out on the fire escape thumbing a guitar while her hair dried. Whenever I heard the music, I would go stand quietly by my window. She played very well, and sometimes sang too. Sang in the hoarse, breaking tones of a boy's adolescent voice, and this one seemed to gratify her the most, for often she continued it long after her hair had dried, after the sun had gone and there were lighted windows in the dusk.”

Nobel Baris Odullu Amerikali yazar Elie Wiesel’in dogum yil donumu (30 Eylul 1928)

“Onu cabuk unuttum ve tekrar kendimi dusunmeye basladim. Aci veren ayagim yuzunden attigim her adimda titremeyle sarsiliyordum.Birkac km daha , diye dusunuyordum. Birkac km sonra bitecek. Dusecegim galiba. Kucuk kirmizi bir alev. Bir silah sesi. Olum beni bogarcasina etrafimi sarıyordu. Uzerime yapisiıyordu.Ona dokunabilirmisim gibi hissediyordum.Olmek ve daha fazla var olmamak fikri beni cezbediyordu.Daha fazla var olmamak..."

https://images-na.ssl-images-amazon....15aqnLYSQL.jpg

“I soon forgot him. I began to think of myself again. My foot was aching, I shivered with every step. Just a few more meters and it will be over. I’ll fall. A small red flame … A shot … Death enveloped me, it suffocated me. It stuck to me like glue. I felt I could touch it. The idea of dying, of ceasing to be, began to fascinate me. To no longer exist. To no longer feel the excruciating pain of my foot. To no longer feel anything, neither fatigue, nor cold, nothing. To break rank, to let myself slide to the side of the road…”