-
Amerikali sair ve yazar Archibald MacLeish, 4 Mayis 1933 tarihinde, Meksika gezisi sirasinda yazdigi ve Ispanyol komutani Cortes'in bu ulkedeki fetihlerini konu alan ilk toplumsal icerikli siir kitabi Conquistador (Fatih) ile Pulitzer Odulu'nu kazandi.
https://pbs.twimg.com/media/C8RWPUIXYAAygiv.png
Dokunabilir ve sessiz olmali siir
Yuvarlak bir meyve gibi,
Basparmaga bir sey soylemeyen
Eski madalyonlar gibi dilsiz,
Yosun tutmus pencere pervazindaki
Asinmis tas gibi suskun -
Kuslarin ucusuu gibi
Sozsuz olmali siir
-
Israilli roman yazari, gazeteci ve yazar Amos Oz’un dogum gunu (4 Mayis 1939)
"En kotu yazgi unutulmak degil, tam olarak ifade etmek gerekirse, en kotusu solup gitmek. Istek, ozlemler, anilar, bedensel arzular, bilme ve ogrenme istegi, tutku, hosnutluk, comertlik -her sey zamanla soluyor. Daglarda ruzgar nasil diniyorsa, ruh da oyle yok oluyor. Dogrusu, yillar gectikce aci bile azaliyor sanki, ancak su var ki, aciyla birlikte, diger yasam belirtileri de gucunu yitiriyor. Basit, sessiz, asal seyler, her cocugun heyecan ve merakla karsi karsiya geldigi seyler; mevsimlerin birbirini izlemesi, bir kedi yavrusunun bahcede kosup ziplamasi, bir kapinin menteseleri uzerinde ileri geri sallanmasi, bitkilerin dongusel yasami, buyuyen meyveler, fisildayan camlar, terastaki bir karinca dizisi, vadilerdeki ve yamaclardaki isik oyunlari, ayin solgunlugu ve halesi, sabahin erken saatlerinde ciy damlaciklariyla yuklu orumcek aglari, soluk alip verme, konusma mucizesi, gunbatýmindaki alacakaranlik, suyun kaynamasi ve donmasi, oglen gunesinin ufacik bir cam parcasindan piril piril yansimasi, bir zamanlar bizim olup da sonra yitirdigimiz buna benzer bircok asal sey. Hicbir zaman tekrar kavusamamak uzere yitirdigim seyler. Veya daha da kotusu, seyrek olarak geri donup uzaktan hafifce isildayacaklar, ama o ilk heyecan sonsuza dek kaybolmus olacak. Her sey donuklasti ve eridi gitti. Yasamin kendisi giderek tozlu ve kirli olmaya basladi."
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“The most wretched fate was not to be forgotten but, precisely, to fade away. Will, longings, memories, carnal desires, curiosity, passion, gladness, generosity — everything gradually faded. As the wind died in the mountains, so the spirit too expired. Indeed, even pain decreased somewhat with the passage of the years, but then, together with pain, other signs of life also declined. The simple, silent, primal things, those things that every child greeted with excitement and wonderment, such as die succession of the seasons, a kitten scampering in the yard, a door swiveling on its hinges, the life cycle of plants, swelling fruit, whispering pines, a column of ants on the veranda, the play of light on the valleys and the hillsides, the pallor of the moon and its halo, spiders' webs laden with dewdrops in the early morning, the miracles of breathing, speech, twilight, water boiling and water freezing, the glitter of the midday sun on a any sliver of glass, so many primal things that we once had but have lost. Things never to return. Or, worse, they will return rarely, glimmering in the distance, while the original excitement will have vanished forever. And everything is dimmed and dissolved. Life itself is gradually growing dusty and grubby.”
-
Amerikali aktor Richard Dale Jenkins'in dogum gunu (4 Mayis 1947)
https://pbs.twimg.com/media/C-_bLFvXkAAuxeq.jpg
-
Ingiliz yazar Graham Colin Swift'in dogum gunu (4 Mayis 1949)
"Sadece hayvanlar tumuyle burada ve simdi yasarlar. Bellegi de tarihi de tanimayan tek sey dogadir. Ama insan- izninizle size bir tanim vereyim- hikaye anlatan hayvandir. Nereye gitse arkasinda kaotik bir dumen suyu, bir bosluk degil, hikayelerin samandiralarini ve isaretlerini birakir. Hikaye anlatmaya, uydurmaya devam etmesi gerekir. Hikaye varsa sorun yoktur. Son dakikalarinda bile, olumcul bir dususun o bir saniyesinde bile- ya da tam bogulmak uzereyken- butun hayat hikayenizin bir film seridi gibi gozunuzun onunden gectigi soylenir."
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“Only animals live entirely in the Here and Now. Only nature knows neither memory nor history. But man - let me offer you a definition - is the storytelling animal. Wherever he goes he wants to leave behind not a chaotic wake, not an empty space, but the comforting marker-buoys and trail-signs of stories. He has to go on telling stories. He has to keep on making them up. As long as there's a story, it's all right. Even in his last moments, it's said, in the split second of a fatal fall - or when he's about to drown - he sees, passing rapidly before him, the story of his whole life.”
-
Amerikali roman, oyku yazari ve gazeteci Ernest Hemingway, 4 Mayis 1953 tarihinde Yasli Adam ve Deniz romaniyla Pulitzer Odulunu kazandi.
'Hem bu hatiri sayilir bir gunahtir bence. Aklina gunahi getirmenin sirasi mi simdi? Gunahi anmadan dusunecek bunca dert var. Hem ben ondan bir sey anlamam ki. Gunahin ne oldugunu anlamam, ona pek inanmam da. Belki balik tutmak da gunahtir. Gecimimi saglamak, baskalarini doyurmak icin yaptigim halde bu isin gunah oldugunu saniyorum.Ama o zaman her sey gunah sayilirdi. Gunahi munahi dusunmenin sirasi degil simdi. Bunun icin cok gec kaldik, hem millet bununla doyuruyor karnini. Baskasi dusunsun, bir ben mi kaldim aklini yoracak? Balik nasil balik olarak yaratiliyorsa, sen de balikci olmak icin yaratilmissin.''
http://www.difesaonline.it/sites/def...?itok=Z4BkmFfK
"È stupido non sperare, pensò. E credo che sia peccato. Non pensare ai peccati, pensò. Ci sono abbastanza problemi adesso, senza i peccati. E poi non riesco a capirli. Non riesco a capirli e non sono certo di credervi. Forse è stato un peccato uccidere il pesce. Credo proprio che sia così, anche se l'ho fatto per vivere e per nutrire molta gente. Ma allora tutto è un peccato. Non pensare ai peccati. È troppo tardi per pensarci e c'è chi è pagato apposta per farlo. Lascia che ci pensino loro. Tu sei nato per fare il pescatore e il pesce è nato per fare il pesce."
-
Amerikali roman, oyku, deneme yazari, sair ve gazeteci David Guterson'in dogum gunu (4 Mayis 1956)
http://www.morefamousquotes.com/imag...e-quotes-2.jpg
"Kaybetmek, bin kisinin olup yalnizca kahramanin hayatta kaldigi bir filmi izlerken, sahneden silinenlerden biri oldugunuzu bilmek gibidir."
-
Alman yazar Erich Scheurmann'in olum yildonumu (4 Mayis 1957)
"...bilin ki para kimseyi ne daha mutlu ne de daha neseli yapar. Yaptigi tek sey, insanin yuregini kotu bir karisikliga suruklemektir. Parayla hic kimseye yardim edemezsiniz; onu daha mutlu, daha guclu ve neseli kilamazsiniz. Bu yuvarlak metali ve agir kagitlarý en buyuk dusmaniniz olarak gorun ve ondan nefret edin." Gogu Delen Adam
http://kbimages1-a.akamaihd.net/Imag...alse/image.jpg
"...wißt, daß ich dieWahrheit spreche, wenn ich euch sage, daß das Geld nie froher und glücklicher macht, wohl aber das Herz und denganzen Menschen in arge Wirrnis bringt, daß man mit Geld nie einem Menschen wirklich helfen, ihn froher, stärker undglücklicher machen kann — so werdet ihr das runde Metall und schwere Papier hassen als euern schwersten Feind."
"Papalagi, Tanrinin buyruklarina kulaklarini tikayip yerine kendi yasalarini getirdigi icin Tanri da onun mulklerinin ustune bir suru dusman salar.Onun 'Benim'ini bozsun diye yagmuru ve sicakligi, yasliligi, ufalanmayi ve curumeyi gonderir.Hazinelerinin ustune atesin gucunu ve firtinalari yollar. Ama hepsinin otesinde Papalagi'nin ruhuna korkuyu yerlestirir. Ele gecirdigi seylerin korkusudur bu. Papalagi'nin uykusu hicbir zaman derinlesemez.Gunduz topladiklari gece ucup gitmesin diye uyanik olmasi gerekir cunku."
https://pictures.abebooks.com/isbn/9783899965810-uk.jpg
"Weil der Papalagi das Gebot Gottes nicht hört und sich seine eigenen Gesetze macht, schickt ihm Gott viele Feinde seines Eigentums. Er schickt ihm die Nässe und Hitze, sein Mein zu zerstören, das Altwerden und Zerbröckeln und Faulen. Er gibt auch dem Feuer Macht über seine Schätze und dem Sturm. Vor allem aber legt er in die Seele des Papalagi die Furcht. Das Angsthaben um das, was er sich genommen hat. Des Papalagi Schlaf ist nie ganz tief, denn er muß wach sein, damit ihm zur Nacht nicht fortgetragen wird, was er selber am Tage zusammengetragen hat."
-
Franco Migliacci ve Domenico Modugno'nun yazdigi, Modugno'nun seslendirdigi Nel blu dipinto di blu sarkisi 4 Mayis 1959'da Grammy Yilin Sarkisi Odulu ve Grammy Yilin Kaydi Odulu'nu kazandi.
https://www.panorama.it/wp-content/u...8-1000x600.jpg
https://i.ytimg.com/vi/uyic5oXpVwY/maxresdefault.jpg
Ama butun dusler safakta kayboluverir cunku
ay batarken yaninda goturur onlari.
Ama ben devam ediyorum hayal etmeye senin guzel gozlerinde
onlar ki gok gibi mavi yildizlarla bezeli.
https://i.ytimg.com/vi/AiYDNUIZo-E/maxresdefault.jpg
-
Francois Truffaut tarafindan yonetilen 400 Darbe (Les Quatre Cents Coups - The 400 Blows - I 400 colpi) 4 Mayis 1959'da Cannes Film Festival'inde gosterime girdi.
https://m.media-amazon.com/images/M/...3,1000_AL_.jpg
https://media0.giphy.com/media/suJUOPCCFVfnG/giphy.gif
"Sanirim simdi de sonra da yalan soyleyecegim. Bazen onlara dogruyu soyluyorum ve bana halen inanmiyorlar… bu yuzden de yalan soylemeyi tercih ediyorum./ Ben, j'mens, j'mens de temps en temps quoi… des fois je leur dirais des choses qui seraient la vérité ils me croiraient pas, alors je préfère dire des mensonges. / Beh, mento, mento talvolta. Qualche volta dico delle cose che sono la verità, ma non mi credono… allora preferisco dire le bugie.”
-
Amerikali yazar Jane Bowles'un olum yildonumu (4 Mayis 1973)
"Cocuklugumuzda agaclarin ustune yaptigimiz evleri hatirlarsin... Cocukken tirmanip icine girer, yapraklarin arasinda gozlerden uzak kalinca da evden kacma planlari yaparsin. Cocuklar agac evleri severler. Mesela lafi hic gevelemeden sana son derece orijinal ama bir o kadar da sig bir kadin oldugumu soylesem... bir anlamda, cok sig. Rezaletten korkarim."
https://www.williamreesecompany.com/...g?v=1440797393
"You remember tree houses from your younger days... You climb into them when you're a child and plan to run away from home once you are safely hidden among the leaves. They're popular ... Suppose I tell you pointblank that I'm an extremely original woman, but also a very shallow one...in a sense, a very shallow one. I am afraid of scandal."
-
Italyan asilli Fransiz yazar Henri Bosco'nun olum yildonumu (4 Mayis 1976)
"Ev korkusuzca mucadele ediyordu. Baslangicta yakiniyordu; firtinanin tuyler urperten solugu, kendini acikca belli eden bir kin ve ofkeli gurlemelerle dort bir yandan oyle bir cullandý ki, zaman zaman korkudan titredim. Ama ev dayandi. Daha firtinanin en basinda hircin ruzgar catinin bir bolumune saldirmisti. Yerinden sokmeye, belini kirmaya, catiyi paramparca etmeye, yutmaya calisti. Ne var ki, cati sirtini kabartarak kocamis dam iskelesine yapisti. Bunun uzerine baska ruzgarlar da geldi, yeri yalayarak duvarlara yuklendi. Bu siddetli carpmayla her sey belini buktu, ama esnek ev, bukulup o azgin hayvana direndi. Adanin zeminine koparilmaz koklerle bagliydi kuskusuz, oyle ki, citirdayan sazlari andiran ince duvar ve dosemeleri dogaustu bir guc kazaniyordu. Kepenklere ve kapilara istedigi kadar kufurler yagsin, en buyuk tehditler savrulsun, sominenin icinde borazanlar calinsin, bedenimi barindirdigim bu insansi varlik firtinaya pabuc birakmadi. Ev, disi bir kurt gibi ustume kapandi, kokusunun zaman zaman anneye ozgu bicimde kalbime kadar indigini hissediyordum. O gece bana gercek analik yapti. Ondan baska beni koruyacak, kollayacak kimsem yoktu. Ikimiz basbasaydik."
https://p0.storage.canalblog.com/07/...07974946_o.jpg
" La maison luttait bravement. Elle se plaignit tout d'abord ; les pires souffles l'attaquèrent de tous les côtés à la fois, avec une haine distincte et de tels hurlements de rage que, par moments, je frissonnais de peur. Mais elle tint. Dès le début de la tempête des vents hargneux avaient pris le toit à partie. On essaya de l'arracher, de lui casser les reins, de le mettre en lambeaux, de l'aspirer. Mais il bomba le dos et s'accrocha à la vieille charpente. Alors d'autres vents arrivèrent et se ruant au ras du sol ils foncèrent contre les murailles. Tout fléchit sous le choc impétueux, mais la maison flexible, ayant plié, résista à la bête. Elle tenait sans doute au sol de l'île par des racines incassables, d'où ses minces parois de roseaux crépis et de planches tenaient une force surnaturelle. On eut beau insulter les volets et les portes, prononcer des menaces colossales, claironner dans la cheminée, l'être déjà humain, où j'abritais mon corps, ne céda rien à la tempête. La maison se serra contre moi, comme une louve, et par moments je sentais son odeur descendre maternellement jusque dans mon cœur. Ce fut, cette nuit-là, vraiment ma mère. Je n'eus qu'elle pour me garder et me soutenir. Nous étions seuls."
-
-
https://thumbs.gfycat.com/EasygoingA...restricted.gif
Bana ask sozcukleri soyluyor / Il me dit des mots d'amour
Her gunku gibi / Des mots de tous les jours,
Bana bir seyler oluyor / Et ça m'fait quelque chose
Kalbime girdi / Il est entré dans mon cœur,
Sebebini bildigim / Dont je connais la cause,
Mutlulugum / Une part de bonheur
(Audrey Hepburn, Sabrina filminde Édith Piaf'in La Vie en Rose sarkisini soyluyor.)
-
Showtime, Ben Affleck ve Matt Damon'in yapýmciligini ustlendigi, Kevin Bacon'in baþrolunde yer aldigi City on a Hill dizisinin 2. fragmanini yayinladi.
https://youtu.be/RvGwV6Mpg4E?t=1
-
Westworld'un yildizi Evan Rachel Wood, Eleanor Coerr’in cok satan romanindan uyarlanan One Thousand Paper Cranes’in oyuncu kadrosuna katildi.
https://media.wmagazine.com/photos/5...ohnson_HBO.jpg
https://www.dailypioneer.com/2019/en...r-cranes-.html
-
Akademi Odullu John Patrick Shanley’nin yazip yonetecegi Wild Mountain Thyme’in basrollerini, Jamie Dornan ve Holliday Grainger ustlenecek.
https://static.playbill.com/dims4/de...rainger-hr.jpg
https://www.devdiscourse.com/article...mountain-thyme
-
Cenova okulunun Italyan Barok ressami (Giovanni Benedetto Castiglione) Il Grechetto'nun olum yildonumu (5 Mayis 1664)
Maga Circe (The Sorceress Circe, 1650-51) Museo Di Palazzo Reale, Cenova
https://live.staticflickr.com/3885/3...6c90328e_b.jpg
-
Danimarkali filozof ve teolog Søren Kierkegaard'in dogum yildonumu (5 Mayis 1813)
"Sasirt beni, tukendim, takatim kalmadi, gel namus ve seref icin savasalim. O kizi bana goster, olanaksiz gibi gorunen bir olanak goster bana, yer alti dunyasinin golgeleri arasinda goster bana onu, alip yukari cikaririm, birak benden nefret etsin, beni asagilasin, kayitsiz kalsin, bir baskasini sevsin, korkmuyorum; ama sulari karistir, sessizligi boz. Benden daha guclu oldugunu hayal etmene yatiyor diye bana boyle sefalet cektirdigin icin alcaksin sen." Bastan Cikaricinin Gunlugu
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"Take me by surprise, I am ready. No stakes, let us fight for honor. Show her to me, show me a possibility which seems an impossibility; show her to me among the shades of the underworld, I shall fetch her up; let her hate me, despise me, be indifferent to me, love another, I am not afraid; only let the waters be troubled, the silence be broken. To starve me in this way is paltry of you, you who imagine that you are stronger than I am."
http://images.gr-assets.com/books/1355031379l/46974.jpg
-
20 yasindaki Ingiliz sair John Keats, Ey Yalnizlik (O Solitude!) siirini ilk kez 5 Mayis 1816'da The Examiner gazetesinde yayimladi.
https://pbs.twimg.com/media/D5yYDkZWsAEF7j8.jpg
Ey yalnizlik, sende barinmaliysam,
Karmakaris yiginlar arasinda olmasin.
Kasvetli binalara tirmanirken islanmis
doganin gozlem evi, kuytudan gelen.
Cicekli bayirlarda kristal kabarmasi
nehrin, uzaklik gibi gorunen, beni diri tut.
Sergide dallar arasindan sicrayan karaca
korkutur yaban ariyi kovan ciceginde vizildayan.
Memnun izlerken bu goruntuleri seninle,
tatli karsitligi masum bir zihnin henuz,
incelmis dusuncelerinin imgesi kelimeleri,
gonlumu hos tutan. Ve emin ol,
insanlarin en yuksek bahtiyarligi,
kacip kurtulmasi iki akraba ruhun
pesini birakmayandan.
-
Prusya dogumlu filozof, ekonomist, sosyolog ve devrimci sosyalist Karl Marx'in dogum yildonumu (5 Mayis 1818)
"Ne kadar az yer, icer, kitap okursan; tiyatroya, dansa, meyhaneye ne kadar az gidersen; ne kadar az dusunur, sever, kuram yaratir, sarki soyler, resim ve eskrim yaparsan, o kadar fazla sermaye biriktirirsin. Hazinen oyle buyur ki ne bocekler ne de toprak onu yok edemez. Ne kadar az kendin olursan, o kadar coga sahip olursun; kendi hayatini daha az yasadikca, yabancilasmis hayatini uzaklasmis varligini o kadar cok yasarsin."
http://www.azquotes.com/public/pictu...arx-439365.jpg
"Je weniger du ißt, trinkst, Bücher kaufst, in das Theater, auf den Ball, zum Wirtshaus gehst, denkst, liebst, theoretisierst, singst, malst, fichtst etc., um so [mehr] sparst du, um so größer wird dein Schatz, den weder Motten noch Raub fressen, dein Kapital. Je weniger du bist, je weniger du dein Leben äußerst, um so mehr hast du, um so größer ist dein entäußertes Leben, um so mehr speicherst du auf von deinem entfremdeten Wesen."
-
Fransiz asker ve devlet adami Napolyon Bonapart'in olum yildonumu (5 Mayis 1821)
https://www.idlehearts.com/images/th...eous-for-a.jpg
"Insanlari yucelten iki buyuk meziyet vardir: Erkegin cesur kadinin namuslu olmasi. Bu iki meziyetin yaninda hem erkegi, hem kadini sereflendiren bir meziyet vardir. Icabýnda tereddutsuz canini feda edebilecek kadar vatanina bagli olmak. Iste Turkler bu meziyetlere ve fazilete sahip kahramanlardir. Bundan dolayidir ki Turkler oldurulebilir, lakin maglup edilemezler."
https://scontent-lga3-1.cdninstagram...ninstagram.com
https://scontent-ams3-1.cdninstagram...ninstagram.com
“Si le monde était un seul Etat, Istanbul serait sa capitale. / Se la terra fosse un singolo stato, Istanbul sarebbe la capitale."
https://resizer.piri.net/resize.aspx...0untitled1.jpg
"Donnez moi une armée composé de Turc, et le je prendrais le monde en otage. / Give me an army which is composed from the turks, I take hostage the world."
-
1905 yilinda Nobel Edebiyat Odulunu kazanan Polonyali yazar Henryk Sienkiewicz'in dogum yil donumu (5 Mayis 1846)
"1647 yili boyunca oyle garip seyler oldu ki, en iyimserler bile ulkenin uzerine buyuk felaketlerin cokecegine inandilar.Bir cekirge surusunun Yaban Topraklar uzerine indigi ve Tatar isgalcilerin ne bugday ne de ot bulamayacaklari kadar yagmaladigi yazilidir gunluklerde. Yine gunluklerde bir gunes tutulmasinin yazi bir an kararttigi, bir goktasinin da gokyuzunu atese verdigi okunur. Ayni doneme dogru Varsova'da kent sakinlerinin cogu havada dalgalanan kanli haclar ve tabutlar gorduler. Gunah cikardilar, oruc tuttular ve kesenin agzini yoksullara actilar. Dunyayi yok edebilecek bir vebanin ortaya cikmakta gecikmeyecegini dusunuyordu cogunluk. Bu alisilmadik yazin ardindan oyle tatli bir kis geldi ki, herkes korktu. Irmaklarin guney bolgelerinde, basibos kalmis buz parcalari sallana sallana, denize dogru iniyorlardi; sonra kar erimeye basladi, ardindan da yagmurla sel geldi, ve butun bozkir genis bir batakliga dondu. Kisin sonu gelmeden, cayirlarin yeserdigi, arilarin calismaya basladigi, kapali kalan hayvanlarin hareketlendigi goruldu. Doganin duzeni allak bullak olmustu. Boylece, bu olaylarin daha iyi izlenebildigi Ukrayna dolaylarinda oturanlar, gozleri Yaban Topraklara donuk, korku icinde yasamaya basladilar. Tehlikenin burada geleceginden kimse kusku duymuyordu.Yalnizca buradan gelebilirdi."Ates ve Kilic
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"The year 1647 was that wonderful year in which manifold signs in the heavens and on the earth announced misfortunes of some kind and unusual events. Contemporary chroniclers relate that beginning with spring-time myriads of locusts swarmed from the Wilderness, destroying the grain and the grass; this was a forerunner of Tartar raids. In the summer there was a great eclipse of the sun, and soon after a comet appeared in the sky. In Warsaw a tomb was seen over the city, and a fiery cross in the clouds; fasts were held and alms given, for some men declared that a plague would come on the land and destroy the people. Finally, so mild a winter set in, that the oldest inhabitants could not remember the like of it. In the southern provinces ice did not confine the rivers, which, swollen by the daily melting of snows, left their courses and flooded the banks. Rainfalls were frequent. The steppe was drenched, and became an immense slough. The sun was so warm in the south that, wonder of wonders! in Bratslav and the Wilderness a green fleece covered the steppes and plains in the middle of December. The swarms in the beehives began to buzz and bustle; cattle were bellowing in the fields. Since such an order of things appeared altogether unnatural, all men in Russia who were waiting or looking for unusual events turned their excited minds and eyes especially to the Wilderness, from which rather than anywhere else danger might show itself."
https://images-na.ssl-images-amazon....145F9XFZ9L.jpg
-
Genellikle edebiyattan ilham alan Ingiliz ressam Charles Robert Leslie'nin olum yildonumu (5 Mayis 1859)
Dulcinea del Toboso, 1839
(Dulcinea del Toboso, Miguel de Cervantes'un romani Don Quijote'de gorulmeyen kurgusal karakter)
https://media.vam.ac.uk/media/thira/...2606_jpg_l.jpg
Sancho Panza in the Apartment of the Duchess, 1843–44
https://www.tate.org.uk/art/images/w.../N00402_10.jpg
-
Belcikali sembolist sair Max Elskamp’in dogum yildonumu (5 Mayis 1862)
Sonra derken bir kadin cikagelir,
Ve o zaman seversin bu kadini,
Sonra derken bir kadin cikagelir,
Ve o zaman gurlesir gozyaslari,
Neyin var neyin yok verirsin ona
Elinde avucunda, yureginin tahtinda
Neyin var neyin yok verirsin ona
Ve o zaman gurlesir gozyaslari
Sonra derken bir kadin cikagelir
Sevmeye adanmis dudaklariyla birlikte
Sonra derken bir kadin cikagelir
Etiyle kemigiyle, butun guzelligiyle,
Giysileri vardir gostermek icin onu
Butun balkonlarda, butun taracalarda
Giysileri vardir gostermek icin onu
Gelip gecenlere ve butun dunyaya,
Iste geliyor o bekledigin kadin
Opuslere ayarlamis butun hayatini
Iste geliyor o bekledigin kadin
Yasamak ve senlendirmek icin yasamini.
https://www.lesvoixdelapoesie.com/si...?itok=Fk1UkJEq
Mais maintenant vient une femme,
Et lors voici qu’on va aimer,
Mais maintenant vient une femme
Et lors voici qu’on va pleurer,
Et puis qu’on va tout lui donner
De sa maison et de son âme,
Et puis qu’on va tout lui donner
Et lors après qu’on va pleurer
Car à présent vient une femme,
Avec ses lèvres pour aimer,
Car à présent vient une femme
Avec sa chair tout en beauté,
Et des robes pour la montrer
Sur des balcons, sur des terrasses,
Et des robes pour la montrer
A ceux qui vont, à ceux qui passent,
Car maintenant vient une femme
Suivant sa vie pour des baisers,
Car maintenant vient une femme,
Pour s’y complaire et s’en aller.
-
Fransiz yazar ve gezgin Jules Verne’nin Seksen Gunde Devr-i alem romaninin kurgusal kahramani olan Phileas Fogg'u alt etmek icin Dunya etrafinda yolculuga cikip 72 gun 6 saat 11 dakikada tamamlayan, New York World gazetesinde muhabir olan (Elizabeth Cochrane) Nellie Bly'in dogum yildonumu (5 Mayis 1864)
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"Yapabilirim ve yapacagim dedim. Yaptim."
https://i2.wp.com/blog.oup.com/wp-co...nellie-bly.jpg
-
Fransa'da yasayan Isvicreli ressam Marc Gabriel Charles Gleyre'nin olum yildonumu (5 Mayis 1874)
La sera o Le illusioni perdute (Illusions Perdues, 1843)
https://pbs.twimg.com/media/D5zHihWW0AArPMK.jpg
-
Amerikali roman, deneme yazari, sair ve gazeteci Christopher Morley'in dogum yildonumu (5 Mayis 1890)
“Bir adama bir kitap sattigin zaman, ona yalniz yarým kilo kagit, murekkep ve tutkal satmis olmazsin. Ona tamamiyla yeni bir yasam satmis olursun. Sevgi, dostluk, mizah ve geceleyin denizde dolasan gemiler. Eger o kitap gercekten benim anladigim anlamda bir kitapsa, onun icinde butun gokler ve yer vardir.”
https://www.thirdplacebooks.com/site...?itok=iK7bDlqV
“When you sell a man a book you don't sell just twelve ounces of paper and ink and glue - you sell him a whole new life. Love and friendship and humour and ships at sea by night - there's all heaven and earth in a book, a real book I mean.”
https://www.azquotes.com/picture-quo...y-20-61-28.jpg
"Agir kalpler de, tipki gokyuzundeki agir bulutlar gibidir ve en iyi sekilde ufak bir suyun birakilmasiyla rahatlarlar."
-
New York, Manhattan'da bulunan dunyanin en buyuk konser salonu Carnegie Hall, 5 Mayis 1891’de acildi ve Pyotr IÝlyic Caykovski Konuk Sef olarak katildi.
https://2.bp.blogspot.com/-kTI1xeGY3...hall+1905a.jpg
https://media.npr.org/assets/img/201...7-s900-c85.jpg
-
Amerika Birlesik Devletleri'nde, 1897 yilina kadar surecek olan ekonomik bunalim 5 Mayis 1893’de New York borsasindaki panik nedeniyle cokmesi sonucuyla basladi.
https://upload.wikimedia.org/wikiped...ph.3b13869.jpg
(New York Menkul Kiymetler Borsasi'nda 5 Mayis 1893 Cuma sabahi panik sahnesi)
-
Macar ogretmen ve sair Miklós Radnóti’nin dogum yildonumu (5 Mayis 1909)
https://static.poetryfoundation.org/...9/pages/42.png
Dilsiz derinliklerin suskunlugunda ortalik,
Aglar sessizlik, haykiririm olanca gucumle
Kim, ne yanit verir ki, olumun kol gezdigi su
Kanli, dumanli Sirp vadilerinde.
Sen simdi cok uzaklardasin.
Geceleri ruyalarýmda cinlayan sesini
Saklarim icimin en kuytu kosesinde,
Egrelti otlarinin serin hisirtilari gibi
Gunduzleri de azicik isitebileyim diye.
Ne zaman gorecegim seni, bilemiyorum,
Sen, sicak yuvam, ofkelerimi dindiren kutsal duam,
Isik ve golge kadar guzelsin,
Ah, bulurdum sana goturen yolu kor bile olsam.
Uzak ufuklar sakliyor simdi seni,
Bazen suzulup iniyorsun gozlerime birden
Gercektin, ulasilmaz ruyasi oldun
Ergenlik cesmemin siriltýlarinda yeniden.
Kiskanclikla soruyorum, seviyor musun beni?
Gencligimin umut dolu doruklarinda,
Karim olmani dusledigim gunlerdeki gibi.
Uyaninca gercegin isigina birden
Biliyorum, yasam yoldasimsin, biricik karimsin...
Yalnýz otelerindesin asilmaz uc vahsi sinirin.
Opusmelerimiz taptaze duruyor dudaklarimda.
Unutacak mi yaklasan bu guz de, beni yine buralarda?
Tansiklara inanirdim, unuttum hangi gunlerdi,
Bogurur savaþ ucaklari ustumde dizi dizi,
Gozlerini animsatan gokyuzunden,
Azgin bombalar dusmekte simdi;
Karartir birdenbire o guzelim maviligi.
Senin icin oksuyorum derinliklerini ruhumun,
Tutsagim; ve buna ragmen yasiyorum,
Umutluyum, bulacagim seni, ne olursa olsun!
Savasin kizil korlari sacilmis yollarina ulkelerin,
Gerekirse sicrayan bir kivilcim gibi alevlerden,
Zorlu engelleri asip, sana geri donecegim.
Kalin kabuklariyla direnisi gibi agaclarin,
Zorluklara gogus gerip, direnmeli.
Yatistirici serin dalgalari sabrin,
Gucludur savascilarin agir silahlarindan.
Iki kere ikinin sagduyusudur beni artik kusatan.
-
Italya'da yasayip orada hayata veda eden Hollandali-Amerikali cocuk kitaplari yazari ve illustrator Leo Lionni'nin dogum yildonumu (5 Mayis 1910)
“Bir magarada yasayan bilgeye gider Pezzettino ve sorusunu ona da sorar. Bilgeden de ayni yaniti alir: 'Bir parcam eksik olsa nasil bilge olabilirim?' Bu sefer isyan eder Pezzettino, bu kadar kucuk olduguna gore mutlaka birinin parcasi olmalidir ve kimin parcasi oldugunu bulmak zorundadir. Bilge, Pezzettino’ya, aradigi yaniti Pat Adasi’nda bulacagini soyler. Pezzettino, kayigina biner ve zorlu bir yolculukla Pat Adasi’na ulasir. Tek bir canliya rastlamadigi Pat Adasi’nda sadece taslar ve kayalar vardir. Yukseklere tirmanir, asagi iner, tirmanir, iner. Sonunda dusup yuvarlanir ve pek cok kucuk parcaya ayrilir. Pezzettino kendine geldiginde fark eder gercegi: Aslinda o da digerleri gibi kucuk parcalardan yapilmistir. Toparlanir ve tum parcalarini tamamlar. Bir parcasi bile eksik degildir, tamdir, aradigi butunun kendisidir Pezzettino. Eve dondugunde arkadaslari onu bekliyordur. Heyecanla bagirir Pezzettino: 'Ben kendimim!' Arkadaslari onu tam olarak anlayamasalar da Pezzettino mutludur. Pezzettino mutlu oldugu icin onlar da mutlu olurlar."
https://images-na.ssl-images-amazon....1cxzSN2usL.jpg
"Pezzettino andò da Quello-Saggio che viveva in una grotta . 'Per caso, sono un tuo pezzetto?' 'Ma io devo essere di qualcuno!' gridò Pezzettino. 'Come faccio ascoprirlo?' 'Vai all’isola Chi-Sono', rispose Quello-Saggio. Il giorno dopo, Pezzettino salpòcon la sua barchetta. Dopo un viaggio lungo e burrascoso, arrivò all’isola Chi-Sono. Erastanco e bagnato. Che strano! L’isola era un ammasso di pietre. Non un albero, non un filod’erba. Ma soprattutto, nessuna creatura vivente.Pezzettino camminò e camminò, su e giù, finchè esausto, inciampo e cadde…e si ruppe intante pezzetti. Quello-Saggio aveva ragione! Pezzettino adesso sapeva che anche lui, cometutti, era fatto di tanti piccoli pezzi. Si ricompose e quando fu sicuro che non mancasseneanche uno dei suoi pezzetti, tornò alla barca. Remò tutta la notte per arrivare a casa prima possibile. Tutti i suoi amici lo stavanoaspettando. 'Io sono me stesso', gridò Pezzettino tutto contento. I suoi amici non erano sicuri di aver capito quello che Pezzettino intendesse dire, però sembrava felice. E così, sisentirono felici anche loro."
-
Fransiz roman yazari Georges Ohnet'nin olum yildonumu (5 Mayis 1918)
"Cikardan baska hicbir sey dusunulmeyen bu hirs caginda sadece paranin sozu geciyor. Guzellik, erdem, zeka butun bunlarin bir ise yaradigi yok! Artik hic kimse layik olana yer verelim demiyor. Herkes zengine itibar diye haykiriyor! Nitekim fakir denecek duruma dusunce bize de deger veren kalmadi." Demirhane Muduru
https://images-na.ssl-images-amazon....1lqkl5Nk5L.jpg
"Ce qu’il voulait de nous, c’était une fortune. La fortune a disparu, le fiancé s’éloigne. L’argent c’est le mot d’ordre de cette époque vénale et cupide. La beauté, la vertu, l’intelligence, tout cela ne compte pas! On ne dit plus : place au plus digne, on crie : place au plus riche! Or, nous voilà presque pauvres, on ne nous connaît plus."
-
Ingiliz yazar Virginia Woolf, Deniz Feneri (To the Lighthouse - Gita al faro)romaninin ilk basimini 5 Mayis 1927 tarihinde Hogarth Press araciligiyla yapti.
https://pbs.twimg.com/media/C--mTCTWsAETPPA.jpg
"Derin dusuncelere dalarak, hayalinde bu kucuk havuzu denize, minik baliklari da kopekbaligina ve balinalara donusturdu, elini gunesin onunde tutarak bu minik dunyanin uzerine buyuk bulutlar dusurdu ve hicbir seyin farkinda olmayan bu milyonlarca cahil ve masum yaratiga tipki Tanri gibi karanlik ve perisanlik getirdi, ama sonra elini birden cekti ve isigin asagi akmasina izin verdi."
https://pbs.twimg.com/media/C--mTCWXoAAVYId.jpg
"She crouched low down and touched the smooth rubber-like sea anemones, who were stuck like lumps of jelly to the side of the rock. brooding, she changed the pool into the sea, and made the minnows into sharks and whales, and cast vast clouds over this tiny world by holding her hand against the sun, and so brought darkness and desolation, like God himself, to millions of ignorant and innocent creatures, and then took her hand away suddenly and let the sun stream down."
-
Amerikali aktor Lance James Henriksen’in dogum gunu (5 Mayis 1940)
https://pbs.twimg.com/media/C_EJRpoXYAAYK0a.jpg
-
Fransa'da yasayan Ispanyol akademisyen, gazeteci ve yazar Ignacio Ramonet Miguez'in dogum gunu (5 Mayis 1943)
"Yeni bir guc, bu yeni egemenler koalisyonuna karsi yurttaslarin gucunu bir araya getirecek olan 'besinci bir guc' yaratmamiz gerek. bu 'besinci guc' neoliberal kuresellesmenin suc ortagi olan ve onun yayilmasini saglayan medya holdinglerinin hiper iktidarini hedef almali."
http://media.cubadebate.cu/wp-conten...Cubadebate.jpg
"Es necesario, simplemente, crear un 'quinto poder'. Un 'quinto poder' que nos permita oponer una fuerza cívica ciudadana a la nueva coalición dominante. Un 'quinto poder' cuya función sería denunciar el superpoder de los medios de comunicación, de los grandes grupos mediáticos, cómplices y difusores de la globalización liberal."
https://i.ytimg.com/vi/nc4CKbONnxQ/maxresdefault.jpg
"Il faut, tout simplement, créer un 'cinquième pouvoir'. Un « cinquième pouvoir » qui nous permette d’opposer une force civique citoyenne à la nouvelle coalition des dominants. Un 'cinquième pouvoir' dont la fonction serait de dénoncer le superpouvoir des médias, des grands groupes médiatiques, complices et diffuseurs de la globalisation libérale."
-
Amerikali sair ve yazar Ezra Pound, kapitalizme dusmanligindan, ulkesi Amerika’ya olan ‘estetik’ nefretinden ve ilk siir kitaplarindan birine Italyan diktatoru Mussolini’nin onsoz yazmasindan dolayi suclu ilan edilmisti. Ikinci Dunya Savasi boyunca Roma Radyosu’nun Ingilizce propaganda yayinlarinda fasizmi oven konusmalarindan birinde 'ABD, Yahudilerin esareti altindadir' deyince, 5 Mayis 1945’te Pisa yakinlarinda Amerikan ordusu askerleri tarafindan tutuklandi.
https://r.hswstatic.com/w_907/gif/in...-defense-3.jpg
-
Amerikali kurgu roman yazari ve sair Robert Penn Warren, 5 Mayis 1947'de, Louisiana Valiligine getirilmesinden hemen iki yil sonra, 1930'da Amerikan Senatosuna secilen Huey Long isminde bir politikaci'dan esinlenerek yazdigi, Willie Stark isimli adamin siyasetteki hizli yukselisinin ve bu yukselisin kendisi uzerindeki yozlastirici etkilerini konu alan ve romanin ismini Humpty Dumpty tekerlemesinden alan Baskan'in Tum Adamlari (All the King's Men) romaniyla Pulitzer Odulu'nu kazandi.
https://64parishes.org/wp-content/up...enn-Warren.jpg
-
Efsanevi Ingiliz Black Sabbath'in kurucularindan Ingiliz davulcu ve muzisyen Bill Ward’in dogum gunu (5 Mayis 1948)
https://33.media.tumblr.com/tumblr_l...aal4o1_500.gif
https://img.wennermedia.com/article-...e959eba7ac.jpg
-
Amerikali roman yazari Herman Wouk, 5 Mayis 1952'de II. Dunya Savasi'ndaki Pasifik Tiyatrosu'ndaki bir yok edici mayin tarama gemisindeki kisisel deneyimlerinden yararlanarak yazdigi Denizde Isyan (The Caine Mutiny) romaniyla Pulitzer Odulu'nu kazandi.
https://www.littlebrown.com/wp-conte...?fit=450%2C675
-
Amerikali fantezi kurgu yazari James Branch Cabell’in olum yildonumu (5 Mayis 1958)
https://izquotes.com/quotes-pictures...bell-29626.jpg
“Iyimserler mumkun olan en iyi dunyada yasadigimizi savunur, kotumserler de bunun dogru olabileceginden korkar.”