...................Alıntı:
Bilal Erdoğan'dan Gazze için eylem çağrısı:
Halkımızı Beyazıt'tan Ayasofya'ya doğru yürüyüşe davet ediyoruz.
Printable View
...................Alıntı:
Bilal Erdoğan'dan Gazze için eylem çağrısı:
Halkımızı Beyazıt'tan Ayasofya'ya doğru yürüyüşe davet ediyoruz.
https://x.com/ne_kadarolduTR/status/1953088688587465102
https://i.hizliresim.com/1kqpvjv.jpgAlıntı:
NE KADAR OLDU?
@ne_kadarolduTR
Yazar Berrin Sönmez, Diyanet'in son Cuma hutbesi sonrası başını açma kararı aldı.
"Başımı örterken Yaradanıma 'Eğer bir gün başörtüsü zorunlu olursa başımı açarım.' dedim.
Bu hutbe, zorunlu başörtüsü ihtimalinin işaret fişeğidir. Tepki vermek için başımı açıyorum."
Diyanet, hükümet zorda kalsın, halk tepki versin diye yaptı onu. Diyaneti, hükümetin yanında sanıyor.
Diyelim ki, sonraki cuma da Diyanet aynı hutbenin daha sertini yayınladı. O zaman nereni açaceyn?
https://x.com/Ottoman_Osman_/status/1953025023557489140
Linkte video var. Yahudiler bu kadar bozuk değil. Linkteki görüntüleri izledikten sonra aşağıdaki videoyu da izlemek lazım:Alıntı:
Ottoman_Osman_
@Ottoman_Osman_
Bunlar Yahudi olabilir mi ?
Ya da Müslümanlar bu kadar bızulmuş olabilir mi ?
Zerre utanma duygusu taşıyan hiç kimse bunların yaptıklarını yapmaz. !
Ben şahsen bunların Yahudi olduklarını düşünüyoyum.
https://www.youtube.com/watch?v=7Ojh_4GvwNo
Yanlız üstte, diyanetin hutbesi sonrası başını açan hanım ve arabanın içinde görmemiş gibi yiyen türbanlı görüntüleri ''yerin dibine batırma operasyonunun'' parçaları gibi. Bu hamleler, ülkenin temel dinamiğine saldırmaktır, kabul edilemez.
Bunlarla mücadele edeceğiz, bunlar partiden defolup gidecekler. Böyle siyaset olmaz. Bizim süper kahramanımız İmamoğlu'dur.Alıntı:
Cemil KILIÇ
@m_cemilkilic
·
7 Ağu
Diyanet'in son hutbesinden sonra yalnızca yazar Berrin Sönmez değil pek çok kadın başörtüsünü çıkarma kararı alıyor. Aralarında ilahiyatçı kadınlar da var.
https://www.cumhuriyet.com.tr/siyase...mistir-2424850Alıntı:
2025 yılının ilk 6 ayında Türkiye'de turizm gelirleri 25,8 milyar dolar ile rekor kırdı.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un açıklamalarına göre, 2025 yılı için turizm geliri hedefi 64 milyar dolar olarak belirlendi.
En çok turist gönderen ülkeler arasında Rusya, Almanya ve İngiltere yer aldı.
Diyanet, fırsattan istifade hükümete saldırıyor. Diyanetin siyasete girmesi çok yanlıştır. Diyanet kaldırılmalıdır.Alıntı:
Diyanet bu kez tatile karıştı: 'Bazı organizasyonlar Allah’ın hükümlerini hiçe sayan bir hâl almıştır'
Diyanet İşleri Başkanlığı bu hafta da yurttaşların tatil tercihlerini hedef aldı. Cuma hutbesinde "Bazı tatil organizasyonları, Allah’ın hükümlerini hiçe sayan bir hâl almıştır" denildi.
@_devletci_
Çok sayıda Türk Sihası,
Suriye Hava sahasında…
Cumhuriyet
@cumhuriyetgzt
#SONDAKİKA Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu ikinci kez toplandı! Toplantının tam kapalılık ilkesiyle gerçekleştirilmesi oy birliğiyle kabul edildi! Numan Kurtulmuş: Bu toplantıda konuşulan hiçbir konu dışarıda hiçbir şekilde mevzubahis edilmeyecektir.
Abdurrahman Dilipak
@aDilipak
·
1 sa
Birlikte hareket. ettiğimiz uluslararası sistemin bir kararı:
SON DAKİKA: ABD, Gazze halkını savunduğu için Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'nun yakalanmasını sağlayana 50 milyon dolar ödül koyacak.
https://www.odatv.com/ozel/profesor-...rlar-120109954
Tamamını alıntıladım, çünkü bir süre sonra linkler çalışmıyor. Şunu da eklemek lazım, ''devletler topladıkları vergilerle bütçe oluşturup, harcama yaparlar'' lafı da masaldır. Devletler, devlet bankaları kanalıyla isredikleri kadar para yaratabilirler, döviz ihtiyaçlarını da borçlanarak karşılayabilirler. Devletlerin vergi toplamaya ihtiyaçları bile yoktur. Bu sebeple; gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerin, siyasetlerindeki en önemli oyuncu, dış dinamiktir.
Alıntı:
Profesör, 'Adeta tuzak' deyip anlattı: 'Parayı havadan yaratıyorlar'
Merkez Bankası'nın tedavüle 800 milyar para sürmesi ve Bankacılık sisteminin 19 trilyon 555 milyar 463 milyon kredi vermesini eleştiren profesör, Odatv'ye yaptığı değerlendirmede "Merkez Bankası parayı piyasaya faizle borç veriyor. Bankalar kredi verdikleri anda parayı havadan yaratmış oluyor" dedi.
Alıntı:
Bankacılık sisteminin 19 trilyon 555 milyar 463 milyon kredi verdiği, Merkez Bankası'nın ise 815 milyar 733 milyon 86 bin TL tedavüle para sürdüğü belirtiliyor. "Bankaların borca dayalı para sistemi üzerinden tedavüldeki paranın yaklaşık 24 katı para yaratıldığı" yorumları üzerinden "Daha yüksek faizle bankalara borçlanılıyor" şeklinde eleştirel yorumlar yapılıyor. Merkez Bankası'nın politikaları ve bankacılık sistemini Prof. Dr. Mete Gündoğan, Odatv'ye tek tek anlattı:
MERKEZ BANKASI'NIN VERDİĞİ PARA 800 MİLYAR, BANKACILIK SİSTEMİNİN KREDİLERİ 20 TRİLYON"
Play Video
Bugünlerde Merkez Bankası’nın piyasaya verdiği para yaklaşık 800 milyar lira iken bankacılık sistemi piyasaya yaklaşık 20 trilyon lira kredi veriyor. Burada çok büyük sorunlar var. Onları şu şekilde özetleyeyim.
"BORCA DAYALI PARA SİSTEMİ"
Öncelikle, içinde bulunduğumuz sistem Borca Dayalı Para Sistemi’dir. Sistem şu şekilde çalışıyor.
Merkez Bankası para üretiyor. Yani matbaada basıyor. Bastığı parayı da piyasaya borç olarak veriyor. Bu birinci aşama.
"MERKEZ BANKASI PARAYI BASIYOR, PİYASAYA FAİZ İLE BORÇ OLARAK VERİYOR"
Peki, buradaki sorun ne?
Buradaki sorun şu. Şimdi bu mekanizmanın ilk başlangıcını düşünelim. Piyasada hiç Türk Lirası yok. MB parayı basıyor ve piyasaya FAİZ ile borç olarak veriyor. Diyelim ki yıllık yüzde 10 faizle, 100 lira verdi. Bunu 100 milyar olarak da düşünebilirsiniz. Hesap ve anlaşılması kolay olsun diye bu şekilde yani 100 lira olarak ifade ediyorum.
"MERKEZ BANKASI FAİZİNİ ALIYOR, PİYASADA 90 LİRA KALIYOR... ADETA TUZAK"
Peki, bu 100 liranın vadesi gelince ne oluyor?
MB, faizini geri alıyor. Kalan para ile piyasa işlevine devam ediyor. Yani bir yıl sonra piyasada 90 lira kalıyor. Yani piyasada para azalıyor! Piyasa iş yapabilmesi için borç almaya mahkûm oluyor. Ama, yine aynı şartlarda borçlanacağı için bu bir kısır döngüye dönüşüyor. Piyasadaki para sürekli azalıyor. Piyasa ne kadar çok çalışırsa o kadar borçlanmak zorunda kalıyor! O kadar çok FAİZ ödemek zorunda kalıyor. İşte, borca dayalı para sistemi bu. Adeta bir tuzak! Borca esir etme tuzağı. Ne kadar çok çalışırsanız, o kadar çok borçlanıyorsanız. Bu sistemden makul bir çıkış yok!
"KREDİ VERDİKLERİNDE PARAYI HAVADAN YARATMIŞ OLUYORLAR"
Tabi iş burada da bitmiyor.
Bu sistem içerisinde bir başka şey daha yapılıyor. MB’nin verdiği parayı bankalar çoğaltıyor. Buna da "Kısmi Rezerv Sistemi" deniyor. Bu sisteme "para çarpanı" diyenler de var. Bu sistem ile bankalar, kredi verme mekanizması ile para yaratıyorlar. Bankalar istedikleri kadar para yaratıyorlar. Kredi verdikleri anda parayı havadan yaratmış oluyorlar. "Bankaya yatırılan paraları kredi olarak başkasına veriyorlar" açıklaması da koca bir yalan. Çünkü bankaların kredi vermesi için birilerinin parasına ihtiyaçları yok. Parayı havadan yaratıyorlar.
"KREDİ ALTINDA ÜRETİLEN PARA, GERÇEK PARANIN FONKSİYONLARINI YERİNE GETİRİYOR"
İşte bugün MB’nin piyasaya verdiği kabaca 800 milyar liraya mukabil, bankalar piyasaya kabaca 20 trilyon lira kredi vermişler! Kredi adı altında üretilen bu para, gerçek paranın bütün fonksiyonlarını yerine getirebiliyor. Yani resmen, MB dışında, para yaratmış oluyorlar. Bir nevi para basmış oluyorlar.
Özetle buraya kadar anlattıklarım, cari olarak para kredi sisteminde yapılanlardır. Kısacası, Borca Dayalı Para Sistemi budur. Kısmi Rezerv Sistemi diye anlatılanlar da bunlardır. Birçok detay var ama ben burada bu kadar ifade ederek özetlemiş olayım.
Şimdi, benim bu konuda itirazlarım nelerdir? Bu sisteme niçin ısrarla karşı çıkıyorum? Bu sistemi niçin acilen değiştirmek veya yeniden yapılandırmak mecburiyetindeyiz?
"ANAYASAL VE YASAL SUÇLAR İŞLENİYOR"
Onun cevabı da şudur.
Bu mevcut para kredi sisteminde, beş grup altında özetleyebileceğimiz, anayasal ve yasal suçlar işleniyor. Aslında bu sistemi yürütenlerin de yargılanmaları gerekiyor.
Sebebi şunlardır.
Öncelikle ülkemizde para basma yetkisi Anayasa’mıza göre Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) aittir.
Madde 87: Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri, kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak; bütçe ve kesinhesap kanun tekliflerini görüşmek ve kabul etmek; para basılmasına ve savaş ilânına karar vermek; milletlerarası andlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilânına karar vermek ve Anayasanın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir.
"BÖYLE BİR YETKİ DEVRİ YOKTUR, HUKUKEN OLAMAZ"
TBMM, bu yetkisini “sınırsız ve süresiz” olarak özel bir şirkete devredemez. Cumhuriyet Merkez Bankası özel kanunla kurulmuş bir anonim şirkettir. Meclis’e ait olan bu yetkiyi hukuksuz olarak kullanmaktadır. Sorarsanız "Meclis bu yetkiyi bize devretti" diyorlar ancak böyle bir yetki devri ortada yoktur. Zaten hukuken de böyle bir devir olamaz!
"BANKALARIN 'KREDİ' DİYE PARA YARATMSININ ANAYASAL ZEMİNİ YOK"
İkincisi, bankalar istedikleri zaman ve istedikleri kadar “kredi” adı altında para yaratmaktadırlar. Bunu doğal pratikleri içerisinde yapmaktadırlar. Bunun da Anayasal bir zemini yoktur. Zaten Merkez Bankasının bile bu işlemlere ilişkin hukuki altyapısının sorgulandığı bir durumda bankaların yaptıkları uygulamaların ne tür bir hukuki zemini olabilir ki!
"MERKEZ BANKASI NASIL PARAYI DEVLETE SATAR"
Üçüncüsü, para basma yetkisi devlete ait olmasına rağmen, devletin de (TBMM üzerinden) bu yetkiyi Cumhuriyet Merkez Bankası’na (şaibeli de olsa) devretmesine rağmen, nasıl olur da MB parayı devlete satar? Yani devlete parayı faiz mukabilinde verir! Diğer bir ifade ile “paranın sahibi”ne parasını “bir bedel” karşılığı veriyor! Nereden baksan garabetlerle dolu bir süreç.
"DEVLET BU HAKKI NEDEN BANKALARA DEVRETSİN"
Dördüncüsü, bankalar (hukuksuz olarak ve devletten bağımsız olarak) ürettikleri parayı piyasaya tavandan sokmaktadırlar. Yani kredi alanlar, krediye mukabil teminat gösterebilme kabiliyeti olanlardır. Yani zenginlerdir. Madem ki havadan para yaratılıyor, o zaman devlet bu hakkı niçin bankalara devretsin. Daha doğrusu, bizler böyle bir hakkı niçin bankalara devredelim? Çünkü bu hakkın TBMM’ye ait olmasının esprisi, bu hakkın milletin tamamına ait olmasından dolayıdır. Mevcut mekanizma bize, millet olarak, böyle bir hakkımızı kullanabilme kabiliyeti vermemektedir. Bu durum da Anayasaya aykırıdır.
"PARALARIN YANI SIRA ALTIN VE GÜMÜŞ DE VAR"
Beşincisi, bugün piyasada “para” adına dönen bütün olaylar “itibari paralar” (kağıt paralar) üzerinden dönmektedir. Halbuki itibari paraların yanı sıra mal paralar (altın, gümüş vs.), dijital paralar, dağıtık üretilen paralar ve takas paralar gibi birçok para formları da vardır. Bunların hepsinin üretilmesinin ve tedavülünün düzenlenmesi yetkisi TBMM’ne aittir. Meclis maalesef bu konudaki görevini yerine getirmemektedir. Meclis’in bu işlevsizliği piyasanın yanlış yapılanmasına sebep olmaktadır. Büyük haksızlıklar doğurmaktadır.
"YANLIŞLIKLAR ARTIK MİLLETİN KALDIRAMAYACAĞI AĞIR YÜKLER ÜRETMEKTE"
Neticede, ülkemizdeki cari para kredi sistemi çok büyük sorunlar barındırmaktadır. Yanlış yapılandırıldığı için de adeta bu yanlışlık kanıksanmış durumdadır. Ancak geldiğimiz noktada bu yanlışlıklar artık milletin kaldıramayacağı kadar ağır yükler üretmektedir. Bunun mutlaka Anayasa, yasalar ve diğer mevzuatlar çerçevesinde düzeltilmesi elzemdir.
Son olarak, bu konularda birkaç kitabım, onlarca makalem ve konferanslarım mevcuttur. Daha fazla bilgi isteyenlere bunları da incelemelerini tavsiye ederim.
Çok yanlış. Burada Rusya ve İran'la anlaşarak koridor açılmalıydı. Abd'nin s2yle gerdeğe girilmez. Hindistan bile Rusya ile anlaştı ve Abd'yi karşısına aldı. Trump'un yaptıkları soytarılıktır. 15 günde bir çıkıp, gümrük tarifelerini indirdim, kaldırdım demek, güvensizlik yaratır. Bir müddet sonra Trump'un söyledikleri kimsenin umurunda olmaz. İşte Hindistan'ın umurunda değil.Alıntı:
Gaffar Yakınca
@GaffarYakinca
·
19s
⚡️Zengezur Koridorunun ABD tarafından kontrol edileceği kesinleşti.
Aliyev, Paşinyan ve Trump yarın buluşuyor.
https://x.com/enginozkoc/status/1953506675635134971
Linkte video var.Alıntı:
Engin Özkoç
@enginozkoc
Seçimden seçime meydana çıkıp;
millete çay fırlatanlar değil, milletiyle her zaman omuz omuza verenler kazanacak…
Milletvekillerimiz, parti yöneticilerimiz ve tüm il-ilçe örgütlerimiz ile birlikte vatandaşlarımızı dinliyoruz.
Hikmet Yalım Halıcı
@yalimhalici
2019-2023 yılları arasında, sahte ekspertiz raporları, gerçeğe aykırı banka dekontları ve muvazaalı satışlar gibi usulsüz yöntemlerle toplam 2 BİN 691 yabancı vatandaşlık aldı. Bu uygulamalar, vatandaşlık hukukunu hiçe saymakla kalmıyor, aynı zamanda ülkemizin ulusal güvenliğini de ciddi şekilde tehdit ediyor. Çünkü, yasa dışı yollarla vatandaşlık alan kişilerin kim olduğu ve niyetleri tam olarak denetlenemiyor. Bu durum, suç örgütlerinin, terör bağlantılı kişilerin veya ekonomik açıdan riskli grupların ülkemize giriş ve yerleşimini kolaylaştırabilir. Ayrıca, vatandaşlıkların bu kadar kolay ve denetimsiz verilmesi, toplumda adalet ve güven duygusunu zedelerken, devletin sınırlarını ve ülkenin güvenliğini de zayıflatabilir.
İşte bu nedenle, bu tür usulsüzlüklerin araştırılması, sorumluların tespit edilerek hesap vermesinin sağlanması şarttır.
Bu süreçte adı geçen şirketler ve uzmanlar hakkında ne gibi incelemeler yapıldı?
Hangi adımlar atıldı?
Kamuoyunun güvenini sarsan bu olaylara karşı şeffaf ve etkin denetim mekanizmaları kurulmalı. Çünkü vatandaşlarımızın ve ülkemizin geleceği söz konusu. Artık, bu tür usulsüzlüklerin önüne geçmek ve devletin egemenliğini korumak için gerekli yasal düzenlemeleri ve denetimleri hayata geçirmek zorundayız.
Önemli haber. Socar, Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi. Abd'nin s2yle, Zengezour koridorunu açamazsın. Hakan Fidan'ın diplomaları araştırılsın.Alıntı:
Rusya, SOCAR’ın Odessa’daki petrol deposunu vurdu.
Yaralılar var.
https://t24.com.tr/yazarlar/namik-ta...-firsati,51059
Alıntı:
Hakan Fidan için sorgulanan saygınlığını koruma fırsatı
Sayın Fidan’ın hem “üniversite diplomasını” hem “denklik belgesini” ayrı ayrı ve yüksek çözünürlüklü paylaşması gerekiyor. Aynı bağlamda, YÖK de UMUC gibi bir ABD kurumunun açık öğretim yoluyla verdiği kısa dönem eğitim programı bitirme sertifikasını hangi transkript ve kredileri inceledikten sonra geçerli dört yıllık üniversite diploması yerine saydığını derhal açıklamalı. Eğer yöneltilen sorulara ikna edici yanıtlar veremiyorsa Sayın Fidan’ın ahlâk gereği Dışişleri Bakanlığı görevinden istifa etmesi ve YÖK’te de geriye dönük kapsamlı soruşturma başlatılması gerekiyor.
Alıntı:
Dışişleri Bakanlığı gibi devletin en saygın ve Cumhurbaşkanı’nın yanı sıra “Türkiye’yi temsil” gibi bir ayrıcalığı olan konumdaki Hakan Fidan’ın önce kendi saygınlığının lekesiz olması gerekiyor. Oysa, Sayın Fidan’ın üniversite eğitimi ve Bilkent Üniversitesi’nde master programına alınması ciddi şaibeler barındırıyor.
Söz konusu şaibelerin ortadan zihinlerde hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde kalkması Sayın Fidan’ın hem sorumluluğu hem yükümlülüğü.
Böylesine yüksek önem derecesini haiz bir konuda Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nce (DMM) yapılan aşağıdaki paylaşım ciddiyetten olduğu denli sorulara yanıt oluşturmaktan da çok uzak.
Sayın Fidan’ın adeta bir suçluymuş telaşesiyle sorumluluklarından kaçma ihtimali yadsınsa ve DMM’nin görselini paylaştığım açıklaması üzerinden akıl yürütülse bile bunun nasıl belirsizlikler ve tutarsızlıklar içerdiği açıkça ve kolayca görülüyor.
DMM, beceriksizlik ve liyakat eksikliği dolayısıyla mı böyle davranıyor yoksa soruların vahameti karşısında çaresizliğinden mi böylesine çocukça bahanelere sığınıyor, orasını kestiremiyorum.
Zira, DMM, Dışişleri Bakanı Fidan’ın sözde üniversite diploması ve denklik belgelerinin kopyalarını düşük çözünürlüklü olarak bir “kolaj” halinde paylaşmayı yeğledi.
Ancak, bu amatörce yahut kasıtlı yaklaşım bile sorulara yanıt üretmekten çok yeni sorulara yol açıyor:
“Üniversite Diploması” denilen belge esasen uzaktan eğitimle takip edilmiş bir kısa dönem programa katılım sertifikası mı?
Hakan Fidan hangi ülkede hangi yurtdışı görevde hangi süreyle bulunurken uzaktan eğitim veya “açık öğretim” yoluyla dört yıllık üniversiteye denk “siyasal bilimler” tahsili yapabilmiş?
Fidan’ın katıldığı programın transkripti ve aldığı krediler nasıl dört yıllık bir üniversite eğitimine denk olabiliyor?
DMM tarafından yapılan paylaşımda görülen belgede neden bölüm adı belirtilmemiş?
Aynı belgede neden “Bachelor of Arts” ünvanı yerine “Bachelor of Sciences” yazıyor?
Yine belgedeki üniversite logosu neden University Of Maryland, University College (UMUC) özgün logosuyla uyumlu değil?
Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) aynı dönemde (yani 1990’lı yıllarda, zira belge 1998 tarihli) yahut o günden bu günlere başka kaç görevdeki astsubaya benzer denklik belgesi düzenlemiş?
Başka kaç astsubay bu tür bir uzaktan kısa dönem eğitim programını tamamlayarak master programlarına katılabilme hakkı kazanmış?
YÖK, uzaktan eğitim veren UMUC’nin Fidan’ın katıldığını iddia ettiği “siyasal bilimler” programından veya başka çeşitli programlarından mezun kaç kişiye daha benzer denklik belgesi sunmuş?
Eğer yapılan iş kitabına uygunsa YÖK, UMUC benzeri başka hangi kısa dönem uzaktan öğrenim programlarını dört yıllık üniversite eğitimi yerine saymakta?
DMM’nin paylaştığı Fidan’a ait denklik belgesinin giriş cümlesinde geçen “Kara Kuvvetleri Komutanlığı Elektronik Astsubay Hazırlama Okulunda gördüğü öğrenim üzerine Almanya’daki University of Maryland University College’nin Politik Bilimler Programını başarıyla tamamlayarak...” ifadesinin başka herhangi bir denklik belgesinde örneği var mı, olabilir mi?
Her yurttaşın erişebileceği açık kaynaklardan derlenen bilgilere göre veriler aşağıdaki gibi:
Maryland eyaletinde College Park’ta kurulu University of Maryland ABD’nin kamu üniversiteleri sıralamasında ilk yirmiye giren saygın bir yüksek öğrenim kurumu.
Bu üniversitenin dış uzantısı olarak II. Dünya Savaşı sonrasında kurularak önce (Fidan’ın sunduğu belgedeki gibi) “University of Maryland, University College” (UMUC) sonradan “University of Maryland, Global Campus” (UMGC) adını alan kurum ise özellikle deniz aşırı görevlerdeki ABD askeri personeline açık öğretim fırsatı sunmak için tasarlanmış.
1990’lı yıllarda UMUC’nin Almanya’da da bazı şubeleri bulunmaktaydı ancak UMUC siyaset bilimi diploması değil genel sosyal bilimler veriyordu.
UMUC’nin sunduğu diğer uzaktan eğitim programı seçenekleri üniversite yerine sayılamayacağı gibi verdiği sözkonusu programlara katılım sertifikalarının da YÖK tarafından üniversite diploması olarak tanınırlığı olamaz.
Bu itibarla, Sayın Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın hem “üniversite diplomasını” hem “denklik belgesini” ayrı ayrı ve yüksek çözünürlüklü paylaşması gerekiyor.
Fidan’ın ayrıca kara kuvvetlerindeki astsubaylık görevi döneminde hangi aylarda hangi yurtdışı görevdeyken UMUC’nin hangi programına hangi süreyle katıldığını yeniden, inanılır ve güvenilir bir biçimde belgelemesi de zedelenen saygınlığını geri kazanması ve başında bulunduğu kuruma zarar vermemesi için zorunlu.
Aynı bağlamda, YÖK de UMUC gibi bir ABD kurumunun açık öğretim yoluyla verdiği kısa dönem eğitim programı bitirme sertifikasını hangi transkript ve kredileri inceledikten sonra geçerli dört yıllık üniversite diploması yerine saydığını derhal açıklamalı. Özellikle, “Kara Kuvvetleri Komutanlığı Elektronik Astsubay Hazırlama Okulunda gördüğü öğrenimi” hangi yetkiyle UMUC’taki eksik eğitimin tamamlayıcısı olarak kabul edebildiğini kamuoyuna izah etmeli.
Eğer bu sorulara ikna edici yanıtlar veremiyorsa Sayın Fidan’ın ahlâk gereği Dışişleri Bakanlığı görevinden istifa etmesi ve YÖK’te de geriye dönük kapsamlı soruşturma başlatılması gerekiyor.
Abdullah Çiftçi
@abdullahciftcib
·
22d
Norveç’te yüzlerce kilise, Gazze’deki sivillere destek amacıyla çanlarını aynı anda çaldı. Norveç Kiliseler Konferansı'nın çağrısıyla başlayan bu sembolik eyleme Avrupa’dan başka kiliselerin de katılması bekleniyor.
Belediye Başkanı suyu nereden bulacak? Sizin sahtekarlıklarınız yüzünden, Allah yağmur yağdırmıyor.Alıntı:
hacı yakışıklı
@haciykk
·
6 Ağu
Erdoğan "petrol" buldu.
Erdoğan "Karadeniz gazı" buldu.
Beğenmediniz!
Şimdi belediye başkanlarınız su bulamıyor!
Ankara'da bir salgın var. Diare ve istifra, su kaybı, kol ve bacaklarda uyuşma. Çok dikkatli olun diyeceğim ama doktor bile hastalığın adını ve nedenini söyleyemedi.
6 mayısta yazdığım bir mesaj. İmamoğlu bizim süper kahramanımızdır.Alıntı:
Ekrem İmamoğlu
@ekrem_imamoglu
·
1 sa
Küçük televizyonumdan çocuklarımızın yolladığı resimlerin ve mektupların bulunduğu “ÜZÜLME” sergisini gezerken eşim Dilek’i gördüm.
Dilek bazı mektupları okurken çok duygulandım. Anladım ki bir siyasetçinin en güçlü sevgi kaynağı çocukların sevgisi.
Bu büyük sevgi köprüsü benim en güçlü mutluluk kaynağım.
Sizi çok seviyorum çocuklar.
Koca kalpli kızlarımız, oğullarımız, çocuklarımız, Allah’ım sizi korusun!
@dk_imamoglu
Cemal Canpolat yazmış bu mesajı. Bence paradan vazgeçiniz.Alıntı:
"İnsanlar" paranın peşinden o kadar hızlı koşuyor ki, "ahlakın" arkadan yetişmesi mümkün değil...
Diyanet, tam gaz yalakalığa devam ediyor. Kendi kuyularını kazıyorlar.Alıntı:
Diyanet Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi İdris Bozkurt:
"Kopya veya torpille girilen işten elde edilen kazanç, helaldir!"
Hasan Basri Aydeniz
@HasanAydeniz
·
8 Ağu
Türkiye son dönemde masa da ciddi şekilde kaybediyor ve bu inkar edilemez bir gerçek.
- Türk Birliği derken;
Türkmenistan, Kazakistan ve Özbekistan'dan GKRY hamlesi.
- Karabağ Zaferi derken;
Zengezur koridoruna ABD'nin çökmesi.
- Suriye Zaferi derken;
Fransa ve ABD'nin ortak olması.
- Pakistan-Hindistan meselesi derken;
Finalin ABD'ye yazılması.
- Rusya-Ukrayna barış görüşmeleri derken;
Yine ABD'nin girişimleri vs.
Yıllarca verilen emekler ve ödenen bedellerin kronik bir Türk hastalığı olan 'masada kaybetme' ile hiç olması/edilmesi, artık kabul edilebilir bir durum değildir.
Abd, Yunanistan Dedeağaç'a ordusunu getirmekle kalmadı, bazı Yunan adalarına üsler kurdu. Kıbrıs'ta İngiliz üslerine uçaklarını getirdi. Suriye'de 100 bin kişilik, operasyonel, her türlü ağır silaha sahip bir pyd ordusu kurdu, üsleri var, müdahele edemiyoruz. Kuzey Irak'ta Kdp'yi destekliyorlar ve üsleri var. 15 temmuzda darbeye destek verdi, ortak olduğumuz, parasını verdiğimiz uçakları teslim etmedi. Bütün bunlara rağmen, Türkiye'nin doğusunda, Zengezour Koridorunu Abd'ye teslim etmek, buradan geçişleri Abd kontrolüne bırakmak acizliktir.
Rusya ve İran'a gayri-nizami hamleler dışında bir seçenek bırakılmamış oldu. Şayet, İsrail ve Abd ile birlikte, Azerbaycan üzerinden İran'a askeri bir hamle yapılmaya kalkılırsa işler iyice çığırından çıkar.
Artık sınırlarımızdaki ülkelerin hepsini kendimize düşman ettik. Rusya kesinlikle karşılık verecektir.
İran ve Mısır'ın işi zor. Bir tarafin elinde iklim silahı, diğer tarafın elinde deprem silahı var. Anlaşamadikları ülkenin bulutlarını çalıp, anlaştıkları ülkenin üzerine yağış yaptırabiliyorlar. Mesela son 10 senede üç kez, Mısır ve Akdeniz üzerinden bulutları çalıp, getirip Akdeniz'in batısından tüm Ege boyunca Çanakkale'ye kadar yağış yaptırdılar. Ama bu sene yaptırmadılar. Kışın bu başlıkta; orman yangınlarinin artacagıni ve su siķintisi olacagini yazmistim. Çünkü güney yarimkurede kuraklik bir tik fazlaydi.Alıntı:
İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan:
"Ciddi, akıl almaz bir su kriziyle karşı karşıyayız. Çözümü olan varsa, öne çıksın. Ne yazık ki suyu kapatmaktan başka seçeneğimiz yok."
Önümüzdeki kış, bence kar yağışları olacak ve özellikle Istanbul, Ankara ve Bursa barajları dolacak.
Istanbul, su ve deprem konularinda korunaklidir.
Ama gida krizinde hiç olunmamasi gereken bir yerdir.
Artik Istanbul icin en önemli tehdit, nükleer tehdittir.
Salgin hastalik tehditi de önemlidir.
Numan Kurtulmuş:
• Anayasada yer alan 'Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür' tabiri değiştirilmelidir.
https://x.com/EzelCHP/status/1954505732033827172
Linkte video var. Arkasından, bağlantılı öyle ifşalar olur ki, ''bu kadar da olmaz'' dedirtir.Alıntı:
Ezel
@EzelCHP
·
Parodi hesabı
Ya Rezan efendi aslında bu konuşmayı yaptığın için gözaltına alındığını herkes biliyor.
Şimdide stepneliğini yaptığın iktidar çıkarsın seni içeriden.
Grok
@grok
·
2s
Rezan olayı, avukat Rezan Epözdemir'in 10 Ağustos 2025'te rüşvet, FETÖ'ye yardım ve siyasal/askeri casusluk suçlamalarıyla gözaltına alınmasını kapsıyor. Yüksek profilli davalarda (örneğin Münevver Karabulut cinayeti) tanınan Epözdemir, iddiaları reddederek kumpas olduğunu söylüyor. Olay, yargıdaki daha geniş yolsuzluk iddialarıyla bağlantılı görülüyor. Kaynak: BBC, DW.
Analez tamam. Olay semantiktir.Alıntı:
Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ:
"Ekrem İmamoğlu ikinci Erdoğan'dır!"
https://x.com/LogHaber/status/1954859214339207669
Türkleştirme Politikası çok eskidir. 1000 seneden fazla. Bu politikayı uygulayanlar da kesinlikle Türk değiller. İki milletin askeri yoktur. Bunlar hep generaldirler. Yahudiler ve Ermeniler. 1930'larda Türkiye'de 1.300.000 civarında Kürt vardır. 1915'te ise 2 milyonun üzerinde Ermeni vardı. Linkte video var, mutlaka izleyiniz.Alıntı:
HaberLog
@LogHaber
Sanatçı Özge Özpirinçci’nin, ailesinin Kürtleri Türkleştirme politikası kapsamında Konya’dan Diyarbakır’a yerleştirildiğini söylemesi sosyal medyada tepki çekti.
Fiyatını 3-5 TLye düşürürler, marketlerde, pazarlarda satar bitirirler. Sakın almayınız.Alıntı:
HaberLog
@LogHaber
Romanya-Türkiye Arasında Havuç Krizi Patlak Verdi
Romanya, Türkiye’den ithal edilen havuçları sağlığa zararlı bularak geri gönderdi.
Türkiye’den Romanya’ya ihraç edilen havuçlarda “linuron” maddesi tespit edilmesi üzerine, AB acil geri çekme kararı aldı.
AB’nin gıda alarm sistemi RASFF, Türkiye menşeli havuçlarda insan sağlığını tehdit eden yüksek linuron seviyesi tespit etti. Ürünlerin piyasadan toplatılması ve imhası kararlaştırıldı.
https://i.hizliresim.com/iw1bngj.jpgAlıntı:
Doç. Dr. Ferhat Arslan
@Ferhatarslandr
·
4s
Karadeniz’de Yaz, Kene ve Lyme Riski
Amerika’nın Long Island ve Wisconsin bölgeleri ile Karadeniz kıyılarımız (Sinop’tan Trabzon’a) doğa ve bitki örtüsü açısından çok benzer. Bu bölgelerde yaşayanlar, tıpkı Amerika’daki gibi Lyme hastalığı riski altındadır.
Kene ısırığı sonrası haftalar aylar içinde şu belirtilerden biri ya da birkaçı sizde varsa dikkat edin:
Halsizlik, sürekli yorgunluk
Eklemlerde gezici ağrı
Kas ağrıları
Baş ağrısı
Konsantrasyon ve hafıza sorunları
Deride kızarıklık (özellikle büyüyen halka şeklinde)
Lyme hastalığı her zaman ciltte halka şeklinde kızarıklık ile başlamaz. Amerika’daki geniş araştırmalarda, hastaların %21’inde bu belirti hiç görülmemistir.
Ne yapmalı?
Ormanda veya otluk alanda uzun süre kalacaksanız kapalı, açık renk kıyafet giyin.
Eve dönünce vücudunuzu ve çocuklarınızı mutlaka kene açısından kontrol edin.
Kene ısırığı fark ederseniz en kısa sürede sağlık kuruluşuna başvurun.
Lyme hastalığı genellikle kene ısırığı ile bulaşır, ancak bazı sinek, pire ve bit türlerinde de Lyme etkeni bakteri tespit edilmiştir. Bu türlerin bulaştırıcı rolü kesinleşmemiştir ama doğada korunurken yalnızca kenelere karşı değil, kan emen tüm böcek ve artropodlara karşı tedbir almak en güvenlisidir.
Şüpheli belirtiler haftalar sonra bile ortaya çıkabileceğinden, hekiminize bu öyküyü mutlaka anlatın.
Hastalık yerlesirse tedavisi çok zor.
Onun için maruziyet sonrası ampirik tedavisi öneriyorum.
Tek doz doksisiklin (200 mg PO erişkin; çocuklarda 4.4 mg/kg, max 200 mg)【IDSA 2020】önerisidir. Ama ben kene 24 saatten uzun sure kalırsa en az 3 gün öneriyorum.
Ekrem İmamoğlu:
“Güzel dil Kürtçenin inkar edildiğini ve hor görüldüğünü de yaşadık.
Kürtçe öğrenmeye gayret gösteriyorum, tarihi bir sorumluluğumuz var.”
Bahçeli:
“Türkiye’nin ağırlaşan, belediyeler başta olmak üzere pek alana yayılan ve yoğunlaşan hukuki davalardan süratle kurtulması, sonuçta adaletin eksiksiz tecellisi sağlanmalıdır.
Adli tatilin bitimiyle beraber yargıyı saran mesnetsiz tartışma ve sürtüşmelerin kesinkes sonlandırılması, süregelen soruşturma ve kovuşturmaların bir an evvel tamamlanması demokrasi ve hukuk güvenliği bakımından önceliğimiz olmalıdır.”
İsmail Saymaz
@ismailsaymaz
·
1 sa
Avukat Rezan Epözdemir’in gözaltı süresi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bir gün daha uzatıldı.
https://halktv.com.tr/makale/vatanda...okertti-962428
Alıntı:
Sahte değerleme raporlarıyla, proje aşamasındaki gayrimenkulleri olduğundan pahalı göstererek, sahte dekont ve rüşvet vererek, 2691 yabancıya 40-50 bin dolar karşılığında Türk vatandaşlığı satan müteahhit şebekesini günlerdir yazıyorum.
2019-2023 yılları arasında 555 konut satıldı.
Hazine’nin toplam kaybı 134.690.000 dolara ulaşıyor.
Yaklaşık 5.5 milyar TL.
Alıntı:
Gerçek fiyat, 40.000-50.000 dolar: Ceylan ve ekibi işi şu şekilde yapmaktadır: Türk vatandaşlığı talep eden yabancı ile aracılar vasıtasıyla ya da bizzat görüşülüp teyit alındıktan sonra Ceylan’a ait Zer Grup-Ceylan İnşaat ve Zer İntenational Otelcilik adına kayıtlı, 250.000 doların çok altındaki bir taşınmazla ilgili sahte eksper raporu alınarak, gerçek fiyatının üstünde gösteriliyor. Ozan Ceylan ve Selahattin tarafından üretilen sahte dekont ve belgeler Orçun’a teslim edilerek, tapuya sunuluyordu. Tapu, noter ve memurlar komisyon ve rüşvet karşılığı işi çabuklaştırıyor. Ceylan, işin bedeli olan 40.000-50.000 doların yarısını işin başında alıyor. Diğer yarısını Tapu Uygunluk Belgesi çıktıktan sonra alıyor. Anlaşmalı avukatlara yönlendirilen yabancılar adına ikamet izni alındıktan sonra vatandaşlık kazanılıyor.
Ne zaman korunacak?
Tarık Çınar, bu yıl Büyükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde kara para aklama iddiasıyla açılan davanın sanıkları arasında yer alıyor.
Çınar, itiraflarından dolayı, Faisal Şahab adlı Afganistan asıllı firari şebeke üyesi tarafından ölümle tehdit edildiğini savunuyor. Hakkında koruma kararı olduğu halde yeterli polis olmadığı gerekçesiyle korunmadığını söylüyor, Çınar.
Çınar, ne zaman koruma altına alınacak?
Vurulduktan sonra mı?
Alıntı:
Gezi Davası’ndan menajer Ayşe Barım’ın tahliyesine karar verdiği için tüketici mahkemesine gönderilen ve hakkında soruşturma başlatılan 30 yıllık hakim Fatih Kapan, emekliye ayrıldı ve avukatlığa başladı.
Ne olacağını yazmış aşağıda, analez tamam...Alıntı:
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'e yönelik sarf ettiği sözler nedeniyle yargılandığı davada "tüm suçlardan beraat etmeli" şerhini koyan üye hakimin görev yeri değişti.
Üye hakim, Ağır Ceza Mahkemesi'nden İş Mahkemesi'ne görevlendirildi.
Alıntı:
Lütfü Türkkan
@LutfuTurkkan
·
44d
İktidarın değişeceğini anladığı gün trafik polisinin bile tutumu değişir.
İmamoğlu bizim süper kahramanımızdır.
https://i.hizliresim.com/fdiy9i6.jpg
Alıntı:
Doç. Dr. Ferhat Arslan
@Ferhatarslandr
·
1 sa
Yüksek öğretim kurumuna "hakkımda isimsiz imzasız ihbarla inceleme soruşturma açıyorlar "diye yazıyorum hukuksuzluğa işaret ediyorum. Verdikleri cevap da bunla ilgili hiçbir unsur yok.
Hani usül esastan önce idi?
Esas ne esas?
Esas da şu
Millet arkamda durun
Lütfen
@YuksekogretimK
@istmedeniyet
@adalet_bakanlik
Analezinin taaa amk. Angut. Kürtler, kendilerine atılan kazığı, ancak 10 sene sonra anlayacaklar. Kim s.ker İyi Partiyi, Chp'nin hiç bir partiye ya da ittifaka ihtiyacı yoktur. Aksine, Chp içindeki pislikleri temizlemelidir.Alıntı:
Hurşit Güneş
@hursitgunes
·
19d
TBMM’de PKK’nın silah bırakması ve af üzerine oluşturulan komisyona, katılmama kararı alan İYİ Partinin üye kontenjanı AKP, CHP ve DEM’in 1’er üye koymasıyla paylaşıldı. Adil mi? Elbette değil. Ama kim bakar!
Şimdi gelelim CHP’ye gelen katılma ısrarının İYİ Partiye neden yapılmadığının sırrına. CHP katılmasaydı, komisyonun siyasal yükünden CHP yararlanacaktı. Bu önlenmiş oldu.
Şimdi bundan İYİ Parti yararlanacak? Kısmen CHP, kısmen de MHP’den oy koparacak. İktidarın istediği de CHP’den oy çalınması!.
Chp, İmamoğlu'nu Silivriden çıkarmalı, mezhepçilerden, din düşmanlarından, Osmanlı- Abdülhamit düşmanlarından kurtulmalı( tekme tokat, kamuoyunun gözü önünde partiden kovmalı).
İşte bunu yaptığı anda, CHP, yapılacak ilk genel seçimde en az %70'le iktidar olur. Ve Türkiye'yi en az 3 dönem yönetir.
https://x.com/trhaber_com/status/1955012352891555984
Linkte video var...Alıntı:
TRHaber
@trhaber_com
Kudüs'te 14 yaşındaki Filistinli bir çocuk, Yahudilerin yaşadığı bir bölgenin yakınında yolun ters tarafından yürüdüğü için İsrail askerleri tarafından ölesiye dövüldü.
Yazdıklarının hiç biri doğru değil.Alıntı:
Ramazan Kurtoğlu
@KurtogluKagan
·
42d
Selçuklu Türklerinden Osmanlı ve Cumhuriyet Türklerine değin Türkiyede sekülerizm ile “Beyaz Türkler”mübarek dinimiz İslam üzerinden”Beyaz Müslümanlar”dayanışması ile devşirme saltanatı oluşturularak kurucu unsur Müslüman Türkler DEVLETin merkezi yönetiminden tasfiye edilmiştir.
Haber Aktif
@haberaktifcom
·
4s
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın kızı Şeyda Nur Küçük, Düzce İlahiyat’a araştırma görevlisi oldu.
ALES’te 3., diploma notunda 5. sıradayken, üniversitenin %30 etkili giriş sınavında 67,5 puanla en yüksek not verilerek “küsurat farkıyla” kazandı.
Diğer adaylara 39,5–42,5 puan verildi. (Mustafa Bildircin/BirGün)