Ingiliz aktris Helena Bonham Carter’in dogum gunu (26 Mayis 1966)
https://media.giphy.com/media/u5D7lxCaw7zkk/giphy.gif
https://media.giphy.com/media/Lx4ZY5ub6PBJu/giphy.gif
Printable View
Ingiliz aktris Helena Bonham Carter’in dogum gunu (26 Mayis 1966)
https://media.giphy.com/media/u5D7lxCaw7zkk/giphy.gif
https://media.giphy.com/media/Lx4ZY5ub6PBJu/giphy.gif
The Beatles, 8.studyo albumu Sgt. Pepper's Lonely Hearts Club Band’i 26 Mayis 1967’de Parlophone etiketiyle Ingiltere’de piyasaya surdu.
http://ksassets.timeincuk.net/wp/upl...per__600-2.jpg
Ingiliz roman yazari, senarist, film yapimcisi ve yonetmen Alex Garland’in dogum gunu (26 Mayis 1970)
https://cdn1.thr.com/sites/default/f...0_-_h_2017.jpg
http://tr.web.img3.acsta.net/picture.../36/467751.jpg
Varoluscu felsefenin onde gelen isimlerinden Alman filozof Martin Heidegger'in olum yildonumu (26 Mayis 1976)
"(...) bir agacin onune geciyor, karsisinda duruyoruz ve agac kendisini takdim ediyor. Burada esasen kim takdim ediyor? Agac mi, yoksa biz mi? Yahut her ikimiz de mi? Veyahut hicbirimiz? Biz kendimizi yeseren agacin huzurunda, sadece kafamizla veya suurumuzla degil, nasilsak oyle takdim ediyoruz ve agacta kendisini, kendisi olarak takdim ediyor. Yoksa agac, bizden cok daha once davranmis olmasin? Acaba agac kendini bize, biz onun huzuruna gelelim diye mi, daha once takdim etti?"
Agacin kendisini takdim edisini ve insanin da agacin huzurunda durusunu ihtiva eden tasavvur nerede kaldi?” Dusunmek Ne Demektir?
https://images-na.ssl-images-amazon....kL._SY355_.jpg
" (...) daß jeder von uns schon einmal einem blühenden Baum gegenüber stand. Was ist schon dabei? Wir stellen uns einem Baum gegenüber, vor ihn, und der Baum stellt sich uns vor. Wer stellt bier eigendich vor? Der Baum oder wir? Oder beide? Oder keiner von heiden? Wir stellen uns, so wie wir sind, nicht blofi mit dem Kopf oder mit dem Bewufitsein, dem blühenden Baum gegenüber, und der Baum stellt sich uns vor als der, dcr er ist. Oder ist gar der Baum noch zuvorkommender als wir? Hat der Baum zuvor sich uns vorgestellt, damit wir uns in das Gegenüber zu ihm vorbringen können?
Was ereignet sich hier, daß der Baum sich uns vorstellt und wir uns dem Baum gegeniiberstellen? Wo spielt dieses Vorstellen, wenn wir einem bliihendem Baum gegeniiber, vor ibm stehen?"
Roman Polanski'nin yonetip rol aldigi, kadrosunda Isabelle Adjani, Melvyn Douglas'in bulundugu Kiraci (The Tenant) 26 Mayis 1976'da Fransa'da vizyona girdi.
https://ia.media-imdb.com/images/M/M...6,1000_AL_.jpg
https://i.giphy.com/jdhWSXxO2B9Pa.gif
Isvecli rock grubu Europe, 3.studyo albumu The Final Countdown'i 26 Mayis 1986 Epic etiketiyle piyasaya surdu.
http://images.coveralia.com/audio/e/...wn-Frontal.jpg
https://www.youtube.com/watch?v=w9km01hvP4w
Ingiliz rock grubu Queen, 12 Temmuz 1986'daki canli konserinin cift cd'li albumu Live at Wembley '86'i 26 Mayis 1992'de Parlophone etiketiyle piyasaya surdu.
https://ring.cdandlp.com/skeudagogo/.../114349980.jpg
Akademi Odullu Amerikali yonetmen Sydney Pollack’in olum yildonumu (26 Mayis 2008)
http://www.twilightzonemuseum.com/au...opollack2x.jpg
https://www.thefamouspeople.com/prof...-pollack-1.jpg
Sosyolojinin ve iktisatin onculerinden, 14. yuzyil dusunuru, devlet adami ve tarihci Ibn-i Haldun'un dogum yildonumu (27 Mayis 1332)
"Medeniyetin artmasi ve gelismesiyle birlikte, is ve emek de artacak, ihtiyaclarin artmasi sonucu yeni meslek ve sanat dallari ortaya cikacaktir. Ancak ortaya cikan bu yeni meslek dallari, zorunlu ihtiyaclari karsilamaktan cok luks ihtiyaclari karsilamaya yonelik oldugundan, emegin degeri de buna paralel olarak artacaktir. Bu nedenle sehirlerdeki kar ve kazanc da artmis olacaktir. Sehirlerdeki emegin degerinin, ikinci ve ucuncu artisi da bu þekilde olacaktir. Cunku gecime tahsis edilen esas emegin aksine artik emek tumu ile refaha ve zenginlige hizmet eder."
http://www.kutluasya.com/wp-content/...0b046f45d3.jpg
"Quando la civilizzazione aumenta, la mano d'opera disponibile aumenta a sua volta. Parimenti aumenta anche il lusso, in corrispondenza degli aumentati guadagni, e l'abitudine e la necessità del lusso aumentano anche loro. Le attività artigianali nascono per ottenere prodotti di lusso. Il valore da loro creato aumenta e, come risultato, i guadagni nella città si moltiplicano. Vi è un fiorire di prodotti sempre più che nel passato. E così si procede con un secondo ed un terzo incremento. Tutte le attività di lavoro aggiuntive sono al servizio del lusso e del benessere, in contrasto con le attività lavorative originali, che erano al servizio delle esigenze della vita quotidiana."
Ozellikle askeri savas sahnelerini resimleyen Italyan ressam Cesare Bartolena'nin dogum yildonumu (27 Mayis 1830)
La partenza del coscritto ( The conscript, 1874)
http://digilander.libero.it/trombeal...acoscritti.jpg
Italyan besteci, keman virtuozu ve gitarist Niccolò Paganini'nin olum yildonumu (27 Mayis 1840)
https://pbs.twimg.com/media/DAw2jMCWsAAfRDF.jpg
https://www.youtube.com/watch?v=h6LKYiE0d9E
Ingiliz yazar Arnold Bennett'in dogum yildonumu (27 Mayis 1867)
https://www.churchtimes.co.uk/media/...43971300000000
"Zamanin en guzel tarafi, asla tamamini pesinen harcayamayacak olmanizdir. Bir sonraki yil , bir sonraki gun , bir sonraki saat hic bozulmamis ve bosa harcanmamis sekilde sizi bekler." Gunun 24 Saatini Yasamak
http://www.freebooks.com/wp-content/...ours-a-day.jpg
"The chief beauty about time is that you cannot waste it in advance. The next year, the next day, the next hour are lying ready for you, as perfect, as unspoiled, as if you had never wasted or misapplied a single moment in all your life."
http://www.azquotes.com/picture-quot...-85-2-0220.jpg
“Kotumserligi aliskanlik haline getirirseniz, zaman icinde ondan iyimserlik kadar zevk alirsiniz.”
Bosna-Hersekli sair Aleksa Šantić’in dogum yildonumu (27 Mayis 1868)
Burada kalin! Baskasinin gunesi burasi gibi isitmaz
Lokmasini kazanmakta zor ve aci olur
Oz annesinden daha iyisini kim bulacak
Kendisinin kardesi degilken,
Oysa sizin anneniz bu vatan !
Dedelerinizin mezarlarina bir bakin
Su karsinizdaki topraklarda yatan
Onlar, bu vatani koruyan
Bir yildizdilar parildayan
Sizde ulkenizde kalin
Kaninizi akitin onun icin
Sah damariniza kadar
Guz ruzgarlarinin dallarini
Kopardigi yapraklar gibi
Buzla kazidigi zaman gibi
Sizde Burada kalin !
Anne vatan oldu sizin icin aglar oldu
Akitmayýn onun goz yasini
Olmek icin yasiyorsunuz zaten bu dunyada
Kimse tanimaz sizi oralarda
Donun onun sohretli kucagina
Bilmez misiniz bahcedeki çiçek
Yar topraginda pelin otu acar
Burada herkes kardes diye elini sikar
Burada herkes sizi tanir
Hepimiz icin kutsal olan
Kardeslik, isim, dil, vatan oyleyse;
Burada kalin ! Burada kalin !
Baskasinin gunesi burasi gibi isitmaz
Lokmasini kazanmakta zor ve aci olur.
Oz annesinden daha iyisini kim bulacak
Kendisinin kardesi degilken,
https://opusteno.rs/slike/2014/05/bi...-santic-sp.jpg
Stay here!… The sun that shines in a foreign place,
Will never warm you like the sun in your own;
The bread has a bitter taste there
Where one has no one, not even a brother.
Who would find a better mother than one’s own,
And your mother is this country;
Take a look upon the limestones and the field,
Everywhere are the graveyards of your great-grandfathers.
For this country they were noble giants,
Lights who knew how to defend it,
You, too, should stay in this country,
And give the fund of your blood for it.
As a deserted bough, when the autumn winds
Tear its leaves and slash it with ice;
Your motherland would be without you,
Like a mother crying for her child.
Do not let tears run down her face,
Return to it in the world’s embrace;
Live in order to be able to die
On its battlefield where glory comes to greet you!
Everybody knows and loves you here,
And nobody will recognize you there;
Even the barren limestones are better here
Than the flowers in the fields of a foreign place.
Everybody shakes your fraternal hand here –
In the foreign land, wormwood blooms for you;
For us, amongst the limestones, everything connects:
Name, language, brotherhood, and holy blood.
Stay here!… The sun that shines in a foreign place
Will never warm you like the sun in your own –
The bread has a bitter taste there
Where one has no one, not even a brother…
Dansin asi kizi Amerikali Angela Isadora Duncan’in dogum yildonumu (27 Mayis 1877)
https://blog.brandface.tv/wp-content...-1024x1024.jpg
https://www.youtube.com/watch?v=Kq2GgIMM060
Alman yazar, bestekar ve gazeteci, Franz Kafka’nin kankasi Max Brod’un dogum yildonumu (27 Mayis 1884)
http://www.yasamoykusu.com/images/pe...asamoykusu.jpg
[IMG] “Kafka’nin gunlugune dustugu, kendi kendisi icin uyari olusturan bir notta somut olarak dile getirilir: ‘Koy Hekimi gibi calismalar bir sure beni memnun býrakabilir. Ama ancak dunyayi Temiz’in, Gercek’in, ve Degismez’in asamasina yuceltebildigim zaman mutlu olabilirim.’ ”[/IMG]
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“Kafka noted in his diary: ‘I can still have passing satisfaction from works like A Country Doctor, provided I can still write such things at all. But happiness only if I can raise the world into the pure, the true and the immutable.’ ”
Dedektif romanlari ve kisa oykuleri ile taninan Amerikali polisiye yazari (Samuel) Dashiell Hammett’in dogum yildonumu (27 Mayis 1894)
"Ates ettim.
Iki elini gobeginin uzerine kavusturdu, iki buklum olup halinin uzerine devrildi.
Isin bu kadari tamamdi. Ama bu her sey bitmis demek, degildi. Beni hala tutan kaim iplere asilirken,
neler olacaginihesaplamaya calisiyordum.
Kiz bonolari yurutup divanin altina gizlemisti, orasi kesindi. Ben kurtulmadan donup almak niyetindeydi. Ama Hook daha once donmustu ve kiz planinidegistirmek zorundaydi simdi. Buyuk bir olasilikla bonolarin yerini Hook'un degistirdigini soyleyecekti. O zaman ne olacakti? Bir tek yanit vardi, bonolari almak icin Tay donecekti, birlikte doneceklerdi. Tay artik silahli oldugumu biliyordu, ama bonolarin yuz bin dolar degerinde oldugunu soylemislerdi. Geri donmelerine yeter de artardi bu.
Son iplerden de kurtulup divana saldirdim. Bonolar altindaydi, kalin lastik bantlarla sarilmis dort koca paket. Paketleri kolumun altina SIKISTIRIP kapinin yakininda olmekte olan adamin yanina gittim. Tabancasi bacaklarindan birinin altindaydi. Cekip aldim, ustunden atlayarak karanlik koridora girdim. Sonra durup dusundum.” Turk Sokagi’ndaki Ev
https://4.bp.blogspot.com/-wL8jYyOWU...2BOp%2B600.jpg
"I fired.
He caught both hands to his belly, bent double, and slid out across the carpet. That was over.But that was far from being all. I wrenched at the plush ropes that held me, while my mind tried to sketch what lay ahead.
The girl had switched the bonds, hiding them under the couch—there was no question of that. She had intended coming back for them before I had time to get free. But Hook had come back first, and she would have to change her plan. What more likely than that she would now tell the Chinese that Hook had made the switch? What then? There was only one answer. Tai would come back fort he bonds—both of them would come. Tai knew that I was armed now, but they had said that the bonds represented a hundred thousand dollars. That would be enough to bring them back!
I kicked the last rope loose and scrambled to the couch. The bonds were beneath it: four thick bundles, done up with heavy rubber bands. I tucked them under one arm, and went over the man who was dying near the door. His gun under one of his legs. Ipulled it out, stepped over him, and went into the dark hall. Then I stopped to consider.”
Fransiz roman yazari Louis-Ferdinand Céline'in dogum yildonumu (27 Mayis 1894)
"Tek degerli sey yasamdir. Bahse girerim ki on bin yil sonra, bize ne kadar mukemmel gorunurse gorunsun, bu savas tamamen unutulmus olacak... Olsa olsa bir avuc malumatfurus, bu savas ve onu susleyen belli basli katliamlarin kesin tarihi konusunda sagda solda kapisirlar, o kadar... Insanlarin birkac yuzyil, birkac yil, hatta brkac saat mesafeden birbirleri hakkinda animsanmaya deger bulduklari biricik sey budur... Ben gelecege inanmiyorum, Lola..." Gecenin Sonuna Yolculuk
https://storage.googleapis.com/ndima..._The_Night.jpg
"The one thing that counts is life! In ten thousand years, I'll bet you, this war, remarkable as it may seem to us at present, will be utterly forgotten... Maybe here and there in the world a handful of scholars will argue about its causes or the dates of the principal hecatombs that made it famous. Up until now those are the only things about men that other men have thought worth remembering after a few centuries, a few years, or even a few hours... I don't believe in future, Lola..."
“Yasamimiza karismis olan kisilerin bencillikleri, onlari soyle bir dusundugumuzde, yaslandigimiz zaman, karsi cikimaz bicimde ortaya cikiverir, oldugu gibi, yani celikten, platinden hem de zaman asimina bile direncli.
Gencken, en su katilmamis kayitsizliklar, en sinik okuzlukler icin bile, ozurler icat etmeyi basaririz, yok tutkulu kapristi ya da kim bilir hangi acemi romantizmiydi diyerek. Ancak daha sonra , sirf iyi kotu 37 derecede ayakta kalabilmek icin dahi yasam sizden , kurnazca hesap, zalimlik, kotuluk olarak neler talep edebilecegini gayet acik bicimde ortaya koydugunda, insan farkina varmaya basliyor, her seyi yerli yerine oturtuyor, bir gecmisin icerdiði tum rezillikleri anlayabilmek icin saglam bir zemine gelmis oluyor. Bunu basarmak icin tek yapilacak sey insanin kendisini ve aslinda ne tur bir supruntuye donustugunu titizlikle incelemesidir. Artik gizem de kalmadi, avanaklik da, bugune kadar yasamayi basarabilen, bunu yapabildigine gore nasil olsa tum siirini de tuketmistir. Sifira sifir elde var sifir, iste yasam!” Gecenin Sonuna Yolculuk
https://images-na.ssl-images-amazon....1CY7dszbXL.jpg
“Ce fut bien uniquement pour des raisons d’argent, mais combien urgentes et impérieuses, que je me mis à la recherche de Lola ! Sauf cette nécessité piteuse, comme je l’aurais bien laissée vieillir et disparaître sans jamais la revoir ma petite garce d’amie ! Somme toute, à mon égard, et cela ne semblait plus douteux en y réfléchissant, elle s’était comportée de la façon la plus salement désinvolte.
L’égoïsme des êtres qui furent mêlés à notre vie, quand on pense à eux, vieilli, se démontre indéniable, tel qu’il fut c’est-à-dire, en acier, en platine, et bien plus durable encore que le temps lui-même.Pendant la jeunesse, les plus arides indifférences, les plus cyniques mufleries, on arrive à leur trouver des excuses de lubies passionnelles et puis je ne sais quels signes d’un inexpert romantisme. Mais plus tard, quand la vie vous a bien montré tout ce qu’elle peut exiger de cautèle, de cruauté, de malice pour être seulement entretenue tant bien que mal à 37°, on se rend compte, on est fixé, bien placé, pour comprendre toutes les saloperies que contient un passé. Il suffit en tout et pour tout de se contempler scrupuleusement soi-même et ce qu’on est devenu en fait d’immondice. Plus de mystère, plus de niaiserie, on a bouffé toute sa poésie puisqu’on a vécu jusque-là. Des haricots, la vie.”
Amerikali cevre dostu bilim insani Rachel Louise Carson'in dogum yildonumu (27 Mayis 1907)
"Dunyanin guzelliklerini gercekten fark edenler, hayat boyu devam edecek gucun kaynagini bulurlar. Doganin tekrarlanan duraklamalarinda sonsuz iyilestirici bir sey var - gece sonrasinda safagin sokmesi ve kistan sonra ilkbaharýn gerceklesecegine dair guvence." Sessiz Bahar
https://media.treehugger.com/assets/...crop-scale.jpg
"Those who contemplate the beauty of the earth find reserves of strength that will endure as long as life lasts. There is something infinitely healing in the repeated refrains of nature -- the assurance that dawn comes after night, and spring after winter."
"Bugun insanin dogaya karsi aldigi tavir kritik bir onem tasimaktadir, cunku simdi dogayi degistirecek ve yokedecek vahim bir guce kavusmus bulunuyoruz.
Ancak insan doganin bir parcasidir ve onun dogaya actigi bir savas kacinilmaz olarak kendisine actigi bir savas demektir."
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.gif
"Man's attitude toward nature is today critically important simply because we have now acquired a fateful power to alter and destroy nature.
But man is a part of nature, and his war against nature is inevitably a war against himself."
Pulitzer Odullu Amerikali roman ve kisa oyku yazari John Cheever'in dogum yildonumu (27 Mayis 1912)
"Cinsellik, kiskanclik, ozlem ve coskunluktan olusan donanimi ile aski tanimak arkadasligi tanimaktan daha kolaydi, arkadasligin (atletik ekipman disinda) hicbir donanimi yok gibiydi."
https://4.bp.blogspot.com/-lgHL3tUH3...bulletpark.jpg
"Love with its paraphernalia of sexuality, jealousy, nostalgia and exaltation was easier to recognize than friendship, which seemed to have (excepting athletic equipment) no paraphernalia at all."
"Insanlar hakkinda hicbir sey bilmemek de korkunc bir karanlik gibidir. Karanliktan korkmam ama insan cehaletinin bazi turleri vardir ki beni korkutur."
https://images.gr-assets.com/books/1...l/14623982.jpg
"I don't know where they're going and if you don't know anything about people it's like a terrible kind of darkness. I'm not afraid of the dark but there are some kinds of human ignorance that frighten me."
Amerikali yazar Arthur Miller'in en son esi, Avusturyali fotografci Ingeborg Hermine Morath’in dogum yildonumu (27 Mayis 1923)
http://ingemorath.org/wp-content/upl...5648783257.jpg
http://ingemorath.org/wp-content/upl...0/07/capri.jpg
http://ingemorath.org/wp-content/upl...re-576x862.jpg
Amerikali diplomat, siyaset bilimci ve siyasetci Henry Kissinger'in 95. dogum gunu (27 Mayis 1923)
"Fatih Sultan Mehmet' in onbesinci yuzyilda erken bir cok-kutupluluk modeli uygulayan Italyan kent devletlerine orgutledigi gibi ‘Siz 20 devletsiniz, kendi aranizda anlasmazlik icindesiniz ... Dunyada tek bir imparatorluk, tek bir inanc ve tek egemenlik olmalidir.’ "
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"As Sultan Mehmed the Conqueror admonished the Italian city-states practicing an early version of multipolarity in the fifteenth century, ‘You are 20 states . . . you are in disagreement among yourselves . . . There must be only one empire, one faith, and one sovereignty in the world.’ "
Amerikali Navajo Tribal Police gizem romanlari ile taninan, dedektif romanlari ve kurgusal olmayan eserler yazari Anthony Grove ‘Tony’ Hillerman’in doðum yildonumu (27 Mayis 1925)
“Memur Bernadette Manuelito'ya gore, kamyonetin on koltugunda kivrilmis yatan adam, ickiyi fazla kacirmis diger sarhoþlardan biriydi. Ne var ki cabuk verilmis bu karar, olay yerindeki kanitlara zarar verdiði icin Bernie'yi zor durumda birakacak, Cavuþ Jim Chee'nin basini FBI ile derde sokacak ve Tegmen Joe Leaphorn'u emeklilik gunlerinden koparip, uzun zamandir unutmaya calistigi o eski ‘Altin Madeni Cinayetinin’ tam gobegine surukleyecekti. Bernadette Manuelito, dugumun ilk halkasini cozmek icin Navaho topragi ve gelenekleriyle ilgili bilgisinden ve taninmis bir Navaho samaniyla olan dostlugundan faydalanacak, kendisine yardim etmek icin FBI ile arasindaki sorunlari bir tarafa birakan Jim Chee'yi de yaninda bulacaktir. Fakat ikinci cinayetin cevap bekleyen sorulari, Leaphorn'un ilk cinayetin ardinda biraktigi gizemi cozmesine ve o gece ambarlarin arasindan yurumekte olan genclerin ruzgarin cigliklari arasinda duyduklari sesin ne oldugunu ortaya cikarmasina dek aydinlanamayacaktir.” Ruzgarin Cigligi
https://1.bp.blogspot.com/-rE-H9yt3t...ing%2BWind.jpg
“Officer Bernadette Manuelito found the dead man slumped over in the cab of a blue pickup abandoned in a dry gulch off a dirt road--with a rich ex-con's phone number in his pocket ... and a tobacco tin nearly filled with tracer gold. It's her initial mishandling of the scene that spell trouble for her supervisor, Sgt. Jim Chee of the Navajo Tribal Police--but it's the echoes of a long ago crime that call the legendary former Lieutenant Joe Leaphorn out of retirement. Years earlier, Leaphorn followed the trail of a beautiful, young, and missing wife to a dead end, and his failure has haunted him ever since. But ghosts never sleep in these high, lonely Southwestern hills. And the twisted threads of craven murders past and current may finally be coming together, thanks to secrets once moaned in torment on the desert wind.”
Amerikali roman ve kisa oyku yazari John Barth'in dogum gunu (27 Mayis 1930)
“Kadin, bir bardak su icmek icin bir an mutfagin ortasinda durdu; o sirada, yandaki odanin alci tavani elli yillik hukmu sona ererek coktu. Ya da adam yalnizca bos bir calisma odasinda, Mart ayinin parlakliginda oturmus, evrenin kafasinda hisirdayisini dinliyordu; birdenbire bir metre boyundaki raf yerle bir oldu. Caglar boyunca, kusur, gizlice kayanin icinden ilerler; bir saniye icinde balkonlar, korkuluklar, turistler ve turbinler Niyagara selalesinden asagi ucarlar. Hangi kar tanesidir, ciga neden olan? Bir ev patlayiverir; ya da bir yildiz. Oylesine boynu bukuk duran esinizin icinde cinayet, bir cenin gibi titremektedir. Yeni ve onemsiz bir yargi sonucu, tum somurgeler ayaklanir.”
https://www.kensandersbooks.com/pict...g?v=1488312605
"She paused amid the kitchen to drink a glass of water; at that instant, losing a grip of fifty years, the next-room-ceiling-plaster crashed. Or he merely sat in an empty study, in March-day glare, listening to the universe rustle in his head, when suddenly the five-foot shelf let go. For ages the fault creeps secret through the rock; in a second, ledge and railings, tourists and turbines all thunder over Niagara. Which snowflake triggers the avalanche? A house explodes; a star. In your spouse, so apparently resigned, murder twitches like a fetus. At some trifling new assessment, all the colonies rebel."
1934 yilinda Akademi Odulu kazanacak olan, Walt Disney Productions'in animasyon filmi Uc Kucuk Domuzcuk (Three Little Pigs - I Tre Porcellini) 27 Mayis 1933'de vizyona girdi.
https://ia.media-imdb.com/images/M/M...0NDg@._V1_.jpg
http://www.animatedimages.org/data/m...image-0004.gif
https://i.makeagif.com/media/1-23-2016/cmuX8c.gif
Amerikali yazar Harlan Ellison'in dogum gunu (27 Mayis 1934)
"Yuzu yok. Saclarin bittigi yerden cenesine uzanan yer bosluk; bos, hatsiz bir yuzey. Bos, sessiz. Gormeyen, koklamayan, konusmayan bir yuzey. Bos ve cizgisiz. Tanri'nin bu dunyayi yansitma yetenegini hic bahsetmedigi bir yaratik. Richard Becker yontemini yitirmisti. Oyuncu Richard Becker son rolunu oynamis ve gitmisti; giderken de yaninda Richard Becker'i, korkunun tum seslerini, tum goruntulerini, tum yasamini taniyan bir adami alip goturmustu." Korkunun Butun Sesleri
https://images-na.ssl-images-amazon....1kZ9RJEazL.jpg
"Without a face. From his hairline to his chin, a blank, empty, featureless expanse. Empty. Silent. Devoid of sight or smell or sound. Blank and faceless, a creature God had never deigned to bless with a mirror to the world. His Method now was gone.Richard Becker, actor, had played his last part, and had gone away, taking with him Richard Becker, a man who had known all the sights, all the sounds, all the life of fear."
San Francisco'daki Golden Gate Koprusu 27 Mayis 1937'de trafige acildi.
https://media1.giphy.com/media/wXhQKlsujXln2/giphy.gif
https://media1.giphy.com/media/122PZBpK7Z9Aw8/giphy.gif
https://media3.giphy.com/media/pTeT1LFAWfQEo/giphy.gif
Avusturyali yazar ve gazeteci Joseph Roth’un olum yildonumu (27 Mayis 1939)
“Kendimi iyi hissediyordum, evime geri donmustum. Hepimiz pozisyonumuzu, mevkimizi, ismimizi, evimizi ve paramizi yitirmistik. Gecmisi, gunu ve gelecegi. Her sabah uyanirken, her aksam yatarken, o muhtesem solenine bizi bosu bosuna cagiran olume lanet okuyorduk. Ve hepimiz savasta olenlere gipta ediyorduk. Onlar topragin altinda huzurluydular ve gelecek ilkbaharda kemiklerinden menekseler fiskiracakti. Oysa biz, degersiz, ise yaramayan kisiler olarak geri donmustuk. Topal bacaklariyla, olumun begenmedigi, olume adanmis bir nesil. Saglik Komisyonunun karari kesindi: ‘Durumu olmeye uygun degildir.’ " Imparator Mezarligi
https://images-na.ssl-images-amazon....vFE%2BLZ4L.jpg
“Ich fühlte mich wohl, ich war wieder zu Hause. Wir hatten alle Stand und Rang und Namen, Haus und Geld und Wert verloren, Vergangenheit, Gegenwart, Zukunft. Jeden Morgen, wenn wir erwachten, jede Nacht, wenn wir uns schlafen legten, fluchten wir dem Tod, der uns zu seinem gewaltigen Fest vergeblich gelockt hatte. Und jeder von uns beneidete die Gefallenen. Sie ruhten unter der Erde, und im nächsten Frühling würden Veilchen aus ihren Gebeinen wachsen. Wir aber waren heillos unfruchtbar heimgekehrt, mit lahmen Lenden, ein todgeweihtes Geschlecht, das der Tod verschmäht hatte. Der Befund der Assent-Kommission war unwiderruflich. Er lautete: ‘Für den Tod untauglich befunden.' ”
Fransiz yazar ve dusunur Jean-Paul Sartre'in Huis Clos (Cikis Yok – A porte chiuse – No Exit) oyunu ilk kez 27 Mayis 1944’de Paris, Théâtre du Vieux-Colombier’de sahnelendi.
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“Acin! Acin diyorum size! Her seye raziyim: kiskaclara, iskence aletlerine, erimis kursuna, cimbizlara, toyakaya, yakan yirtan her seye raziyim, gercekten aci cekmek istiyorum. Bu kafa eziyeti, bu gelip giden, surtunen ve hicbir zaman yeterince canimi yakmayan yalanci aci cekme yerine yuz yerimi isirsinlar, kamcilasinlar, zac yagi doksunler ustume, raziyim.”
https://cosmicsong.drivehq.com/ImagesCosmic4/47755.jpg
"Ouvrez ! Ouvrez donc ! J’accepte tout : les brodequins, les tenailles, le plomb fondu, les pincettes, le garrot, tout ce qui brûle, tout ce qui déchire, je veux souffrir pour de bon. Plutôt cent morsures, plutôt le fouet, le vitriol, que cette souffrance de tête, ce fantôme de souffrance, qui frôle, qui caresse et qui ne fait jamais assez mal"
“Bu halde, bu durum cehennem ile ayni sey. Hic inanmazdim ona. Hatirla: ates ve kukurt, iskence. Ah! Sacma bu.. Cehennem baskalaridir.”
https://m.media-amazon.com/images/M/...82,268_AL_.jpg
“Alors c'est ça l'enfer. Je ne l'aurais jamais cru… Vous vous rappelez : le souffre, le bûcher, le gril.. Ah quelle plaisanterie. Pas besoin de gril, l'enfer c'est les autres.”
Sean Connery, Robert Shaw ve Lotte Lenya’nin rol aldigi, 2.James Bond filmi olan Rusya'dan Sevgilerle (From Russia with Love - A 007, dalla Russia con amore) 27 Mayis 1964’de Amerika ve Yunanistan’da vizyona girdi.
https://ia.media-imdb.com/images/M/M...6,1000_AL_.jpg
https://www.bondmovies.com/wp-conten...15/12/frwl.gif
https://media3.giphy.com/media/CrrUh9jQShnoY/giphy.gif
Isvicre dogumlu Italyan ressam Antonio Ligabue’nin olum yildonumu (27 Mayis 1965)
https://uploads8.wikiart.org/images/...t-with-dog.jpg
https://uploads0.wikiart.org/images/...e-of-woman.jpg
Nuovo Cinema Paradiso ile Yabancý Dilde En Iyi Film Akademi Odulu ve 4 David di Donatello Odulu sahibi Italyan yonetmen ve senarist Giuseppe Tornatore'nin dogum gunu (27 Mayis 1966)
https://gdsit.cdn-immedia.net/2016/1...-TORNATORE.jpg
Masaki Kobayashi'nin yonettigi, Samuray Isyani (Samurai Rebellion), 27 Mayis 1967'de Japonya'da gosterime girdi.
https://pbs.twimg.com/media/DA1V5tCW0AAtRK0.jpg
Ingiliz punk rock grubu Sex Pistols, Never Mind the Bollocks, Here's the Sex Pistols albumunun 2.single’i God Save the Queen’i Kralice II. Elizabeth'in 25.yilini kutlamak amaciyla 27 Mayis 1977’de Virgin etiketiyle yayinladi.
https://punkonpaper.com/wp-content/u...9/IMG_0398.jpg
Sovyet sair ve cevirmen Arseni Tarkovski’nin olum yildonumu (27 Mayis 1989) (Yonetmen Andrei Tarkovski'nin Babasi)
https://magnifisonz.com/wp-content/u...06/ARSENII.jpg
Birlikte oldugumuz her an
bir solendi, nevruz senlikleri gibi,
koca dunyada birtek ikimize. Sen
pervasiz ve hafiftin kus kanadindan bile,
bir ruzgar gibi inerdin merdivenlerden
ikiser ikiser asip basamaklari, bir cirpida
nemli leylaklarin arasindan kendi
topraklarina alirdin beni, aynanin ote yanina.
https://sgtr.files.wordpress.com/2013/01/tarkovsky1.jpg
We celebrated every moment
Of our meetings as epiphanies,
Just we two in all the world.
Bolder, lighter than a bird's wing,
You hurtled like vertigo
Down the stairs, leading
Through moist lilac to your realm
Beyond the mirror.
1974'te Sovyet vatandasligindan cikarilan ve 20 yil Amerika'da surgunde yasayan Nobel Edebiyat Odullu Sovyet yazar Aleksandr Soljenitsin 27 Mayis 1994'de Rusya'ya geri dondu.
https://cdni.rbth.com/rbthmedia/imag...11160158_b.jpg
Amerikali aktor Christopher Reeve, 27 Mayis 1995’te Culpeper, Virginia'daki bir binicilik yarismasinda atindan dustukten sonra boynundan felc oldu.
https://clickamericana.com/wp-conten...cover-1995.jpg
http://stable-equestrian.net/cms/wp-...16/06/is-2.jpg
Kanadali kisa oyku yazari Alice Munro, 27 Mayis 2009’da “Cagdas Kisa Hikayenin Efendisi’ gerekcesiyle £60.000 para odullu Uluslararasi Man Booker Odulunu kazandi.
“Eger bir cocuksan her yil farkli bir insan olursun. Genellikle sonbaharlari, okulda egitim yeniden basladiginda, yaz tatili kesmekesini ve uyusuklugunu uzerinden atip bir ust sinifta yerini aldiginda boyle hissedersin. Degisikligi en kesin haliyle kaydettigin zamandir bu. Sonrasinda hangi yilda ya da ayda oldugunu bilmezsin; ama degisim eskisi gibi devam eder. Uzun bir sure boyunca gecmis senden kolayca ve sanki otomatige baglamis gibi duzenli bir sekilde akip gider. Gecmiþin sahneleri yok olmazlar da, gundem disi kalirlar. Sonra keskin bir donemece cika gelirsin ve ardinda biraktigin olan bitenler taptaze yeni surgunler verip ilgini, hatta bir seyler yapmani ister, elden bir sey gelmedigi asikar olmasina ragmen.”
http://www.latimes.com/resizer/nUd5P...ZUHQU6VJHM.jpg
“Every year, when you're a child, you become a different person. Generally it's in the fall, when you reenter school, take your place in a higher grade, leave behind the muddle and lethargy of the summer vacation. That's when you register the change most sharply. Afterwards you are not sure of the month or year but the changes go on, just the same. For a long while the past drops away from you easily and it would seem automatically, properly. Its scenes don't vanish so much as become irrelevant. And then there's a switchback, what's been all over and done with sprouting up fresh, wanting attention, even wanting you to do something about it, though it's plain there is not on this earth a thing to be done.”
Sex and the City 2 filmi 27 Mayis 2010’da bir cok ulkede vizyona girdi.
https://ia.media-imdb.com/images/M/M...4,1000_AL_.jpg
https://www.lochristinaar.com/sites/...y_2_movie4.jpg
John Travolta ve Olivia Newton-John’in 1978’de rol aldigi Grease muzikalinin Kenickie karakteri, ABC kanalinin Taxi dizisinde Bobby Wheeler karakteri, Babylon 5 dizinde Cavus Zack Allan karakterini canlandiran Amerikali aktor Jeff (Jeffrey Charles William Michael) Conaway’in olum yildonumu (27 Mayis 2011)
http://img4.bdbphotos.com/images/700...r.jpg?skj2io4l
http://i.dailymail.co.uk/i/pix/2011/...66_233x464.jpg
“Su koca dunyada en cok ne para eder Profesor Y Beyefendi? istisnasiz herkesin hosuna ne gider? fakir fukaranin da, kaymak takiminin da, hepsinin hosuna ne gider? hadi bilin bakalim bu nedir? SSCB’den Columbus , Ohio’ya , Kanada’nin Vancouver’indan Fas’in Fes’ine, Trabzon’dan Mexico City’ye herkesin hosuna giden sey nedir?... soyleyeyim, ‘cila’ dir Profesör Y, ‘cila’! ‘cila’ her yerde gider, demir perdede de gider, tul perdede de gider!... rejim falan dinlemez! Saint- Sulpice her yerde! edebiyat da ayni bok! muzik de! resim de! ahlak da, adab-i muaseret de! alayi ‘cila’!” Louis Ferdinand Celine, Profesor Y Ile Konusmalar
https://media.senscritique.com/media...ofesseur_Y.jpg
“Qu'est-ce qui gagne dans le monde entier ? M onsieur ? qu'a la faveur absolue? des masses et de l'élite? je vous demande? aussi bien en U. R. S. S. qu'à Colombus (Ohiohio) qu'à Vancouver du Canada, qu'à Fès du Maroc, qu'à Trébizonde, qu'à Mexico?... le ‘chromo’, Professeur Y !... le ‘chromo’! rideau de fer, pas fer !... foutre des régimes!... Saint-Sulpice partout! kif belles-lettres ! musique ! peinture ! la morale et les bonnes manières ! ‘Chromos’”