$$$$$$$$$.........dolar.........$$$$$$$$$

Alıntı:

---

Originally Posted by uzay44

Benden çok daha iyi bilirsiniz abi peki aldığınız mal sattiginizdan fazla ise bunun bir bedeli olmayacak mı ? Borçları erteleyerek nereye kadar bizden sonraki nesillere daha da büyüyen ve içinden çıkılamaz bir borç bırakmaktansa şimdi bedel ödemek ve geleceği inşaa etmek daha iyi değil mi? (Kıyamet kopmadan yönetimin beceriksizligini idrak etmeli insanlar)

---

Bildiğim şu...

Çok sancılı olacak.

Aksini düşünmekte zorlanıyorum.

Ama üretmeden yaşamaya, hatta lüks yaşamaya, hakkı olmayanı istemeye ve hatta almaya alışmış bunca insanı nasıl doyuracağız.

Nasıl değiştirip de fedakar, üreten, aza razı insanlar haline getireceğiz.

Bunu bir türlü kafamda halledemiyorum.

Artık mesele, "bu kimin suçu, bundan kim sorumlu?" yu geçti.

Bir tabi felaket gibi.

Kişinin sadece kendinin ve ailesinin canını kurtarmasıyla da yeterli olmuyor.

Hayır anlamadığım bir diğer konuda
Bu rahibi tutarsın bir süre ABD den bişiler kopardığın anda da salarsın gider..

Daha da bi işe yaramaz rahip..
FETÖ ile ilişki imiş de şuymş buymuş..
Bir kere dünyada FETÖ yü tanıyan eden yok..
Kimsenin umurunda değil..

Tutup ABD yi uluslar arası mahkemelerde terörist ülke mi ilan edeceksin..
BM yi görevlendirip ABD ayağını denk ala mı getirecen..

TR dünya basınında ne kadar yer alıyor..
FETÖ ne kadar yer alıyor..
Terör listesinde bile değil..
Kendi kendimize zıplıyoruz burada fetöde fetö diye..

Alıntı:

---

Originally Posted by enki

..Hatırlarmısın Derviş geldiğinde bir ara dolar şak diye bir günde 1600'e çıkmış idi..o gün Türkiye için karar anı idi....

---

Derviş geldiğinde 15 günde 15 yasa diye dayatmıştı. Kur artışı ile yabancı talepleri bir arada geliyor. Bence konu sadece iktisadi olmayabilir. Siyasi boyutu da olabilir...

Amerika'nın istekleri, 1970'lerin anarşi döneminde duyulmaya başlandı. 12 Eylül'den sonra da Turgut Özal, bütün istekleri sıraladı. Mesela Özal, orduyu Irak'a sokmak istedi. Genelkurmay Başkanı istifa etti. Gel zaman, git zaman, köprülerin altından çok sular aktı ve bizim ordu Irak'a ve Suriye'ye girdi. Turgut Özal, Anadolu Federasyonu diye bir takım laflar ediyordu; Barzani'yle birleşmek istiyordu. Bunlar olmadı. Belki bir hay huy içinde, bu işleri de oldurabilirler. Gölge CIA'nın kurucusu Friedman, "Osmanlı zayıflamasaydı, 1. Dünya Savaşı Çıkmazdı" anlamına gelebilecek tivitler atıyor. Gene aynı kurumun eski çalışanı, şimdilerde Victoria Nuland ile beraber çalışan Robert D Kaplan, Marko Polo'nun dünyasına geri döndüğümüzü söylüyor ve Kissinger bu kişiye övgüler düzüyor. Kaplan'a göre Marko Polo'nun dünyasında dört imparatorluğa yer var; Rusya, Çin, İran ve Türkiye. Bunlardan Türkiye ve İran, topraklarını büyütmek zorundalar, diye düşünüyor. İmparatorluk olmak demek, çok uluslu bir devlet olmak demek. Suriyelilerin Türkiye'ye gelmesi sadece bir AKP fantezisi olmayabilir. ABD bizi, çok uluslu olma konusuna alıştırmak istiyor olabilir.

Konunun sadece iktisadi olduğunu düşünmüyorum. ABD bizi döve döve imparatorluk yapacak, dayağı iktisadi olarak atıyor olabilir. İmparatorluk olunca, bölgeyle fakirlikte buluşuruz artık. :)

Gund...

Aslında şu anda bu toplumda Erdoğan "katalizör" görevi için en uygun ve tek uygun kişi.

Önemli bir kesim için inandırıcılığı ve otoritesi devam etmekte.

Ama enki güzel ifade etmiş.

Çevresinde kıçından korkmayacak adam lazım.

Doğruları ve acı ilacı durmadan söyleyecek biri. Eğmeden bükmeden.

Erdoğan'ın içerideki durumu uygun.

Ancak dışarıda kredisi sıfır...

Bu temelde bize dış kaynak gerektiğinden durum umutsuz bir hal almakta.

Konu çok uzar gider ama yönetenlerin diyet borcundan dolayı hiç bir şey yapılamaz duruma geldi ülke.Temelsiz politikalar,berbat ötesi eğitim sistemi,niteliksiz sanayi, iflas etmiş tarım hayvancılık,terör sorunu yani nereden baksanız tam fiyasko.Muhalefete bakarsanız kendini yönetmekten aciz.Sahsen ben çok karamsarim gelecek için...

Vezir in elindeki tek güç başkanlık.
Tabiri caiz ise son sn de devletin her türlü kaynağı seferber edilerek alındı bu
O gece ağlıyordu..Aldı ama aslında alamadı da..Gözyaşları onun içindi..Devleti masaya sürerek aldı bu başkanlığı..
Bazı şeyler vardır elde ettiğin zaman neyi kaybettiğini anlarsın..

vezir in yüzüne bütün kapılar kapanmaktadır artık..
Vezir e biat et diyorlar..
Direniyor.
Savaş bunun savaşıdır..
Vezir biat etmezse
Şaha oynayacaklar..

Eminim şu aralar 10 sene yaşlanmıştır..

Occhiali "çok uluslu devlet"ten bahsediyor.

Çok uluslu şirketlerden sonra çok uluslu devlet.

Oysa yıllar yıllar önce bize okullarda "devlet olmak için, bir millet, bir vatan ve de egemenlik iradesi" gerekli dediler.

Bundan 10 sene kadar önce bu fanteziyi (çok uluslu devlet) bir kaç yazıyla hissenette paylaşmıştım.

Bu fanteziyi de siyasi sistemler tarihinde devlet modellerinin, ekonomik gelişim ve modelleri takip ve taklit etmesine dayandırmıştım.

İmparatorlukların yıkılmasıyla ulus devletlerin çıkışıyla ekonomik sistem arasında sıkı bir korelasyon var.

Kapitalizmin gelişmesiyle, globalleşme milli faktörleri, milli yaklaşımları zayıflattı.

Paranın bayrağı kalmadı...:)

Milli şirketler ortalıklarla Çok uluslu şirketler haline geldiğinde, bu yeni ekonomik ihtiyacı karşılayacak siyasi sistemde öncelikle çok uluslu devlet sonra da zaman içinde ulus niteliğini unutan (unutturulan) yığınlara evrilecek.

Sonrasında ise belki de, milletsiz, bayraksız tek yekpare bir dünya ve insanlık organizasyonu olabilir...

Sanal para da çok yakışır bu oluşuma.


Lütfen boş zaman zırvaları olarak kabul edin.

1 yıl önceki bir haber

Samsung, Güney Kore'de hafıza çipleri ve gelecek nesil akıllı telefon ekranlarındaki önderliğini büyütebilmek amacıyla 18.6 milyar dolarlık yatırım planlıyor.


Demek istediğim tam da buydu.80'li yıllarda Vestel Samsung la aynı değerde bir firmaymis.Vestel avmlere para yatırmış (3 milyar $) Samsung çip ve ekran teknolojilerine sonuç Samsung 350-400 milyar dolar eden bir şirket (neredeyse Türkiye'nin tüm borcuna bedel bir sirket).