-
Ispanyol ressam José Benlliure Gil’in dogum yildonumu (1 Ekim 1855)
El Tío Andreu de Rocafort, XIX siglo
https://upload.wikimedia.org/wikiped...%C3%A8ncia.jpg
Dos soldados, XIX siglo (Museo Nacional de Bellas Artes, Buenos Aires)
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._Benlliure.jpg
-
Ingiliz ressam Sir Edwin Henry Landseer’in olum yildonumu (1 Ekim 1873)
Alpine Mastiffs Reanimating a Distressed Traveller, 1820
https://upload.wikimedia.org/wikiped...d_Traveler.jpg
Old Shepherd's Chief Mourner, 1837 (Victoria and Albert Museum, London)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...urner_1837.jpg
-
-
Amerikali sair, antolog, elestirmen ve editor Louis Untermeyer’in dogum yildonumu (1 Ekim 1885)
https://pbs.twimg.com/media/ChFJc4qWkAAs-Xq.jpg
Unutur zihnim, fakat hatirlar kanim.
Orada, mantigin oyunu bittigi zaman
En karanlik odadaki son, ciliz kivilcim
Tutar asktan ve asiktan kalanlari toptan.
Sozcuklerin savasi, hicle sonuclanacak
Kendine karsi suren omurluk savasin;
O olu siyaha elbisesinden haykiracak
Kiraz kizili mercan silsilesinden daha azini anlatsin.
Nesi var ki zihnin, daha da surmesini umut eden?
Unutulmus siddetten yola koyulur kan,
El yordamiyla, sesindeki kirik hiddetten.
Yalnizca renk ve sessizliktir kalan.
Kalir bunlar, arastirir hayati damarlarinda
Bunlar, hayatin atesi yanarken icin icin;
Omuzlarindaki yildizlarla daglarin safaga
Yurudugunu ikinizin gordugu o gece icin;
Kendine cekerken onu, yatistirarak agrisini
Fiskiran kavaklarin tutuk fiskiyelerinde;
Notalar, sozcukler degil, bitmemis bir cumlenin yarisi;
Muzik, sessizlik. . . Iste bunlar kalacak geriye.
-
Alman ressam Christian Friedrich Mali’nin olum yildonumu (1 Ekim 1906)
Landschaft mit Bauern und Kühen, 1880
https://upload.wikimedia.org/wikiped...K%C3%BChen.jpg
Winterabend nach dem Viehmarkt, 1904
https://upload.wikimedia.org/wikiped...iviehmarkt.jpg
-
1 Ekim 1911
"Dun Alt-Neu Havrasi'ndaydim. Kol Nidre.27 Bir borsadakine benzer boguk mirildanmalar. Giriste bir kutu, uzerinde bir yazi: 'Sessiz bagislar, ofkeyi savar.' Kiliselerdeki gibi bir ic mekan. Uc zahit, anlasilan Dogu Yahudileri. Ucunun de ayaklarinda çorap. Dua kitaplarina egilerek cuppelerini baslarina cekmis, elden geldigince buzulup ufalmislar. Ikisi agliyor. Ayin gunu oldugu icin duygulandiklarindan mi? Birinin gozleri hastalikli anlasilan; kitaptan ayirdigi yuzunu hemen yine kitaba egmeden, katlanmis mendilini gozlerine soylece bastiriyor. Gercekte ya da pek teganni edilmiyor sozler, ama her sozun pesi sira, o sozun kil inceliginde orulusuyle olusan arabeskler uzaniyor. Butun uzerinde en ufak bir fikirden ve sagini solunu gorebilme olanagindan yoksun bir cocuk, kulaklarinda gurultu, kalabalik arasinda ite kaka ilerliyor ve kendisi de itilip kakiliyor. Asker gorunuslu biri tapinirken acele silkiniyor bazen; silkinisler insanda her sozcugun belki sacma, ama guclu bir sekilde vurgulanisi izlenimini uyandiriyor. Beri yandan, ses kollanip gozetiliyor; zaten gurultu ortasinda ari duru ve etkili bir vurgulama saglanacak gibi degil. Aile uyeleriyle genelev sahibi. Pinkas Havrasi'nda bununla kiyaslanamayacak kadar guclu Yahudice bir hava icinde hissetmistim kendimi..."
https://m.media-amazon.com/images/I/...2L._SL500_.jpg
1. Oktober 1911
"Altneusynagoge gestern. Kolnidre. Gedämpftes Börsengemurmel. Im Vorraum Büchse mit der Aufschrift: "Milde Gaben im Stillen, besänftigen den Unwillen. " Kirchenmäßiges Innere. Drei fromme offenbar östliche Juden. In Socken. Über das Gebetbuch gebeugt, den Gebetmantel über den Kopf gezogen, möglichst klein geworden. Zwei weinen, nur vom Feiertag gerührt? Einer hat vielleicht nur wehe Augen, an die er das noch gefaltete Sacktuch flüchtig legt, um das Gesicht gleich wieder nahe an den Text zu halten. Nicht eigentlich oder hauptsächlich wird das Wort gesungen, aber hinter dem Wort her werden Arabesken gezogen aus dem haardünn weitergesponnenem Wort. Der kleine Junge, der ohne die geringste Vorstellung des Ganzen und ohne Orientierungsmöglichkeit, den Lärm in den Ohren, sich zwischen den gedrängten Leuten hinschiebt und geschoben wird. Der scheinbare Commis, der sich beim Beten rasch schüttelt, was nur als Versuch einer möglichst starken, wenn auch vielleicht unverständigen Betonung jedes Wortes zu verstehen ist, wobei die Stimme geschont wird, die überdies in dem Lärm eine klare große Betonung nicht zustande brächte. Die Familie des Bordellbesitzers. In der Pinkassynagoge war ich unvergleichlich stärker vom Judentum hergenommen..."
-
Fransiz ressam André Antoinne Fougeron'un dogum yildonumu (1 Ekim 1913)
Martyred Spain, 1937
https://www.tate.org.uk/art/images/w.../T07703_10.jpg
Atlantic Civilisation, 1953
https://www.tate.org.uk/art/images/w.../T07645_10.jpg
-
Norvecli ressam Kitty Lange Kielland’in olum yildonumu (1 Ekim 1914)
Coastal Landscape, 1878
https://upload.wikimedia.org/wikiped...stlandskap.jpg
Paris apartment, 1881
https://upload.wikimedia.org/wikiped...eri%C3%B8r.jpg