-
Amerikali illustrator ve cocuk kitaplari yazari Tasha Tudor'un olum yildonumu (18 Haziran 2008)
https://quotefancy.com/media/wallpap...-you-could.jpg
"Hayat, yapabileceginiz her seyi basarmaniza yetecek kadar uzun degil. Ama canli olmak bile ne buyuk bir ayricalik. Tum bu kirlilige ve korkuya ragmen bu kelime nasil da guzel. Dusunun ki yildizlari senede sadece bir kez goruyorsunuz. Bir dusunun ne derdiniz. Hayran olurdunuz!"
https://www.azquotes.com/picture-quo...r-39-81-63.jpg
"Ev islerinden, utu yapmaktan, camasir yikamaktan, yemek yapmaktan ve bulasik yikamaktan keyif aliyorum. Ne zaman su formlara denk gelsem meslegimi soruyorlar. Her zaman ev kadini diye yaziyorum. Bu cok guzel bir meslek, niye bunun icin ozur dilemeli. Ev kadinisiniz diye aptal degilsiniz. Recel pisirirken Shakespeare okuyabilirsiniz."ť
https://4.bp.blogspot.com/-OmUWrV7mb...2Bgarden-9.jpg
-
1998 yilinda Nobel Edebiyat Odulu'nu kazanan, Portekizli yazar José Saramago'nun olum yildonumu (18 Haziran 2010)
http://kena.com/wp-content/uploads/2...ustracion2.jpg
"Geri donmek. Geri donme ifadesinin iade edilmek ile ayni sey olmadigini bilmek icin postaci olmaya gerek yoktur, geri donmenin anlami, eflatun mektubun yalnizca gidecegi adrese varmadigini ifade edebilir, diger bir deyisle yolun belli bir yerinde bir seyler olmus ve mektup gittigi yolu bu kez tersine kat etmistir. Tabii mektuplar yalnizca goturuldukleri yere gidebilirler, bacaklari ya da kanatlari yoktur ve bilindigi kadariyla kendi baslarina karar alamazlar, eger alabilselerdi bircok kez tasimak zorunda kaldiklari kotu haberleri tasimayi istemeyeceklerine de eminiz. Bir anligina olaya karsi tarafin bakis acisindan bakan olum, benim yolladiklarim da bu turden mektuplar iste, dedi, birine belirli bir tarihte olecegini bildirmek haberlerin en kotusu, bu durum, yillarca olumun dehlizlerinde yasamaya ve gunun birinde zindancinin gelip, Iste mektubun, hadi hazirlan, demesine benziyor."ť Olum Bir Varmis Bir Yokmus
https://cdn.gandhi.com.mx/media/cata...65_1_98288.jpg
"Volvió atrás. No es necesario ser cartero para saber que volver atrás no es lo mismo que ser devuelta, que volver atrás puede decir únicamente que la carta violeta no llegó a su destino, que en un punto cualquiera del recorrido pasó algo que la hizo desandar el camino, volver hacia el lugar de donde había venido. Ahora bien, las cartas sólo pueden ir a donde las llevan, no tienen piernas ni alas, y, por lo que se sabe, no están dotadas de iniciativa propia, si la tuvieran apostamos que se negarían a llevar las noticias terribles de que tantas veces tienen que ser portadoras. Como esta mía, admitió la muerte con imparcialidad, informar a alguien de que va a morir en una fecha precisa es la peor de las noticias, es como estar en el corredor de la muerte desde hace una cantidad de ańos y de repente viene el carcelero y dice, Aquí tienes la carta, prepárate."
-
https://2.bp.blogspot.com/-dyGJhuzzW...isce.mai-x.jpg
"Yolculuk asla bitmez. Biten yolculardir sadece. Ustelik onlar da hatirda, anilarda, anlatilarda bir sure daha kalirlar. Kumsalda oturan yolcu ‘Gorulecek baska bir sey kalmadÝ’dediginde bilir aslinda bunun boyle olmadigini. Yolculugun sonu bir yenisinin baslangicindan ibarettir. Gorulmeyeni gormek sarttir; gorulmus olani yeniden gormek; yazin goruleni bir de kisin gormek, gece goruleni bir de gunduz gozuyle seyretmek, eskiden yagmurun ýslattigini simdi gunes altinda gormek, olmamis hasadi, curumus meyveyi, yeri degismis kayayi, onceleri orada olmayan golgeyi. Atilan adimlarin ustunden yeniden gecmek gerekir, tekrar etmek ve yanlarina yenilerini eklemek icin. Yolculuga yeniden cikmak gerekir. Her zaman. Yolcu yeniden yollarda." José Saramago
-
"Ask komedyasinda veya tragedyasinda iki oyuncu vardir; hemen her zaman biri ezer, biri ezilir. Ezen rolunde bulunan her kadin gibi ama ondan daha az, daha bilincsiz olarak, Olga bu kedi fare oyunundan kendini yoksun birakmiyordu. Bazen bir duygu icinden yildirim gibi disari cikmak istiyor, fakat hemen kendini tutuyor, icine kapaniyordu. Oblomov'u kendi haline biraktigi zaman hicbir adim atamayacagini bildigi icin onu hep yurutmeye calisiyordu."
https://vivifychangecatalyst.files.w...1ifwrwvkjl.jpg
"In this comedy—or tragedy, depending on the circumstances—both characters appeared almost always in the same capacity: as tormentor and victim. Like any woman in the leading role—that is, the role of tormentor, although naturally less than others and unconsciously—Olga could not resist playing cat and mouse. From time to time a flash of emotion would burst from her, like lightning, like an unexpected whim, and then, just as suddenly, she would concentrate again and retreat inwardly. But most of all and most often she nudged him forward, knowing that he would not take a step himself and would remain stockstill where she had left him."
-
" ‘Sana bakmami istemiyorsan, golgene bakarim’ dedi. ‘Golgeme bakacaksan, dilegim golgem neredeyse orada olmaktir’ diye yanitladi. / ‘Guarderň la tua ombra, se non vuoi che guardi te’ gli disse, e lui rispose "’ essere ovunque sia la mia ombra, se la’ saranno i tuoi occhi.’ " José Saramago
https://pbs.twimg.com/media/DOwfLOcX4AAcrOY.jpg
Foto: Frank Horvat, Warsaw, couple in a cafe, 1963
-
Fox Searchlight Pictures, basrollerinde Samara Weawing, Mark O’Brien ve Andie MacDowell'in bulundugu, korku ve komedi turlerini harmanlayan Ready or Not’in fragmanini yayinladi.
https://youtu.be/SWfMFfetWZw?t=1
-
Woody Harrelson, Showtime dizisi The Most Dangerous Man in America’da 1970’lerde Amerikan karsi kulturunun onemli figurleri arasinda yer alan Timothy Leary’e hayat verecek.
https://1.bp.blogspot.com/-i9nPkT2zK...he-Furnace.jpg
1970’li yillarda Amerika’daki hippi kulturunu benimsemis bir yazar ve psikolog olan Leary, hapisten kactiktan sonra bir yandan kanun guclerinden kacarken bir yandan da hukumeti devirecek bir devrimin fitilini ateslemeyi amaslamaktadir. Leary’i yakalamak icin Richard Nixon’in onculugunde suren insan avi, bu tuhaf sucluyu Amerikan radikalleri, Avrupali aristokratlar, Cezayir’de faaliyet gosteren Kara Panterler, silah tuccarlari ve yabanci ajanlarla yolunun kesistigi cilginn bir maceraya surukluyor.
http://www.hollywood.com/general/woo...ries-60754275/
-
Amazon Prime Video, Evan Goldberg ve Seth Rogen’ýn yaraticisi oldugu super kahraman dizisi The Boys'un yeni fragmanini yayinlandi.
https://youtu.be/WJ3dbXBlfzk?t=1
-
Netflix, GLOW’un 9 Agustos’ta ekranlara gelecek 3. sezonundan ilk uzun soluklu fragmanini yayinlandi.
https://youtu.be/SlxeUdfLduE?t=1
-
-
Fransiz matematikci, fizikci ve filozof Blaise Pascal’in dogum yildonumu (19 Haziran 1623)
"Adil olanin pesinden gidilmesi dogrudur, en guclunun pesinden gidilmesi ise kacinilmazdir. Gucu olmayan adalet acizdir; adaleti olmayan guc ise zalim. Gucu olmayan adalete mutlaka karsi cikan olur; cunku kotu insanlar her zaman vardir. Adaleti olmayan guc ise baski altinda kalir. Demek ki adalet ile gucu bir araya getirmek gerek, bunu yapabilmek icin de adil olanin guclu, guclu olanin ise adil olmasi gerekir.
Adalet tartismaya aciktir. Guc ise ilk bakista tartilmaz bicimde anlasilir. Bu nedenle gucu adalete veremedik; cunku guc adalete karsi cikip kendisinin hakli oldugunu soyledi. Hakli olani guclu kilamadigimiz icin de guclu olani hakli kildik."
http://najoth.com/images/Les-pensees.jpg
“Il est juste que ce qui est juste soit suivi ; il est nécessaire que ce qui est le plus fort soit suivi. La justice sans la force est impuissante ; la force sans la justice est tyrannique. La justice sans force est contredite, parce qu'il y a toujours des méchants. La force sans la justice est accusée. Il faut donc mettre ensemble la justice et la force, et pour cela faire que ce qui est juste soit fort ou que ce qui est fort soit juste.
La justice est sujette ŕ dispute. La force est trčs reconnaissable et sans dispute. Aussi on n'a pu donner la force ŕ la justice, parce que la force a contredit la justice et a dit qu'elle était injuste, et a dit que c'était elle qui était juste. Et ainsi, ne pouvant faire que ce qui est juste fűt fort, on a fait que ce qui est fort fűt juste.”
-
Fransa Krali X. Charles'in Reims Katedrali'nde yapilacak olan tac giyme torenini kutlamak icin ozel siparisle yapilan, librettosunu Luigi Balocchi’nin yazdigi, Gioacchino Rossini’nin besteledigi 3 perdelik Reims'e Seyahat (Il viaggio a Reims- The Journey to Reims / The Hotel of the Golden Fleur-de-lis) operasi ilk kez 19 Haziran 1825'de Paris, Teatre Itelien'de yapildi.
https://upload.wikimedia.org/wikiped...Paris_1825.png
http://www.italnews.info/wp-content/...-italienne.jpg
-
Amerikali yazar, yayinci, sanatci ve filozof Elbert Hubbard’in dogum yildonumu (19 Haziran 1856)
“Insanlarin neden zayifliklarini ortmek icin mazeretler uydurarak kendilerini kandirmakla bu kadar cok zaman harcadiklari benim icin hep merak konusu olmustur. Oysa bu kadar zaman zayifligin iyilestirilmesi icin yeterli olur ve mazeret aramaya gerek kalmazdi.”
https://www.famousauthors.org/famous...rt-hubbard.jpg
“It has always been a mystery to me,why people spend so much time deliberately fooling themselves by creating alibis to cover their weaknesses. If used differently, this same time would be sufficient to cure the weakness, then no alibis would be needed.”
http://thequotes.in/wp-content/uploa...d-Quotes-4.jpg
“Biraz daha israr, biraz daha caba ile umutsuz gorunen basarisizliklar, gorkemli bir basariya donusebilir.”
http://www.azquotes.com/picture-quot...d-87-67-43.jpg
“Olmak istediginiz samimi, yetenekli, yararli insani kafanizda canlandirin ve boylece bu dusunceler sizi zamanla o ozel kisiye donustursun. Aslolan dusuncedir. Dogru, mantikli bir tavir takinin; cesur, samimi ve neseli bir tavir. Dogru dusunmek yaratmaktir.”
https://quotefancy.com/media/wallpap...ls-degrees.jpg
“Tanri madalyalariniza, derecelerinize veya diplomalariniza degil, yaralariniza bakacak.”
-
Filipinli bagimsizlik mucadelesinin lideri, sair ve yazar José Rizal’in dogum yildonumu (19 Haziran 1861)
Elveda, hayran olunasý Ulkem, gunesin oksadigi yurt;
Dogu Denizi'nin incisi, kayip cennetimiz,
Sevincle veriyorum sana hayatimi, uzgun ve ezilmis,
Ve daha taze ve daha aydinlik olsaydi dahi,
Yine onu senin yolunda verirdim, senin refahin ugrunda.
https://myhero.com/content/images/th...jose-rizal.png
Adios, Patria adorada, region del sol querida,
Perla del Mar de Oriente, nuestro perdido Eden!
A darte voy alegre la triste mustia vida,
Y fuera más brillante más fresca, más florida,
Tambien por tí la diera, la diera por tu bien.
https://img13.deviantart.net/084b/i/...ve-d3j85h7.jpg
Farewell, my adored land, region of the sun caressed,
Pearl of the orient sea, our eden lost,
With gladness i give you my life, sad and repressed;
And were it more brilliant, more fresh and at its best,
I would still give it to you for your welfare at most.
-
Japon yazar Osamu Dazai’nin dogum yildonumu (19 Haziran 1909)
“Anne,son zamanlarda insanlari hayvanlardan ayiran tek ozelligin ne oldugunu kesfettim. Biliyorum, insan konusuyor, insan akilli, insan dusunuyor, insanin sosyal bir duzeni var; ama butun hayvanlarda bunlardan az cok yok mu? Belki hayvanlarin da inanclari vardir. Insan tum Yaradilisin efendisi olmakla ovunuyor; ama esasta, diger yaratiklardan pek farki olmadigi anlasiliyor. Oysa insanin yine de ayri bir ozelligi var. Belki beni anlamiyorsunuz. Hayvanlarda hic olmayan bir sey, insanin kendisine ait bir sey: O da sir. Ne dersiniz?” Batan Gunes
https://images-na.ssl-images-amazon....1zsBUaNL2L.jpg
“Mother, recently I have discovered the one way in which human beings differ completely from other animals. Man has, I know, language, knowledge, principles, and social order, but don't all the other animals have them too, granted the difference of degree? Perhaps the animals even have religions. Man boasts of being the lord of all creation, but it would seem as if essentially he does not differ in the least from other animals. But, Mother, there was one way I thought of. Perhaps you won't understand. It's a faculty absolutely unique to man - having secrets. Can you see what I mean?"
“Horiki'nin o farkli guzel gulumsemesi karsisinda aglamis, karar vermeyi ve direnc gostermeyi bir yana býrakip arabaya binmis, buraya getirilince de cilgin sinifina konmustum. Su an, buradan cikacak olsam bile, bir ‘cilgin,’ hayir bir cokkun oldugum damgasini yuzumde tasirim herhalde.
Insanligimi yitirdim.
Artik ben, asla bir insan degilim.” Insanligimi Yitirirken,
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“I had wept at that incredibly beautiful smile Horiki showed me, and forgetting both prudence and resistance, I had got into the car that took me here. And now I had become a madman. Even if released, I would be forever branded on the forehead with the word ‘madman,’ or perhaps, ‘reject.’
Disqualified as a human being.
I had now ceased utterly to be a human being.”
-
Akademi Onur Odulu, 2 Golden Globe, 3 Emmy Odulu sahibi Amerikali aktris (Virginia Cathryn) Gena Rowlands’in dogum gunu (19 Haziran 1930)
https://78.media.tumblr.com/28d86702...4o1_r1_500.gif
https://media.giphy.com/media/uqgl0TL4yx3BC/source.gif
-
Iskocyali roman ve tiyatro yazari, unlu Peter Pan'in yazari James Matthew Barrie'nin olum yildonumu (19 Haziran 1937)
"Biri disinda, butun cocuklar buyur ve buyuyeceklerini erken yasta ogrenirler. Wendy de soyle ogrendi: Iki yasindayken, bir gun bahcede oynuyordu. Bir cicek daha koparip, bu cicekle annesine kostu. Sanirim kucuk kiz pek sevimli gorunuyordu ki, Bayan Darling elini gogsune koyup, "Ah, keske hep boyle kalabilsen!" diye haykirdi. Bu konuda aralarinda gecen konusmanin hepsi buydu, ama Wendy bundan boyle buyumek zorunda oldugunu ogrenmisti. Bunu iki yasina girdikten sonra anlarsiniz hep. Iki yas, sonun baslangicidir."
https://www.goodreads.com/reader/pro...ages/cover.png
"All children, except one, grow up. They soon know that they will grow up, and the way Wendy knew was this. One day when she was two years old she was playing in a garden, and she plucked another flower and ran with it to her mother. I suppose she must have looked rather delightful, for Mrs. Darling put her hand to her heart and cried, "Oh, why can't you remain like this for ever!" This was all that passed between them on the subject, but henceforth Wendy knew that she must grow up. You always know after you are two. Two is the beginning of the end."
-
Amerikali rock grubu Heart’un solisti ve soz yazari Ann (Dustin) Wilson’in dogum gunu (19 Haziran 1950)
https://www.biography.com/.image/t_s...croppedjpg.jpg
https://pbs.twimg.com/media/ClU2Gr4WIAA7_aH.jpg
-
Yunan lirik sair ve oyun yazari Angelos Sikelianos’un olum yildonumu (19 Haziran 1951)
Acik pencereye yaslanmis bakiyorduk.
Her sey uyum icindeydi duygularimizla.
Tarlalarla baglari karartiyordu
kukurt rengi bulutlar
ve gizli bir calkantiyla
agaclarda inlerken ruzgar
gogsu otlari oksayarak
ucup gitti hizli kirlangic.
Sonra birden, buyuk bir gurultuyle
yirtildi gokler ve raksederek
bosandi yagmur.
Tozlar ucustu havada.
Bereketli topragin kokusuyla
titrerken burun deliklerimiz,
dudaklarimizi araladik
icimize islesin diye sular.
Sonra yan yana, yuzlerimiz
sutlegen ve zeytinler gibi
yagmurdan sirilsiklam,
“Nedir bu koku,” diye sorduk,
“bu ogul arýlar gibi havaya yayilan?
Belsem mi, cam mý, kenger mi,
yoksa kekik mi?”
oyle yogundu ki kokular,
soluk aldikca icime doldu hepsi
ve sonsuz bir meltemin oksadigi
bir saz gibi titredim
gozlerim gozlerini bulup
damarlarimdaki kanin
cigligini isitinceye degin.
Asmanin uzerine egilip
urperen yapraklardan bir bir
o tatlari tatmak cicekleri solumak istedim;
oysa aklim uzum salkimlari gibi yogun,
solugum bogurtlenlere takili
tatlarla kokulari tek tek secemedim
ve insan nasil ayni anda tadarsa
kaderin kadehinden aci ile sevinci,
ben de oyle tattim ayni anda hepsini;
ve kolumu beline doladigim anda,
bulbul gibi sakidi, irmaklar gibi akti
damarlarimda kanim.
http://deniseharveypublisher.gr/asse...s-cover_a4.JPG
We leaned out of the window.
Everything around us
was one with our soul.
Sulphur-pale, the clouds
darkened the fields, the vines;
wind moaned in the trees
with a secret turbulence,
and the quick swallow went
breasting across the grass.
Suddenly the thunder broke,
the wellhead broke,
and dancing came the rain.
Dust leaped into the air.
We, our nostrils quivering,
opened our lips to drink
the earth's heavy smell,
to let it like a spring
water us deep inside
(the rain had already wet
our thirsting faces,
like the olive and the mullen).
And shoulder touching shoulder,
we asked: "What smell is this
that cuts the air like a bee?
From balsam, pine, acanthus,
from osier or thyme?"
So many the scents that, breathing out,
I became a lyre caressed
by the breath's profusion.
Sweetness filled my palate;
and as our eyes met again
all my blood sang out.
I bent down to the vine,
its leaves shaking, to drink
its honey and its flower;
and—my thoughts like heavy grapes,
bramble-thick my breath—
I could not, as I breathed,
choose among the scents,
but culled them all, and drank them
as one drinks joy or sorrow
suddenly sent by fate;
I drank them all,
and when I touched your waist,
my blood became a nightingale,
became like the running waters.
-
Steve McQueen ve Faye Dunaway'in baţrollerini paylastigi Kibar Soyguncu (The Thomas Crown Affair - Il caso Thomas Crown) 19 Haziran 1968'de Boston, Massachusetts'de gosterime girdi.
https://m.media-amazon.com/images/M/...6,1000_AL_.jpg
https://i.pinimg.com/originals/3b/da...f5ba9e091c.gif
https://i.makeagif.com/media/6-16-2015/h7-5EF.gif
-
Garfield'in dogum gunu (19 Haziran 1978)
(Nokomis, Florida’da bulunan Italyan restorani Mamma Leone'de dogdu.)
https://pbs.twimg.com/media/DgD0OCiXUAAgNnN.jpg
https://i.gifer.com/5fxF.gif
-
Michael Keaton, Danny DeVito ve Michelle Pfeiffer’in rol aldigi Batman Donuyor (Batman Returns - Batman - Il ritorno) 19 Haziran 1992’de Amerika ve Avustralya’da vizyona girdi.
https://m.media-amazon.com/images/M/...4,1000_AL_.jpg
https://media.giphy.com/media/YxyanrAScvEIM/source.gif
-
Ingiliz roman yazari ve sair Sir William Gerald Golding'in olum yildonumu (19 Haziran 1993)
“Sular cekilmisti; kumsalin yosunla kapli ince seridi toprak bir yol kadar rahatti. Bir cesit buyuleyici guzellik vardi cevrelerinde. Bunun bilincinde, bunun mutlulugu icindeydi cocuklar. Birbirlerine bakiyorlar coskuyla guluyorlar, kimin ne dedigini dinlemeden konusuyorlardi. Hava piril pirildi. ‘Haydi gelin’ dedi Jack, ‘biz kasifiz.’ Ralph, ‘Adanin ucuna gidecegiz, koseden bakacagiz dedi.’ ‘Eger bu bir adaysa...’ " Sineklerin Tanrisi
http://www.chelibro.com/wp-content/u...am-Golding.jpg
“Era bassa marea, e c'era una striscia di spiaggia, sparsa di alghe, dura quasi come una strada. Un alone di avventura circondava il paesaggio e i ragazzi, che ne erano consci e felici. Si voltavano l'uno verso l'altro, ridevano eccitati, parlavano senza ascoltare. L'aria era limpida. ‘Andiamo,’ disse Jack dopo un po', ‘siamo esploratori.’ ‘Andremo fino dove l'isola finisce,’ disse Ralph, ‘e gireremo dall'altra parte.’ ‘Se č un'isola...’ "
-
Shia LaBeouf, Megan Fox ve Josh Duhamel’in rol aldigi Transformers: Yenilenlerin intikami (Transformers: Revenge of the Fallen – Transformers: La vendetta del caduto) 19 Haziran 2009’da Ingiltere, Japonya ve Irlanda’da vizyona girdi.
https://m.media-amazon.com/images/M/...4,1000_AL_.jpg
-
Turk sair, cevirmen, yayinci, ressam, fotografci ve grafik tasarimcisi Sait Maden’in olum yildonumu (19 Haziran 2013)
Ben hep seni izleyen karanlik tanri
her nesneye gizlenip, susup her yerde
yalniz seni izleyen, senin her dusunu…
Sen bir sisin ardinda kanatsiz bir kus,
ben bir sisin ardinda gorunmez bir agac,
varlik bizi yansitan bu ciglik, bu susus…
Gokten neyi bekledinse, kok, dal, yaprak,
sis, yagmur, isik… hepsi de bendim; yagarak
gunler gecelerce, sizdim ic ulkene. Kalk!
Dunyayi senin dilinle tattim, yasamin
agzinla cozumledim butun gizlerini,
agzinla olup dirildim agzinla gene.
Sonsuzlugu cizelim bu sabah defterine:
bir mavi, genis cizgi ve ustunde kucuk
bir serce: gogun alnina konmus opucuk!
http://images.ykykultur.com.tr/uploa...Maden-2806.jpg
Ero il dio dell’oscuritŕ che restava ad osservarti,
si celava in tutti gli oggetti, e ovunque taceva
per seguire te sola, ogni tuo sogno.
Eri un uccello senza ali al di lŕ della foschia,
ero un albero invisibile al di lŕ della foschia,
l’esistenza č questo grido, questo tacere che ci riecheggia.
Qualunque cosa attendessi dal cielo: radice, ramo
foglia, nebbia, pioggia e luce… ecco, ero io; piovendo
per giorni e notti ho intriso le tue terre. Alzati!
Ho gustato il mondo sulla tua lingua,
con la tua bocca ho risolto tutti i misteri del vivere,
sono morto con la tua bocca, e la tua bocca mi ha sollevato.
Disegniamo l’infinito su questo quaderno del mattino:
una linea azzurra e ampia, su cui si posa
il piccolo passero: bacio dato sulla fronte del cielo!
-
1 Golden Globe, 3 Emmy Odullu Italyan asilli Amerikali Aktor James Joseph Gandolfini'nin olum yildonumu (19 Haziran 2013)
https://media.giphy.com/media/GG7fRyeNFDP20/giphy.gif
https://25.media.tumblr.com/c649ae5e...d6w3o1_400.gif
-
Mark Wahlberg, Nicola Peltz ve Jack Reynor’in rol aldigi Transformers: Kayip Cag (Transformers: Age of Extinction –Transformers: L'era dell'estinzione ) 19 Haziran 2014’de Hong Kong’da gosterime girdi.
https://m.media-amazon.com/images/M/...3MTE@._V1_.jpg
-
-
-
-
-
Iranli Týp adami, fizikci, yazar, filozof ve bilim insani Ibn-i Sina'nin olum yildonumu (21 Haziran 1037)
http://www.azquotes.com/picture-quot...-146-32-41.jpg
"Hayatin genisligi, uzunlugundan daha onemlidir."
http://www.azquotes.com/picture-quot...-111-59-95.jpg
''Tip, insan vucudunun, hangi araclarla iyilestigine ve hangi dengenin insan vucudunu sagliktan uzaklastirdigini arastirir."
-
Tarih ve politika biliminin kurucusu Italyan filozof, devlet adami, diplomat, askeri stratejist, sair ve oyun yazari Niccolň di Bernardo dei Machiavelli'nin olum yildonumu (21 Haziran 1527)
http://images.slideplayer.it/41/1153...s/slide_41.jpg
"Yenilik isteyenler ya bunu isteyecek kadar guce sahiptirler ya da baskalarinin guclerini kullanarak bu ise girisirler. Bu yolda ya rica, minnet ya da zor kullanimina basvuracaklardir. Bu is, ricayla, minnetle yapilmaz. Salt ozguclerine dayanip zor kullanimi yoluna giderlerse basariya ulasma olasiliklari artar. Silahli peygamberlerin basarili silahsiz peygamberlerin basarisiz olmasinin sebebi budur."
https://pbs.twimg.com/media/C-4fIH4XYAERtOm.jpg
https://pbs.twimg.com/media/C2cukkWXAAQSBkx.jpg
"Aksamlari eve gelip calismaya basladigimda, kir ve toz kapli olan rencber giysilerimi cikarip, yerine soylu mahkeme kiyafetlerimi giyiyorum ve boylece bana kucak acan antik saltanat soylulariyla birlikte oluyorum. Onlarla konusmaktan sakinmiyor, eylemlerinin sebeplerini sorguluyorum. Ve onlarda tum nezaketleriyle bana cevap veriyorlar.Dort saat boyunca hic bir bezginlik, yilginlik hissetmiyorum.Tum dertlerimden ariniyorum..Ne yoksulluk canimi SIKIYOR, ne de olumden korkuyorum.Tamamen bu buyuk adamlarca sahipleniyorum."ť Niccolo Machiavelli, Prens / Il Principe, 1550
https://upload.wikimedia.org/wikiped...Cover_Page.jpg
https://pbs.twimg.com/media/DCw5OaCXgAQcyhV.jpg
"Senin neye benzedigini herkes gorur ama ne oldugunu cok az kisi duyumsar."
-
Yuksek Ronesansin Mannerist Italyan ressami Sebastiano del Piombo'nun (Sebastiano Luciani) olum yildonumu (21 Haziran 1547)
La Resurrezione di Lazzaro (The Raising of Lazarus, 1517 - 1519), National Gallery, Londra
https://pbs.twimg.com/media/DC1o82eWsAEmFo4.jpg
-
Barok donemin Italyan ressami Andrea Sacchi'nin olum yildonumu (21 Haziran 1661)
Il riposo di Venere (Venus at Rest, 17.yy yarisi)
http://www.settemuse.it/pittori_oper...us_at_rest.jpg
-
Brezilyali realist roman ve kisa oyku yazarý, sair Joaquim Maria Machado de Assis'in dogum yildonumu (21 Haziran 1839)
"Ey oldugum gune dek sevgisini kazanmak icin cirpindigim kalabalýklar, sizin kayitsizliginizin intikamini boyle aldim iste: Siz etrafimda vizildayip durun, ben sizi duymuyordum bile. Benim bu tavrim, Aiskhylos'un Prometheus'unun, kendisine iskence edenlere karsi takindigi tavirla karsilastirilabilir. Beni sacmaliklarinizin, onemsiz seyler karsisinda duydugunuz heyecanin kayasina zincirleyebileceginizi mi sandiniz? Dostum, sizinkiler zayif zincirler. Guliver gibi, bir kasimi oynattim mi, istedigim an kirarim ben onlari."
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"Multitude, whose love I coveted until death, that was how I got my revenge on you sometimes. I let humankind bustle around my body without hearing them, just as the Prometheus of Aeschylus did with his torturers. Oh, did you try to chain me to the rock of your frivolity, your indifference, or your agitation? Fragile chains, my friends. I would break them with the action of a Gulliver. It's quite ordinary to go off to ponder in the wilderness."
"Pascal, insanin dusunen bir kamis oldugunu soylemis. Yanlis. Insan dusunen bir dizgi hatasidir. Hayatin her donemi, bir oncekini duzelten yeni bir basimdir ve her donem, bir sonraki tarafindan duzeltilecektir; ta ki nihai basim yapilana kadar."
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“Let Pascal say that man is a thinking reed. He is wrong; man is a thinking erratum. Each period in life is a new edition that corrects the preceding one and that in turn will be corrected by the next, until publication of the definitive edition, which the publisher donates to the worms.”
"On yedi yasindaydim; dunyayi ve kendimi, ust dudagimin tepesindeki tuylerin biyik olduguna inandirmaya calisiyordum. Kibirli hareketler icinde oldugum icin erkek gibi davranan bir cocuk mu, yoksa cocuk gibi davranan bir erkek mi oldugumu bilmek zordu."
https://images-na.ssl-images-amazon....1rG7b0DjJL.jpg
"I was seventeen. My upper lip was beginning to sprout as I strove to grow a mustache.My eyes, lively and resolute, were my really masculine feature. Since I showed a certain haughtiness it was hard to tell whether I was a child with the arrogance of a man or a man with the look of a boy."
-
Rus yazar Fedor Vasil'evič Gladkov'un dogum yildonumu (21 Haziran 1883)
"Yaktýk, yiktik,aci cektik...Oluk oluk kan akti. Aclik cektik. Ve simdi o ezilmesi icin bunca aciya katladigimiz gunler tekrar karsimizda...Hangisi kabustu,bilemiyorum:Akitilan kanlarimi mi, aci dolu mucadelemiz mi, yoksa bu sarhos kahveleri ile bu, tika basa doldurulmus magaza vitrinleri mi ? Bunca mucadele, isci kulubelerinde sefalet ve aclik eskisinden daha ezici bir agirlikta tekrar uzerimize coksun diye miydi? Icimizde yasayan,kanimizi kurutan zehirli yilanlar, hirsizlar ve somuruculer yeniden eski rahat hayatlarina kavussun diye miydi bizim mucadelemiz? Hayir ben kabullenemem bunu, kafamin içi bu kuskuyla doluyken yasayamam..Bunca mucadele, cekilen bunca aci, gozumuzu bile kirpmadan gidisimiz sonradan kendi kendimizi carmiha germek icin miydi? Neden?"
https://images.gr-assets.com/books/1...60l/143523.jpg
"We have destroyed and we have suffered-. A sea of blood- famine. And suddenly- the past arises again with joyful sound.... And I don't know where the nightmare is: in those years of blood, misery, sacrifice, or in this bacchanalia of rich shop windows and drunken cafes! What was the good of mountains of corpses? Were they to make the workers' dens, their poverty and their death, more dreadful? Was it that blackguards and vampires should again enjoy all the good things of life, and get fat by robbery? I cannot recognize this, and I cannot live with it! We have fought, suffered and died- was it in order that we should be so shamefully crucified? What for?"
-
Fransiz filozof, roman ve oyun yazarý, politik eylemci, biyografi yazari ve edebi elestirmen Jean-Paul Sartre'in dogum yildonumu (21 Haziran 1905)
https://letteralmente.net/wp-content...-800x600-f.jpg
"Biliyorum. Bana tutku verecek herhangi bir seye ya da kimseye artik rastlamayacagimi biliyorum. Birisini sevmeye kalkismak, onemli bir ise girismek gibidir, bilirsin. Enerji, kendini veris, korluk ister. Hatta baţlangicta bir ucurumun uzerinden sicramanin gerektigi bir an vardir. Dusunmeye kalkarsa atlayamaz insan. Bundan boyle artik bu gerekli sicrayisi yapamayacagimi biliyorum." Bulanti
https://www.babelio.com/couv/CVT_La-Nausee_4007.jpeg
“Je sais que je ne rencontrerais plus jamais rien ni personne qui m'inspire de la passion. Tu sais, pour se mettre ŕ aimer quelqu'un, c'est une entreprise. Il faut avoir une énergie, une générosité, un aveuglement... Il y a męme un moment, tout au début, oů il faut sauter par-dessus un précipice ; si on réfléchit, on ne le fait pas. Je sais que je ne sauterai plus jamais.”
"Yazi ile dogdum ben. Yazidan once, yalniz bir ayna oyunu vardi ortada; daha ilk romanimla birlikte, aynali saraya bir cocugun girdigini anladim. Yazmakla var oluyor, buyuklerin elinden kurtuluyordum; ama yalnizca yazmak icin yasiyordum ve "ben"ť dedigim zaman, "yazan ben"i kastediyordum." Sozcukler
http://images.gr-assets.com/books/1320502762l/30514.jpg
“Je suis né de l’écriture : avant elle, il n’y avait qu’un jeu de miroirs ; dčs mon premier roman, je sus qu’un enfant s’était introduit dans le palais de glaces. Écrivant, j’existais, j’échappais aux grandes personnes ; mais je n’existais que pour écrire et si je disais : moi, cela signifiait : moi qui écris.”
https://pbs.twimg.com/media/DC1i0WbXcAICEbK.jpg
"Baskalarinin ozgurlugunu amac edinemedigim surece kendi ozgurlugumu amaclayamam."
-
Amerikali roman yazari ve edebi eleţtirmen Mary McCarthy'nin dogum yildonumu (21 Haziran 1912)
https://www.azquotes.com/picture-quo...y-66-63-50.jpg
"Seksi askin isini yapmaya, aski da seksin isini yapmaya zorlamamalisiniz."
https://www.azquotes.com/picture-quo...y-19-20-66.jpg
"Kimsenin yonetimi olmayan burokrasi, despotizmin modern bicimi haline geldi."
-
Birinci Dunya Savasi ve Avrupanin Kokenleri'ni iceren Ingiliz tarihci ve universite hocalarindan James Bysse Joll’un dogum yildonumu (21 Haziran 1918)
“1910 yilinda aralarinda yuzunu siyaha boyayip bir de takma sakal ekleyen yazar Virginia Woolf'un da bulundugu bir grup genc Ingiliz donanmasinin en geliskin savas gemisi ve Ingiliz-Alman donanma uretiminin son urunu olan HMS Dreadnoughy'un subaylarini, kendilerinin Habesistan Imparatoru ile maiyeti olduklarina inandirmis ve krallar gibi agirlamislardir. Ilk anda insana sulu bir saka gibi gelse de yasamoykusu yazarin belirttigine gore, Virginia Woolf ‘bundan, erkeklerin zalimlik ve aptalliklari hakkinda yepyeni cikarsama yapmistir.’ "
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“In 1910 when a group of young people, including the writer Virginia Woolf with her blackened and a false beard, succeeded in persuading the officers of HMS Dreadnought, the most up-to-date ship of the British navy and the latest product of the Anglo-German naval race, that they were the emperor of Abyssinia and his suite, and were given a suitably imperial reception. Although this was conceived just as a practical joke, Virginia Woolf 'came out of it', as her biographer writes, 'with a new sense of the brutality and silliness of men'.”