-
Isvicreli Filozof ve yazar Jean-Jacques Rousseau'nun olum yildonumu (2 Temmuz 1778)
"Her zaman kalbimde olan hayali, orada baska hicbir hayale yer birakmiyordu; o benim icin dunyada var olan tek kadindi ve bana esinledigi duygularin sonsuz tatliligi, cinsiyet duygularima baskalari icin uyanma zamani birakmayarak, beni ondan ve butun onun cinsinden koruyordu. Kisacasi, usluydum, cunlu onu seviyordum." Itiraflar
https://www.bm-lyon.fr/expo/12/rouss...A11323_pdt.jpg
"Son image, toujours prsente mon cur, n'y laissait place nulle autre ; elle tait pour moi la seule femme qui ft au monde ; et l'extrme douceur des sentiments qu'elle m'inspirait, ne laissant pas mes sens le temps de s'veiller pour d'autres, me garantissait d'elle et de tout son sexe. En un mot, j'tais sage parce que je l'aimais."
"Genclik, bilgeligi ogrenme; yaslilik da uygulama donemidir. Itiraf ederim ki, deneyim her zaman bir seyler ogretir; ama daha yasayacagimiz sure, zamanla olculudur. Olme zamani gelince nasil yasamak gerektigini anlamanin ne degeri var? Yazgim ve o yazgiyi yazan baskalarinin tutkulari hesabina, hem boylesine gec, hem de aci icinde edinilmis gercekler ne ise yarar?" Yalniz Geznin Dusleri
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"La jeunesse est le temps d'tudier la sagesse ; la vieillesse est le temps de la pratiquer. L'exprience instruit toujours, je l'avoue ; mais elle ne profite que pour l'espace qu'on a devant soi. Est-il temps au moment qu'il faut mourir d'apprendre comment on aurait d vivre? Eh que me servent des lumieres si tard & si douloureusement acquises sur ma destine & sur les passions dʼautrui dont elle est lʼoeuvre!"
-
Ingiliz fizikci, kimyager, matematikci ve sporcu William Henry Braggin dogum yildonumu (2 Temmuz 1862)
https://izquotes.com/quotes-pictures...agg-338975.jpg
Bilimin asil amac yeni kanitlar bulmak degil, bunlarla ilgili yeni dusunce bicimleri kesfetmektir.
-
1946 yilinda Nobel Edebiyat Odulunu kazanan, Almanya dogumlu Isvicreli roman yazari, sair ve ressam Hermann Hesse'nin dogum yildonumu (2 Temmuz 1877)
https://pbs.twimg.com/media/DDuatxaXkAApmme.jpg
"Bazen yureginin derinliklerinden can cekisen hafif bir ses geliyordu kulagina; ses oyle hafiften yankilaniyordu ki, o zor isitebiliyordu. Her defasinda garip bir omur surdurdugunu, tumu de yalnizca oyun olan pek ok sey yaptigini, nese ve bazen haz icinde vakit gecirmesine karsin gercek hayatin ona hic dokunmaksizin yani basindan akip gittigini dusunuyor, bir saat kadar bunun bilinci icinde yasiyordu. Bir top oyuncusu nasil toplarla oynarsa, o da isleriyle ve cevresindeki insanlarla oynuyor, bu insanlari seyrediyor, onlarla egleniyordu; gelgelelim, butun yuregiyle ve varliginin derinliklerinden kaynayan pinarla isin icinde degildi. Soz konusu pinar adeta kendisinden uzak bir yerlerde akip gidiyor, goze gorunmeden boyuna surduruyordu akisini, onun yasamiyla hicbir alip verecegi kalmamisti. Boyle dusunceler karsisinda birkac kez irkildi, gunluk yasamin butun o cocuksu ugraslarina ben de kendimi vererek butun kalbimle katilsam, ben de gercekten yasasam, gercekten bir seyler yapsam, gercekten yasayip hayattan keyif alsam, boyle bir seyirci gibi hayatin yani basinda durup dikilmesem, diye gecirdi icinden."
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"Zuzeiten sprte er, tief in der Brust, eine sterbende, leise Stimme, die mahnte leise, klagte leise, kaum da er sie vernahm. Alsdann kam ihm fr eine Stunde zum Bewutsein, da er ein seltsames Leben fhre, da er da lauter Dinge tue, die blo ein Spiel waren, da er wohl heiter sei und zuweilen Freude fhle, da aber das eigentliche Leben dennoch an ihm vorbeifliee und ihn nicht berhre. Wie ein Ballspieler mit seinen Bllen spielt, so spielte er mit seinen Geschften, mit den Menschen seiner Umgebung, sah ihnen zu, fand seinen Spa an ihnen; mit dem Herzen, mit der Quelle seines Wesens war er nicht dabei. Die Quelle lief irgendwo, wie fern von ihm, lief und lief unsichtbar, hatte nichts mehr mit seinem Leben zu tun. Und einigemal erschrak er ob solchen Gedanken und wnschte sich, es mge doch auch ihm gegeben sein, bei all dem kindlichen Tun des Tages mit Leidenschaft und mit dem Herzen beteiligt zu sein, wirklich zu leben, wirklich zu tun, wirklich zu genieen und zu leben, statt nur so als ein Zuschauer daneben zu stehen."
"Insanlarin buyuk cogunlugu yuzmeyi ogrenmeden yuzmek istemez. Ne anlamli bir soz, degil mi? Yuzmek istememeleri dogal, cunku karada yasamak icin yaratilmislar, yuzmek icin degil. Ve dusunmek istememeleri dogal, cunku yasamak icin yaratilmislar, dusunmek icin degil! Evet, kim dusunurse, kim dusunmeyi kendisi icin temel ugras yaparsa, bunda ileri bir noktaya ulasabilir; ne var ki, karayla suyu degis tokus etmistir boyle biri ve bir gun gelir suda bogulur." Bozkirkurdu
http://www.qlibri.it/images/stories/...1203976668.jpg
"La maggior parte degli uomini non vuol nuotare prima di saper nuotare. Spiritoso, vero? Certo che non vogliono nuotare, sono nati per la terra, non per l'acqua. E naturalmente non vogliono pensare: infatti sono nati per la vita, non per il pensiero. Gi, e chi pensa, chi concentra la vita nel pensiero pu andare molto avanti, vero. Ma ha scambiato la terra con l'acqua e a un certo momento affogher."
-
-
1996 yilinda Nobel Edebiyat Odulunu kazanan, (Mozart of poetry - Mozart della poesia) Siirin Mozarti Polonyali sair Wislawa Szymborska'nin dogum yildonumu (2 Temmuz 1923)
https://ocdn.eu/pulscms-transforms/1...AjKTBc0DIM0Bwg
https://amonikabyanyuvva.files.wordp...true-love1.jpg
Gercek ask. Normal midir?
Onemli midir, pratik midir?
Ne alir dunya iki insandan
sadece kendilerine ait bir dunyada yasayan?
Ayni tabana konulmus iyi sebep olmadan,
milyonlardan gelisi guzel cekilmis fakat ikna edilmis
boyle olmus olmasi gerektigine- neyin karsiliginda odul?
Hicbir seyin.
Isik olmadik yerden asagiya iner.
Ne diye bu ikisinin uzerine de baskalarinin degil?
Bu uyandirmaz mi nefretini adaletin? Evet.
Bu bozmaz mi bizim ozenle dikilmis prensiplerimizi,
ve atmaz mi ahlaki bir kenara zirveden? Ikisini de gozonunde tutarak, evet.
Bakiniz mutlu cifte.
En azindan saklayamazlar miydi onu,
Yapamazlar miydi azicik bir bunalim taklidi arkadaslarinin hatiri icin?
Dinleyin guluslerini bir hakarettir.
Kulandiklari lisan yaniltici aciklikta.
Ve kucuk kutlamalari, torenleri,
ayrintili karsilikli alisalagelmis seyleri
hic suphesiz bir komplodur insan irkinin arkasindan!
Cok guctur hatta tahmin etmek her seyin ne kadar ileri gidebilecegini
Insanlar pesinden gitselerdi eger onlarin verdigi ornegin.
Din ve siir neyi hesaba katabilirdi?
Neler hatirlanacakti, nelerden vazgecilecekti?
Kim isteyecekti kalmak icinde sinirlarin?
Gercek ask. Gerekli midir gercekten?
Ince davranis ve sag duyu bize onun ustunden sessizce gecmemizi soyler,
Hayatin en yuksek cemberlerinde bir skandal gibi.
Kusursuz iyi cocuklar dogar onun yardimi olmaksizin.
Nufuslandiramazdi gezegeni bir milyon senede,
o kadar guc bela gelir ki.
Birakin gercek aski asla bulmayan insanlar
deyip dursunlar oyle bir sey yoktur.
Inanclari daha kolaylastiracaktir yasamayi ve olmeyi onlar icin.
-
Yunan politikaci, Albaylar Cuntasi karsiti ve sair Alexandros Panagoulis'in dogum yildonumu (2 Temmuz 1939)
"...Yillar sonra disariya ilk cikisim hic olaganustu degildi. Kor oluyor gibi oldum. O beton mezardan disari cikmayali yillar olmustu. Gunesin ne oldugunu unutmustum ve disarida kizgin bir gunes vardi. Gunesi duyumsayinca gozlerimi kapamak zorunda kaldim. Sonra yeniden biraz actim, yalnizca biraz ve yari kapali gozlerle ilerledim. Biraz ilerleyince cevremdeki acik alani fark ettim. acikligin ne oldugunu artik unutmustum. Hucrem bir bucuga uctu ; ve icinde yalnizca iki bucuk adim atabiliyordum ; en fazla uc. Yeniden acikliga cikmak basimi dondurdu. Icimde firil firil donen bir atlikarinca var gibiydi; sendeledim ve az daha dusuyordum. Simdi bile yuz metreden fazla yurursem yoruluyorum, dengem bozuluyor. Dedigim gibi hayir olaganustu olmadi. O guneste o boslukta ilerlemek icin korkunc aba harcadim. Ve birden bire o guneste, o boslukta bir leke gordum. Sonra bu leke bir insan topluluguna donustu. O gruptan bir kararti ayrildi.Ve bana dogru geldi ve yavas yavas o kararti annem oluverdi. Anneme simsiki sarildim..." Oriana Fallaci, Tarihle Soylesiler
http://www.magazzininesistenti.it/wp...mo-panzone.jpg
"Non stato nemmeno bello. stato come accecare. Erano tanti anni che non uscivo da quella tomba di cemento, erano tanti anni che non vedevo lo spazio e il sole. Mero dimenticato com fatto il sole, e fuori cera un sole fortissimo. Quando me lo son trovato addosso, ho dovuto chiudere gli occhi. Poi li ho riaperti un poco, ma un poco soltanto, e con gli occhi semichiusi sono andato avanti. E andando avanti ho scoperto lo spazio. Non mi ricordavo pi com fatto lo spazio. La mia cella era lunga un metro e mezzo per tre, camminando potevo fare solo due passi e mezzo. Al massimo tre. Riscoprire lo spazio mi ha dato le vertigini. Me lo sono sentito ruotare intorno come una giostra, e ho barcollato, e sono stato per cadere. Anche ora, del resto, se cammino per pi di cento metri, divento stanco e disorientato. No, non stato bello.Facevo uno sforzo terribile per andare avanti in tutto quel sole tutto, quello spazio. Poi dun tratto, in tutto quel sole, tutto quello spazio, ho visto una macchia. E la macchia era un gruppo di gente. E da quel gruppo di gente s staccata una figura nera. E m venuta incontro, e un po per volta diventata mia madre. E dietro mia madre s staccata unaltra figura. E anche questa m venuta incontro. E io ho abbracciato mia madre."
-
Kral, 2 Temmuz 1956'da Hound Dog ve Don't Be Cruel'in kayitlarini Nashville, Tennessee'deki RCA Victor Studios'da tamamladi.
http://images.45cat.com/elvis-presle...uel-rca-11.jpg
-
Nobel Edebiyat Odulu ve Pulitzer Odulu sahibi Amerikali efsane roman, hikaye yazari ve gazeteci Ernest Miller Hemingway'in olum yildonumu (2 Temmuz 1961)
https://pbs.twimg.com/media/DFPGOEcVoAA2llC.jpg
"Olmek hicbir seydi, El sordo'nun olumle ilgili bir korkusu yoktu, ne de olumle ilgili bir goruntu vardi kafasinda. Ama yasamak , gokyuzunde dolanan bir atmacaydi. Tahilin savurdugu, samanlarin ucustugu harman yerinde, tozlar iinde duran toprak bir testideki suydu yasamak. Bacaklarinin arasindaki bir atti yasamak; bir bacagin altindaki karabinaydi, bir tepeydi, bir koyakti, bir dereydi, vadinin uzak kiyisinda, tepelerin ustundeki agaclardi , yasamak..." Canlar Kimin Icin Caliyor
http://www.bookpoi.com/images/Front%...ll%20Tolls.jpg
"El Sordo was not at all afraid of dying but he was angry at being on this hill which was only utilizable as a place to die.Dying was nothing and he had no picture of it or fear of it in his mind.Living was a hawk in the sky. Living was an earthen jar of water in the dust of the threshing with the grain flailed out and the chaff blowing. Living was a horse between your legs and a carbine under one leg and a hill and a valley and a stream with trees along it and the far side of the valley and the hills beyond..."
"Yasli adam okyanusa la mar diyordu; bu, okyanusu seven insanlarin ona Ispanyolca verdikleri addi. Baz kotu sozler de soylenir okyanus icin ama bir kadindan soz eder gibi hep disi olarak anilir okyanus. Aglari icin samandira kullanan ve kopek baligi yaginin pahaliya satildigi donemlerde motorlu tekne almis olan bazi genc balikcilar okyanusu erkek yerine koyarak ona el mar derler. Onu bir hasim, bir yer, bir dusman yerine koyarlar. Yasli adam icinse okyanus hep la mardi; buyuk sevgiler dagitan ya da geri ceviren bir sey. Bazen la mar bir cilgin kadin gibi deliriyorsa ya da bir cadaloz gibi davraniyorsa bu baska turlu yapamadigi icindir. Ay, nasil bir kadini degistirip etkiliyorsa onu da etkiler." Yasli Adam ve Deniz
http://thecurseandthecure.co.uk/wp-c...-the-Sea-a.jpg
"He always thought of the sea as 'la mar' which is what people call her in Spanish when they love her. Sometimes those who love her say bad things of her but they are always said as though she were a woman. Some of the younger fishermen, those who used buoys as floats for their lines and had motorboats, bought when the shark livers had brought much money, spoke of her as 'el mar' which is masculine.They spoke of her as a contestant or a place or even an enemy. But the old man always thought of her as feminine and as something that gave or withheld great favours, and if she did wild or wicked things it was because she could not help them. The moon affects her as it does a woman, he thought."
-
Rus yazar ve Kriminolog Vladimir Nabokov'un olum yildonumu (2 Temmuz 1977)
"Simdi renkli kalemler eyleme gecsin. Yesil kalemle, bilegi soyle bir dondurerek, kabarik bir agac ya da suya dalan bir timsahin biraktigi burgaci cizmek mumkun. Mavi kalem sayfaya boylu boyunca, basit bir cizgi cekti ve tum denizlerin ufku oraya yerlesti. Hangi renkte oldugu belirsiz kut uclu bir kalem, insanin yoluna cikip duruyordu. Kahverengi kalem her zaman kirikti, kirmizi da oyle, ama bazen kirildiktan hemen sonra, cikik ucunu desteklemek suretiyle, pek de guvenli olmayan sekilde kullanilabilirdi. Cok sevdigim kucuk mor arkadas, kullanila kullanila, ele gelmeyecek kadar kuculmustu. Sadece beyaz kalem, upuzun bir albino gibi, ozgun uzunlugunu koruyordu; ancak ben onun, kagit uzerinde hic iz birakmayan bir uckagitci olmaktan ote, karalama yaparken istedigim seyi hayal edebilmem icin ideal bir arac oldugunu kesfedince, bu durum degismisti." Konus, Hafiza
https://covers.openlibrary.org/b/id/7152588-L.jpg
"Now the colored pencils in action. The green one, by a mere whirl of the wrist, could be made to produce a ruffled tree, or the eddy left by a submerged crocodile. The blue one drew a simple line across the page - and the horizon of all seas was there. A nondescript blunt one kept getting into one's way. The brown one was always broken, and so was the red, but sometimes, just after it had snapped, one could still make it serve by holding it so that the loose tip was propped, none too securely, by a jutting splinter. The little purple fellow, a special favorite of mine, had got worn down so short as to become scarcely manageable. The white one alone, that lanky albino among pencils, kept its original length, or at least did so until I discovered that, far from being a fraud leaving no mark on the page, it was the ideal implement since I could imagine whatever I wished while I scrawled."
"Birbirimizi tanimadan cok onceleri biribirine es ruyalar gormustuk. Karsilastirmistik, biliyorduk. Ayni yilin ayni ayinda (1919 Haziran) birbirinden cok uzak iki ulkede, yolunu sasirmis bir kanarya hem onun hem de benim penceremden iceriye dalivermisti kanatlarini cirpa cirpa." Lolita
https://images-na.ssl-images-amazon....1euiNwQWJL.jpg
"Molto tempo prima di esserci conosciuti, avevamo fatto gli stessi sogni. Raffrontavamo i nostri ricordi e vi trovavamo singolari affinit. Nello stesso mese di giugno dello stesso anno (il 1919, giugno), un canarino sperduto era volato nella casa di lei e nella mia, in due Paesi molto lontani."
-
-
Amerikali rock grubu The Foreigner, 4.studyo albumu 4u 2 Temmuz 1981de Atlantic Records etiketiyle piyasaya surdu.
https://images-na.ssl-images-amazon....L._SL1425_.jpg
-
Amerikali heavy metal grubu Dio, 2.studyo albumu The Last in Linei 2 Temmuz 1984de Warner Bros. (Kuzey America) ve Vertigo (diger ulkeler) etiketleriyle piyasaya surdu.
https://demolishmag.files.wordpress....st-in-line.jpg
-
Metal Masters Metallica, ayni isimi albumunden Master of Puppets'i 2 Temmuz 1986'da Elektra Records etiketiyle yayinladi.
https://img.discogs.com/MUVBmFFV7Jq9...-8857.jpeg.jpg
-
John Carpenterin yonettigi, Kurt Russell, Kim Cattrall ve Dennis Dunin rol aldigi aksiyon-macera-komedi Kucuk Cin'de Buyuk Bela (Big Trouble in Little China - Grosso guaio a Chinatown) 2 Temmuz 1986da vizyona girdi.
https://m.media-amazon.com/images/M/...45,999_AL_.jpg
-
-
Isvecli heavy metal grubu Avatar'in efsane solisti Johannes Michael Gustaf Eckerstrm'un dogum gunu (2 Temmuz 1986)
https://pbs.twimg.com/media/D-dYzu6X4AAev5T.jpg
-
-
Alice Cooper, 12.studyo albumu Hey Stoopid'i 2 Temmuz 1991'de Epic Records etiketiyle piyasaya surdu.
https://pbs.twimg.com/media/D-dY-KYX4AEtJtZ.jpg
-
Ingiliz hard rock grubu Deep Purple, 14.studyo albumu The Battle Rages On'i 2 Temmuz 1993'te RCA/BMG etiketiyle piyasaya surdu.
https://pbs.twimg.com/media/D-dZYUbX4AASlmK.jpg
-
-
2 Akademi, 2 Golden Globe Odullu Amerikali tiyatro ve sinema oyuncusu James Stewart'in olum yildonumu (2 Temmuz 1997)
https://68.media.tumblr.com/ebe93f11...5otxo1_500.gif
https://68.media.tumblr.com/738f6709...d7lko1_500.gif
-
-
J. K. Rowling, Harry Potter ve Sirlar Odasi romanini (Harry Potter and the Chamber of Secrets - Harry Potter e la Camera dei Segreti) 2 Temmuz 1998 tarihinde Arthur A. Levine Books araciligiyla yayinladi
"Harry, Malfoy'a bir gidiklanma buyusu yapmisti, o da gulmesini kesemiyordu bir turlu. Harry geriye cekildi, icinde sanki o yerde yatarken Malfoy'u buyulemek sportmence olmazmis gibisinden belli belirsiz bir duygu vardi. Hataydi tabii. Malfoy, soluk almaya calisarak asasini Harry'nin dizlerine tuttu, solugu kesilerek, "Tarantallegra!" diye bagirdi. Bir saniye sonra Harry'nin bacaklari onun kontrolu disinda bir tur step yaparak dans etmeye koyuldular."
"Durun! Durun!" diye bagirdi Lockhart, ama Snape idareyi ele aldi.
"Finite Incantatem!" diye bagirdi. Harry'nin ayaklari dans etmeyi birakti, Malfoy gulmeyi kesti, kafalarini kaldirip bakabildiler."
https://images-na.ssl-images-amazon....1jNORv6nQL.jpg
"Harry had hit him with a Tickling Charm, and he could barely move for laughing. Harry hung back, with a vague feeling it would be unsporting to bewitch Malfoy while he was on the floor, but this was a mistake; gasping for breath, Malfoy pointed his wand at Harry's knees, choked, "Tarantallegra!" and the next second Harry's legs began to jerk around out of his control in a kind of quickstep."
"Stop! Stop!" screamed Lockhart, but Snape took charge.
"Finite Incantatem!" he shouted; Harry's feet stopped dancing, Malfoy stopped laughing, and they were able to look up.
-
Italyan asilli Amerikali yazar, senarist ve gazeteci Mario Gianluigi Puzonun olum yildonumu (2 Temmuz 1999)
Sevdigin insanlara hayir diyemezsin. Hic olmazsa SIK SIK. Isin sirri burada. Ama hayir demek zorunda kalirsan bunu, evet demek dercesine soylemelisin. Ya da onlari hayr demek zorunda birakacaksin. Sabirli olmali, zamani beklemelisin.
http://toptenplus.com/wp-content/upl...ather-puzo.jpg
Non puoi dire di no alle persone che ami, almeno non sempre. Questo il segreto. Quindi quando lo fai, deve suonare come un s oppure portare loro a dire no. Devi prenderti il tempo e il fastidio.
"Tum yasamim boyunca calistim. Aileme bakmak icin yaptigim islerden dolay ozur dilemem. Ve kodamanlarin tuttugu iplerle, oynatilan bir kukla olmayi reddettim her zaman. Kimseye ozur borcum yok. Benim sectigim yol bu."
https://img.timeinc.net/time/magazin...780828_400.jpg
"Io ho sempre lavorato e non ho rimorsi, ho avuto cura della mia famiglia e ho sempre rifiutato di fare il pupo attaccato ai fili tenuti in mano da quei pezzi i' novanta. E non ho rimpianti, era la mia vita."Don Vito Corleone,Il padrino
http://nst.sky.it/content/dam/static...si-celebri.jpg
Ben Karima ihanet ettim.
Kendime ihanet ettim.
Adam oldurdum.
Adam oldurulmesi icin emir verdim.
OldurdumAgabeyimin olumunu emrettim.
Beni incitmisti.
Annemin oglunu oldurdum.
-
Pink Floyd, en son 2 Temmuz 2005'te Londra'daki Live 8 konserinde (Roger Gilm, David Gilmour, Nick Mason ve Richard Wright) bir araya geldi.
https://pbs.twimg.com/media/D-dZHRjXoAALiZk.jpg
-
Auschwitzten kurtulan, Nobel Baris Odulu sahibi, Rumen asilli Amerikali yazar, profesor, siyasi eylemci Elie Wiesel'in olum yildonumu (2 Temmuz 2016)
"Hepimizi kamptan cikardilar. Yarim saatlik bir yuruyusten sonra raylarla bolunmus bir tarlanin ortasina vardik. Burada trenin gelmesini bekleyecektik. Kar siklasmisti. Hareket etmek ve oturmak yasakti. Ortulerimizin uzerinde kalin bir kar tabakasi olusmaya baslamisti. Her zamanki tayinimiz olan ekmek getirdiler. Uzerine atildik. Aramizdan biri, susuzlugunu kar yiyerek bastirmayi akil etti. Digerleri de hemen onu taklit etmeye koyuldular. Egilmeye hakkimiz olmadigindan, herkes kasigini cikarmis, yanindakinin sirtinda birikmis kari yiyordu. Bir lokma ekmek ve bir kasik kar. Bu manzara bizi izleyen SS'leri gulduruyordu." Gece
https://images-na.ssl-images-amazon....1kkT0WKkXL.jpg
"We were led out of the camp. After a half-hour march, we arrived in the very middle of a field crossed by railroad tracks. This was where we were to wait for the train's arrival. Snow was falling heavily. We were forbidden to sit down or to move.The snow began to form a thick layer over our blankets. They brought us bread - the usual ration. We threw ourselves upon it. Someone had the idea of appeasing his thirst by eating the snow. Soon the others were imitating him. As we were not allowed to bend down, everyone took out his spoon and ate the accumulated snow off his neighbor's back. A mouthful of bread and a spoonful of snow. The SS who were watching laughed at this spectacle."
-
https://caricavincente.it/wp-content...rman-hesse.jpg
Insanlarin buyuk cogunlugu, dusen bir yaprak gibidir, kapilip gider ruzgarin onune, havada suzulur, donup durur, saga sola yalpalar vurarak iner yere. Pek az kisi de vardir, yildizlara benzer, belli bir yorungede ilerler durur, hicbir ruzgar varamaz yanlarina, kendi yasalarini ve izleyecekleri yolu kendi iclerinde tasirlar. Hermann Hesse
-
https://unpodichimica.files.wordpres...rimavista1.jpg
Eminler
ansizin beliriveren bir duygunun onlari birlestirdiginden.
Bir guzelligi var bilmenin,
Ama belirsizlik daha guzel.
Birbirlerini onceden tanimadiklarina gore,
Aralarinda hicbir sey gecmedigini saniyorlar.
Ama ne derdi: sokaklar, merdivenler ve koridorlar
Kac zamandir karsilikli gecmis olabilecekleri yerler?
Onlara sormak isterim,
Hatirlamiyor musunuz?
Doner kapida
Bir yuz yuze gelis
Kalabalikta duyulan bir affedersiniz
Telefonda yanlis numara
- Ama cevaplarini biliyorum.
Hayir, hatirlamiyorlar.
Cok sasirirlardi
Uzun zamandir
Onlarla oynadigina tesaduflerin.
Tam hazir degil
Onlarin kaderi olmaya,
Kah birlestirip ayirip
Yollarini kesiyor,
Ve yutkunarak kikirdanmasini
Bir kenara kaciyor.
Isaretler vardi, ipuclari,
Ne yapalim anlasilamazdiysalar?
Belki uc yil onceydi
Ya da gectigimiz Sali
Bir yaprak ucusmadi mi
koldan kola?
Dusurulup kaybolan bir sey yerden alindi.
Kimbilir belki de bir toptu
Cocuklugun sarmasiklarinda?
Kapi tokmaklari ve ziller vardi,
Dokunuslarin dedigi.
Yan yana bavullar bagaj yerinde.
Belki de bir gece ayni ruya
Uyanirken belirsizlesen.
Her baslangic, eninde sonunda
Once olanlarin devami,
Ve olaylarin kitabi
Hep ortasindan acik.
Wislawa Szymborska
-
"Lolita, hayatimin isigi, kasiklarimin atesi. Gunahim, ruhum, Lo-Li-Ta; Dilin ucu damaktan dislere dogru uc basamaklik bir yol alir, ucuncusunde gelir dislere dayanir. Lo-Li-Ta. Sabahlari ayaginda corabinin teki, bir elli boyu ile Lo idi, sadece Lo. Ayaginda bol gundelik pantolonu ile Lola. Okulda Dolly. Kayitlardaki noktali cizgilerde Dolores. Ama benim kollarimda hep Lolita idi." Vladimir Nabokov, Lolita
https://50specialbooks.files.wordpre...tt_50books.jpg
"Lolita, luce della mia vita, fuoco dei miei lombi. Mio peccato, anima mia. Lo-li-ta: la punta della lingua compie un percorso di tre passi sul palato per battere, al terzo, contro i denti. Lo. Li. Ta.Era Lo, semplicemente Lo al mattino, ritta nel suo metro e quarantasette con un calzino solo. Era Lola in pantaloni. Era Dolly a scuola. Era Dolores sulla linea tratteggiata dei documenti. Ma tra le mie braccia era sempre Lolita."
-
N. kentine varmayisim
tam zamaninda oldu.
Uyarilmistin
gonderilmeyen mektubumla.
Kararlastirilan saatte
olmayabildin orada.
Tren 3. peronda durdu.
Bir suru insan indi.
Yonunu cikisa cevirdiginden
kalabaliga katildi yoklugum.
Butun o telasin icinde
birkac kadin segirtti
yerimi almak icin.
Bir adam onlardan birine kostu.
Adami tanimiyordum,
ama kadin tanidi onu
hemen.
Onlar bizim olmayan dudaklarla
opusurlerken
bir bavul yok oldu,
benimki degil.
N. kentindeki tren istasyonu
sinavini gecti
nesnel varolusta
akip giden renklerle.
Her sey yerinde kaldi.
Yalnizlar acele ettiler
isaretli yollar boyunca.
Hatta bir bulusma oldu
Planlandigi gibi.
Oradaki varligimizin
Menzilinin otesinde.
Olasiligin
kayip cennetinde.
Bir baska yerde.
Bir baska yerde.
Nasil da cinlamakta bu kisa sozcukler.
https://1.bp.blogspot.com/-n8Aw1nJAZ...-york-city.jpg
Il mio arrivo nella citt di N.
avvenuto puntualmente.
Eri stato avvertito
con una lettera non spedita.
Hai fatto in tempo a non venire
all'ora prevista.
Il treno arrivato sul terzo binario.
scesa molta gente.
L'assenza della mia persona
si avviava verso l'uscita tra la folla.
Alcune donne mi hanno sostituito
frettolosamente
in quella fretta.
A una corso incontro
qualcuno che non conoscevo,
ma lei lo ha riconosciuto
immediatamente.
Si sono scambiati
un bacio non nostro,
intanto si perduta
una valigia non mia.
La stazione della citt di N.
Ha superato bene la prova
di esistenza oggettiva.
L'insieme restava al suo posto.
I particolari si muovevano
sui binari designati.
avvenuto perfino
l'incontro fissato.
Fuori dalla portata
della nostra presenza.
Nel paradiso perduto
della probabilit.
Altrove.
Altrove.
Come risuonano queste piccole parole.
Wislawa Szymborska
-
20th Century Fox Film Corporation ve Blue Sky Studios, Tom Holland, Karen Gillan, Ben Mendelsohn ve Will Smith'in seslendirdigi animasyon Spies in Disguise'in 2.fragmanini yayinladi.
https://pbs.twimg.com/media/D-eTnZmW4AEhHtv.jpg
https://youtu.be/viMk7HtzT0c?t=4
-
Baz Luhrmannin yonetecegi Elvis Presley biyografisinde efsanevi sarkiciyi canlandirmasi icin Ansel Elgort, Miles Teller, Aaron Taylor-Johnson, Harry Styles ve Austin Butler ile gorusuluyor.
https://cdn2-www.comingsoon.net/asse...is-768x432.jpg
https://screenrant.com/elvis-presley...-harry-styles/
-
Matt Reeves'in yazip yonetecegi, Robert Pattinson'in basrolunu ustlendigi yeni Batman filminde, Catwoman'i canlandirmasi icin Vanessa Kirby ile gorusuluyor.
https://media.allure.com/photos/5b23...-952265364.jpg
https://www.gamesradar.com/the-batma...y-selina-kyle/
-
Lionsgate, Rian Johnson'in yonettigi, basrolunu Daniel Craigin ustlendigi ve gizemli bir cinayet vakasini konu edinen Knives Out'un fragmaniini yayinladi.
https://cdn3-www.comingsoon.net/asse...-1-768x432.jpg
https://youtu.be/qGqiHJTsRkQ?t=3
-
Vertical Entertainment, Vietnam Savasi'na katilmis Jacob Singer'in akil sagligini korumak icin verdigi mucadeleyi konu edinen Jacob's Ladder'in fragmanini yayinladi.
https://youtu.be/hGNqdOARaEk?t=8
-
Akademi bunyesine 842 yeni uyenin katildigi duyuruldu. Aralarinda Lady Gaga, Tom Holland, Marina De Tavira, Claire Foy, Jennifer Kent, Mlanie Laurent, Letitia Wright gibi isimlerin yer aldigi yeni uyelerin yuzde 50'sini kadinlar olusturuyor.
https://cdn1.thr.com/sites/default/f..._ways_copy.jpg
Akademi, bu yil 842 yeni uyeyi bunyesine katmaya hazirlaniyor. 2016'da 683, 2017'de 774, 2018 ise 928 yeni uyeyi bunyesine katan Akademi, tarihindeki en buyuk uye alimini gecen yil gerceklestirmis oldu.
Bu yil Akademi'ye katilacak 842 yeni uyenin yuzde 50'sini kadinlar olusturdu. Boylece Akademi, ozellikle The 50/50 Movement2in calismalariyla gundeme tasinan sinema dunyasinda kadin-erkek esitliginin saglanmasi yolunda onemli bir adim atmis oldu.
https://people.com/movies/the-academ...a-tom-holland/
-
Daha dun
Yirmiydi yasim
Zamani oksardim
Askla oynandigi gibi
Hayatla oynardim
Ve gece yasardim
Zaman icinde kacan
Gunlere umit baglamadan...
https://youtu.be/Iint8LEYko0?t=2
-
Terraluna: Some things just happen in summer. Like a teenage love. You always remember this with vintage colours.
https://66.media.tumblr.com/16842226...rvco8p_540.gif
-
Ingiliz sair Edward Youngin dogum yildonumu (3 Temmuz 1683)
http://www.braintrainingtools.org/wp...ward-Young.jpg
Harcanan zaman varliktir, kullanilan zaman ise yasamdir.
https://quotefancy.com/media/wallpap...ne-of-life.jpg
Arkadaslik, hayatin sarabidir.
-
Amerikali sosyolog, roman yazari Charlotte Perkins Gilman'in dogum yil donumu (3 Temmuz 1860)
"Daha sonra diger kadinlari dusundum, yani gercek kadinlari, buyuk cogunlugu. Ev islerini bir hizmetci maasi bile almadan ve soylu annelik gorevlerini ihmal etmeden sabirla yerine getirenler; bir tekduzelik icinde kor, zincirlenmis, cahil ama yeryuzunun en buyuk gucu olanlar. Yaptiklariyla karsilastirildiginda daha neler yapabileceklerini dusundum ve kalbim ofkeden cok baska duygularla kabardi.Daha sonra tum gucumle kadinlarin, tum kadinlarin kadinliklarini, bunun hayattaki gucunu ve gururunu ve yerini fark etmelerini." Sari Duvar Kagidi
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"Then I thought of all the other women, the real ones, the vast majority, patiently doing the work of servants without even a servant's pay - and neglecting the noblest duties of motherhood in favor of house-service; the greatest power on earth, blind, chained, untaught, in a treadmill. I thought of what they might do, compared to what they did do, and my heart swelled with something that was far from anger. Then I wished - with all my strength - that women, all women, might realize Womanhood at last."
http://www.mondadoristore.it/img/La-...Perkins+Gilman