-
Galli sair (William Henry Davies) W. H. Davies'in dogum yildonumu (3 Temmuz 1871)
https://img05.deviantart.net/8d7c/i/...sa-d8d4rim.jpg
Nedir bu hayat, bu dert, bu caba
Eger yoksa zamanin soyle durup bakmaya?
Yoksa eger bakmaya arasindan dallarin
Dinlenmeye hakkin, hakki kadar koyunlarin.
Ormanlar icinden gecerken soyle durup bakmaya
Sincaplarin fistiklarini saklamasini topraga.
Zamanin yoksa gormege yildizlar dolu nehirleri
Gupegunduz pirildýyan, gecelerin gokleri gibi.
Yoksa zamanin eger guzeli seyretmege
Onun ayaklarini raksinda gormeye.
Zamanin yoksa eger onun gozlerde baslayan
Gulumseyisini gormeye,dudaklarina yayilan.
Nedir bu hayat, bu dert, bu caba
Yoksa eger zamanin soyle durup bakmaya?
-
Yirminci yuzyil edebiyatinin en buyukleri arasinda olan Cekeoslavakya-Avusturya vatandasi unlu yazar (František Kafka) Franz Kafka'nin dogum yildonumu ( 3 Temmuz 1883)
https://pbs.twimg.com/media/DBYtGXYXoAArjLi.jpg
"Asla egilip bukulme; ruhun hafiflemesin, makul olmaya calisma; kendi ruhunu baskalarina gore bicimlendirme. Onun yerine, en yogun saplantilarinin pesinden git amansizca."
"Bazen sanki karsilikli iki kapisi olan bir odadaymisiz gibi hissine kapiliyorum.Ikimizin de kendimize ait kapinin koluna yapismisiz ve birimizin goz kirpmasiyla digeri aniden kendi kapisinin arkasina donuyor. Hele birimiz digerine bir soz soyleyecek olsa, digeri kapiyi kapatmis ve coktan gozden kaybolmus oluyor. Birimiz kapiyi acmak durumunda cunku bu kimsenin digerini terk edip gidemeyecegi bir oda. Birimiz digerine bu derece ve biraz sakin olabilse, hic olmazsa digeriyle ilgilenmiyormus gibi davransa, o zaman odada yavas yavas duzen saglanacak.Fakat olan bu degil. Digeri o kapida ayni seyleri tekrarlamaya devam ediyor, hatta her ikisi de bazen ayni anda kapinin arkasinda duruyor ve o guzel oda bos kaliyor." Milena'ya Mektuplar
http://wordsenvisioned.com/wp-conten...ny-Russo-1.jpg
"Sometimes I have the feeling that we're in one room with two opposite doors and each of us holds the handle of one door, one of us flicks an eyelash and the other is already behind his door, and now the first one has but to utter a word ad immediately the second one has closed his door behind him and can no longer be seen. He's sure to open the door again for it's a room which perhaps one cannot leave. If only the first one were not precisely like the second, if he were calm, if he would only pretend not to look at the other, if he slowly set the room in order as though it were a room like any other; but instead he does exactly the same as the other at his door, sometimes even both are behind the doors and the the beautiful room is empty."
http://static.lafeltrinelli.it/stati...807_224355.jpg
"Yaziya dokulen opucukler yerlerine ulasmaz, hayaletler yolda icip bitirir onlari. / I baci scritti non arrivano a destinazione, ma vengono bevuti dai fantasmi lungo il tragitto."
https://www1.wdr.de/mediathek/video/...apremiumxl.jpg
"Hepimizin kanatlari var, ama hicbirimize bir yarari dokunmadi ve eger onlari koparip atabilseydik, bunu yapardik. / We all have wings, but they have not been of any avail to us and if we could tear them off, we would do so. / Wir alle haben Flügel, aber sie haben uns nichts genützt und könnten wir sie uns abreißen, wir täten es." Franz Kafka
-
Fransiz yazar ve sair Francis Carco'nun dogum yildonumu (3 Temmuz 1886)
https://qqcitations.com/images-citat...rco-155125.jpg
"Yirmi yasinda siirler yaziyorsaniz, bu yirmi yasinda oldugunuzu gosterir, kirkinda siir yaziyorsanýz, bu sair oldugunuzu gosterir."
-
Akademi ve Tony Odullu, Cekoslovakya dogumlu Ingiliz oyun ve senaryo yazari Tom Stoppard’in dogum gunu (3 Temmuz 1937)
http://www.azquotes.com/picture-quot...d-37-57-14.jpg
“Tum anIami kesfedip, tum gizemi yitirdigimizde bombos bir sahiIde yapayaIniz kaIacagiz.”
https://quotefancy.com/media/wallpap...where-else.jpg
“Her cikis, bir baska yerin girisidir.”
-
Pulitzer Odulu sahibi Amerikali yazar ve kose yazari Dave Barry’nin dogum gunu (3 Temmuz 1947)
https://izquotes.com/quotes-pictures...arry-12536.jpg
“Sadece bir kere genc olursun. Ama olunceye kadar olgunlasmamis kalabilirsin.”
http://www.azquotes.com/picture-quot...y-96-26-65.jpg
“Japonca ogrenmek icin en iyi yol, Japonya'da, Japon ailesi tarafindan yetistirilen bir Japon bebek olarak dogmus olmaktir.”
-
Alfred Hitchcock'in Trendeki Yabancilar'i (Strangers on a Train - L'altro uomo), 3 Temmuz 1951 tarihinde vizyona girdi.
https://images-na.ssl-images-amazon....yMjg@._V1_.jpg
http://www.nerdophiles.com/wp-conten...on-a-train.gif
-
80'ler muziginin unutulmaz parcasi "Self Control"u hayatimiza kazandiran Laura Ann Branigan'in dogum yildonumu (3 Temmuz 1952)
https://pbs.twimg.com/media/DD0AWK3U0AQO8G8.jpg
https://www.youtube.com/watch?v=miGUnKWcYeo
-
-
Cesur ve Guzel (The Bold and the Beautiful) dizisinin Dr. Taylor Hayes karakteri, Amerikali eski model ve aktris Hunter Tylo'nun dogum gunu (3 Temmuz 1962)
https://vignette.wikia.nocookie.net/...20180826005112
https://dingo.care2.com/pictures/pet...25257-wide.jpg
-
Bir cok odullu Cikolata romaninin Ingiliz yazari Joanne Michèle Sylvie Harris'in dogum gunu (3 Temmuz 1964)
"Karnaval ruzgariyla birlikte geldik. Subat ayina gore ilik bir ruzgar, kizartilan kreplerle sosislerin ve hemen oracikta, yolun kiyisinda bir elektrikli ocakta pisirilen, agizda dagilir turden, tatli kurabiyelerin sicak, yaglimtirak kokusuyla yuklu bir ruzgar; savurdugu konfetiler, yakalardan ve kol yenlerinden iceri doluyor, zehir zemberek kisa aptal bir panzehir gibi, yol kenarlarindan akan sulara karisiyordu. Daracik ana cadde boyunca dizili kalabaligi bir heyecandir almis, pesinden surukledigi kurdeleleri ve kagit suslemeleriyle, karnaval arabasini gorebilmek icin, boyunlar uzatiliyor. Anouk da, gozleri faltasi gibi acilmis, bir elinde sari bir balon, otekinde bir oyuncak borazan, bir alisveris sepeti ve dertli, kahverengi bir kopegin arasindan seyrediyor. Daha once de karnaval gormustuk biz, onunla ben; gecen yil Paris’te, tam iki yuz elli tane suslenmis arabanin gecisni, New York’ta yuz seksen arabalik bir toren alayini, Viyana’da iki duzine bandonun yuruyusunu, uzun ayakliklarinin ustunde palyacolari, kocaman, kagit basliklarini sallayarak yuruyen ‘Koca Kafalari’, piril piril bastonlari evirip ceviren havaya atip tutan bando sefi kizi. Ne var ki, alti yasindayken, dunyanin kendine ozgu bir pariltisi vardir. Yaldizli ipek kumasla ve peri masallarindan sahnelerle ustunkoru suslenmis tahtadan bir araba. Bir kalkanin ustunde bir ejderha kafasi, yunden peruk takmis bir Rapunzel. ince kagittan kuyruguyla bir denizkizi, yaldizli parlak kartondan bir pasta ev, kapisinda sessiz bir cocuklar topluluguna, inanilmaz yesil tirnakli parmaklarini sallayan bir cadi. Alti yasindayken, bir yil sonra ulasilmaz oluverecek incelikleri algilamak olasidir. O kartonun, suslerin, plastigin ardindaki o gercek cadiyi, o gercek buyuyu henuz gorebilir. Anouk basini kaldirip bakiyor, cok, cok yukseklerden bakildiginda dunyanin alacagi o maviyesil renkli gozleri piril piril." Cikolata
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"We came on the wind of the carnival. A warm wind for February, laden with the hot greasy scents of frying pancakes and sausages and powdery-sweet waffles cooked on the hotplate right there by the roadside, with the confetti sleeting down collars and cuffs and rolling in the gutters like an idiot antidote to winter. There is a febrile excitement in the crowds which line the narrow street, necks craning to catch sight of the crepe-covered char with its trailing ribbons and paper rosettes. Anouk watches, eyes wide, a yellow balloon in one hand and a toy trumpet in the other, from between a shopping-basket and a sad brown dog. We have seen. carnivals before, she and I; a procession of two hundred and fifty of the decorated chars in Paris last Mardi Gras, a hundred and eighty in New York, two dozen marching bands in Vienna, clowns on 'stilts, the Grosses Têtes with their lolling papier-mache heads, drum majorettes with batons spinning and sparkling. But at six the world retains a special lustre. A wooden cart, hastily decorated with gilt and crepe and scenes from fairy tales. A dragon's head on a shield, Rapunzel in a woollen wig, a mermaid with a Cellophane tail, a gingerbread house all icing and gilded cardboard, a witch in the doorway, waggling extravagant green fingernails at a group of silent children ... At six it is possible to perceive subtleties which a year later are already out of reach. Behind the papier-mâché, the icing, the plastic, she can still see the real witch, the real magic. She looks up at me, her eyes, which are the blue-green of the Earth seen from a great height, shining."
“Tuhaf bir sevgiliydi. Mesafeli, dikkatli, dalgin ve en tutkulu aninda bir karabasan kadar sessizdi. Kadinlar onu son derece cekici bulurlardi. Ne varki onlarin yakinlasma cabalarina karsin ilgisiz kalirdi. Ama bunun nedeni bana karsi duydugu sadakat degildi. O yalnizca bir paltosu varken ikincisini satin alma zahmetine katlanmayacak erkeklerdendi o kadar.” Kutsal Yalanlar
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“He was a strange lover. Aloof, cautious, abstracted, as silent in passion as an incubus. Women found him attractive, but he seemed mostly indifferent to their advances. This was not from any loyalty to me. He was simply a man who, already having one coat, sees no reason to go to the trouble of buying another.”
-
Amerikali sarkici, soz yazari, besteci ve sair James Douglas 'Jim' Morrison'in olum yildonumu (3 Temmuz 1971)
https://pbs.twimg.com/media/DDz_IeQXYAEiSpG.jpg
https://68.media.tumblr.com/04fd38b0...yin0o1_500.jpg
Bilincaltina kaymadan once
Sevindir beni bir opucukle.
Sonsuzda parlayan bir sans
Bir opucuk, bir baþka opucukle.
Gunler parildayan, aciyla dolu
Zarif yagmuruna ilistir beni.
Cok cilgin pesinde kostugun zaman
Karsilasacagiz, karsilasacagiz yine.
Ah, ozgurluk yalanlarin nerde soyle
Caddeler ki hic olmeyen alanlardir.
Nedenlerden yana ulastir beni.
Sen agladikca, cirpinirdim ben de.
Binlerce genc kizla dolu kristal gemi,
Binlerce titreme milyonlarca yol zamani
harcamak için dondugumuzde,
Bir satir yazarim ben de.
-
Yalan Ruzgari (The Young and the Restless) dizisinin Chloe Mitchell karakteri, Amerikali aktris Elizabeth Courtney Hendrickson'in dogum gunu (3 Temmuz 1979)
https://soaps.sheknows.com/wp-conten...fit=1230%2C718
https://i.pinimg.com/originals/b5/c5...ca8ccdc764.jpg
-
-
Terminator 2: Kýyamet Gunu (Terminator 2: Judgement Day - Terminator 2 - Il giorno del giudizio), 3 Temmuz 1991 tarihinde vizyona girdi.
https://images-na.ssl-images-amazon....72,999_AL_.jpg
http://www.duffzone.org/references/T...anim-5-big.gif
-
-
Amerikali doktor ve yazar Spencer Johnson’in olum yildonumu (3 Temmuz 2017)
“Angela, ‘Ya da belki eski iliski sadece eski davranistir,’ dedi. ‘Yapmamiz gereken sey iliskiyi kotulestiren davranistan kurtulmaktir. Sonra daha iyi dusunebilir, daha iyi davranabiliriz.’
‘Hey!’ dedi Cory. ‘Cok iyi bir noktaya degindin. Yeni peynir, ayni insanla yeni iliski.’
‘Benim yapmak istedigim de bu.’diye ona katildi Richard.” Peynirimi Kimi Kapti?
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“Angela countered, ‘Or, perhaps the 'Old Cheese' is just old behavior. What we really need to let go of is the behavior that is the cause of our bad relationships. And then move on to a better way of thinking and acting.’
‘Ouch!’ Cory reacted. ‘Good point. The New Cheese is a new relationship with the same person.’
Richard said, ‘I'm beginning to think there is more to this than I thought.”
-
"Dun gece seni ruyamda gordum. Ayrintilarini hatirlamiyorum, tek hatirladigim surekli birbirimizin yerine gecmemizdi, ben sen oluyordum sen de ben. Sonunda sen bi sekilde alev aldin, ben atesin bezlerle sondurulmesi gerektigini hatirladim, elime eski bir etek aldim, sana bununla vurmaya basladim. Sonra donusum tekrar basladi ve oyle bir noktaya geldi ki, artik odadaki sen degildin, yanan bendim ve etekle vuran da bendim. Ama etekle vurmanin bir faydasi olmadi, sadece benim atese karsi boyle seylerin fayda saglamayacagi yonundeki eski korkumu dogruladi. Bu arada itfaiye gelmisti ve sen bir sekilde kurtuldun. Ama onceki halinden farkliydin, hayalet gibiydin, tebesirle karanliga cizilmistin sanki; kollarimin arasina ya cansiz ya da kurtarilma sevincinden tum gucunu yitirmis olarak yigildin. Ama burada da donusebilirligin belirsizligi vardi, belki de orada birinin kollarinda yatan bendim."
https://imageserver.kitapyurdu.com/s...termarked=true
"Gestern habe ich von Dir geträumt. Was im einzelnen geschehen ist, weiß ich kaum mehr, nur das weiß ich noch, daß wir immerfort ineinander übergingen, ich war Du, Du warst ich. Schließlich fingst Du irgendwie Feuer, ich erinnerte mich, daß man mit Tüchern das Feuer erstickt, nahm einen alten Rock und schlug Dich damit. Aber wieder fingen die Verwandlungen an und es ging so weit, daß Du gar nicht mehr da warst, sondern ich war es, der brannte und ich war es auch, der mit dem Rock schlug. Aber das Schlagen half nichts und es bestätigte sich nur meine alte Befürchtung, daß solche Dinge gegen das Feuer nichts ausrichten können.Inzwischen aber war die Feuerwehr gekommen und Du wurdest doch noch irgendwie gerettet. Aber anders warst Du als früher, geisterhaft, mit Kreide ins Dunkel gezeichnet und fielst mir, leblos oder vielleicht nur ohnmächtig aus Freude über die Rettung, in die Arme."
https://image.anobii.com/anobi/image...423b4cb56e883a
“Ieri ho sognato di te. Non ricordo quasi più i singoli fatti, so soltanto che ci trasformavamo l’uno nell’altro, io ero tu, tu eri io. Infine, non so come, prendesti fuoco, ma ricordai che il fuoco può essere soffocato con i panni, afferrai un vecchio abito e con questo mi misi a batterti. Ma qui ricominciarono le metamorfosi e si arrivò al punto in cui tu eri scomparsa, mentre ero io che ardevo e ancora battevo con l’abito. Ma ciò non serviva a nulla e così era confermato il mio vecchio sospetto che queste cose non valgano contro il fuoco. Intanto però erano arrivati i pompieri e nonostante tutto tu in qualche modo fosti salvata. Ma eri diversa da prima, spettrale, disegnata col gesso nel buio e, inanimata o forse soltanto svenuta per la gioia di essere salva, mi cadesti tra le braccia. Ma anche qui si riscontrò l’incertezza della trasformazione perché forse ero io che cadevo tra le braccia di qualcuno.”
-
Quentin Tarantino: "Yolun Sonuna Geldim."
10. filminden sonra yonetmenligi birakacagi yonundeki aciklamasini yinelerken, yonetmenligi biraktiktan sonra neler yapmayi planladiginiý anlatti.
https://www.indiewire.com/wp-content...resize=900,600
“Sinema filmleri soz konusu oldugunda, yolun sonuna gelindigini dusunuyorum. Kendimi kitap ve tiyatro oyunu yazarken goruyorum, uretken ve yaratici olmaya devam edecegim. Yalnizca filmlere verebilecegim tum vaktimi verdim.”
https://www.indiewire.com/2019/07/qu...ie-1202155483/
-
HBO, Danny McBride, Adam Devine ve John Goodman’ýin rol aldigi ve televizyon dunyasinin en unlu ailelerinden birinin hikayesini konu eden komedi dizisi The Righteous Gemstones'tan bir tv promo yayinladi.
https://youtu.be/Jis435AZr-0?t=2
-
-
Netflix, David Harbour’un kendisi gibi aktor olan babasinin hayatinin anlattigi, mockumentary turundeki Frankenstein’s Monster’s Monster, Frankenstein’dan fragman yayýnladi.
https://youtu.be/hzC2mzX-Y5E?t=1
-
Shakespeare'in trajedisinin kurgusal karakterleri, Romeo ve Juliet ilk kez 4 Temmuz 1300'de tanistilar.
https://pbs.twimg.com/media/D-ncxyyXsAA57-O.jpg
Iki rakip ailenin cocuklari Romeo Montecchi ve Giulietta Capuleti, Verona'daki Capuleti'lerin evlerindeki bir aksam yemegi davetinde tanistilar ve asik oldular. (2 yil sonra da 11 Mart 1302'de evlendiler.)
http://www.twentycentgroup.com/wp-co...F-1140x570.jpg
-
Ingiliz oyun yazari ve sair Thomas Middleton’in olum yildonumu (4 Temmuz 1627)
https://izquotes.com/quotes-pictures...ton-357703.jpg
“Derinlerdeki hazineler bile, bir kadinin askina tutsak olmus bir erkegin hissettigi rahat kadar degerli degildir.”
-
Alman edebiyatinin altin caginin onculerinden Alman sair Christian Fürchtegott Gellert’in dogum yildonumu (4 Temmuz 1715)
Yalniz , sana karsi gunah isledim ;
Onunde ettim , ne kotuluk ettimse.
Ofkeni hak eden suclari goruyorsun ;
Gor Tanrim , nasil aci cektigimi de.
Senden gizleyemem ic cekislerimi ve dualarimi
Aglayacaksam huzurunda dokerim goz yaþlarimi.
Ah Tanrim , daha ne kadar aci cekecegim soyle?
Daha ne kadar yalniz birakacaksin beni boyle?
Gunahlarima gore degerlendirme beni Tanrim ;
Hatalarima gore de.
Aradigim sensin , Birak yuzunu bulayim ;
Hosgorulu Tanrim , merhametli Tanrim!
Erkenden ver bana iyiligini ,
Merhametli Tanrim!
Adinin hakki icin yardim et bana ;
Tanri'msin , kosansin imdadima.
Izin ver , bir kez daha yuruyeyim yolunda.
Ogret bana kutsal yasani!
Ogret ki , kendimi diledigince duzelteyim ;
Tanrim'sin , bense senin hizmetcin.
Tanrim , yardim et bana ; koruyucumsun ;
Dogru yola dondur beni!
O gorur , benim goz yaslarýmimi ve duyar dualarimi ;
Alir ruhumu , kanatlarinin altina.
https://images-eu.ssl-images-amazon....1Ht4SOQb4L.jpg
An dir allein, an dir hab ich gesündigt,
Und übel oft vor dir getan.
Du siehst die Schuld, die mir den Fluch verkündigt;
Sieh, Gott, auch meinen Jammer an.
Dir ist mein Flehn, mein Seufzen nicht verborgen,
Und meine Tränen sind vor dir.
Ach Gott, mein Gott, wie lange soll ich sorgen?
Wie lang entfernst du dich von mir?
Herr, handle nicht mit mir nach meinen Sünden,
Vergilt mir nicht nach meiner Schuld.
Ich suche dich; laß mich dein Antlitz finden,
Du Gott der Langmut und Geduld.
Früh wollst du mich mit deiner Gnade füllen,
Gott, Vater der Barmherzigkeit.
Erfreue mich um deines Namens willen;
Du bist ein Gott, der gern erfreut.
Laß deinen Weg mich wieder freudig wallen,
Und lehre mich dein heilig Recht,
Mich täglich tun nach deinem Wohlgefallen;
Du bist mein Gott, ich bin dein Knecht.
Herr, eile du, mein Schutz, mir beizustehen,
Und leite mich auf ebner Bahn.
Er hört mein Schrein, der Herr erhört mein Flehen,
Und nimmt sich meiner Seelen an.
-
Fransiz oyun yazari Philippe Néricault Destouches’nin plum yildonumu (4 Temmuz 1754)
https://assets.catawiki.nl/assets/20...9eb25938a6.jpg
https://dicocitations.lemonde.fr/ima...ile_-76772.png
“Tenkit kolay, sanat guctur.”
-
Ingiliz yazar ve basimci Samuel Richardson’in olum yildonumu (4 Temmuz 1761)
“Bir kadin cok hoslanmaya basladi genc bir aslandan yada bir ayidan. Hangisi oldugunu unuttum. Ama bu bir ayi ya da bir kaplandi sanirim. Bu hain yavruyu buyuk bir sevecenlikle besledi. Tehlikeyi sezmeden, korkmadan, onunla oynadi. Ama bakin ne oldu. O hayvan vahsilesti, aniden ve ansizin kadinin ustune saldirarak onu paramparca etti. Simdi soyleyin bana lutfen suclu olan kimdi? O hayvan mi, yoksa o kadin mi? O kadin elbette, cunku kadinin yaptigi dogasina aykiri, en azindan kisiligine aykiriydi. Hayvanin yaptigi ise, kendi dogasi geregiydi.”
http://thehundredbooks.com/pamela.jpg
“Here a lady tames and keeps a young Lion, or a Bear, I forget which – But a Bear, or a Tyger, I believe, it was.” After years of docility the beast resumes its nature and tears her to pieces. “And who was most to blame, I pray ? The Brute, or the Lady ?” Clarissa muses, her measured language lending a suppressed plangency to the traditional Aesopian striving for moral reflection : The Lady, surely ! – For what she did, was out of nature, out of character, at least : What it did, was in its own nature.”
-
Amerikali roman ve kisa oyku yazari Nathaniel Hawthorne’nun dogum yildonumu (4 Temmuz 1804)
"Sen yedi yildir cektigin acilarin yuku altinda ezilmissin. Fakat buradan gidince hepsini arkanda birakmis olacaksin! Ormanin yolunu tuttugunda yukun agir gelip adimlarini yavaslatmayacak, denize acilip gitmeyi secersen bindigin gemi batmayacaktir.Sirtinda, gonlunde tasidigin yuku ustlenmis oldugun bu yerde birak, onunla artik ugrasma! Onu dusunme! Her þeye yeniden basla! Bir kere yanilmis olmak her seyin bittigi anlamina gelmez! Gelmemeli! Onunde calisip cabalayip basariya ulasabilecegin bir gelecek uzaniyor. Mutlu olabilir; insanlara iyilik edebilirsin.Yillarin gölgesinde gecen bu hayatin yerine dogruyu ve durustlugu seç. Icinden geliyorsa Kýzýlderililere dogru yolu goster, onlara onderlik etmeyi ustlen. Ya da sana cok daha fazla yakisacak bilimle ugraþ; egitim dunyasinda yer yapmis un sahibi, bilge kisilerden daha ileride oldugunu kanitla, ikazlar ver! Yazýlar yaz! Calis, hareketlen! Uzanip olumu bekleyecegine bir seyler yap! Arthur Dimmesdale adini birak, korkup utanmadan tasiyabilecegin onurlu bir ad kullan! Hayatini kemiren uzuntuleri bir gun daha fazla cekmek icin mi agirdan aliyorsun? Iradeni yok edip elini kolunu baglayan, pismanligini bile aciklayamayacak kadar seni gucsuz kilan o uzuntuler degil mi! Hadi, davran, ayaga kalk!†Kirmizi Leke / Kizil Damga /Kizil Leke / Kirmizi Damga
https://d28hgpri8am2if.cloudfront.ne...3487566_hr.jpg
"Thou art crushed under this seven years' weight of misery," replied Hester, fervently resolved to buoy him up with her own energy. "But thou shalt leave it all behind thee! It shall not cumber thy steps, as thou treadest along the forest-path: neither shalt thou freight the ship with it, if thou prefer to cross the sea. Leave this wreck and ruin here where it hath happened. Meddle no more with it! Begin all anew! Hast thou exhausted possibility in the failure of this one trial? Not so! The future is yet full of trial and success. There is happiness to be enjoyed! There is good to be done! Exchange this false life of thine for a true one. Be, if thy spirit summon thee to such a mission, the teacher and apostle of the red men. Or, as is more thy nature, be a scholar and a sage among the wisest and the most renowned of the cultivated world. Preach! Write! Act! Do anything, save to lie down and die! Give up this name of Arthur Dimmesdale, and make thyself another, and a high one, such as thou canst wear without fear or shame. Why shouldst thou tarry so much as one other day in the torments that have so gnawed into thy life? that have made thee feeble to will and to do? that will leave thee powerless even to repent? Up, and away!"
https://pbs.twimg.com/media/DD049IRWsAA6e3H.jpg
-
Italya’nin kurulmasina onculuk etmis, Italyan general, yurtsever, lider ve yazar Giuseppe Garibaldi’nin dogum yildonumu (4 Temmuz 1807)
“Beni takip etmek isteyenlere sunlari vaat etmek zorundayim: aclik, soguk, kizgin gunes. Maas yok, kisla yok, cephane yok; buna karsi surekli catismalar, zorunlu yuruyusler, sungu catismalari var. Ulkesini ve zaferini sevenler pesimden gelsin!”
https://www.historytoday.com/sites/d.../garibaldi.jpg
“Cio che io offro a quanti vogliono seguirmi eccolo: Fame, freddo, sole, pioggia, non paga, non caserme, non munizioni; ma avvisaglie continue, marcie forzate e fazioni alla baionetta.--Chi ama la patria e la gloria, mi segua!”
-
-
Fransiz edebiyatinda romantizmi kuran Fransiz yazar, politikaci, diplomat ve tarihci François-René de Chateaubriand’in olum yildonumu (Temmuz 1848)
“Gecmis ve simdi tamamlanmamis iki heykeldir: biri caglarin yikintilarindan sakat cikarilmistir, oteki ise gelecek konusundaki yetkinlige henuz kavusamamistir.”
https://pictures.abebooks.com/isbn/9782040284886-uk.jpg
“Le passé et le présent sont deux statues incomplètes: l'une a été retirée toute mutilée du débris des âges, l'autre n'a pas encore reçu sa perfection de l'avenir.”
Sen benim olacaksin
Ve neler alacaksin
Armaganim olarak.
Cordova'yi Sevilla'yi
Gorkemli giysileri,
Incileri, elmaslari
Verecegim hep sana
Askimiz icin sevgili.
https://pictures.abebooks.com/isbn/9...254-us-300.jpg
Je t'épouserai,
Puis apporterai
En dons à ta ville,
Cordoue et Séville.
Superbes atours
Et perle fine
Je te destine
Pour nos amours.
-
Amerikali sair Walt Whitman, Leaves of Glass (Cimen Yapraklari - Foglie d'Erba) siir kitabini 4 Temmuz 1855 tarihinde Brooklyn, New York'ta kendi imkanlariyla yayinladi.
https://pbs.twimg.com/media/D-n12_1XoAUjDmc.jpg
https://image.slidesharecdn.com/walt...?cb=1268676105
Kendimi ovuyorum, kendimi anlatiyorum,
Bende olanlar sizde de olacak,
Cunku bendeki her atom benim oldugu kadar sizindir de.
Sere serpe ruhumu cagiriyorum,
Egilip koyveriyorum kendimi yeseren yaz cimenini gozleyerek.
Dilim, kanimin her atomu, bu topraktan olusma, bu havadan,
Burada dogmus ana babalardan dogma, onlarin da ana babalari
burada dogmuþ, onlarin da, onlarin da,
Ben, otuz yedi yasimda bugun, saglik icinde basliyorum,
Olunceye kadar durmama umuduyla.
Inanclar, mezhepler ara verdi,
Geri cekilip oylece kaldilar, ama hic unutulmayacaklar,
Ben hem iyinin, hem kotunun limaniyim, ne pahasina olursa
olsun izin veriyorum konusmaya,
Denetlenmeyen doga, ozgun enerjisiyle.
-
Alis Harikalar Diyarinda (Alice's Adventures in Wonderland) ilk kez 4 Temmuz 1862'de ogleden sonra, Ingiliz yazar (Charles Lutwidge Dodgson) Lewis Carroll, Isis'te bir teknede kurek cekerken Liddell ailesi ve kizlarina anlatigi hikayelerle ortaya cikti.
(3 yil sonra roman olarak yayinlandi.)
http://pm1.narvii.com/6556/935850874...b3f13ba_00.jpg
https://www.historytoday.com/archive...ory-first-told
-
Alman yazar ve sair Theodor Storm’un olum yildonumu (4 Temmuz 1888)
“Hava buz gibiydi; kaskati kesilmis ellerimle dizginleri zor tutuyor ve durmaksizin bagiriyor, ruzgarin siddetiyle suruklenen karga ve martilara bile sovmeden edemiyordum.”
https://pictures.abebooks.com/isbn/9...346-us-300.jpg
“Es war eiskalt; meine verklommenen Hände konnten kaum den Zügel halten, und ich verdachte es nicht den Krähen und Möwen, die sich fortwährend krächzend und gackernd vom Sturm ins Land hineintreiben ließen.”
Goruyorum beyaz giysinin onumden ucup gectigini
Ve senin hafif, yumusak bedenini
Ve her zamankinden daha tatli akarak fiskiriyor itiri gecenin
Ve ruya icinde gibi, canak yapragindan bitkilerin
Hep, hep seni dusundum;
Ben uyumak istiyorum; ama sen dans etmeye mecbursun.
https://images.gr-assets.com/books/1...4l/6235808.jpg
Ich seh dein weißes Kleid vorüberfliegen
Und deine leichte, zärtliche Gestalt.
Und süßer strömend quillt der Duft der Nacht
Und träumerischer aus dem Kelch der Pflanzen.
Ich habe immer, immer dein gedacht;
Ich möchte schlafen, aber du mußt tanzen.
-
Fransiz sair Robert Desnos'un dogum yil donumu (4 Temmuz 1900)
http://www.poesieetessai.com/images/...e-de-toi_3.jpg
Seni oylesine dusledim ki yitirdin gercekligini.
Bu canli bedene sahip olmanin ve benim taptigim sesin ciktigi bu
agzi opmenin daha zamani degil midir?
Seni oylesine dusledim ki senin golgeni kucaklaya kucaklaya,
gogsumun ustunde kavusmaya alismis olan kollarim
belki de senin belini saramayacak.
Beni gunler boyu ve yillar boyu yoneten ve kendine ceken gercek
goruntun karsisinda bir golge gibi kalacagim kuskusuz.
Ey duygusal dengeler.
Seni oylesine dusledim ki zaman yok artik uyanmama hic kuskusuz.
Ayakta uyuyorum, yasamin ve askin butun gorunumlerine
sunulmus beden ve sana, benim icin bugun tek onemli sey olan
sana, senin alnina ve dudaklarina belki de hic dokunamam, ilk
gordugum birinin dudaklarina ve alnina dokundugum kadar.
Seni oylesine dusledim, goruntunle oylesine yurudum, konustum,yattim ki
goruntun bile silindi gozlerimin onunden ve yine de yasaminin
gunes saati ustunde agir agir gezinen ve gezinecek olan golgeden
yuz kat daha golge ve hayaletler arasinda hayalet olmaktan baska
bir sey kalmiyor bana yine de.
-
Amerikali edebi elestirmen, kýsa oyku yazari, deneme yazari ve ogretmen Lionel Trilling’in dogum yildonumu (4 Temmuz 1905)
“Humanizmin pek cok tanimlanma bicimi var ancak birakin biz burada onu insanin bu toplumsal yasamda ve bu karmasik ve son derece gelismis toplum isinde avantajli ve insanin kendi dogasindakini basarabilecegine inanan ve dogru kisiligine ulasan tutumu olarak dusunelim. Humanizmi yasatan unsurlar; kisisel erdemleri kavrama, hos tavir icinde olma ve hosgoru -ozellikle de cesaret- bu erdemlerin uygulanisini destekleyicidir. Kavrayis kalitesi ise temelinde tutumunu degistirebilir olmayi ve esnekligi gerektirir.”
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“The definitions of humanism are many, but let us here take it to be the attitude of those men who think it an advantage to live in society, and, at that, in a complex and highly developed society, and who believe that man fulfills his nature and reaches his proper stature in this circumstance. The personal virtues which humanism cherishes are intelligence, amenity, and tolerance; the particular courage it asks for is that which is exercised in the support of these virtues. The qualities of intelligence which it chiefly prizes are modulation and flexibility.”
-
Akademi Odul adayligi bulunan Amerikali aktris ve (Screen Actors Guild) Beyaz Perde Sanatcilari Dernegi'nin kurucularindan (Gloria Frances Stewart) Gloria Stuart'in dogum yildonumu (4 Temmuz 1910)
https://pbs.twimg.com/media/D-dVaX6WsAEzrRw.jpg
https://pbs.twimg.com/media/D-dVaYEW4AAr8mA.jpg
https://pbs.twimg.com/media/D-dVaYDXUAEbGjW.jpg
-
-
Amerikali oyun yazari, senarist ve yazar Neil Simon’in dogum gunu (4 Temmuz 1927)
https://www.quotationof.com/images/n...s-quotes-1.jpg
“Para mutluluk getirir; ama bir yerden sonra para, sadece para getirir.”
-
-
Israilli sair Hayim Nahman Bialik’in olum yildonumu (4 Temmuz 1934)
https://www.poemhunter.com/i/poem_im...-your-wing.jpg
Al beni, altina al kanatlarinin,
Kiz kardesim, anam ol benim.
Basima bir siginak olsun kucagin
Ve bir yuva, dualarima.
Yari karanlikta, aksam uzeri,
Sana dertlerimden soz acsam,
Genclik hic tukenmez derler, derler ya,
Soyle bana, nerde gencligim?
Anlatilmaz, daha neler var:
Gonlum, deli gonlum odlara yandi.
Sevgi hic tukenmez derler, derler ya:
Geri cagrilir mi bir daha sevgi?
Yildizlar, aldatti yildizlar beni,
Kactiý benden kurdugum dusler.
Iste simdi hic bir seyim yok,
Hic bir seyim su yeryuzunde.
Al beni, altina al kanatlarinin
Kiz kardesim, anam ol benim.
Basima bir siginak olsun kucagin
Ve bir yuva, dualarima.