Walt Disney, Disneyland ilk eglence parkini Kaliforniya, Anahiem'da 17 Temmuz 1955 tarihinde acti.
https://pbs.twimg.com/media/DE3itIxW0AAxFkF.jpg
https://secure.parksandresorts.wdpro...R60_Clock2.gif
Printable View
Walt Disney, Disneyland ilk eglence parkini Kaliforniya, Anahiem'da 17 Temmuz 1955 tarihinde acti.
https://pbs.twimg.com/media/DE3itIxW0AAxFkF.jpg
https://secure.parksandresorts.wdpro...R60_Clock2.gif
Cinli sinemaci, yonetmen, senaryo yazari Wong Kar-wainin dogum gumu (17 Temmuz 1958)
https://hips.hearstapps.com/esq.h-cd...814-xl-000.jpg
https://78.media.tumblr.com/781b85dd...qnxxo1_500.gif
Ask Zamani (In the Mood for Love, 2000), Yonetmen: Kar-Wai Wong
Alfred Hitchcockin Gizli Teskilat'i (North by Northwest - Intrigo internazionale), 17 Temmuz 1959da Los Angeles, Californiada gosterime girdi.
https://m.media-amazon.com/images/M/...4,1000_AL_.jpg
https://media1.tenor.com/images/549c...itemid=3302067
https://i.gifer.com/7m1M.gif
Tum zamanlarin en iyi caz yorumcusu (Eleanora Fagan) "Lady Day" Billie Holiday'in olum yildonumu (17 Temmuz 1959)
https://media.giphy.com/media/Ovp4M07oCO4qk/giphy.gif
https://www.youtube.com/watch?v=lI5ORDi7yOs
The Beatles, All You Need Is Love sarkisini Amerika'da 17 Temmuz 1967 tarihinde Capitol Records etiketiyle yayinladi.
https://media.giphy.com/media/niRRqOFkNUN0I/giphy.gif
The Beatles'in muzikal animasyon filmi Yellow Submarine, 17 Temmuz 1968de Ingilterede vizyona girdi.
https://m.media-amazon.com/images/M/...1,1000_AL_.jpg
https://static1.squarespace.com/stat...eater-2018.jpg
https://media.giphy.com/media/X3vrMRI3tddpS/giphy.gif
https://media.giphy.com/media/3og0IS...STfy/giphy.gif
Ingiliz heavy metal grubu Judas Priest, 8. studyo albumu Screaming For Vengeance'i 17 Temmuz 1982de Columbia etiketiyle piyasaya surdu.
https://media.giphy.com/media/1319sAtMudJBhC/giphy.gif
Paul Verhoevennin yonettigi aksiyon-suc-bilim kurgu Robot polis (RoboCop) 17 Temmuz 1987de Amerikada vizyona girdi.
https://m.media-amazon.com/images/M/...4,1000_AL_.jpg
https://78.media.tumblr.com/bf43e27b...ezf9o1_500.gif
https://media.giphy.com/media/earNWjIWmPA1G/giphy.gif
Antonio Banderas, Catherine Zeta-Jones ve Anthony Hopkinsin rol aldigi Maskeli Kahraman Zorro (The Mask of Zorro - La maschera di Zorro), 17 Temmuz 1998de Amerika ve Kandada vizyona girdi.
https://m.media-amazon.com/images/M/...9,1000_AL_.jpg
https://24.media.tumblr.com/tumblr_m...3o2_r1_500.gif
https://66.media.tumblr.com/f608677f...M8x1sf86vz.gif
Amerikali suc romanlari yazari Mickey Spillanein (Frank Morrison Spillane) olum yildonumu (17 Temmuz 2006)
" Yaslaniyorsun Rondine diye dusundum. Plastik ameliyatlar vucudunu genclestirmis. Fakat kafan ayni. Gun gectikce de yaslaniyorsun."
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
You're getting old, Rondine, I thought. Plastic surgery can help the body, but the mind stays the same, getting older each day until you can't take it any more.
"Sizi hicbir sey etkilemiyor: Cunku sokagin ucunda yedi uzun yildan bu yana beklediginiz kadin var. Her adiminizda ona biraz daha yakladsiyorsunuz, admlariniz.in her cikardigi ses beklemekle gecen aylari, gunleri ve saniyeleri biraz daha siliyor."
https://i.gr-assets.com/images/S/com...22l/189224.jpg
"But these you don't hear because at the end of the street is the woman you've been waiting for for seven long years and each muffled tread of your footsteps takes you closer and closer and the sound of them marks off seconds and days and months of waiting."
Polonyal dusunur ve dusunceler tarihcisi Leszek Kołakowskinin olum yildonumu (17 Temmuz 2009)
Tanri'nin yapamayacagi bazi seyler vardir, der Anselmus. Gecmisi silemez. Dogruyu yanlis ya da yanlisi dogru yapamaz. Yalan soyleyemez. Yine de bu onun her seye gucunun yettigi anlamina gelir mi? Neden Hicbir Sey Yok Da Bir Sey Var?
https://images-na.ssl-images-amazon....1kwDaGJjSL.jpg
There are some things, Anselm says, that God cannot do. He cannot undo the past. He cannot make the true false or the false true. He cannot lie. Does this mean that He is not omnipotent after all?
Blumhouse Productions ve OTL, Storm Reid, Mykelti Williamson, David Oyelowo'nun rol aldigi Don't Let Go'dan fragman yayinladi.
(Tum ailesi katledilen Polis dedektifi Jack Radcliff, olmus olan kucuk yegeni Ashley'den bir telefon alir ve onu aramaya baslar.)
https://youtu.be/mx_g1Z7MbfE?t=1
Netflix, Chris Evans, Haley Bennett, Alona Tal'in rol aldigi ve Etiyopyali multecileri, gizilice Israil'e goturmek uzere Cesur Mossad Ajani Ari Levinson nderliginde bir gorev ustlenen ekibin yasadiklarina odaklanan The Red Sea Diving Resort'dan fragman yayinladi.
https://youtu.be/Ct4oMjcc1oA?t=4
STX Entertainment, Jennifer Lopez, Julia Stiles, Madeline Brewer, Lili Reinhart, Constance Wu'nun rol aldigi Hustlers'in fragmanini yayinladi.
https://youtu.be/FpF8WZLANUI?t=7
Paramount Pictures, Brianna Hildebrand, Judy Greer, Keegan-Michael Key ve John Cena'nin rol aldigi ve Noel hafta sonunu itfaiye istasyonunda, kurtardiklar uc taskin cocuga bakarak geciren itfaiyecilere odaklanan Playing with Fire'in fragmanini yayinladi.
https://youtu.be/fd5GlZUpfaM?t=1
"Belli bir noktadan sonra artik geri donus yoktur. / Da un certo punto in avanti non c' pi modo di tornare indietro. / From a certain point onward there is no longer any turning back." Franz Kafka
https://pa1.narvii.com/6270/53d1709f...b98e8ec_hq.gif
Dehsetin Nefesi (Jacob's Ladder - Allucinazione perversa, 1990) Yonetmen: Adrian Lyne
"Once dans et, sonra dusun. Dogal kanun budur. / Prima Danza. Dopo pensa. E' l'ordine naturale delle cose. / Dance first. Think later. It's the natural order." Samuel Beckett
https://media.giphy.com/media/d2Z6lc...7ImQ/giphy.gif
Altina Hucum (The Gold Rush - La febbre dell'oro, 1925) Yonetmen: Charles Chaplin
James Gray'in yonettigi ve Brad Pitt, Tommy Lee Jones, Ruth Negga, Liv Tyler ve Donald Sutherland'in rol aldigi bilim kurgu Ad Astra'nin posteri geldi.
https://pbs.twimg.com/media/D_sIY_JVAAECsGu.jpg
Italyan yazar Andrea (Calogero) Camilleri, bu sabah hayata veda etti.
https://pbs.twimg.com/media/D_qSQosXoAACmAv.jpg
"Herkesin bildigi gibi anilar kiraz gibidir, biri digerinin yaninda bitiverir ama SIK SIK hos olmayan, anilmak istemeyenler de siraya girip, insani onu yoldan cikarip, ayakkabilarinin camurlandigi kirli ve karanlik sokaklara suruklerler."
https://img1.annuncicdn.it/61/8c/618...533bf_orig.jpg
"Le memorie, si sa, sono come le cirase, una se ne tira appresso un altra, ma ogni tanto s intromettono nella fila ricordi non richiamati e non piacevoli che fanno deviare dalla strata principale verso viottoli scuri e lordi dove come minimo sinfangano le scarpe."
"Ogretmenin de uslu oldugunda sana cikolata veriyor mu?"
Iste kurt Montalbano masum cennet elmasini esmeye basliyor.
"Hayir, eskiden bana seker veriyordu."
"Simdi artik vermiyor mu?"
"Hayir, ben istemiyorum. O artik cok kotu biri oldu."
"Neler diyorsun oyle? Annen bana ogretmeninin seni cok sevdigini soyledi, seni hep oksayip opuyormus..." Iste simdi de curumeye yuz tutmus elmanin icindeki kurt ortaya cikmisti.
"Evet, ama ben artik istemiyorum."
"Neden?"
https://images-na.ssl-images-amazon....1KMHOrDWCL.jpg
"Il tuo maestro te li d i cioccolatini quando fai la brava con lui?"
Ecco a voi il verme Montalbano che inizia a scavare la mela dell'eden innocente.
"No, lui mi dava le caramelle."
"Ti dava? Perch, ora non te le d pi?"
"No, sono io che non le voglio. diventato cattivo."
"Ma che dici? La tua mamma m'ha raccontato che ti vuole tanto bene, che ti fa le coccole, che ti bacia..." Eccolo il verme dentro la mela che comincia a imputridire.
"S, ma io non voglio pi."
"Perch?"
18 Temmuz 64 tarihinde Roma'da buyuk yangin cikti. Bu yanginda Imparator Neron'un lir calip sarki soyledigi soylenir.
https://pbs.twimg.com/media/DE9WjWqXUAIViC7.jpg
Italyan Barok ressam Caravaggio'nun (Michelangelo Merisi da Caravaggio) olum yil donumu (18 Temmuz 1610)
https://pbs.twimg.com/media/D_rqPLOXoAA7RfX.jpg
Cena in Emmaus (Supper at Emmaus, 1601)
http://www.artway.eu/userfiles/Suppe...s-1024x728.jpg
https://www.youtube.com/watch?v=V2ArNxoWm04
Ingiliz roman yazari, gazeteci ve karikaturcu William Makepeace Thackeray'in dogum yil donumu (18 Temmuz 1811)
"Icinde bulundugumuz yuzyilin daha yirmi yasini doldurmamis oldugu siralardaydi. Haziran ayinda gunesli bir sabah, Miss Pinkerton'n Chiswick Cikmazi'ndaki ozel kiz okuluna, basi peruklu, sapkas uc koseli, sisman bir arabacinin saatte dort kilometre hizla surdugu, kosum takimlari paril paril goz alan bir araba geldi."
https://pbs.twimg.com/media/DEZNlxNXsAAVPrA.jpg
"While the present century was in its teens, and on one sunshiny morning in June, there drove up to the great iron gate of Miss Pinkerton's academy for young ladies, on Chiswick Mall, a large family coach, with two fat horses in blazing harness, driven by a fat coachman in a three-cornered hat and wig, at the rate of four miles an hour."
Ingiliz roman yazari Jane Austen, 202 yil once bugun 41 yasinda hayata veda etti. (18 Temmuz 1817)
"Bay Bennet hazircevapligin, alayciligin, ihtiyatliligin ve ozdisiplinin o kadar tuhaf bir karisimiyd ki, karisi yirmi uc yildir onun karakterini taniyamamisti. Karisinin zihnini tanimaksa daha kolaydi. Akli kit, bilgisiz ve sagi solu belli olmayan biriydi. Hosnutsuzken kendini sinirli sanirdi. Sinirliykense -ki o tuhaf salginin patlak verdigi genclik yillarindan beri neredeyse surekli sinirliydi- baskalarinin onemsiz bularak bir kenara attigi geleneklere tutunurdu. Bay Bennet'in isi gucu kizlarini hayatta tutmakti. Bayan Bennet'in isi gucuyse onlari evlendirmekti." Gurur ve Onyargi
https://pbs.twimg.com/media/DEwv-fKXkAA65eD.jpg
"Mr. Bennet was so odd a mixture of quick parts, sarcastic humour, reserve, and caprice, that the experience of three and twenty years had been insufficient to make his wife understand his character. Her mind was less difficult to develope. She was a woman of mean understanding, little information, and uncertain temper. When she was discontented, she fancied herself nervous. The business of her life was to get her daughters married; its solace was visiting and news."
https://obstinateheadstronggirl.file...05/4.gif?w=660
"Dansa duskun olmak demek asik olmaya dogru atilmis kesin bir adim demekti. / To be fond of dancing was a certain step towards falling in love"
https://31.media.tumblr.com/0b3e2e08...3o5_r1_500.gif
"Bir kadinin hayal gucu cok hizlidir. Bir anda hayranliktan aska, asktan evlilige atlayiverir. / L'immaginazione di una donna molto veloce; salta dall'ammirazione all'amore e dall'amore al matrimonio in un momento."
Bazi film uyarlamalari:
https://pbs.twimg.com/media/DFAXBLAXkAA1fSZ.jpg
Fransiz sair (douard-Joachim Corbire) Tristan Corbire'nin dogum yildonumu (18 Temmuz 1845)
Senin Erard'in disi, takma fildisi,
Hem bicer hem ogutur, sinir bozar tik-taklari
Bir baska klavye, dislerinin gami...
Sacin tellerine varmaz dokunmalari!
-Degirmenci kabusu, senin: cin gibi hayalin!
-Kotu calma, senin : Dort elle ilk askin!
Ey ses perdesi zor Parcaya donusturulmus kadin,
Insancil degil tonu, acimasiz kroslarin!
Lirimin ezgisini klavsende cozumle !
Muzigin telgrafi ona tercuman olur :
Guclu bagirti, sert, kuru, kaplayan ve de kiran- Inleme...
- Sol anahtari ruhun anahtari olamaz. Asla !
Fa anahtari ise kadinin hecesi degil,
Ve, yanik soylemek olmaz bir notalik susla.
https://cdn.radiofrance.fr/s3/cruise...e2/838_1_0.jpg
La dent de ton rard, rtelier osanore,
Et scie et broie cr, sous son tic-tac nerveux,
La gamme de tes dents, autre clavier sonore
Touches qui ne vont pas aux cordes des cheveux !
Cauchemar de meunier, ta : Rverie agile !
Grattage, ton : Premier amour quatre mains !
femme transpose en Morceau difficile,
Tes croches sans douleur nont pas daccents humains !
Dchiffre au clavecin cet accord de ma lyre ;
Tlgraphe musique, il pourra le traduire :
Cri dos, dur, sec, qui plaque et casse Plangorer
Jamais ! La clef-de-Sol nest pas la clef de lme,
La clef-de-Fa nest pas la syllabe de Femme,
Et deux demi-soupirs ce nest pas soupirer.
Ingiliz oyun yazari Laurence Housman'in dogum yildonumu (18 Temmuz 1865)
https://pbs.twimg.com/media/D_n5WbbUEAA0KoU.jpg
https://www.azquotes.com/picture-quo...n-52-74-00.jpg
"Eger doga erkeklere ve kadinlara sirasiyla cocuk dogurma imkani verseydi, bir ailede hicbir zaman ucten fazla cocuk olmazdi."
Futurizm akiminin basta gelen ressam ve heykeltraslarindan Italyan Giacomo Balla'nin dogum yil donumu (18 Temmuz 1871)
Lampada ad Arco (Street Light, 1909-1911)
https://pbs.twimg.com/media/DE__lltXYAEN7Ms.jpg
Dinamismo di un cane al guinzaglio (Dynamism of a Dog on a Leash,1912)
https://pbs.twimg.com/media/DE_6yhIXUAAzA-U.jpg
Amerikali roman ve kisa oyu yazari Mary Jessamyn West'in dogum yildonumu (18 Temmuz 1902)
https://writerswrite.co.za/wp-conten...samyn-West.jpg
"Yazmak oyle zor bir is ki, yazarlar yeryuzunde cehennemi tattiklarindan, sonrasinda butun cezalardan muaf tutulacaklar."
https://media.allauthor.com/images/q...-as-much-a.jpg
"Gecmis de gelecek gibi hayal gucumuz tarafindan ciddi bir sekilde islenmeye devam eder."F
Nelson Mandela'nin dogum yildonumu (18 Temmuz 1918)
https://pbs.twimg.com/media/D_v3dV2W4AEs_87.jpg
"Dunyayi degistirmek icin kullanabileceginiz en guclu silah egitimdir.
https://1zl13gzmcsu3l9yq032yyf51-wpe...-or-learn..jpg
"Hicbir zaman kaybetmem. Ya kazanirim ya da ogrenirim."
http://www.medicitalia.it/public/upl...iflettox_2.png
"Bagimsiz zihinleri olan dostlari severim, zira sizin sorunlari butun acilardan gormenizi saglarlar."
Amerikali fizikci, tarihci ve bilim felsefecisi Thomas Samuel Kuhn'un dogum yildonumu (18 Temmuz 1922)
"Rakip siyasi kurumlar arasinda yapilan secim gibi, rakip paradigmalar arasindaki de aslinda birbirine tamamen zit toplumsal yasam tarzlari arasinda yapilacak bir tercihtir. Boyle oldugu icin de, sz konusu tercih yalnizca olagan bilime ozgu deger yargilari tarafindan belirlenemez. Cunku bu degerler zaten uzerinde mucadele yapilan paradigmaya baglidir. Paradigmalar, paradigma secimi uzerine bir tartismaya girdikleri zaman, ister istemez dongusel bir rol oynarlar. Her kesim, kendi paradigmasini savunmak icin yine kendi paradigmasini kullanmak durumundadir." Bilimsel Devrimlerin Yapisi
https://kbimages1-a.akamaihd.net/058...evolutions.jpg
"Like the choice between competing political institutions, that between competing paradigms proves to be a choice between incompatible modes of community life. Because it has that character, the choice is not and cannot be determined merely by the evaluative procedures characteristic of normal science, for these depend in part upon a particular paradigm, and that paradigm is at issue. When paradigms enter, as they must, into a debate about paradigm choice, their role is necessarily circular. Each group uses its own paradigm to argue in that paradigms defence."
Adolf Hitler, Otobiyografik kitap Mein Kampf'i (Kavgam- Yalanlarla Aptalliga ve Korkakliga Karsi Kavgayla Gecen Dort Bucuk Yil), 18 Temmuz 1925 tarihinde Eher Verlag araciligiyla yayinladi.
"Is bulmak benim icin hicbir zaman guc olmadi. Cunku ekmek parami kazanmak icin usta bir isci gibi degil, yardimci isci veya rencper gibi calisiyordum. Boyle yeni bir dunyada, kendilerine yeni bir hayat duzeni kurmak ve yeni bir vatan fethetmek gibi insafsiz bir istekle Avrupa'nn tozunu ayaklari ile silkeleyenlerin aralarina girmistim, insani tembellige sevk edecek gorev ve mevki dusuncelerinden, cevre ve geleneklerden yoksun bulunduklari icin onlerine cikan her yere uzaniyorlar, her ise dort elle sariliyorlardi. Namusluca calismanin hicbir kimseyi lekelemeyecegini biliyorlardi. Iste benim icin yepyeni olan bu dunyaya, kendime bir yol acabilmek icin butun varligimla atilmak kararini aldim. Aradan cok gecmeden sunu gordum ki, herhangi bir yerde is bulmak, bulunan iste devamli calisabilmekten daha kolaydi. Gunluk ekmekten emin olamama bana yeni hayatin karanlik yonlerinden biri olarak gozuktu."
https://images.theconversation.com/f...w=926&fit=clip
"Es wurde mir damals meist nicht sehr schwer, Arbeit an sich zu finden, da ich ja nicht gelernter Handwerker war, sondern nur als sogenannter Hilfsarbeiter und manches Mal als Gelegenheitsarbeiter versuchen mute, mir das tgliche Brot zu schaffen.Ich stellte mich dabei auf den Standpunkt aller jener, die den Staub Europas von den Fen schtteln, mit dem unerbittlichen Vorsatz, sich in der Neuen Welt auch eine neue Existenz zu grnden, eine neue Heimat zu erobern. Losgelst von allen bisherigen lhmenden Vorstellungen des Berufes und Standes, von Umgebung und Tradition, greifen sie nun nach jedem Verdienst, der sich ihnen bietet, packen jede Arbeit an, sich so immer mehr zur Auffassung durchringend, da ehrliche Arbeit niemals schndet, ganz gleich, welcher Art sie auch sein mge. So war auch ich entschlossen, mit beiden F en in die fr mich neue Welt hineinzuspringen und mich durchzuschlagen. Da es da irgendeine Arbeit immer gibt, lernte ich bald kennen, allein ebenso schnell auch, wie leicht sie wieder zu verlieren ist. Die Unsicherheit des tglichen Brotverdienstes erschien mir in kurzer Zeit als eine der schwersten Schattenseiten des neuen Lebens."
Italyan Tiyatro oyuncusu, oyun yazari, politik eylemci, sanatin kizi ve Dario Fo'nun sevgili esi Franca Rame'nin dogum yildonumu (18 Temmuz 1929)
http://www.artfulliving.com.tr/image...b2c861fb74.jpg
http://www.foundagrave.com/wp-conten...575391219.jpeg
Rus sair Yevgeny Yevtushenkonun dogum yildonumu (18 Temmuz 1933)
Genclere yalan soylemek yanlistir
Yalanlarin dogru oldugunu gostermek yanlistir.
Tanrinin gokyuzunde oturdugunu ve yeryuzunde
islerin yolunda gittigini soylemek yanlistir.
Gencler anlar ne demek istediginiz. Gencler halktir.
Gucluklerin sayisiz oldugunu soyleyin onlara,
yalniz gelecek gunleri degil, birakin da
yasadiklari gunleri de acikca gorsunler.
Engeller vardir deyin, kotulukler vardir.
Varsa var, ne yapalim. Mutlu olamazlar ki
degerini bilmeyenler mutlulugun.
Rastladiginiz kusurlari bagislamayin,
tekrarlanirlar sonra, cagalirlar,
ve ilerde cocuklarimiz, ogrencilerimiz
bagisladik diye o kusurlari, bizi bagislamazlar.
https://www.jta.org/wp-content/uploa...evtushenko.jpg
Telling lies to the young is wrong.
Proving to them that lies are true is wrong.
Telling them that Gods in his heaven
and alls well with the world is wrong.
The young know what you mean. The young are people.
Tell them the difficulties cant be counted
and let them see not only what will be
but see with clarity these present times
Say obstacles exist they must encounter,
sorrow happens, hardship happens.
The hell with it. Who never knew
the price of happiness will not be happy.
Forgive no error you recognize,
it will repeat itself, increase,
and afterwards our pupils
will not forgive in us what we forgave.
Sen askta buyuksun
Ve cesur.
Her adimim urkek benim.
Zararim dokunmaz sana
Iyilikler verebilirim tek, guc de olsa
Bir ormanin icindeki kayip bir
patikadan geciriyorsun beni.
Yabanil ciceklerle gomuluyoruz belimize kadar.
Bilmiyorum bile onlarin
ne olduklarini o ciceklerin.
Hicbir ise yaramiyor burda iyi egitim.
Kararsizim
neyi nasil yapmali?
Yoruldun sen
Kollarimi istiyorsun, tasinmayi.
Zaten kollarimdasin...
https://pbs.twimg.com/media/C8WcWgxXsAILJqo.jpg
In amore sei grande.
Hai coraggio.
Io sono timoroso ad ogni passo.
Non ti far del male,
difficilmente per potr farti del bene.
Sempre pi mi sembra
come se in un bosco
senza sentiero mi conducessi tu.
Tra i fiori folti siamo fino alla vita.
Non sapr
riconoscerli.
Precedenti esperienze a nulla valgono.
Non so
che cosa fare e come.
Tu sei stanca.
Mi tendi le braccia.
Io ti ho gi tra le mie...
Ingiliz oyun yazari, tiyatro yonetmeni, sair, teorisyen ve senaryo yazari Edward Bond'un dogum gunu (18 Temmuz 1934)
"Biz, iyi ve kotu olarak degil, her ikisinin de potansiyelini tasiyarak dunyaya geldik. Ne olacagimiz ise baslica toplumumuzun ve toplum icindeki yasantimizin bir sonucu. Hidrojen bombasi, olum kamplarindan insan dogasi sorumlu tutulamaz. Bunlar toplumsal duzenin sonuclaridir."
https://media.bloomsbury.com/rep/bj/9781408160909.jpg
"We are not born good or evil but with the potential to be either. What we become is largely the consequence of our society and our experience in it. Hbombs and death camps cannot be blamed on human nature. They are the consequences of social organisation."
Amerikali gazeteci ve yazar Hunter Stockton Thompson'in dogum yildonumu (18 Temmuz 1937)
https://media.allauthor.com/images/q...-weird-the.jpg
"Isler tuhaflasinca, tuhaf adam profesyonellesir."
https://quotes.thefamouspeople.com/i...pson-22552.jpg
"Akilli cocuklarin tuhaf hareketler yapmasi gayet dogaldir, tipki yavru bir kedinin merakli olmasi gibi."
https://izquotes.com/quotes-pictures...son-184490.jpg
"Eger deli gibi davranacaksaniz karsiliginda bir ucret almalisiniz yoksa sizi parmakliklarin arkasina tikarlar."
https://izquotes.com/quotes-pictures...son-352299.jpg
"Iyi olur muyum, hatta kendimi bu yolla gecindirebilir miyim bilmiyorum ama kaderin karanlik parmagi beni toza bastirip sen bir hicsin, diyene dek bir yazar olacagim."
RoboCop (Robot Polis, 1987), Basic Instinct (Temel Icgudu, 1992), Elle (O Kadin, 2016) gibi filmlerin Hollanda asilli yonetmeni Paul Verhoeven'in dogum gunu (18 Temmuz 1938)
https://assets.sbnation.com/assets/2.../verhoeven.jpg
https://68.media.tumblr.com/a816d3fa...svdno1_500.gif
https://pbs.twimg.com/media/DiX3eB5W4AI-DAa.jpg
Turkish Delight (1973)
Kathryn Hulme'in romanindan uyarlanan, Fred Zinnemann'in yonettigi, Audrey Hepburn, Peter Finch, Edith Evans'in rol aldigi Insanlik Ugruna (The Nun's Story - La storia di una monaca), 18 Temmuz 1959'da New York City'de gosterime girdi.
https://m.media-amazon.com/images/M/...yMjg@._V1_.jpg
Turk yazar ve gazeteci Refik Halit Karay'in olum yildonumu (18 Temmuz 1965)
"Yolda iki defa dusmus, fakat jandarmanin akil almaz bir ahlaksizlikla surasina burasina attigi cizmelerin tekmeleri altinda, kamci zoruyla kalkan bir ciliz at gibi burnundan korkunc sesler cikarip soluyarak kendini toparlayabilmisti." Yatik Emine
https://cdn1.dokuzsoft.com/u/ilknokt...1ddb115906.jpg
"Twice she fell down in the road, but the gendarmes with a lack of morality that is beyond understanding beat her from head to toe, forcing her to get back on her feet like a spent horse that is whipped until it stands up again."
Irmaktan su tasiyan cocuklar dag yolunda bir ihtiyar adamin yattigini haber verdiler. Bir boz esek de, basibos, oralarda dolasiyordu. Hsmen Hoca:
Varip bakalim, dedi.
Aksam yakindi, ki derenin birlestigi bu batak, cukur, sitmal araziye celtiklerden kalkan kokulu, agir bir duman yayiliyordu; govdeleri yarilmis, yanmis bes on yasli, cansiz sogut arkasinda, gunes bulanik bir isik birakarak arklarin durgun sularini yer yer parlatiyordu. Bu aydinlik parcalar, kul renkli, rutubetli ova ortasinda bulutlu gogun yariklarina benziyor; yavas yavas bulaniyor, sonuyor, ortuluyordu.
Uc koylu, arizali, camurlu bir patikadan agir agir, birbiri arkasindan cikiyorlardi; iclerinden biri, sakali bir at gibi, fena fena oksuruyordu.
Evvela boz merkebi gorduler. Fundalarin ortasinda, tozlu, toprakl bir yer bulmus, galiba bir cok tepinmi, yatmis, oynamis, simdi, memnun bir eda ile yan gelip oturuyor, batan gunesi kayitsizca seyrediyordu..." Boz Esek
http://img04.blogcu.com/v2/images/or...8761150150.jpg
"The children carrying water from the river brought the news that there was an old man lying on the mountain road. There was a gray donkey there, too, wandering about by himself. Hsmen Hoca* said:
Let's go and see.
It was near evening. A thick, pungent cloud rose from the ricefields and spread toward a swampy, malaria-infested hollow where two creeks united. From behind the split, charred trunks of five or ten old, lifeless willows, the sun extended a dim light that glinted here and there on the stagnant waters. These lighted patches looked like open stretches in a cloudy sky above the middle of a gray, damp plain. Slowly, they became cloudy and closed and were swallowed up.
Three villagers climbed up the broken, muddy footpath with difficulty, one behind the other. One of them coughed very heavily, like a horse with parasites.
First they saw the gray donkey. It was standing in the middle of the heath, in a dirty, dusty spot. No doubt it had been jumping about, rolling, and playing; now it was taking its ease with a pleased expres- sion, nonchalantly surveying the setting sun..."
Amerikali oyuncu, yapimci, yonetmen ve senarist (Mark Sinclair) Vin Diesel'in dogum gunu (18 Temmuz 1967)
https://live.staticflickr.com/3227/2...c107276c_z.jpg
Amerikali makale, kisa hikaye, biyografi, roman ve ani yazari Elizabeth Gilbert'in dogum gunu (18 Temmuz 1969)
"Insanlar ruh esinin mukemmel uyum oldugunu dusunur ve hemen hemen herkes onu bulmak ister. Fakat, gercek ruh esi; seni hayattan geri koyan seyleri gosteren bir ayna, seni hayatini degistirebilecegine dair farkindaliga kavusturan kisidir. Gercek ruh esi muhtemelen hayatin boyunca taniyip taniyabilecegin en onemli kisidir. Tum duvarlarini yikar ve seni hayatin icinde uyanik tutar. Ruh esinin amaci; seni bir guzel sarsmak, egonu biraz yikmak, sana engellerini ve bagimliliklarini gostermektir. Iceri yepyeni bir isik sizabilsin diye kalbini biraz olsun kirmaktir. Sana, hayatina dair kontrolunu oyle kaybettirir ki degisimin kacinilmazdir." Ye Dua Et Sev
https://blauearth.files.wordpress.co...-pray-love.jpg
"People think a soul mate is your perfect fit, and that's what everyone wants. But a true soul mate is a mirror, the person who shows you everything that is holding you back, the person who brings you to your own attention so you can change your life. A true soul mate is probably the most important person you'll ever meet, because they tear down your walls and smack you awake. But to live with a soul mate forever? Nah. Too painful. Soul mates, they come into your life just to reveal another layer of yourself to you, and then leave."