Originally Posted by
deniz43
Her gün gün yeni bir olaya şahit oluyor,hayretler içerisinde kalıyoruz.Olay şu:Hazine 27 Temmuz tarihinde %3 faizli usd cinsinden 2.5 milyar dolarlık hazine tahvili,11 Ağustos tarihinde de %3.5 faizli usd cinsinden 3 milyar dolar hazine tahvili sattı.Tabii herkes hayretler içinde kaldı,çünkü piyasada işlem gören usd cinsinden hazine tahvilleri,yatırımcının elde edeceği kupon faizi geliri+CDS,yani risk primi toplamından oluşuyor,ihraçların olduğu tarihlerde sadece CDS'ler 550-600 civarında dolaştığı,usd hazine tahvillerinin piyasada %7'nin üzerinde işlem gördüğü bir ortamda bu faiz oranlarından tahvilleri kim almıştı ki.
Sonra,şeffaflığın olmadığı sisler bulvarında araştırınca görüldü ki kamu bankaları bu 5 milyar dolarlık hazine tahvilini almışlar.Tabii ondan sonrası daha da ilginç,kamu bankalarında likit 5 milyar dolar yok ki,nasıl alabilmişler.Bulmacayı şöyle çözüyoruz:
-Hazine ,merkez bankasındaki hesabındaki 5 milyar doları kamu bankalarına satıp TL alıyor.
-Kamu bankaları Hazineden aldıkları bu 5 milyar dolar ile Hazinen çıkardığı dolar cinsinden tahvilleri alıyor.
Ve aşağıdaki tablo oluşuyor:
-Merkez Bankası nezdindeki 5 milyar dolarlık Hazine hesabı ilk durumuna geri dönüyor.
-Kamu bankaları usd yerine TL verip, usd cinsinden aldıkları Hazine tahvilleri ile açık pozisyonlarını 5 milyar dolar azaltıyorlar.
-Hazine ise usd cinsinden tahvilleri TL olarak satmış oluyor ve itfa tarihine kadar kur artışları ve kupon faizi ödemeleri Hazinenin yani biz vergi mükelleflerinin üzerine yük olarak kalıyor,bütçe açığını arttıyor,enflasyonun yükselişine katkı yapıyor..
Ancak kurumlar ve kurallar ülkesi olmayan,yargı ve denetleyici kurumların çalışmadığı yerlerde görülebilecek hoş olmayan bir görüntü.