Dogum Gunu Kizi
(Amerikali aktris ve sarkici Kristen Anne Bell, 18 Temmuz 1980)
https://pbs.twimg.com/media/DiZWOo0X4AA_cdV.jpg
https://live.staticflickr.com/1854/2...7aaf1383_b.jpg
Printable View
Dogum Gunu Kizi
(Amerikali aktris ve sarkici Kristen Anne Bell, 18 Temmuz 1980)
https://pbs.twimg.com/media/DiZWOo0X4AA_cdV.jpg
https://live.staticflickr.com/1854/2...7aaf1383_b.jpg
20th Century Fox, Brad Pitt, Liv Tyler, Tommy Lee Jones'un rol aldigi bilim kurgu Ad Astra'nin yeni fragmanini yayinladi.
https://youtu.be/nxi6rtBtBM0?t=4
76. Venedik Film Festivali’nin acili filmi, gecen yil Shoplifters ile Altin Palmiye kazanan Hirokazu Koreeda’nin Catherine Deneuve, Juliette Binoche, Ludivine Sagnier ve Ethan Hawke gibi isimleri bir araya getiren yeni filmi The Truth olacak.
https://www.indiewire.com/wp-content...7.59.38-AM.png
https://www.labiennale.org/en/news/l...-film-festival
Universal Pictures, Evan Goldberg ve Seth Rogen’in yapimciligini ustlendiði, Gene Stupnitsky’nin yonettigi Good Boys'un yeni red band fragmanini yayýnladi.
https://youtu.be/1cUD2kknd30?t=1
2016 yilinda 18 yasinda bir genci taciz etmekle suclanan Kevin Spacey’e karsi acilan dava, mahkeme tarafindan dusuruldu.
https://pbs.twimg.com/media/D_w4YS-WwAEelN4.jpg
https://www.nbcnews.com/news/us-news...pacey-n1031011
Picture House Entertainment, Lincolnshire'daki mutlu bir cocukluktan sonra, annesiyle birlikte yasamak icin Londra'ya tasinan Nijerya kokenli Ingiliz cocuk Femi'nin hikayesine odaklanan The Last Tree'nin fragmanini yayinladi.
https://youtu.be/W3c4MvSBBHs?t=3
Netflix, gercek bir olaydan uyarlanan ve tecavuze ugradigini ihbar eden bir genc kizi sikâyetini geri almasinin ardindan iki kadin dedektif kanitlari incelemeye basladigi dizisi Unbelievable'in fragmanini yayinladi.
https://youtu.be/QTIkUzkbzQk?t=1
New Line Cinema, IT Chapter Two'nun fragmanini yayinladi.
https://cdn2-www.comingsoon.net/asse...-jpg-large.jpg
https://youtu.be/HCLT_iQQ_38?t=1
“Ben bir hikaye anlaticisiyim ve sinema da benim hikayelerimi anlattigim mecram. Sinemayi seviyorum cunku hayati hareketin icinde yeniden yaratiyor, genisletiyor ve rafine ediyor. Bana gore sinema mucizevi yaradilisimiza, resim, muzik veya edebiyattan cok daha yakin. Sadece bir sanat dali degil, kendine ait bir ritmi, perspektifi, lisani ve seffafligi var. Benim hikaye anlatma seklim sinema.”
https://youtu.be/SD_kjpGzAIw?t=2
"Sono solo un narratore, e il cinema sembra essere il mio mezzo. Mi piace perché ricrea la vita in movimento, la esalta. Per me è molto più vicino alla creazione miracolosa della vita che, per esempio, un libro, un quadro o la musica. Non è solo una forma d’arte, in realtà è una nuova forma di vita, con i suoi ritmi, cadenze, prospettive e trasparenze. E’ il mio modo di raccontare una storia." Federico Fellini
"Los Angeles'i seviyorum. Hollywood'u seviyorum. Herkes plastik. Ben de plastik olmak istiyorum. / I love LosAngeles , and I love Hollywood . They’re beautiful. Everybody’s plastic, but I love plastic. I want to be plastic." Andy Warhol
https://thumbs.gfycat.com/WelcomeRin...restricted.gif
Mulholland Cikmazi (Mulholland Drive 2001) Yon: David Lynch
"Isigin guclu oldugu yerde bir de koyu bir golge bulunur. / Wo viel Licht ist, ist starker Schatten. / There is strong shadow where there is much light.” Johann Wolfgang von Goethe
https://i.kinja-img.com/gawker-media...hu7p1obfhz.gif
Katiller (The Killers,1946) Yon: Robert Siodmak
Sairlerin sairi Italyan sair, yazar ve filozof Francesco Petrarca'nin olum yildonumu (19 Temmuz 1374)
http://biografieonline.it/img/bio/Fr...Petrarca_1.jpg
Bakarken dingin gunesine hayran hayran gozlerinin
bilirim, oradadir, benimkileri renkten renge sokanin,
islatanin, kopar yuregimden yorgun ruhum uzaklasir,
siginmak ister koynuna, adina cennet dedigi topraginin;
aci ve tatlilikla dolu oldugunu gorur bulundugu yerin,
ve dunyadaki herseyin bir orumcek agina benzedigini,
yakinir bunun icin kendi kendisinden ve Ask’tan: Nicin
boylesine etkin mahmuzlari var, nicin frenleri boylesine keskin.
Birbiriyle celiskili, birbirinden kopmayacak bu iki uctan oturu
kalakalmistir bazen sicak mi sicak, bazen buza donmus
beklentileriyle; bazen mahzun, bazen mutlu mu mutlu.
Ne ki, dusuncelerin cogu huzunlu, azi neseli ve cogu kez
pismanlik icindedir bu yurekli girisiminden oturu,
boylesi bir meyve ancak boylesi bir kokten dogarmis.
https://upload.wikimedia.org/wikiped...rca_I.djvu.jpg
Mirando ’l Sol de’ begli occhi sereno,
Ove è chi spesso i miei dipinge, e bagna;
Dal cor l’anima stanca si scompagna,
Per gir nel paradiso suo terreno:
Poi trovandol di dolce, e d’amar' pieno,
Quantoal mondo si tesse, opra d’aragna
Vede: onde seco, e con Amor si lagna,
Ch’à sì caldi gli spron, sì duro ’l freno.
Per questi estremi duo contrari, e misti,
Or con voglie gelate, or con accese
Stassi così fra misera, e felice:
Ma pochi lieti, e molti pensier’ tristi;
E ’l più si pente dell’ardite imprese:
Tal frutto nasce di cotal radice.
http://images.slideplayer.it/3/97884...s/slide_21.jpg
Dagilir yele karsi altin saclari
Ucucurdu binbir buklum icinde
Bir hos isik vardi gözlerinde
Piril piril, sonmus o zamandan beri.
Bir iyilik sarardi yuzunu bazen,
Bilmem, belki bana oyle gelirdi;
Ben, o sevdadan can atan deli
Nasil yanip tutusmazdim o zaman.
Yurudu mu yerden kurtulurdu sanki,
Melekler oyle yuruse gerek; sozleri
Bir baska turluydu insan sozlerinden.
Gokte bir ruhtu o, bir canli gunesti.
Oyle gordum ben; oyle degilmis simdi.
Yay gevsemis, ne cikar, yara gitmez gonulden
Isvicreli yazar ve sair Gottfried Keller'in dogum yildonumu (19 Temmuz 1819)
"Bir derebeyi kalkar gelir, topraklara ve halka sahip cikar; dini butun olmayan bir papaz kilisesine gelenleri, inanmadigi þeylere inandirmaya kalkarken, kilise gelirlerini rahat rahat, hatta onur duyarak yemekten kacinmaz; kendini begenmis bir ogretmen, saygin mesleginin sagladigi her turlu haktan yararlanir da eksik bilgisini artirmayi bir an bile aklina getirmez; erdemlikten uzak bir sanatci, isini kolay yonunden alip birtakim goz boyamalarla kendine un yapmayi basarir ve boylece gercek basari sahibinin hakki olan ekmegi ve unu calar; ya da bir uckagitci babadan kalma ya da turlu duzenbazlýkla ele gecirdigi tuccar adini kotuye kullanir ve insafsiz ve vicdansýzlikla binlerce kisinin disinden tirnagindan arttirdigi ve kara gun icin sagladigi paralari dolandirir ve tum bu insanlar utanilacak hallerine aglayacak yerde cevrelerine toplanan dostlariyla keyif catar, birbirinden guzel neseli aksamlar gecirirler." Seldwyla Insanlari,
https://pictures.abebooks.com/PETERS...1205913270.jpg
"Wenn ein Fürst Land und Leute nimmt, wenn ein Priester die Lehre seiner Kirche ohne Überzeugung verkündet, aber die Güter seiner Pfründe mit Würde verzehrt; wenn ein dünkelvoller Lehrer die Ehren und Vorteile eines hohen Lehramtes inne hat und genießt, ohne von der Höhe seiner Wissenschaft den mindesten Begriff zu haben und derselben auch nur den kleinsten Vorschub zu leisten; wenn ein Künstler ohne Tugend, mit leichtfertigem Tun und leerer Gaukelei sich in Mode bringt und Brot und Ruhm der wahren Arbeit vorwegstiehlt; oder wenn ein Schwindler, der einen großen Kaufmannsnamen geerbt oder erschlichen hat, durch seine Torheiten und Gewissenlosigkeiten Tausende um ihre Ersparnisse und Notpfennige bringt, so weinen alle diese nicht über sich, sondern erfreuen sich ihres Wohlseins und bleiben nicht einen Abend ohne aufheiternde Gesellschaft und gute Freunde."
Fransiz ressam, heykeltiras (Hilaire-Germain-) Edgar Degas'nin dogum yildonumu (19 Temmuz 1834)
Prove di Balletto in Scena (The Rehearsal of the Ballet Onstage, 1874)
http://images.metmuseum.org/CRDImage...rge/DT1565.jpg
https://pbs.twimg.com/media/DidfDxUWAAEMPaF.jpg
https://pbs.twimg.com/media/Did5lIcWkAQ5Ni3.jpg
https://www.youtube.com/watch?v=_X878q2uOSk
Amerikali gazeteci, elestirmen ve kadin haklari savunucusu (Sarah Margaret Fuller Ossoli) Margaret Fuller’in dogum yildonumu (19 Temmuz 1850)
"Dagin ustundeki bu siire tirmanarak ulasamam. Belki, ancak fuzyon ve pariltiyla. Benim icin asil olan, dogaya dair soylu bir farkindalik, baslica birkac fikir, belli bir yer ve huzunlu bir muzik."
https://daily.jstor.org/wp-content/u...r_1050x700.jpg
“I do not find the poem on the mountains improved by mere compression, though it might be by fusion and glow. Its merits to me are, a noble recognition of Nature, two or three manly thoughts, and, in one place, a plaintive music.”
https://quotefancy.com/media/wallpap...-a-love-to.jpg
“Kadini sadece sevmek kaba bir hata cunku kadinlarin varolusunda hem dogruluk hem sevgi vardir. Dunyadaki enerjileri bu ikisinden olusur.”
Rus sair, oyun yazari, film ve tiyatro aktoru Vladimir Vladimirovic Mayakovski’nin olum yildonumu (19 Temmuz 1893)
https://pbs.twimg.com/media/CJUty97WoAAlTlH.png
Hicbir sey silemez aski,
ne tartismalar ne ayrilik.
bir de bakarsin
yeniden gozden gecirilmis, olculup bicilmis,
ustunde dusunulmustur.
Ve simdi duzyazi parmakli
sancagimi kaldiriyor,
dogdum dogali ve yurekten,
sevdigime,
olene dek de sevecegime yemin ediyorum.
Tutun dumani kemiriyor havayi.
Oda, Kruçyonih'in Cehennem' inden bir bolum gibi.
Animsiyor musun
Ilk kez
ardinda bu pencerenin
tutkudan cildirmiscasina
oksamistim ellerini.
Simdi
oturuyorsun ayni yerde,
yuregin
demirden bir kilif icinde.
Ve yarin
paralayan sozlerle
kovacaksin belki beni
Ve los antrede
uzun sure
titreyislerle sarsilan bir kol
bulamayacak
ceketteki yerini.
Cikacagim, ezilmis.
Firlatacagim vucudumu sokaga.
Yabanil
cilgin
umutsuzlukla paramparca.
Hayir
gerek yok buna,
sevgilim,
biricigim,
gel
vedalasalim simdiden.
Agir bir gulle gibi
askim
nereye kacarsan kac
asilidir sana
nasil olsa.
Birak
son bir haykirisla uluyayim
horlanmisligin aci yankisini.
Calismaktan
anasi agladiginda okuzun
gider
salar kendini soguk sulara.
Askindan baska
deniz yok bana,
ve gozyaslari da
bir erinc
koparamiyor ondan.
Yorgun fil
sessizligi aradiginda
yatar
kizgin kumlara saltanatla.
Askindan baska
gunes yok bana.
Ve bilmiyorum bile
neredesin simdi ve kiminle.
Eger
bir baska sair olsaydi
boylesine uzdugun,
onarirdi acisini
parayla ve unle.
Fakat
sevinc vermiyor bana hicbir cinilti
senin sevgili adinin
ciniltisindan baska.
Atmayacagim
bir bosluga kendimi,
zehir icmeyecegim.
Ve dayayip
sakagima namluyu
cekmeyecegim tetigi.
Agzi hicbir bicagin
bakislarin kadar senin
kesemez beni.
Yarin unutacaksin
seni taclandýrdigimi,
ve yakip tukettigimi
ciceklenmis bir ruhu
askla.
Ve ucari gunlerin firtinali karnavali
dagitacak
sayfalarini kitaplarimin.
Sozlerimin kurumus yapraklari mi
durduracak seni
cirpinan soluguyla.
Birak hic degilse
son bir sevgi dalgasi sereyim
beni býrakip giden adimlarinin altina.
https://www.illibraio.it/wp-content/...ajakovskij.jpg
Il fumo del tabacco ha roso l’aria.
La stanza
è un capitolo dell’inferno di Kruchenych.
Ricordi?
Accanto a questa finestra
per la prima volta
accarezzai freneticamente le tue mani.
Oggi, ecco, sei seduta,
il cuore rivestito di ferro.
Ancora un giorno,
e mi scaccerai,
forse maledicendomi.
Nella buia anticamera, la mano, rotta dal tremito,
a lungo non saprà infilarsi nella manica.
Poi uscirò di corsa,
e lancerò il mio corpo per la strada.
Fuggito da tutti,
folle diventerò,
consunto dalla disperazione.
Ma non è necessario tutto questo;
cara,
dolce,
diciamoci adesso addio.
Il mio amore,
peso così schiacciante ancora,
ti grava sopra
lo stesso,
dovunque tu fugga.
Lasciami sfogare in un ultimo grido
l’amarezza degli offesi lamenti.
Se lo sfiancano di lavoro, un bue,
se ne va
ad adagiarsi sulle fredde acque.
Ma, al di fuori del tuo amore,
per me
non c’è mare,
e dal tuo amore neanche col pianto puoi impetrare tregua.
Se l’elefante sfinito cerca pace,
si stende regalmente sulla sabbia arroventata.
Ma, al di fuori del tuo amore,
per me
non c’è sole,
e io non so neppure dove sei e con chi.
Se così tua avessi ridotto un poeta,
lui
avrebbe lasciato la sua amata per la gloria e il denaro
ma per me
non un solo
suono è di festa
oltre a quello del tuo amato nome.
Non mi butterò nella tromba delle scale,
non ingoierò veleno,
non saprò premere il grilletto contro la tempia.
Su di me,
al di fuori del tuo sguardo,
non ha potere la lama di nessun coltello.
Domani dimenticherai
che ti ho incoronato,
che l’anima in fiore ho incenerito con l’amore,
e lo scatenato carnevale dei giorni irrequieti
socompiglierà le pagine dei miei libri
Potranno mai le foglie secche delle mie parole
trattenerti un momento
per aspirare avidamente?
Ma lascia almeno
ch’io lastrichi con un’ultima tenerezza
il tuo passo che s’allontana.
Iskoc doktor ve roman yazari Archibald Joseph Cronin'in dogum yildonumu (19 Temmuz 1896)
"Odam, cati alti odasi kadar ufak ve fakirce dosenmisti; icinde bir demir karyola, beyaz boyali tahta yuz yikama yeri vardi!. Biricik ustunlugu yesile boyanmis ufacik penceresinin konservatuara bakmasi, gecmis gunlerimin izi gibi duran siralari ve sandalyeleri seyretmeme musait olmasiydi!. Kisin soguk, yazin da bunaltici derecede sicak olan bu oda yine de calisma yeri olarak kullanilmaya cok elverisliydi!"
https://pictures.abebooks.com/isbn/9780450018541-us.jpg
"My room, at the top of the boarding-house, was small, almost an attic, funished sparsely with iron cot, a white wooden washstand a black framed woolwork text. But it had the advantage of communicating with a little green painted glass conservatory still equipped withstandsand benches, arelic of the palmy days of the mansion. Although cold in winter and sweltering in summer, this served me adequately as a study."
“—Sen kafayi falan mi yedin?
—Belki. Ama para ve maddi basari pesinde kosmayi birakacagim. Iyi bir doktorun vermesi gereken sinav bu degil. Eger bir doktor yilda bes bin gine kazaniyorsa, saglikli degildir. Ve aci ceken insanlik uzerinden para kazanmaya calimak neden?”
http://pictures.abebooks.com/isbn/97...034-uk-300.jpg
“—Have you gone off your rocker, or what?
—Perhaps, I've gone off my rocker. But I'm going to try and stop thinking of money and material success. That isn't the test of a good doctor. When a doctor earns five thousand a year, he's not healthy. And why---why should a man try to make money out of suffering humanity?"
Alman asilli Amerikali filozof, sosyolog, politik felsefeci Herbert Marcuse'un dogum yildonumu (19 Temmuz 1898)
"Eger isci ve patronu ayni televizyon programinin keyfini cikarir ve ayni tatil yerini ziyaret eder, eger daktilocu, patronun kizi kadar cekici makyaj yaparsa, eger zenci Kadillak sahibi olursa, eger hepsi ayni gazeteyi okursa bu benzeyis siniflarin gorunmez olmasi degil ama, duzenin korunmasina hizmet eden kitlenin ihtiyaclarinin ve doyumlarinin genislemesidir." Tek Boyutlu Insan
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"Wenn der Arbeiter und sein Chef sich am selben Fernsehprogramm vergnügen und dieselben Erholungsorte besuchen, wenn die Stenotypistin ebenso attraktiv hergerichtet ist wie die Tochter ihres Arbeitgebers, wenn der Neger einen Cadillac besitzt, wenn sie alle dieselbe Zeitung lesen, dann deutet diese Angleichung nicht auf das Verschwinden der Klassen hin, sondern auf das Ausmaß, in dem die unterworfene Bevölkerung an den Bedürfnissen und Befriedigungen teil hat, die der Erhaltung des Bestehenden dienen."
https://pbs.twimg.com/media/DF1G8z_W0AECcYs.jpg
"If the worker and his boss enjoy the same tv program and visit the same resort places, if the typist is as attractively made up as the daughter of her employer, if the Negro owns a Cadillac, if they all read the same newspaper, then this assimilation indicates not the disappearance of classes, but the extent to which the needs and satisfactions that serve the preservation of the Establishment are shared by the underlying population."
Isvicre dogumlu avangart Fransiz yazar Robert Pinget'nin dogum yildonumu (19 Temmuz 1919)
"Bahcesine dondugunde Mosyo Songe, yasli amator balikcinin cevabindan cok etkilendigini fark ediyor. Yalnizca zaman gecirmek icin yararsiz olandan baska bir sey yapmamak! O zaman gundelik yazi denemelerini dusunuyor ve onlarda birden rahatlatici bir yerindelik buluyor. Belli belirsiz, en basitinden en soylusuna, bir insanin ustlenebilecegi ve sonucta bu tek hakli gerekceye dayanan tum mesgaleleri gozunun onune getiriyor. Yanlis muhakeme eder korkusuyla sorunu desmeye cesaret edemiyor, ama bu cevabi unutmamak icin de kendi kendine soz veriyor. Enine boyuna dusunulmedigine gore, tasidigi anlam icin degil ama, kendisine sagladigi rahatlama duygusu icin."
https://images-na.ssl-images-amazon....1-9uk6rqeL.jpg
"De retour dans son jardin monsieur Songe s'avise qu'il est comblé par la réponse du vieux pêcheur amateur. Ne faire que l'inutile rien que pour passer le temps ! Et il pense à ses exercices quotidiens et leur trouve du coup une apaisante justification. Il imagine vaguement toutes les occupations qu'on peut avoir, des plus humbles aux plus élevées, qui n'auraient en définitive que cette seule justification. Il n'ose approfondir la question, crainte de mal raisonner, mais il se promet de ne jamais oublier cette réponse, non pour ce qu'elle signifierait dans l'absolu mais pour le sentiment d'apaisement qu'elle lui procure."
"Ben burolari hic sevmedim ama yine de zaman zaman eglenceli seyler olur oralarda , degil mi? Hayir mi? Hic mi? Hep ayni bitmez tukenmek bilmez maas sizlanmalari, patrondan, sosyal haklardan, aldatilmalardan sikayetler mi ? Ne kadar uzucu!"
http://www.leseditionsdeminuit.fr/im...2707306126.jpg
"Je n’ai jamais apprécié les bureaux mais il doit bien s’y passer de temps à autre des choses amusantes, non ? Rien ? Toujours les mêmes jérémiades sur le salaire, le patron, les assurances sociales et le cocuage ? Quelle tristesse!"
Isvecli yazar ve kose yazari Jan Myrdal'in dogum gunu (19 Temmuz 1927)
http://www.azquotes.com/picture-quot...l-53-34-98.jpg
"Seyahat sadece yeni olani gormek degildir, ayni zamanda arkanda birakmaktir. Sadece kapilari acmak degil, ayni zamanda donmemek uzere kapiyi arkandan kapatmaktir. Ama terk ettigin yer, ne zaman gozlerini kapatirsan senin icin oradadir."
Tom ve Jerry, ilk kez 19 Temmuz 1941'de William Hanna ve Joseph Barbera'nin Geceyarisi Atistirmasi (The Midnight Snack) isimli animasyonunda kendi isimleri ile piyasaya ciktilar.
https://s1-ssl.dmcdn.net/DvPrp/x1080-SVG.jpg
https://www.youtube.com/watch?v=XHQ5EcTx7m4
Ingiliz Queen grubunun gitaristi Brian May'in dogum gunu (19 Temmuz 1947)
https://pbs.twimg.com/media/DFFwcNZXgAE-NYE.jpg
Amerikali film yapimcisi Abel Ferrara'nin dogum gunu (19 Temmuz 1951)
https://pbs.twimg.com/media/D_y0aM2UYAAe5k4.png
https://pbs.twimg.com/media/D_y0aN_UcAAfvaD.png
https://pbs.twimg.com/media/D_y0aM5VAAAj0D6.jpg
Kral, That's All Right, Mama Single'ini 19 Temmuz 1954'de Sun ve RCA Victor etiketleriyle yayinladi.
https://c.saavncdn.com/380/Elvis-Pre...14-500x500.jpg
Italyan gazeteci, roman, oyku ve oyun yazari Curzio Malaparte’nin olum yildonumu (19 Temmuz 1957)
“Yururken bir yandan dusunuyordum: Acaba Fransizcaya nasil cevrilir, ‘you bastard ,you son of a bitch, you dirty ýtallian officer.’
Acaba Rusca'ya, Sirpca'ya, Lehce'ye, Danca'ya, Hollandaca'ya, Norvecce'ye, Arapca’ya nasil cevrilir? Ya Hintce’ye, Bantuca’ya, Madakaskarca’ya? Acaba Almanca’ya nasil cevrilir? Dusunurken gulme tutuyordu. Galiplerin o dili kuskusuz Almanca’ya da pek pek guzel cevrilirdi. Almanca’ya bile; cunku Almanca da Italyanca’yla kiyaslandiginda, galip bir halkin dili sayilirdi . Yeryuzundeki tum dillerin Bantuca ve Cincenin bile Almancanin bile ‘galip halklarýn’ dilleri oldugunu dusunerek guluyordum. Ve yanlizca biz, yanlizca biz Italyanlar Napoli’de Chiaia Caddesinde ve tum Italyan kentlerinin tum caddelerinde ,’galip bir halka ait olmayan’ bir dili konusuyorduk. Ve ben, bir zavalli ‘itallian bastard’ bir zavalli ‘son of a bitch’olmaktan gurur duyuyordum.”
https://media.adelphi.it/spool/b9c69...h_cs_cx_cy.jpg
"E io pensavo camminando: 'chi sa come si traduce in francese "you bastard, you son of a bitch, you dirty italian officer?"
E come si traduce in russo, in serbo, in polacco, in danese, in olandese, in norvegese, in arabo? Chi sa, pensavo, come si traduce in brasiliano? e in cinese? e in indiano, in bantù, in malgascio? chi sa come si traduce in tedesco?'. E ridevo pensando che quel linguaggio di vincitori si traduceva certamente benissimo anche in tedesco, perfino in tedesco, perché anche la lingua tedesca, nei confronti dell'italiana, era la lingua di un popolo vincitore. Ridevo pensando che tutte le lingue della terra, perfino il bantù e il cinese, perfino il tedesco, erano lingue di popoli vincitori, e che noi soltanto, noi italiani soltanto, in Via Chiaia a Napoli, e in tutte le vie di tutte le città d'Italia, parlavamo una lingua che non era quella di un popolo vincitore. E mi sentivo orgoglioso di essere un povero itolion bastarci, un povero som of a bitch.”
"******luk etmek simdilerde Italya’da pek revacta. Herkes ******luk ediyor, Papa da, Kral da, Mussolini de, sevgili prenslerimiz de, kardinaller de, generaller de, hepsinin yaptigi ******luk iste. Italya’da hep oyle olmustu, hep oyle olacak. Ben de ******luk ettim, hem de yillar yili, bütün digerleri gibi. Derken o hayattan igrendim, isyan bayragini actim, solugu hapiste aldim. Ama solugu hapiste almak da ******luk etmenin bir bicimi. Kahramanlik taslamak da, ozgurluk icin savasim vermek de ******luk etmenin bir bicimi Italya’da. Kurtulus yok." Curzio Malaparte, Kaputt
https://image.anobii.com/images/0/0/...16ef3b06cc.jpg
"È di gran moda oggi far la puttana in Italia. Tutti fanno la puttana. Il Papa, il Re, Mussolini, i nostri amati Principi, i cardinali, i generali, tutti fanno la puttana in Italia. È sempre stato così, sarà sempre così. Ho fatto anch’ io la puttana per molti anni, come tutti gli altri. Poi quella vita m’è venuta a schifo mi son ribellato, son finito in galera. Ma anche finire in galera è un modo di far la puttana. Anche far l’eroe, anche pugnare per la libertà è un modo di far la puttana, in Italia. Anche dire che questo è una menzogna, un insulto per tutti coloro che sono morti per la libertà è un modo di far la puttana. Non c’è scampo."
Avustralyali cocuk ve genc yetiskin fantastik romanlar yazari Garth Richard Nix'in dogum gunu (19 Temmuz 1963)
"Lirael kendini asla Clayr'in gercek uyesi gibi hissetmemisti. Annesi tarafindan terk edilmis ve babasinin kimliginden habersiz býrakilmisti. Clayr Buzulu'nda yasayan akrabalarina ise hic mi hic benzemiyordu. Clayr'in en belirgin ozelligi olan Gorus'e bile sahip degildi. Her seye ragmen Eski Krallik'in kaderi Lirael'in ellerinde. Yaklasmakta olan kadim kotulugun golgesinde gerceklestirmesi gereken bir gorevi var. Lirael'in kendi gizli kaderini kesfetmesinde ve dunyayi kurtarmasinda ona sadik dostu Rezil Kopek yardimci olacaktir."
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"Lirael has never felt like a true daughter of the Clayr. Now, two years past the time when she should have received the Sight that is the Clayr's birthright, she feels alone, abandoned, unsure of who she is. Nevertheless, the fate of the Old Kingdom lies in her hands. With only her faithful companion, the Disreputable Dog, Lirael must undertake a desperate mission under the growing shadow of an ancient evil."
Italyan asilli Amerikali sarkici (Francis Albert Sinatra) Frank Sinatra ve aktris (María de Lourdes Villiers) Mia Farrow, 19 Temmuz 1966'da Jack Entratter'in Las Vegas'taki evinde evlendiler.
https://pbs.twimg.com/media/D_1SyEFWsAECe4T.jpg
Ingiliz dizi, tiyatro ve sinema oyuncusu Benedict Cumberbatch'in dogum gunu (19 Temmuz 1976)
https://pbs.twimg.com/media/DieG3fTWsAAV5CH.jpg
https://media.giphy.com/media/O5Qwyw4QYAzug/giphy.gif
https://media.tenor.com/images/3b6be...0e34/tenor.gif
Italyan komedyen, aktor, yazar, senarist, film ve tiyatro yonetmeni, soz yazari Marcello Marchesi’nin olum yildonumu (19 Temmuz 1978)
https://img.discogs.com/i1viX5rpKn9Z...-4143.jpeg.jpg
http://static.dagospia.com/img/patch...esi-932870.jpg
http://biografieonline.it/img/bio/Marcello_Marchesi.jpg
Amerikali heavy metal grubu Quiet Riot, 7.studyo albumu Terrified'i 19 Temmuz 1993'te Moonstone Records etiketiyle piyasaya surdu.
https://pbs.twimg.com/media/D_0tDyEXoAAgQ1H.jpg
Alicia Silverstone, Stacey Dash ve Brittany Murphy'nin rol aldigi romantik komedi Firlama Kizlar'in (Clueless - Ragazze a Beverly Hills) 24.yili (19 Temmuz 1995)
https://www.stylist.co.uk/images/app...mat%2Ccompress
https://media1.tenor.com/images/30f4...itemid=3646302
https://media3.giphy.com/media/hW2QC2NdwKBpK/giphy.gif
Muhammad Ali, 19 temmuz 1996'da Atlanta Olimpiyat Oyunlari'nin acilis mesalesini atesledi.
https://pbs.twimg.com/media/Did29KNXUAAKVOZ.jpg
Neue Deutsche Härte grubu Rammstein, ikinci albumu Sehnsucht'tan Du Hast single'ini 19 Temmuz 1997'de Motor; London; Slash etiketleriyle yayinladi.
https://pbs.twimg.com/media/D_0tfLTX4AAJq1k.jpg
Du hast mich gefragt und ich hab nichts gesagt
Willst du bis der tod euch scheide
Treu ihr sein für alle tage
https://www.youtube.com/watch?v=W3q8Od5qJio
Mad Men dizisi, 19 Temmuz 2007'de AMC kanalinda yayinlanmaya basladi.
https://pmcvariety.files.wordpress.c...men.jpg?w=1000
Pulitzer Odullu Irlanda asilli Amerikali ogretmen ve yazar Frank McCourt'un olum yildonumu (19 Temmuz 2009)
"Yattigim yerden annemin mutfak masasinda bir sigara yaktigini goruyorum. Bir yandan da, agliyor. Yatagimdan kalkip yanina giderek artik buyudugumu ve yakinda o buyuk kapili fabrikada ise girecegimi, her Cuma aksami parami eve getirecegimi soylemek istiyorum. Recel, yumurta, yag alabilirsin ve yine sarkilarini soyleyebilirsin, annecigim. En sevdigin sarkiyi. 'Herkes anlayabilir neden seni opmek istedigimi.' "
https://images.gr-assets.com/books/1...39l/252577.jpg
"I look out at Mam at the kitchen table, smoking a cigarette, drinking tea, and crying. I want to get up and tell her I'll be a man soon and I'll get a job in the place with the big gate and I'll come home every Friday night with money for eggs and toast and jam and she can sing again 'Anyone can see why I wanted your kiss.' "
"Annem, yumurta babaniza daha cok gerekiyor, diyor. Uzun bir yola cikacak ve orada cok yorulacak. Babama kati bir yumurta pisiriyor. Babam yumurtayi soyup bese boluyor ve hepimizin ekmeginin arasina bir parca koyuyor. Annem kiziyor. Babam ise, cocuklarinin onunde evdeki tek yumurtayi kendine saklayan bir baba olabilir mi, diyor. "
https://d28hgpri8am2if.cloudfront.ne...3541596_hr.jpg
"An egg. Mam says, This egg is for your father. He needs the nourishment for the long journey before him. It's a hard boiled egg and Dad peels off the shell. He slices the egg five ways and gives each of us a bit to put on our bread. Mam says. Don't be such a fool. Dad says, What would a man be doing with a whole egg to himself?"
"Varsova, Krakow,Czestqghowa gettolarinin sokaklarinda dolasirken, Yahudi cocuklari cocuk degiller, diye dusunuyordum. Alman cocuklari tertemizler. Yahudi cocuklari schmutzig. Alman cocuklari iyi beslenmis; guzel ayakkabilari coraplari var, iyi giyimliler. Yahudi cocuklari ac; yari ciplaklar; karda yalinayak yuruyorlar. Alman cocuklarinin disleri var. Yahudi cocuklarinin disleri yok. Alman cocuklari tertemiz evlerde, sicacik odalarda yasiyor; bembeyaz yataklarda uyuyor. Yahudi cocuklari pislige batmis evlerde, soguk, tiklim tiklim odalarda yasiyor, olulerle can cekisenlerin yattigi yataklarin yaninda pacavra ve kagit yiginlari ustunde uyuyorlar. Alman cocuklari oyun oynuyor: bebekleri var, lastik toplari var, tahta atlarý var; kursun askerleri, pompali tufekleri, borazanlari, mekano kutulari, topaclari var; bir cocugun oynamasi icin ne gerekirse hepsi var ellerinde. Yahudi cocuklari oyun oynamiyor; oynayacak hicbir seyleri yok, oyuncaklari yok. Hem zaten oyun oynamayi bilmiyorlar! Hayir, gettolardaki Yahudi cocuklari oynamak nedir bilmiyor. Yozlasmis cocuklar doðrusu. Ne igrenc! Tek eglenceleri ceset dolu cenaze arabalarini izlemek, aglamayi bile bilmiyorlar; ya da Kale’nin arkasinda ana babalarinin, kardeslerinin kursuna dizilisini gorerek oyalaniyorlar. Analarinin kursuna dizildigini gormeye gitmek tek eglencesi onlarin. Tam Yahudi cocuklarina gore bir eglence." Curzio Malaparte, Kaputt
https://media.adelphi.it/spool/9864c...h_cs_cx_cy.jpg
"I bambini ebrei non sono bambini, pensavo percorrendo le strade dei ghetti di Varsavia, di Cracovia, di Czenstochowa. I bambini tedeschi son puliti. I bambini ebrei sono schmutzig. I bambini tedeschi sono ben nutriti, ben calzati, ben vestiti. I bambini ebrei sono affamati, son mezzi nudi, vanno a piedi scalzi nella neve. I bambini tedeschi hanno i denti. I bambini ebrei non hanno denti. I bambini tedeschi vivono in case pulite, in stanze riscaldati, dormono in lettini bianchi. I bambini ebrei vivono in case luride, in stanze fredde, piene di gente, dormono su mucchi di stracci e di carta accanto ai letti dove son distesi i morti e gli agonizzanti. I bambini tedeschi giuocano: hanno piombo, fucili ad aria compressa, trombe, scatole di «meccano», trottole, hanno tutto quel che occorre a un bambino per giocare. I bambini ebrei non giocano: non hanno nulla per giocare, non hanno giocattoli. E poi non sanno giocare. Son proprio bambini degenerati. Che schifo! Il loro unico divertimento è di seguire i carri funebri colmi di morti, e non sanno neppure piangere; o di andare a veder fucilare i genitori e i fratelli dietro la Fortezza. È il loro unico divertimento andare a veder fucilare la mamma. Proprio un divertimento da bambini ebrei."
Paramount Pictures, San Diego Comic-Con'da, Tom Cruise, Val Kilmer, Jennifer Connelly, Jon Hamm, Miles Teller, Ed Harris ve Glen Powell rol aldigi ve 26 Haziran 2020'de vizyona girecek Top Gun: Maverick'in fragmanini yayinladi.
https://m.media-amazon.com/images/M/...9,1000_AL_.jpg
https://youtu.be/RpRpxj0lqQU?t=7
Sony Pictures Entertainment, Once Upon a Time in Hollywood'dan ilk goruntuleri teaser tadinda yayinladi.
https://youtu.be/aRD2XmgIquU?t=1
20th Century Fox, Paramount Pictures ve Skydance, Terminator: Dark Fate setinden featurette yayinladi.
https://youtu.be/i1IwywuFaZI?t=2
Universal Pictures, Idris Elba, Rebel Wilson, Taylor Swift ve Judi Dench'in rol aldigi Cats'in fragmanini yayinladi.
https://pbs.twimg.com/media/D_yWtBxXoAAqX6k.jpg
https://youtu.be/_c_svbn__tQ?t=2