-
Fransiz ressam (Narcisse Virgilio Díaz) Narcisse Díaz de la Peña’nin olum yildonumu (18 Kasim 1876)
Idylle, 1853 (Amsterdam, Rijksmuseum)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...SK-A-1872.jpeg
Dans les bois, 1855 (Paris, musée du Louvre)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...C3%B1a_001.jpg
-
Kanada dogumlu Ingiliz yazar Percy Wyndham Lewis'in dogum yildonumu (18 Kasim 1882)
https://2.bp.blogspot.com/-6gqckPMDk...400/poster.jpg
"Mizahi, mizahin girtlagina tikadik. Bariscil maymunlari birbirlerine dusurmek icin kiskirttik. / We set Humour at Humour's throat. Stir up Civil War among peaceful apes."
"Parali askerler dunyanin en iyi savascilaridir. Biz modern dunyanin ilkel parali askerleriyiz. / Mercenaries were always the best troops. We are primitive Mercenaries in the Modern World."
https://flashbak.com/wp-content/uplo...am-lewis-4.jpg
"Kabullenebilecegimiz trajedi ise yan kaslarini simsiki SIKMIS, eli belinde bir durus sergilemeli ve bomba gibi bir kahkaha olmali. / We only want Tragedy if it can clench its side-muscles like hands on its belly, and bring to the surface a laugh like a bomb."
"Secilmis bir dunyanin zit beyanlarindan basladik ise. Iki uc nokta arasina yeniyetme safliginin saldirgan yapisini koyduk. / We start fromopposlte statements of a chosen world. Set up violent structure of adolescent clearness between two extremes."
-
Irlandali yazar ve oyun yazari George Bernard Shaw’in Binbasi Barbara (Major Barbara - Il maggiore Barbara) oyunu ilk kez 18 Kasim 1905 tarihinde Londra, Royal Court Theatre’da sahnelendi.
https://img1.od-cdn.com/ImageType-40...C%7DImg400.jpg
http://www.vancouversun.com/cms/binary/9504549.jpg
-
Turk oyku ve roman yazari, sair Sait Faik Abasiyanik'in dogum yildonumu (18 Kasim 1906)
“Kis Halic etrafinda Istanbul'dakinden daha sert, daha sisli olur.Bozuk kaldirimlarin uzerinde buz tutmus camur parcalarini kirarak erkenden ise gidenler; mektep hocalari, celepler ve kasaplar fabrikanin onunde bir muddet dinlenirler, kocaman bir duvara sirtlarini vererek ustune zencefil ve tarcin serpilmis salep icerlerdi. Yun eldivenlerin icinde sakli kiymettar elleri salep fincanini kucaklayan burunlari nezleli, kafalari grevli, istirapli pirinc bir semaver gibi tuten sarisin ameleler, mektep hocalari, celepler, kasaplar ve bazen fakir mektep talebeleri kocaman fabrika duvarina sirtlarini verirler; ustune ruyalarinin mabadi serpilmis salepten yudum yudum icerlerdi.”
https://i.dr.com.tr/cache/600x600-0/...00449998-1.jpg
“Du coté de la Corne d’Or, l’hiver est plus rude, plus brumeux qu’à Istambul. Ceux qui se rendent de bonne heure au travail en brisant les blocs de boue gelée sur les trottoirs défoncés - maîtres d’école, m**uignons et bouchers - faisaient une pause devant l’usine; ils buvaient du salep saupoudré de gingembre et de cannelle, tournant le dos au mur immense. Ouvriers blonds, maîtres d’école, m**uignons, bouchers et, parfois, écoliers pauvres, leurs précieuses mains enfouies dans des gants de laine enveloppant la tasse de salep, le nez enrhumé, la tête en grève, fumant comme un samovar chagrin, tournaient le dos au mur immense de l’usine ; ils buvaient à petites gorgées le salep saupoudré de leurs rêves d’avenir.”
“Icki, sevgili, ev, aile, arkadas, eglence, dunya isleri, bir aralik fikir bile... Hepsi, hepsi zarina igne batirilmis, cigara tutulmus kirmizi, yesil, sari, turuncu balonlara dondugu gunlerimiz olur. Her sey rengini, ucarligini, sevincini lahzada bosaltir. Oyle zamanlarimiz olmamasina imkan mi vardir? Balonlarina hic igne batirilmayan insanlar da yasiyor. Onlari gun olur kiskanir, gun olur kucuk gorurum.”
https://i.dr.com.tr/cache/600x600-0/...00416790-1.jpg
"L'alcool, l'amour, la maison, la famille, l'amitié, l'amusement, les affaires de ce monde, et même une idée... Il est des jours où toutes ces choses ressemblent à des ballons rouges, verts, jaunes, orange percés par une aiguille ou une cigarette allumée. Tout perd instantanément sa couleur, sa légèreté, sa joie. Peut-on échapper à ces moments-là ? Existe-t-il des gens dont les ballons ne sont jamais percés ? Selon les jours, je les envie ou je les méprise."
"Gunun birinde dostluklardan, insanlardan ve hayvanlardan ve agaclardan ve kuslardan ve cimnelerden yapilmis vazife hissi ile carpan yureklerle dolu bir alemde yasayacagimizi dusunelim. Bir ahlakimiz olacak ki, hic birkitap daha yazmadi. Bir ahlakimiz, bugun yaptiklarimiza, yapcaklarimiza, dusunduklerimize, dusuneceklerimize hayretler icinde bakan bir ahlakimiz. O zaman seninle daha uzun dostluklar ederiz patlak goz. O zaman hic merak etme. Dostum panco da bana hak verecektir. Kilise ahlakindan soz acmayacak. Dostlugun olaganustu guzelligini cocuklarina anlatacaktir."
http://images.ykykultur.com.tr/uploa...ikaye-2535.jpg
“Let's think about living some day in a world made of friendship, with hearts beating with duty and feeling, and people and animals and trees and birds and lawns. We'll have a morality never written in a book. A morality that looks in surprise at what we do now and what we'll do in the future, what we think now and what we will think. Then we'll have a longer friendship, Bug-eyes. Then, don't worry. My friend PanCo will agree. He won't talk about church morality. He'll tell his children about the extraordinary beauty of friendship.”
-
Italyan yonetmen Bernardo Bertolucci’nin babasi sair Attilio Bertolucci’nin dogum yildonumu (18 Kasim 1911)
https://pbs.twimg.com/media/EJo5ab9W...jpg&name=small
https://image.slidesharecdn.com/laro...?cb=1360050697
Senin icin toplayacagim
Bahcenin son gulunu
Ilk sislerde
Ciceklenen beyaz gulu.
Onu gordu hirsli arilar
Dune kadar
Ama o hala o kadar tatli ki
Titretir.
Otuz yasindaki bir resmindir
Biraz unutkan, o zaman olacagin gibi.
-
Turk sair Ilhan Berk'in dogum yildonumu (18 Kasim 1918)
'Biri aramis beni,' dedi, 'kim olabilir ki?'
Bir sap feslegeni gorunce, kapida sokulu.
Iple tutturdugu kapiyi itip acti. Bakindi.
Uc yaprak daha dusmustu asmadan. Uc kuru yaprak.
Catlamis narlari gordu, yeni goruyormus gibi.
Mutfaga birakti elindeki soganlari, tuzu.
'Aksam olmus,' dedi sonra, odaya girince.
Gitti ustunu degisti, lambaya gaz koydu.
Odun atti ocaga, tutusturdu. Komsudan
sesler geliyordu. Balik mi kizartiyorlardi?
Oturdu sonra elinde aksamla o bir dal feslegen.
https://listelist.com/wp-content/upl...tap-okuyor.jpg
Quelqu’un m’a cherché? Qui cela peut-il être ?', a t-il dit
en voyant le brin de basilic sur la porte.
Il l’a ouverte, elle était attachée par une ficelle.
Il a regardé. Il était tombé trois autres feuilles
de la vigne vierge. Trois feuilles sèches.
Il a vu les grenades éclatées, comme pour la première fois.
Il a posé les oignons et le sel à la cuisine
Il a dit : « Le soir tombe » en entrant dans la chambre.
Il s’est changé, il a mis du pétrole dans la lampe.
Il a mis du bois dans la cheminée, il l’a allumée. Des voix
venaient de chez le voisin. Faisaient-ils griller du poisson ?
Puis il s’est assis, le soir entre les mains et ce brin de basilic.
Eski bir urba gibi kent. Eski bir urba gibi giyiyorum kenti
Bir kadirgayi. Turlu seslerdeki bir saati
Sutluce’yi. Sutluce’deki bir avluyu
Eski takvime gore ok atanlari. Nisan taslarini
Ve bir yagmuru, yeraltlarini dolasan. Yinimin
Atlasinda gidip gelen
Ve kalan
https://i.idefix.com/cache/600x600-0...08768001-1.jpg
La ville est comme un vieil habit. Un vieil habit de ville
que je porte. Une galère. Une horloge aux voix multiples.
Sutluce. Une cour à Sutluce.
Ceux qui tirent les flèches selon l’ancien calendrier.
Les trophées de pierre et la pluie
qui parcourt les souterrains. Qui va et vient
dans l’atlas de mon corps
-
Fransiz roman ve deneme yazari ve edebi elestirmen (Valentin Louis Georges Eugène) Marcel Proust’un olum yildonumu (18 Kasim 1922)
“Sevdigimiz zaman, ask o kadar buyuktur ki, bir butun olarak icimize sigmaz; sevdigimiz insana dogru yayilir, onda kendisini durduran, baslangic noktasina geri donmeye zorlayan bir yuzey bulur; iste karsimizdakinin hisleri dedigimiz sey, kendi sevgimizin carpip geri donusudur; bizi gidisten daha fazla etkilemesinin, buyulemesinin sebebiyse, kendimizden ciktigini fark etmeyesimizdir.” Cicek Acmis Genc Kizlarin Golgesinde
https://images-na.ssl-images-amazon....1OWVL9xemL.jpg
“Quand on aime, l’amour est trop grand pour pouvoir être contenu tout entier en nous ; il irradie vers la personne aimée, rencontre en elle une surface qui l’arrête, le force à revenir vers son point de départ et c’est le choc en retour de notre propre tendresse que nous appelons les sentiments de l’autre et qui nous charme plus qu’à l’aller, parce que nous ne reconnaissons pas qu’elle vient de nous.”
https://pbs.twimg.com/media/C_YQSZmWAAAXxVW.jpg
"Ne var ki, uzak bir gecmisten geriye hicbir sey kalmadiginda, insanlar oldukten, nesneler yok olduktan sonra, bir tek, onlardan daha kirilgan, ama daha uzun omurlu, daha maddeden yoksun, daha surekli, daha sadik olan koku ve tat, daha cok uzun bir sure, ruhlar gibi, diger her seyin yikintisi uzerinde hatirlamaya, beklemeye, ummaya, neredeyse elle tutulamayan damlaciklarinin ustunde, bukulmeden, hatiranin devasa yapisini tasimaya devam ederler."Kayip Zamanin Izinde
-
Irlandali oyun yazari George Bernard Shaw, 18 Kasim 1926 tarihinde kazandigi aciklanan Nobel Edebiyat Odulu’nu kabul ettigini fakat para odulunu “Dinamiti icat ettiginden dolayi Alfred Nobel’i affedebilirim; ama ancak insan kisvesinde bir zebani Nobel Odulu’nu icat etmis olabilir. (I can forgive Alfred Nobel for inventing dynamite, but only a fiend in human form could have invented the Nobel Prize.) ” sozleriyle reddettigini acikladi.
https://pbs.twimg.com/media/El6-FoRW...jpg&name=small