Alıntı:
20 yıldır ilaç sektörünün içinde, eczane eczacısı ve ilaç firması çalışanı olarak bulunan bir eczacı olarak şöyle yorumluyorum bu krizi. öncelikle bu kriz sadece her yıl şubat ayında yapılan kur ayarlamasına bağlı zam sebebiyle değil. çok bileşenli bir problemle karşı karşıyayız.
kur artışına bağlı zam bir sebep tabii ki. ancak devlet uzunca bir zamandır, ameliyat malzemeleri gibi hastanede kullanılan bir çok tıbbi cihaz ve malzemenin parasını medikal firmalarına ve ilaç firmalarına ödemiyor. birikmiş çok ciddi bir borcu var. bunun yanında “dolarla mı yaşıyoh” diyerek populizm yapıyorlar ama ilaç ve ilaç üretimi için gereken tüm maddeler döviz ile alınıyor. döviz kuru her sene şubat ayında hükümet tarafından belirleniyor ve bu kur 2021 yılında 4,70 tl civarında sabitti. gerçek euro kuru ise şu anda 16 tl civarında. ilaç firmaları ve medikal firmaları zaten gerçek olmayan bu kur oranı ile kazançlarının büyük bir kısmından devlet lehine feragat ediyorlar.
bunun yanında ise ülke ekonomisi yaşadığı döviz krizi ile iflasın eşiğinde. şubat ayında devlet yeni bir kur belirleyecek ilaç için ve bunu 2023 yılı şubat ayına kadar da sabit tutacak. peki bu yıl kur belirlendikten sonra diyelim ki kuru da 6,15 tl yaptı, ki aşağı yukarı gerçekleşecek rakam da bu, örneğin mart ayı başında euro kuru 25 tl’ye yükselirse ne olacak? yükselmeyeceğinin bir garantisi var mı?
tüm bunları bir arada düşünün, işte ilaç krizinin aşağı yukarı sebebi bu. ve daha kötüsü bu ekonomik durum böyle devam ettiği müddetçe bu kriz artarak devam edecek. malesef.