-
-
Goncourt Odullu Fransiz roman yazari, yonetmen ve senarist (Émile Ajar) Romain Gary’nin olum yildonumu (2 Aralik 1980)
"Boylesine genc, boylesine kucukken, bu kadar cok sevilmek hic iyi bir sey degil. Insanda kotu aliskanliklara yol aciyor. Her seyi yasadiginizi saniyorsunuz. Her seyi bildiginizi saniyorsunuz ve olanlar size siradan seylermis gibi geliyor. Gozunuzu daha yukarilara dikiyor, doyumsuz oluyorsunuz. Gozluyor, umut ediyor, bekliyorsunuz. Boyle bir anne sevgisiyle donaninca, hayat, size daha cocuklugunuzun safaginda bazi seyler ustune yemin ettiriyor ve bu yemini tutamiyorsunuz. Sonunda, hic bir seyi umursamayan, hic bir seyden tat almayan bir adam durumuna geliyorsunuz. Bir kadin sizi kollarinin arasina alacak, size sarilacak olsa, bir yandan eliniz kolunuz baglaniyor, ote yandan buyuk bir vicdan azabina kapiliyorsunuz. Sonra atilmis bir kopek yavrusu gibi, gidip annenizin mezarina kapaniyorsunuz: Bir daha yapmayacagim, bir daha asla yapmayacagim, kesinlikle bir daha yapmayacagim. Tapilasi kollar boynunuza sariliyor, yumusacik dudaklar kulaginiza ask sozcukleri fisildiyor, ama sizin umurunuzda mi! Siz o pinara coktan gitmissiniz bile ve doyuncayadek icmissiniz. Sonra, susuzluk yeniden bogaziniza sarildiginda dort bir yana saldiriyorsunuz ama artik is isten gecmis oluyor; butun kuyular kurumus, size yalnizca serap kalmis. Daha safakla birlikte cok SIKI bir ask egitiminden gecmissiniz ve oyle ki, onun izlerini hala govdenizde tasiyorsunuz." Safakta Verilmis Sozum Vardi
https://images-eu.ssl-images-amazon....VZB1Rh%2BL.jpg
"Il n'est pas bon d'être tellement aimé, si jeune, si tôt. Ca vous donne de mauvaises habitudes. On croit que c'est arrivé. On croit que ça existe ailleurs, que ça peut se retrouver. On compte là-dessus. On regarde, on espère, on attend. Avec l'amour maternel, la vie vous fait à l'aube une promesse qu'elle ne tient jamais. On est obligé ensuite de manger froid jusqu'à la fin de ses jours. Après cela, ch**ue fois qu’une femme vous prend dans ses bras et vous serre sur son cœur, ce ne sont plus que des condoléances. On revient toujours gueuler sur la tombe de sa mère comme un chien abandonné. Jamais plus, jamais plus, jamais plus. Des bras adorables se referment autour de votre cou et des lèvres très douces vous parlent d'amour, mais vous êtes au courant. Vous êtes passé à la source très tôt et vous avez tout bu. Lorsque la soif vous reprend, vous avez beau vous jeter de tous côtés, il n'y a plus de puits, il n'y a que des mirages. Vous avez fait, dès la première lueur de l'aube, une étude très serrée de l'amour et vous avez sur vous de la documentation. Partout où vous allez, vous portez en vous le poison des comparaisons et vous passez votre temps à attendre ce que vous avez déjà reçu."
"Bence cok cirkin biriyle yasadiginizda, sonunda onu cok cirkin oldugu icin de seversiniz. / Moi je pense que lorsqu'on vit avec quelqu'un de très moche, on finit par l'aimer aus. / In my opinion, when you live with somebody that's very ugly, you end up loving this person for that very reason.” Onca Yoksulluk Varken
https://images-na.ssl-images-amazon....1jpls8s5XL.jpg
"Insanoglu dus kurmaya basladigindan bu yana, o kadar cok imdat cagrisi yapildi, denize o kadar cok sise atildi ki, denizi hala gorebilmek, denizin yerinde bir sise yigini gormemek insani sasirtiyor. / Depuis que l'homme rêve, il y a déjà eu tant d'appels au secours, tant de bouteilles jetées à la mer, qu'il est étonnant de voir encore la mer, on ne devrait plus voir que les bouteilles. / Since when one has started dreaming, there were so many cries for help and so many bottles thrown into the sea, that it is amazing we still can see the sea when we should see only bottles.” Biletiniz Buraya Kadar
-
Ingiliz sair ve yazar Philip (Arthur) Larkin'in olum yildonumu (2 Aralik 1985)
https://www.neh.gov/sites/default/fi...&itok=25GIhwac
https://www.poemhunter.com/i/poem_im...-is-so-sad.jpg
Huzunludur baba evi. Kalir birakildigi gibi
Kendini son terk edenin zevkine uygun,
Yeniden kazanmaz istercesine o gideni.
Oysa, sevindirecek kimsesi yokken, solgun,
Bir turlu unutamaz yitirdiklerini.
Ve yeniden baslayamaz donup geriye,
Iste, her sey boyle olmali, deyip coskuyla
Bunu denedigi gunlere. Coktan ugramis yenilgiye.
Nasildi bir zamanlar! Bakin: resimlere, su vazoya.
Catal bicak. Notalar piyanonun ustunde
-
Police Squad isimli tv dizisinden uyarlanan, David Zucker’in yonettigi, Leslie Nielsen, Priscilla Presley ve O.J. Simpson’in basrollerini paylastigi komedi Ciplak Silah (The Naked Gun: From the Files of Police Squad - Una pallottola spuntata) 2 Aralik 1988’de vizyona girdi.
https://media.giphy.com/media/8iBMxhcHo2s8g/giphy.gif
https://media.giphy.com/media/zblC90CCdokEM/giphy.gif
https://media.giphy.com/media/FQWAMyHFLu1P2/source.gif
https://media.giphy.com/media/gwqez8gEsuTCw/giphy.gif
-
Amerikan klasik muziginin oncu bestecisi Aaron Copland'in olum yildonumu (2 Aralik 1990)
http://crescendo.interlochen.org/sit...d_header_0.jpg
-
Kanadali roman yazari (William) Robertson Davies’in olum yildonumu (2 Aralik 1995)
https://whyevolutionistrue.files.wor...es-7-29-29.jpg
“Yazarlar kedileri sever cunku kediler sessiz, sevilesi ve bilgedir. Ve kediler de yazarlari sever; ayni sebeplerden.”
https://img.libquotes.com/pic-quotes...te-lbh8f7a.jpg
“Icsel vizyonun sahtesini yapmak kadar kolay bir sey yoktur.”
-
Hirvat asilli Avusturyali filozof ve toplum elestirmeni Ivan Illich'in olum yildonumu (2 Aralik 2002)
"Yaban insan icin doga ne kadar gizemliyse, cagdas tuketici icin insan yapimi cevre de bir o kadar gizemli ve anlasilmaz bir hale gelmistir. Ayni zamanda, egitim materyalleri okul tarafindan denetim altina alinmistir. Basit egitim amaclari, profesyonel egitimciler icin uzmanlik konusu haline gelmistir.
Ogretmen kendi profesyonel uygulama alani olarak tanimladigi ders kitabini kiskanmaktadir. Ogrenci, laboratuvar calismasini okul calismasiyla ozdeslestirdiginden, laboratuvardan nefret eder hale gelebilmektedir. Yonetici, kutuphaneyi ogrenme mekani olarak kullanmak yerine, oyun mekani olarak kullanan ogrencilere karsi, maliyeti son derece yuksek kamu arac gereclerini savunmak amaciyla kutuphane gardiyanligi tavrini mantikli bir sekilde aciklamaktadir. Bu ortamda ogrenci; haritayi, laboratuvari, ansiklopediyi, ya da mikroskobu ancak mufredatin kendisine on gordugu siklikta yani cok nadir kullanabilmekte ya da asla kullanmamaktadir. Onemli klasik yapitlar bile, bireyin yasaminda onemli bir iz birakmak yerine, sadece mufredatta bulunsun diye programa alinmaktadir." Okulsuz Toplum
https://images-na.ssl-images-amazon....179wur76lL.jpg
"Die von Menschen geschaffene Umwelt ist so unbegreiflich geworden, wie es die Naturfür die Primitiven ist. Gleichzeitig ist das Bildungsmaterial von der Schule monopolisiert worden. Einfache Bildungsgegenstände werden von der Wissensindustrie aufwendig verpackt.
Der Lehrer hütet eifersüchtig sein Lehrbuch, das er als berufliches Werkzeug versteht.Der Schüler lernt vielleicht das Laboratorium hassen, weil er dabei an Schularbeitendenkt. Der Bibliothekar rechtfertigt seine Haltung als Beschützer der Bibliothek damit,daß er eine kostspielige öffentliche Einrichtung gegen diejenigen verteidigen müsse, dielieber damit spielen als daraus lernen möchten. In einer solchen Atmosphäre benutzt derSchüler allzu oft Landkarten, Laboratorium, Nachschlagewerke oder das Mikroskop nurin den seltenen Augenblicken, wenn das im Lehrplan vorgesehen ist. Selbst die Klassiker werden zu einem Teil des letzten Schuljahres, anstatt eine neue Wende im Leben eines Menschen zu markieren."
-
Ingiliz rock grubu The Rolling Stones, 23. Ingiltere - 25. Amerika albumu olan Blue & Lonesome'i 2 Aralik 2016'da Polydor Records etiketiyle piyasaya surdu.
https://pbs.twimg.com/media/DtZrrs2XQAERmrU.jpg