Dolarda Yükseliş Kaçınılmaz XII

Koç Holding tarihinde ilk kez hisse geri alım programı açıkladı
https://www.bloomberght.com/koc-hold...ikladi-2283547

bunuda gördük eee sırada ne var

Alıntı:

---

Originally Posted by Desidero74

İstanbul sözleşmesi laflarınin pratikte hiç bir anlamı olmadığını kaç kişi biliyor bu ülkede bilmiyorum , hakimler kadın erkek evlilik anlasmazliginda İstanbul sözleşmesine göre mi karar veriyor hayirrrr.

Bu toplumda bu sözleşmeyi savunan da karşı çıkan da bundan habersiz sallıyor , 6284 no lu yasa da gerekli gereksiz her şey var , evet bu yasaya göre kadın erkek eşit değil, kadın erkekten üstün , kadın beyanı esas ve doğru olması gerekmiyor bunun şimarttigi pek çok kadında var kadın kendine dışarıdan tokmakci bulmuş parayı eski kocasına ödetiyor , boşansa bile yeni evlilik yapmıyor ya nafaka alıyor yıllarca , ya babadan falan maaş hatta bunu başörtülü hatunlar daha fazla yapiyor .

İstanbul sözleşmesinin pratikte hiç bir anlamı yoktur yargıçlar cinsel eğilim veya kadın hakları dahil hiç bir konuda bununla bir karar veremezler , bu gerekli yasaların çıkması için bir niyet mektubu gibidir .

Ha eksik olan ne şu, batıda bugün kadın kadın , erkek erkek evlilik yapıyorlar resmi olarak bunun düzenlemeleri yok henüz bunu ozleyenler bu düzenleme ciksinda hemen evlenelim diyen ipineler ve lb ler için problem.

O zaman öyle söylensin kadın beyanı esas çalışan ( pek çok yalan söyleyip kocasıni evden attıran kadın da var çeşitli nedenlerle) aile mahkemeleri ve sistemin arkasına saklanıp sanki kadın hakları savunuculugu adı altında konuşanlara gelsin .

Bilmeyen KADEM vakfını da incelesin.Bu yasayı onlar çıkarttı , ama sözel olarak sanki başkaları çıkarttı.

Ben şahsen erkeğin veya kadının kazandıklarının kendisine ait olmasını savunuyorum , kadınlar ,erkeginde rızasıyla ,çocuk yapıp iş hayatindan feragat etmişse bir karşılığı olabilir ama pastayı anında ortadan ikiye bölen sistemle evlilik falan olmaz , bu yasalar evlenmeden birlikte yaşamayı destekleyen yasalardir, mesela adam yasaya göre evlenmeden birlikte yaşadığı kadına bakmak zorunda değilken evlendiğinde resmen başını belaya sokmaktadır .

Mal rejimi ayrılığı benimsense bile , kadın bir iki arkadaşını yalancı şahit gösterip biraz rol kesse güzel bir tazminat koparabilir .
Facebook ta sosyal medyada vb pek çok avukat var kadınları ikna edip kocalarına dava actirmaya çalışan bu sayede para kazanıyorlar.

Muhakkak mağdur edilen kadınlarda var yasalar onları korumalı ancak tek taraflı beyan üzerine çalışan asla doğruluğu aranmayan sistemle íş yürümez .

---

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ve Cenevre Sözleşmesinin de pratikte hiç bir anlamı yok, başlamışken onlardan da çıkmak lazım. (?)

Kanun ve hatalı uygulamaları konusunda haklısınız, pozitif ayrımcılık yaparken kantarın topuzunun kaçtığını, görüyoruz, duyuyoruz.

İstanbul Sözleşmesi konusunda birçok Avrupa ülkesinin de kafası karışık, bunlar da biliniyor.

İlk kabul eden ülke olarak, bu sözleşmeden tartışmadan, konuşmadan, mecliste görüşmeden çekilme nedeni, bazı iktidar payandası aşırı uçların baskısı neticesinde gelişti. Yani, bu sözleşmeden bazı radikal kesimler istemiyorlar diye çekildik, üstelik bahsettiğiniz asıl sorunlu iç hukuk düzenlemeleri sabit kalırken, üstelik iktidar cephesinin diğer kısımları da buna muhalif oldukları halde.

Mevzu bu...Mesele marjinal cinsel tercihler boyutuna indirgenerek, karartılıyor. Kaldı ki sözleşme kısmen de kabul edilebilir, ilgili kısımlar hariç de tutulabilirdi.

İstanbul Sözleşmesinden çekilme konusunda baskı yapan radikaller kim? Bunlar ne istiyor, ne düşünüyor kadın erkek meselesinde?

Kanun koyucu ana çatıyı çatar, temeli atar, gerisi çoğunluk menfaatine düzenlenir, bunların üstünlüğü değişken dinamik oluşundadır. Bütün çarpık yapı hala yürürlükte, ana çatıyı tarif eden bir niyet göstergesinden vazgeçildi niye, bir grup radikal istedi diye.

Meydan boş. Her şey iki dudak arasında, meclise ne gerek var ki? Toplumsal mutabakat zaten hak getire...

Alıntı:

---

Originally Posted by Achiles

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ve Cenevre Sözleşmesinin de pratikte hiç bir anlamı yok, başlamışken onlardan da çıkmak lazım. (?)

Kanun ve hatalı uygulamaları konusunda haklısınız, pozitif ayrımcılık yaparken kantarın topuzunun kaçtığını, görüyoruz, duyuyoruz.

İstanbul Sözleşmesi konusunda birçok Avrupa ülkesinin de kafası karışık, bunlar da biliniyor.

İlk kabul eden ülke olarak, bu sözleşmeden tartışmadan, konuşmadan, mecliste görüşmeden çekilme nedeni, bazı iktidar payandası aşırı uçların baskısı neticesinde gelişti. Yani, bu sözleşmeden bazı radikal kesimler istemiyorlar diye çekildik, üstelik bahsettiğiniz asıl sorunlu iç hukuk düzenlemeleri sabit kalırken, üstelik iktidar cephesinin diğer kısımları da buna muhalif oldukları halde.

Mevzu bu...Mesele marjinal cinsel tercihler boyutuna indirgenerek, karartılıyor. Kaldı ki sözleşme kısmen de kabul edilebilir, ilgili kısımlar hariç de tutulabilirdi.

İstanbul Sözleşmesinden çekilme konusunda baskı yapan radikaller kim? Bunlar ne istiyor, ne düşünüyor kadın erkek meselesinde?

Kanun koyucu ana çatıyı çatar, temeli atar, gerisi çoğunluk menfaatine düzenlenir, bunların üstünlüğü değişken dinamik oluşundadır. Bütün çarpık yapı hala yürürlükte, ana çatıyı tarif eden bir niyet göstergesinden vazgeçildi niye, bir grup radikal istedi diye.

Meydan boş. Her şey iki dudak arasında, meclise ne gerek var ki? Toplumsal mutabakat zaten hak getire...

---

Bu mutabakattan çıkılmasını savunanlar akit gazetesi başta olmak üzere yasa ve uygulamalarla ilgili kör sağır dilsiz numarası yaptılar .

O zaman tek anlamı "hesapta " muhafaza kar kesimin gazıni almak , bugün her yerde genelev sayısı azaltılıyor pek çok ilde yok diye biliyorum İstanbul'da Karakoydeki sanıyorum kalktı , FAKAT , sahibinden.com a girin kiralık oda daire vb deyin semt olarak da atın bir ilçe adı , yüzlerce hijyenik daire 50 100 TL arası ilanı goreceksiniz ,birine mesaj gönderdim günlük yazıyordu dedim günlük mu diye adam cevapta bana saatlik dedi , her yer kerhane olunca kerhaneye gerek kalmıyor tabii .

Aih sözleşmesi kararları zaten fiilen uygulanmıyor , ya da kişiye bağlı mesela adama iddianame ile net suçlama yapmıyorlar ama hapiste tutuyorlar gibi gibi.

Bence o iki sözleşme başta uygulansın diye demokratik baskı gerekirken , insan hakları ve Cenevre milletten muhalefet ten gık neredeyse çıkmıyor .

Biz bize benzeriz , her işimiz " mış " gibi yapmak.

Gerçi Cenevre sözleşmesinden hiç bir surette cekilemeyiz :) onu konuşmak abes olur .

Dolar 6.20 olacak az kaldi..:) societe generale ve capital economics söylüyor..6 şubat 2021 :)

SM-A520F cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.

Köşe yazarları ve siyasiler bu Bizans sözleşmesi hakkında hep yuvarlak konuşuyorlar, yazılanlardan anladığım kadarı ile pek matah bir şey değil bu sözleşme.

Bugün sayın muhalefet milletvekili Aylin Nazliaka nin TV de konuşmasını izledim , kendileri aynen şunu söylediler "kadın cinayetlerinin sebebi bu sözleşmeden çıkmaktır "( kadın cinayeti işleyenlere bı sorulmalı bakalım , İstanbul sözleşmesinden cikmasaydik sen bu haltı yemeyecek mıydın diye , acaba nedir haberleri var mı :) )
Dün akşam rahmetli Nejat Uygur un ,seninki can da bizimki patlıcan mi , adlı oyununu bilmem kaçıncı kez tekrar izledim , meğerse bugün Aylin Hanım Nejat Uygur , İsmail Dümbüllü gibi tuluat ustalarımızin yokluğunu aratmamak üzere konuşma yapacakmis , sağolsunlar Nejat Abi kadar olmasada beni bayağı bı güldürdü , ne diyeyim Allah ta Nazlı hanımı güldürsün , iyi bir tuluat sanatçısı olurdu.

Alıntı:

---

Originally Posted by Desidero74

Bu mutabakattan çıkılmasını savunanlar akit gazetesi başta olmak üzere yasa ve uygulamalarla ilgili kör sağır dilsiz numarası yaptılar .

O zaman tek anlamı "hesapta " muhafaza kar kesimin gazıni almak , bugün her yerde genelev sayısı azaltılıyor pek çok ilde yok diye biliyorum İstanbul'da Karakoydeki sanıyorum kalktı , FAKAT , sahibinden.com a girin kiralık oda daire vb deyin semt olarak da atın bir ilçe adı , yüzlerce hijyenik daire 50 100 TL arası ilanı goreceksiniz ,birine mesaj gönderdim günlük yazıyordu dedim günlük mu diye adam cevapta bana saatlik dedi , her yer kerhane olunca kerhaneye gerek kalmıyor tabii .

Aih sözleşmesi kararları zaten fiilen uygulanmıyor , ya da kişiye bağlı mesela adama iddianame ile net suçlama yapmıyorlar ama hapiste tutuyorlar gibi gibi.

Bence o iki sözleşme başta uygulansın diye demokratik baskı gerekirken , insan hakları ve Cenevre milletten muhalefet ten gık neredeyse çıkmıyor .

Biz bize benzeriz , her işimiz " mış " gibi yapmak.

---

Maalesef bu konuda haklısınız Sn Desidero74, fuhuş veya adı alenen fuhuş sayılmayan paralı metreslik/sevgililik neyse artık adı, mutlaka ama mutlaka içinde para dönen bir ilişki türü coşmuş durumda..

Hadi ikincisinin sınırları muğlak, nerede başlayıp bittiği, normal ilişkiden farkının ne olduğu veya normal ilişkilerin dinamiğinde de zaten bazı şeyler doğal sayılabileceğinden ayırdına varmak zor. Karikatürize edilmiş gibi bir haldeyse anlaşılabiliyor sadece.

Ama ilki, çok kötü, görmezden geliniyor yok sayılıyor.

Eskiden de, evvelden ezelden beri yok muydu vardı elbette, ama arttı, coştu patladı.

Orta kesim küçülüyor, aşağıya kayıyor, zihni dizilerle, internet fenomenleriyle doldurulmuş gençlik gıpta ediyor, benzemek arzusu da her şeyi yaptırıyor, nasıl olsa kim kime, dum duma...Her kesim için eğitimle bir statü kazanmak, para kazanmak fırsat eşitliği idi ve bu tam da halkçılık, sosyal demokrasi idi. Eğitim işsizler ordusunu gizlemek için kılıf oldu, eğitimli ev kızları ev delikanlıları doldu her yer. Geçen haberi vardı bilmem kaç senesi KPSS birincisi, yıllar geçmiş hala iş bekliyor.

İnsana topluma dair her dinamik çok boyutlu ve etkileşimli, bir taşı yerinde kaldırdınız mı yol iken hendek oluyor, hendeğe çamur doluyor. Reform diye diye içine ettiler her sistemin. Bunun elbette sonuçları olacaktı, oldu da..

İSKİ skandalında dönen para hepi topu birkaç milyon dolardı, şimdikiler o parayı koluna saat diye takıyor, neredeyse hiç bir şey kalmadı diye tanımlıyor.

Bunlar devletin, kurumlarının, siyasetin, toplumun, ailenin çöküş alametleri...

Din neydi, önce iyi ahlaktı...

Yoruldum.