Foreks Viop ve Mutluluk

Alıntı:

---

Originally Posted by Dore

eğer realitenin somutluğu yalnızca bir holografik hayalse; beynin bilinci ürettiğini söylemenin artık doğru olmadığına işaret etmiştir. Onun yerine, bilinç, beynin görünümünü yaratandır. Beden ve etrafımızdaki fiziksel olarak yorumladığımız herşeyi de o yaratır.

Yazıyı okudum. Güzel bir beyin fırtınası oldu tekrar teşekkür ederim.:yes:

Yukarıda alintiladigim kısımda realitenin somutlugu hayal olsa dahi bilincimiz bir gercek. Ve her birimizin bilinci farklı. Milyarlarca bilinç var. Evrenin holografik oluşu çok önemli bir mevzu degil bence:) Bilincin gerçekliği esas olan. Varız. Gercek olan bu.

Evet hersey birbiriyle baglantili. Arada güçlü bir bağ var. Ve bu bağ da bana göre Sevgi.. Enerji dediğimiz şey..

Geçen gün birsey herseydir derken kalben bir coskuya kapilip söylemiştim. Hersey etrafindakiyle vardır. Bütünün parçasıyız hepimiz.

Olayı şuraya bağlamak istiyorum. Çok derine inip odaklanmamiz gereken seyden ayrilmayalim. Yukarida da yazdım. Kisaca:

Birbirimizi sevelim. :kalp:

---

İdealizm x Materyalizm binlerce yıldır süren bir felsefi tartışmadır.
İdealizm: Önce düşünce vardır ve bu düşünce maddeyi oluşturur.
Materyalizm: Önce madde vardır, düşünce bu maddelerin ilişkisinden ortaya çıkar.

Günümüzde insanlara medya ve genel kültür aracılığı ile daha çok idealizm aşılanır. İyi düşün iyi olsun, her şey kafada başlar, evrene pozitif enerji gönderelim vs. Yukarıda arkadaşınızın size gönderdiği yazı da bunun bir türevidir.

Ben diyalektik materyalizm tarafındayım. Kısaca buna göre: Üretim ilişkileri düşünce dünyamızı belirler. Hak, hukuk, ahlak gibi kavramların hapsi bu insanlar arasındaki bu ilişkiden ortaya çıkar. Kabaca alt yapı üst yapıyı belirler.
Örneğin eski komşuluk ilişkilerinin olmaması insanların bilinçli tercihi değildir, mevcut şartlar insanları bu şekilde davranmaya iter.

Konu çok uzun, sadece ana hatları çizdim.

Alıntı:

---

Originally Posted by boymatlı

Kabaca alt yapı üst yapıyı belirler.
Örneğin eski komşuluk ilişkilerinin olmaması insanların bilinçli tercihi değildir, mevcut şartlar insanları bu şekilde davranmaya iter.

Konu çok uzun, sadece ana hatları çizdim.

---

Sn boymatlı selam:hi:

Değerli düşünceleriniz için teşekkürler. :yes:

İsterseniz parca parçada yazabilirsiniz aklınızdakileri güzel bir beyin fırtınası oluyor. Mutlu oluyorum..

Ben düşüncelerimi yazmıştım biliyorsunuz. Neyin neyden olduğu çok önemli değil. Varlık sahnesindeyiz önemli olan bu. Ve bana göre muazzam bir duzen var. Düzenin içine yerleştirilmişiz. Bizden istenilen de bağlantı kurmak.. Kendimizle.. Birbirimizle. Doga ile.. Canlilik ile.. Ve en onemlisi Yaraticimiz ile.. :kalp: Güzel baglantilar..

Yukarıda küçük bir bolum alintiladim. Bu konuda size katılamayacağım. İnsanlar git gide yaşamdan çekiyorlar kendilerini. Şartlar değil bence tembellik neden oluyor buna. Hicbirsey yapmama istekleri. Ve tabi giderek yanlizlasiyorlar. Suçu ise mevcut şartlara atıyorlar..

Ben her zaman derim. İyi insan olacaksan bile aktif iyi olmalısın. Pasiflik insanın sonudur.. Ayağa kalkmak lazım. (Mecazi anlamda:))

Sevgi ve saygılar:)

Alıntı:

---

Originally Posted by BaşKara

Kopi pest ettiğim yazı eski forumdan. Biraz new age tripleri var (bence). Bu mistik haller konusunda dikkatli olunup okunursa bir fikir verebilir diye paylaşmıştım.

Talbot'un kitabı ise gayet ilginç. Bir sürü şey öğrendim.

---

Çok sevindim:yes: Okumaya devam..

Evet fx icin bizden hayatımızı istiyorlar demiştim. Grafiklere arada bakıyorum.. Henuz tam kesemedim ilgimi. Dow 30800 lerden sonra 29400 lere bir inis bekliyorum.

Pozisyonum yok. Olmayacakta..

:)

Offf ya :kalp:
https://youtu.be/W0DM5lcj6mw

Alıntı:

---

Originally Posted by Dore

Gunaydin :hi:

Dowu beklerken Gold fx de 1710 dan uzun açtım. 1786 hedefli. Aşağıda 1628 var. Tekrar bir dip yapabilir. Bunu göz önünde bulundurarak az pozisyonla başlangıç yaptim:)

---

1628 i görmüş. Bence artık 1786 ya gitmeli. Dogalari gereği yukari yöndeki hedefleri yapıyorlar. Dow yapti mesela..

Bir kahve molası vermiştim. Artık işimin başına dönebilirim..

Görüşmek üzere:hi:

Alıntı:

---

Originally Posted by Dore

Sn boymatlı selam:hi:

Değerli düşünceleriniz için teşekkürler. :yes:

İsterseniz parca parçada yazabilirsiniz aklınızdakileri güzel bir beyin fırtınası oluyor. Mutlu oluyorum..

Ben düşüncelerimi yazmıştım biliyorsunuz. Neyin neyden olduğu çok önemli değil. Varlık sahnesindeyiz önemli olan bu. Ve bana göre muazzam bir duzen var. Düzenin içine yerleştirilmişiz. Bizden istenilen de bağlantı kurmak.. Kendimizle.. Birbirimizle. Doga ile.. Canlilik ile.. Ve en onemlisi Yaraticimiz ile.. :kalp: Güzel baglantilar..

Yukarıda küçük bir bolum alintiladim. Bu konuda size katılamayacağım. İnsanlar git gide yaşamdan çekiyorlar kendilerini. Şartlar değil bence tembellik neden oluyor buna. Hicbirsey yapmama istekleri. Ve tabi giderek yanlizlasiyorlar. Suçu ise mevcut şartlara atıyorlar..

Ben her zaman derim. İyi insan olacaksan bile aktif iyi olmalısın. Pasiflik insanın sonudur.. Ayağa kalkmak lazım. (Mecazi anlamda:))

Sevgi ve saygılar:)

---

Selam Sn Dore,
Her devirde egemen olan olan düşünce Egemenlerin düşünceleridir. Güç sahipleri kendi düzenlerini, mevcut şartları değiştirmek istemezler ama sizden pozitif düşünerek kendinizi geliştirebileceğinizi öğütler. milyonda bir gerçekleşmiş başarı hikayelerini de bize süsleyerek sunar. Çocukluğumdaki çizgi filmde söylendiği gibi ''uslu çocuklar olursanız bir gün siz de Şirinleri görebilirsiniz'' diyorlar.

Diyalektik materyalizm yaşama ve olaylara bakışımızı çok derinden etkiliyor. Anlaşılması ve özümsemesi zor bir konu. Burada yüzeysel alıntılar yapıp derin bir felsefi tartışmanın içine girmek ne burası yeri ne de benim haddimdir.
Sadece benim anladığım, içselleştirdiğim konularda örnekler verebilirim.
Diyalektik materyalizme göre her şey zıttı ile aynı anda vardır ve birbiri ile sürekli çatışma halindedir. Akla kara, aşağı yukarı, yaşamla ölüm vs uzar gider.
Tek bir doğru'dan bahsedemeyiz, bir şey aynı anda hem doğru hem de yanlış olabilir. Her şey şartlara ve zamana bağlı olarak sürekli olarak değişir.

Yukarıda söylediğiniz insanın yaşamdan çekilip yalnızlaşması sorunu ''Yabancılaşma sorunu'' olarak bilinir. Bu da üzerinde düşünülmesi gereken başka bir konudur. Kapitalist sistem üretim için insanlara biçtiği rollerle kendine yabancılaşmasına neden oluyor.

Doğa, canlılar ve yaratan ile sevgi bağı kuralım demişsiniz. Bu cümleniz de buram buram Vahdeti Vücut(Panteizm) kokuyor. Bu yol İbni Arabi'nin, Mevlana'nın yoludur. Buna göre doğada canlılar (tüm bitkiler, hayvanlar insanlar) ve cansızlar bir bütünün parçasıdır. Bu bütün yaratanın kendisidir, bütünün dışında ayrı bir yaratan yoktur. İnsan kendini bütün kötülüklerden arındırdığında Tanrı ile bütünleşir (Ene'l Hakk), bizatihi yaratanın kendisi olur. Bu düşüncenin klasik İslam ile de hiç bir ilgisi yoktur. Bu arada ben ateistim :)

Yaşamı anlama yolundaki çabalarınızda başarılar dilerim.