Alıntı:
Prof.Pedy
@dr_pedy
Bugün 112’den arandım. Merkeze uzak bir ilçede Menenjit şüpheli bir hasta olduğunu söylediler. Getirebilirsiniz dedim. Hastayı merkeze çektik. Hasta gelince değerlendirdik. Menenjit şüphesini doğrulamak için Lomber Ponksiyon yapılması gerekiyordu. Babanın yanına gittim.
Alıntı:
2) ‘Eşiniz de burdaysa işlem hakkında bilgi vereyim’ dedim. ‘O köyde hocam ekin biçiyorlar. Ben varım bir tek’ dedi. İşlem hakkında bilgi verdim. Riskleri nelerdir, neden yapıyoruz anlattım. ‘Siz ne derseniz o hocam. Önce Allah’a sonra size emanet’ dedi.
3) Bu sözleri duymayalı çok olmuş gibi geldi. Yaşadığımız problemlerle mücadele ederken bizzat bu halkın içinden geldiğimizi unutturmaya çalışmışlardı sanki herkese. Babaya baktım. Köylüler. Çocuğun da onun da üstü başı toz toprak içinde. Belli tarladan gelmişler.
4) Düşündüm. Bir anne var uzakta. Oğlu menenjit nedeniyle hastaneye kaldırılmış; ancak o maddi sebeplerden dolayı 40 derece sıcağın altında çalışmak zorunda kalmış. Ne olduğundan bi’haber belki de. Emekçiler. Taştan çıkarıyorlar ekmeklerini. Onam kağıdını babaya götürdüm.
5) Okumasını istedim. ‘Sen anlattın ya hocam. Sana güvenmeyecek miyim? Üzme beni’ dedi. Ben üzüldüm. Aldı imzaladı. Çocuğu işleme aldık. Problemsiz hallettik şükür. İşlem sırasında çocuğu uyuttuğumuz için babaya işlem hakkında ve sonrası hakkında bilgi verdim.
Alıntı:
6) 5 dk sonra çocuğu kontrole gittiğimde o koskoca babayı ağlarken gördüm. ‘Noldu? Üzülme. Bak bir problem yok. Birazdan uyanır. Niye üzülüyorsun? Beni de üzüyorsun’ dedim. ‘Ona üzülmedim hocam. Hayat işte’ dedi. Dışarı çıktım. Hemşireler de ağlıyor. ‘Noldu?’ dedim.
7) ‘Anne köydeymiş hocam. Onu sormuştuk. 100₺ için bu sıcakta gün boyu ekin biçiyorlarmış’ dediler. Acil çok yoğun olmasına rağmen sık sık uğradım yanlarına. Bir ihtiyaçları olup olmadığını sordum. ‘Allah razı olsun hocam. Siz ne gerekiyorsa yapıyorsunuz zaten’ dedi.
8) Karşımda dağ gibi bir adam vardı. Emekçi. Üstündeki tozu toprağı silkse onlarca ‘adam’ çıkarır o kirden. Sanki akrabammış, yakınımmış gibi paylaştık derdimizi oracıkta. Doktor ve hasta ilişkisi buydu aslında ülkemde. Kimse kimseye saygısızlık yapmamıştı.
9) Güven vardı aramızda. Zaten o babanın çocuğunun sağlığından başka ne isteği olabilirdi ki? Benim de orada bulunma sebebim bu değil miydi? Biz hekimler bu halkın tam merkezinden gelme bu vatanın evlatlarıyız. Karşılaştığımız hikayeleri, dokunduğumuz hayatları yazmaya kalksak +
10) kütüphaneleri doldururuz. Bize dokunulmasa, siyaset gibi lanetlere bulaştırmasalar biz hep böyleydik ülkemde halkımla. Ben memleketimden binlerce km uzakta vatanımın başka bir toprağındaki köylüyle böyleydik hep. Bizi başka zümrelere aitmişiz gibi gösterdiler.
Alıntı:
11) Biz göstermedik. Halktan kopmuşuz da kendi maaşımızın, rahatımızın derdine düşmüşüz gibi gösterdiler. Biz bunu yapmadık, istemedik. Bizi hedef tahtasına koydular. Anlattığım hikayedeki gibi bir dostluk yerine bize gelip ‘Bakacaksın! Edeceksin!’ cümlelerine sebep oldular.
12) Biz buna sebep olmadık. Biz her zerremize kadar bu halkın birer parçasıyız. Bunun aksini iddia edenlerle,bizi ötekileştirmeye çalışanlarla elbet hesaplaşacağız. Keşke sana daha güzel imkanlar sunabilseydik güzel baba. Yine de elimizden geleni yapmaya çalıştık. Güzel günlere…
.......................................