https://pbs.twimg.com/media/DO2cTpCW0AA937l.jpg
“Senin sessizligini anlamayan, muhtemelen senin sozlerini de anlamaz.”
Printable View
https://pbs.twimg.com/media/DO2cTpCW0AA937l.jpg
“Senin sessizligini anlamayan, muhtemelen senin sozlerini de anlamaz.”
https://pbs.twimg.com/media/DOya1QFX4AE9jSk.jpg
"Taclandiriyorsun sessizligin kubbesini."
Fransiz klasisist ressam Nicolas Poussin’in olum yil donumu (19 Kasim 1665)
Il Ratto delle Sabine (The rape of the sabine women, 1637-38)
http://www.lacooltura.com/wp-content...tto-sabine.jpg
Avusturyali besteci Franz Schubert’in olum yil donumu (19 Kasim 1828)
https://styriarte.com/cms/wp-content...h-1258x520.jpg
Ingiliz sair Alfred Tennyson, 19 Kasim 1850 tarihinde Kraliyet Sairi odulunu kazandi.
https://www.poemhunter.com/i/poem_im.../the-oak-2.jpg
Hayatini yasa
genc ve yasli,
ordaki mese agaci gibi
isikli baharda
altini yasayan.
Bereketli yaz
O zaman ve o zaman
donusur guze
ilimli rengiyle
altin yine.
Butun yapraklari
duser sonunda.
Bak, O durur
govde ve dal,
yalin guc.
19 Kasim tarihi Arthur Conan Doyle ve kurgusal dedektif Sherlock Holmes icin cok yogun bir tarihti. Zira Doyle, Sherlock Holmes Olum Doseginde (The Adventure of the Dying Detective) romanini 19 Kasim 1887 tarihinde; Sherlock Holmes Sussex Vampiri'nin Macerasi romanini da tesaduf olarak 19 Kasim 1896 tarihinde yazmaya basladi.
https://cdn.shopify.com/s/files/1/03...0x300.jpg?2186
http://vignette2.wikia.nocookie.net/...20150517072911
http://vignette4.wikia.nocookie.net/...20150210091803
Ikinci Dunya Savasi'nin ahlaki deneyimini anlatan unlu Alman yazar Anna Seghers’in dogum yil donumu (19 Kasim 1900)
“Isini bitirin!” Yuzbasi homurdanir gibi soylemisti bunlari ama, Erwin anlamisti.Sonunun yaklastigini kavramisti. Dun beyaz birlikler saray ahirlarini aldiklarinda kendi olumunu aklina bile getirmiş degildi. Daha 1914'de, biraz da gonullu olarak askere gittiginden bu yana olumu aklina getirmege alismisti gerci. O tarihlerde ordu onun gozunde kendi yoksul ve oksuz gencliginden daha degerliydi. Uniformayla dolasmak Berlin copculerinin kiliksiz gomleginden daha iyiydi. Onu daha fazla beslemek ve ogrenimi icin para vermek istemeyen amcasi bu acinacak isi bulmustu.
Yuzbasinin sozleri agzinin icinden, ya da dislerinin arasindan iki kez daha duyuldu : “Bitirin isini! Bitirin!” O tarihlerde ordu onun gozunde her sey demekti: ana, yurt ve barinak. Onur ve yurt sozlerini silaha sarilir gibi buyuk bir istekle benimsemisti. O gune kadar sadece itilip kakilan, soylesine katlanilan, ya da kimsenin hatirlamadigi bacaksizi simdi buyuk gorevler bekliyordu birden. Ilk buhranlardan sonra olum korkusuna alismisti; gunun birinde oleceklerini bildikleri halde bundan oturu hic de keyifleri kacmayan butun dunya insanlari gibi. Fakat onun gercekten yasamaya baslamasi, tam tarihiyle soylemek gerekirse, Aralik 1916'ya rastliyordu. Zira ilk beyanname o tarihte ve siperlerde eline gecmisti. Yuzbasinin: «“Bitirin isini!” buyrugu gercekten omrunun sonu anlamini tasiyorsa, o gunlerden bu yana uc yıldan cok gecmis degildi. Otomobil frenlerinin gicirtisiyla kafasini dolduruveren hepsi birbirinden sacma bir suru umut kopugunu bir turlu uzaklaştiramıyordu.” Oluler Genc Kalir
https://static.lafeltrinelli.it/stat...35/3032335.jpg
"Fatela finita!" Erwin percepí le parole malgrado il tenente le avesse solo sussurrate. Capí che la fine era prossima. Quando ieri le Guardie Bianche avevano preso le Scuderie, la propria morte gli era ancora sembrata inconcepibile. Era sí abituato a considerare la possibilità di morire, da quando nel 1914, ancora quasi un ragazzino, si era arruolato volontario. A quel tempo l'esercito prometteva piú della sua giovinezza orfana e miserabile. Meglio dentro un'uniforme che nello squallido grembiale della raccolta della spazzatura berlinese, gramo impiego procuratogli dallo zio perché non voleva mantenerlo oltre, e neppure scucire il denaro per un apprendistato.
L'eco risuonò ancora due volte nel suo intimo o tra i denti del capitano: "Finita! Finita!". A quel tempo l'esercito era per lui tutto in uno: madre, patria e rifugio. Aveva accolto le parole Onore e Patria altrettanto volentieri come le armi; improvvisamente il nanerottolo che veniva soltanto sopportato, picchiato o ignorato, era chiamato a grandi gesta. Dopo i primi accessi di paura fisica la minaccia della morte gli era divenuta naturale, come per tutti gli esseri viventi che sanno un giorno di dover morire, senza per questo farsi guastare la vita da queslla prospettiva. Ma la sua vita, a dire il vero, era cominciata nel dicembre del 1916, quando in trincea gli era capitato tra le mani il primo volantino. Da quei giorni non saranno passati piú di tre anni, se "Fatela finita!" significava davvero la fine. Non riusciva a scacciare l'esile e spumoso sciame di insensate speranze, che gli si gonfiò in testa solo allo stridere dei freni.”
Avusturya asilli Amerikali yazar, ogretim uyesi, yonetim danismani ve egitimci Peter F. Drucker’in dogum yil donumu (19 Kasim 1909)
“Clark. Ikinci Dunya Savasinin hemen oncesinde, devletin karsi konulmasi mumkun olmayan enflasyonist baskilara yol acmadan, gayri safi milli hasilanin ya da gayri safi kisisel gelirin yaklasik dortte birinden fazlasini alamayacagini soyluyordu, Yuzde 25 gercekten de bir esik olusturur mu, --- bilmiyorum-- gorunen odur ki esik yuzde 40'a daha yakin olabilir Ama boyle bir sinir vardir Bu sinirin uzerine cikildi mi, devlet gelirindeki artis artik ekonomiyi kamcilamaz. Ya ekonomiyi zayiflatip gunumuzde "stagflasyon" diye nitelendirilen durumu yaratir, ya da tirmanan enflasyonist baskilar olusturur.”
https://pictures.abebooks.com/isbn/9...293-us-300.jpg
“Clark asserted, just before World War II, that government could not take more than around one quarter of a country’s gross national product or gross personal income without creating irresistible inflationary pressures. Whether 25 percent is indeed the threshold, we do not know; the evidence would indicate that it might be closer to 40 percent. But there is such a limit. Above it, increased government revenue will not stimulate the economy. It will either depress it and create what we now call “stagflation,” or it will create mounting inflationary pressures.”