https://resmim.net/cdn/2022/10/21/OYHQF.png
Haftalık Logaritmik USD grafik.
TL olarak 69,10 ve 79,40 seviyeleri yakın hedefleridir. USD olarak ise 3,90 ve 4,75 yakın hedeflerdir.
Printable View
https://resmim.net/cdn/2022/10/21/OYHQF.png
Haftalık Logaritmik USD grafik.
TL olarak 69,10 ve 79,40 seviyeleri yakın hedefleridir. USD olarak ise 3,90 ve 4,75 yakın hedeflerdir.
Turkland isimli kucuk yabanci menseli bir banka, Ayrıcalıklı Hesap Yönetimi (Kron Singleconnect) sistemlerinin kurulumu ve yönetiminde en az 3 yıl ileri seviye tecrubeli eleman ariyor.
https://www.linkedin.com/jobs/view/3...earch_srp_jobs
Yatirim tavsiyesi degildir.
Turkcell, Vodafone Türkiye ve Türk Telekom yıllardır Kron'un müşterisi. Ancak, bildiğimiz kadarıyla bu şirketlere şirket bünyesinde ve ağırlıklı olarak telekom ürünlerini kullanması şeklinde bir satış durumu mevcut. Ayrıca, Turkcell Single Connect kullanıyor bildiğimiz kadarıyla. Turkcell'in son dönemdeki teknoloji şirketi satın alımları sonrasında konuyu yatırımcı ilişkilerine sorduğumda, "Turkcell'le ilişkilerimiz sağlıklı bir şekilde devam etmektedir." yanıtını almıştık.
Bunlara ilave olarak, Vodafone Business'le Haziran 2021 yılında yapılan bir anlaşma mevcut. Bu anlaşma, dünyada bir ilk olarak duyuruldu. Bulut ortamında, çoklu kiracılı yetkinliklere sahip bir hizmet olarak sunulduğu belirtildi. Sonrasında, (daha önce partnerler arasında Vodafone Business yoktu diye hatırlıyorum.) Vodafone Business partnerler arasına eklendi.
https://kron.com.tr/is-ortaklarimiz
Burada da Vodafone Business'in müşteri ve cihaz sayısına ilişkin bilgiler var:
https://www.teknoblog.com/vodafone-t...a%C5%9Ft%C4%B1.
Haberde, "Vodafone Türkiye’nin mobil müşteri sayısı 2021-22 mali yıl sonu itibarıyla 24.4 milyona ulaşırken, M2M (Makineler arası iletişim) dahil toplam mobil abone sayısı 27.3 milyon oldu." şeklinde belirtilmiş. Haberde bir ifade hatası ya da bilmediğimiz teknik bir detay yoksa; bu ifadeden M2M abone sayısının 2,9 milyon olduğu sonucu çıkarılabilir.
Haziran 2021 ayında yapılan bu satış anlaşması 2021 cirosuna ne kadar etki etti bilemiyorum (anlaşma yapılır yapılmaz ciddi miktarda satış yaplabilir mi hiçbir fikrim yok) ama Vodafone Türkiye'nin bu müşteri sayısı, ürün uygun ve küçük şirketler tarafından maddi olarak karşılanabilir bir satış şekliyle satışa sunulduysa, 2022 cirosuna kayda değer bir katkı sağlayabilr diye düşünüyorum.
Eskiden olsa, Vodafone Türkiye kullanıyorsa ürün iyidir ve Vodafone Global de neden Single Connect kullanmasın, onun da şu kadar müşterisi var, şu kadar ciro yapar falan diye hayallere kapılırdık. O işler öyle olmuyormuş onu anladık. Belki ilerde o da olur. İşnet-İşbank örneğinde bunu gördük. Sanki, ancak ve ancak ürün yeterince iyiyse oluyor bu tip satışlar gibi.
İşnet ise çok eski bir partner olmasına rağmen, İş Bankası'na satış yapıldığı yeni duyuruldu. Eskiden beri müşteriydi de yeni mi duyuruldu, daha önceden başka şirketle yapılan sözleşmesinin süresinin bitmesini mi bekledi, ihtiyaç yeni mi ortaya çıktı, yoksa üründe yapılan iyileştirmeler neticesinde kullanmaya yeni mi karar verdiler bilemiyorum. Ama ben sonuncu seçeneğı kuvvetli ihtimal olarak görüyorum.
Ayrıca, Kron sitesinde linki de olan Youtube videosunda Şekerbank yetkilisinin değerlendirmesinde; ürünün kurulumunda sorun yaşanmadığı, şirket çalışanlarının konuya yönelik eğitime ihtiyaç duymadığı ve servis ihtiyacı olduğunda Kron'un daima yanlarında olduğu belirtilmiş. Genel değerlendirmeleri de oldukça olumlu. Sahanın içinden bir değerlendirme olduğundan (sahada yaşanan/yaşanabilecek tüm sorunları ve ürünü almayı düşünen müşterilerin konuya yönelik endişelerine karşılık verebilecek bilgiler içerdiğinden) bu değerlendirmeyi oldukça değerli buluyorum.
Ben bir şirkette IT yetkilisi olsam bir ürün alımına karar verirken hangi özellikleri arardım?
- Kanuni regülasyonları karşılaması (olası bir sorunda hukuki dayanak olarak)
- Sıkıntılı bir durumda en kısa sürede üreticiye ulaşabilmek,
- Kurulum kolaylığı ve personelin ilave eğitime ihtiyaç duymaması,
- Ürünün kullanım kolaylığı,
- Ürünün bilinirliği ve yaygınlığı (risksiz tercih)
- Ürün maliyetinin düşüklüğü (Bu durum patronların hoşuna gider sanırım)
- Mümkünse yerli bir ürün olması (Koordinasyon ve iletişim kolaylığı, teşvikler vs.)
.....
Özellikle yeni nesil ağırlıklı satş yöntemi olan Cloud üzerinden satışlarda bu özelliklerin daha da öne çıktığını düşünüyorum. Evet cloud sayesinde dünyanın diğer bir ucunda, hiç tanımadığınız müşterilere leblebi gibi ürün satabilirsiniz ancak bu satış yönteminin bir takım gereksinimleri de içerdiği açık.
Gartner'daki son dönem Single Connect değerlendirmelerini (Kısmen de Cyberark'ınkileri) incelediğimizde;
- Ürün hakkında genel memnuniyetin yüksek olduğu,
- Gartner davetiyle değerlendirme yapıldığından (İlk değerlendirmeler gibi Kron'un davetiyle değil) değerlendirmelerin daha objektif olduğu,
- Ürünün binlerce uç cihazı yönetebilecek kapasitede olduğu/kapasiteye ulaştığı,
-Gartner ve diğer büyük rakiplere göre hala ucuz olduğu, (Hollanda'lı bir şirketin Gartner'daki bir değerlendirmesinde "Evet çok para ödediğimizi biliyoruz ama Cyberark büyük ve sektörde bilindik bir şirket, yapacak birşey yok tarzında bir yorumu var.)
- Sektördeki (özellikle yurtiçinde) bilinirliğinin arttığı, bunun müşteri büyüklükleri ve satışlara yansımaya başladığı,
- Cloud sayesinde dünyanın her yerinde satışların gerçekleşebildiği,
hususları gözüme çarpıyor. Tabi bunlar benim değerlendirmelerim. Doğru olmayabilir.
Bir de yanlış hatırlamıyorsam Sn.Lütfi Yenel Bloomberg'teki röportajında, artık ticari faaliyetlere ağırlık vereceğiz gibi birşey söylemişti. Ar-ge'ye harcanan miktarın rakam olarak büyük kalmaya devam edeceğini, ancak cirodaki oranının ciro arttıkça düşeceğini (%25'lerden %20'lere gibi) belirtmişti. Yani şirket buna uyar mı bilmem ama Sn. Yenel'in söylediğine göre ciro artsa da Ar-ge'ye harcanan para aynı oranda artmayacak. Önceden her fırsatta global, dev rakiplerle rekabet edebilmek için bu büyük Ar-ge ve satış-pazarlama giderlerinin yapılması şart diyordu Ben buradan ürünün/ürünlerin artık belli bir olgunluğa eriştiğini düşündüğü sonucunu çıkarıyorum.
Her 4 şirketten biri 1-20 milyon USD kayba yol açan veri gizliliği ihlaliyle karşılaştı - PwC
Kuruluştan yapılan basın açıklaması aşağıda bulunuyor:
PwC'nin Dijital Dünyada Güven Araştırması, kıdemli yöneticilerin önümüzdeki 12-18 ay içinde şirketlerindeki siber güvenliği geliştirme ve dönüştürmeye yönelik zorluk ve fırsatlarla ilgili görüşlerini bir araya getirdi. Araştırmaya, 65 ülkeden 3.522 kıdemli yönetici katıldı. Katılımcı şirketlerin %52'sinin geliri 1 milyar doların, %25'inin geliri ise 5 milyar doların üzerinde. Araştırmaya göre; dünyada her dört şirketten biri (%27) son üç yılda 1-20 milyon dolar arasında maddi zarara sebep olan veri gizliliği ihlaliyle karşı karşıya kaldı. Kuzey Amerika'da ankete katılan şirketlerde %34 ile bu oran daha yüksekken, dünyadaki şirketlerin sadece %14'ü bu süre boyunca hiçbir veri gizliliği ihlaliyle karşılaşmadığını bildiriyor.
PwC Türkiye Risk, Süreç ve Teknoloji Hizmetleri Şirket Ortağı Özkan Kıvanç, araştırmayla ilgili şunları söyledi: "Şirketlerin siber güvenlik programlarını iyileştirmede kaydettiği tüm ilerlemelere rağmen, araştırmamız alınacak daha çok yol olduğunu söylüyor. Dijital dönüşüme ayak uydurmak ve kamuoyunda güven oluşturmaya yardımcı olmak için şirketlerin, stratejik bir risk yönetimi programının yanı sıra, net, tutarlı raporlama süreçlerine ve iş sürekliliği ve acil durum planlarına ihtiyaçları var. Araştırmamızın ortaya koyduğu sonuçlardan bir diğeri ise siber güvenliğin bir ekip işi olması. Teknolojinin getirdiği riskleri yönetebilmek için, şirket liderlerinin ve şirket içinde her seviyedeki çalışanın Bilgi Güvenliği ekipleri ile iş birliği yapması ve siber güvenlik farkındalığını arttıracak adımlar atması kritik önem arz ediyor.''
Önümüzdeki yıl, şirketler siber güvenliğe yönelik adımları ve yatırımları artırmayı planlıyor. Katılımcı CEO'ların %52'si, şirketlerinin siber dayanıklılığını iyileştirmek amacıyla önemli girişimlerde bulunacağını söylüyor. CFO'ların çoğu da siber alana odaklanmayı planlıyor. Siber teknoloji çözümleri ve siber güvenlik çalışanlarını işe alma ve becerilerini geliştirme konuları bu taraftaki odak noktalarını oluşturuyor. Pazarlama yöneticilerine göre ise, siber güvenlik ihlallerinin maliyeti, doğrudan finansal maliyetlerin çok daha ötesine geçiyor. Son üç yılda siber saldırı veya veri gizliliği ihlali olayları nedeniyle şirketler en çok müşteri ve müşteri verisi kaybı, itibar veya marka zedelenmesi gibi olumsuz sonuçlarla karşılaştı. Bu gibi sebeplerle siber güvenlik, şirketlerin gündeminde üst sıralara yükselmeye ve siber saldırılara dair endişeler, şirketlerin en üst seviyelerine dek uzanmaya devam ediyor."
Siber güvenlik olaylarının zorunlu bildirimine olumlu bakılıyor
Siber saldırılar şirketlere milyonlarca dolara mal olsa da yöneticilerin %40'ından azı, bazı alanlarda siber güvenlik risklerine maruz kalma ihtimalini tamamıyla kontrol altına aldığını ifade ediyor.
Bu alanların arasında; uzaktan ve hibrid çalışmanın mümkün hale getirilmesi (%38'i siber risklerin kontrol altına alındığını söylüyor), bulut sistemlere geçişin hızlanması (%35), nesnelerin interneti kullanımının artması (%34) ve tedarik zincirinin giderek dijitalleşmesi (%32) bulunuyor.
Araştırmaya katılan operasyon odaklı yöneticiler arasında, tedarik zincirinin siber güvenliği öne çıkan bir endişe. 10 katılımcıdan 9'u tedarik zincirinde aksaklık yaratan bir siber saldırı karşısında şirketlerinin dayanıklılığı hakkında endişelerini dile getiriyor. Katılımcıların %56'sı ise son derece veya çok endişeli.
Araştırmaya katılan her beş şirketten dördü (%79) paydaş güveninin sağlanması için siber olayların zorunlu bildiriminde karşılaştırılabilir ve tutarlı bir formatın gerekli olduğunu ifade ediyor. Dörtte üçü (%76) yatırımcılara daha çok raporlama yapmanın hem şirket hem de tüm ekosistem için faydalı olacağı konusunda hemfikir. Aynı oranda katılımcı, hükümetlerin özel sektöre yönelik siber koruma mekanizmaları geliştirmek üzere zorunlu siber saldırı bildirimlerinin oluşturduğu veri tabanını kullanması gerektiğini belirtiyor.
Siber güvenlik olaylarının zorunlu bildiriminin olumlu karşılandığı açık bir tercih olsa da araştırmaya katılan yöneticilerin yarısından azı (%42) belirtilen raporlama sürecinde önemli/kayda değer bir olay hakkında şirketlerinin gerekli bilgiyi sağlayabileceğinden tamamen emin. Gereğinden fazla bilgi paylaşma endişesi söz konusuyken, katılımcıların %70'i kamuyla daha fazla bilgi paylaşmanın ve şeffaflığın da risk oluşturduğunu ve rekabet avantajının kaybına sebep olabileceğini söylüyor.
Siber saldırılar, şirketlerin gündeminde ekonomik durgunluktan daha üst sırada
Araştırmaya katılan yöneticilerin çoğu, şirketlerinin siber bütçesini artırmaya devam ettiğini ifade ediyor: %69'u 2022'de bütçenin arttığını, %65'i ise 2023'te siber alana yapılacak harcamaları artırmayı düşündüğünü bildiriyor. Bütçe artışı, siber dayanıklılık planlamasının şirketlerin gündeminde ilk sıralarda olduğu gerçeğini yansıtıyor. Ankete göre, yıkıcı bir siber saldırı riski şirketlerin dayanıklılık planlamasında küresel ekonomik durgunluk veya bir başka sağlık krizinden daha üst sıralarda yer alıyor.
PwC Hakkında
PwC'de amacımız, toplumda güven oluşturmak ve önemli sorunlara çözüm üretmektir. Biz, danışmanlık, denetim ve vergi hizmetleri alanında kaliteli hizmet sunmaya odaklanmış, 152 ülkede 328.000'i aşkın çalışanın oluşturduğu bir topluluğuz.
1981'den bu yana Türkiye'de iş dünyasına hizmet sunan PwC olarak; İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir ve Eskişehir'deki yaklaşık 2.400 kişilik profesyonel kadromuz ile müşterilerimizin aradığı değeri yaratmak için çalışıyoruz. Daha fazla bilgi almak için www.pwc.com.tr sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Tam fırsatı Twitter’da kilerin bazıları takip dışı diyor bir haftadır bazıları tereddütlü bir iki tane var takip devam diyen onları da sineye çekmek lazım artık zaten 79 eski direnç diyecekler oraya gelince orda da dirençten verirler şunun şurasında 10 lira yukardan alırsın sonra da işine bakarsın daha fazla hasar almadan vagonlara yolcu binmeden devam.