"Ask doganin cizdigi hayalin susledigi bir tablodur. / L'amore è una tela fornita dalla Natura e abbellita dall'immaginazione." Voltaire
https://pbs.twimg.com/media/DDFGaUIWAAA2_91.jpg
Printable View
"Ask doganin cizdigi hayalin susledigi bir tablodur. / L'amore è una tela fornita dalla Natura e abbellita dall'immaginazione." Voltaire
https://pbs.twimg.com/media/DDFGaUIWAAA2_91.jpg
https://pbs.twimg.com/media/DDBbp2qXkAEy65k.jpg:large
Hoslanirim oldum olasi bu issiz tepeden, bu citten,
bircok yerinden en uzaktaki
ufkun goruntusunu yok eden gozumden.
ama durup bakarken ardindaki bitmez
tukenmez bosluklara, insan otesi sessizlik,
sinirsiz huzura; dalip giderim dus
dunyama; duracak gibi olur kalbim orada.
ne ki, duyar duymaz hisirti sesini
yapraklarin ruzgarda olcerim o sonsuz
sessizligi bu sese oranla: bir yandan
olumsuzluktur gelir aklima, bir yandan olu
mevsimler; yasanmakta olan guncel ve
ardindan yasananlarin yankisi. dalarken bu
sonsuzluga dusuncelerim, keyif alirim bu
denizde, batan gemide olmaktan.
"Her seyi, herkesi sevmek, ask ugrunda her zaman kendini feda etmek, aslinda belli olarak hic kimseyi sevmemek ve bu dunyadaki yasantidan apayri bir yasanti surdurmeye baslamak anlamina geliyordu. Bu yeni baslayan sevgiye kendini verdikce yasamdan daha cok uzaklasiyor, onu daha cok reddediyor ve boylece asktan yoksun olarak hayatla olum arasinda duran o korkunc siniri kesinlikle ortadan kaldiriyordu." Lev Tolstoy, Savas Ve Baris
https://katongboyreads17001899.files...6/dsc07633.jpg
"To love everything and everybody and always to sacrifice oneself for love meant not to love anyone, not to live this earthly life. And the more imbued he became with that principle of love, the more he renounced life and the more completely he destroyed that dreadful barrier which- in the absence ofsuch love- stands between life and death. When during those first days he remembered that he would have to die."
"Su anda senin ve benim varoldugumuzu kesinlikle bilebilmek yetiyor bana. / A me basterebbe essere sicuro che tu e io esistiamo in questo momento" Gabriel García Márquez, Yuzyillik Yalnizlik / Cent'anni di solitudine
https://pbs.twimg.com/media/DCYVevIW0AALkmW.jpg
"Bircok kisi ile tanistim, ama henuz arkadas edinemedim. Insanlara neyimin cekici geldigini anlamiyorum. Bircok insan benden hoslaniyor ve pesimi birakmiyor; boyle olunca da yollarımizin ancak kisa bir sure icin yan yana gitmesinden oturu onlara yazik oluyor. Eger buradaki insanlarin nasil olduklarini merak ediyorsan, sana sunu soylemem gerekiyor: Her yerdeki gibiler! Insan soyu tek kaliptan cikmadir. Cogu, yasayabilmek icin gunlerinin buyuk bir bolumunu calisarak gecirir ve ozgurluk olarak arta kalan zaman onlari o kadar kaygilandirir ki, ondan kurtulmak icin denemedik sey birakmazlar. Ey insanin alinyazisi!" Johann Wolfgang von Goethe, Genc Werther'in Acilari
http://alessandria.bookrepublic.it/a...68161385/cover
"Ho fatto conoscenze d'ogni specie, ma non ho ancora trovato la societa'. Non so che cosa posso avere di attraente per questi uomini; molti di loro mi vogliono bene, mi seguono e a me dispiace quando la nostra via è comune solo per un piccolo tratto. Se tu mi domandi com'è qui la gente, dovrò risponderti: come dappertutto. La razza umana è cosa uniforme! I più passano la maggior parte del tempo lavorando per vivere e, nei brevi momenti di libertà che rimangono loro, si tormentano per cercare ogni mezzo per essere liberi.†O destino degli uomini!"
https://pbs.twimg.com/media/DDEuTXtWAAA2tyn.jpg
"Dunya herkesi kirar ve sonra pek cok insan iste o kirik yerlerinden guclenir."
Charles Baudelaire, Kotuluk Cicekleri (Les Fleurs du Mal - I Fiori del Male - Flowers of Evil) siir kitabini 25 Haziran 1857 tarihinde yayinladi.
http://media.studentville.it/articol...baudelaire.jpg
http://68.media.tumblr.com/4b22f6787...65eqo1_400.jpg
Bugun her yer gorkemli ve essiz!
Gemsiz, uzengisiz ve dizginsiz,
Haydi binip sarabin atina
Cikalim tanrisal gok katina!
Perisan iki melek misali
Kalpte dinmeyen sevda atesi,
Kristal mavisinde sabahin
Ardina duselim bir serabin!
Hafifce sainip kanadinda
Cok anlayisli bir kasirganin
Birbirine denk hezeyaninda,
Kız kardesim, yuzup durmaksizin
Yan yana kacacagiz biz yine
Dogru duslerimin cennetine!
http://alessandria.bookrepublic.it/a...54125919/cover
https://pbs.twimg.com/media/DDETsHRXgAEQkW1.jpg
“Sarhos olma saatidir! Zamanin inim inim inletilen koleleri olmamak icin sarhos olun durmamacasina! Sarapla, siirle ya da erdemle, nasıl isterseniz...â€
https://pbs.twimg.com/media/DDGFeE7W0AAXOLZ.jpg
Sir Arthur Conan Doyle, A Scandal in Bohemia (Bohemya'da Skandal) kisa oykusunu 25 Haziran 1891 tarihinde yayinladi.
"Holmes konusmaya devam ederken, bir at arabasinin borda feneri meydanin kosesini dondu. Kucuk, guzel bir at arabasi tingirdayarak Briony Konagi'nin kapisina yaklasiyordu. Araba durdugu sirada, sokagin kosesinde bos gezinen erkeklerden biri arabanin kapisini acip biraz para kazanmak umuduyla firladi; fakat, ayni dusunceyle kosmaya baslayan baska bir aylagin dirsek darbesiyle kenara savruldu. Baslayan sert tartisma, her biri bir aylagin tarafini tutan iki muhafizin, ardindan da her iki aylagi birden savunan bileyicinin karismasiyla iyice alevlendi. Bir yumruk atildi, derken arabadan inen hanımefendi bir anda, yuzu kipkirmizi olmus, mucadele eden, birbirlerine yumruklarla, sopalarla acimasizca vuran adamlarin ortasinda kaldi. Holmes hanimefendiyi korumak icin kalabaligin ortasina atildi; fakat ona ulasir ulasmaz bir ciglik atip yere dustu; yuzunden kan damliyordu."
http://images.gr-assets.com/books/11...3l/1848444.jpg
"As he spoke the gleam of the side-lights of a carriage came round the curve of the avenue.It was a smart little landau which rattled up to the door of Briony Lodge. As it pulled up, one of the loafing men at the corner dashed forward to open the door in the hope of earning a copper, but was elbowed away by another loafer, who had rushed up with the same intention. A fierce quarrel broke out, which was increased by the two guardsmen, who took sides with one of the loungers, and by the scissorsgrinder, who was equally hot upon the other side. A blow was struck, and in an instant the lady, who had stepped from her carriage, was the centre of a little knot of flushed and struggling men, who struck savagely at each other with their fists and sticks. Holmes dashed into the crowd to protect the lady; but just as he reached her he gave a cry and dropped to the ground, with the blood running freely down his face."
Ingiliz yazar,denemeci, gazeteci ve edebi elestirmen George Orwell'in dogum yil donumu (25 Haziran 1903)
"Gecmis tuhaf bir sey. Her zaman sizinledir, bence on ya da yirmi yıl once olmus bir seyi dusunmeksizin bir saat bile geciremeyiz, yine de cogunlukla hicbir gercekligi yoktur, tarih kitaplarindaki bir suru malzeme gibi, o da yalnizca bildik bir olgular dizisinden ibarettir. Sonra sans eseri bir goruntu veya ses ya da koku, ozellikle de koku, size carpar ve sadece gecmis canlanmakla kalmaz, siz de gercekten gecmise donuverirsiniz." George Orwell, Daralma
https://images-na.ssl-images-amazon....1TlIwyXSTL.jpg
"The past is a curious thing. It's with you all the time. I suppose an hour never passes without your thinking of things that happened ten or twenty years ago, and yet most of the time it's got no reality, it's just a set of facts that you've learned, like a lot of stuff in a history book. Then some chance sight or sound or smell, especially smell, sets you going, and the past doesn't merely come back to you, you're actually IN the past. It was like that at this moment."
"Aslinda proleterler hakkinda pek az sey biliniyordu. Cok fazla sey bilmeye de gerek yoktu. Calismayi, uremeyi surdurdukleri surece, baska ne yaptiklarinin bir onemi yoktu.Doguyorlar, sokaklarda buyuyorlar, on iki yasinda calismaya basliyorlar, guzellesip cinsel isteklerinin uyandigi kisa bir gelisme caginin ardindan yirmisinde evleniyorlar, otuzunda orta yasli insanlar olup cikiyorlar, altmisina geldiklerinde de olup gidiyorlardi. Agir kosullarda calismaktan, bogaz kavgasindan, komşularla didismekten, sinema, futbol, bira ve en onemlisi de kumar yuzunden kafalarini calistirmaya firsat bulamiyorlardi. Onlari denetim altinda tutmak hic de zor degildi."
http://ekitapalani.com/wp-content/up...lani.com_.jpeg
"In reality very little was known about the proles. It was not necessary to know much. So long as they continued to work and breed, their other activities were without importance. They had reverted to a style of life that appeared to be natural to them, a sort of ancestral pattern. They were born, they grew up in the gutters, they went to work at twelve, they passed through a brief blossoming-period of beauty and sexual desire, they married at twenty, they were middle-aged at thirty, they died, for the most part, at sixty. Heavy physical work, the care of home and children, petty quarrels with neighbours, films, football, beer, and above all, gambling, filled up the horizon of their minds. To keep them in control was not difficult."
12 Ofkeli Adam (12 Angry Men, 1957), Serpico (1973), Kopeklerin Gunu (Dog Day Afternoon,1975), Sebeke (Network, 1976), Karar (The Verdict, 1982) gibi filmlerin yonetmeni Sidney Lumet'in dogum yil donumu (25 Haziran 1924)
https://pbs.twimg.com/media/DDJ8HjnXoAEIU2J.jpg
Anna Frank, The Diary of a Young Girl'u (Bir Genc Kizin Hatiralari) 25 Haziran 1947 tarihinde yayinladi.
"Annemin ve baskalarininn destegi olmadan yasamayi ogrenmem kolay olmadi. Bu bana, buyuk bir hayat kavgasina ve gozyaslarina mal oldu.Bana inanmayabilirsin ve gulebilirsin umrumda degil. Ben bagimsiz bir insan oldugumu biliyorum. Bunlari sana anlattim cunku aksi halde sizden birseyler gizledigimi sanirdiniz.Sorunlarim oldugunda hepiniz sen dahil gozlerinizi kapattiniz ve kulaklarinizi tikadiniz. Sen bana yardim etmedin, aksine sadece azar isittim; gurultu yapmamam soylendi. Ben yalnizca uzgun olmamak icin samata yapiyordum. Icimdeki sesi duymamak icin taskinliklar yapiyordum. Komedi oynuyordum; tam bir bucuk yil boyunca hic sektirmeden. Sizlanmadim ve oynadigim rolu hic aksatmadim ve simdi mucadele bitti. Ustesinden geldim. Bedenen ve ruhen bagimsizim. Artik bir anneye ihtiyacim yok, butun bu kavgalar beni guclendirdi."
https://images-na.ssl-images-amazon....19HKX9M69L.jpg
"I've now reached the point where I don't need the support of Mother or anyone else. It didn't happen overnight. I've struggled long and hard and shed many tears to become as independent as I am now. You can laugh and refuse to believe me, but I don't care. I know I'm an independent person. I'm only telling you this because.When I was having problems, everyone -- and that includes you -- closed their eyes and ears and didn't help me. On the contrary, all I ever got were admonitions not to be so noisy. I was noisy only to keep myself from being miserable all the time. I was overconfident to keep from having to listen to the voice inside me. I've been putting on an act for the last year and a half, day in, day out. I've never complained or dropped my mask, nothing of the kind, and now.Now the battle is over. I've won! I'm independent, in both body and mind. I don't need a mother anymore, and I've emerged from the struggle a stronger person."
Frank Zappa, rock albumu One Size Fits All'u 25 Haziran 1975 tarihinde yayinladi.
https://pbs.twimg.com/media/DDJ7c2WWsAAVgi1.jpg
Amerikalı sarkici Prince, 6.studyo albumu Purple Rain'i 25 Haziran 1984 tarihinde yayinladi.
https://pbs.twimg.com/media/DDAgTIzXYAAFhVD.jpg
Italyan sair,yazar ve gazeteci Lalla Romano'nun olum yil donumu (26 Haziran 2001)
Icindeyim senin
vucudun degerli kokusu gibi
nem gibi gozun icindeki
ve tatli salya.
Icindeyim senin
gizemli yonteminde
hayatin eridigi kanin icinde
ve nefesin icinde karistigi.
http://www.enciclopediadelledonne.it...126romano5.jpg
Io sono in te
come il caro odore del corpo
come l'umore dell'occhio
e la dolce saliva
Io sono dentro di te
nel misterioso modo
che la vita è disciolta nel sangue
e mescolata al respiro
The King of Pop Michael Jackson'in olum yil donumu (25 Haziran 2009)
https://media.giphy.com/media/QOV44GrtVGRUY/giphy.gif
https://media.giphy.com/media/qznIrI82I0EVi/giphy.gif
https://media.giphy.com/media/UE5IP81yNlula/giphy.gif
Amerikali Aktris Farrah Fawcett'in olum yil donumu (25 Haziran 2009)
http://31.media.tumblr.com/202a6d165...mooso1_500.gif
https://media.giphy.com/media/TwmRXWNFm8MsU/giphy.gif
Ingiliz sarkici ve soz yazari George Michael'in olum yil donumu (25 Haziran 2016)
https://media.giphy.com/media/tBiL6xABu42OY/giphy.gif
https://media.giphy.com/media/RG01kHJGpCAY8/giphy.gif
https://media.giphy.com/media/Qy58BCadxoVNe/giphy.gif
https://pbs.twimg.com/media/DDF-vozXUAE3Bmz.jpg
Evet birini sevdim
Evet biri beni sevdi
Cocukların birbirini sevişi denli
Sadece biliyorlar sevmesini
Sevmesini sevmesini...
Neden sorguya çekiyorsunuz ki beni
Ben hoşunuza gitmek icin burdayim
Ve degiştiremem bunu
Jacques Prévert
"Ask mi? Ask nedir?"diye dusunuyordu. "Ask olume engel oluyor. Ask hayatir. / L'amore? Che cos'è l'amore? - pensava. L'amore contrasta la morte. L'amore è vita." Lev Tolstoy, Savas Ve Baris
https://pbs.twimg.com/media/DDGlk5iXoAEBpyO.jpg
https://pbs.twimg.com/media/DDKfMVaW0AAgPLE.jpg
Doga'nin o guclu ve yaratici ozunden
Her gun azman cocuklar boy gosteren caginda,
Dev bir kadin yayinda yasamak isterdim ben,
Kosnul bir kedi gibi bir sultan ayaginda.
Isterdim o canla tenin actigini gormek,
Gelistigini urkunc oyunlarla basibos;
Gozlerinde yuzen islak sislerde o yurek
Bilmek isterdim icten bir alev saklar mi, loş;
Gorkemli bedeninde dolasmak done done,
Dev gibi dizlerinin tirmanmak egilimine,
Ve dokunan gunesler yazir, sicak mi sicak,
Serdigi zaman onu kirlara yorgun argin,
atıp goguslerinin golgesinde uyumak
Erincli bir koy gibi eteginde bir dagin.
https://pbs.twimg.com/media/DDKfODVXsAAYoIk.jpg
Avusturyali yazar ve sair Ingeborg Bachmann'in dogum yil donumu (25 Haziran 1926)
http://voicesinwartime.org/sites/def...chmann_ing.jpg
"Bir gun gelecek, insanlarin siyah ama altin gibi parlayan gozleri olacak; onlar, guzelligi gorecekler, pisliklerden arinmis ve tum yuklerden kurtulmus olacaklar, havalara yukselecekler, sularin dibine inecekler, SIKINtilarinin ve ellerinin nasir baglamis oldugunu unutacaklar. Bir gun gelecek, insanlar ozgur olacaklar, butun insanlar ozgur olacaklar, kendi ozgurluk kavramlari karsisinda da ozgur olacaklar. Bu daha buyuk bir ozgurluk olacak, olcusuz olacak, butun bir yasam boyunca surecek."
http://www.sanatlog.com/wp-content/u...ann-Malina.jpg
"A day will come when people will have goldblack eyes, they will see beauty, they will be freed from dirt and from every burden, they will rise into the sky, they will dive into the sea, they will forget their calluses and their wants. A day will come, they will be free, all people will be free, even from the freedom they had intended. There shall be a greater freedom, beyond measure, a freedom to last a whole life long."
1931 yilinde The Good Earth (Iyi Dunya) romaniyla Pulitzer Odulu'nu, 1938 yilinda The Mother (Ana) romaniyla Nobel Edebiyat Odulu'nu alan Amerikali roman yazari Pearl S. Buck'in dogum yil donumu (26 Haziran 1892)
"Saz damli kucuk koy evinin mutfaginda ana, kamis iskemlesini toprak ocagin basina cekmis, ocagin agzindan iceri ustalikla kuru sazlar atmaktaydi. Atesin uzerinde buyuk bir demir tencere vardi. Ates yeni tutusmus oldugu icin ana kah bir dal, kah bir avuc yaprak, kah biraz daha kuru saz atarak alevleri besliyordu. Bu sazlari gecen guz civar yamaclardan, kendisi toplayip kurutmustu.Mutfagin kosesinde, atese sokulabildigi kadar sokulmus, pek ihtiyar, pek ciliz ve burusuk bir kadin oturmaktaydi. Ustune gecirmis oldugu yamali mavi yeldirmenin altindan, icindeki parlak kirmizi pamuklu hirkanin uclari gorunuyordu.Gozleri hastalikli oldugu icin gozkapaklari birbirine yapismis, yarı kor gibiydi. Ama kirpiklerinin arasindan secebildikleri ona yetiyordu. Bu sirada ihtiyar kadin, ananin o guclu ve becerikli elleriyle, ocaktaki alevleri besleyip parlatisini seyretmekteydi.Cokuk, dissiz agzindan hafifce islik gibi cikan bir sesle, "Dikkat, et, atesi pek besleme"dedi. "Kala kala bir demet cirpimiz kaldi yoksa iki mi? Bahar geleli daha surada kac gun otlarin kesilecek boya gelmelerine daha cok var. Ben de iste gordugun gibiyim; bir daha diasri cikip da ateslik cali cirpi toplayacak gucum kalmadi. Kimsenin isine yaramaz acuzenin biri olup ciktim iste. Gayri olsem daha iyi."
https://asianaddictsanonymous.files....pearlsbuck.jpg
"In the kitchen of the small thatched farmhouse the mother sat on a low bamboo stool behind the earthen stove and fed grass deftly into the hole where a fire burned beneath the iron cauldron. The blaze was but just caught and she moved a twig here, a handful of leaves there, and thrust in a fresh bit of the dried grass she had cut from the hillsides last autumn.In the corner of the kitchen as near as she could creep to the fire sat a very old and weazened woman, wrapped in a thick padded coat of bright red cotton stuff, whose edges showed under a patched coat of blue she wore over it. She was half blind with a sore disease of the eyes, and this had well-nigh sealed her eyelids together. But through the small slits left open she could see a great deal still, and she watched the flare of the flames as they leaped and caught under the strong and skillful hands of the mother. Now she said, her words hissing softly through her sunken, toothless gums, --Be careful how you feed the fire -- there is only that one load --is it two? --and the spring is but newly come and we have long to go before the grass is long enough to cut and here I am as I am and I doubt I can ever go again and pick a bit of fuel -- a useless old crone now, who ought to die--"
Ingiliz romanci, sair, edebi elestirmen ve editor Ford Madox Ford'un olum yil donumu (26 Haziran 1939)
"Erkek bir kadinla, onunla konusabilmek için yatar.Erkek icin bir kadini metres yapmak sadece birinci adimdir; esas onemli olan ikinci adimdir, yani onu arkadas yapmak. Yatmadiginiz bir kadinla arkadas olmanız pratikte imkansizdir cunku konusulmamis bircok sey cevrenizde dolanip durur." Geçit Toreninin Sonu
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"That one goes to bed with a woman in order to be able to talk to her. Implication: that turning a woman into a mistress is only a first step; the second step, turning her into a friend, is the one that matters; but being friends with a woman you haven't slept with is in practice impossible because there is too much unspoken in the air."
The Beatles, 3.studyo albumu A Hard Day's Night'i 26 Haziran 1964 tarihinde piyasaya surdu.
https://pbs.twimg.com/media/DDP9d6gUwAEoAFg.jpg
https://sep.yimg.com/ay/yhst-7396976...ht-mono-33.gif
Stanley Kubrick'in Full Metal Jacket'i 26 Haziran 1987 tarihinde vizyona girdi.
https://pbs.twimg.com/media/DDP2GJzW0AENmVG.jpg
https://media.giphy.com/media/YzpZhRiLJPeik/giphy.gif
Amerikali sarkici, soz yazari ve oyuncu Ariana Grande’nin dogum gunu (26 Haziran 1993)
https://media.giphy.com/media/xT77XS...XgaY/giphy.gif
https://media.giphy.com/media/I60xtGatILsic/giphy.gif
J. K. Rowling, Harry Potter ve Felsefe Tasi romanini 26 Haziran 1997 tarihinde yayinladi.
"Dumbledore: " Annen seni kurtarmak icin oldu. Voldemort'un anlayamayacagi bir sey varsa o da sevgidir. Annenin sana olan sevgisi kadar guclu bir sevgi ne derin izler birakir bunu anlayamaz. Yara izine benzemez bu, gozle gorulmez. Boylesine yurekten sevilmek, seven insan gitse bile, bizi sonsuza kadar korur. Tenine islemistir bu."
http://3.bp.blogspot.com/-n9Nj0vIFQW...illustrata.jpg
"Vedi, tua madre è morta per salvarti. Ora, se c'è una cosa che Voldemort non riesce a concepire, è l'amore. Non poteva capire che un amore potente come quello di tua madre, lascia il segno: non una cicatrice, non un segno visibile... Essere stati amati tanto profondamente ci protegge per sempre, anche quando la persona che ci ha amato non c'è più. È una cosa che ti resta dentro, nella pelle."
https://pbs.twimg.com/media/DDMdfz5W0AAzsX5.jpg
Eddie Murphy'nin oynadigi komedi Dr. Dolittle, 26 Haziran 1998 tarihinde vizyona girdi.
https://images-na.ssl-images-amazon....4Mzg@._V1_.jpg
"Senin sayende her gunum mis gibi dunya kokan bir kavun dilimi. / I giorni sono fette di melone, profumate di vita insieme a te."
https://pbs.twimg.com/media/DDGV2pkXkAAVpu_.jpg
"Hayat kisadir ama yine de yerinizden firlamadan once ogrenebileceginiz bazi seyler var. Ogrendigim seylerden biri de asiriliklarin nasil birlestigiydi. Buyuk asklar, buyuk nefrete donusur; sakin baris, gurultulu bir savasa sebep olur; ucsuz bucaksiz SIKINTI, muazzam bir heyecan yaratir." Sam Savage, Firmin
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"Life is short, but still it is possible to learn a few things before you pop off. One of the things I have observed is how extremes coalesce. Great love becomes great hatred, quiet peace turns into noisy war, vast boredom breeds huge excitement. Great intimacy spawns huge estrangement."
"Daha gec bir saatte baska sairler de geldi, bazilari damardan gercekci, bazilari degil, gurultu patirti cekilmez oldu. Bir ara, masamiza yaklasan her tuhaf yaratikla cene calan Belano ve Lima'nin beni unuttuklarini dusundum, ama sabaha karsi ceteye katilmak isteyip istemedigimi sordular. "Grup" ya da "hareket" demediler, cete dediler, bu da hosuma gitti. Elbette isterim, dedim. Cok kolay oldu. Iclerinden biri, Belano, elimi SIKTI, artik onlardan biri oldugumu soyledi, sonra da rencber sarkisini soyledik. Hepsi bu kadar. Sarkinin sozleri kuzeyde kayiplara karismis koylerden ve bir kadinin gozlerinden bahsediyordu. Sokakta kusmaya baslamadan once sarkidaki kadinin Cesàrea Tinajero mu diye sordum. Belano ve Lima yuzume baktilar, artik damardan gercekci oldugumdan hic kuskulari kalmadigini, hep beraber Latin Amerika siirini degistirecegimizi soylediler. Sabah saat altida bir taksiye binip Lindavista mahallesindeki evime geldim. Bugun universiteye gitmedim. Butun gun odama kapanip siir yazdim." Roberto Bolaño, Vahsi Hafiyeler
https://pbs.twimg.com/media/DDPr131XYAATpU5.jpg
"Più tardi arrivarono altri poeti, alcuni realvisceralisti, altri no, e la baraonda divenne impossibile. Per un attimo pensai che Belano e Lima si fossero dimenticati di me, occupati com'erano a parlare con ogni genere di personaggio stravagante che si avvicinasse al nostro tavolo, ma quando cominciò ad albeggiare mi chiesero se volevo far parte della banda. Non dissero "gruppo" o "movimento", dissero banda e questo mi piacque. Naturalmente, dissi di sì. Fu molto semplice. Uno di loro, Belano, mi strinse la mano, disse che ormai ero dei loro e poi cantammo una canzone ranchera. Questo fu tutto. Il testo della canzone parlava dei villaggi sperduti del nord e degli occhi di una donna. Dopo essere uscito a vomitare in strada gli domandai se fossero gli occhi di Cesárea Tinajero. Belano e Lima mi guardarono e dissero che senza dubbio ero un realvisceralista a tutti gli effetti e che insieme avremmo cambiato la poesia latinoamericana. Alle sei del mattino presi un altro taxi, questa volta da solo, che mi portò fino a Lindavista, dove abito. Oggi non sono andato all'università. Ho passato tutto il giorno chiuso in camera a scrivere poesie."
"Bu oyku , birbirlerini amansizca seven, boylece siradan bir varolustan kendilerini sakinan bir kadinla bir erkegin oykusudur. Bu oykuyu zaman asimina karsi koyarak bellegimde gizledim, simdi artik bu yerin issiz gecelerinde size anlatabilirim. Bunu onlar ve otekiler icin yapacagim. Cunku onlar bana yasamlarini emanet ettiler ve soyle dediler ''Al, yaz , yoksa ruzgar onu silip yok edecek '' Isabel Allende, Asktan ve Golgeden
https://images-na.ssl-images-amazon....1fuJLwLjRL.jpg
"Questa è la storia di una donna e di un uomo che si amarono in pienezza, evitando così un'esistenza banale. L'ho serbata nella memoria affinché il tempo non la sciupasse ed è solo ora, nelle notti silenziose di questo luogo, che posso infine raccontarla. Lo farò per quell'uomo e quella donna che mi confidarono le loro vite dicendo: prendi, scrivi, affinché non lo cancelli il vento."
Amerikali Sair Frank O'Hara'nin dogum yil donumu (27 Haziran 1926)
https://image.slidesharecdn.com/fran...?cb=1435751232
Nasil da matraksin bugun New York
tipki Swingtime'daki Ginger Rogers gibisin
ve St.Bridget'in biraz sola meyleden kulesi gibisin
burada henuz atlamisim V-gunleriyle dolu yataktan disari
(biktim usandim D-gunlerinden) ve mavisin sen orada hala
kabullenirsin beni aptalca ve ozgurce
butun istedigim bir odadir orada
ve icinde de sen olacaksin
ve trafik SIKISIKLIGI bile oyle kalin bir yoldur
degil mi ki insanlar birbirlerine surtunup durur
ve kilitlenir onlarin cerrahi gerecleri
desteklerler birbirlerini
geri kalan zamaninda gunun (amma da gun)
bir slayt gosterimini denetlemeye giderim ve derim ki
bu resim o kadar da mavi degil
nerede Lana Turner
yemege cikti
ve Garbo sahne arkasinda Met'te
herkes paltosunu cikariyor
ki gosterebilsinler gogus kafeslerini gogus seyredicilerine
ve kucukk cantalardaki taytlariyla ve ayakkabilariyla
danscilarla doludur park
ki SIKLIKLA West Side Y'de spor yapanlarla karistirilmislar
neden olmasin ki
bagiriyor Pittsburgh Pirates cunku kazanmislar maci
ve bir anlamda hepimiz kazanmisiz maci
yasiyoruz
apartman dairesi bosaltildi eglence olsun diye
tasraya tasinan escinsel bir cift tarafindan
bir gun oncesinden tasindilar
bicaklamalar bile yardimci oluyor nufus patlamasina
yanlis bir ulke olsa bile
ve butun bu yalancilar terk etmisler Birlesmis Milletler'i
ickiye olan ihtiyacimiza oranla (ki cok hoslaniriz ickiden)
artik ilgimizi cekmemektedir Seagram binasi
ve yasli adam ustune oturabilsin ve bira icsin diye
ve henuz gunes parildiyorken daha
karisitarafindan gun ilerlediginde alasagi edilsin diye
sarkuterinin hemen yanindaki
kaldirima konmus olan su kucuk kutu
ah tanrim nasil da harika
yataktan cikmak
ve o kadar cok kahve içmek
ve o kadar cok sigara icmek
ve seni o kadar cok sevmek
Amerikali rock muzisyeni ve Aktor Chris Isaak'in dogum gunu (27 Haziran 1956)
https://68.media.tumblr.com/4d2b242a...0vk3o1_500.gif
https://www.youtube.com/watch?v=5D3Nl1GZzuw
John Woo'nun yonettigi, John Travolta ve Nicolas Cage'in oynadigi aksiyon-suc-bilim kurgu Face/Off (Yuz Yuze), 27 Haziran 1997 tarihinde vizyona girdi.
https://pbs.twimg.com/media/DDTi6OtXcAEf4U0.jpg
http://4.bp.blogspot.com/-UyuO7JF0Ck.../s1600/fo2.gif
https://68.media.tumblr.com/c7a49778...no2_r1_500.gif
Amerikali komedi Aktoru Jack Lemmon'in olum yil donumu (27 Haziran 2001)
https://68.media.tumblr.com/150c9790...rhhpo1_500.gif
https://media.giphy.com/media/ILOIMCOdfuyLS/giphy.gif
Italyan yazar, aktor, eski yuzucu, sarkici, besteci, sanayici, avukat, senarist, stilist ve album yapimcisi Bud Spencer'in (Carlo Pedersoli) olum yil donumu (27 Haziran 2016)
https://media.giphy.com/media/7yygWmnEtQDa8/giphy.gif
https://4cdn.hu/kraken/image/upload/...NK2NjCG7Ea.gif
https://4.bp.blogspot.com/-LVzkheNKn...kopfnuss-o.gif
Beyaz ayrilik mendilleri gibi dolasiyor bulutlar,
Geziyor ruzgar onlari ellerinde sallayarak.
Atiyor sayisiz yuregi ruzgarin,
Sevdali suskunlugumuz uzerinde.
Tanrisal bir orkestra cinliyor agaclar arasinda,
Savaslarla, sarkilarla dolu bir dil gibi.
https://pbs.twimg.com/media/DDSIOb_XcAA-wO0.jpg
Come bianchi fazzoletti d'addio viaggaino lenubi,
il vento le scuote con le sue mani viaggainti.
Cuore innumerevole del vento
che palpiti sul nostro silenzio innamorato.
Ronzando tra gli alberi,orchestrale e divino,
come una lingua piena di guerre e di canti.
Pablo Neruda
https://pbs.twimg.com/media/DDGFVhWXUAAJSyf.jpg
Kimileri suvari diyor ve digerleri
piyadeyi tercih ediyor ya da bir filonun
uzun kureklerini
bana gore, kara toprak ustunde
sevdigin kimse, odur
en mukemmeli.
Sappho