-
Ingiliz sair ve ressam William Blake'in dogum yil donumu (28 Kasim 1757)
https://www.poemhunter.com/i/poem_im...l-thy-love.jpg
Asla ugrasma askini anlatmaya,
Ask varolur yalnizca dile gelmeden;
Nasil hareket ederse soylu ruzgar
Sessizce, gorunmeden.
Anlattim askimi, anlattim askimi,
Anlattim ona tum yuregimdekileri;
Titreyerek dehsetli korkularla, buz gibi,
Ah! yanimdan ayrildi.
Uzaklastiktan az sonra benden,
Bir gezgin onu elde etti,
Sessizce, gorunmeden:
Ah, bu inkar edilmezdi.
https://pbs.twimg.com/media/C_E2yzWXkAIUXEZ.jpg
"Her insanin her haykirisinda,
Korkuyla bagirisinda her bebegin,
Her seste, her yasakta,
Akilla dovulen kelepceler isitirim."
http://www.ground.org.uk/wp-content/...oison-tree.jpg
Kizgindim arkadasima, kinliydim
Soyledim ona kinimi, giderek sondu
Kizgindim dusmanima, kinliydim
Soyleyemedim bir turlu, gunlerce buyudu.
Onu korkularimla suladim
Geceler boyu gozyaslarimla
Gulucuklerle onu aldattim
Yumusak, hileli oyunlarimla.
Gittikce buyudu gunduz ve gece
Saklanamaz oldu parlak bir elma gibi
Dusmanim yakalandi onun menevislerine
Bile bile benden geldigini.
Ve sonucta bahceme calmaya girdi
Bir gece ki karanligi dunyayi sarmis
Sabah, baktim sevincle gordum
Dusmanim agacin dibinde uzanip kalmis.
-
Alman politik filozof Friedrich Engels!’in dogum yil donumu (28 Kasim 1820)
“Burjuvazi yonetimi ele gecirdigi her yerde,tum feodal ,ataerkil ve kirsal iliskilere son vermistir. Insanoglunu "dogal efendileri"ne bagli kilan caprasik feodal baglari acimasizca kesip atmis,insanla insan arasindaki katiksiz cikardan ,kati ‘nakit ödeme’ den baska bir bag birakmamistir.Dinsel azginligin,soylu tutkularin,sig duygusalligin en ulu coskunluklarini bencil cikarcıligin buzlu sularin da bogmustur.Insanoglunun kisisel degerini degişim degerine donusturmus ve onca kazanilmis , geri alinmaz ozgürlugun yerine o tek vicdansiz ozgurlugu ,serbest ticareti gecirmiştir.Sozun kisasi dinsel ve siyasal aldatmacalarin pecesi ardina gizlenen somurunun yerine cirilciplak , utanmasiz , dolaysiz , acimasiz bir somuruyu gecirmistir.”
https://upload.wikimedia.org/wikiped...ich_Engels.gif
“The bourgeoisie, wherever it has got the upper hand, has put an end to all feudal, patriarchal, idyllic relations. It has pitilessly torn asunder the motley feudal ties that bound man to his “natural superiors”, and has left remaining no other nexus between man and man than naked self-interest, than callous “cash payment”. It has drowned the most heavenly ecstasies of religious fervour, of chivalrous enthusiasm, of philistine sentimentalism, in the icy water of egotistical calculation. It has resolved personal worth into exchange value, and in place of the numberless indefeasible chartered freedoms, has set up that single, unconscionable freedom — Free Trade. In one word, for exploitation, veiled by religious and political illusions, it has substituted naked, shameless, direct, brutal exploitation.”
-
Amerikali yazar, denemeci, biyografi yazari ve tarihci Washington Irving'in olum yil donumu (28 Kasim 1859)
"Hudson'in dogu tarafindaki sahillerini girintilerle bezeyen o genis kovuklarindan birinin merkezinde, eski Felemenk gemicilerin Tappan Denizi diye adlandirdiklari nehrin genisleyen kisminda, yelkenleri sarmaya itina gösterip gecerken, Aziz Nicholas’in kendilerini korumasi icin ona yakardiklari yerde, bazilarinin Greensburgh dedigi, ama daha dogru bir sekilde Tarrytown diye bilinen ve pazar kurulan kucuk bir kasaba ile koy limani vardir. Bize soylenene gore, pazarin kuruldugu eski gunlerde, koy meyhanesinde zaman geciren kocalarinin bu koklesmis arzularindan dolayi oraya eskiden bu adi verenler, komsu koyun iyi ev kadinlariydi. Oyle ya da boyle, ben kendi gozlerimle olayi gormedim, ama sadece kesin ve guvenilir olmak maksadiyla bunlari aktarmakla yetiniyorum. Bu köyden cok da uzakta olmayan, belki uc-dort kilometre mesafede, yuksek tepelerin arasinda, tum dunyada en sessiz sakin yerlerden biri olan, kucuk bir vadi, daha dogrusu bir dag etegi vardi. Arasindan insana huzur verecek kadar tatli bir ninni soyleyen kucuk bir irmak akip gidiyordu. Arada sirada duyulan bir bildircin isligi ya da bir agackakanin tikirtisi, tekduze dinginligi bozan yegane sesti." Bassiz Suvari
http://www.loyalbooks.com/image/deta...epy-Hollow.jpg
"In the bosom of one of those spacious coves which indent the eastern shore of the Hudson, at that broad expansion of the river denominated by the ancient Dutch navigators the Tappan Zee, and where they always prudently shortened sail, and implored the protection of St. Nicholas when they crossed, there lies a small market-town or rural port, which by some is called Greensburgh, but which is more generally and properly known by the name of Tarry Town. This name was given, we are told, in former days, by the good housewives of the adjacent country, from the inveterate propensity of their husbands to linger about the village tavern on market days. Be that as it may, I do not vouch for the fact, but merely advert to it, for the sake of being precise and authentic. Not far from this village, perhaps about two miles, there is a little valley, or rather lap of land, among high hills, which is one of the quietest places in the whole world. A small brook glides through it, with just murmur enough to lull one to repose; and the occasional whistle of a quail, or tapping of a woodpecker, is almost the only sound that ever breaks in upon the uniform tranquillity."
"Gozyaslarinin bir kutsalligi vardir. Zayifligin degil gucun simgesidirler. Yogun acinin ve tarifsiz sevginin elcisidirler."
https://www.biography.com/.image/t_s...0087-1-402.jpg
"There is a sacredness in tears. They are not a mark of weakness, but of power. They are the messengers of overwhelming grief, of deep contrition and of unspeakable love."
-
Ingiliz felsefeci yazar James Allen’in dogum yil donumu (28 Kasim 1864)
"Bir insan amacini belirledikten sonra, bunu basarmak icin zihninde duz bir yol cizmeli, saga ya da sola bakmamalidir. Supheler ve korkular tamamen arkada birakilmalidir. Bunlar cabalayarak olusturulan duz cizgide egikler yaratip onu etkisiz ve yararsiz hale getiren parcalayici unsurlardir. Suphe ve korku iceren dusuncelerle asla bir sey basarilamaz. Basarisizlik boyle durumlarda kacinilmazdir. Suphe ve korku sessizce sokuldugunda amac, enerji, basarma gucu ve tum guclu dusunceler tukenir." Dusuncenin Gucu
http://t0.gstatic.com/images?q=tbn:A...BM5i6au_cM4bOV
“Having conceived of his purpose, a man should mentally mark out a straight pathway to its achievement, looking neither to the right nor the left. Doubts and fears should be rigorously excluded; they are disintegrating elements, which break up the straight line of effort, rendering it crooked, ineffectual, useless. Thoughts of doubt and fear never accomplished anything, and never can. They always lead to failure. Purpose, energy, power to do, and all strong thoughts cease when doubt and fear creep in.”
-
Avusturyali roman, oyun ve biyografi yazari, gazeteci Stefan Zweig’in dogum yil donumu (28 Kasim 1881)
“Suskunlugun siyah okyanusundaki cam fanuslu bir dalgic gibi yasiyordu insan, kendini dis dunyaya baglayan halatin kopmus oldugunu ve o sessiz derinlikten hicbir zaman yukari cekilmeyecegini ayrimsayan bir dalgic gibi hatta. Yapacak, duyacak, gorecek hicbir sey yoktu, her yerde ve surekli hiclikle cevriliydi insan, boyuttan ve zamandan tumuyle yoksun boslukla. “ Stefan Zweig, Satranc
http://www.chesshistory.com/winter/p...731_zweig5.jpg
“One lived like a diver in his bell in the black ocean of this silence - like a diver, too, who is dimly aware that the cable to safety has already snapped and that he never will be raised from the soundless depths. There was nothing to do, nothing to hear, nothing to see; about me; everywhere and without interruption, there was nothingness, emptiness without space or time.“
-
Italyan yazar ve sair Alberto Moravia’nin (Alberto Pincherle) dogum yil donumu (28 Kasim 1907)
https://img.thedailybeast.com/image/...ase_nj9nfr.jpg
“Annem, ne vakit bir sey elde etmeyi aklina koysa bagirir ve sahiden kafasi kizmis gibi yapar. Oysa hic kizmamistir. Iyi bilirim annemi, sakin bir kadindir. Bir musteri mallarina az para verince pazarci kadinlar nasil bagirirlar oyle bagirir annem de. En cok terbiyeli insanlara bagirir, cunku bilir ki terbiyeleri geregi her seferinde onun dedigine geleceklerdir.” Romali Kadin
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“La mamma quando vuole ottenere qualche cosa grida sempre e pare davvero che sia in collera. Invece non è affatto in collera e io, che la conosco bene, so che in realtà è calma come l'olio. Ma lei grida come gridano le donne al mercato quando un compratore gli offre troppo poco per la loro merce. Grida soprattutto con la gente educata perché sa che per educazione quelli finiscono sempre per cedere.”
https://pictures.abebooks.com/LDESVA...d810974312.jpg
"Herkes kendi cennetini baskalarinin cehennemine koyar. / Così ciascuno mette il proprio paradiso nell'inferno degli altri." Alberto Moravia, Romali Kadin / La romana, 1947)
-
Fransiz antropolog, etnolog ve yapisalci antropolojinin en onemli ismi Claude Lévi-Strauss’un dogum yil donumu (28 Kasim 1908)
“Ama ben varim. Suphesiz birey olarak degil; cunku bu anlamda, kafatasimin icindeki karinca yuvasinda barinan birkac milyar sinir hucresinden olusan bir baska topluluk ile onun robotu olan vucudum arasindaki mucadelenin her an hirpalanan hedefi olma disinda ben neyim? Ne psikoloji, ne metafizik, ne sanat bana siginak oluyor. Bunlar, bir gun ortaya cikacak yeni tur bir sosyolojinin, artik kendi icinde de inceleyebilecegi mitoslardir.” Huzunlu Donenceler
http://t3.gstatic.com/images?q=tbn:A...AfwyjgbBmIbNaf
“I am merely the stake – a stake perpetually at risk – in the struggle between another society, made up of several thousand million nerve cells lodged in the anthill of my skull, and my body, which serves as its robot. Neither psychology nor metaphysics nor art can provide me with a refuge. They are myths, now open to internal investigation by a new kind of sociology which will emerge one day and will deal no more gently with them than traditional sociology does.”
-