palayı hallederken iş üstü fotoğrafı mı hayırdır :oleyo:
şu kapaa bi tekme filan at belki açılır sıkıştı heralde
Printable View
Askerde revirde bozkuşun bir hemşehrisi vardı alt devrem. Adam askerde verilen paraylan o zaman mark alırdı. Gram para harcamaz. Hala görüşüyoruz dedim ki ne aldın biriktirdin diye. Bişi yok dedi. Ankara'da arsa almış büyükçe 3+1 mi 4+1 mi ev. Birde araba. Ev iki tane olabilir.
Sahi "ayu "filmini izledin mi?
Ayu the bart oynuyor.
Çok ünlü bir ayudur kendisi.
https://en.wikipedia.org/wiki/Bart_the_Bear
Kaç tane artizzin bu kadar filmi var ki ?
x30 da yeni zirve gördü.
boyuna üsküdar geçiyor..
:drunk:
https://i.hizliresim.com/rxavswf.png
https://i.hizliresim.com/1zgu7rl.png
takip edenler bilir ralli başlamadan önce endekslerle ilgili graflar paylaşmıştım sonra kademeli alımlar yaptığımı sınai endeksi son durumu dirençdeyiz .
takip ettiklerimden 2 kaat eski zirvesine yanaşamadı bile pegy ile gozacım.
Bir sonbahar mevsiminde Kızılderililer toplanıp şeflerine kışın nasıl geçeceğini sormuşlar.
Şef konuyla ilgili fikri olmasa da şeflik karizmasını çizdirmemek için kışın soğuk geçeceğini,
ona göre hazırlık yapmaları gerektiğini, özellikle de odun toplamaları gerektiğini söylemiş.
Fakat o da merak etmiş ve yakın bir kasabaya inip oradan telefon açarak meteoroloji yetkililerine kışın havanın nasıl geçeceğini sormuş. Telefondaki yetkili, "Evet, bu kış soğuk geçecek." cevabını vermiş.
Kabilesine geri dönen şef, odun toplamaları konusunda acele etmeleri gerektiğini söyleyerek odun toplama işini hızlandırmış.
Bir iki hafta sonra şef tekrar kasabaya inerek meteoroloji yetkililerine, kış mevsiminin gerçekten soğuk geçip geçmeyeceğini sormuş.
Telefondaki yetkili "Evet, bu kış gerçekten soğuk geçecek" cevabını vermiş.
Bunun üzerine kabilesine geri dönen şef Kızılderilileri daha çok odun toplamaları gerektiği konusunda uyarıp, emirler vermiş.
Aradan yine bir iki hafta geçince şef tekrar yine kasabaya giderek meteorolojiyi arayarak:
"Bu kışın gerçekten soğuk geçeceğinden emin misiniz?" şeklinde aynı soruyu yöneltmiş.
Karşıdaki yetkili "Evet, kesinlikle eminiz, Çünkü Kızılderililer deli gibi odun topluyorlar." cevabını vermiş.
Geçen cumadan beridir bir badem topluyorum,mijik minik, 2 yerden,esekleri Azad ettim,enflasyon muhasebesinede
Bi ortalığı görmek lazım,bademin stok devir hızı yüksek,yeni arzlardan, tiyoyuda verem,c irosuda iyi.,lakin badem işte,
İnşallah carpil.adan,carparsiniz, bol kazançlar hayırlı cumalar.
https://i.hizliresim.com/bvxljxa.png
ozaman xbank graflamıştım pozisyon almıştık tepe 10200 gördük banka taşımıyorum şuanda düzeltmenin devamı ve yatay bir hareket beklediğimden.
Tamam dostum.
Kült bir filmdir.
Ayunun annesi ölüyor.
Bi dene başka ayunun peşine takılıyor.
Peşine takıldığı ayuyu avcılar yaralıyor.
Ayu tuzaklardan kurtuluyor
en sonunda bi tanesini tenhada su içerken kıstırıyor.
"Su içerken ayu bile dokanmaz"ı deyiminü hayata geçiriyor.
Adamın yaşamasına izin veriyor(affediyor)...
Anlamlı bir film.
bu hikayeden nasıl bir analiz çıkarmamız lazım hocam.
ky palaya bakıyor herif long tonla mal alıyor diyor ellam.
pala da ky e bakıyor ... bunlar boyuna ne bulursa alıyor .. bu kadar insan salak olamaz diyip pala da aldıkça alıyor mu ?
yoğsam bu kış soğuk mu geçecek.. :oleyo:
bi ok anlamadım
neeee
Herif sabah sabah yüzünü yıkamadan rekor kırmış gene. Acelesi neyse. Homurhomur.
ilk raunt pıst 100 33 milyar hacim iyi 2.92 bölgesindeyiz .
Bozkurt demekki millet kağıt topladığı için palada sonunda inanmış ..bari bende toplayayım diyor işte
belki pala odunları yığacaktı milletin üstüne fikir değiştirdi
1 saatte 36 mr hacim ..eğer hacimli bir düşmeğe başlarsa vay anam vay
ne odun kalır ne oduncu ortalıkta
etrafta bu kadar odun varkene
delinin biri mutlaka kipriti çakar bence.. :oleyo:
:drunk:
Asıl adı Alanso Quijano olan Don Kişot (Don Ouijote); elli yaşlarında, bekar, zayıf, uzun boylu, İspanya’nın Mancha eyaletinde yaşayan soylu bir kişidir. Tek zevki eski romantik çağların gezgin şövalyelerinin yaşam öykülerini okumak olan Alanso, kendini bu öykülere kaptırmaktan dolayı biraz kafayı sıyırır. Eski çağların şövalyelik kurumunun yeniden canlandırılması gerektiğine inanmaya başlar. Bu yüzden evinin mahzenindeki, atalarından kalma paslı mızrağı, kılıcı, kalkanı alır; zırhı da kuşanır. Başına miğfer diye berber çanağını geçirir, küheylan gibi gördüğü sıska atına biner, güya tutsak prensleri kurtarmak, hainleri cezalandırmak, başarılarıyla dünyaya ün salmak üzere düşer yollara.
O artık şövalye olmaya hazırdır ama şövalye unvanını da ancak bir lord verebilir.
Kafasında büyük bir şato gibi kurduğu bir hana rastlar. Hancıyı da lord gibi görür. Hancı onun zararsız bir deli olduğunu anlar ve handaki diğer misafirleri de eğlendirerek mükemmel bir törenle ona şövalyelik unvanını verir.
Bundan sonra Alanso kendine “Don Kişot†adını verir, yolda karşılaşıp yanına aldığı köylü “Sancho†ile serüvenlere yelken açarlar. Sancho onun silahşörü olur.
Okuduğu öykülerdeki tüm şövalyeler bir kıza aşık olarak anlatıldığı için güzel, soylu, erdemli biri olduğunu düşündüğü basit, kaba bir köylü kızını sevgili olarak seçer.
Don Kişot’un ilk macerası yel değirmenleriyle savaşmasıdır. Onlarla savaşmasının sebebi de onları insanlara kötülük yapan devlermiş gibi görmesidir. Her ne kadar Sancho engel olmaya çalışsa da o yel değirmenlerine saldırır.
Yel değirmenlerinin dönen kanatları Don Kişot’u perişan eder. Bu darbeler onu akıllandırmaz.
Don Kişot kendi hayal dünyasında yaşamaktadır. Gerçek dünyada gördüğü her olayla hayalindekileri kendi mantığıyla birleştirir.
Bir yerde zincire vurulmuş kürek mahkumlarını görür. Onları mazlum insanlar sanarak kurtarma savaşına girişir. Bunu başarırda.
Başka bir yerde gördüğü iki koyun sürüsünü birbirleriyle savaşmak üzere olan iki ordu sanır. Zayıf olan tarafa yardım etmek amacıyla diğer tarafa saldırır. Bu yüzden de çobanlardan dayak yer. Başlarından daha pek çok olay geçer. Sonunda köyüne dönen Don Kişot’u Sanso Carraso adındaki biri tedavi eder. Tekrar normal bir insana dönüşen Don Kişot artık Senyor Alanso Quijano’dur.
Bozkurtta bir cvp vereyim:)
viopta 974100 günün zirvesi bence :)
0.001 saniyeliğine kırmızıyı gördüm :oleyo:
:drunk:
Sindoma abi güzel hikayelerden don kişot
Hoşuma giden severek okuduğum fareli köyün kavalcısı var birde
Pollayanna da var sen sevmiyon mu onu reis
hani dağa kaldırıyorlar ..dağ havası iyi geldi filan diyor
ÜÇ ZIPZIPIN ÖYKÜSÜ :
Çekirge, pire ve uçan kaz bir gün saraya davet edilmişler. Kral üçünün arasında bir yarış düzenleyecek ve en yükseğe sıçrayana büyük bir ödül verecekmiş. Sonunda ödülü açıklamış. Yarışı kazanana kızımı vereceğim demiş. Yarışmaya önce pire, çekirge sonrada uçan kaz tek tek zıplayarak yarışmışlar. Bunların her biri kendini diğerlerinden üstün görüyormuş. İlk yarışan pire çok yüksek zıplayınca görünmemiş ve onu almamış olarak kabul etmişler. Çekirgede pirenin yarısı kadar zıplamış ancak kralın üstüne konduğu için kral ona çok kızmış. Sıra uçan kaza gelmiş, kaz nazikçe prensesin yanına kadar sıçramış kral bu nazikçe sıçrayışı görünce kararını açıklamış. “En yükseğe sıçrayan kızıma doğru sıçrayandır.†Demiştir ve prensesi uçan kaza vermeğe karar vermiş. Olayı duyan pire ile çekirge yaptıkları hatayı anlayıp çok üzülmüşler.
bak buda iyidir:)
XU100 Endeks'i 9000'de, ne yazık ki hisseler hala 7200'de.
Bizim köyde akıllı yok idi.
Bir gün Şile Ağva arası yolda(Teke iç yolunda sahil yolu değil) şöföre "bizi bırak biz mantar toplaya toplaya gidceğiz köye" dedik.
"Kaybolursunuz dediler. "
Rahmetli arkadaşım " ne kaybolması ben çocukluğumdan beri buralarda odun kesiyorum"dedi.
Neyse mantarları topladık toplamasına da kaybolduk.
Can sıkıntısından oturduk bir ağacın altına cigara içiyoz bi yandan.
Diğer arkadaşda küfür ede ede elindeki baltayı ağacın köküne vuruyor."lemm bizi soktun buraya "diye diğer arkadaş yağdırıyor.
Bu arada epey bir vızıltı sesi duymaya başladık.sen misin baltayı ağaca vuran ( hayvancağızlar sesden rahatsız olmuşlar muhtemelen) .1 arı 2 arı derken.Arı derkende eşşek arısı.Meğer kestane ağacına yuva yapmışlar.
Ordan bi kaçtık ama iyice ormana daldık.patika vardı iyi kötü o da yok oldu.
Neyse o gün o ormandan akşam ezanından sonra hava karardı kararacakken anca çıkabildik.
"Dilini eşşek arısı şeetsin" lafı az daha gerçek oluyordu.:kahkah:
Temel ile Dursun ormana gitmişler temelin şeyini ciş yaparken arı sokmuş. Temelin canı çok yanmış çabuk doktoru ara demiş Dursuna. Dursun doktoru aramış. Doktor arının soktuğu yeri em demiş. Temel bağırmış doktor ne diyor diye. Dursun gebersin deyyyus dedi demiş.
blomberge çıkan her yorumcu yeni mb başkanını öve öve bitiremiyor
la bi durun
lafla peynir gemisi yürüse beraatla nebati bizi uzaya çıkarmıştı
Bende üniversite okurken gazete dağıtıyordum sabahları. Dağıttığım bölge villaların olduğu yeşillik alan Konya'nın en yeşil yeri. Kafamda koruyucu kask vardı. Kaskı tam kapatmıyordum buhar oluyor diye. Ağzımın olduğu yere kadar kaldırdım maske tarafını. Giderken eşek arısı girdi ağzıma ağzımın her yerini soktu eşek arısı. Yüzüm gözüm ağzım boğazıma kadar şişti. Nefesi bile zor aldım. O gün bugündür eşek arısından çok korkarım.