Kitapçı,
yarın Reyiz ülkenin yüksek çıkarları için S400'den vazgeçtik dese tepkin ne olurdu?
Ben tepkimi söyleyeyim,
ülkenin değil kendisinin yüksek çıkarları için vazgeçti derdim..
Printable View
Kendisi daha yeni geldi ama ,sanırım biraz daha dinlense iyi olacak.. Öyle insanları fütursuzca "çakma" vs sözlerle tahrik etmeye, aşağılamaya kimsenin hakkı yok.. Ülkemde Atatürk'ün fikirlerini benimsemek onun yolunda ilerlemek en doğal olması gerekirken bunu yapanları ne kadar acımasızca eleştirilip, küçük görmeye başlanıldı anlamıyorum.. :notr:
Benim itirazım da (bu arada silinmiş), aslında tümüyle muhalif olduğunuz bir düşünceye, bir gruba vs.. "çakma" diyerek saydırma özgürlüğüne sahip olunacağı düşüncesidir.
Peki "çakma olmayan" "asıl olan" nedir ve sen buna katlanabiliyor musun?
Bundan emin değilim.
Son derece zekice(!) bir taktik olduğu yadsınamaz. :)
Suleyman Soylu hergun konusmak zorunda mi. Istisnasiz her gun bir demeci var. Hayir anlamadigim seveni varsa bile illallah diyordur artik. 31 marttan oncede hergun konustu, sonuc ortada.
SM-C5010 cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
ABD bizi gözden çıkarmış belli. Yıllardır kedi gibi olan Yunanistan bize yakında aslan kesilirse hiç şaşırmam.
https://tr.sputniknews.com/avrupa/20...clik-sevkiyat/
ZK aslında para politikasının en kuvvetli fazi aracı. Politika faizi ile faiz arttırmak çekiç ile vurmaksa ZK oranını arttırıp parayı sıkmak balyozla vurmak gibi.
O nedenle aslında döviz , bu esasında bir faiz artışı olduğu için düşüyor. Yoksa piyasadan likidite çekilecek o likidite geri akarken mutlaka bir yerlerde direnç oluşur. O nedenle kredi tarafında (özellikle döviz kredilerinde) ciddi bir sıkılaşma olacağı için piyasa şu an için pozitif davranıyor.
ZK sanıldığından çok daha karmaşık ve dolaylı etkileri olan bir araç. Yani düşünüldüğü gibi krediler karşılığı MB'ye yatırılan basit bir teminattan ibaret değil.
Ayrıca şahsi düşüncemi söyleyeyim eğer ZK oran artışı ile Politika faizi artışı eş güdümlü uygulanırsa bu S400 şokunu dahi absorbe edebilecek güçte bir enstruman olabilir.
Ancak MB'nin bu ikisini eş güdümlü olarak kullandığına daha önce şahit olmadım. Başka nedenlerden dolayı bu araçları eş güdümlü kullanmayıp S400'ün tahribat yaratmasına izin verme ihtimali de yok değil.
Ama isterse bu iki enstrumanı aynı anda kullanarak yumruğunu vurabilir.
coştular bir kere dönemezler bu sefer geriye.
https://tr.sputniknews.com/turkiye/2...leri-alacagiz/
Şu kısmı tam anlamadım. Evet yabancı para ZK'ların artırılmasına bir nevi faiz artışı diyebiliriz. Ama bu TL için değil de yabancı para için bir faiz artışı gibi düşünülmeli değil mi? Yani sıktığımız taraf TL değil dolar tarafı. Döviz bu yüzden düşüyor çıkarımınızı bu yüzden anlamadım. Dolar faizi artınca dolar neden düşsün? Açıklayabilirseniz sevinirim.
Doları dizgileyecek formülü bulduk belli. Ama S-400 ler ile olası yaptırımlar bizi arjantine selam Venezuela ya doğru yola devam dedirtir gibi görünüyor.
Her şey doları sabit tutmak ile veya düşürmekle düzelseydi keşki.
Yaptırımlardan sonra dolar kuru en son endişe edeceğimiz şey olur.
Üretimin yoksa artı enerji kaynaklarında yoksa bağımlısındır.
Geniş para arzının %55.41'i döviz. TL kısmı ZK'sı hafif düşük te olsa politika faizinden dolayı zaten nispi olarak sıkıydı. Ancak döviz kısmındaki çarpan hala M3.döviz kısmını arttırıcı etki yaratıyordu.
ZK karmaşık bir para politikası aracı ama çok çok güçlü bir araç. Kredi faizlerini arttırıcı yönde etkisi olacak.
JSF/F35 projesinde talep edebilecegimiz herhangi bir hak da yok, yaptigimiz anlasmaya gore.
"ABD Savunma Bakanlığı, ișbu proje için ABD Sözleșme Akdetme Yasalarına, düzenleme ve prosedürlerine bağlı olarak sözleșmeler akdedilmesinden, esas olarak sorumlu olacaktır."
"Katılımcılar arasında işbu MM bünyesinde yada bununla ilişkili olarak ortaya çıkan anlaşmazlıklar, yalnızca Katılımcılar arasında görüş alışverişi yoluyla çözülecek ve sorunun çözümü için bir kişiye, bir ulusal mahkemeye, bir uluslar arası mahkemeye, yada başka herhangi bir kişi yada kuruluşa başvurulmayacaktır."
https://i.hizliresim.com/1pPVkY.jpg
Nerdeyse birebir aynı formasyon işte swapdada yaptılar şimdi ZK vs. derken gene aynı zıkkım oluyor.
Merkez Bankası ateşle oynuyor,1 yıl içinde çevrilmesi gereken 177 milyar dolarlık kısa vadeli borç var.Daha geçen hafta garanti bankası ve iş bankası ancak libor+2.5 ile 1 yıl vadede borçlanabildiler.Maliyetler çok yüksek olduğu içinde garanti bankası borcunu %64,iş bankası da %69 oranında çevirdi,bilanço küçültmeyi tercih edip net borç ödeyici oldular.Diğer bankalarda borçlanma oranları daha da yüksek.Bir de Merkez Bankası böyle zorunlu karşılık oranlarını yükselterek banka maliyetini iyice yükseltme yoluna giderse bankalar borç çevirme oranını daha da düşürürler ve 'net borç ödeyici olarak' paranın sistem dışına çıkması iç piyasada dolar arzını azaltarak kurları yukarı fırlatır.
Burada kilit nokta : bankanın maliyetini yükseltmek.
İşte bu efektif olarak faiz artışı demek. Ama ZK üzerinden. Bu da bankaların daha az kredi vermesini sağlayabilir. Daha az kredi veren banka da daha uzun süre dış borç ödeyici konumunu sürdürebilir.
Ateşle oynadığı doğrudur ama ortada bir ateş varsa birisi söndürebilmek için bu ateşle oynamak zorunda.
Bu işin çözümü 2-3 yıl küçülmeye izin vererek net dış borç ödeyici konumu sürdürmektir.
Bedeli ise ciddi anlamda işsizliktir. Ateşi ancak ek işsizlik yaratarak söndürmek mümkün gözüküyor.
Sevgili rxpu, S-400 ler gelse dahi doları yükseltmeden tutabilirler( S400 şokunu dahi absorbe edebilirler) görüşünüze katılmasamda uzun yıllar işsizlik ve fakirliğin bizi beklediği konusunda hemfikiriz.
Ben şunu söylüyorum merkez bankasının elindeki araçlar topluca ve güçlü olarak kullanıldığında kuru tutmaya yetebilir. Ama bedeli en az ek 2.5-3 milyon işsiz olur.
O nedenle politikacının bu araç setinin tamamının kullanılmasına izin vereceğine ben de pek ihtimal vermiyorum.
Ancak eğer izin verseydi bu araçlar kuru tutmaya yetebilirdi diyorum.
Son gelişmeler ışığında klasik klibimi giriyorum.
https://www.youtube.com/watch?v=xhf6IxKBjH0&t=90
Bir taraftan bankalara kredi verin diye kota koyan bunlar diğer taraftan bankaların maliyetini yükselten gene bunlar.
Bu özel bankaların bu ülkede hiçmi söz hakkı yokmuş yahu yönetim ne derse eşşek gibi yapmak zorundalarmı.
Geçen ing arıyor lütfen kredi kullanın hemen imza falan yok hesabınıza aktaralım diye yalvardı telefondaki.
Devalüasyon para arzının şu anki kompozisyonunu düşündüğümüzde teknik olarak mümkün değil.
Deval olursa, %55.41 olan M3.döviz %75-80'in üzerinde atar. Bu da artık merkez bankasının para arzı üzerinde hiç bir kontrolünün olmadığı anlamına gelir.
O nedenle deval devlet açısından durumu daha da içinden çıkılmaz bir hale getirir. Devletin para ile ilgili senyoraj hakkı elinden alınmış gibi olur. Bunun olmaması için de devlet bu tür bir deval olmasına yakın başka hoşumuza gitmeyen şeyler yapabilir.
Bu görüşe katılmıyorum.Evet,ilk anda dediğiniz gibi şu anda %55'te olan döviz %75-%80'lere atabilir.Ama dolar 7-7.5 tl seviyelerinde,dövizi yatırım amacıyla tutanlar,artık beklenti gerçekleştiğinden hızla TL'ye geçip,bu sefer faiz geliri elde etmeye yöneleceklerdir(devalüasyon olunca faizlerde de zıplama olacaktır).Bu da dövizi hızla %30'lara kadar düşürür.
Mb nin faiz dışında attığı her türlü kuru baskılama adımı, piyasadaki asimetrik riskleri artırıyor, hem de 40 yıllık serbest kambiyo rejimi tarihinde daha önce hiç olmadığı kadar.. bu ne demek; olası bir büyük akbaba operasyonunda işler kontrolden tamamen çıkabilir.. ateş tüm ormanı yakar o zaman..
TBB:Bireysel kredi veya kredi kartı borcunu ödemeyen kişi sayısı Ocak-Mart döneminde yıllık %27,3 artışla 482,6 bin oldu. Bireysel kredi borcunu ödemeyen kişi sayısı aynı dönemde yıllık %44 artarken, bireysel kredi kartı borcunu ödemeyen kişi sayısında ise %13,8 artış gerçekleşti
Ancak yaptırımlar arasında Türkiye'nin tüm Amerikan finans sisteminden çıkarılması gibi ağır etkileri olabilecekler de bulunuyor. – Bu yaptırımın konulması halinde, Türkiye merkezli hiçbir şirket, banka, kişinin Amerikan dolarıyla herhangi bir işlem yapması mümkün olamayacağı ifade ediliyor._
Bu süreci bence 2001'ile benzeştirmemek gerekli.
Zira bu sefer para arzındaki döviz oranı 2001 ile karşılaştırılmayacak bir seviyede.
Zaten şu anda 2001 krizindeki seviyede. (o zamanki tepe değer %61 olmalı)
Bu nedenle piyasa oyuncuları bu sefer oluşacak bir devalüasyonda merkez bankasının para arzını dengeleyebilmek için piyasaya ciddi anlamda para sürmesi gerektiğini biliyor olacaklar.
O nedenle bu sefer 2001 krizinden farklı olarak faiz fonksiyonu ile para arzı dengesini sağlamak mümkün olmayacaktır diye düşünüyorum.
Piyasaya sürülmek zorunda kalınan devasa miktarda TL ise hiperenflasyonun başlangıcı olabilir.
Döviz oranı %80'e çıkmış bir para arzı faize tepki vermeyebilir. Güncel örnek: Arjantin. politika faizi %71 (%20'lerden sürekli yükseltilmesine rağmen kuru dizginleyemiyor.)
O nedenle merkez bankası devalüsyon sonrasında vermek zorunda kalacağı ve yine işe yaramayacak %80 faiz yerine bugünden önden yüklemeli olarak %27-28 faiz tepkisi vermelidir. Bu bence herkes için en uygun olan çözümdür.
Yüksek faizden kurtulmanın yolu zamanında ve etkili reel faiz vermektir.
S-400 sonrası dış güçlerin saldırısıyla 8-9 civarına gelecek dolar tl yerleşiklerin dövizlerini bozdurup başka yatırım araçlarına geçmesine sebeb olacaktır diye düşüyorum. Böylelikle hem iktidar rahatlamış hemde merkez bankasının eli güçlenmiş olacaktır.