-
Polonya asilli Amerikali yazar Jerzy Kosiński’nin dogum yildonumu ( 14 Haziran 1933 )
'' Bazen gunler gecer, aptal Ludmilla gorunmezdi. O zaman buyuk bir kizginlik, gizliden gizliye kemirir Lekh'in icini. Gozlerini kuslara diker, saatler boyunca kendi kendine homurdanirdi. Uzun uzun ve gunlerce dusundukten sonra en guzel kuslardan birini secerdi. Kusu bilegine bagladiktan sonra bir suru garip seyi birbirine karistirip kokulu bir boya elde eder, degisik renklerde, kutu kutu hazirlardi bu boyadan. Sonra kusun basini, kanatlarini, boynunu ebemkusagi renkleriyle bezer, tuylerine bir demet yabani cicegin goz kamastirici parlakligini verirdi.
Sonra ormanin iclerine yururduk birlikte. Epey ilerledikten sonra Lekh durur, kusu bileginden cozup bana verir ve ayaklarindan tutarak sallamami isterdi. Boyali kus soylenir durur, bagirisina gelen bir suru kus tepemizde donmeye baslardi. Onlara ulasmak isteyen tutsak debelenir, butun gucuyle oter, boyali boynunun icinde kalbi delice atardi. '' Boyali Kus
https://images-na.ssl-images-amazon...._AC_SY780_.jpg
“ Sometimes days passed and Stupid Ludmila did not appear in the forest. Lekh would become possessed by a silent rage. He would stare solemnly at the birds in the cages, mumbling something to himself. Finally, after prolonged scrutiny, he would choose the strongest bird, tie it to his wrist and prepare stinking paints of different colors which he mixed together from the most varied components. When the colors satisfied him, Lekh would turn the bird over and paint its wings, head, and breast in rainbow hues until it became more dappled and vivid than a bouquet of wildflowers.
Then he would go into the thick of the forest. There Lekh took out the painted bird and ordered me to hold it in my hand and squeeze it lightly. The bird would begin to twitter and attract a flock of the same species which would fly nervously over our heads. Our prisoner, hearing them, strained toward them, warbling more loudly, its little heart, locked in its freshly painted breast, beating violently. ”
-
Ingiliz yazar, sair, filozof, dramatist, gazeteci, hatip, ilahiyatci, biyografi yazari Gilbert Keith Chesterton’in olum yildonumu ( 14 Haziran 1936 )
" ‘ Salt gercekler ! Gercekten de hala gerceklere inandigini-batil inanclara battigini, belirsiz ve tarih oncesi sunaklara bagli oldugunu- kabul mu ediyorsun ? Kisinin biraktigi ilk izlenimine guvenmiyor musun ? ’
’ Sey, ilk izlenimler, ’ dedim, ‘ salt gerceklerden daha az nesnel olabilir. ’
‘ Bos Laf ’ dedi. ‘ Dunya, ilk izlenimlerin etrafinda donmuyor da neyin etrafinda donuyor ? Daha ise yarar olan nedir? Dostum dunyanin felsefesi gerceklere dayali olabilir fakat esas is ruhsal izlenim ve atmosferle yuruyor. Bir katibi neden ise alirsin veya almazsin ? Kafatasini mi olcersin? Fiziksel yapisini anlamak icin bir referans kitaba mi bakarsin ? Hic gerceklerle ilgilenir misin ?... ’ " Garip Ticaretler Kulubu
https://m.media-amazon.com/images/I/51vdEQ9MD+L.jpg
" ‘ The mere facts! Do you really admit—are you still so sunk in superstitions, so clinging to dim and prehistoric altars, that you believe in facts ? Do you not trust an immediate impression ? ’
‘ Well, an immediate impression may be, ’ I said, ‘ a little less practical than facts. ’
‘ Bosh, ’ he said. ‘ On what else is the whole world run but immediate impressions ? What is more practical? My friend, the philosophy of this world may be founded on facts, its business is run on spiritual impressions and atmospheres. Why do you refuse or accept a clerk ? Do you measure his skull? Do you read up his physiological state in a hand-book ? Do you go upon facts at all ? Not a scrap… ’ ”
-
Walt Disney Studios'un Felix Salten'in romanindan uyarladigi animasyon filmi Bambi 14 Haziran 1942'de Salt Lake City, Utah'ta gosterime girdi. ( 16 Kasim 1944, Turkiye )
https://m.media-amazon.com/images/M/...6,1000_AL_.jpg
https://vignette.wikia.nocookie.net/...20150118235459
https://media2.giphy.com/media/tKgDe5EdNSjTy/giphy.gif
-
Kral ( Elvis Presley ) Memphis, Tennessee'deki L. C. Humes High School'dan 14 Haziran 1953'te mezun oldu.
https://i.pinimg.com/originals/30/a1...a554e40b91.jpg
-
Italyan pop sarkicisi ve soz yazari Gianna Nannini'nin dogum gunu ( 14 Haziran 1956 )
https://pbs.twimg.com/media/DCGr6OsXsAAGj1_.jpg
https://i.pinimg.com/originals/a3/39...7c86928733.jpg
Ruhumdasin;
Ve seni sonsuza dek biraktigim o yerde;
Sen her parcamdasin.
Seni kalp atisi ve bir nefes arasinda;
inerken hissediyorum.
http://images.vanityfair.it/Storage/...ni_650x435.jpg
-
Irlanda asilli Ingiliz sarkici, soz yazari, DJ ve moda tasarimcisi Boy George'un ( George Alan O'Dowd ) dogum gunu ( 14 Haziran 1961 )
https://i.pinimg.com/736x/03/8e/53/0...0664541187.jpg
-
Monk dizisinde Adrian Monk'un asistani Natalie Teeger'a hayat veren Amerikali aktris Traylor Howard'in dogum gunu ( 14 Haziran 1966 )
https://millennivm.org/img/actors/32...rd-bio-age.jpg
https://i.pinimg.com/originals/32/9a...cd0a9de387.jpg
-
1959 Nobel Edebiyat Odulunu kazanan Italyan sair ve edebiyat elestirmeni Salvatore Quasimodo'nun olum yildonumu ( 14 Haziran 1968 )
Batiya doner aycicegi
Gun hizlanmistir bile
Egildi mi o - yogunlasir
Yaz havasi, kimil kimil yapraklar, islik
Dumanlari. Catirdayivermesiyle yildirimlarin,
Bulutlarin akivermesiyle bir, uzaklasir yiter
Gogun bu son oyunu da.Yillardan beri,
Sevgilim, hep boyle saskina cevirir
Bizi agaclarin degismesi
Navigli'deki. Ama gunlerimiz hep ayni,
Gunes o gunes, cekip giden
Bir isik cizgisiyle ardinda, sevgi dolu.
Anilar bitti artik, animsamak istemiyorum;
Bellegimi olum almis,
Yasamin sonu yok. Butun gunler
Bizim. Vakit gecti diyerek sen de
Birakacaksin beni, durunca devinim.
Burda kanalin ustunde yukselerek
Salincakla cocuklar gibi, suya
Bakiyoruz, kararan
Yesilindeki ilk dallara.
Bicak degil avcunda gizledigi
Sessizce yaklasan adamin
Tek bir itir cicegi
http://www.si24.it/wp-content/upload...-parafrasi.jpg
Il girasole piega a occidente
e già precipita il giorno nel suo
occhio in rovina e l'aria dell'estate
s'addensa e già curva le foglie e il fumo
dei cantieri. S'allontana con scorrere
secco di nubi e stridere di fulmini
quest'ultimo gioco del cielo. Ancora,
e da anni, cara, ci ferma il mutarsi
degli alberi stretti dentro la cerchia
dei Navigli. Ma è sempre il nostro giorno
e sempre quel sole che se ne va
con il filo del suo raggio affettuoso.
Non ho più ricordi, non voglio ricordare;
la memoria risale dalla morte,
la vita è senza fine. Ogni giorno
è nostro. Uno si fermerà per sempre,
e tu con me, quando ci sembri tardi.
Qui sull'argine del canale, i piedi
in altalena, come di fanciulli,
guardiamo l'acqua, i primi rami dentro
il suo colore verde che s'oscura.
E l'uomo che in silenzio s'avvicina
non nasconde un coltello fra le mani,
ma un fiore di geranio.
http://images.slideplayer.it/2/93737...es/slide_4.jpg
Hala tas elinde dusunde hala sapan
cagimin insani. Ucaktaydin,
kanatlari olum ve kotuluk tasiyan,
-gordum seni- ates arabasinda, daragaclarinda,
iskence carklarinda, gordum : sendin,
kiyima inanan biliminle, yanilmaz,
asksiz, Isasiz. Oldurdun yine
hep oldurdugu gibi atalarin oldurdugu gibi
Insani ilk goren hayvanlari.
Ve bu ‘Daga gidelim’ dedigi gunku
koku kardesin kardese bu kan
kokusu. Ve sana kadar gunune kadar
gelen o soguk inatci yanki.
Unutun ey ogullar topraktan yukselen
kan bulutlarini unutun babalarinizi:
kul altinda kalmis mezarlari,
ruzgar yureklerini karakuslar almis.
https://s-media-cache-ak0.pinimg.com...9f6e6201da.jpg
Gece bitti
Ay eriyor dogan gunde
Batti batacak sulara
Bu ovada Eylul ne kadar diri
Cayirlar yemyesil
Bahar topraklari sanki guneyde
Biraktim esi dostu
Eski bahcelere gittim gizli gizli
Seni anmak icin tek basima
Sen Ay'dan otelerde bir yerdesin
Burda gun dogarken
Nal sesleri gelirken kaldirimlardan.