-
Augustus doneminin en onemli Romalý sairi Horatius’un (Quinto Orazio Flacco) dogum yildonumu (MO.8 Aralik 65)
"Denizi asan insanlar ruhlarini degil, (uzerlerindeki) gokyuzunu degistirirler. / Non mutano il loro animo, ma solo il cielo (sopra la loro testa) coloro che attraversano il mare."
http://2.bp.blogspot.com/-M34apTVhLF...76c060324c.jpg
Acem gosterisini sevmem, cocuk;
Ihlamur celenklerinden hoslanmam.
Gel, arama bahceleri, bize ne
Mevsim sonu gulunden!
Asmanin altindayim, iciyorum.
Gel, soframda kadeh dolduran cocuk,
Ikimize de yeter, agacindan
Koptugu gibi mersin.
https://upload.wikimedia.org/wikiped...us_Flaccus.jpg
Odio il fasto persiano, e non mi piacciono
le corone annodate con il tiglio,
ragazzo: non cercare dove sboccia
l’ultima rosa.
Non voglio che ti affanni ad intrecciare
altro al semplice mirto: basta il mirto
a te che mesci e a me che bevo sotto
pergola folta.
-
Amerikali karikaturisti, yazar, mizahci, gazeteci, oyun yazari James Thurber’in dogum yil donumu (8 Aralik 1824)
https://www.fulltable.com/vts/aoi/t/thurber/02.jpg
“Bir gun ogleden sonra, koskocaman bir kurt, karanlik bir ormanda pusu kurmus, buyukannesine sepetle yiyecek goturecek kucuk kizi beklemeye baslamis. Sonunda kucuk kiz karsidan gorunmus. Elinde de gercekten bir sepet dolusu yiyecek varmis. ‘O sepeti buyukannene mi goturuyorsun?’ diye sormus kurt. Kiz da, ‘Evet,’ diye cevap vermis. Kurt bunun uzerine, buyukannenin nerede oturdugunu sormus. Kiz tarif etmis, kurt da donup uzaklasmis.
Kucuk kiz kapiyi acip buyukannesinin evine girince, yatakta gecelikli ve boneli birisinin yatmakta oldugunu gormus. Ama yataga uzakligi sekiz metre kalinca, bunun buyukannesi olmayip kurt oldugunu anlamis. Cunku Metro Goldwyn-Mayer’in aslani, bizim baskana ne kadar benzerse, bir kurt da bir buyukanneye ancak o kadar benzeyebilir. Gecelik giyse bile. Bunun uzerine, kucuk kiz, sepetinden bir Colt otomatik cikarmis ve kurdu hemen vurup oldurmus.”
https://drinks-dvq6ncf.netdna-ssl.co...n-Burgundy.gif
https://jimsworldandwelcometoit.file...bbit.jpg?w=600
https://lh3.googleusercontent.com/pr...h630-p-k-no-nu
-
Norvecli sair Bjornstjerne Bjornson’un dogum yil donumu (8 Aralik 1832)
https://www.poemhunter.com/i/poem_im...the-tree-6.jpg
Ilk yapraklari yeseriyordu agacin tomurcuk tomurcuk, tek tek.
"Alayim mi onlari elinden? " dedi
Kiragi surunerek.
Sactan tirnaga titreyip agac
"Hayir" dedi, yalvararak,
"Cicek acincaya kadar
Onlari rahat birak."
Tomurcuklandý çiçekleri agacin
Otustu butun kuslar.
"Alayim mi onlari elinden? " dedi
Esintiyle ruzgar.
"Hayir" dedi sallanirken agac,
Titremeden yaprak yaprak.
" Cicek acincaya kadar
Onlari rahat birak."
Yaz ortasý sicaginda
Agac meyvesini verdi.
Cocuk dedi: "Toplayabilir miyim
Artik yemislerini? "
Egerken yuklu yapraklarini agac
"Tabii" dedi, "toplayabilirsin
Al hepsini,
Hepsi senin icin."
-
Giuseppe Verdi’nin besteledigi Luisa Miller operasi promiyerini 8 Aralik 1849’da Napoli, Teatro San Carlo’da yapti
https://upload.wikimedia.org/wikiped...isa_Miller.jpg
-
Meksikali ressam Frida Kahlo'nun sevgili esi ressam Diego Rivera'nin dogum yil donumu (8 Aralik 1886)
Il Banchetto di Wall Street (Wall Street Banquet, 1928)
http://www.mexicoart.it/IMAGES/wallstreet.jpg
Il Mercato di Tenochtitlan (Tenochtitlan Marketplace, 1945)
http://www.mexicoart.it/IMAGES/ilmercato.jpg
-
Ingiliz ressam Christiana Jane Herringham’in dogum yil donumu (8 Aralik 1852)
Un Battaglia di Amore e Castità (A Battle of Love and Chastity, Tahmini 1918)
https://static.artuk.org/w944h944/SRY/SRY_RHU_P1279.jpg
-
Vadim O Kadar Yesildi Ki romaninin Ingiliz yazari Richard Llewellyn’in dogum yil donumu (8 Aralik 1906)
“Altin sesini hala duymakta oldugum Socrates oldu mu? Sesleri kulaklarimda cinlayan arkadaslarim, olduler mi? Hayir derim ve hayir demekte direnirim. Kanimi akitsalar bile hayir derim. Ceinwen oldu mu? Oyleyse, butun guzelligiyle yanimda kim yatiyor, mucevher gibi gozleriyle gozlerimin icine kim bakiyor? Kimin parmaklari kollarimi SIKIYOR, canimi acitiyor? Gercek kadin sevgisinin ne oldugunu bana ogreten Branwen oldu mu? Kadin gucunun, erkeklerin yumruklarindan, adalelerinden ve seslerinden daha ustun oldugunu bana goreten Branwen oldu mu? Babam komurlerin altinda mi can verdi? Daha neler! O simdi koyde dolasiyor, ceketinin ustune Dovy'nin kirmizi formasini giymis, sokaklarda dans ediyor, birkac dakika sonra eve gelip on odada oturacak, piposunu icerken annemin elini oksayacak. Iste, iceri girdi bile. Bakin, Kraliceye yarasir bir koruyu yoneten en buyuk ogluna Kralice tarafindan verilen resmin karsisinda nasil da gogsunu kabartiyor. Beni sevdigi icin dunyadaki tek varligini, saatini bana veren o kaya gibi adam, sevgili akil hocam, dostum Mr. Gruffydd oldu mu? Nasil olmus olabilir? Onunla vedalasmaya calisirken doktugum gozyaslari hala islak islak duruyor yuzumde. Bogazimda dugumlenen yumrular hala canimi acitiyor. Ne yazik ki, soylemek istedigim kelimeleri bir turlu cikaramamis, hicbir sey soylemeden ondan ayrilmistim. Icim kan aglarken, yalniz gozyasi dokmustum. O oldu mu?”
https://s3-us-west-2.amazonaws.com/t...quare-1536.jpg
“Is Socrates dead, then, when I hear the gold of his voice? Are my friends all dead, then, and their voices a glory in my ears? No, and I will stand to say no, and no, again. In blood, I say no. Is Ceinwen dead, then, and her beauty dear beside me again, and her eyes with jewels for me, and my arms hurting with the grip of her fingers? Is Bronwen dead, who showed me the truth of the love of a woman? Is she dead, who proved to me that the strength of woman is stronger than the strength of fists, and muscles, and the male shoutings of men? Did my father die under the coal? But, God in heaven, he is down there now, dancing in the street with Davy's red jersey over his coat, and coming, in a moment, to smoke his pipe in the front room and pat my mother's hand, and look, and O, the heat of his pride, at the picture of a Queen, given by the hand of a Queen, in the Palace of a Queen, to his eldest son, whose baton lifted voices in music fit for a Queen to hear. Is Mr. Gruffydd dead, him, that one of rock and flame, who was friend and mentor, who gave me his watch that was all in the world he had, because he loved me? Is he dead, and the tears still wet on my face and my voice still cutting through rocks in my throat for minutes while I tried to say good-bye, and, O God, the words were shy to come, and I went from him wordless, in tears and with blood. Is he dead?”
https://pictures.abebooks.com/isbn/9...726-us-300.jpg
-
Amerikali sair ve kisa oyku yazari Delmore Schwartz’in dogum yil donumu (8 Aralik 1913)
https://www.poemhunter.com/i/poem_im...-of-houses.jpg
Yorgun ve mutsuz, yumusak halili, sicak
Evleri dusunuyorsun Aralik aksaminda,
Beyaz kar tanecikleri ucusurken camda
Ve turuncu alevler ocakta oynasirken.
Bir genc kiz
Gluck’tan Orpheus’un Olume yalvardigi o sarkiyi
soyluyor;
Buyukleri mutluluk icinde baslarini sallayarak
seyrediyorlar
Zamanin yeniden canlanisini gormek icin onun
cekingen gozlerinde:
Hizmetciler kahve getiriyor, cocuklar odalarina
cekiliyor,
Esneyip yataklarina gidiyor yaslisi genci,
Pembe, kulrengi korlar parlayip sonuyor ocakta,
Silkin artik, vaktidir uyanip bu budala dusten
Basini yer altina inen telasli insanlara
Ve o ince binalarin agirligina cevirmenin.
Bak, metroyu dolduran kalabaligin icinde
Adsiz seyirciler arasinda, iyi giyimli, yoksul
Nice insan nasil senin yazginin canlarini
caliyorlar
Sasmayan bir carkin ofkesiyle cevreni sarip.