-
Italyan surrealist ressam ve yazar Giorgio De Chirico'nun dogum yil donumu (10 Temmuz 1888)
Il Canto d'Amore (The Song of Love, 1914)
http://cultura.biografieonline.it/wp...irico-1914.jpg
http://www.progetti.iisleviponti.it/...img/piazza.jpg
"Gunesli bir gunde yuruyen bir adamin golgesi, dunyadaki tum dinlerden daha fazla gizem barindiriyor. / Son più gli enigmi nell’ombra di un uomo che cammina in pieno sole che in tutte le religioni del passato, del presente o del futuro." Giorgio de Chirico
Archeologi (The Archeologists, 1968)
http://www.italianways.com/wp-conten...08-665x870.jpg
-
Modern Family dizisinin Gloria Pritchett'i Kolombiyali oyuncu, model, komedyen, TV sunucusu ve yapýmcisi Sofía Vergara'nin dogum gunu (10 Temmuz 1972)
https://media.giphy.com/media/Jtnefj5gytkbe/giphy.gif
http://68.media.tumblr.com/tumblr_m061grkKHA1r81sif.gif
-
https://pbs.twimg.com/media/DD_PCNVWsAY0FEa.jpg
Macbeth: Krala soyle, bir kac dakikasini almak uzere bos bir zamanini beklemekteyim.
Hizmetli: Bas ustune, efendim.
Macbeth: Istediklerimize eristigimizde gonul rahatligiyla bir sevinc duyamiyorsak hic bir sey kazanilmamis, her sey yitirilmis demektir.Yikip yok ederek yasamaya calismaktansa, yok ettigimiz sey olmak daha rahat olurdu.
-
"Yazmaya basladigimiz andan bir onceki ana kadar, dunya ---her birimiz icin dunyayi olusturan sey, yani bir bilgiler, deneyimler,degerler toplami--- vardir karsimizda, bir butun halindeki, oncesiz ve sonrasiz dunya, bireysel ani olarak ve ortuk gizli guc olarak duya. Ve biz,bu dunyadan bir soylem, bir oyku, bir duygu cikarmak isteriz; ya da belki de, daha kesin olarak soylemek gerekirse, bu dunyada kendimizi konumlandirmamiza olanak saglayacak bir islemi gerceklestirmek isteriz. Butun diller emrimizdedir: edebiyatin gelistirdigi diller, uygarliklarin ve bireylerin degisik caglarda ve ulkelerde kendilerini dile getirdikleri usluplar; ayni zamanda cok farkli disiplinlerin gelistirdigi, son derece farkli bicimlere ulasma amacini tasiyan diller. Ve biz, onlarýn icinden, soylemek istedigimize uygun dili, soylemek istedigimiz seyin ta kendisi olan dili cekip cikarmak isteriz." Italo Calvino, Amerika Dersleri
https://lapoesiaelospirito.files.wor...-americane.jpg
"Fino al momento precedente a quello in cui cominciamo a scrivere, abbiamo a nostra disposizione il mondo ---il mondo dato in blocco, senza né un prima né un poi, il mondo come memoria individuale e come potenzialità implicita --- Ogni volta l'inizio è quel momento di distacco dalla molteplicità dei possibili: per il narratore è l'allontanare da sé la molteplicità delle storie possibili, in modo da isolare e rendere raccontabile la singola storia che ha deciso di raccontare.Abbiamo a disposizione tutti i linguaggi: quelli elaborati dalla letteratura, gli stili in cui si sono espressi individui e civiltà nei vari secoli e paesi, e anche i linguaggi elaborati dalle discipline più varie, finalizzati a raggiungere le più varie forme di conoscenza: e noi vogliamo estrarne il linguaggio adatto a dire ciò che vogliamo dire, il linguaggio che è ciò che vogliamo dire."
-
"Evet, oyle yap Lucilius, kendin icin kazan kendini.Simdiye degin senden zorla alinan ya da calinan ya da bosuna akip giden zamanina saril, iyi kullan onu. Durum emin ol, sana yazdigim gibi: kimi zamanimiz bizden zorla kapiliyor, kimisi sinsice caliniyor, kimisi de bosuna akip gidiyor. Umursamadigimiz için ugradýðimiz kayip da, en yuz kizartici olani. Dikkat edersen, hayatimizin en buyuk bolumu kotu is yapmakla geçiyor, buyuk bir bolumu hicbir is yapmamakla, butun yasamimiz da (gerekenden baskasini) yapmakla geçiyor. Zamana deger veren, gununun degerini bilen, her gun bir az daha olmekte oldugunu anlayan bir kimse gosterebilir misin bana? Yanildigimiz bir nokta var; saniyoruz ki olum onumuzdedir; oysa olumun buyuk bir kismi simdiden gecip gitmistir. Hayatimizin gerimizde kalan kismini olum gecirmiþ eline. O halde bana yazdigin gibi davran, Lucilius'um, saril butun saatlerine: bugunune el koyarsan, daha az bagli kalacaksin yarina. Boyledir bu is: Yasamak ertelendi mi, hizla akar geçer. Her sey yabancidir bize, Lucilius, bizim olan bir tek sey var: zaman. Doga yalniz bunu, bu tek kacici ve kaygan seyi bizim ellerimize vermis, ama onu da her isteyen aliyor bizden. Insanlar oyle akilsiz ki, bir kimseden kucucuk, degersiz, yerine konulabilir bir sey aldilar mi, kendilerinin borclu sirasina konmasýna goz yumuyorlar da, minnettar olunsa bile, karsilik yapilamayacak tek seyi, yani zamani alan insan, hicbir seyle borçlu saymiyor kendini. Belki "Bana ogutler verdiðin halde, kendin nasil davraniyorsun?" diye soracaksin. Acik yurekle soyliyeyim, refah icinde, ama dikkatli yasayan bir insan gibiyim, harcadigimin hesabini iyi tutuyorum. Hicbir sey yitirdigimi soyleyemem, ama ne yitirdigimi, nicin ve nasil yitirdigimi soyleyeyim, fukaraligimin nedenlerini bildireyim sana. Ama benim basima gelen, kendi sucu olmadan yoksulluga dusen bircoklarinin da basina gelmistir: herkes hos gorur ama, kimse yardim etmez. Nasil sey bu? dersen, cok az seyi kalan kimse, pek azla yetinirse, bence, fakir degildir de ondan: Iyisi mi sen de malini kotu gun icin sakla, hem de zamaninda basla bu ise. Cunku atalarimizin dedigi gibi, "dibi gorundu mu kupun, neye yarar tutum?" Dipte kalan da hem cok azdir hem de en kotusudur. Saglikla kal!" Seneca, Ahlaki Mektuplar
https://pbs.twimg.com/media/DC7IqA_W0AEZ41Q.jpg
"Fai così, mio Lucilio: rivendicati a te stesso, e il tempo che finora o veniva portato via o veniva sottratto o andava perduto raccoglilo e mettilo in disparte. Convinciti che le cose stanno così come scrivo: alcuni momenti ci vengono portati via, alcuni vengono sottratti, alcuni scorrono via. Tuttavia il danno più sconveniente è quello che si verifica per negligenza. E se vorrai badarci, una grande parte della vita scorre mentre ci comportiamo male, la massima parte mentre non facciamo nulla, tutta la vita mentre facciamo altro. Chi mi potrai indicare che assegni qualche prezzo al tempo, che valuti la giornata, che si renda conto di morire ogni giorno? In questo infatti ci sbagliamo, per il fatto che la morte la consideriamo come evento futuro: gran parte di essa è già passata; tutta l'esistenza che sta alle nostre spalle la tiene la morte. Fai dunque, mio Lucilio, quello che scrivi di fare, afferra tutti i momenti; così accadrà che tu dipenda meno dal domani, se porrai mano all'oggi. Mentre si rinvia la vita scorre via. Tutte le cose, Lucilio, sono degli altri, soltanto il tempo è nostro; la natura ci ha collocati nel possesso di quest'unica cosa fuggevole e labile, dal quale ci caccia chiunque vuole. E così grande è la stoltezza dei mortali che le cose che sono meno importanti e di minor valore, certamente recuperabili, accettano che siano loro messe in conto quando le hanno ottenute, (e invece) nessuno che abbia ricevuto del tempo ritiene di essere debitore di alcunché, mentre in realtà esso è l'unica cosa che neppure una persona grata può restituire. Mi chiederai forse che cosa faccia io che ti impartisco questi suggerimenti. Ti confesserò francamente: quello che accade presso una persona dispendiosa ma attenta, mi torna il conto della spesa. Non posso dire di non perdere nulla, ma potrei dire che cosa perdo e perché e come; potrei fornire i motivi della mia povertà. Ma capita a me ciò che (capita) alla maggior parte di coloro che sono stati ridotti all'indigenza non per propria colpa: tutti perdonano, nessuno aiuta. Quale è dunque la conclusione? Non ritengo povero colui per il quale quel poco che resta è abbastanza; tu tuttavia preferisco che risparmi i tuoi beni, e incomincerai a tempo utile. Infatti, come sembrò ai nostri antenati, 'è tardiva la parsimonia alla fine'; infatti al fondo rimane non solo il meno, ma il peggio. Stammi bene."
-
Taptaze bir vicdani olmasini istiyordu -kendisi boyle diyordu: Taptaze, oyle bir vicdan ki her zaman yerine getirmekte oldugu gorevlerinin disinda baska sorumluluklar, insanlara karsi yeni, daha yuce odevler yuklensin. Cunku her zaman yerine getirilen odevler insanin icini rahatlatmaz olmustu. Insan hicbir sey basaramamis gibi oluyordu bu durumlarda. Kisi kendi kendisini hosnutsuzluk ve hayal kirikligi icinde birakiyordu.
"Ben, insanligin yeni bir seye hazir olduguna inaniyorum"dedi. "Yalniz hirsizlik etmemeye, adam oldurmemeye, iyi bir vatandas olmaya degil... Bunun otesinde baska bir seye. Yeni ve baska odevleri yuklenmeye hazir olduguna inaniyorum insanligin. Bizim icimizde duydugumuz da bu, saniyorum, baska odevler yuklenme istegi, yeni isler basarma istegi. Yeni bir duyarlikla vicdanimizin bize gosterdigi yeni isler basarma istegi." Elio Vittorini, Sicilya Konusmalari
https://pbs.twimg.com/media/DDexpRMXcAAIPdP.jpg
Avrebbe voluto avere una coscienza fresca, così disse, fresca, e che gli chiedesse di compiere altri doveri, non i soliti, altri, dei nuovi doveri, e più alti, verso gli uomini, perché a compiere i soliti non c'era soddisfazione e si restava come se non si fosse fatto nulla, scontenti di sé, delusi.
"Credo che l'uomo sia maturo per altro" disse. "Non soltanto per non rubare, non uccidere, eccetera, e per essere buon cittadino... Credo che sia maturo per altro, per nuovi, per altri doveri. È questo che si sente, io credo, la mancanza di altri doveri, altre cose, da compiere... Cose da fare per la nostra coscienza in un senso nuovo."
-
"Prenses cok yorgun; uyuyor ve kendisini gormedim bile. Signorina Concetta'yi demek istiyorum." Durakladi. "Sevdalanmis" Kirk bes yasinda bir adam, sevdalanacak kadar buyumus bir kizi oldugunu fark edinceye kadar kendini hala genc sayabilir. Prens o anda yaslandigini hissetti; ava ciktigi zaman yaptigi uzun yuruyusleri, karisinin attigi Gesummaria cigliklarini, uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra nasil hala dinc ve taptaze kalabildigini, hepsini unutup birden kendini Villa Giulia Parki'nda kucuk kecilere binmis bir suru torununun yaninda yuruyen ak sacli bir dede gibi gordu." Giuseppe Tomasi Di Lampedusa, Leopar
http://cultura.biografieonline.it/wp...-Lampedusa.jpg
"La Principessa è stanca; dorme e non la ho vista. Si tratta della signorina Concetta." Pausa. "Essa è innamorata." Un uomo di quarantacinque anni può credersi ancora giovane fino al momento in cui si accorge di avere dei figli in età di amare. Il Principe si senti invecchiato di colpo; dimenticò le miglia che percorreva cacciando, i "Gesummaria" che sapeva provocare, la propria freschezza attuale al termine di un viaggio lungo e penoso; di colpo vide sé stesso come una persona canuta che accompagna uno stuolo di nipotini a cavallo alle capre di Villa Giulia"
-
Italyan Maniyerist ressam Giuseppe Arcimboldo'nun olum yil donumu (11 Temmuz 1593)
Il Bibliotecario (Librarian, 1566)
https://pbs.twimg.com/media/DEbjHjmXYAAaPBe.jpg
-
-
http://visualnews-wp-media-prod.s3.a...e56a82c21c.jpg
Harper Lee'nin klasik romani To Kill a Mockingbird (Bulbulu Oldurmek), 11 Temmuz 1960 tarihinde yayinlandi.
https://media.giphy.com/media/CSBL6awmfdrIA/giphy.gif
https://pbs.twimg.com/media/DEclu4NXYAAoiGz.jpg
"Cogunlugun kuralina uymayan tek sey insanin vicdanidir."
https://pbs.twimg.com/media/DEcd_gtWAAAfYmM.jpg
"Bir insani, sorunu onun acisindan dusunmeye alismadikca anlaman olanaksizdir.Derisinin icine girip gezineceksin."
-
https://i.ppcdn.it/pp/pictures/f/307_488x488f.e3cb1.jpg
"Bir cicege sahip olmak isteyen onun guzelliginin solusunu seyretmek zorunda kalir. Ama bir tarladaki cicege sadece bakmakla yetinirsen, o hep seninle olacaktir; cunku cicek aksamin ve günbatiminin ve nemli topragin ve ufuktaki bulutlarin bir parcasidir." Paulo Coelho.
-
https://i.embed.ly/1/display/resize?...jOIgAEfaD6.jpg
Aksam vakitlerinde icmekteyiz sabahin kapkara sutunu
ve oglenlerle sabahlarda bir de geceleri
hic durmaksizin icmekteyiz
bir mezar kaziyoruz havada rahat yatiliyor
Bir adam oturuyor evde yilanlarla oynayip yazi yazan
hava karardiginda Almanya'ya senin altin saclarini yaziyor Margarete
bunu yazip evin onune cikiyor ve yýldizlar parliyor
kopeklerini cagiriyor islikla
sonra Yahudilerini cagiriyor islikla toprakta bir mezar kazdiriyor
bize buyruk veriyor haydi bakalim simdi dansa…
Paul Celan
-
https://pbs.twimg.com/media/DEcTiaMXsAAVLUZ.jpg
Ruhumu nasil tutacagim ki
etmeyecek ruhuna temas?
Otendeki seylere nasil asirtacagim onu senden?
Arzuluyorum, onu, karanlikta kayip herhangi
bir seyle, ah, senin derinliklerin titrerken
birlikte titremeyecek, yabanci, sessiz
bir yerde barindirmayi ben.
Fakat alir bizi beraberce, bir yay,
Yek ses veren bir yay gibi iki telinde,
bize, sana ve bana temas eden her þey.
Bizim gerildigimiz hangi calgi?
Ve tutuyor hangi calgici bizi elinde?
Ah, tatli sarki.
Rainer Maria Rilke
-
https://pbs.twimg.com/media/DEbvYtnXcAA6DdG.jpg
SIK SIK, eglenmek icin, acimasiz tayfalar
Yakalar kanadindan bu deniz kuslarini,
Urkutucu sularda gemileri izleyen
Yolcularin yillardir dost arkadaþlarini.
Gokten inen tasasiz, bu utangac krallar
Guvertelerin ustune konduklari zaman
Genis kanatlarini sofuca birakirlar,
Yorgun kurekler gibi, sular ustunde kayan.
Sen ey kanatli yolcu, bir zaman ne guzeldin !
Bak gagani durtuyor hoyrat tayfanin biri,
Ya oteki, bilir mi bu hale nasil geldin,
Topallayip oykunuyor uctugun gunleri.
Ozan, ey bulutlardan topraga surgun ece,
Oklara gogus geren, dostu firtinalarin,
Yuhlarlar yeryuzunde, seni de, gunduz gece
Ucmana engel olur, agir dev kanatlarin.
Charles Baudelaire
-
https://pbs.twimg.com/media/DEZo56iXsAE1EE4.jpg
Romeo: Aliyorum oyleyse, sozune inanarak.Ask de bana, yeniden vaftiz edileyim.Ben Romeo degilim bundan böyle.
Juliet: Kimsin sen, boyle geceye gizlenerek sirrima el uzatan?
Romeo: Ad kullanarak bilmem nasil söylemeli kim oldugumu. Ey guzel ermis, adimdan ben de nefret ediyorum, sana dusman diye. Ben yazmis olaydim, yirtar atardim onu.
Juliet: Kulaklarim daha yuz soz icmedi agzindan, ama bu sesi taniyorum: sen Romeo degil misin?
-
Gorundugu gibidir dunya
sergilenmis bes duyumun
ve seninkilerin onunde,
benimkilerin kiyilari olan.
Degil bizimkisi
otekilerin dunyasi:
Aynisi degil.
Ben yatagiysam suyun,
seninle ýrmagiz ikimiz
derinlestikce daha
usul ve kipirtisiz gorunen.
Goruntuleri yasamin:
ayni anda ulasir ikimize
ve kendimizi birakmis bulur bizi,
ikimiz birden ayni ritme.
Ama her sey bizim
kendi cilginligimizdan dogar.
Hava, onu soluyan
yuregimin buyuklugunde
ve gunes sanki ona
meydan okudugum isik gibi.
Gozumuz gormeden kimseyi
hep karanlik hep gonulsuz
yalnizca icimize cevirdik bakisi
en icerdekini gormeye.
Caba ve ask gerektiriyor
seni boyle benimle gormek;
nasil birlikteyse suyla kum
hep bir arada, oyle gorunmek.
Ne kimse beni gercekten gorecek
ne de kimse benim gordugume benzeyecek.
Gorundugumuzden bir fazlasiyiz,
dusunebildiklerimizden bir eksik.
Basimiza gelenlerden biri
fark edilmeden gelir gecer.
Ne kimse gordo bizi, ne de biz
kimseyi, gormeyen gozlerimizle.
Miguel Hernández
https://pbs.twimg.com/media/DEdkcOpXUAARINX.jpg
Il mondo è come appare
dinanzi ai miei cinque sensi,
e dinanzi ai tuoi che sono
come l'approdo dei miei.
Nostro non è il mondo
degli altri: non è lo stesso.
Letto dell'acqua ch'io sono,
tu, noi due, siamo il fiume
che laddove è più profondo
più lento e limpido appare.
Immagini della vita:
via via che le riceviamo,
ci accolgono consegnate
più strettamente a un ritmo.
Ma le cose si formano
coi nostri stessi delirî.
L'aria ha la dimensione
del cuore che io respiro
e il sole è come la luce
con la quale io lo sfido.
Agli occhi degli altri, ciechi,
oscuri, sempre deboli,
guardiamo all'interno sempre,
vediamo dal più intimo.
Fatica e amore mi costa
così con me, con te vedere;
apparire, come l'acqua
con la sabbia, sempre uniti.
Nessuno mi vedrà intero,
nessuno è come lo guardo.
Siamo più di ciò che vediamo,
meno di ciò che indaghiamo.
Qualche vicenda di tutti
inavvertita trascorre.
Nessuno ci ha veduti.
Ciechi di tanto vedere,
nessuno abbiamo veduto.
-
Roma Imparatoru Jul Sezar'in (Gaio Giulio Cesare) dogum yil donumu (12 Temmuz 100)
https://pbs.twimg.com/media/DEdQvWLXsAELtKI.jpg
"Genellikle insanlar olmasini istedikleri seye inanirlar."
http://www.chieracostui.com/costui/i...barbarano1.jpg
-
Kuzey Avrupa Ronesansi'nin onemli ustasi ve klasik edebiyat arastirmacisi, humanist bilgin ve ilahiyatci Desiderius Erasmus’un olum yil donumun (12 Temmuz 1536)
"Delinin ruhunda ne varsa yuzunde yazilidir, agzi da bunu gizlemeden soyler; oysa ki bilgenin, yine euripides'e gore iki dili vardir: biri hakikati soylemek icin, oteki de yeri gelince hakikatin kiligini degiþtirmek ya da onu gizlemek icin. Bilgede aki kara, karayi da ak kilmak sanati vardir. Agzindan hem soguk hem sicak soluk cikar. Sozleri de cogu zaman dusuncelerinden epey uzaktir." Delilige Ovgu
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"For whatever a fool has in his heart, he both shows it in his looks and expresses it in his discourse; while the wise men's are those two tongues which the same Euripides mentions, whereof the one speaks truth, the other what they judge most seasonable for the occasion. These are they "that turn black into white," blow hot and cold with the same breath, and carry a far different meaning in their breast from what they feign with their tongue."
-
Amerikali yazar, filozof, sair, tarihci Henry David Thoreau'nun dogum yil donumu (12 Temmuz 1817)
"Cogu insan, nispeten ozgur olan bu ulkede bile, mutlak cehalet ve yanilgi sonucu, sahte kaygilarla ve gereksizce bayagi yaþam cabalariyla oyle çok mesgul oluyor ki hayatin daha guzel meyvelerini toplayamiyor. Asiri calisma sonucu parmaklari bu is icin cok sakar ve cok titrek hale geliyor. Hakikaten, calisan insan emegi pazarda deger kaybedeceginden gercek bir butunluk icin ihtiyac duydugu bos vakte gun gectikce daha az sahip olabiliyor; insanlarla kurulan en insanca iliskileri surdurmeye zaman bulamiyor. Bir makineden baska bir sey olabilmeye zamani yok."
http://sanatkaravani.com/wp-content/...lden-kitap.jpg
"Most men, even in this comparatively free country, through mere ignorance and mistake, are so occupied with the factitious cares and superfluously coarse labors of life that its finer fruits cannot be plucked by them. Their fingers, from excessive toil, are too clumsy and tremble too much for that. Actually, the laboring man has not leisure for a true integrity day by day; he cannot afford to sustain the manliest relations to men; his labor would be depreciated in the market. He has no time to be anything but a machine."
-
Acik havada ilk resim yapan, Fransiz manzara ressami Eugène Boudin'n dogum yil donumu (12 Temmuz 1824)
La spiaggia di Vikkerville( The Beach at Vikkerville, 1864)
https://pbs.twimg.com/media/DEherUGXoAA9eq1.jpg
-
Italyan ressam ve heykeltiras Amedeo Clemente Modigliani'nin dogum yil donumu (12 Temmuz 1884)
Jeanne Hebuterne con cappello e collana (Jeanne Hebuterne with Hat and Necklace, 1917)
https://pbs.twimg.com/media/DEdY6f3XkAEtIM2.jpg
-
Silili sair ve yazar Pablo Neruda'nin dogum yil donumu (12 Temmuz 1904)
http://3.bp.blogspot.com/-8L3_vjEUmc...s1600/Base.JPG
Olursem, sag kal butun pak gucunle
uyandir olumun ve sogugun ofkesini,
kaldir kalici gozlerini guneyden guneye,
duyulsun gitarin agziý gunesten gunese.
https://pbs.twimg.com/media/CnLeA_hWEAAOY1R.jpg
Ve siir cime dusen ciy gibi duser cana.
Ne cikar sevdam onu tutamadiysa.
Gece yildizla dolu ve yanimda degil o.Hepsi bu.
Sarki soyluyor uzaklarda biri. Cok uzaklarda.
Ruhum kayboldu onsuzlukta.
Gozlerim onu ariyor geri getirirmis gibi, yuregim onu.
Ve yanimda degil o.
https://pbs.twimg.com/media/DEdco9uW0AAugRZ.png
"Butun cicekleri koparabilirsiniz ama baharin gelisini engelleyemezsiniz."
-
"Sana bugun bir þey soylemek istiyorum, uzun suredir bildigim bir sey. Sen de coktandir biliyorsun bunu, ama belki kendi kendine henuz itiraf etmis degilsin. Sana simdi kendim hakkinda, senin yazgin, bizim yazgimiz hakkinda bildiklerimi aciklayacagim. Sen , Harry, hep bir sanatci ve dusunurr hayati yasadin, icin hep sevincle, inancla dolup tasti, buyuk ve olumsuz seylerin pesinde kostun hep, sevimli ve kucuk seylerden asla memnunluk duymadin. Ne var ki , yasam seni uyandirip kendine yaklastirdikca caresizligin buyudu, acilarin korkularin ve umarsizliklarin batagina giderek daha cok saplandin, girtlagina kadar gomuldun icine, bir zaman guzel ve kutsal bilip bas taci ettigin seyler, insanlara ve bizim yuce misyonumuza besledigin inanc imdadina kosamadi, hepsi yitirdi degerini, un ufak oldu, inancin soluyacak havadan yoksul kaldi. Havasýzliktan bogulmak ise cok aci bir olumdur. Yalan mi Harry? Bu senin yazgýn oyle degil mi?" Hermann Hesse, Bozkirkurdu
https://pbs.twimg.com/media/DDvVFlNWsAAjU5m.jpg
"Oggi ti dirò una cosa, una cosa che so da tempo, e anche tu la sai, ma forse non tela sei mai detta.Ti dirò quel che so di te e di me e della nostra sorte. Tu Harry, sei stato un artista, un pensatore, un uomo pieno di gioia e di fede, sempre in traccia delle cose grandi ed eterne, mai contento di quelle piccole e graziose. Ma quanto più la vita ti ha svegliato e portato verso te stesso, tanto maggiore si è fatta la tua miseria, tanto più sei affondato nel dolore, nell'angoscia, nella disperazione, fino al collo, e tutto ciò che c'è di bello e di sacro avevi conosciuto e amato e venerato un giorno, tutta la tua natica fede negli uomini e nel nostro alto destino non ti è servita a nulla, ha perso ogni valure ed è andata in frantumi. La tua fede non trovò più aria da respirare. E morire di asfissia è una brutta morte. Dico bene Harry? E' questa la tua sorte?"
-
http://aforismi.meglio.it/img/frasi/...mentichera.jpg
"Nereden geldigini, kim oldugunu asla unutma; cunku etrafindaki kimse unutmaz bunu. Kendi gercegini guce cevir. Boylece hakkindaki gercek asla zayif noktan olmaz. Gercegin zirhin olsun ki, kimse seni o gercegi kullanarak incitemesin." George R. R. Martin
-
"Insanoglu eninde sonunda insandir.Onlari istediginiz kadar yukseltin,daha yuksek,daha onemli mevkilere getirin.Ipek kaftanlariyla kokartli sapkalarini aldiginiz zaman eski agirbasliliklarini kaybedecekler ve halk uzerinde eskisi kadar etki kuramayacaklardir. Saygýnligin ve hatta bazi kere kutsalligin,giyilen yelek ve ceketle iliskisi bir cok kisinin sandigindan daha coktur."
http://images.gr-assets.com/books/1388271347l/18255.jpg
"A field-marshal has his uniform; a bishop his silk apron; a counsellor his silk gown; a beadle his cocked-hat. Strip the bishop of his apron, or the beadle of his hat and lace; what are they? Men. Mere men. Dignity, and even holiness too, sometimes, are more questions of coat and waistcoat than some people imagine."
-
"Galehaut hem kitap, hem yazar oldu bize; o gun baska bir sey okumadik. / Galeotto fu 'l libro e chi lo scrisse, quel giorno più non vi leggemmo avante.†Dante Alighieri, Ilahi komedya / Divina Commedia
https://pbs.twimg.com/media/DEh3RR-XYAAh4Sm.jpg
Frank Dicksee, Paolo ve Francesca, 1894
-
-
-
-
Amerikali aktor yapimci ve yonetmen Robert Forster'in dogum gunu (13 Temmuz 1941)
https://pbs.twimg.com/media/DEnfCKXUQAA6StO.jpg
-
-
Meksikali ressam Frida Kahlo'nun olum yil donumu (13 Temmuz 1954)
https://pbs.twimg.com/media/DEiZyJfWsAAYV4M.jpg
"Hayatimda iki buyuk kaza gecirdim; biri Diego'ydu ve digerinde ise bir tren az daha beni olduruyordu."
https://static1.squarespace.com/stat...1474489758565/
-
-
Michael Jackson, 25 yil once bugun Jam'in videosunu yayinladi.(13 Temmuz 1992)
https://youtu.be/JbHI1yI1Ndk?t=3
-
http://www.legnanonews.com/uploads/2...ia/peccato.jpg
Gunah isledim lezzet dolu bir gunah
titreyen esrik bir tenin yaninda
Tanrim ne bileyim ne yaptim ben
o karanlik susku dolu zulada
o karanlik susku dolu zulada
baktim gozlerine gizemleriyle dolu
gozlerinin caresiz isteklerinden
kalbim gogsumde cirpinip durdu
o karanlik susku dolu zulada
yaninda darmadagin oturdum
dudaklarima heves doktu dudaklari
deli kalbimin uzuncunden kurtuldum
askin oykusunu okudum kulaklarina:
seni istiyorum ey benim cananem!
ey bagri can bagislayan, seni
seni ey askim benim divanem!
kirmizi sarap camda oynadi
gozlerinde heves yalazlandi
yumusak yatakta benim bedenim
gogsunde onun sarhosca kivrandi
gunah isledim lezzet dolu bir gunah
alevli yangili bir kucakta
gunah isledim kinci, sicak
ve demirsi iki kol ortasinda
Furug Ferruhzad
https://pbs.twimg.com/media/DEmzYssXUAAyxdv.jpg
-
"Ve ask zamana bakti ve guldu, cunku ona ihtiyaci olmadigini biliyordu. / E l'amore guardò il tempo e rise, perchè sapeva di non averne bisogno." Pirandello
https://pbs.twimg.com/media/DEjJZ3NXoAIbaU6.jpg
-
https://pbs.twimg.com/media/DEnBId2XUAAIUAL.jpg
"Sevdigin muddetce ve sevebildigin kadar,
sevdigine her seyini verdigin muddetce ve verebildigin kadar gencsin."
-
https://pbs.twimg.com/media/DCB-cQuWsAIqUcJ.jpg
Gel, bizden iyi olanlara acýyalim.
Gel, dostum, hatirlayalim:
Zenginlerin usaklari var, dostlari yok;
Bizim dostlarimiz var, usaklarimiz yok.
Gel, evlilere, bekarlara acýyalým.
Kucuk ayaklarla girer safak,
Yaldizli bir Povlova gibi
Ben tutkunun yanindayim.
Yasamada daha iyisi yok
Bu duru serinlik saatinden,
Beraber uyanmanin saatinden.
Ezra Pound
https://pbs.twimg.com/media/DEmUo9cXgAAcJ49.jpg
-
"Ben hic kimseyim! Peki, sen kimsin? Hickimse misin, yoksa? Biz bir ciftiz. / Io sono Nessuno! Tu chi sei? Sei Nessuno anche tu? Allora siamo in due!" Emily Dickinson
https://pbs.twimg.com/media/DEmVIkmXkAAPb1t.jpg
-
https://pbs.twimg.com/media/DEjb-96WAAEp_tP.jpg
Olabilecek olan ve olmus olan sey
Isaretler her daim varolan ayni seyi.
Bellekte adimlarin yankisi
Gecmedigimiz gecitten asagiý gecerek
Hic acmadigimiz kapidan
Girelim gul bahcesine.