İki kutuplu bir ülke oluşturuldu ve yıllar geçtikçe de fay hatları derinleşti.Ülkenin bir yarısı diğer yarısını tehdit olarak görüyor.Bu nedenle iktidarın değişmesi zor çünkü,iktidar ve yüzde 50 lik halk kesimi,muhalefetin iktidar olması halinde tüm kazanımlarını kaybetme ve yeni iktidar tarafından ağır bir şekilde cezalandırılma kaygısını taşımakta.Anketler ne derse desin,sokak röportajları ne derse desin,birey oy kullanmaya sandığa gittiğinde iç güdüsel olarak kendini koruma refleksi devreye giriyor.Birey biliyor ki bu topraklarda rövanş duygusu yerleşik bir duygu ve bundan arınmak çok zor,her dönem bir öncekinin rövanşı.Bu algıyı değiştirmek pekte olanaklı görünmüyor.Son günlerde özellikle bunun üzerinde duruluyor.Muhalefeti kızdırarak, kendi kitlesine bakın bunlar tehlikeli Allah korusun iktidara gelirlerse size neler yapmazlar ki algısı oluşturarak o malum koruma içgüdüsünü canlı tutmak.Muhalefetin ve muhaliflerin akıllı, mantıklı ve öngörülü olması gerekir diyeceğim ama nedense birşeyler engel oluyor.Her şeyde olduğu gibi siyasette de zamanlama önemlidir.Dogru zamanda doğru politika, doğru zamanda doğru aday gibi.2023 koşullarında Kılıçdaroğlu değilde İmamoğlu aday olsa seçimi büyük ihtimalle muhalefet kazanırdı.Ama 2025-2028 arası için aynı aday için çok olumlu konuşamam, çünkü koşullar farklı yönde işliyor.Bir önceki seçim adaylığı engellenen kişi bu sefer aday olması için çok ugrasiliyor,bu yanlızca bana mı garip geliyor.Bu seçimlerde doğru aday bir başkası bakalım süreç nasıl ilerleyecek.Belki de muhalefet için doğru adayı muhalefet dışından birisi /birileri belirleyecek ,gizemli dünyada buna da şaşırmamak gerekir.