:kahkah::kahkah::kahkah:
https://youtu.be/Dc6ZDo9ViNA?t=2
Printable View
:kahkah::kahkah::kahkah:
https://youtu.be/Dc6ZDo9ViNA?t=2
Fars kokenli Islam ve tasavvuf sairi, Mevlana Celaleddin Rumi’nin olum yildonumu (17 Aralik 1273)
https://pbs.twimg.com/media/C-b8IXfXUAAJhZ-.jpg
Onlar, bu Aski hissetmeyen
onlari kendine ceken bir nehir gibi;
onlar, safak sokumunu icmeyen
bir bardak kaynak suyu gibi;
onlar, gunbatimini yemeyen,
aksam yemegi gibi;
degismek istemeyen onlar,
birakin uyusunlar.
https://www.poemhunter.com/i/poem_im...st-house-2.jpg
Insan kismi bir misafirhane,
Her sabah yeni birisi gelir.
Bir sevinc, bir bunalim, bir zalimlik,
Aniden farkina varmak birseyin,
Hepsi beklenmedik misafir.
Hepsini karsilayip eyle!
Evini vahsetle supurup,
Butun mobilyalarini bosaltan
Bir kederler kalabaligi bile gelse.
Her geleni alninin akiyla misafir et.
Olur ki yeni bir zevk getirmek icin
Bosalttilar evini.
Karanlik dusunce, utanc ve garez,
Hepsini gulerek karsila kapida
Ve buyur et iceri.
Minnettar ol her gelene
Kim gelirse gelsin.
Cunku bunlarin her birisi
Ote taraftan bir kilavuz
Olarak gonderildi.
https://poetyca.files.wordpress.com/...pg?w=700&h=525
"Sesini degil, sozunu yukselt; cicekleri buyuten yagmurdur, gok gurlemesi degil."
"Vedalar; gozuyle sevenler icindir, cunku gonulden sevenler ayrilmaz. / Le separazioni sono per chi ama con gli occhi. Chi ama col cuore non si separa mai."
https://www.macrolibrarsi.it/data/co...ibro-78292.jpg
En unlu ve en etkili Alman besteci Ludwig van Beethoven’in dogum yildonumu (17 Aralik 1770)
http://impact89fm.org/wp-content/upl...en-400x300.jpg
https://www.youtube.com/watch?v=_4IRMYuE1hI
https://www.youtube.com/watch?v=0lyV_eJwBuw
Amerikali sair ve kolelik karsiti John Greenleaf Whittier’in doum yildonumu (17 Aralik 1807)
https://www.poemhunter.com/i/poem_im...the-desert.jpg
Nereye gidiyoruz? Nereye gidiyoruz,
Nereye gidiyoruz biz, Rubee?
Insanlarin hakimi, topraklarin hakimi
Bak arasindan bu parlayan kumlarin,
Icinde bu ogle cehenneminin,
Solgun isiklari arasindan mehtabin,
Ghiblee ruzgari kuvvetle esmekte,
Dunya garip ve cabuk buyumekte!
Konus ve soyle bize nereye gittigimizi,
Nereye gidiyoruz biz, Rubee?
Bornou ciftligi iyi ve verimliydi,
Kuyular su dolu, tarlalar yiyecek,
Dourra tarlalari, fasulye cicekleri,
Serin ve yesildi palmiyeleri:
Bornou ciftligini artik goremiyoruz.
Aciz burada, burada sususuz,
Kizgin darbeleri altinda Arab’m, inliyoruz:
Nereye gidiyoruz biz, Rubee?
Bornou ciftliginden ayrildigimiz zaman,
Kum ve yapraklar kadar,
Cok idik, aziz simdiyse;
Olum ikiymis, hayat birse:
Beyazlasmis kemikler dar yollarimizi gusteriyor simdi
Sen herseyi goruyor, herseyi biliyorsun!
Isit bizi, soyle bize, nereye gidiyoruz,
Nereye gidiyoruz, Rubee?
Gozlerimizden simdi aylarca uzakta
Bornou ciftligi arkamizda uzanmakta;
Garipce etrafimizda gunbegun
Kapanmakta gri cemberi colun;
Kum dalgalari savrulmakta hircin,
Sicak esmekte ruzgarlar uzerinden kumlarin,
Herseyin hakimi! Nereye gidiyoruz?
Nereye gidiyoruz, Rubee?
Biz gucsuzuz, ama sen kuvvetli;
Biz faniyiz, ama sen ebedi;
Bizler koruz: ama sen gorusun;
Bizler budala; ama sense degilsin!
Bu garip dunyanin icinde etrafimizda buyuyen,
Isit bizi, soyle bize nereye gidiyoruz,
Nereye gidiyoruz, Rubee?
Fransiz edebiyatinin kardes romancilari Edmond ve Jules Goncourt kardeslerden Jules Goncourt’un dogum yildonumu (17 Aralik 1830)
https://qqcitations.com/images-citat...urt-166640.jpg
“Kadinin icinde iki kadin vardir. Salt kadin ve adetli kadin. Ilki yumusak, iyi, dogasi geregi ozverili bir hayvandir; ikincisi ise cilgin, kotu, yasamini paylasanin cektigi acilardan buruk bir zevk alan bir hayvandir.”
Charles Dickens, Bir Noel Sarkisi (A Christmas Carol) kitabini 17 Aralik 1843’de Chapman & Hall yayinevi araciligiya yayinladi.
“Bazilari ondaki degisimi gordukce guldu; ama Scrooge onlarin gulmesine ses etmedi, onlari pek de onemsemedi. Zira bu dunyada, bazi insanlarin en basta doyasiya gulmedigi hicbir seyin kalici olmayacagini bilecek kadar gormus gecirmisti; boylelerinin zaten kor oldugunu da bildiginden, goze bu kadar hos gorunemeyecek sekillerde gelen dertlerdense, siritarak gozlerini kiristirmalarinin onlar hakkinda daha hayirli olacagini dusunuyordu. Kendi kalbi guluyordu ve bu onun icin gayet yeterliydi.”
http://audiobookfree.info/wp-content...413FImg100.jpg
“Some people laughed to see the alteration in him, but Scrooge let them laugh, and little heeded them; for he was wise enough to know that nothing ever happened on this globe, for good, at which some people did not have their fill of laughter in the outset; and knowing that such as these would be blind anyway, he thought it quite as well that they should wrinkle up their eyes in grins, as have the malady in less attractive forms. His own heart laughed: and that was quite enough for him.”
http://www.loyalbooks.com/image/deta...tmas-Carol.jpg
Guzel gelin, `Fred, dayin cok zengin olsa gerek,’ dedi. `Daha dogrusu sen hep oyle dersin de.’
Kocasi, `Ne cikar bundan, sevgilim! ’ dedi. "Parasi hicbir ise yaramiyor ki! Iyilik yapmaya harcamiyor, daha rahat yasamak icin de kullanmiyor. Hele bu parayla bizi sevindirmenin kendisine nasil buyuk bir mutluluk verecegini aklinin ucundan bile gecirmiyor! ’
Karýsi, `Uf, cok kiziyorum bu adama! ’ dedi. Orada olan kardesleriyle obur konuklar da ayni dusunceyi belirttiler.
Yegen, `Yok, ben kizmiyorum,’ dedi. `Aciyorum ona, istesem de kizamam. Huysuzlugun, kotu yureginin zararini kim cekiyor: Kendisi! Iste, ornegin, ille bizden hoslanmamayi kafasina koymus, bu yuzden gelip soframiza oturmuyor. O zaman ne oluyor? ’
Karisi, `Cok guzel bir yemekten yoksun kaliyor.’ dedi.
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
`I’m sure he is very rich, Fred,’ Fred's beautiful bride confesses. `At least you always tell me so.’
`What of that, my dear.’ said Scrooge’s nephew. `His wealth is of no use to him. He don’t do any good with it. He don’t make himself comfortable with it. He hasn’t the satisfaction of thinking -- ha, ha, ha. -- that he is ever going to benefit us with it.’
`I have no patience with him,’ observed Scrooge’s niece. Scrooge’s niece’s sisters, and all the other ladies, expressed the same opinion.
`Oh, I have.’ said Scrooge’s nephew. `I am sorry for him; I couldn’t be angry with him if I tried. Who suffers by his ill whims. Himself, always. Here, he takes it into his head to dislike us, and he won’t come and dine with us. What’s the consequence. He don’t lose much of a dinner.’
`Indeed, I think he loses a very good dinner,’ interrupted Scrooge’s niece.
Ingiliz roman yazari, sair, elestirmen ve dergi editoru Ford Madox Ford’un dogum yil donumu (17 Aralik 1873)
"Hicbir sey -su dunyada hicbir sey- bilmiyorum insan yuregine dair. Yapayalniz oldugumu biliyorum bir tek- korkunc yalniz. Hicbir somine basi bir daha benim dostca iliskime taniklik etmeyecek. Butun sigara odalari bir daha benim icin duman celenkleri arasinda sayisiz hayaletlerden olusmus bir kalabaliktan baska sey olmayacak. Oysa, Tanri askina, butun omrum bu yerlerde gectigine gore somine basindaki, sigara odasindaki omru tanimiyorsam neyi taniyabilirim ben?"
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“I know nothing--nothing in the world--of the hearts of men. I only know that I am alone--horribly alone. No hearthstone will ever again witness, for me, friendly intercourse. No smoking-room will ever be other than peopled with incalculable simulacra amidst smoke wreaths. Yet, in the name of God, what should I know if I don't know the life of the hearth and of the smoking-room, since my whole life has been passed in those places?”
"Duydugum en acikli hikaye bu. Ashburnhamlari Nauheim kentinde son dokuz mevsimdir oldukca yakindan- ya da hem yarim yamalak ve ustunkoru hem de elinize giydiginiz guzel bir eldiven kadar yakin bir ahbapligimiz vardi diyelim- taniyorduk. Esimle ben, Yuzbasi ve Bayan Ashburnham'i insanlari ne kadar taniyabilirseniz o kadar taniyorduk ve gene de baska bir acidan dusununce, kendileriyle alakali hiçbir sey bilmiyorduk."
https://publishingperspectives.com/w...addox-ford.png
“This is the saddest story I have ever heard. We had known the Ashburnhams for nine seasons of the town of Nauheim with an extreme intimacy – or, rather, with an acquaintanceship as loose and easy and yet as close as a good glove’s with your hand. My wife and I knew Captain and Mrs. Ashburnham as well as it was possible to know anybody, and yet, in another sense, we knew nothing at all about them.”
Sinifsal temelli politik tiyatro turunun kurucusu ve cagdas anlamda Epik ve Belgesel Tiyatro turlerinin Bertolt Brecht ile birlikte ilk temsilcilerinden Alman tiyatro yonetmeni, yazar ve yapýmci Erwin Friedrich Maximilian Piscator’un dogum yildonumu (17 Aralik 1893)
https://media.bloomsbury.com/rep/bj/9780413411501.jpg
http://www.thedramateacher.com/erwin...r-the-theatre/