-
16. yuzyilin onemli bilim insanlarindan ve modern tibbin kurucularindan Isvicreli doktor ve kimyager (Phillipus Theophratus Bombastus von Hohenheim) Paracelsus’un 526. olum yildonumu (11 Kasim 1493)
http://www.azquotes.com/picture-quot...s-68-72-59.jpg
“Hicbir sey bilmeyen, hicbir seyi sevemez. Hicbir sey yapamayan, hicbir seyden anlamaz. Hicbir seyden anlamayan insan degersizdir. Oysa anlayan biri, Hem sever, hem fark eder, hem de gorur. Bir seyde ne kadar bilgi varsa, O kadar buyuk sevgi vardir. Butun meyvelerin cileklerle ayni zamanda olgunlastigini zanneden biri, uzumleri hic tanimiyor demektir.”
https://slideplayer.it/slide/614532/...+Paracelso.jpg
“Wer nichts weiß, liebt nichts. Wer nichts tun kann, versteht nichts. Wer nichts versteht, ist nichts wert. Aber wer versteht, der liebt, bemerkt und sieht auch. Je mehr Erkenntnis einem Ding innewohnt, desto größer ist die Liebe. Wer meint, alle Früchte würden gleichzeitig mit den Erdbeeren reif, versteht nichts von den Trauben.“
-
Flaman ressam Frans Snyders'in dogum yildonumu (11 Kasim 1579)
Wild boar hunt, unknown date
https://upload.wikimedia.org/wikiped...-_WGA21529.jpg
Kitchen still life, 1605 - 1610
https://upload.wikimedia.org/wikiped...-_WGA21517.jpg
-
Hollandali ressam Cornelis Corneliszoon van Haarlem'in olum yildonumu (11 Kasim 1638)
The fall of Lucifer, 1588
https://upload.wikimedia.org/wikiped...aarlem_002.jpg
The first family (Noah and his family), 1589
https://upload.wikimedia.org/wikiped...te_familie.jpg
-
Roma Palazzo Corsini, Roma Palazzo del Quirinale, Roma Palazzo della Consulta gibi eserlerin Italyan mimari Ferdinando Fuga’nin dogum yildonumu (11 Kasim 1699)
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._angle_AvL.JPG
https://upload.wikimedia.org/wikiped...n.rome.arp.jpg
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._Roma_2006.jpg
-
Fransiz ressam Jean-Joseph Taillasson'un olum yildonumu (11 Kasim 1809)
Virgil reading the Aeneid to Augustus and Octavia, 1787
https://www.researchgate.net/profile...asson-This.png
Sapho se précipitant à la mer, unknown date (Musée des Beaux-Arts de Brest)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...on_mg_8216.jpg
-
Alman ressam Johan Joseph Zoffany'nin olum yildonumu (11 Kasim 1810)
Self-portrait as David with the head of Goliath, c. 1756
https://upload.wikimedia.org/wikiped...t_as_David.jpg
Charles Towneley in his Sculpture Gallery, by Zoffany, 1782
https://upload.wikimedia.org/wikiped...ery_-_1782.jpg
-
Rus roman, kisa hikaye, deneme yazari, gazeteci ve filozof Fyodor Mihailovic Dostoyevski’nin dogum yildonumu (11 Kasim 1821)
"Bundan once ki romantik kusaktan bir genc kiz tanirdim. Adamin birine esrarli ask duyduktan sonra, onunla pekala en tatli bir bicimde evlenmek varken nedense kendi kendine bir takim asilmaz engeller uydurarak sonunda firtinali bir gecede kendini yuksek bir sahilden oldukca derin akintili bir irmaga atip bogulmustu. Bunu yuzde yuz kendine ozgu bir kaprisle sirf Shakespeare'in Othello'sina benzemek icin yapmisti. Hatta cok onceden begenerek sectigi kayanin gorunumu o kadar guzel olmasaydi da bunun yerine dumduz basit bir su kenari olsaydi, belki intihar gerceklesmezdi." Karamazov Kardesler
https://images-na.ssl-images-amazon....117HB7WbvL.jpg
"I knew a young lady of the last "romantic" generation who after some years of an enigmatic passion for a gentleman, whom she might quite easily have married at any moment, invented insuperable obstacles to their union, and ended by throwing herself one stormy night into a rather deep and rapid river from a high bank, almost a precipice, and so perished, entirely to satisfy her own caprice, and to be like Shakespeare's Ophelia. Indeed, if this precipice, a chosen and favourite spot of hers, had been less picturesque, if there had been a prosaic flat bank in its place, most likely the suicide would never have taken place."
https://pbs.twimg.com/media/DA7JIBLW0AAb70O.jpg
" 'Baksaniza: Siz mukemmel anlatiyorsunuz, ama boyle mukemmel anlatmasaniz olmaz mi? Cunku tipki kitaptan okur gibi konusuyorsunuz.'
" 'Nastenka' diye yanit verdim gosterisli ve kati bir sesle, gulusumu guclukle bastirararak. "Sevgili Nastenka, mukemmel anlattigimi biliyorum, ama affedin, baska turlu anlatamiyorum. Su an, sevgili Nastenka, su anda yedi muhurlu kutuda bin yil kalmis ve sonunda yedi muhrun hepsini koparip atmis Suleyman Peygamber'in ruhu gibiyim. Su anda, sevgili Nastenka, boyle uzun bir ayriligin ardindan tekrar bulustuktan sonra, cunku ben sizi uzun zaman once tanidim, Nastenka, cunku uzun zamandir birini ariyordum, bu da tam sizi aradigimin ve bizim su anda kavusmamizin kaderimizde yazili oldugunun isaretidir; su anda basimda binlerce musluk acildi ve ben sozcukler nehrini bosaltmazsam bogulacagim. Bu yuzden, rica ederim beni bolmeyin, Nastenka, uysal ve sakince dinleyin; yoksa tumden susarim!" Dostoyevski, Beyaz Geceler
-
Amerikali yazar, sair, elestirmen ve editor Thomas Bailey Aldrich’in dogum yildonumu (11 Kasim 1836)
http://www.azquotes.com/picture-quot...h-78-70-87.jpg
“Kendi bildigimi okuyup da baskalarini kendi bildiklerini okuduklarina ikna etmek, erkekte ender rastlanan bir seydir. Kadinlarda ise kas kadar yaygin gorulur.”
-
Fransiz ressam Paul Victor Jules Signac’in dogum yildonumu (11 Kasim 1863)
Ritratto di Félix Fénéon (Le portrait de Félix Fénéon, 1890)
http://www.settemuse.it/pittori_scul...eneon_1890.jpg
Capo di Noli, 1898
https://upload.wikimedia.org/wikiped...i_anagoria.jpg
-
Fransiz ressam Jean-Édouard Vuillard’in dogum yildonumu (11 Kasim 1868)
Amici intorno al Tavolo (The friends around the table, 1909)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...e_la_table.jpg
Colazione presso Villerville (Breakfast at Villerville, 1910)
https://uploads2.wikiart.org/images/...illerville.jpg
-
Danimarkali filozof ve teolog Søren (Aabye) Kierkegaard'in olum yildonumu (11 Kasim 1855)
"Sasirt beni, tukendim, takatim kalmadi, gel namus ve seref icin savasalim. O kizi bana goster, olanaksiz gibi gorunen bir olanak goster bana, yer alti dunyasinin golgeleri arasinda goster bana onu, alip yukari cikaririm, birak benden nefret etsin, beni asagilasin, kayitsiz kalsin, bir baskasini sevsin, korkmuyorum; ama sulari karistir, sessizligi boz. Benden daha guclu oldugunu hayal etmene yatiyor diye bana boyle sefalet cektirdigin icin alcaksin sen." Bastan Cikaricinin Gunlugu
https://pictures.abebooks.com/isbn/9...239-uk-300.jpg
"Take me by surprise, I am ready. No stakes, let us fight for honor. Show her to me, show me a possibility which seems an impossibility; show her to me among the shades of the underworld, I shall fetch her up; let her hate me, despise me, be indifferent to me, love another, I am not afraid; only let the waters be troubled, the silence be broken. To starve me in this way is paltry of you, you who imagine that you are stronger than I am."
“Bir gun sokakta ona rastladim. Beni tanimadigindan ya da burali oldugumu bilmediginden emindim. Tek basina yuruyordu. Yuz yuze gelecek sekilde yolumu ayarladim. Yol vermek icin kenara cekildim, o kaldirimda kaldi. Tam o anda huzunlu bir sekilde baktim ona, sanirim gozlerim nerdeyse sulanmisti. Sapkami cikardim. Durakladi. Titrek bir ses ve bugulu gozlerle soyle dedim: “Kizmayin, sevimli hanimefendi; sizin tum ruhumla sevdigim ama benden uzakta yasayan birisine benzerliginiz oylesine carpici ki bu garip davranisimi bagislamalisiniz.”
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“One day I met her on the street. I was certain she didn't know me or know I belonged here in town. She was walking. I slipped past her so that I could meet. I stepped aside for her; she kept to the flagstones. Just then I cast a sorrowful glance at her, I think I almost had tears in my eyes. I took off my hat. She paused. In an agitated voice and with a dreamy look. I said 'Do not be angry, gracious lady; the resemblance between you and someone I love with all my soul, but who lives far away from me, is so striking that you must forgive my strange behaviour.”
-
Italyan ressam Gerardo Dottori'nin dogum yildonumu (11 Kasim 1884)
Primavera Umbria, 1923
https://uploads7.wikiart.org/images/...mbria-1923.jpg
Aurora Volando, 1933
https://www.christies.com/img/LotIma...a_volando).jpg
-
Italyan sair, yazar, gazeteci ve vecize yazari (Graziella) Lalla Romano'nun dogum yildonumu (11 Kasim 1906)
http://www.storiemilanesi.org/wp-con...ni-50-1024.png
Icindeyim senin
Vucudun degerli kokusu gibi
nem gibi gozun icindeki
ve tatli salya
Icindeyim senin
Gizemli yonteminde
Hayatin eridigi kanin icinde
Ve nefesin icinde karistigi
https://pbs.twimg.com/media/C5-_e9_XQAA0Zk7.jpg
Io sono in te come
il caro odore del corpo
come l’umore dell’occhio
e la dolce saliva.
Io sono dentro di te
nel misterioso modo
che la vita è disciolta nel sangue
e mescolata al respiro.
-
Silili - Italyan ressam (Roberto Sebastián Antonio Matta Echaurren) Roberto Matta'nin dogum yildonumu (11 Kasim 1911)
Three Figures, 1958
https://upload.wikimedia.org/wikiped...res_1958c..jpg
Elle Loge La Folie, 1970
https://www.irequireart.com/i/artwor...0-1600-fit.jpg
-
Amerikali roman yazari Howard (Melvin) Fast’in dogum yildonumu (11 Kasim 1914)
"Butun dunya Roma'nin, oyleyse Roma'yi yikacagiz. Artik dunya Roma'dan bikti. Roma'yi ve Roma'nin inandiklarini yikacagiz. Roma'nin bulundugu yere, insanlarin baris icinde yasayacagi, gladyatorlerin, arenalarin, kolelerin, kole efendilerinin olmadigi yepyeni bir hayat kuracagiz." Spartakus
https://images.gr-assets.com/books/1...1l/5227924.jpg
“The whole world belongs to Rome so Rome must be destroyed and made only a bad memory, and then where Rome was, we will build a new life where all men will live in peace and brotherhood and love, no slaves and no slave masters, no gladiators and no arenas, but a Tme like the old Tmes, like the golden age. We will build new ciTes of brotherhood, and there will be no walls around them.”
-
Rus ressam Pavel Petrovich Chistyakov'un olum yildonumu (11 Kasim 1919)
Patriarch Hermogenes refusing to bless the Poles, 1860
https://upload.wikimedia.org/wikiped...v_Germogen.jpg
Giovannina seduta sul davanzale della finestra (Giovannina is sitting on the windowsill, 1864) Museo di Stato Russo, San Pietroburgo
https://arthive.com/res/media/img/oy.../351033@2x.jpg
-
Amerikali humanist yazar Kurt Vonnegut’in dogum yildonumu (11 Kasim 1922)
https://pbs.twimg.com/media/Drt0ZStWsAAW6mM.jpg
“O kedi besigini yaptigi an, babamin insanlarin oyun dedigi seye yakin bir isle mesgul oldugunu gordugum en yakin andi. Baskalarinin buldugu numaralara, oyunlara ve kurallara hic meyli yoktu. Eskiden ablam Angela’nin bir albumu vardi ve icinde Time dergisinden kesilmis, kafasini dagitmak icin hangi oyunlari oynadigi soruldugunda babamin, ‘Etrafta gercek oyunlar suruyle devam edip giderken, uydurulmus olanlara neden tenezzul edeyim ki?’ dedigini anlatan bir kupur vardi” Kedi Besigi
https://images.btol.com/ContentCafe/...lue=038533348X
"Making that cat's cradle was the closest I ever saw my father come to playing what anybody else would call a game. He had no use at all for tricks and games and rules that other people made up. In a scrapbook my sister Angela used to keep up, there was a clipping from Time magazine where somebody asked Father what games he played for relaxation, and he said, 'Why should I bother with made-up games when there are so many real ones going on?"
-
Amerikali komedyen, oyuncu, yazar Jonathan Harshman Winters'in dogum yildonumu (11 Kasim 1925)
https://secure.i.telegraph.co.uk/mul...s_2535853b.jpg
https://www.azquotes.com/picture-quo...s-31-87-03.jpg
"Basariyi bekleyemedim. Bu yuzden onsuz ilerledim."
https://www.utest.com/api/v1/uploads/16753/Ship.jpg
"Eger gemin sana gelmiyorsa, sen ona dogru yuz."
-
Amerikali roman yazari Noah Gordon'in dogum gunu (11 Kasim 1926)
"Bernardo Espina icin kotu donemler havanin kursun gibi agir oldugu ve gunesin tum yakiciligiyla gokyuzune asili kaldigi bir gunde basladi. O sabah hamile bir kadinin suyu gelmeye basladiginda geriye kalan iki hastayi gonderince kalabalik dispanser hemen hemen tumuyle bosalmisti. Kadin, hastasi bile degildi. Aslinda o uzun suredir gecmeyen oksurugu nedeniyle babasini muayeneye getirmisti. Bebek onun besinci cocuguydu ve zamaninda gelmisti dunyaya. Pembe renkli kaygan erkek cocugu ellerine alan Espina onu yavasca tokatladiginda gurbuz ve sevimli bebegin attigi cigliklar disarida bekleyenlerin neseli kahkahalarla yanit vermesine neden oldu.
Dogumla neselenen Espina guzel bir gunun uyandirdigi yersiz umutlara kapildi. Ogleden sonrasi icin verilmis bir sozu ya da yapmasi gereken bir isi yoktu. Cocuklar suyun icinde oynarken bir sepet sekerleme ile bir sise tinto alarak Estrella ile irmak kenarina gidip bir agacin golgesinde oturmayi ve bir yandan sekerleme yiyip tinto icerken diger yandan sakince karisiyla sohbet etmeyi tasarliyordu." Son Yahudi – Ispanya’da Ates ve Kan
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"The bad time began for Bernardo Espina on a day when the air hung heavy as iron and the arrogant sunshine was a curse. That morning his crowded dispensary had been almost emptied when a pregnant woman’s water burst, and he banished from the room the two patients who remained. The woman was not even a patient but a daughter who had brought her old father to see the physician about a cough that wouldn’t go away. The babe was her fifth and emerged into the world without delay. Espina caught the slick, rose-colored boy child in his hands, and when he patted the tiny nates the thin yowling of the lusty little peón brought cheers and laughter from those who waited outside.
The delivery lifted Espina’s spirits, a false promise of a fortunate day. He wasn’t committed for the afternoon, and he was thinking he would pack a basket with sweetmeats and a bottle of tinto and go with his family to the river, where the children could splash while he and Estrella sat in the shade of a tree and sipped and nibbled and talked quietly."
-
Panama dogumlu Meksikali yazar Carlos Fuentes’in (Macías) dogum yildonumu (11 Kasim 1928)
"Eger yenilgi oksuzse ve utkunun yuz babasi varsa, yalanin da bircok cocugu vardir. Buna karsin dogrunun soyunu surdurecek kimsesi yoktur. Dogru yalnizdir, bekardir. Kisiler bu yuzden yalani yeglerler. Yalan baskalariyla iletisim kurmamiza, keyiflenmemize yarar, bizi suca ve sevince ortak eder. Oteki yanda, dogrular bizi insanlardan uzaklastirir, bizi kusku ve kiskancliklarla cevrili adaciklara donusturur. Bu yuzden yalanlarla dolu oyunlar oynariz. Dogrularin neden oldugu yalnizliklardan kurtulmak icin." Laura Díaz'li Yillar
https://roxanaorue.files.wordpress.c...laura-diaz.jpg
"Si bien era cierto que la derrota es huérfana y la victoria tiene cien padres, la mentira, en cambio, tiene muchos hijos, pero la verdad carece de descendencia. La verdad existe solitaria y célibe, por eso la gente prefiere la mentira; nos comunica, nos alegra, nos hace partícipes y cómplices. La verdad, en cambio, nos aisla y nos convierte en islas rodeadas de sospecha y envidia. Por eso jugamos tantos juegos mentirosos. Para no soportar las soledades de la verdad."
"Duyuruyu okuyorsun; boyle bir is onerisiyle her zaman karsilasilmaz. Bir daha, bir daha okuyorsun. Baska kimselere degil, yalnizca senin icin yazilmis sanki. Dalginlikla puronun kulu cay fincanina dusuyor; ucuz ve pasakli bir kahvede oturmus cay iciyordun. Bir daha oku hele: Genc bir tarihci araniyor; durust, duzenli. Konusulan Fransizcayi kusursuz bilen. Bir sure sekreterlik yapabilecek. Genc olacak, Fransizcayi bilecek, bir sure Fransa’da yasamis olursa daha iyi. Ayda uc bin peso, yeme icme onlardan; rahat bir de oda, gunes goren, calismaya elverisli. Altinda bir kendi adin eksik. Sanki goze carpar kara harflerle, Felipe Montero’yu ariyoruz, demeleri eksik. Felipe Montero, Sorbonne’un eski burslu ogrencisi, kafasina ipe sapa gelmez bir suru sey doldurulmus, sararmis belgeleri didiklemeye alismis tarihci, ayda dokuz yuz pesoya talim eden yardimci ogretmen. Ama bu duyuruda gercekten boyle yaziyorsa insanin icine kurt dusebilir, birisi saka etmis olmasin sakin. Adres: Donceles Sokagi, 815. Kendin gideceksin, telefon yok. Masaya hesabi ve bahsisi birakip kalktin, cantani kaptin. Bir baskasi, senin gibi, seninle ayni durumda bir baska genc tarihci bu duyuruyu coktan okumus, senden once davranip isi kapivermistir belki, oyle saniyorsun. Kose basina dogru yururken bu dusunceyi kafandan atmaya calisiyorsun. Otobus beklerken bir sigara yakiyorsun, tarihleri yineliyorsun, sessizce, kafanin icinden; uykulu ogrencilerin sana saygi gostermeleri icin bilmen gerekli olan tarihleri. Kendini hazirlamak zorundasin. Otobus geliyor iste, sen kara ayakkabilarinin uclarina dikkatle bakiyorsun..." Korlerin Sarkisi
https://http2.mlstatic.com/carlos-fu...5_022017-F.jpg
"Lees y relees el aviso. Parece dirigido a ti, a nadie más. Distraído, dejas que la ceniza del cigarro caiga dentro de la taza de té que has estado bebiendo en este cafetín sucio y barato. Tú releerás. Se solicita historiador joven. Ordenado. Escrupuloso. Conocedor de la lengua francesa. Conocimiento perfecto, coloquial. Capaz de desempeñar labores de secretario. Juventud, conocimiento del francés, preferible si ha vivido en Francia algún tiempo. Tres mil pesos mensuales, comida y recámara cómoda, asoleada, apropiada estudio. Sólo falta tu nombre. Sólo falta que las letras más negras y llamativas del aviso informen: Felipe Montero. Se solicita Felipe Montero, antiguo becario en la Sorbona, historiador cargado de datos inútiles, acostumbrado a exhumar papeles amarillentos, profesor auxiliar en escuelas particulares, novecientos pesos mensuales. Pero si leyeras eso, sospecharías, lo tomarías a broma. Donceles 815. Acuda en persona. No hay teléfono. Recoges tu portafolio y dejas la propina. Piensas que otro historiador joven, en condiciones semejantes a las tuyas, ya ha leído ese mismo aviso, tomado la delantera, ocupado el puesto. Tratas de olvidar mientras caminas a la esquina. Esperas el autobús, enciendes un cigarrillo, repites en silencio las fechas que debes memorizar para que esos niños amodorrados te respeten. Tienes que prepararte. El autobús se acerca y tú estás observando las puntas de tus zapatos negros. Tienes que prepararte..."
-
Alman yazar, sair, cevirmen ve editor Hans Magnus Enzensberger'in dogum gunu (11 Kasim 1929)
"Butun Ingilizler yalancidir. Ama bunu benim soylememin ne yarari var? Ben kendim de Ingiliz'im. Oyleyse ben de yalanciyim. Bu durumda az once iddia ettigim sey dogru olamaz: Yani butun Ingilizlerin yalanci oldugu. Ama Ingilizler dogruyu soyluyorlarsa az once soyledigim sey de dogru olmali. Oyleyse yalanciyiz biz!" Sayi Seytani
https://images-na.ssl-images-amazon....tBV%2BUrJL.jpg
"Alle Engländer sind Lügner. Aber was ist, wenn ich das sage? Ich bin schließlich selber ein Engländer. Also lüge ich auch. Aber dann kann das, was ich eben behauptet habe, nicht stimmen: daß alle Engländer lügen. Wenn sie aber die Wahrheit sagen, dann muß auch das, was ich vorhin gesagt habe, wahr sein. Also lügen wir doch!“
"Muhabir, silahli bir cete bir hastaneyi yerle bir ederken oradaymis. Bu askeri bir harekat degildi. Hic kimse adamlari tehdit etmiyordu; sehirde silah sesleri duyulmuyordu. Hastane onceden de saldiriya ugramisti ve ancak asgari donanima sahipti. Failler ofkeli bir titizlikle yol aliyorlardi. Yataklar parcalaniyor, serum ve ilac siseleri kiriliyordu; kamuflaj elbiseli ceteciler daha sonra az sayidaki aletlere giristiler. Tek rontgen makinesini, sterilizatoru ve oksijen tupunu kullanilmaz duruma getirdikten sonra rahatlayabildiler ancak. Bu zombilerin her biri, ufukta kavgalarin sonunun gorunmedigini biliyordu; her biri, hemen ertesi gun, yasaminin kurtulmasinin yaralarini dikecek bir doktorun varligina bagli olabilecegini biliyordu. Amaclarinin en kucuk hayatta kalma sansini bile yok etmek oldugu acikca goruluyor. Buna reductio ad insanitatem denilebilir. Kollektif cilginlik ‘gelecek’ kavraminin yitirilmesine neden olmus. Artik yalnizca yasanan an var. Tutarlilik artik yok. Varligini surdurme gudusu gecersiz hale getirilmis." Ic Savas Manzaralari
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"Dieser Reporter war dabei, wie eine Bande von Bewaffneten ein Hospital zertrümmerte. Das war keine militärische Aktion. Niemand bedrohte die Männer, Schüsse waren in der Stadt nicht zu hören. Das Krankenhaus war bereits schwer beschädigt und nur noch mit dem Nötigsten ausgestattet. Die Täter gingen mit wütender Gründlichkeit vor. Betten wurden aufgeschlitzt, Flaschen mit Blutserum und mit Medikamenten zerschmettert; dann machten sich die Bewaffneten in ihren verdreckten und zerschlissenen Tarnanzügen über die wenigen Apparate her. Sie waren erst zufrieden, als das einzige Röntgengerät, der Sterilisator und der Sauerstoffapparat unbrauchbar gemacht waren. Jeder von diesen Zombies wußte, daß ein Ende der Kämpfe nicht abzusehen war; jeder wußte, daß schon am nächsten Tag sein Leben davon abhängen würde, ob ein Arzt da wäre, der ihn zusammenflicken könnte. Es ging ihnen offenbar darum, auch noch die geringste Überlebenschance zu vernichten. Man könnte das die reductio ad insanitatem nennen. Im kollektiven Amoklauf ist die Kategorie der Zukunft verschwunden. Es gibt nur noch die Gegenwart. Konsequenzen existieren nicht mehr. Das Regulativ der Selbsterhaltung ist außer Kraft gesetzt."
-
1948 yilinda En Iyi Film Akademi Odulu alacak olan, basrollerinde Gregory Peck, Dorothy McGuire ve John Garfield’in rol aldigi romatik drama Centilmenlik Anlasmasi / Namus Sozu (Gentleman's Agreement - Barriera invisibile) 11 Kasim 1947 tarihinde Chicago’da gosterime girdi.
https://4.bp.blogspot.com/-hK0HizPDu...mdtmo1_500.gif
https://24.media.tumblr.com/tumblr_l...q4zwo1_500.gif
-
Ingiliz yazar, sair, filolog ve profesor J. R. R. Tolkien, Yuzuklerin Efendisi: Iki Kule (The Lord of the Rings, Vol. II: The Two Towers - Il Signore degli Anelli - Vol. 2 - Le due Torri) romanini 11 Kasim 1954 tarihinde George Allen & Unwin araciligiyla yayimladi.
" 'Ben buradaki hicbir seyi sevmiyorum,' dedi Frodo, 'ister basamak olsun, ister tas; ister et olsun ister kemik. Toprak, hava ve su, sanki hepsi lanetlenmis. Ama yolumuz boyle gidiyor.'
'Evet oyle,' dedi Sam. "'Zaten burada hic olmamaliydik, yola cikmadan once bu konuda daha fazla sey ogrenmeliydik. Ama sanirim bu hep boyle olur. Eski masallardaki ve sarkilardaki butun o kahramanliklar Bay Frodo: Maceralar yani, oyle derdim adlarina. Hep bunlarin, o masallarin mukemmel kisilerin cikip aradigi seyler oldugunu dusunurdum, cunku onlar macera isterlerdi, cunku maceralar heyecan verici, yasam ise biraz SIKICIYDI; bunu spor olsun diye yapiyorlardi falan filan. Fakat gercekten onemli olan oykulerde, ya da akilda kalan oykulerde boyle olmuyor.' "
https://www.petervis.com/gallery/Ear...nt%20Cover.gif
'I don’t like anything here at all.' said Frodo, 'step or stone, breath or bone. Earth, air and water all seem accursed. But so our path is laid.'
'Yes, that’s so,' said Sam, 'And we shouldn’t be here at all, if we’d known more about it before we started. But I suppose it’s often that way. The brave things in the old tales and songs, Mr. Frodo, adventures, as I used to call them. I used to think that they were things the wonderful folk of the stories went out and looked for, because they wanted them, because they were exciting and life was a bit dull, a kind of a sport, as you might say.But that’s not the way of it with the tales that really mattered, or the ones that stay in the mind.' ”
-
Akademi Odul adayligi bulunan, 2 Golden Globe ve 3 Emmy Odullu Italyan kokenli Amerikali aktor, senarist, yapimci ve yonetmen Stanley Tucci'nin dogum gunu (11 Kasim 1960)
https://pbs.twimg.com/media/EIzfi3oX...pg&name=medium
https://media3.giphy.com/media/l46Cy...bpm0/giphy.gif
-
-
Amerikali oyun yazari Neil Simon Ikinci Caddenin Mahkumu (The Prisoner of Second Avenue - Prigioniero della seconda strada) oyunu ilk kez 11 Kasim 1971'de Broadway, Eugene O'Neill Theatre'da sahnelendi.
https://images-na.ssl-images-amazon....HL._SY445_.jpg
https://d9nvuahg4xykp.cloudfront.net...2035468070.jpg
-
-
Van Gogh'un Irises tablosu, 11 Kasim 1987'de New York,Sotheby's'de yapilan acik artirmada 53.9 milyon dolar rekor fiyata satildi.
https://www.vincentvangogh.org/image...ngs/irises.jpg
https://s1.nyt.com/timesmachine/page...30487_360W.png
-
Yunan sair Yannis Ritsos’un olum yildonumu (11 Kasim 1990)
https://pbs.twimg.com/media/C5lPjuHXMAEXi5R.jpg
Bazi dizeler var bastan basa siirler, bazen de ben de bilemem ne demek istediklerini.
Hala ayakta tutar beni bu bilemedigim sey.Sen de haklisin sorarken.
Sorma.Soyledim ya bilmedigimi.Birbirine kosuk iki isik ayni ozekten gelen.Suyun gurultusu,
kisin,dolu oluklardan tasan ya da sulanmis bir bahcede bir gulden
dusen su damlalarinin sesi usulca usulcacik bir ilkyaz gecesi
hickirigi gibi bir kusun.Bilmiyorum
nedir anlami bu sesin;ama kabul ediyorum onu.
Acikliyorum bildigim seyleri sana.Savsaklamiyorum.
Ama bunlar da katkida bulunurlar yasamimiza.Bakiyorum
onun uyurken carsafi koselendiren dizine-
Yalnizca ask degildi bu.Doruk cizgisiydi
sevecenligin bu aci ve kokusu
carsafin, temizligin ve ilkyazin, tamamliyordu
o aciklanmaz olani,aradigim hala bosu bosuna,
sana aciklamak istedigim.
1950-1960, Siirler III, 1964
https://pbs.twimg.com/media/DRzyVXlWAAINM0R.jpg
"Siire, aska ve olume inaniyorum, diyor, iste bu yuzden olumsuzluge de inaniyorum.Bir dize yaziyorum, dunyayi yaziyorum; ben varim; dunya var. Bir irmak akiyor serce parmaginin ucundan. Yedi kere bu irmak gokyuzunun mavisi. Yeniden ilk gercek oluyor bu arilik, bu benim son dilegim."
-
Amerikali rock grubu Aerosmith, ilk derleme albumu Greatest Hits'i 11 Kasim 1990'da Columbia Records etiketiyle piyasaya surdu.
https://pbs.twimg.com/media/DrukjRcX4AEzo7l.jpg
-
Tom Cruise, Brad Pitt, Antonio Banderas, Kirsten Dunst, Thandie Newton ve Christian Slater'in rol aldigi Vampirle Gorusme (Interview with the Vampire: The Vampire Chronicles - Intervista col vampiro) 11 Kasim 1994'de Amerika'da vizyona girdi.
https://66.media.tumblr.com/e35eb527...3r1o4_500.gifv
https://66.media.tumblr.com/e65e6fa0...eogo3_500.gifv
https://66.media.tumblr.com/16f3d395...3yto2_500.gifv
-
Tim Allen, Judge Reinhold ve Wendy Crewson'in rol aldigi komedi Noel Baba (The Santa Clause) 11 Kasim 1994'de vizyona girdi.
https://pbs.twimg.com/media/Drs2PfjVsAAqdBy.jpg
-
https://pbs.twimg.com/media/DrtkRpIWoAEIxij.jpg
“ 'Bilmiyorum, belki de oyledir.'
'Nasil bilmezsin?'
'Bilmiyorum iste, su anda boyle seyler dusunecek durumda degilim.'
“Peki, ne dusunuyorsun su anda?'
'Senin az sonra yerinden kalkacagini, onumden gececegini, sana bakacagimi, arkandan bakislarimla seni izleyecegimi, giysinin hisirdayacagini, kalbimin kut kut carpmaya baslayacagini, yuruyup odadan cikacagini, konusurken soyledigin her sozcugu, ses tonunu, soyledigin her seyi hatirlayacagimi. Ama bu gece hicbir sey dusunmedim, hep uyurken soluk alis verisini, gece iki kez yataginda donusunu dinledim.' " Fyodor Mihaylovic Dostoyevski, Budala
-
https://pbs.twimg.com/media/Drt3J-kXcAAIydm.jpg
" 'Bu sekilde kac kere asik oldugumu bilir misiniz?...'
'Nasil olur? Kime?...'
'Hic kimseye. Idealini kurdugum kadina, dusumde gordugum yuzlere. Ben hayalimde romanlar yazarim.' " Beyaz Geceler
-
"Iki kere ikinin dort etmesi dayanilmaz bir sey. Bana kalirsa yalnizca kustahliktir!Iki kere iki dort, yolumuzu kesen, eli belinde etrafa tukuruk sacan kustah bir kabadayidan baska bir sey degildir.Iki kere iki dordun mukemmeliyetine tamamiyla katilirim ama bana sorarsaniz ovulecek bir sey varsa gun gelip iki kere ikinin bes etmesidir.” Yeraltindan Notlar
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"Due-per-due quattro secondo me è un’impudenza. Il due-per-due quattro vi guarda con insolenza, si piazza sul vostro cammino con le mani sui fianchi, e sputa. Sono d’accordo, questo due-per-due quattro è una cosa esemplare; ma se c’è da lodare, allora anche due-per-due cinque qualche volta è una chicca.”
-
" 'Gemimize hos geldiniz Bay Pilgrim,' dedi, hoparlorden yukselen ses.
'Soracaklariniz var mi?'
Billy bir an dusundu, sonunda sordu:
'Nicin ben?'
'Gercekten bir Dunyali tepkisi, Bay Pilgrim.'
'Nicin siz? Ve de oyleyse, nicin biz? Nicin geri kalanlar?
Cunku yasadigimiz bu an var sadece. Kehribarin icine yerlestirilmis bocekleri gordunuz mu hic?'
'Evet.'
Gercekten de Billy, calisma odasinda kagit tutacak niyetine, icinde uc tane uc uc bocegi olan parlak bir kehribar parcasi bulunduruyordu.
'Iste Bayim, yadadigimiz bu anin kehribarinda tutsagiz. Nicin diye bir sey yok.' " Mezbaha 5
https://images-na.ssl-images-amazon....1gdrTOo6EL.jpg
" 'Welcome aboard, Mr. Pilgrim,' said the loudspeaker.
'Any questions?'
Billy licked his lips, thought a while, inquired at last:
'Why me?'
That is a very Earthling question to ask, Mr. Pilgrim.
Why you? Why us for that matter? Why anything?
Because this moment simply is. Have you ever seen bugs trapped in amber?'
'Yes.'
Billy, in fact, had a paperweight in his office which was a blob of polished amber with three ladybugs embedded in it.
'Well, here we are, Mr. Pilgrim, trapped in the amber of this moment. There is no why.' "
-
Nikolaj Coster-Waldau’nun kadrosunda yer aldigi, 2015 yilinda Danimarka’da yasanan teror saldirilarini konu alan The Day We Died filminden ilk gorsel geldi
https://d1nslcd7m2225b.cloudfront.ne...85215_crop.jpg
-
Warner Bros. Pictures, Scoob'un ilk fragmanini yayinladi.
https://youtu.be/ZnKvQbpDYXU?t=3
-
-