-
Amerikali makale, kisa hikaye, biyografi, roman ve ani yazari Elizabeth Gilbert'in dogum gunu (18 Temmuz 1969)
"Insanlar ruh esinin mukemmel uyum oldugunu dusunur ve hemen hemen herkes onu bulmak ister. Fakat, gercek ruh esi; seni hayattan geri koyan seyleri gosteren bir ayna, seni hayatini degistirebilecegine dair farkindaliga kavusturan kisidir. Gercek ruh esi muhtemelen hayatin boyunca taniyip taniyabilecegin en onemli kisidir. Tum duvarlarini yikar ve seni hayatin icinde uyanik tutar. Ruh esinin amaci; seni bir guzel sarsmak, egonu biraz yikmak, sana engellerini ve bagimliliklarini gostermektir. Iceri yepyeni bir isik sizabilsin diye kalbini biraz olsun kirmaktir. Sana, hayatina dair kontrolunu oyle kaybettirir ki degisimin kacinilmazdir." Ye Dua Et Sev
https://blauearth.files.wordpress.co...-pray-love.jpg
"People think a soul mate is your perfect fit, and that's what everyone wants. But a true soul mate is a mirror, the person who shows you everything that is holding you back, the person who brings you to your own attention so you can change your life. A true soul mate is probably the most important person you'll ever meet, because they tear down your walls and smack you awake. But to live with a soul mate forever? Nah. Too painful. Soul mates, they come into your life just to reveal another layer of yourself to you, and then leave."
-
Prince, Purple Rain albumunden Let's Go Crazy sarkisini 18 Temmuz 1984 tarihinde yayinladi.
https://pbs.twimg.com/media/DFBLg_JXkAAYhxz.jpg
-
-
"Cunku yazarlar her seyi hatirlarlar, Paul. Ozellikle acilari, istiraplari.Bir yazari cirilciplak soy. Yara izlerini isaret et. O sana her kucuk yaranin hikayesini teker teker anlatir. Buyukler icinse birer roman yazar. Bir yazar hafiza kaybina ugramaz. Eger yazar olmak istiyorsan az bir yetenek ise yarar. Ama aslinda gerekli olan her yara izinin hikayesini hatirlayabilme yetenegidir.
Sanat, guclu hafiza demektir."
https://pbs.twimg.com/media/DFAyIX0XcAATp_u.jpg:large
"Writers remember everything Paul especially the hurts. Strip a writer to the buff, point to the scars, and he'll tell you the story of each small one. From the big ones you get novels. A little talent is a nice thing to have if you want to be a writer, but the only real requirement is the ability to remember the story of every scar.
Art consists of the persistence of memory."
-
"Dogruluk duygusu, hakli olmanin verdigi doyum, kendini degerlendirmenin sevinci, bayim, bizi ayakta tutan ya da ilerleten guclu zembereklerdir. Tersine, insanlari bundan yoksun ederseniz, onlari agzi kopuren kopeklere cevirirsiniz. Nice suclar islenmistir, yalnizca bunlari isleyenler kusurlu olmaya dayanamadiklari icin! Vaktiyle bir sanayici tanimistim, mukemmel, herkesce sevilen bir karisi vardi, ama adam yine de aldatiyordu karisini. Bu adam, haksiz oldugu icin, bir erdem berati alamadigi ya da bu berata layik olamadigi icin, sozcugun tam anlamiyla kuduruyordu. Karisi mukemmel davrandikca, o busbutun kuduruyordu. Sonunda haksizligi kendisi icin dayanilmaz bir hal aldi. O zaman ne yapti dersiniz? Onu aldatmaktan vaz mi gecti? Hayir. Oldurdu onu." Albert Camus, Dusus / La Caduta
https://pbs.twimg.com/media/DE1xVgnXUAAQ87V.jpg
"But, after all, I was on the right side; that was enough to satisfy my conscience. The feeling of the law, the satisfaction of being right, the joy of self-esteem, cher monsieur, are powerful incentives for keeping us upright or keeping us moving forward. On the other hand, if you deprive men of them, you transform them into dogs frothing with rage. How many crimes committed merely because their authors could not endure being wrong! I once knew a manufacturer who had a perfect wife, admired by all, and yet he deceived her. That man was literally furious to be in the wrong, to be blocked from receiving, or granting himself, a certificate of virtue. The more virtues his wife manifested, the more vexed he became. Eventually, living in the wrong became unbearable to him. What do you think he did then? He gave up deceiving her? Not at all. He killed her. That is how I entered into relations with him."
https://pictures.abebooks.com/isbn/9...230-us-300.jpg
-
-
Lionsgate Premiere, Noomi Rapace, Orlando Bloom, Toni Collette, Michael Douglas ve John Malkovich'in oynadigi aksiyon-gerilim Unlocked'in posterini ve ilk fragmanini yayinladi.
http://cdn3-www.comingsoon.net/asset...unlocked11.jpg
https://youtu.be/4wAnqaVbuQc?t=2
-
Universal Pictures ve Working Title Films, Rebecca Ferguson, Michael Fassbender ve Val Kilmer'in oynadigi suc-drama-gizem The Snowman'in alay eden posterlerini yayinladi.
http://cdn1-www.comingsoon.net/asset...61288904_o.jpg
http://cdn2-www.comingsoon.net/asset...rgb_0717_1.jpg
-
-
Lionsgate's Summit Entertainment, Gary Oldman, Ryan Reynolds ve Samuel L. Jackson'in oynadigi aksiyon-komedi The Hitman's Bodyguard'in fragmanini yayinladi.
http://cdn2-www.comingsoon.net/asset...yguard0001.jpg
https://youtu.be/s6SvOIbaulA?t=2
-
Sairlerin sairi Francesco Petrarca'nin olum yil donumu (19 Temmuz 1374)
http://biografieonline.it/img/bio/Fr...Petrarca_1.jpg
http://images.slideplayer.it/3/97884...s/slide_21.jpg
Dagilir yele karsi altin saclari
Ucucurdu binbir buklum icinde
Bir hos isik vardi gözlerinde
Piril piril, sonmus o zamandan beri.
Bir iyilik sarardi yuzunu bazen,
Bilmem, belki bana oyle gelirdi;
Ben, o sevdadan can atan deli
Nasil yanip tutusmazdim o zaman.
Yurudu mu yerden kurtulurdu sanki,
Melekler oyle yuruse gerek; sozleri
Bir baska turluydu insan sozlerinden.
Gokte bir ruhtu o, bir canli gunesti.
Oyle gordum ben; oyle degilmis simdi.
Yay gevsemis, ne cikar, yara gitmez gonulden
-
Fransiz ressam, heykeltiras (Hilaire-Germain-)Edgar Degas'nin dogum yil donumu (19 Temmuz 1834)
Prove di Balletto in Scena (The Rehearsal of the Ballet Onstage, 1874)
http://images.metmuseum.org/CRDImage...rge/DT1565.jpg
https://www.youtube.com/watch?v=hn9H1RvE1PI
-
Ingiliz Queen grubunun gitaristi Brian May'in 50.dogum gunu (19 Temmuz 1947)
https://pbs.twimg.com/media/DFFwcNZXgAE-NYE.jpg
-
-
https://pbs.twimg.com/media/DFFh67nXkAA68ZU.jpg
"Ama o an askin, kalbin parcalanmasi gibi birsey oldugunu anlamisti." Stieg Larsson, Ejderha Dovemeli Kiz / La Ragazza con il Tatuaggio del Drago
-
https://pbs.twimg.com/media/DEW-8yhXsAAI26W.jpg
"Olabilecek dunyalarin en iyisinde, birbirine baglanmistir butun olaylar; cunku, Matmazel Cunegonde'un aski icin guzel bir satodan kiciniza tekme yiyip kovulmamis olsaydiniz, Engizisyon zulmune ugramamis olsaydiniz, yaya olarak Amerika'yi dolasmamis olsaydiniz, Baron Hazretlerine bir kilic darbesi indirmemis olsaydiniz, guzel Eldorado ulkesinden aldıginiz butun koyunlari yitirmemis olsaydiniz, burada turunc receliyle fistik yiyemezdiniz."
"Bunlar guzel sozler, ama bahcemize bakmamiz gerek!" diyerek yanitladi onu Candide.
Voltaire, Candide (Iyimserlik)
http://images.genius.com/ba272e0b3e6...665x1000x1.jpg
-
"Yakinlarda bir hanim arkadasimdan ayrildim, o kadar garip oldu ki size anlatmak isterim. Geceleyin taksiyle gidiyorduk. Kolumu omzuna dolamistim, ikimizde ayni taraftan disari bakiyorduk. Keyfimiz yerindeydi. Soylemeyi unuttum, soz konusu olan genc bir kiz, yirmisinde bile degil, ben de çok baglanmistim. O sirada kaldirimda yuruyen bir adam gordum, kisacik bir andi, gecip gittik. Hicbir ayrintısini da algilayamadim, karanlikti cadde: Tek gorebildigim adamin gencten biri olduguydu. Birdenbire, yanimdaki kizin bu disardaki adam goruntusunu secer secmez orada, takside, ne kadar yasli bir adamla sarmas dolas oturdugunun bilincine varmis olacagini, hem de o an benden igrenmeden edemeyecegini dusundum. Bu oyle bir sok oldu ki benim icin, hemen kolumu omzundan cektim. Gerci onunla yola devam ettim, evinin kapisina kadar da gittim, ama orda onu bir daha gormek istemedigimi soyledim. Kabaca bagirdim, gozume gozukmemesini, ona doydugumu soyledim, bitti dedim, hemen kosarak uzaklastim oradan. Eminim, bugune kadar bilmiyordur kendisini nicin terkettigimi. Herhalde kaldirimdaki genc adami gordugunde de hicbir sey dusunmemisti. Belki farkina bile varmamisti..." Peter Handke, Solak Kadin
https://pictures.abebooks.com/NOMBEL...9365846213.jpg
"Not long ago I broke with a girl I loved. The way it happened was so strange that I'd like to tell you about it. We were riding in a taxi at night. I had my arm around her, and we were both looking out the same side. Everything was fine. Oh yes, you have to know that she was very young -- no more than twenty -- and I was very fond of her. For the barest moment, just in passing, I saw a man on the sidewalk. I couldn't make out his features, the street was too dark. I only saw that he was rather young. And suddenly it flashed through my mind that the sight of that man outside would force the girl beside me to realize what an old wreck was holding her close, and that she must be filled with revulsion. The thought came as such a shock that I took my arm away. I saw her home, but at the door of her house I told her I never wanted to see her again. I bellowed at her. I said I was sick of her, it was all over between us, she should get out of my sight. And I walked off. I'm certain she still doesn't know why I left her. That young man on the sidewalk probably didn't mean a thing to her. I doubt if she even noticed him..."
-
http://3.bp.blogspot.com/-J_LrYMtql2...600/quotes.jpg
Beni saran geceden baska
Kapkaradir o cukurda bastan basa
Hangi tanrilar bahsetmisse bana
Sukrederim yenilmez ruhum icin onlara
Kotu sartlarda olsam bile
Ne korktum, ne de agladim kimselere
Kaderin pervasiz darbelerinde bile
Kana bulansa da basim, egilmedi asla
Bu gazap ve gozyasi ulkesinin otesinde
Gorunmez golgelerin dehsetinden baska bir sey
Ve beni bulur o senelerin tehdidi
Bulacaktir da korkusuz
Kapi ne kadar dar olsa da
Cezalarim ne kadar agir olsa da
Kaderimin efendisi benim
Ruhumun kaptani benim
-
https://pbs.twimg.com/media/DE8kIdwWAAAEOTG.jpg
Saat yarim. Gelip gecti saatler,
saat dokuzdu lambayi yaktigimda
ve oturmustum buraya. Oyle durdum okumadan,
konusmadan. Kiminle konusacaktim
bu evde, tek basima?
Gelip buldu beni bedenimin genc goruntusu
saat dokuzdu lambayi yaktigimda,
hos kokulu, kapali odalari
animsatti bana
ve o eski hedonizmi, gozu pek hedonizmi!
Gozumuzun onunde canlandi tekrar
simdi o taninmaz olan sokaklar
artik yerinde yeller esen civil civil eglence yerleri
bir zamanlar var olan kahveler, tiyatrolar.
Bedenimin genc goruntusu
geldi ve uzucu anilar da getirdi bana;
ailenin matemleri, ayriliklar,
bizimkilerin, yakinlarimin duygulari,
pek umursanmayan duygulari olmuslerin.
Saat yarim. Nasil da gecti vakit.
Saat yarim. Nasil da gecti seneler.
Konstantinos Kavafis
-
https://pbs.twimg.com/media/DE85JQpXoAckG7n.jpg
Erik agaclari hala cicek acar belki
Ve belki yedi cocugu olmustur simdi o kadinin
Ama sadece birkac dakika acti o bulut
Ve tekrar baktigimda yukari karismisti ruzgara.
-
https://www.coppadicitazioni.it/citazioni/132777.jpg
Seviyorum suskunlugunu, sanki sen
yokmuscasina burada
duyarsin beni uzaktan, dokunmaz sana sesim.
Ucup gitmis gibi gozlerin
ve agzin bir opusle muhurlenmis.
Pablo Neruda
-
https://pbs.twimg.com/media/DEtblj-XkAAEB_9.png
Gune getirmek zorunda oldugum her sey bu--
Bu, ve kalbim bunun yaninda--
Bu, ve kalbim, ve butun tarlalar--
Ve butun cayirlar genis--
Emin ol sayarsin, unutabilir miyim hic,
Birisini soyleyebilir toplam--
Bu, ve kalbim, ve butun arilar
Yoncalarin yasadigiı yerdeki
Emily Dickinson
-
https://www.frasipercaso.it/public/m...1475716258.jpg
"Tanimadigim butun kadinlar adina seviyorum seni, Yasamadigim butun caglar adina seviyorum seni. / I love you for all the women I have not known, I love you for all the time I have not lived."
-
Alman ressam Max Liebermann'in dogum yil donumu (20 Temmuz 1847)
La terrazza del Ristorante Jacob a Nienstedten (The Terrace at the Restaurant Jacob in Nienstedten on the Elbe,1902)
https://www.copia-di-arte.com/kunst/...nn/7235004.jpg
-
-
-
Fransız sair, yazar ve dusunur Paul Valéry'nin olum yil donumu (20 Temmuz 1945)
Ustunde guvercinler gezen su rahat damin
Kalbi atar ardinda birkac mezarla camin
Sasmaz ogle zamanı ateslerle yaratir
Denizi, denizi, hep yeni bastan denizi
Tanrilarin sukunu ceker gozlerimizi
Bir dusunceden sonra, ah o ne mukafattir
Ince piriltilarin o ne saf huneridir
Bir secilmez kopukte nice elmas eritir
Nasil bir sukun sanki peydah olur o demde
Ve gunes ucurumun ustune gelir durur
Ebedi bir davanin saf marifeti budur
Zaman kivilcim, hulya bilmek olur alemde...
http://image.anobii.com/anobi/image_...f&time=&type=6
Questo tetto tranquillo, ove colombe
vanno, tra i pini palpita e le tombe;
meriggio il giusto compone di fiamma
il mare, il mare, sempre in sé rinato!
Dopo un pensiero sei ricompensato
guardando a lungo degli dei la calma.
Che lavorìo di lampi che consuma
tutti i diamanti di sottile schiuma,
e quale pace sembra ora accadere!
Se sull'abisso il sole si rafferma,
opere pure d'una causa eterna...
-
Meksika asilli Amerikali efsane gitarist ve soz yazari Carlos (Augusto Alves) Santana'nin dogum gunu (20 Temmuz 1947)
https://i.makeagif.com/media/5-13-2015/6fBB_U.gif
-
-
''Gercek yasamda kazanan, hic kuskusuz, tavsandir. Her zaman o kazanir. Cevrene soyle bir bak. Ben sunu iddia ediyorum ki Ezop aslinda kaplumbaga pazari icin yaziyordu. Kanita gerek yok.†Anita Brookner, Hotel Du Lac
https://images-na.ssl-images-amazon....1ls1ypzCZL.jpg
"Nella vita reale, è la lepre che vince. Ogni volta. Guardati intorno. E in ogni caso, è mia opinione che Esopo stava scrivendo per il mercato tartaruga. / In real life, it is the hare who wins. Every time. Look around you. And in any case it is my contention that Aesop was writing for the tortoise market."
-
https://www.quotemaster.org/images/q/468/46804/i3.png
"Gercek disi seyler gerceklerden daha gucludur. Cunku hiçbir şey sizin hayalinizdeki kadar mukemmel olamaz.Cunku sadece elle tutulamayan fikirler, mefhumlar, inanislar ve fanteziler kalir. Taslar ufalanir. Agaclar curur. Insanlar da maalesef olurler. Fakat bir dusunce, bir ruya, bir efsane gibi aslinda son derece kirilgan seyler yasarlar da yasarlar."
-
"Kulturlu insanlar bilir (ne yazık ki, kultursuzler bilmez), kultur oncelikle bir yonelim isidir. Kulturlu olmak su ya da bu kitabi okumus olmak degil, kitaplarin butunlugu icinde kendini bir yere konumlandirmasini bilmektir, yani onlarin bir butun olusturdugunu bilmek ve her unsuru otekilerle olan iliskisine gore bir yere yerlestirebilecek durumda olmaktir. Burada dis icten daha onemlidir ya da baska bir deyisle, kitabin disi onun icidir, cunku her kitapta onemli olan onun yanındaki kitaplardir.
Bu nedenle kulturlu bir insan icin şu ya da bu kitabi okumamis olmanin hicbir onemi yoktur, cunku icerikten tam olarak haberdar olmasa da, cogu zaman kitabin konumunu, yani o kitabin baska kitaplarla olan baglantisini bilme kapasitesine sahiptir. Bir kitabin icerigiyle konumu arasindaki ayrim cok temeldir, cunku kulturden korkusu olmayanlarin her konuda hic zorlanmadan konusmasina izin verir." Pierre Bayard, Okumadigimiz Kitaplar Hakkinda Nasil Konusuruz?
http://t3.gstatic.com/images?q=tbn:A...zPzeVJ_RnIYj-u
"As cultivated people know (and, to their misfortune, uncultivated people do not), culture is above all a matter of orientation. Being cultivated is a matter not of having read any book in particular, but of being able to find your bearings within books as a system, which requires you to know that they form a system and to be able to locate each element in relation to the others. The interior of the book is less important than its exterior, or, if you prefer, the interior of the book is its exterior, since what counts in a book is the books alongside it.
It is, then, hardly important if a cultivated person hasn't read a given book, for though he has no exact knowledge of its content, he may still know its location, or in other words how it is situated in relation to other books. This distinction between the content of a book and its location is fundamental, for it is this that allows those unintimidated by culture to speak without trouble on any subject."
-
https://pbs.twimg.com/media/DE8gCYHWAAATCAz.jpg
"Bir bulut neden bir yonde ve belirli bir hizla hareket ettigini bilmez. Ama gokyuzu butun bulutlarin ardindaki nedenleri ve bicimleri bilir ve sen de kendini ufuklarin otesini gorecek kadar kaldirdiginda bileceksin bunu."
-
https://pbs.twimg.com/media/DAVQI1GXYAAvAky.jpg
https://pbs.twimg.com/media/DFCgskUXUAUKTsJ.jpg
Tut beni kollarinda,
Op beni!
Beni op durmadan,
Op beni!
Daha sonra demek, cok sonra demektir.
Yasiyorsak, iste şimdi
Burada her seyden catlar insan
Sicaktan, soguktan
Insan buz tutar, bogulur insan,
Eger beni opmez bırakirsan,
Bogulur, olurum gibime geliyor.
Senin yasin on bes, ben de on bes yasindayim
Ikimiz, otuz ederiz.
Otuz yasinda cocuk sayilmaz insan;
Tam calisma yasi,
Tam sevisme yasi.
Daha sonra demek, cok sonra demektir.
Yasiyorsak, iste simdi
Op beni!
Jacques Prévert
-
-
-
20th Century Fox, The Kingsman: The Golden Circle'in red band fragmanini yayinladi.
https://youtu.be/MgVgLiAvjdU?t=3
-
Screen Gems, 2018'de vizyona girecek aksiyon-gerilim Proud Mary'nin ilk fragmanini yayinladi.
https://youtu.be/kQ1Zcv54USA?t=1
-
Lionsgate, Ekim'de vizyona girecek korku-gerilim Jigsaw'in fragmanini yayinladi.
https://youtu.be/vPP6aIw1vgY?t=1
-
Amerikali film yapimcisi Mike Downey , Antalya Film Festivali'nin artistik direkrorlugunu yapacak.
https://pbs.twimg.com/media/DFMMUuJUwAAu6-9.jpg
http://deadline.com/2017/07/mike-dow...al-1202132085/