-
Pulitzer Odullu Amerikali bilim insani ve populer bilim kitaplari yazari Jared Mason Diamond’in dogum gunu ( 10 Eylul 1937 )
https://upload.wikimedia.org/wikiped...redDiamond.jpg
“ Evcillestirilebilen hayvanlarin hepsi birbirine benzer; her evcillestirilemeyen hayvanin evcillestirilememesi nedeni farklidir. Buna benzer bir cumleyi daha once okudunuz gibinize geliyorsa, haklisiniz. Cumlede birkac degisiklik yaparsaniz Tolstoy’un buyuk romani Anna Karenina’nin o unlu ilk cumlesini bulursunuz karsinizda: ‘ Mutlu ailelerin hepsi birbirine benzer; mutsuz ailelerin mutsuzluguysa kendine ozgudur. ’ “ Tufek, Mikrop ve Celik
https://m.media-amazon.com/images/I/...KL._SL500_.jpg
“ Domesticable animals are all alike; every undo mesticable animal is undomesticable in its own way. If you think you've already read something like that before, you're right. Just make a few changes, and you have the famous first sentence of Tolstoy's great novel Anna Karenina: ‘ Happy families are all alike; every unhappy family is unhappy in its own way. ’ "
“ Anlamak cogu kez sonuclari tekrarlamak ya da ebedilestirmek amacina degil, o sonuclari degistirmeye calisma amacina hizmet eder. Iste bu yuzden psikologlar katillerin ve tecavuzculerin ruhlarini anlamaya calisir, toplumsal tarihciler soykirimlari anlamaya calisir, doktorlar hastaliklarin nedenlerini anlamaya calisir. Bu arastirmacilarin amaci cinayeti, tecavuzu, soykirimi, hastaliklari hakli gostermek degildir. Tam tersine onlar, zincirleme nedenleri anlayarak bu zinciri kirmak isterler. ”
https://kbimages1-a.akamaihd.net/009...-and-steel.jpg
“ Understanding is more often used to try to alter an outcome than to repeat or perpetuate it. That's why psychologists try to understand the minds of murderers and rapists, why social historians try to understand genocide, and why physicians try to understand the causes of human disease. Those investigators do not seek to justify murder, rape, genocide, and illness, instead, they seek to use their understanding of a chain of causes to inter- rupt the chain. ”
-
Amerikali paleontolog, jeolog, zoolog Stephen Jay Gould'un dogum yildonumu ( 10 Eylul 1941 )
https://m.media-amazon.com/images/M/...0,1200_AL_.jpg
" Uyuyan Guzel prensini yuz yil beklemistir. Bettelheim, guzelin kanayan parmaginin ilk aybasi kanamasini, uzun uykusunun ise tam eriskinlige ulasmayi bekleyen ergenlik rehavetini temsil ettigini ileri surer. Gercek Uyuyan Guzel aslinda bir prens tarafindan opulmus olmayip bir kral tarafindan dollenmis oldugundan, uyanisini cinsel doyumun baslangici olarak yorumlayabiliriz. (bkz. B. Bettelheim, The Uses ofEnchantment ( Buyunun Yararlari ), A. Knopf, 197 6, s. 225-36). " Darwin Sonrasi
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
" Sleeping Beauty waited a hundred years for her prince. Bettelheim argues that her pricked finger represents the first bleeding of menstruation, her long sleep the lethargy of adolescence awaiting the onset of full maturity. Since the original Sleeping Beauty was inseminated by a king, rather than merely kissed by a prince, we may interpret her awakening as the beginning of sexual fulfillment ( see B. Bettelheim, The Uses of Enchantment, A. Knopf, 1976, pp. 225 - 36 )."
" Olaganustu guc iddialariyla oylesine aldatilmis, basimiz donmus durumdayiz ki, siradan sihirbaz numaralariyla, insanin bilgi sinirlarinin otesindeki bir ruh dunyasina goz attigimizi sanmak yanilgisina dusuyoruz. Paranormal bir fantazi olabilir; sarlatanlar icin bir cennet olduguna hic kusku yok. Ama 'insanotesi' algi gucleri dortbir yanimizda , kuslarda, arilarda ve bakterilerde var. Ve dogrudan algilayamadiklarimizi, bilimin araclarini kullanarak algilayabilir ve anlayabiliriz. " Pandanin Basparmagi
https://m.media-amazon.com/images/I/..._AC_SY780_.jpg
" What an imperceptive lot we are. Surrounded by so much, so fascinating and so real, that we do not see in nature, yet so gullible and so seduced by claims for novel power that we mistake the tricks of mediocre magicians for glimpses of a psychic world beyond our ken. The paranormal may be a fantasy; it is certainly a haven for charlatans. But “parahuman” powers of perception lie all about us in birds, bees, and bacteria. And we can use the instruments of science to sense and understand what we cannot directly perceive. "
-
Turk yazar Tezer Ozlu'nun dogum yildonumu ( 10 Eylul 1943 )
https://admin.biyografya.com/_docs/p...03f2c3f2ad.jpg
" Bir zamanlar beden egitimi ogretmenligi yapmis babam, dudugunu saklamis. Sabahlari cizgili, bol pijamasini cikarmadan dudugunu otturuyor: ' Nazliydin nicin geldin askere ? Haydi kalk! Haydi kalk! ' Borazan gibi bir sesle bagiriyor.Uyanip, sabahin ilk isiklariyla birlikte kendimi Sum'un koynunda buluyorum. Babamin bu evle askerlik arasinda ne gibi bir baglanti kurabilecegini dusunuyorum. babam ev yasaminda askeri bir duzen istiyor. Bu kesin. Zengin olsa belki de kapida borazanlar caldiracak. Babamin kusagindaki Turk erkekleri ne buyuk bir ordu ve askerlik sevgisi besliyorlar. "
https://www.boyutstore.com/ProductIm...shfy.06558.jpg
" My father, who was a gym trainer once upon a time, hid his whistle. In mornings, he whistles before taking off his pajamas and shouts at us: ' If you were spoiled, then why did you come to the military ? Wake up, wake up! ' He shouts with a sound like a trumpet…I think about what kind of relation that my father can make between this house and the military service. My father demands military order at home life. That’s for sure. If he was rich he would sound trumpets at the door.How big the love of my father’s generation for the military is. "
“ Sabaha dogru yeniden yatiyoruz. Beni bekleyen ve bedenimi uyusturan sicakligini tum islakligimda duydugum insan.Yasamin en guzel ani. Denizlerle, kumsallarla, ruzgarla, yeryuzu ve gokyuzuyle birlikte varolusu derinden duydugum an. Iki insanin birlesmesiyle kutsallasan bu an. Sonsuzluk. Varolusun tum zamanlarini uzlastiran bu an. Iki insanin birlesmesindeki sonsuzluk ozu olmali insan yasaminin. Ozu olmali gunesin. Ozu olmali sevismeyi duyan ve duyuran gucun. Bizi saran sicakligin. Soguyan gecelerin. Ve geceleri gokyuzunu buruyen yildizlarin. Akdeniz'in uzerini kaplayan mavi gokyuzununun ozu olmali bu birlesme. Bu islaklik. Sonsuza dek varan, yasatan, sonra yasami uzaklara, Akdeniz'in kiyilarda beyazlasan dalgalariyla da yesil durgunlugu gerisindeki ufuklara iten gucun. ”
https://static.nadirkitap.com/fotogr..._295884_11.jpg
“ Nous faisons de nouveau l'amour au petit matin. Il est l'être qui m'attend, celui qui m'engourdit de sa chaleur dans mes plis humides. Le plus bel instant de la vie. L'instant où je fais corps avec l'existence, avec la mer, le sable, le vent, la terre, le ciel de la Méditerranée. L'instant sacré de l'union de deux personnes où je me réconcilie tout entière avec moi-même. Un instant d'éternité, l'essence même de la vie humaine, du soleil, de la force de l'acte d'amour. L'essence de la chaleur qui submerge, des nuits qui fraîchissent. Cette union, cette humidité en moi, c'est l'essence de la force folle de la vie qui vous projette au-delà du vert de la mer, du blanc de l'écume, de l'infini de l'horizon. ”
" Yasli hemsire anneme soruyor: ' Acaba balkondan kendini atar mi ? ' 'Hayir. Balkondan falan atlamam. Aksine yasami cok seviyorum. Yuzlerce yil yasamak istiyorum. Benim icin neler de dusunuyorlar, diye geciyor aklimdan. Bir sey soylemiyorum. Gereken cevabi annem veriyor. Ilaclarim veriliyor. Uzun saatler uykuyu ararken tek yardimcim kucuk radyodan dinledigim muzik. Torelli, Marcello biraz olsun durgun anlar yasatiyor. Bu hastaneyi kentin diger onemli klinikleri izleyecek, cesit cesit hastalar taniyacak, kimiyle kavga edecek, kimiyle arkadas olacagim. Bazen dovusup, birbirimizin sacini yolacagiz. Gulumseyerek kuzu gibi elektrosok olmayi ogrenecegim. Kendimi kurtarmak istiyorum. ' "
https://www.kitapsec.com/image/urun/...1455817980.jpg
" The old nurse asked to mum: ' Can she throw herself from the balcony ? ' 'No, I don’t. I love life. I want to live for years and years. I think about what they think about me. I don’t reply anything, mum replies on my behalf. My medication is given. While looking for the sleep for long hours, my only assistant is the music coming from a small radio. Torelli and Marcello make me relaxed a little bit. This hospital will follow other clinics of the city; I will meet different patients; will be friend and quarrel with some of them. Sometimes, I will argue them by tearing their hair. I will learn to get the electroshock by laughing without reacting. If I want to save myself. ' "
-
Tanri Ile Sohbet serisinin Amerikali yazari Neale Donald Walsch’un dogum gunu ( 10 Eylul 1943 )
https://upload.wikimedia.org/wikiped...ald_Walsch.jpg
" ‘ Seni seviyorum ’ dedikten sonra ilk endise duydugunuz sey karsilik alip alamayacaginiz. Eger karsilik alirsaniz bu kez de yeni buldugunuz sevgiyi kaybedeceginiz endisesini duymaya basliyorsunuz. Ve tum davranislariniz reaksiyona donusuyor. Kaybetmemek icin savasma ve savunma… ”
https://m.media-amazon.com/images/I/51VlXnEiPmL.jpg
"For the first thing you worry about after saying 'I love you' is whether you’ll hear it back. And if you hear it back, then you begin immediately to worry that the love you have just found, you will lose. And so all action becomes a reaction—defense against loss..."
" Dunya yarin acliga son verebilir. Son vermeyi secmiyorsunuz. Her gun 40 bin kisinin acliktan olmesinin nedenleri oldugunu dusunuyorsunuz. Hicbir gecerli neden yok. Ama her gun 40 bin kisinin acliktan olmesine aldirmazken yeni bir hayat icin her gun 50 bin cocuk dunyaya geliyor. Buna sevgi diyorsunuz, buna Tanrinin plani diyorsunuz. Oylesine bir plan ki rasyonellik ve mantik bir yana, sefkati bile barindirmiyor.Yalin sozcuklerle size soyluyorum: Dunya bu halde cunku siz sectiniz. Sistematik olarak kendi cevrenizi yok ediyor, sonra da dogal felaketler olarak tanimladiginiz olaylari doganin ya da Tanrinin intikami olarak dusunuyorsunuz. Kendinizi kandiriyor ve bu kandirmaciyi intikam olarak tanimliyorsunuz. ” Tanri Ile Sohbet 1: Alisilmadik Bir Diyalog
https://images-na.ssl-images-amazon....1pHYTB+RtL.jpg
“ The world could end world hunger tomorrow. You choose not to make it. You claim that there are good reasons that 40,000 people a day must die of hunger. There are no good reasons. Yet at a time when you say you can do nothing to stop 40,000 people a day from dying of hunger, you bring 50,000 people a day into your world to begin a new life. And this you call love. This you call God’s plan. It is a plan which totally lacks logic or reason, to say nothing of compassion. I am showing you in stark terms that the world exists the way it exists because you have chosen for it to. You are systematically destroying your own environment, then pointing to so-called natural disasters as evidence of God’s cruel hoax, or Nature’s harsh ways. You have played the hoax on yourself, and it is your ways which are cruel. ”
-
Amerikali hard rock-blues rock-glam metal grubu Aerosmith'in solo gitaristi Anthony Joseph " Joe " Perry'nin dogum gunu ( 10 Eylul 1950 )
https://68.media.tumblr.com/f98db63d...ot8to1_400.gif
-
Meksika’da yasamis ve orada hayata veda etmis Kubali gazeteci, romanci, sair ve senarist Eliseo Alberto de Diego García Marruz’un dogum yildonumu ( 10 Eylul 1951 )
https://images.gr-assets.com/authors...40p8/33406.jpg
" Bu dunya boktan, evet dogru, boktan; ama bundan baska dunya yok. / Este mundo es una mierda, si, una mierda pero no hay otro. "
" Kaplani yarattigi icin Tanriya sovmek yerine, kaplana kanat vermedigi icin Ona tesekkur edin. / No critiquen a Dios por haber creado el tigre:agradézcanle más bien que no le haya dado alas. ”
" Hic kimseyi sevmemek ahlaksizliktir. / No amar a nadie es una inmoralidad. "
https://http2.mlstatic.com/caracol-b...0_072018-F.jpg
" Asla geceleri karar alma. Gunes dogdugunda her sey cok farkli gorunur. / Nunca tomes decisiones por la noche. Con la salida del sol las cosas se ven de otra manera "
“ Eger korku bir deli gomlegiyse, unutmak timarhanedeki bir hucredir. / El miedo es una camisa de fuerza, el olvido es una celda de manicomio. ”
-
1955 - 1975 yillari arasinda toplam 633 bolumuyle, yayini dunya televizyonlarinda en uzun suren western dizisi olan Gunsmoke, 10 Eylul 1955 tarihinde CBS kanalinda basladi.
https://www.gstatic.com/tv/thumb/tvb...05_b_v8_ab.jpg
https://images-na.ssl-images-amazon....SL._SX425_.jpg
-
Rus asilli Fransiz roman yazari ( Andreï Sergueïevitch Makine ) Gabriel Osmonde'un dogum gunu ( 10 Eylul 1957 )
https://upload.wikimedia.org/wikiped...rei_Makine.jpg
'' Kursuna dizilenler arasinda bir tiur Gavroche da var, bagislanmayi gerektirecek yasta, kucuk. Ama hayir. Subay ona da ugursuz bekleme sirasina girmeyi emrediyor, buyukler kadar onun da olme Hakki var. ' Seni de kursuna dizecegiz! ' diye homurdaniyor cellat basi, ama duvarin dibine gitmeden bir saniye once cocuk, subaya dogru kosup yalvariyor, ' Izin verin, bir kosu gidip su saati anneme vereyim. Iki adimlik yer, cesmenin yaninda, yemin ederim, doner gelirim. ' Bu cocukca hile askerlerin yabanlasmis yureklerini bile yumusatiyor, kahkahayi basiyorlar, subay guluyor, ' Hadi bakalim, kos canini kurtar kerata! ' ve hep oyle gulerekten silahlarini dolduruyorlar. Birden sesler kesiliyor, oglan kosa kosa gelip duvarin dibine dizilmis olanlarin yaninda siraya giriyor, ' Geldim iste! ' diye bagiriyor. " Son Soz
https://www.e-reading.club/illustrat...3231-pic_1.jpg
" Among these condemned men there was a kind of young Gavroche, whose age should have inspired clemency Alas, no! The officer ordered him to take his place in the fatal waiting line; the child had the same right to die as the adults. ' We're going to shoot you as well!' snarled this executioner-in-chief. But a moment before going to the wall the child ran up to the officer and begged him, ' Will you allow me to take this watch to my mother ? She lives just round the corner from here by the fountain. I will come back, I swear it!' This childish trick touched even the hardened hearts of the soldiery. They guffawed; it seemed really too naive a ruse. The officer, roaring with laughter, declared, 'Away with you, run. Make yourself scarce, little good-for-nothing.' And they went on laughing as they loaded their rifles. Suddenly their voices were silenced. The child reappeared and, putting himself against the wall beside the adults, called out, ' Here I am! ' "