1935 Yılı Nüfus sayımı
https://i.hizliresim.com/isgm72o.jpeg
Printable View
1935 Yılı Nüfus sayımı
https://i.hizliresim.com/isgm72o.jpeg
Bir zamanlar ,,
Gazocağı
https://i.hizliresim.com/fml5e0c.jpeg
ATATÜRK'ÜN 15 YILDA KURDUĞU FABRİKALAR!
1-Ankara Fişek Fabrikası (1924)
2-Gölcük Tersanesi (1924)
3- Şakir Zümre Fabrikası (1925)
4-Eskişehir Hava Tamirhanesi (1925)
5-Kayseri Tayyare Fabrikası (1926 )
6-Alpullu Şeker Fabrikası (1926)
7-Uşak Şeker Fabrikası(1926)
8-Kırıkkale Mühimmat Fabrikası (1926)
9-Bünyan Dokuma Fabrikası (1927)
10-Eskişehir Kiremit Fabrikası (1927)
11-Kırıkkale Elektrik Santrali ve Çelik Fabrikası (1928)
12- Ankara Çimento Fabrikası (1928)
13-Ankara Havagazı Fabrikası (1929)
14-İstanbul Otomobil Montaj Fabrikası (1929)
15-Kayaş Kapsül Fabrikası (1930)
16-Nuri Killigil Tabanca, Havan ve Mühimmat Fabrikası (1930)
17-Kırıkkale Elektrik Santrali ve Çelik Fabrikası (1931- Genişletildi)
18-Eskişehir Şeker Fabrikası (1934)
19-Turhal Şeker Fabrikaları (1934)
20-Konya Ereğli Bez Fabrikası(1934)
21-Bakırköy Bez Fabrikası (1934)
22-Bursa Süt Fabrikası (1934)
23-İzmit Paşabahçe Şişe ve Cam Fabrikası (1934 Temel atma)
24-Zonguldak Antrasit Fabrikası (1934 Temel Atma)
25-Zonguldak Kömür Yıkama Fabrikası (1934)
26-Keçiborlu Kükürt Fabrikası (1934)
27-Isparta Gülyağı Fabrikası (1934)
28-Ankara, Konya, Eskişehir ve Sivas Buğday Filoları (1934)
29-Paşabahçe Şişe ve Cam Fabrikası (1935 - Tamamlandı)
30-Kayseri Bez Fabrikası (1934 Temel atma)
31-Nazilli Basma Fabrikası (1935- Temel atma)
32-Bursa Merinos Fabrikası (1935 Temel Atma)
33-Gemlik Suni İpek Fabrikası (1935 Temel Atma)
34-Keçiborlu Kükürt Fabrikası (1935)
35- Ankara Çubuk Barajı (1936)
36-Zonguldak Taş Kömür Fabrikası (1935)
37-Barut, Tüfek ve Top Fabrikası (1936)
38-Nuri Demirağ Uçak Fabrikası (1936- İlk Türk Uçağı NUD-36 Üretildi)
39-Malatya Sigara Fabrikası (1936)
40-Bitlis Sigara Fabrikası (1936)
41-Malatya Bez Fabrikası (1937 temel atma- Bu fabrika hariç bütün bez ve dokuma fabrikaları Atatürk'ün sağlığında açılmıştır.)
42-İzmit Kağıt ve Karton Fabrikası (1934- Temel Atma)
43-Karabük Demir Çelik Fabrikası (1937- Temel Atma)
44-Divriği Demir Ocakları (1938)
45-İzmir Klor Fabrikası (1938- Temel Atma)
46-Sivas Çimento Fabrikası (1938-Temel Atma)
NOT: Bu fabrikalar sayesinde 1929-1938 yılları arasında ağır sanayi üretimi %152 artarken toplam sanayi üretimi %80 artmıştır. Kömürde %100, Kromda %600, diğer madenlerde %200 artış olurken demir üretimi 0'dan 180.000 tona çıkmış, şeker üretimi 200 misli artmıştır. 1926'da başlayan şeker üretimi 1927-1930 arasında 5162 tondan 95.192 tona çıkmıştır. Tekstil sanayi ülkenin tekstil ihtiyacının %80'ini karşılar duruma gelmiştir. Tekstil ürünleri ithalatı 1927'de 51.000.000 Türk Lirası iken bu rakam 1939'da 11.900.000 Türk Lirasına düşmüştür. 1924-1929 arasında pamuk ürünleri üretimi 70 tondan 3773 tona, yün 400 tondan 763 tona, ipek 2 tondan 31 tona çıkmıştır.Bu dönemde her alanda millileşme sağlanmıştır.Atatürk'ün şu sözü de bunu doğruluyor:
"Türk Milleti, Türk malı alın, Türk parası Türk ülkesinde kalsın!"
(Mustafa Kemal ATATÜRK.)
https://i.hizliresim.com/bifezp8.jpeg
Allah Rahmet Eylesin.
Gözler kalbin aynası.
https://i.hizliresim.com/o0dga5j.jpeg
Ayılar'dan kaçış yok insandan daha hızlı koşar , ağaca tırmanır ...
https://youtu.be/uVy5p6BxFyE
Tarihteki garip ölümler...
*Amerikalı ünlü oyun yazarı Tennessee Williams 1983 yılında kaldığı otelin odasında bir şişe kapağıyla boğulmuş olarak bulundu...
*Ünlü bir viski tadımcısı olan Jack Daniel, bir gün işyerine geldiğinde çelik kasasını açmak istedi ancak parolayı unuttuğu için açamadı. Bunun üzerine sinirlenen Jack Daniel çelik kasasını tekmeledi ve ayak parmağını yaraladı. Bu yaralanma sonucu kaptığı enfeksiyon nedeniyle de hayatını kaybetti...
*16 Ağustos 1977 yılında hayata veda eden rock müziğinin efsane ismi Elvis Presly, klozette oturur vaziyetteyken ölü bulundu...
*1869 ve 1916 yıllarında arasında yaşayan rus mistik Grigori Rasputin bir çok kez öldürülmeye çalışıldı. Önce yaklaşık 10 kişilik bir grup tarafından zehirlenerek öldürülmeye çalışıldı, fakat ölmedi. Ardından vuruldu. Yine ölmeyince ikinci kez (bu kez sırtından) tam 3 kez vuruldu. Yaşadığı anlaşılınca çarşafa sarılıp denize atıldı ceseti 14 gün sonra bulundu
*Adolf Frederick özellikle yemek zevkiyle tanınan bir kraldı. 1771 yılında, 61 yaşındayken ıstakozlar, etler, çorbalar ve birbirinden leziz yemeklerle donatılmış bir masada en sevdiği tatlıdan 14 adet yedikten sonra hayatını kaybetti.
*Bobby Leach ölüme meydan okuyan gösteriler yapmakla ün salmıştı. 1911 yılında ünlü Niagara şelalesini bir fıçı içinde geçen ikinci kişi olmayı başarmış ve ününe ün katmıştı. Ölüme bu kadar çok meydan okuyan ve her defasında da başarılı olan Leach'in ölümü garip bir şekilde bir portakal kabuğu yüzünden oldu. Yolda yürürken bir portakal kabuğunun üzerine basan ve ayağını kıran Leach, ilerleyen zamanlarda ayağı kesilerek kurtarılmak istense de başarılı olunamadı ve hayata gözlerini yumdu...
*David Grundman kaktüs reklamlarında yer alıyor ve hayatını kaktüslere ateş etmek suretiyle gerçekleştirdiği gösterilerle kazanıyordu. Grundman 27 yaşındayken, 1982 yılında yaptığı bir atış esnasında vurduğu kaktüsten sıçrayan bir parça nedeniyle hayatını kaybetti. Tarihe bir bitki tarafından öldürülen ilk ve tek insan olarak geçmiştir...
*İsmi bilinmeyen bir fil bakıcısı, filin temizliği ile meşgul olduğu esnada filin pisliği altında kalarak can verdi. ...
https://i.hizliresim.com/8h2i8qg.jpeg
Boynuzgaga
https://i.hizliresim.com/pj547b3.jpeg
Volkswagen
https://i.hizliresim.com/zfevhau.jpeg
Cüneyt Arkın (Sol başta), Yılmaz Büyükerşen (Sağ başta), 19 Mayıs törenleri, Eskişehir (1953).
https://i.hizliresim.com/ambn9on.jpeg
Her balığın eti yenmez
https://i.hizliresim.com/i2y3ilg.jpeg
Audi bir daha bakınız...
https://youtu.be/am7xArhyMuk
Antik Mısırlılar, MÖ 7. yüzyılda altın tel ve plakalar kullanarak dişleri bağladılar. 2700 yıl öncesinden muhteşem diş hekimliği.
https://i.hizliresim.com/e7nym6r.jpeg
Boyalı Çekirge
https://i.hizliresim.com/mggnvo5.jpeg
Bitkilerin Gizli Yaşamı
1966 yılında, Amerikanın tanınmış yalan makinesi uzmanı Clee Backster, güvenlik görevlilerine poligraf aygıtının kullanımı eğitimini verdiği okulunda uykusuz bir gece daha geçirdi. Sonra sırf eğlence olsun diye, yalan makinesinin elektrotlarını kocaman yapraklı tropikal bitkisinin üzerine yerleştirdi.
Yalan makinesi çeşitli korku, sevinç, şaşkınlık gibi durumların elektriksel değişimlerini ölçtüğüne göre, belki bitki de su dökünce seviniyordur diye alaylı alaylı güldü.
Bitkiyi suladığında galvanometre zikzaklar çizerek aşağı doğru indi. Oysa yukarı doğru bir hareket bekliyordu Backster.
Yaprağını sıcak kahveye soktuğunda da beklediği tepkiyi görmedi. Sonunda kibriti alıp bitkiyi yakmayı düşündüğünde her şey değişti. Bitki çılgınca galvanometrenin ibresini tavan yaptırdı. İnanamadı Backster. Nasıl yani? dedi kendi kendine, Bitki düşüncelerimi mi okudu?.
İnsanlık tarihinin önünde yeni bir dünya açılıyordu artık.
Deneyler deneyleri kovaladı. Bitkilerin sadece düşünceleri okumakla kalmayıp çevrelerindeki her şeyi hissettikleri de çıktı ortaya. Kaynar suya atılan karideslerin ölümlerini, eline iğne battığında duyulan acıyı da hissediyordu bitkiler. Hatta kilometrelerce ötede olunsa bile yaşanan sevinç ve üzüntüleri de hissediyordu. Hatta korkudan baygınlık bile geçiriyordu.
Bir gün şehir dışından gelen bir botanikçi bayan içeri girdiğinde bütün bitkiler sessizleşti. Hiç birinden tepki gelmiyordu. Sanki hepsi birden sessizliğe bürünmüştü. Taaa ki o bayan havaalanından uçağa binip gittikten 45 dakika sonra yeniden tepki vermeye başladılar. Bayan botanikçinin bitkileri kurutup ölçümler yaptığını öğrendiği zaman anladı Backster, bayanı görünce bitkilerin korkudan bayıldıklarını.
Bir deney tasarladı. 6 yardımcısına aynı gece aynı saatlerde yapmak üzere farklı görevler verdi. Görevlerden biri gece yarısı gelip laboratuvardaki bitkilerden birini söküp parçalamaktı. Ertesi gün o gece bitkiyi parçalayan yardımcı içeri girdiğinde bütün bitkiler çılgınlar gibi haykırmaya başladı (galvanometrelerin ibrelerinin tavan yapmasını böyle adlandırıyor Backster). Bu deneyden anlaşıldı ki bitkiler sadece hissetmiyor, aynı zamanda hafızaları da var. Ve Amerikada bazı adlî vakalarda bitkilerin şahitliğine başvurulmaya başlandı. Bitkiler asla yanlış sonuç vermiyordu çünkü yalan nedir bilmiyorlardı.
Bu çalışmalar makale olarak yayınlanmaya başlayınca dünyanın dört bir yanından bilimadamları konu üzerinde çalışmalara başladılar. Sonuçlar akıl almaz.
Koparılmış bir yaprak, kendisine güzel sözler söylenmesi durumunda normal yapraktan aylarca daha uzun süre canlı kalabiliyor. 120 km mesafedeki bir acıyı, sevinci hissedebiliyor.
İnsanların düşüncelerini okuyabiliyor, kötülük yapanları hafızasına kaydedebiliyor. Aynı zamanda bu bilgileri diğer bitkilerle de paylaşıyor.
Kendisine kötü davranılan bitki üzüntüsünden intihar bile ediyor.
Yanındaki bitkinin susuz kalması durumunda kendi suyunu onunla paylaşıyor.
Bitkiler, bütün canlılarla iletişim kurma konusunda bizim hayallerimizin ötesinde bir hassasiyete sahip. Her biri doğanın bir parçası. Belki bir gün onları daha iyi anlama imkânımız olursa bize tarihin bütün yaşanmışlıklarını bile anlatabilirler. Avatar filminin esin kaynağı da bu çalışmalar ve elde edilen sonuçları.
Bilelim ki dünyanın herhangi bir yerinde bir bitkiye kötü davranılırsa, bütün bitkiler bunu hissediyor.
Hani Kirazlı Kaz Dağı değil diyorlar ya, emin olun Kirazlıda kesilen bir ağacın acısını sadece Kaz Dağlarında değil, Munzurâdaki, Kuzey Ormanlarındaki, Saldadaki, Toroslardaki ağaçlar da hissediyor. Bir gün biz de hissedeceğiz...
Kaynak: Bitkilerin Gizli Yaşamı, Peter Tompkins/Christopher Bird, 1973, Sungur Yayınları,
Çev: Sulhi Dölek.
Derleyen: Osman Kutlu.
Ressam Pelin Özal Baki
https://i.hizliresim.com/9724f0h.jpeg
Su Aygırı - planör misali ...
https://youtu.be/gsbLA4TNM4w
1948 yılında Almanya'nın Ostrby kentinin güney doğusunda madenciler 3000 yıllık bir iskelet buldular. İskeletin kafatası üzerinde bulunan saçlar çürümemişti. Kızıla çalan sarı saçlarda Cermen halklarının kullandığı ve adına Suebian düğümü denilen bir örgü vardı. Romalı tarihçi Cornelius Tacitus 2000 yıl önce Almanlar hakkında şöyle yazmıştı; "Bedensel görünüşleri hepsinde aynıdır: Vahşi mavi gözler, kızıl saçlar, koskoca gövdeler, saçları uzundur ve köleyi andırırcasına tepelerine düğüm atarlar. Düğüm dışında saçları Romalılarda görülemeyecek şekilde parlak kızıldır."
https://i.hizliresim.com/5qv1c8g.jpeg
İlginç Orkideler ( ördek ve farklı hayvana benzeyen )
https://i.hizliresim.com/piy7v31.jpeg
https://i.hizliresim.com/77kq5zc.jpeg
https://i.hizliresim.com/4auhg8h.jpeg
Yapraklarına bakarak ağaçları tanımayı deneyebilirsiniz.
https://i.hizliresim.com/ox6zil7.jpeg
1895'de masa telefonu Norveç."Elektriska Bureau Kristiania"
https://i.hizliresim.com/mabqsup.jpeg
Adamın Koç ile imtihanı , iyide o boynuzlar omuzdaki kemikleri nasıl dağıtmıyor ( ! )
https://youtu.be/pAydUqnTQII
Neden arılar sokarken ölür?
Arılar sonunda ölüyor çünkü soktuktan sonra iğneleri iğnelerinin kesilmiş şekli nedeniyle deriye sıkışıyor.
Arı ayrılmaya çalışırken sindirim sisteminin bir kısmını kaybediyor. Bu yırtık dakikalar sonra ölümüne neden oluyor.
Isıran arılar işçilerdir, yani kovanlarda çalışan ve sadece tehdit edildiklerinde sokarlar.
https://i.hizliresim.com/1n1gd03.jpeg
The Pearl
Frederick Sandys 1829 - 1904 British
https://i.hizliresim.com/vgi6xbi.jpeg
1931 - Ford
https://i.hizliresim.com/qmuc318.jpeg
Terry Grandchester & 'Şeker Kız' Candy.. - Nostalji
https://i.hizliresim.com/ol1ed5k.jpeg
Videodaki iki genç , alüminyum uzatma boru ile yüksek gerilim teldeki papağana ulaşmak için uzanıyor , tele daha değmeden elektrik akımı atlama yaparak , elektrik çarpıyor ,,, ikisi yaralanıyor , büyük olan 23 yaşındaki genç 55 gün sonra hastanede ölüyor ,,
Not : yüksek gerilim hatlarına , yaklaşım mesafesi vardır örneğin bazı gerilimlerde tele yarım metre kala akım değmenize gerek olmadan atlar , o anki duruma göre büyük ölümcül zarar verir ,
Yüksek gerilim telleri , ( 5.000 - 10.000 - 50.000 volt ) Şehir şebeke elektrik akımına benzemez ( 220 volt )
Hatayı affetmez
Videoda sırtı dönük , iri yapılı olan kişi ( 23 yaşındaki genç ) , çarpıldıktan 55 gün sonra yoğun bakımda öldü ,,
https://youtu.be/sFoXlP96Y6E