mütahit tayfası kazandıklarının zekatını vermeli artık. iyi bir vergi salmak gerek. gelen para ile sanayi finanse edilmeli.
Printable View
mütahit tayfası kazandıklarının zekatını vermeli artık. iyi bir vergi salmak gerek. gelen para ile sanayi finanse edilmeli.
inşaat bayağı bir iştir. inşaat ile kalkınan birey olur ülke olmaz. ülke için sanayi lazım.
Şimdi cifcimizde tarla satıp konut almaya başladı..bu demektir ki cifcimiz bile konut al seneye 2 ye katlar düşüncesi var sa ...bu işin cılkı cıkıyor demek .....bu aynı borsanın 3 e 5 e katlayıp ayakkabı boyacısının abi hangi hisseyi alıyım demesi gibi .....emlağın da ayakkabı boyacısı cifcilerimiz diye düşünüyorum ....
VKİNG
kat karşılığı sistem istanbul için en kötü sistemdir.
yapılması gereken dönüşecek evlerin sahiplerinin finansmana katkı sağlamalarıdır.
bir apartmanda 10 daire varsa dönüşümden sonra da 10 daire olmalı. emsal artışı da olmamalı.
ev sahipleri tüm finansmanı karşılamalı, müteahhit sattığı için değil yaptığı için para kazanmalıdır. ev sahibinin finasmanı karşılayamadığı durumlarda arsasının başkası tarafından satın alınması sağlanacaktır. deprem riski diyorsak ve evlern çoğu deniz kumu ile yapıldı, sağlam değil diyorsak radikal kararlar uygulanmalıdır. ev sahiplerinin çoğu da evin yeniden yapımını sağlayabilecek kaynaklara sahipler, öyle her ağlayana da inanmamak lazım. karşılayamayanlar için formüller üretilecektir.
diğer sistemler istanbulda yoğunluğu ve nüfusu arttırmakta.
bu ülke için çok büyük tehlikedir. hukumet kat karşılığı sistemin SÜRDÜRÜLEMEZ olduğunu görmüştür, ama her zaman ki gibi ne zaman eyleme geçecekleri belli değil. sözlerini tutup tutmayacaklarını da göreceğiz, geçmiş karneleri bu açıdan aslında hiç olumlu değil bunu biliyoruz.
deniz kumu ile inşaat yapanların cezalandırılmadığı bir ülkede yaşıyoruz !
pişmiş kelle gibi sırıtırlar ...
Bir de işin sosyolojik yanı var.
Bu adamlar eski evinde bahçede meyve sebze yetiştiriyordu küçük bahçesinde. İnek koyun keçi besliyordu. Süt yoğurt üretiyordu. Tavuk besliyordu yumurta üretiyordu. En azından katma değer sağlıyordu.
Bu adamları apartmana ve yüksek binalara oturttuk. Peki bu adam ne yiyip ne içecek? Ne üretecek?
İş varsa iş yerine apartmanından trenle gidip gelebilecek mi ucuz ve hızlı yoldan?
Tren yoksa ne halt yemeye yaptırdın o binaları yüksek gökdelenleri apartmanları. Bari önce treni yapsaydın. Sonra şehri planlasaydın. Milyonlarca insan işine tren olmadan nasıl gidip gelecek? Araba ile olur mu? Hem benzini ithal etmiyor musun?
Bir sürü sosyolojik sorun yarattın ve üstüne 250bin kişi müteahhit oldu!
Kafamda deli sorular!!!
Emin değilim! İstatistik var mı?
KGF kredileri nereye ve nasıl harcanmış?
İhracata yönelik üretimime mi yoksa Konut yapan Gayrımenkule mi? İhracata yönelik üretime harcanmışsa helali hoş olsun ve KGF kredileri devam etsin. Konuta gayrımenkule harcanmışsa haram zıkkım olsun.
Ruhsat sayısı bu kadar yüksek ise KGF Kredilerini önemli bir bölümü konut ve gayrımenkule harcanmış olabilir mi?
Bizim gibi eskiler ekonomi okurken daha 70 li yillarda ogretmislerdi bunu.
Tasa topraga yapilan yatirima Iddihar derlerdi yani gömü.
Bu yolla kisi kalkinir, milli ekonomi degil derlerdi.
Yasayarak gorduk.
Tikandi.
Oyle bir sikisma ki bu cozumu yok.
Topluma kazandirilan tek sey rant'in erozyona ugrattigi ahlak yapisi oldu.
Yani ahlaksizlik.