-
Rus muhalif Petrahevski Cevresi (The Petrashevsky Circle) 22 Aralik 1849’da idamdan kurtuldular.
(22 Aralik sabahinda meydana goturulen mahkumlar, bu grubun entelektuel Rus uyeleriydi. Arabalardan inen mahkumlar meydanda cakili kaziklarla karsilasti. Asker, haklarinda verilen olum kararini okudu yuksek sesle. Idam edilecekler arasinda Fyodor Mihaylovic Dostoyevski de vardi. Eserleriyle dunya edebiyatinda kendisinden sonra gelen hemen butun yazarlari derinden etkileyen unlu Rus yazari Dostoyevski.Davullar calindi. Ve ates emri beklerlerken birden bir asker af kararini okudu. Aslinda mahkeme 8 yil hapis karari vermis, Car bunu 4 yila indirmisti.Idam sahnesi ise onlari korkutmak icin duzenlenmisti.)
http://www.visit-petersburg.ru/media...op_upscale.jpg
https://thecultureprojectblog.files....neral-1881.jpg
-
En buyuk Italyan bestecilerden Giacomo (Antonio Domenico Michele Secondo Maria) Puccini’nin dogum yildonumu (22 Aralik 1858)
https://www.pragueclassicalconcerts....rs/puccini.jpg
https://www.youtube.com/watch?v=Uau48wh5CeI
-
3 Pulitzer Odullu Amerikali sair Edwin Arlington Robinson’in dogum yildonumu (22 Aralik 1869)
https://www.poemhunter.com/i/poem_images/846/credo.jpg
Bulamam yolumu: hic yildiz yok
Busbutun ortunmus goklerde;
Ve yok havada fisiltisi
Yasayan bir sesin, fakat uzakta
Yitik, sahane muzigin olcu cizgisi gibi sadece
Duyarim onu, calinirdi alimli
Ve melek parmaklar ordugunde, ve fark etmeden,
Gullerin olmadigi celenklerdeki olu yapraklari.
Hayir, ne bir pirilti var ne de bir tini,
Karsilayan biri icin, korktugunda karsilayan,
Gecenin kara ve muthis kesmekesligini;
Cunku butun bunun icinden – ustunden, otesinden –
Bilirim yillarin uzaga gonderilmis haberini,
Hissederim isigin gelen gorkemini
-
Ispanyol post-romantik, siir ve kisa oyku yazari Gustavo Adolfo Bécquer’in olum yildonumu (22 Aralik 1870)
Havadir ic cekisleri, havaya karisir.
Sudur gozyaslari, denize karisir.
Soyle, kadinim, ask unutuldugunda
Bilir misin, nereye karisir?
http://www.ofrases.com/frases-imagen...fo-becquer.jpg
Sighs are air and go to the air.
Tears are water and go to the sea.
Tell me, woman: when love is forgotten,
Do you know where it goes?
Siir ne ki?- diyorsun, mavi
gozlerini gozlerime mihlarken.
Siir ne mi? Soracak miydin sen de?
Siir... Sensin Ya!.
https://www.ofrases.com/frases-image...fo-becquer.jpg
What is Poetry?' You ask as you nail
Your blue pupil on mine.
And is it you who ask it to me?
Poetry... is you!
-
Italyan futurist yazar ve sair Filippo Tommaso Marinetti’nin dogum yildonumu (22 Aralik 1876)
"Savas guzeldir, cunku gaz maskeleri, korkutucu megafonlar, alev makineleri ve tanklar araciligiyla insanin, boyunduruk altina alinan makine uzerindeki egemenligine gerekce kazandirir. Savas guzeldir, cunku insan bedeninin o duslenen konumunu, metallestirilmesi konumunu kutsayarak gercege donusturur. Savas guzeldir, cunku cicekler acan bir cayiri mitralyozlerin atesten orkideleriyle zenginlestirir. Savas guzeldir, cunku tufek atesini, top atislarini, atesin kesildigi anlari, parfum ve curume kokularini tek bir senfoni halinde birlestirir. Savas guzeldir, cunku buyuk tanklarinki, geometrik ucak filolarininki, yanan koylerden yukselen duman helezonlarininki gibi yeni mimari bicimler ve daha pek cok seyler yaratir... Ey futurizm sairleri, yazarlari ve sanatcilari... Bir savas estetigine iliskin bu temel ilkeleri animsayin; animsayin ki, yeni bir siir ve yeni plastik sanatlar ugruna harcadiginiz cabalar yine sizin isiginizla aydinlansin!"
http://www.giovannifighera.it/wp-con...-728x445-1.jpg
"La guerra č bella, perché, grazie alla maschere antigas, ai terrificanti megafoni, ai lanciafiamme e ai piccoli carri armati, fonda il dominio dell’uomo sulla macchina soggiogata. La guerra č bella perché inaugura la sognata metallizzazione del corpo umano. La guerra č bella, perché arricchisce un prato in fiore delle fiammanti orchidee delle mitragliatrici. La guerra č bella perché riunisce in una sinfonia il fuoco di fucili, le cannonate, le pause tra gli spari, i profumi e gli odori della decomposizione. La guerra č bella, perché crea nuove architetture, come i grandi carri armati, le geometriche squadriglie aeree, le spirali di fumo che si elevano da villaggi bruciati e produce molto altro ancora… Poeti e artisti del futurismo, ricordatevi di questi principi di un’estetica della guerra, affinché la vostra lotta per una nuova poesia e una nuova plastica… venga illuminata da essi!"
-
Thomas Edison, kesfettigi fonografiyi ilk kez 22 Aralik 1877’de Scientific American Dergisine acikladi.
(Scientific American'in sahibi Alfred Beach'e gosterdi ve dergide hemen bir makale yazildi ve bu Edison’in cok hosuna gitti.)
https://todayinsci.com/Events/Misc/S...1877-500px.jpg
https://todayinsci.com/E/Edison_Thom...SciAm300px.jpg
http://www.rarenewspapers.com/view/619449
-
George Eliot takma ismini kullanan Victoria doneminin en unlu Ingiliz yazarlarindan Mary Ann Evans Cross’in olum yil donumu (22 Aralik 1880)
“Hayat, hatiralar olmadan bile buyume ve curumeye bagimli bir hatta ilerler ama kesif hafiza, insani suclanmayi hak eden mazisine iter. Acik yara misali yanan bir hafizayla, insanin mazisi olu bir tarihten ibaret degildir, yasanan zamana denk ama o zamanin sartlarina uymayan bir hazirliktir; pisman olunarak hayattan silkelenip atilmis bir hata degil, benligin hak edilmis bir utancin urpertilerini, keskin tatlarini ve karincalanmalarini titreserek tasimaya devam eden bir parcasidir.”
https://images.penguinrandomhouse.co.../9780553904574
“Even without memory, the life is bound into one by a zone of dependence in growth and decay; but intense memory forces a man to own his blameworthy past. With memory set smarting like a reopened wound, a man's past is not simply a dead history, an outworn preparation of the present: it is not a repented error shaken loose from the life: it is a still quivering part of himself, bringing shudders and bitter flavors and the tinglings of a merited shame.”
"Hepimiz dunyayi ust benliklerimizi besleyecek bir meme olarak gormemize neden olan ahlaki bir aptallikla dogariz."
https://images-na.ssl-images-amazon....1kCHNx1s1L.jpg
"We are all of us born in moral stupidity, taking the world as an udder to feed our supreme selves."ť
-
Fransiz besteci Claude Debussy'nin orkestra icin yazdigi senfonik siiri Bir Tabiat Ilahinin Ogleden Sonrasi (Prélude ŕ l'apres-midi d'un faune - Il Preludio al Pomeriggio di un Fauno - Prelude to the Afternoon of a Faun), ilk kez 22 Aralik 1894'de Paris'teki Ulusal Muzik Dernegi Orkestrasi tarafindan icra edildi.
https://pmcdn.priceminister.com/phot...16120599_L.jpg
-
Amerikali sair, cevirmen ve deneme yazari Kenneth Rexroth’un dogum yildonumu (22 Aralik 1905)
Mevsimler degisiyor, yillar geciyor
Kimsenin yardini, gozetimi olmadan.
Ay, hic aldirmadan, donuyor yorungesinde,
Dolunay, yarimay, gene dolunay.
Irmagin bagrina sokuluyor beyaz ay;
Hava acelya bahariyla uykulu;
Bir cam kozalagi dusuyor gecenin derinligine;
Yaktigimiz kamp atesi sonuyor daglarda.
Patlak yildizlar goz kirpiyor titrek dallarda;
Saydam gecede gol karanlik, dipsiz;
Kuzeyde goklere yukselen dagin tepesi
Ikiye bolunmus yigilan karlarla.
Kalbim ey uzlasma bilmeyen,
Kolayca bastan cikan kalbim,
Uzanmis yatiyoruz yildizlarin yansidigi suyun
kiyisinda
Ve her biri sonsuza dek surse dedigimiz anlar
Su gibi akip gidiyor yani basimizdan.
https://res.cloudinary.com/ndbooks/i...ms_Rexroth.jpg
The seasons revolve and the years change
With no assistance or supervision.
The moon, without taking thought,
Moves in its cycle, full, crescent, and full.
The white moon enters the heart of the river;
The air is drugged with azalea blossoms;
Deep in the night a pine cone falls;
Our campfire dies out in the empty mountains.
The sharp stars flicker in the tremulous branches;
The lake is black, bottomless in the crystalline night;
High in the sky the Northern Crown
Is cut in half by the dim summit of a snow peak.
O heart, heart, so singularly
Intransigent and corruptible,
Here we lie entranced by the starlit water,
And moments that should each last forever
Slide unconsciously by us like water
-
Paul Robeson'in Othello'sunda 'Desdemona' karakterine hayat vererek unlenen, 1 Akademi, 1 Golden Globe ve 3 BAFTA Odullu Ingiliz aktris Peggy Ashcroft’un dogum yildonumu (22 Aralik 1907)
http://7wallpapers.net/wp-content/up...y-Ashcroft.jpg
https://pbs.twimg.com/media/Bq_ii-HCIAAqAGu.jpg
-
Italyan heykeltiras Giacomo Manzú’nun dogum yildonumu (22 Aralik 1908)
Amanti (Lovers, 1981)
http://www.settemuse.it/pittori_scul...manti_1981.jpg
Amanti - Sculpture-Volume, 1988)
https://imgprivate2.artprice.com/get...1344620538.jpg
-
Aurelio Galleppini ile birlikte Tex cizgi roman serisini yaratan Italyan yazar ve karikaturist Gian Luigi Bonelli’nin dogum yildonumu (22 Aralik 1908)
http://www.minimaetmoralia.it/wp/wp-.../galeppini.jpg
http://shop.sergiobonelli.it/resizer...3107.jpg--.jpg
-
Boris Karloff, Zita Johann ve David Manners'in rol aldigi korku Mumya (The Mummy - La mummia), 22 Aralik 1932'de Amerika'da vizyona girdi.
https://m.media-amazon.com/images/M/...1,1000_AL_.jpg
-
Fred Astaire ve Ginger Rogers'in ilk kez birlikte rol aldiklari komedi-muzikal Karyoka (Flying Down to Rio - Carioca), 22 Aralik 1933'de New York'ta gosterime girdi.
https://m.media-amazon.com/images/M/...7,1000_AL_.jpg
https://66.media.tumblr.com/fbc22ed6...9i9o1_500.gifv
-
Sovyet-Rus yazar Nikolay Alekseyevic Ostrovskiy’nin olum yildonumu (22 Aralik 1936)
“Sinir dediginiz, uzerinde ayri levhalar tasiyan iki karsilikli direk demektir. Sessiz ve dusman, iki ayri dunyayi ozetleyerek bakisirlar orada. Asagidan yukariya dogru sivrilen, titizlikle budanmis bir agac govdesidir biri, siyah-beyaza boyalidir, bir polis kulubesi gibi. Yirtici bir kus vardir ucunda, kanatlarini alabildigine acmis, pusunun heyecaniyla gagasi daha da oburlasmis bir halde, karsisindaki madeni kalkana dikmistir karanlik bakislarini. Kalkan, topraga iyice yerlesmis dort kose kalin bir mesenin zirvesindedir. Ve bir orakla bir cekic parildamaktadir bu dovme demirden kalkanin uzerinde. Aralarinda alti adim ya vardir ya yoktur ve dumduzdur toprak altlarinda, yataydir, puruzsuzdur, ama bakmayin siz. Aslinda bir ucurum ayirmaktadir bu direkleri. Ve hic kimse, hayatini tehlikeye atmaksizin, bu kisa mesafeyi asamaz.”
https://images.gr-assets.com/books/1...l/25961414.jpg
“This is the frontier – two posts facing one another in silent hostility, each standing for a world of its own. One of them is planed and polished and painted black and white like a police box, and topped by a single-headed eagle nailed in place with sturdy spikes. Wings outspread, claws gripping the striped pole, hooked beak tensely outstretched, the bird of prey stares with malicious eyes at the cast-iron shield with the sickle and hammer emblem on the opposite pole – a sturdy, round, rough-hewn oak post planted fi rmly in the ground. The two poles stand on level ground, yet there is a deep gulf between them and the two worlds they stand for. You cannot cross the intervening six paces except at the risk of your life.”
—Bu aksam ne okuyoruz bakalim?
—Kitapci kapaliydi, kitap alamadim.
—Bayram degil, seyran degil, neden kapaliymis?
—Jandarmalar alip goturmusler adami. Soylendigine gore, yasak kitap bulmuslar.
—Yasak kitap da neymis? diye sordu Klimka.
—Yasak kitap demek politika demekmis, soylendigine gore.
—Politika mi dedin? Politika da ne demek kuzum?
Pavka omuzlarini silkti:
—Ben de pek iyi bilmiyorum ama, soylendigine gore, Car’a karsi cikarsan politika olurmus.
Klimka sicramisti korkudan.
—Vay anasini, demek boyle adamlar da var!..
—Ne bileyim var mi yok mu…
https://static.wixstatic.com/media/0...,q_90/file.jpg
—Aren’t we going to read today? he asked Pavel.
—There’s nothing to read,” Pavel replied. “The bookstall’s closed.
—Why should it be closed today? Klimka wondered.
—The gendarmes picked up the bookseller. Found something on him, Pavel replied.
—Picked him up? What for?
—For politics, they say.
Klimka stared at Pavel, unable to grasp his meaning.
—Politics. What’s that?
Pavel shrugged his shoulders.
—The devil knows! They say it’s politics when you go against the tsar.
Klimka looked startled.
—Do people do that sort of thing?
—I dunno, replied Pavel...
-
-
Ingiliz yazar, illustrator ve doga bilimci Helen Beatrix Potter’in olum yildonumu (22 Aralik 1943)
https://www.historytoday.com/sites/d...es/beatrix.jpg
"Tavsan Peter dul kalan annesi ve diger kardesleri ile bir evde yasamaktadir. Babasi yakinlarindaki Yesil Bahce'ye girmek zorunda kaldigi icin hayatini kaybetmistir. Bu bahcenin sahibi Mc Gregor bitkileri yuzunden tavsanlari hic sevmemektedir. Annesi Peter ve diger kardeslerine o bahceye girmelerini yasaklamistir. Tavsan Peter annesinin yasaklamis olmasina ragmen karni agriyan kardesinin tedavisi nedeniyle maydanoz lazim oldugu icin Bay Yesilbahce'nin bahcesine girer, bir guzel karnini da doyurur. Fakat Bay Yesilbahce'ye yakalanir. Bay Yesilbahce tavsan Peter'i kovalamaya baslar. Tavsan Peter Mc Gregor'un elinden kurtulmak icin kacarken elbislerini de kaybeder. Daha sonra Tavsan Peter Bay Yesilbahce'nin elinden kurtulmak icin oradan oraya saklanarak kacmaya calisir. Bu kovalamaca ve kacislar sonrasinda pek cok macera yasar."
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"Peter lives with his family "in a sand- bank, underneath the root of a very big fir-tree." Mrs. Rabbit tells her children where they're allowed to go and warns them not to go into Mr. McGregor's garden. But that is just what Peter does. That is how Peter's father lost his life; Mr. Rabbit went into the garden. While Flopsy, Cotton- tail, and Mopsy are picking blackberries and their mother is at the baker's Peter goes into the garden. Peter starts stuffing himself with delicious food to the point where he feels ill. Peter searches for parsley when he sees the gardener, who starts chasing him around. A chase is on, Mr. McGregor is after Peter. Peter loses his shoes and can't remember how to get out of the garden. Next Peter loses his jacket and dashes into the tool shed. Mr. McGregor hears him so Peter quickly jumped out of a nearby window. Peter catches his breath and tries to calm down."
-
2 Akademi ve 4 Golden Globe Odul adayligi bulunan, 1 BAFTA Odulu sahibi Ingiliz aktor Ralph (Nathaniel Twisleton-Wykeham) Fiennes’in dogum gunu (22 Aralik 1962)
https://i.pinimg.com/originals/17/c4...5c83972099.jpg
https://thumbs.gfycat.com/FaintDeepG...er-max-1mb.gif
https://media.giphy.com/media/dMuoVNjbvvig/giphy.gif
-
Rus yazar Boris Pasternak’in romanindan uyarlanan, David Lean’in yonettigi, Omar Sharif, Julie Christie ve Geraldine Chaplin’in rol aldigi Dr. Jivago (Doctor Zhivago) 22 Aralik 1965’de New York City, New York’da gosterime girdi.
https://images-na.ssl-images-amazon....yMjg@._V1_.jpg
https://78.media.tumblr.com/004f0616...fm1po1_500.gif
— Anneni hatirliyor musun? / Do you remember your mother?
— Evet. Annemi hatirliyorum. / Yes, I remember my mother.
— Annenin adi neydi? / What was her name?
— Anne / Mammy.
— Nasil biriydi yani goruntusu nasildi ? / What was she like? I mean, what did she look like?
— Buyuk. / Big.
— Buyuk mu? / Big?
— Ben kucuktum o da buyuktu. / I was little. She looked big.
https://78.media.tumblr.com/a011d4fe...q4m3o1_500.gif
https://78.media.tumblr.com/tumblr_m...2c2ro3_400.gif
-
-
-
Avustralya asilli Amerikali aktor Mel (Colmcille Gerard) Gibson'in ilk filmi Summer City'nin (Un'estate di fuoco) 42.yili (22 Aralik 1977, Avustralya)
https://pbs.twimg.com/media/DRqftM2WsAEORm3.jpg
https://images-na.ssl-images-amazon....zMQ@@._V1_.jpg
-
-
Irlandali Avant-garde roman yazari, oyun yazari, elestirmen ve sair Samuel Beckett'in olum yildonumu (22 Aralik 1989)
https://oggito.blob.core.windows.net.../beckett10.jpg
“Ve oylece, bedenin buyuk durgunlugu icinde, o yaz aksami yesil adacikta ruhunu ilk kez menteselerinden kopardiginda, bacaklari ve yiyecek bir seyi de olmadan uzgun ve dingindi, bir agac gibi sessiz, bir sessizlik sutunu. Pinus puella quondam fuit. Alas fuit!”
https://images.gr-assets.com/books/1...4l/1679328.jpg
“So she had been, sad and still, without limbs or paps in a great stillness of body, that summer evening in the green isle when first she heaved his soul from its hinges; as quiet as a tree, column of quiet. Pinus puella quondam fuit. Alas fuit!”
http://www.azquotes.com/picture-quot...t-65-44-32.jpg
"Dunyadaki gozyasi miktari sabittir. Aglamaya baslayan biri icin, bir yerlerde bir baskasi keser aglamayi. Ayni sey gulmek icin de gecerlidir.Bizim kusak hakkinda kotu bir sey soylemeyelim oyleyse, onceki kusaklardan daha bedbaht degiliz cunku. Iyi seyler de soylemeyelim. En iyisi hicbir sey soylemeyelim.Nufusun arttigi bir gercek."
-
Ingiliz punk rock grubu The Clash’in kurucusu, gitaristi ve vokalisti olan Ankara dogumlu Ingiliz muzisyen, sarkici, aktor ve soz yazari Joe Strummer’in olum yildonumu (22 Aralik 2002)
https://pbs.twimg.com/media/C0PJcJHXEAQsGt3.jpg
https://38.media.tumblr.com/tumblr_m...fsveo1_500.gif
https://78.media.tumblr.com/38503dbd...eny1o1_500.gif
-
Fransiz yazar Julien Gracq'in olum yildonumu ( 22 Aralik 2007)
"Her sey iki kez oldurulmusturr; bir kez iste ve bir kez belirtide, bir kez hizmet ettikleri seyde ve bir kez bizden istemeyi surdurdukleri seyde."
https://www.christies.com/img/LotIma..._in-8_bro).jpg
"Toutes choses sont tuées deux fois : une fois dans la fonction et une fois dans le signe, une fois dans ce ŕ quoi elles servent et une fois dans ce qu'elles continuent ŕ désirer ŕ travers nous."
-
-
https://slideplayer.es/slide/3479343...+colgar%2C.jpg
Kara kirlangiclar senin balkonuna
yuvalarini asacaklar,
Ve pencerenin ustune bir kez daha oynayarak vuracaklar.
Fakat kendini tutmus olanlari onlarin ucmalarindan
Senin guzelligine ve benim mutluluguma bakmaya,
Ogrenmis olanlari onlarin isimlerimizi,
Onlar artik geri donmeyecekler
SIKISIK hanimelleri bahcenin duvarlarina tirmanacaklar,
Ve her ogleden sonrasi onlar ciceklerini
senin icin bir kez daha acacaklar,
Oncekinden bile daha guzel
Fakat yagmurla dolu hanimelleri,
biz birlikte bakardik bir zamanlar,
Ve damlalari onlarin yagis ve pariltiyi
gunun gozyaslari gibi gormus olan
Onlar artik geri donmeyecekler
Askin yakan sozleri kulaklarinda
bir kez daha calacak,
Ve belki kalbin onun derin ruyasini
en sonunda birakacak.
Fakat sessiz, kendinden gecmis ve uzerinde dizlerimin,
Yalniz Tanriya tapildigi gibi mihrabin onunde,
yalniz benim seni sevmis oldugum gibi
Suphen olmasin hic kimse seni o sekilde sevmeyecek!
-
Kosta Rikali ressam Gonzalo Morales Sáurez'in olum yildonumu (22 Aralik 2017)
La Ńina con espejo, unknown date
https://upload.wikimedia.org/wikiped...con_espejo.JPG
La Torre del Oro, unknown date
https://www.galeriavalanti.com/imgd....obras/1478.jpg
-
https://pbs.twimg.com/media/EMRHH7eW...jpg&name=large
https://pbs.twimg.com/media/Dga_NvxU0AA7YqQ.jpg
"Mottom su: Piyangoyu kazanmak istiyorsan once bilet alacak parayi kazanman gerek. / Il mio motto č "vuoi vincere la lotteria? Trova i soldi per comprare il biglietto."
https://pbs.twimg.com/media/EMRHH7dX...jpg&name=large
Gece Vurgunu ( Lo sciacallo - Nightcrawler, 2014) Dan Gilroy
-
https://i0.wp.com/25.media.tumblr.co...nhhzo1_500.gif
– Tum bu gezinin, Bruges’u gorme dalgasinin olmeden once senin icin hazýrlanmis son eglenceli zaman oldugunu soyledi. / He said this whole trip, this whole being in Bruges thing, was just to give you one last, joyful memory before you died.
– Bruges’de mi? Bahamalar olsa anlarim. Ama neden s*tigim Bruges’u? / In BRUGES? The Bahamas, maybe. Why fucking Bruges?
https://image.tmdb.org/t/p/w500_and_...bu9D1xOcE8.jpg
https://filmhafizasi.com/wp-content/.../in-bruges.jpg
In Bruges (2008) Martin McDonagh
-
-
Italyan ressam, heykeltiras ve mimar Giovanni Battista Crespi'nin dogum yildonumu (23 Aralik 1573)
Madonna del Rosario (The Madonna of the Rosary, 1618)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...era_Milano.jpg
Ester e Assuero (Esther and Ahasuerus, 17th century)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...23528-1728.jpg
-
Alman Barok Donem sairi Martin Opitz von Boberfeld'in dogum yildonumu (23 Aralik 1597)
https://www.zitate.eu/autor/martin-o...te/33581/share
"Hicbir akilli 'yarin yasayacagim' demez. Yarin artik cok gectir. Yasanacak gun bugundur. / No wise man, believe me, says, 'I will live tomorrow.' Tomorrow is too late. One has to start today. / Aucun sage ne dira: 'Je vivrai demain.' Demain c'est trop tard; il faut commencer aujourd'hui."
-
Elizabeth doneminin onde gelen Ingiliz sairlerinden Michael Drayton'in olum yildonumu (23 Aralik 1631)
https://www.poemhunter.com/i/poem_im...-s-no-help.jpg
Madem ki caresi yok, gel opusup ayrilalim.
Hayir, bitti benim icin; sana verecek bir seyim yok artik:
Ve seviniyorum, evet, tum yuregimle seviniyorum,
Boyle tertemiz ozgur kilabildigime kendimi.
Sonsuza degin ayrilmak uzere el SIKISALIM, tum yeminlerimizi yok edelim,
Ve gunun birinde gene karsilasirsak, eski sevgimizden bir tek zerrenin kaldigi
Ne senin yuzunden anlasilsin, ne benimkinden,
Simdi Askin son nefesinin son solumasinda,
Nabzi dusen Sevda suskun yatarken,
Sadakat onun olum doseginde diz cokmusken,
Saflik onun gozlerini kapatirken,
Simdi herkes ondan umudunu kestikten sonra,
Sen istesen, olumden kurtarip onu kavusturabilirsin yasama.
-
Italyan ressam Barbara Longhi'nin olum yildonumu (23 Aralik 1638)
Santa Caterina di Alessandria, 1590
https://upload.wikimedia.org/wikiped...g164536_hi.jpg
Madonna adorante il bambino, c. 1600
https://upload.wikimedia.org/wikiped...ara_Longhi.jpg
-
Iskoc yazar Samuel Smiles'in dogum yildonumu (23 Aralik 1812)
https://www.azquotes.com/picture-quo...s-27-45-61.jpg
"Kaybolmus bir servet calismakla, kaybolmus bir bilgi okumakla, bozulmus bir saglik tedavi ve ilacla telafi olunabilir; ama kaybolmus bir zaman edebiyen kaybolmus demektir."
https://quotefancy.com/media/wallpap...ruled-by-a.jpg
"En buyuk kole bir despot tarafindan yonetilen degil , kendi manevi cehaletinin , menfaat perestliginin ve ahlaksizliginin esiri olandir."
https://www.brainyquote.com/photos_t...smiles1-2x.jpg
"Umut gunes gibidir, ona dogru giderken yukumuzun golgesini hep arkamizda birakiriz."
-
Ingiliz roman yazari ve sair Jane Austen, Emma romanini 23 Aralik 1815’de Londra’da yayinci John Murray araciligiyla yayinladi.
“Sanki kendinden yana bir etkilesim olusmustu; sanki Mr.Knightley'nin gozleri gercegi onun gozlerinden kapmis ve icinden iyilik adina ne gectiyse hepsini yakalayip degerlendirmisti. Simdi ona isiyan, sicak gozlerle bakiyordu. Emma'nin yuregi de mutlulukla isindi. Hele bir an sonra Mr.Knightley, gundelik nezaketten daha yakin bir ifadeyle uzanip elini tuttugu zaman.Belki de elini uzatan Emma olmustu bilemiyordu ama Mr.Knightley onun elini aldi, SIKTI, tam dudaklarina goturmek uzereydi ki, kim bilir ne dusunerek, birden vazgecti. Nasil bir sakinca gormustu, oyle en son anda neden caymisti. Emma anlayamadi. Caymasaydi daha iyi ederdi diye dusundu. Ne var ki erkegin niyeti kusku kaldirmazdi. George Knightley her zaman kadinlara karsi gosterisli nezaket jestleri yapmayan bir adamdi ama yaptigi zaman cok yarasiyordu, cunku o yaptiginda bu gibi jestler bir vakar ve sadelik kazaniyordu. Bu yarim kalmis girisimi animsadikca hosnutluk duymamak Emma'nin elinde degildi, cunku bu davranis kusursuz bir dostlugu simgeliyordu.”
https://pbs.twimg.com/media/DvGmbQiUwAEyMLY.jpg
“Emma's colour was heightened by this unjust praise; and with a smile, and shake of the head, which spoke much, she looked at Mr. Knightley.-- It seemed as if there were an instantaneous impression in her favour, as if his eyes received the truth from her's, and all that had passed of good in her feelings were at once caught and honoured.-- He looked at her with a glow of regard. She was warmly gratified-- and in another moment still more so, by a little movement of more than common friendliness on his part.--He took her hand;-- whether she had not herself made the first motion, she could not say-- she might, perhaps, have rather offered it--but he took her hand, pressed it, and certainly was on the point of carrying it to his lips-- when, from some fancy or other, he suddenly let it go.--Why he should feel such a scruple, why he should change his mind when it was all but done, she could not perceive.--He would have judged better, she thought, if he had not stopped.--The intention, however, was indubitable; and whether it was that his manners had in general so little gallantry, or however else it happened, but she thought nothing became him more.-- It was with him, of so simple, yet so dignified a nature.-- She could not but recall the attempt with great satisfaction. It spoke such perfect amity.”
-
Ingiliz nufus bilimci ve politik iktisat teorisyeni Thomas Robert Malthus’un olum yildonumu (23 Aralik 1834)
“Zaten sahip cikilmis bir dunya'ya dogan insan, eger yasamasi icin gerekeni ailesinden alamiyorsa ve toplumda onun emegine ihtiyac duyulmuyorsa, bu insanin kucucuk bir lokma ekmege bile hakki yoktur; aslinda, bu insan fazladir. Tabiatin buyuk ziyafetlerinde onun icin oturacak bos yer kalmamistir. Tabiat bu insanin ziyafeti terk etmesini isteyecek; eger o, davetlilerden bazilarinin merhametine siginamazsa, tabiat kendi emirlerini hemen uygulayacaktir.”
https://t2.gstatic.com/images?q=tbn:...73fKTAb8mVUTnt
“A man who is born into a world already occupied, his family unable to support him, and society not requiring his labour, such a man, I say, has not the least right to claim any nourishment whatever; he is really one too many on the earth. At the great banquet of Nature there is no plate laid for him. Nature commands him to take himself away, and she will not be slow to put her order into execution.”
-
Fransiz ressam Achille Devéria'nin olum yildonumu ( 23 Aralik 1857)
Le duc et la duchesse de Guise, 1829
https://lanouvelleathenes.fr/wp-cont...VB-624x775.jpg
Le Wetnurse, unknown date
https://www.meisterdrucke.fr/kunstwe...-216860%29.jpg