-
Ingiliz ressam Sir William Russell Flint'in olum yildonumu (30 Aralik 1969)
Three Young Women Beside A Stream unknown date
https://images.fineartamerica.com/im...sell-flint.jpg
The Swimmer, 1914
https://i.pinimg.com/originals/f5/93...6e0e141228.jpg
-
Dawsons Creek dizisinin Andie Mcphee karakteri, Amerikali aktris Meredith (Leigh) Monroe'nun dogum gunu (30 Aralik 1969)
http://www.etonline.com/sites/defaul...ith_monroe.jpg
https://media1.popsugar-assets.com/f...die-McPhee.jpg
-
Ozzy Osbourne, Ted Nugent, Alice Cooper, Rob Zombie ve Black Sabbath gruplariyla konserlere cikan rock davulcusu Tommy Clufetos'un dogum gunu (30 Aralik 1979)
https://pbs.twimg.com/media/Dvp3chvWkAEoD09.jpg
-
Amerikali sarkici, soz yazari ve muzisyen Stevie Wonder, That Girl'u 30 Aralik 1981'de Tamla etiketiyle yayinladi.
https://pbs.twimg.com/media/DuymKJlWoAIALBm.jpg
-
Smallville dizisinin Lana Lang karakteri, Guzel ve Cirkin dizisinin Catherine Chandler karakteri Kanadali aktris Kristin (Laura) Kreuk'un dogum gunu (30 Aralik 1982)
https://www.cbc.ca/burdenoftruth/con...ractersKK1.jpg
https://pre00.deviantart.net/8fd5/th...torguemada.jpg
-
Los Angeles Lakers'in Amerikali profesyonel basketbolcusu LeBron (Raymone) James'in dogum gunu (30 Aralik 1984)
https://s.yimg.com/ny/api/res/1.2/6l...bd3b2e6ff0d161
https://media.giphy.com/media/3ohzdN...LHtC/giphy.gif
-
Ingiliz Progressive rock grubu Genesis, We Can't Dance albumunun 2. single'i I Can't Dance'i 30 Aralik 1991'de Atlantic etiketiyle yayinladi.
https://img.cdandlp.com/2015/10/imgL/117713020.jpg
-
Amerikali roman yazari Rona Jaffe'nin olum yildonumu (30 Aralik 2005)
https://writerswrite.co.za/wp-conten...Rona_Jaffe.jpg
"Caroline Ivy League mezunu entelektuel bir genc kiz olsa da, tek istedigi buyuk aski Eddie'nin karisi olabilmektir. Fakat Eddie'nin onu Texasli bir sosyetikle evlenmek icin terk etmesinin ardindan kendisini Fabian Publishing'de hirsli bir kadin olarak bulur. Masum ve guzel tasra kizi April, zengin Dexter'in hayatina girmesiyle buyuk bir degisim yasar.Yetenekli ve ozgur ruhlu Gregg ise asi yazar David Wilder Savage'a hastalikli bir sekilde tutulmustur. Erken yasta evlenip bosanmis bir anne olan ve kiziyla birlikte bir apartman dairesinde yasayan Barbara, evli bir adama besledigi derin duygular yuzunden kendisiyle hesaplasmaktadir."
https://i.gr-assets.com/images/S/com...500_SS500_.jpg
"Caroline who is an Ivy League graduate and dreams of an editor’s officeand she wanted nothing more than to be married to Eddie. However, Eddie breaks their engagement to marry a young socialite from Texas.Caroline, with nothing to occupy her time, begins work in the typing pool of Fabian Publishing. April, the naïve country bumpkin when she has a chance meeting with a wealthy young man named Dexter. Gregg has an encounter with a brilliant young director named David Wilder Savage and they soon become lovers. Barbara the divorced single mother who struggles to keep a roof over her daughter’s head and considering an affair with a married man."
-
Nobel Fizyoloji ve Tip Odullu Italyan norolog Rita Levi-Montalcini'nin olum yildonumu (30 Aralik 2012)
“Beynin kirisikliklari yok. Beynimiz surekli calismaya devam ederse, seksen yil sonra bile surekli kendini yeniler. Baska bircok organin tersine genclesebilir de. Ben bir ornegim. 100 yasimda yirmi yasinda sahip oldugumdan cok olanak var onumde.”
https://www.pieralevimontalcini.it/F...MONTALCINI.jpg
"Il cervello non ha rughe. Se continua a lavorare sodo, si rinnova continuamente, anche dopo gli ottant'anni. Anzi, a differenza di altri organi, può perfino migliorare. Ogi ritengo di avere più possibilità di quando avevo vent'anni, per profondità di pensiero e intuito"
https://pbs.twimg.com/media/D34vtcOW4AI2Y_i.jpg
"Her seyden once, zor anlardan korkmayin. En iyisi onlardan gelir."
-
-
"Onu hala gorebiliyorum. Kadinlarin alinlarinda goruyorum. Sairlerin riyakarliginda. Muhtesem bir kadin sarkicinin bogazinda, bir kacagin avcunda. Tel orgulere dayali halde. Cicekli bir elbisenin uzerindeki kan damlasi seklinde. Bohcami aciyorum, icinde ne varsa, kiris kiris olmus topraga dokuyorum. Yok iste; eski bir kasik, bir dumen, bir telsizden geriye kalanlar. Uzerine oturmak icin yere kumas sererken, topraktaki yariklar kadar uzun nefesler aliyorum. Boyle yapinca sanki ruhlari durduruyorum; onlari titremekten alikoyuyorum." Patti Smith, Hayalperestler
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"I can still see it though. I see it on the foreheads of the women. In the poet’s hollow. I see it at the throat of a diva and in the palm of the deserter. Pressing against a wire fence. A drop of blood on a calico dress. I open my bundle and dump the contents in the furrows of the earth. Nothing – an old spoon, a rudder, the remains of a walkie-talkie. Spreading the cloth to rest upon I take breaths as long as the furrows. As if to quell the spirits; hold them from shaking and clanging."
-
“Yasadiklarindan sonra yirmi yasina geldiginde bir rock yildizi olmayacagini biliyorsun. Yirmi besine geldiginde discii ya da bir profesyonel olmayacagini da anliyorsun. Otuzlarina varmadan da bir karanlik cokmeye basliyor – zenginligi ve basariyi bir kenara birak, hayal ettigin seyi gerceklestirip gerceklestiremeyecegini merak ediyorsun. Otuz besine vardiginda o sirada yaptigin sey, temelde, hayatinin geri kalaninda da yapacagin sey oluyor; kaderine boyun egmis oluyorsun.” Douglas Coupland, Komadaki Sevgilim
https://images-na.ssl-images-amazon....1STEG9P0DL.jpg
“By the age of twenty, you know you're not going to be a rock star. By twenty-five, you know you're not going to be a dentist or any kind of professional. And by thirty, darkness starts moving in – you wonder if you're ever going to be fulfilled, let alone wealthy and successful. By thirty-five, you know, basically, what you're going to be doing for the rest of your life, and you become resigned to your fate."
-
”Bir ev hayal ediyoruz, bir umut dikdortgeni. Uzerinde soluk bir pike ortulu tek kisilik bir yatagin, bir iki degerli kitabin, bir pul defterinin oldugu bir oda. Rengi solmus cicekli duvar kagitlariyla kapli duvarlar, yeni yesermis bir cayir gunesle alacalanir ve bir dere, icinde iki isiltili kuregi ve mavi yelkeniyle kucuk bir teknenin bekledigi daha buyuk bir dereye dokulurken bir anda yikiliveriyor.” Patti Smith, M Treni
https://media.bloomsbury.com/rep/bj/9781408867686.jpg
"We imagine a house, a rectangle of hope. A room with a single bed with a pale coverlet, a few precious books, a stamp album. Walls papered in faded floral fall away and burst as a newborn meadow speckled with sun and a stream emptying into a greater stream where a small boat awaits with two glowing oars and one blue sail."
-
"Ben gencken..."
"Ne kadar gencken?"
"Yirmi yasimdan kucukken demek istiyorum. Hayati surekli hizlanan, hizini artiran bir sey sanirdim. Her yilla birlikten daha zenginlesecek, daha derinlesecek bir sey. Insan giderek daha cok sey ogrenir, daha olgunlasir, daha bir icgoru kazanir, gercegin daha cok icine girer..." Sesine bir kararsizlik geldi.
Port birdenbire guldu. "Ve simdi anliyorsun ki hic de oyle degilmis, ha? Daha cok, sigara icmeye benziyormus. Ilk birkac nefesin tadi harika. Sonuna dogru eskiyecegi, kotulesecegi insanin aklina bile gelmez. Sonra onu olagan kabul etmeye baslarsin. Birdenbire bakarsin ki, neredeyse izmaritine kadar gelmissin. Iste aciligini o zaman hissedersin." Paul Bowles
https://1.bp.blogspot.com/-43br2iR6N...64-AMIABLE.jpg
"When I was young ...
"How young?"
"Before I was twenty, I mean, I used to think that life was a thing that kept gaining impetus. It would get richer and deeper each year. You kept learning more, getting wiser, having more insight, going further into the truth —" She hesitated.
Port laughed abruptly. "And now you know it's not like that. Right? It's more like smoking a cigarette. The first few puffs it tastes wonderful, and you don't even think of its ever being used up. Then you begin taking it for granted. Suddenly you realize it's nearly burned down to the end. And then's when you're conscious of the bitter taste."
-
Alman ressam Philipp Friedrich von Hetsch'in olum yildonumu (31 Aralik 1839)
Cornelia, Mother of the Gracchi, 1794
https://upload.wikimedia.org/wikiped...rmany_2017.jpg
Cupid and Psyche, 1838
https://upload.wikimedia.org/wikiped...and_Psyche.jpg
-
Italyan ressam Giovanni Boldini'nin dogum yildonumu (31 Aralik 1842)
Girl Reading in a Salon, 1876
https://encrypted-tbn0.gstatic.com/i...378-Hbo_6mtgpu
The Dispatch-Bearer, 1879
https://upload.wikimedia.org/wikiped...tch-Bearer.jpg
-
19. yuzyilin en buyuk Italyan sairlerinden Giovanni (Placido Agostino) Pascoli'nin dogum yildonumu (31 Aralik 1855)
https://image.slidesharecdn.com/giov...?cb=1333198945
Iste aciliyor gece cicekleri
sevdiklerimi andigim saatte.
Kartoplari arasinda gorundu
aksam kelebekleri.
Bir suredir sustu cigliklar:
Orada, yalnizca bir tek ev fisildar.
Kanatlar altinda uyur yuvalar
tipki kirpiklerin altindaki gozler gibi.
Acilmis yapraklardan yayiliyor
kokusu kirmizi cileklerin.
Bir isik parliyor orada, salonda.
Ot bitiyor mezarlar uzerinde.
Gec kalmis bir ari vizildiyor
coktan dolmus petekleri gorunce.
Boga grubu yildizlari mavi gokte
civildayarak geziniyor.
Gece boyunca yayiliyor
ruzgarla gelen koku.
Isik suzuluyor merdivenden;
birinci katta parliyor: Sondu…
Ve safak: Yapraklari kapaniyor
biraz boynu bukuk; yeseriyor
islak ve gizli vazoda
bilmem hangi yeni mutluluk.
Ve vadiye baktim: silinmisti!
Her sey! batmisti! buyuk bir denizdi
duz, gri, dalgasiz, kumsalsiz, tekduze
Ve tuhaf sesler vardi cevrede
Kisa ve vahsi cigliklar:
O bos dunyada kaybolmus kuslar.
Ve yukarida, gokte, kayin agaci iskeletleri,
Havada asili gibi, ve yikinti ve sessiz
Ve issiz yerlerin dusleri.
https://encrypted-tbn0.gstatic.com/i...kUHhUe1Wth7Qu-
E guardai nella valle: era sparito
tutto! sommerso! Era un gran mare piano,
grigio, senz'onde, senza lidi, unito.
E c'era appena, qua e là, lo strano
vocìo di gridi piccoli e selvaggi:
uccelli spersi per quel mondo vano.
E alto, in cielo, scheletri di faggi,
come sospesi, e sogni di rovine
e di silenzïosi eremitaggi.
-
Renkleri buyuk bir ustalikla kullanisiyla Picasso ve Kandinsky ile birlikte, modern sanatin en buyuk sanatcilarindan Fransiz Empresyonist ressam Henri Matisse’in dogum yildonumu (31 Aralik 1869)
https://pbs.twimg.com/media/DsYFk2eWsAA0GZy.jpg
Lusso calma voluttà (Luxury, calm and voluptuousness,1904)
https://img651.imageshack.us/img651/580/matisse2.jpg
La gioia di vivere (The joy of living, 1905-1906)
https://img269.imageshack.us/img269/9281/matisse3.jpg
https://www.youtube.com/watch?v=RheibqdngVQ
-
19. Yuzyilda Fransa'yi gercekcilik akimiyla tanistiran Fransiz ressam (Jean Désiré) Gustave Courbet'in olum yil donumu (31 Aralik 1877)
Il disperato (Le Désespéré The Desperate Man, 1844 - 1845)
http://www.galleryintell.com/wp-cont...perate-Man.jpg
Gli spaccapietre (Les Casseurs de pierres - The Stonebreakers, 1849)
https://pbs.twimg.com/media/DB9LymLWsAATNGL.jpg
-
Uruguay asilli Arjantinli sair, oyun ve kisa oyku yazari Horacio (Silvestre) Quiroga Forteza’nin dogum yildonumu (31 Aralik 1878)
“Yazarken ne arkadaslarini dusun, ne de oykunun yaratacagi etkiyi. Bir araya getirecegin kahramanlarinin icinde yasadigi o kucucuk ortamdan baska ilgini ceken hicbir sey yokmus gibi anlat oykunu. Oykudeki yasantidan baska bir sey cikmasin ortaya.”
https://upload.wikimedia.org/wikiped...io_Quiroga.jpg
"No pienses en tus amigos al escribir, ni en la impresión que hará tu historia. Cuenta como si tu relato no tuviera interés más que para el pequeño ambiente de tus personajes, de los que pudiste haber sido uno. No de otro modo se obtiene la vida del cuento".
“Kahramanlarini elinde tut ve oykunun sonuna kadar tutarli bir sekilde tasi. Kurguladigin yolda onlari baska sekilde gormeye kalkma. Baskalarinin goremedigi ya da gorse bile aldirmayacagi seylerle yolunu saptirma. Okuru aldatma. Oyku, laf kalabaligindan arinmis bir romandir. Oyle olmasa bile, bunu mutlak bir hakikat olarak kabullen.”
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"Toma a tus personajes de la mano y llévalos firmemente hasta el final, sin ver otra cosa que el camino que les trazaste. No te distraigas viendo tú lo que ellos no pueden o no les importa ver. No abuses del lector. Un cuento es una novela depurada de ripios. Ten esto por una verdad absoluta, aunque no lo sea."
-
Walt Disney'in Mickey Mouse'u 31 Aralik 1932'de Italya'ya geldi ve Topolino'nun ilk sayisi ile piyasaya cikti.
https://encrypted-tbn0.gstatic.com/i...TsQwzOHXtCuUiM
-
Ispanyol yazar ve dusunur Miguel de Unamuno y Jugo’nun olum yildonumu (31 Aralik 1936)
“Peki nedir ask? Aski kim tanimladi? Tanimlanan ask, askliktan cikar.”
https://encrypted-tbn0.gstatic.com/i...2QeOoz7kZF4Gj1
¿Y qué es amor? ¿Quién definió el amor? Amor definido deja de serlo."
-Karim piano calacak, dedi Augusto.
-Piano! Ne ise yarar bu piano? diye sordu Liduvina.
-Ne ise mi yarar? En hos yani, is denen o lanet seye yaramamasi. Is denen seyden biktim artik.
https://encrypted-tbn0.gstatic.com/i...4esXIpIGkQM9rm
—Mi mujer tocará el piano —dijo Augusto
—¡El piano! Y eso ¿para qué sirve? preguntó Liduvina
—¿Para qué sirve? Pues ahí estriba su mayor encanto, en que no sirve paramaldita de Dios la cosa, lo que se llama servir. Estoy harto de servicios..
-
1 Akademi (Kuzularin Sessizligi - The Silence of the Lambs - Il silenzio degli innocenti, 1991), 1 Golden Globe ve 4 BAFTA Odulu sahibi Galli film ve televizyon aktoru Sir (Philip) Anthony Hopkins’in dogum gunu (31 Aralik 1937)
https://www.myfilmviews.com/wp-conte...ny-Hopkins.jpg
https://media.giphy.com/media/AWmhRJg8PKMNy/giphy.gif
https://media.giphy.com/media/xEtXZDHaR3q1y/giphy.gif
https://78.media.tumblr.com/18d2f677...s1e8o1_500.gif
https://encrypted-tbn0.gstatic.com/i...8b5nXP6bxLi__x
“Benim felsefem: baskalrinin benim hakkimda ne soyledigi,ne dusundugu beni ilgilendirmiyor.Ben neysem oyum ve ne yapiyorsam oyum.Hicbir sey ummuyorum ve her seyi kabul ediyorum.Ve boylece hayat cok daha kolay oluyor.”
-
-
1970'lerin Disco Kralicesi (Queen of Disco - La regina della disco) Amerikali sarkici, soz yazari ve aktris (LaDonna Adrian Gaines) Donna Summer'in dogum yildonumu (31 Aralik 1948)
http://www.memmento.com/Files/User/i...%20collage.jpg
https://hdwallpapers.cat/wallpaper/d...llage-9YUj.jpg
-
Turk sair, filozof ve devlet adami Riza Tevfik Bolukbasi'nin olum yildonumu (31 Aralik 1949)
...'Padisah hem zalim, hem deli' dedik,
Ihtilale kiyam etmeli dedik;
Seytan ne dediyse, biz 'beli' dedik;
Calistik fitnenin intibahina.
Dîvane sen degil, meger bizmisiz,
Bir curuk iplige hulya dizmisiz.
Sade deli degil, edepsizmisiz.
Tukurduk atalar kiblegahina.
Sonra cinsi bozuk, ahlaki fena,
Bir suru turedi, girdi meydana.
Nerden cikti bunca veled-i zina?
Yuh olsun bunlarin ham ervahina!...
https://encrypted-tbn0.gstatic.com/i...51UaTfpFGD_ED6
...We said 'our Sultan was cruel and crazy'
We said he has to succumb to the revolution
We said what satan told us to say
We gave birth to chaos
Not you, we were insane
We have threaded a rotten yarn with reveries
Not only Insane, but we were also ill-mannered
We have spit onto the honour of our ancestors
Then, a degenerated and ill-behaved
Herd has sprout up and entered the arena
From where have all these traitors come?
Shame on all of them!...
-
Amerikali hard rock grubu Aerosmith'in eski basgitaristi Thomas William 'Tom' Hamilton'in dogum gunu (31 Aralik 1951)
http://townsquare.media/site/295/fil...m-Hamilton.jpg
-
-
Amerikali romantik romanlar yazari Nicholas (Charles) Sparks'in dogum gunu (31Aralik 1965)
"Keske sana duydugum hisleri resme dokecek yetenegim olsaydi zira sozlerim hep yetersiz kaliyor.Tutkun icin kirmizi, iyiligin icin acik maviyi kullandigimi hayal ediyorum. Anlayisinin derinligini yansitmak icin de acik sari.Yine de merak ediyorum.Bir sanatcinin paleti benim icin neler ifade ettigini yakalamaya yeter mi acaba?" Seninle Bir Omur
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“I wish I had the talent to paint the way I feel about you, for my words always feel inadequate. I imagine using red for your passion and pale blue for your kindness and bright yellow for your unflagging optimism. And still I wonder: can even an artist’s palette capture the full range of what you mean to me? / Vorrei avere il talento per dipingere i miei sentimenti per te, perché sento che le mie parole sono sempre inadeguate. Immagino di usare il rosso per la tua passione e l'azzurro per la tua gentilezza; un verde bosco per riflettere la profondità della tua simpatia e un giallo brillante per il tuo incrollabile ottimismo. Però mi chiedo lo stesso: La tavolozza di un artista sarebbe in grado di catturare tutte le sfumature di ciò che significhi per me?”
https://s-media-cache-ak0.pinimg.com...055b73074c.gif
– Sence askimiz ikimizi uzaklara goturebilir mi? / Tu credi che, il nostro amore potrebbe portarci via insieme?
– Bence askimiz biz her ne istersek onu yapabilir. / Io credo che, il nostro amore possa fare tutto quello che vuoi.
http://img.picturequotes.com/2/19/18...in-quote-1.jpg
“Askin en guzeli ruhu uyandiran ve bizi daha fazlasina dogru uzandirandir.Kalplerimize ates ekip de, akillarimiza huzur verendir.”
https://78.media.tumblr.com/65ccb52e...proqo1_500.png
https://cc-media-foxit.fichub.com/im...a-maxw-654.jpg
"Gercekti, degil mi? Sen ve ben? Uzun zaman onceydi. Ikimiz de daha henuz cocuktuk, ama birbirimizi gercekten sevdik, degil mi? / È così strano..noi due, così tanto tempo fa, eravamo solo dei bambini ma ci amavamo sul serio noi due, vero?" Not Defteri / Le pagine della nostra vita,
https://cc-media-foxit.fichub.com/im...-maxw-1280.jpg
Allie: Sence askimiz mucizeler yaratabilir mi dersin? / Tu credi che, il nostro amore riesca a fare miracoli?
Noah: Aaa... Evet, oyle... Her seferinde seni bana getiren de bu zaten. / Oh, sì certo. È questo che ti riporta a me tutte le volte.
Allie: Sence askimiz ikimizi uzaklara goturebilir mi? / Tu credi che, il nostro amore potrebbe portarci via insieme?
Noah:Bence askimiz biz her ne istersek onu yapabilir. / Io credo che, il nostro amore possa fare tutto quello che vuoi."
Allie: Seni seviyorum. / Ti amo.
Noah: Seni seviyorum, Allie. / Ti amo, Allie.
-
Japon asilli Kanadali roman yazari Hiromi Goto'nun dogum gunu (31 Aralik 1966)
“Uzun, uzun, cok uzun zaman once, daha olumluler tas tabletlere ve parsomenlere olumlu dinlerini yazmaya baslamadan evvel, uc alem vardi: Ten Alemi, Ruh Alemi ve Yarim Dunya. Caglar boyu butunluk ve denge hukum surdu: Hayat, sonraki hayat ve yarim hayat en az uyaniklik, uyku ve ruya kadar dogaldi. Tum canlilar, oldukten sonra Yarim Dunya’nin ruyalar aleminde tekrar uyaniyordu. Olumluler Ten Alemi’nde gecirdikleri zamanda yasadiklari en buyuk travma aninda aciyorlardi gozlerini. Yarim Dunya’da yeniden yarim hayatlar yasiyor; olumlulugun kotuluklerinin yukunden sinanma ve cile cekme yoluyla kurtuluyorlardi. Ruh Alemi’ne gecince her turlu fiziksel kaygi kalkiyordu. Ruhlar ozgurce var oluyordu; olumlulukten ve aci cekmekten uzak. Ten’in sikintilarini hissetmeden saf ve kutsal bir durumda kaliyorlardi. En sonunda isiklari azalmaya basliyor ve tekrar Ten’e cagiriliyorlardi. Cunku hayatla baglantisi olmayan ruh da gocmek zorundadir. Bu donguler tam bir denge icindeydi. Bir zamanlar dengeli ve ic ice olan Uc Alem birbirinden koptu ve her biri kendi basina kaldi. Daimi olumluluge SIKISIP kalan olumluler, olur olmez yeniden Ten’de dogdular. Bu degismez dongu icine hapsolduklarindan kasvetli ve umutsuz varliklar haline geldiler…”
https://1.bp.blogspot.com/-BIAPlFMbF...oto-706093.JPG
"Long, long, long ago, before mortals began to inscribe mortal religions onto stone tablets and parchment, there was a time of the Three Realms: the Realm of Flesh, the Realm of Spirit, and Half World. For eons it was a time of wholeness and balance; Life, After Life, and Half Life were as natural as awake, asleep, and dreaming. All living things died only to awaken in the dream land of Half World. Mortals awoke to the moment of the greatest trauma they had experienced during their time in the Realm of Flesh. In Half World they relived Half Lives, until they had worked through their burdens of mortal ills, through trial and tribulation. Wrongdoings, doubts, fears, terror, pain, hatred, suffering, all the ills of mortality had to be integrated and resolved before they could rise from mortal fetters into light and Spirit. Once in the Realm of Spirit, all physical cares disappeared. Spirits existed freely, unbounded by mortality and suffering, untroubled by Flesh, in a state pure and holy. Until eventually their light began to grow dim, and they were called back into Flesh once more. For without connections to Life, Spirit, too, shall pass away..."
-
Dominik asilli Amerikali yazar Junot Díaz'in dogum gunu (31 Aralik 1968)
"Bir ailenin ozlemini cekmiyor musun?
Kentin en iyi lokantasindaydilar; (insanlarin hala belirttigi gibi) El Jefe de geldikce yemegini burada yerdi. Su insanlari goruyor musun? Parmagiyla bari gosterdi. Butun bu insanlarin ailesi var, yuzlerinden anlasiliyor; onlara bagimli olan, onlarin bagimli oldugu aileler, kimileri icin bu iyi bir sey, kimileri icinse kotu. Ancak sonuc ayni boktan kapiya cikiyor, cunku iclerinden teki bile ozgur degil! Yapmak istedikleri seyi yapamazlar ya da olmak istedikleri kisi olamazlar. Dunyada kimsem olmayabilir, ama en azindan ozgurum."
https://images-na.ssl-images-amazon....13B7h4HrEL.jpg
"Do you ever miss having a family?
They were at the only nice restaurant in the city, where El Jefe dined on his visits (they’ll stiU tell you that). You see those people? He pointed toward the bar. All those people have fam- ilies, you can tell by their faces, they have families that depend on them and that they depend on, and for some of them this is good, and for some of them this is bad. But it all amounts to the same shit because there isn’t one of them who is free. They can’t do what they want to do or be who they should be. I might have no one in the world, but at least I’m free."
"Buyrun size hayat. Kendi adiniza derlediginiz butun mutlulugu, degersiz bir seymiscesine, bir kalemde silip atiyorlar. Bana sorarsaniz lanet, ugursuzluk filan gibi seyler yok. Bana kalirsa sadece hayat var. O da yetiyor zaten."
https://images-na.ssl-images-amazon....1WFxK9Zm3L.jpg
“That’s life for you. All the happiness you gather to yourself, it will sweep away like it’s nothing. If you ask me I don’t think there are any such things as curses. I think there is only life. That’s enough.”
-
-
Avustralyali rock grubu AC/DC ilk canli konserini 31 Aralik 1973’de Avustralya, Sydney’de bulunan Chequers Nightclub’da verdi.
https://thumbs.gfycat.com/NiftySoupy...at-max-1mb.gif
http://www.acdcfans.net/wp-content/u...up-552x250.jpg
-
Ingiliz fantezi edebiyati yazari Joe Abercrombie'nin dogum gunu (31 Aralik 1974)
"Meshur barbar Logen Dokuzparmak, sansinin sonuna geldi. Buyuk bir dusmanligin kiskacinda, artik olu bir barbar olmak uzere. Ardinda kotu sarkilar ve olu arkadaslar disinda hicbir sey birakmadan...Bencilligin kusursuz ornegi Jezal'dan Luthar`in aklinda, eskrim musabakasinda bir zafer kazanmaktan daha tehlikeli bir sey yok. Ama savas icten ice kayniyor. Sakat iskenceci Engizitor Glokta icin, Jezal`in, evine bir tabutta donmesinden daha sevindirici bir sey olamaz. Gerci o herkesten nefret ediyor.Ittifak`in kalbinden sokulup alinmis bir ihanet itirafi, dostluga hic acik kapi birakmiyor. Son olulerin ardindan surdugu izler, Glokta`yi dogruca hukumetin kokusmus kalbine goturuyor. Tabii o izleri surebilecek kadar yasayabilirse..."
https://www.geeksofdoom.com/GoD/img/..._itself_01.jpg
"Logen Ninefingers, infamous barbarian, has finally run out of luck. Caught in one feud too many, he's on the verge of becoming a dead barbarian ...leaving nothing behind him but bad songs, dead friends, and a lot of happy enemies. Nobleman Captain Jezal dan Luthar, dashing officer, and paragon of selfishness, has nothing more dangerous in mind than fleecing his friends at cards and dreaming of glory in the fencing circle. But war is brewing, and on the battlefields of the frozen North they fight by altogether bloodier rules. Inquisitor Glokta, cripple turned torturer, would like nothing better than to see Jezal come home in a box. But then Glokta hates everyone: cutting treason out of the Union one confession at a time leaves little room for friendship. His latest trail of corpses may lead him right to the rotten heart of government, if he can stay alive long enough to follow it..."
"Yillar geciyor. Hayal edilemez rutin, igrenc, SIKICI, dayanilmaz - rutin olur. Tum bunlari bilincin en uzak koselerine itiyorum, oradaki depo dusunulemez olani biriktirdi. Bu kadar bagajla yasayabilmeniz sasirtici. / The years pass, the unimaginable becomes everyday, the hideous becomes tedious, the unbearable becomes routine. I push it all into the dark corners of my mind, and it’s incredible the room back there. Amazing what one can live with.”
"Fakat bugun nezaketim burada hicbir seyi degistirmeyecek. Benden nefret ediyorlar, soylediklerim icin degil. Bu yuzden mumkun oldugu kadar diledigimi soylemeyi tercih ediyorum. / But my being polite now won’t change that. They hate me for what am I, not what I say. I might as well say what I please while I can."
https://encrypted-tbn0.gstatic.com/i...DmSWxvYZ6g_5fV
"Garip olan olum. Uzaktayken ona gulebilirsin, ama ne kadar yakinsa, o kadar kotu gorunuyor. Iste o - ve kimse gulmez. / A strange thing, death. Far away, you can laugh at it, but as it comes closer it looks worse and worse. Close enough to touch, and no one laughs.”
-"Dusmani sevmek, hatta huzuru arzulamak icin ondan korkmak gerekmez. Kendini sevecek kadar. / One need not love one's enemy, or even fear him, to desire peace. One need only love oneself."
-
Kanadali iletisim kuramcisi (Herbert) Marshall McLuhan’in olum yildonumu (31 Aralik 1980)
"Simdiki zamanda olan odur ki, artik degisim oyle buyuk bir hizla gerceklesmektedir ki, dikiz aynasi ise yaramamaktadir. Jet hiziyla giderken dikiz aynalari ise yaramazlar. Kisi,gelecekle basa cikmanin bir yolunu bulmak zorundadir. Insanoglu bundan boyle, bilinmeyen karsisinda duydugu korku yuzunden yeni olan seyleri eskisi gibi bir seylere donusturmek icin bu kadar cok enerji harcayamaz ve sanatcinin yaptigini yapmalidir. Simdiki zamana bir gorev anlayisiyla yaklasmali; tartisilmasi gereken bir cevre olarak cozumleme ve basa cikma aliskanligi gelistirmeli ki, gelecek cok daha net bir bicimde gorulebilsin" Global Koy
https://images.gr-assets.com/books/1...46l/225112.jpg
“At jet speed there is no rear-view mirror. What does one see in the rear-view mirror at motor-car speed? In the jet plane at jet speed, there is no rear-view mirror and nothing can be seen. What do you see in the rear-view mirror of a motor car? The foreseeable future. You don’t see what went past, you see what is coming. It is obvious, isn’t it? The phrase “rear-view mirror” tells you that you are looking at something that went past, but, in fact, you never do. All you can look at in the rear-view mirror is literally the foreseeable future.”
https://image.slidesharecdn.com/fina...?cb=1467794175
“Teknolojiler yalnizca insanlarin kullandigi icatlar degildir, insanlari yeniden icat eden araclardir.”
-
Red Hot Chili Peppers, Nirvana, Pearl Jam, 31 Aralik 1991'de California, San Francisco, Cow Palace'da birlikte yeni yil konserine ciktilar.
https://pbs.twimg.com/media/DvvaON9WsAU1nDL.jpg
-
-
-
Fransiz Ronesans sairi Joachim du Bellay'nin olum yildonumu (1 Ocak 1560)
http://www.cultivonsnous.fr/poemes-i...in-menager.jpg
Yaptigim isten cektigim azaba bakinca,
Beni sonsuz uzuntuye bogan bas belasi endiseme ,
Ve butun o yakinmalarima bakinca;
Biliyorum hayret ediyorsun;
Nasil hala siir yazdigima...!
Siir degil yazdiklarim, Magni;
Dertlerime agit yakiyorum...!
Daha dogrusu kan aglayarak yaziyorum bunlari...!
Buna ragmen onlari yazarken haz duyuyorum...!
Iste bu yuzden gece gunduz siir yaziyorum, Magni!
Iste hep boyle soyler turkulerini;
Isini yapan isci,
Tarlasini suren ciftci,
Kutsal yolda pismanligi yasayan haci,
Kadinini ozleyen maceraci,
Kuregini ceken denizci,
Lanet okudugu hapishanenin esiri ..
https://images-eu.ssl-images-amazon....1Bj0Bss5wL.jpg
-
Almanya dogumlu Hollandali ressam Hendrick Goltzius'un olum yildonumu (1 Ocak 1617)
The Sleeping Danae Being Prepared to Receive Jupiter, 1603
https://upload.wikimedia.org/wikiped...A_M.84.191.jpg
Vertumnus and Pomona, 1613
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._en_Pomona.jpg