https://scontent-frx5-1.xx.fbcdn.net...72&oe=59FED81E
Printable View
alıntı
Gecenin yarısı 5 km ötemizde fay kırıldı..18 saniye otelimiz santrifüj gibi her yöne inanılmaz bir şiddetle sallandı...o süre içinde yatağa yapışıp kaldık,kımıldıyamadık bile...ilk şoku atlatıp zar zor aşağı indik..otelin tamamında sarı kafalı yabancılar kalıyor..biraz da yunanlı var...herkes kapı önüne toplanmış..ama ortalıkta ne bir telaş ne itiş kakış var..dersin ki herkes pazar sabahı ayin için toplanmış huşu içinde bekleşiyor...bunlar ne zaman toparlanıp nasıl böyle sessiz inmişler ki aşağı..!!!.yahu hiç mi bi bağıran bi çığlık atan olmaz... bu arada ada devamlı sallanmaya devam etmekte....sular iki kere yükseldi,otelin içine kadar girdi çıktı ,sallantılar her iki üç dakikada tekrar gelip vurup vurup geçiyor...yine ne ortamda ne bir telaş oldu ne bir itişme.. ..neyse sabah oldu..dışarı çıktık..Kos limanı çökmüş ...Yunan tarafı hiç bir gemiyi o bölgeye sokmuyor..limanın yerdeki betonları bile ayrılmış..ortalıkta görevliler..birçok yere bantlar çekilmiş herkeste adayı terketmek için inanılmaz bir telaş var..herkes derken Türklerden bahsediyorum......yoksa sarı kafalı yabancı dostlarımızın büyük bir kısmı hiçbirşey olmamış gibi bisikletlerine binmiş kıyıda dolaşıyorlar..yürüş yapanlar,koşanlar gurup halinde oturmuş kahvaltısını edenler var...genç bir gurup bir tekneye binip balığa bile çıktılar....biraz yürüdük ..limanın az ötesinde en az ikiyüzkişilik kalabalık bir gurup toplanmış.. ..kıyamet kopuyor....evet bizimkiler..bavulunu kapan oraya gelmiş adayı terketmeye çalışıyor..uzatmayalım..ilk gurup kavga kıyamet bindi gitti..biz ikinci guruba kaldık ..150 kişi kadarız..ögleden sonra biz de bindik ve Kos'tan ayrıldık..bir saatlik yolculuktan sonra Türk bayrağı göründü.. artık yavaş yavaş Bodrum yeni limana yaklaşıyoruz..uzaktan baktık.. kıyıda ambülanslar var..ama öyle bir iki tane değil..en az onbeş tane..herbirinin önünde F-14 pilotu havasında Ray -Ban gözlüklü sürücüler..bir kalabalık ki sormayın..gazeteciler fotoğrafçılar..iyi de bizim motorda yaralı falan yok ki.. hepimizin kanlı canlı motora bindik geliyoruz....motor Türk hükümetinin tahsis ettiği
bir motor..dolaysiyle motordaki görevlilerden hiç biri bunlara söylememiş mi ,''bunların arasında burnu kanamış olan bile yok işi fazla abartmayın '' diye.. .... motordan indik..hepsi mavi ve portakal giysili en az yirmi kişilik kortejin önünden geçiyoruz....bakışmamak için kafamızı öne eğdik....hani biz nerede ise mahçubiyetten ''ya çocuklar ,niye buralara kadar zahmet edip geldiniz..inanın birşeyimiz yok.. keşke telefondan sorsaydınız söylerdik '' diyeceğiz ..gazetecilerin önünden geçiyoruz.... Simin'i yakaladılar röportaj verdi..biraz daha gittik ..bu sefer daha ufak bir gurup bizi karşıladı ..bunlar da su,çizi kraker ve mini meyve suyu veriyorlar..abiler zaten karaya indik ki.. ,heryer market dolu bu nedir şimdi....almasak olmaz ayıp olacak ..ama elde iki valiz dört ufak çanta var..çizi krakeri ağzıma sıkıştırdım,suyu koltuk altına....zar zor taksiye ulaşırken her daim vatandaşının arkasınada duran büyüklerimize binlerce defa teşekkür ettmeyi de ihmal etmedim.
Bir ufak ilave....Kos-Bodrum arası sefer yapan birkaç Türk feribotu var..Deprem sonrsı çoğu biz gelmiyoruz demiş..kaldık Kos adasında..birtek devletin yolladığı büyükçe bir motor var,sadece o iki sefer yaptı..biz bekleşirken özellerden gelmiyeceğiz diyen birtanesi limandaki Türk kalabalığı duyunca ağzının suyu akmış olacak ki kalkmış gelmiş..Yunanlıların müsade ettiği daracık bir alan var oraya park etmiş...,20 euro ya sizi götürürüm diyor ( sonra 17 ye indi..) ..motor çok büyük..en az 200-250 kişilik..ama nasıl olsa devletin yolladığı gelecek diye onbeş yirmi kişi ya binmiş ya binmemiş..neyse bizim ufak motor geldi..limana girdi...ama bu çıkıp yer vermiyor..haliyle bizi alacak olan da açıkta bekliyor....150 kişi bavullar ,çocuklar ,pusetliler o sıcakta,güneş tepemizde olayı seyrediyoruz...kaptan ve tayfası beyazlar giymiş..ama mafya havasındalar...neredeyse 10 euro verin burayı boşaltıp gelene yol vereyim diyecekler....yine kavga gürültü..kaptan motordan bağırıyor, halk karadadn..dersin ki adam bizden değil Yunan'lı ( Yunan yapmaz ya ,misal...) sonuçta yufka yürekli kaptanımız en az 15 dakika yerinden kımıdamadı...nihayetine baktı olacak gibi değil bir karınca yavaşlığında manevra yaparak bi on dakika daha oyalanarak limanının açığına defoldu gitti..böyle de insanı seven,felaket anında her türlü fedakarlığı yapan, yufka yürekli, insan gibi insan bir milletiz biz...
Az önce marketten bebeği için mama alan anne ve bebeği gözaltına alındı 😜 ülkede Hero operasyonları sürüyor 🙃
https://scontent-frx5-1.xx.fbcdn.net...2c&oe=59F40B83
Bir yıl olmuş. Acısı hâlâ sıcak. Henüz davaların büyük bölümü başlamamış bile. Hâlâ gözaltılar, tutuklamalar devam ediyor. Ve hâlâ F. Gülen iade edilmedi. FETÖ’cüler yalan söylemeye, meydan okumaya devam ediyorlar.
F. Gülen yarın asırlık bir baş belası. Çeyrek asırdır da, bu projede CIA ile birlikte çalışıyor. Dünya devletlerinin dörtte üçünde örgütlü bir hareketten söz ediliyor. Dünya devletlerinin yarısı, dünyada FETÖ kadar örgütlü değil. Birçok ülkede diplomatik temsilcilikleri bile yok.
FETÖ; ABD, İngiltere, İsrail ve Vatikan’ın ortak projesi.. İşin içinde dolaylı olarak Almanya da var, İtalya da, Fransa da, NATO da! Hollanda da var, Belçika da, Avusturya da! Bir takım Arap ülkeleri de var.
Hedef belli, İsrail’in varlığı ve güvenliği, İslam dünyasının batı değerler sistemi içinde yer almasını sağlayacak reforma tabi tutulması, Türkiye’nin ABD ve NATO’nun askeri ve stratejik hedeflerine engel teşkil etmemesi, aksine destek olması ve Türkiye’nin ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel ve askeri alanda uluslararası düzenle paralel hareket etmesi.
FETÖ bu işin teolojik ve sosyolojik ayağını oluşturacaktı. BOP’tan beklenen bu işin askeri ve siyasi ayağının oluşturulması idi ve öncelikle de bölgedeki 22 ülkenin rejim, sınır ve iktidar yapıları yeniden şekillendirilecekti..
Bugün bölgemizde yaşanan “Arap Baharı” diye tanımlanan olaylar, BOP’un, “one minute”, “Mavi Marmara” ile çökmesi sonucu oluşan anaforda savrulan ülkelerdir.
Kapitalizmin hayatiyetini sürdürmesi buna bağlı idi. Türkiye terör, savaş ve kumpasla bu plana razı edilecekti ve bunun alternatifi yoktu.
Evdeki hesap çarşıya uymadı ve 25 yıllık plan bir anda berhava oldu.
15 Temmuz’da SADECE AK PARTİ, ERDOĞAN YA DA TÜRKİYE KURTULMADI, tüm İslam dünyası, bölge devletleri, 100 yılın en büyük işgal ve yağmasından kurtarıldı. Sadece İslam dünyası değil, aslında tüm mazlum milletlerin kurtuluşuna sebeb olacak bir uyanışa vesile oldu.
2. Dünya Savaşı sonunda Faşizm çöktü. SSCB’nin dağılması ile 1990 başında Komünizm çöktü. Bugün yaşanan Kapitalizmin krizidir.. Kapitalizm yıkılırsa onun sırtında bir parazit olarak varlığını sürdüren Siyonizm de çözülecektir.
2023 bizim hayallerimizi süsleyen bir gelecek iken, aynı tarih, AB, ABD, Dolar, Euro, NATO, BM için bir felaketi haber veriyor sanki onlar için.
Bugün CHP’nin sözcülüğünü yaptığı FETÖ-PKK cephesinin şahsında aslında Emperyalizm meydan okumasını sürdürmeye devam ediyor.
FETÖ ile birlikte batının çirkin yüzü de deşifre oldu. Demokrasi onlar için sadece bir makyaj malzemesi idi. Onların bu çirkin yüzünü Mısır darbesinde de gördük. En son Katar’da gördük. İşbirlikçilerinin zavallılıklarını da gördük bu arada. İçimizdeki hainler de deşifre oldular.
Bunların sağı-solu yok. Alevi’si-Sünni’si yok. Laiki İslamcısı yok. Daha doğrusu, kadrolarında şeyh de var, fahişe de. Dini, mezhebi, ideolojik, politik, felsefi ve vicdani kanaat farklılıkları etrafında oluşan tüm STK’larda uzantıları var. Medya, mafya, sermaye, siyaset, bürokrasi, her yerde varlar. Asker, polis, diyanet, cami, cemevi farketmiyor. LGBT’de de varlar, karşıt gruplarda da. Kripto bir toplulukla karşı karşıyayız. Ama artık deşifre oldular.
Batı bu kamburu aslında daha fazla taşıyamaz. PYD kendini Marksist bir örgüt diye tanımlıyordu, şimdi karargahlarında Amerikan bayrağı dalgalanıyor. Amerikan askerinin omuzunda PYD arması. NATO merkezinin bulunduğu şehirde DHKP-C’li Fehriye Erdal.
Düşünsenize Nobel Barış Ödülü verdikleri bir bilim adamını Sisi’ye danışman yapıyorlar. Tony Blair gibi bir adamı da Sisi’nin yanına veriyorlar. Mızrak çuvala sığmıyor artık.
FETÖ gerçeği tüm dünyada bazı gerçeklerin insanlık vicdanında yankısını bulması için aslında önemli ve eşsiz bir fırsat sunuyor bugün bize. Batının çirkin yüzü bu vesile ile bir kez daha insanların önüne geliyor. Bugün, bu anlamda Türkiye insanlık vicdanını temsil ediyor.. FETÖ’ye, PKK’ya arka çıkan batı, Yabancı düşmanlığı ve İslamofobik politikası ile aslında tüm dünyada suçüstü olmuş durumda. Tetikçiliklerini üslenen iki örgütü kurtarmaya çalışırken kendi günahları saçılıyor.
Aslında suçüstü olan burada ABD ve AB ülkeleridir.
İşte bugün bu gerçeklerin dünyaya yayılmasına vesile olan bir günün yıldönümündeyiz.
Emperyalizme teslim olamayan bir halkın direniş günü bugün.
Bugün bir milad. Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Dünya şunu gördü, kukla rejimlerde, ordu, düşmana karşı bir güç merkezi değil, emperyal güçlerin halkı kontrol etmek için kullandığı bir baskı aracıdır.
Şimdi 15 Temmuz’un sene-i devriyesinde, herkesi suçluları ihbar etmeye, davacı olmaya, müdahil olmaya, tanıklık etmeye çağırıyoruz. Pişman olan varsa buyursun etkin pişmanlıktan yararlansın, itirafçı olsun, gizli tanık olsun. Gerçekten pişmanlık duyuyorlarsa, örgüt adına sahip oldukları her şeyi devlete teslim etsinler ve bildiklerini anlatsınlar.
İşin, medya, siyaset, bürokrasi, üniversite ayağı bir an evvel çözülsün. STK içindeki uzantıları deşifre edilsin, Uluslararası ayağı deşifre edilsin.
Suçüstü davalar kısa sürede sonuçlandırılsın ve o geceki olaylar ayrı bir dava olarak öncelikli olarak ele alınsın.. Sonra kripto ilişkiler içindeki kişiler geçmişe dönük bir şekilde sorgulansınlar. Cinayet, gasp, casusluk faaliyeti varsa, “şu zamandan sonrası” diye bir şey yok. Hukukun genel “zaman aşımı” tanımı bellidir.. 15 Temmuz bir övgü ya da sövgü günü olarak değil, toplumsal hafızanın canlanması ve aynı acıların tekrar yaşanmaması için bir şuur ve idrakin oluşması yönünde bir takım etkinliklerle anılması gerekir.
Şehidlerimiz ile ilgili olarak ailelerini tebrik ediyor, gazilerimize sağlık ve sıhhat diliyorum. O gün, önce çağrılmadan göreve koşanları kutluyorum. Sonra Cumhurbaşkanımızın davetine icabet edenleri, ardından geç kalıp, sabah namazı ezanı ile meydanlara çıkanları tebrik ediyorum.
Gün doğduktan, gerçekler ortaya çıktıktan sonra meydanlara çıkanlar ise ya kendini gizlemeye çalışanlar hain ya da gafildirler.
Ve yargılama bir yana, sanık olmasalar da, görevden alınmasalar da, bu FETÖ denen adamın “dine karşı bir din” olarak vazettiği kuralları kendileri için hidayet rehberi olarak görenler ise, eğer din günü mağfiret edilmeyi ümid ediyorlarsa tevbe etmeleri gerekir. Böyle bir dine inanmak büyük bir cahillik ve gaflet işaretidir. Bunlar hem cahil ve hem de zalim bir topluluktur. Allah (cc) ise cahil ve zalim bir topluluğa hidayet nasib etmez. Selam ve dua ile.
Abdurrahman DİLİPAK