-
https://www.evvelcevap.com/wp-conten...nlik-siiri.jpg
Du bleu
C’est le bleu que prenaient tes yeux,
Le bleu incendiaire / Rebelle au vent,
Si je suis aveugle, / Si je n’existe que pour toi,
Si je suis abîmé,
C’est mon âme, c’est mon rêve,
Que leur importe, aux autres !...
Allez viens,
Lune noire !...
Plus affamé qu’un chien,
Plus nu qu’un serpent
Amoureux fou et marqué,
Si je suis venu m’arrêter à ta porte
Est-ce à cause de ce vide que je porte?
C’est à cause de ces amours,
De tels amours
Que les scribes écrivent mon firman
Viens ! Je t’en prie / Lune noire…
Ils m’ont embusqué de quatre coins,
Visages amicaux,
Sourires amicaux,
Ils allument leurs cigarettes à la mienne,
Ils me baisent le front,
Silencieux, sournois, sortes de mille-pattes.
Ils m’ont embusqué de quatre coins,
Je tourne, je tourne, je n’en sors pas.
La mort me prend dans ma plus belle nuit.
Viens ! Je t’en supplie,
Lune noire
-
22 Nisan Dunya Gunu / Giornata Mondiale della Terra / Earth Day
https://i.pinimg.com/originals/63/a9...62e6f9e9d6.gif
“ Il mondo: una foglia appesa all’albero dell’universo. / The world: a leaf hanging from the tree of the universe. “ Fabrizio Caramagna
-
Tom Jones'un yazari, Ingiliz roman ve oyun yazari Henry Fielding'in dogum yildonumu ( 22 Nisan 1707 )
https://www.biography.com/.image/ar_...s-51242740.jpg
“ Bir yazar, ozel bir solen ya da fakir fukaraya yardim etmek icin yemek veren bir adam degil, ucretini odeyen herkesin girebilecegi bir yerde listedeki yemekleri sunan bir adam saymali kendini. Ozel solen verenin istedigi yiyecekleri sundugu herkesce bilinir. Bu yiyecekler, konuklari istediklerinden bambaska olsa da, hic hoslarina gitmese de, solene cagrilanlar hicbir sey soylemezler; tam tersine, terbiyeleri, onlerine konulan her seyi begenmis gibi yapip ovmelerini gerektirir. Oysa para karsiligi yemek verenin durumu bunun tersidir. Ucret odeyenler, hoslandiklari yiyecekler ne denli ender ya da acayip olursa olsun, ille canlarinin istedigini yemekte direnirler; yediklerinden hoslanmazlarsa da, bagirip cagirirlar, kufrederler, kiyameti koparirlar. ”
https://m.media-amazon.com/images/I/510Poa6eKnL.jpg
“ An author ought to consider himself, not as a gentleman who gives a private or eleemosynary treat, but rather as one who keeps a public ordinary, at which all persons are welcome for their money. In the former case, it is well known that the entertainer provides what fare he pleases; and though this should be very indifferent, and utterly disagreeable to the taste of his company, they must not find any fault; nay, on the contrary, good breeding forces them outwardly to approve and to commend whatever is set before them. Now the contrary of this happens to the master of an ordinary. Men who pay for what they eat will insist on gratifying their palates, however nice and whimsical these may prove; and if everything is not agreeable to their taste, will challenge a right to censure, to abuse, and to d—n their dinner without controul. ”
-
Alman filozof Immanuel Kant'in dogum yildonumu ( 22 Nisan 1724 )
https://media1.tenor.com/images/6a30...a173/tenor.gif
https://gutezitate.com/zitate-bilder...ant-208565.jpg
" Aydinlanma, insanin kendi sucu ile dusmus oldugu bir ergin olmama durumundan kurtulmasidir. Bu ergin olmayis durumu ise, insanin kendi aklini bir baskasinin kilavuzluguna basvurmaksizin kullanamayisidir. Iste bu ergin olmayisa insan kendi sucu ile dusmustur; bunun nedenini de aklin kendisinde degil, fakat aklini baskasinin kilavuzlugu ve yardimi olmaksizin kullanma kararliligini ve yurekliligini gosteremeyen insanda aramalidir. 'Sapere aude! Aklini kendin kullanma cesaretini goster!' sozu simdi Aydinlanmanin parolasi olmaktadir. "
" Mutluluk kavrami oylesine belirsiz bir kavramdir ki, her ne kadar her insan ona ulasmayi dilese de, hicbir zaman kesinlik ve tutarlilikla, aslinda ne diledigini ve istedigini soyleyemez. Bunun nedeni de su : mutluluk kavramini olusturan ogelerin hepsi deneyseldir, yani deneyden odunc alinmalidirlar; bununla birlikte mutluluk idesi icin bir butun gereklidir, simdideki ve gelecekteki her durumda da esenligin en buyugu gereklidir Simdi, bu kavrayisli ve ayni zamanda her seyi yapabilen, ama yine de sonlu varligin, burada aslinda ne istediginin belirli bir kavramini kurmasi olanaksizdir. Zenginlik mi istese ? Onu nice kaygilar, kiskancliklar, tuzaklar icine bogazina kadar batirabilir. Cok bilgi ve kavrayis gucu mu istese ? Belki de bu, simdi ondan saklanan ama kacinilamayacak olan kotulukleri, ona ancak o denli daha korkunc bir sekilde gostermek icin, ya da onu simdi bile yeterince ugrastiran arzularina daha cok gereksinimler yuklemek icin bu denli keskinlesmis bir goz olabilir. Uzun bir yasam mi istese ? Bunun uzun bir sefalet olmayacagina kim guvence verir ki ? Bari saglik mi istese ? Kac kere bedenin rahatsizligi, kusursuz bir sagligin surukleyebilecegi asiriliklardan bir insani alikoymadi mi ? vb. Kisacasi o, neyin onu gercekten mutlu kilacagini, herhangi bir ilkeye gore, tam kesin bir sekilde belirleyecek durumda degildir, cunku bunun icin onun her seyi bilir olmasi gerekirdi. "
https://images.booklooker.de/x/01Uuf...taugt-aber.jpg
" Es ist ein Unglück, daß der Begriff der Glückseligkeit ein so unbestimmter Begriff ist, daß, obgleich jeder Mensch zu dieser zu gelangen wünscht, er doch niemals bestimmt und mit sich selbst einstimmig sagen kann, was er eigentlich wünsche und wolle. Die Ursache davon ist: daß alle Elemente, die zum Begriff der Glückseligkeit gehören, insgesamt empirisch sind, d.i. aus der Erfahrung müssen entlehnt werden, daß gleichwohl zur Idee der Glückseligkeit ein absolutes Ganze, ein Maximum des Wohlbefindens, in meinem gegenwärtigen und jedem zukünftigen Zustande erforderlich ist. Nun ist's unmöglich, daß das einsehendste und zugleich allervermögendste, aber doch endliche Wesen sich einen bestimmten Begriff von dem mache, was er hier eigentlich wolle. Will er Reichtum, wie viel Sorge, Neid und Nachstellung könnte er sich dadurch nicht auf den Hals ziehen. Will er viel Erkenntnis und Einsicht, vielleicht könnte das ein nur um desto schärferes Auge werden, um die Übel, die sich für ihn jetzt noch verbergen und doch nicht vermieden werden können, ihm nur um desto schrecklicher zu zeigen, oder seinen Begierden, die ihm schon genug zu schaffen machen, noch mehr Bedürfnisse aufzubürden. Will er ein langes Leben, wer steht ihm dafür, daß es nicht ein langes Elend sein würde ? Will er wenigstens Gesundheit, wie oft hat noch Ungemächlichkeit des Körpers von Ausschweifung abgehalten, darein unbeschränkte Gesundheit würde haben fallen lassen, u.s.w. Kurz, er ist nicht vermögend, nach irgend einem Grundsatze, mit völliger Gewißheit zu bestimmen, was ihn wahrhaftig glücklich machen werde, darum, weil hiezu Allwissenheit erforderlich sein würde. "
-
Isvecli - Fransiz yazar ( Anne Louise Germaine de Staël ) Madame de Staël’in dogum yildonumu ( 22 Nisan 1766 )
https://www.weimar-lese.de/media_wei...e_de_sta_l.jpg
https://qqcitations.com/images-citat...ael-163452.jpg
“ Ask bir kadinin yasaminin tum oykusu, erkegin ise yalnizca bir seruvenidir. / Love is the whole history of a woman's life, it is but an episode in a man's. / L'amore è tutta una storia della vita di una donna; è soltanto un episodio in quella dell'uomo. ”
https://quotefancy.com/media/wallpap...form-one-s.jpg
“ En buyuk mutluluk, kisinin duygularini harekete gecirmesidir. / Das grösste Glück ist es, die eigenen Gefühle in die Tat umzusetzen. ”
-
Ingiliz sair Philip James Bailey’in dogum yildonumu ( 22 Nisan 1816 )
http://www.azquotes.com/public/pictu...ley-518399.jpg
“ Biz yillar degil eylemlerde yasiyoruz; nefes degil, dusunceler icinde; Duygularin icinde, bir rakamdaki rakamlarda degil. ”
http://www.azquotes.com/picture-quot...-42-6-0654.jpg
“ Ne kadar yasadigimiz degil, nasil yasadigimiz onemlidir. ”
http://www.azquotes.com/picture-quot...ey-1-55-01.jpg
“ Uzun gunler, kisa gunlerden daha mutlu degildir. ”
-
Rus asilli Amerikali roman yazari, sair, cevirmen ve entomolog Vladimir Vladimirovic Nabokov'un dogum yildonumu ( 22 Nisan 1899 )
https://upload.wikimedia.org/wikiped...bokov_1973.jpg
https://66.media.tumblr.com/tumblr_l...9952_cover.jpg
" Lolita, hayatimin isigi, kasiklarimin atesi. Gunahim, ruhum, Lo-Li-Ta; Dilin ucu damaktan dislere dogru uc basamaklik bir yol alir, ucuncusunde gelir dislere dayanir. Lo-Li-Ta. Sabahlari ayaginda corabinin teki, bir elli boyu ile Lo idi, sadece Lo. Ayaginda bol gundelik pantolonu ile Lola. Okulda Dolly. Kayitlardaki noktali cizgilerde Dolores. Ama benim kollarimda hep Lolita idi. "
https://50specialbooks.files.wordpre...tt_50books.jpg
"Lolita, luce della mia vita, fuoco dei miei lombi. Mio peccato, anima mia. Lo-li-ta: la punta della lingua compie un percorso di tre passi sul palato per battere, al terzo, contro i denti. Lo. Li. Ta.Era Lo, semplicemente Lo al mattino, ritta nel suo metro e quarantasette con un calzino solo. Era Lola in pantaloni. Era Dolly a scuola. Era Dolores sulla linea tratteggiata dei documenti. Ma tra le mie braccia era sempre Lolita."
" Birbirimizi tanimadan cok onceleri biribirine es ruyalar gormustuk. Karsilastirmistik, biliyorduk. Ayni yilin ayni ayinda ( 1919 Hazirani ) birbirinden cok uzak iki ulkede, yolunu sasirmis bir kanarya hem onun hem de benim penceremden iceriye dalivermisti kanatlarini cirpa cirpa. Ah, Lolita sen boylesine sevmis olsaydin beni! "
https://64.media.tumblr.com/76761f0b...gulo2_500.gifv
" Molto tempo prima di esserci conosciuti, avevamo fatto gli stessi sogni. Raffrontavamo i nostri ricordi e vi trovavamo singolari affinità. Nello stesso mese di giugno dello stesso anno (il 1919), un canarino sperduto era volato nella casa di lei e nella mia, in due Paesi molto lontani. Oh, Lolita, se anche tu mi avessi amato così! "
Hala gelincikler takinan ayva tuylu kucuk bir kiz,
Hardal rengi Kizilderililerin ortakcilik yaptiklari yerde
Rengarenk alacakaranlikta hala patlamis misir yiyen,
Onu benden caldigin icin
Onu samur kasli, agirbasli koruyucusundan aldigin icin,
Sis kapakli gozlerime tukurdugun icin
Sari pestemali cart diye yirtip da, safak
Vakti yeni mutsuzlugumda debelensin diye
Birakip gittigin zaman; umarsizligi
Askin ve menekselerin, pismanlik,
Umutsuzluk; sen oturmus
Donuk bir tasbebegi didik didik eder de
Kafasini tutup bir yana atarken
Iste butun bu yaptiklarin icin
Iste butun bu yapmadiklarin icin oleceksin.
https://media3.giphy.com/media/tjvhtv6y9Cef6/giphy.gif
A little downy girl still wearing poppies
Still eating popcorn in the colored gloom
Where tawny Indians took paid croppers
Because you stole her
From her wax-browed and dignified protector
Spitting into his heavy-lidded eye
Ripping his flavid toga and at dawn
Leasing the hog to roll upon his new discomfort
The awfulncss of love and violets
Remorse despair while vou
Took a dull doll to pieces
And threw its head away
Because of all you did
Because of all I did not
You have to die
-
Nobel Fizyoloji veya Tip Odullu Italyan norolog Rita Levi-Montalcini'nin dogum yildonumu ( 22 Nisan 1909 )
“ Beynin kirisikliklari yok. Beynimiz surekli calismaya devam ederse, seksen yil sonra bile surekli kendini yeniler. Baska bircok organin tersine genclesebilir de. Ben bir ornegim. 100 yasimda yirmi yasinda sahip oldugumdan cok olanak var onumde. ”
https://www.pieralevimontalcini.it/F...MONTALCINI.jpg
" Il cervello non ha rughe. Se continua a lavorare sodo, si rinnova continuamente, anche dopo gli ottant'anni. Anzi, a differenza di altri organi, può perfino migliorare. Ogi ritengo di avere più possibilità di quando avevo vent'anni, per profondità di pensiero e intuito. "
https://i.pinimg.com/originals/0b/df...a17aacea99.jpg
"Her seyden once, zor anlardan korkmayin. En iyisi onlardan gelir."